Sayfalar

23 Temmuz 2016 Cumartesi

Yönetimden RvP tedbirleri!

Özel antrenörünün tesise girişi yasaklandı...

Fenerbahçe'de Robin van Persie'nin özel antrenörünün tesise girişi yasaklandı. Hollandalı golcüden takımın antrenman programına uyması istendi. Bu arada Portekiz ve Fransız medyasının güvenilir kaynakları L'Equipe ve A Bola; Robin van Persie ile ilgili önemli transfer iddialarında bulundu.
Geçtiğimiz perşembe günü Robin van Persie'nin menajerinin yönetimle yaptığı toplantı sonrasında Hollandalı futbolcunun kariyerine Fenerbahçe'de devam edeceği açıklanmıştı. Bu bağlamda yönetim işi sıkı tutmaya kararlı görünüyor. Birçok kez takımdan ayrı olarak tesiste kendi özel antrenörüyle çalışan Robin van Persie'nin bu yöntemi bir süredir hem yönetimi hem de teknik ekibi rahatsız ediyordu. Konuya el atan yönetim, Hollandalı'nın özel antrenörü Matt Radcliffe'in tesislere girişi yasakladı. Böylece van Persie'nin antrenmanlarda takımla olması amaçlandı. Deneyimli futbolcuya, ihtiyaç duyduğu hallerde kulüp personelinden yardım alabileceği de vurgulandı.
Robin van Persie son olarak Al Faisaly ile yapılan hazırlık maçında kadroda yer aldı ve ikinci yarıda oyuna dahil oldu. Hollandalı golcü perşembe günkü görüşmeden önceki 5 hazırlık maçında sadece tek devre forma giymiş; Panathinaikos ve Sparta Prag karşılaşmalarında kadroda yer almamıştı.
Bu arada Robin van Persie hakkındaki transfer iddialarına yenileri eklendi. Portekiz'in A Bola gazetesi Sporting Lizbon'un van Persie'ye olan isteğini okuyucularına manşetten duyurdu. Fransa'nın dünyaca ünlü gazetesi L'Equipe ise Paris Saint Germain'in Hollandalı golcüyü kadrosuna katmak için harekete geçtiğini ve bu iş için yeni Sportif Direktör Patrick Kluivert'ın Robin van Persie ile bir görüşme yaptığını yazdı.
NTVSpor.net

22 Temmuz 2016 Cuma

DJ Strawberry Beşiktaş Sompo Japan’da

Spor Toto Basketbol Ligi ekiplerinden Beşiktaş Sompo Japan Takımı, Birleşik Amerikalı basketbolcu DJ Strawberry ile 1 yıllık sözleşme imzaladı.

Yeni sezon öncesi transfer çalışmalarını sürdüren Beşiktaş Sompo Japan Takımı, 15 Haziran 1985 doğumlu, 196 cm boyundaki Birleşik Amerikalı basketbolcu DJ Strawberry ile 1 yıllık sözleşme imzalayarak kadrosuna kattı.

DJ Strawberry son olarak Yunanistan’ın köklü takımlarından Olympiakos’ta forma giymişti.


DJ Strawberry kimdir?

15 Haziran 1985 ABD doğumlu olan DJ Strawberry, 196 cm boyunda olup guard-forvet olarak görev almaktadır. Asıl adı Darryl Eugene Strawberry Jr. olan basketbolcu 2007 yılında Maryland Üniversitesi’nden mezun oldu.

DJ Strawberry, 2007 yılında Phoenix Suns tarafından 2. tur 59. sıradan draft edildi. 2007-2008 sezonda Phoenix Suns forması altında NBA’de 33 maçta görev alan Birleşik Amerikalı basketbolcu, 2.2 sayı ortalamasıyla oynadı.

2008-2009 sezonu başında Houston Rockets’a geçen DJ Strawberry, Ekim ayında İtalya’nın Real Estate Bologna takımına transfer olarak Avrupa macerasına başladı.

İtalya ligindeki ilk sezonunda 19 maça çıkan başarılı basketbolcu; 11.1 sayı, 3.2 ribaund ve 1.1 asist ortalamalarıyla oynadı. Real Estate Bologna forması altında Eurocup’ta da 14 maça çıkan DJ; 14.7 sayı, 2.7 ribaund ve 1.5 asist ortalamalarıyla süre aldı.

2010-2011 sezonuna Reno Bighorns ile D-League’de forma giyerek başlayan basketbolcu, Ocak ayında Litvanya temsilcisi Lietuvos Rytas’a transfer oldu. Litvanya liginde 19 maçta 5.5 sayı, 1.9 ribaund ve 2.2 asist ortalamalarıyla oynayan DJ Strawberry, Euroleague’de ise 5 maçta görev aldı ve 6.6 sayı, 1.2 ribaund, 2.8 asist ortalamalarıyla süre aldı.

2011-2012 sezonunda Hapoel Migdal Jarusalem takımına transfer olan basketbolcu, İsrail liginde 29 maçta görev aldı ve 15.6 sayı, 3.9 ribaund, 2.2 asist ortalamalarıyla oynadı. Eurocup’ta ise 5 maçta görev alan DJ; 14 sayı, 1.8 ribaund ve 1.8 asist ortalamalarıyla sahadan ayrıldı.

2012-2013 sezonuna Cibona Zagreb'te başlayan DJ Strawberry, Hırvatistan liginde 18 maçta görev aldı ve 14.3 sayı, 5.3 ribaund ve 2.2 asist ortalamalarıyla oynadı. Adriyatik liginde ise 26 maçta forma giyen basketbolcu; 14.3 sayı, 4.3 ribaund ve 2.7 asist ortalamalarıyla görev aldı. 2013 yılında kısa bir süre (7 maç) Porto Riko ekiplerinden Capitanes de Arecibo forması giyen DJ; 12.1 sayı, 3.4 ribaund ve 1.3 asist ortalamalarıyla Porto Riko macerasını tamamladı.

2013-2014 sezonuna da Cibona Zagreb forması altında başlayan DJ Strawberry, Adriyatik liginde 13, Eurocup’ta ise 10 maçta forma giydikten sonra Aralık ayında Fransa temsilcisi Pau-Lacq-Orthez takımına transfer oldu. Fransa liginde 16 maçta görev alan başarılı basketbolcu; 15.4 sayı, 3.8 ribaund ve 3 asist istatistiklerini yakaladı. Ardından kısa bir süre yine Porto Riko’nun yoluna tutan DJ Strawberry, Pirates De Quebradillas forması altında 10 lig maçına çıktı ve 11 sayı, 3.9 ribaund, 1.5 asist ortalamalarıyla oynadı.

2014-2015 sezonunda ülkemizde Pınar Karşıyaka forması giymeye başlayan Birleşik Amerikalı basketbolcu, Türkiye liginde 40 maçta forma giydi ve 12.4 sayı, 3.7 ribaund, 3.5 asist ortalamalarıyla oynadı. Eurocup’ta ise Pınar Karşıyaka forması altında 20 maça çıkan DJ; 11.2 sayı, 3.1 ribaund ve 2.7 asist ortalamalarıyla göz doldurdu.

Son olarak 2015-2016 sezonunda Yunanistan'ın dev kulüplerinden biri olan Olympiacos’ta forma giyen ve 35 lig maçına çıkan tecrübeli basketbolcu; 8.3 sayı, 2.9 ribaund ve 1.7 asist ortalamalarını yakaladı. Euroleague’de ise 23 kez forma giyen tecrübeli basketbolcu; 6.2 sayı, 3.1 ribaund ve 1.6 asist ortalamalarıyla oynadı.

Birleşik Amerikalı basketbolcu DJ Strawberry, 2016-2017 sezonu öncesinde Beşiktaş Sompo Japan Takımı ile 1 yıllık sözleşme imzaladı.


FIBA Europe Cup’ta Kuralar Çekildi

FIBA Europe Cup‘ta mücadale edecek temsilcilerimizin grupları belli oldu.
Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) tarafından düzenlenen Avrupa Ligi'nin 2016-2017 sezonu kura çekiminde, Türk takımlarının rakipleri belli oldu.
Almanya'nın Münih kentinde gerçekleştirilen kura çekimine, Türkiye'den Royal Halı Gaziantep grup aşamasından, Demir İnşaat Büyükçekmece ise ön eleme turundan katıldı.
Eşleşmelerin ardından Royal Halı Gaziantep, G Grubu'nda Kosova temsilcisi Peja ile yer aldı. Grubun diğer iki takımı, FIBA Şampiyonlar Ligi'nden elenecek takımlar arasından gelecek.
Tarihinde ilk kez Avrupa arenasında mücadele edecek Demir İnşaat Büyükçekmece ise ön eleme turunda Romanya'nın Mureș takımıyla eşleşti. İstanbul temsilcisi, ilk maçını 28 Eylül'de deplasmanda, rövanşını ise 5 Ekim'de evinde oynayacak ve rakibini elemesi durumunda H Grubu'nda mücadele edecek.
İşte Europe Cup’taki gruplar;




Turnuva formatı
Formatında bu sezon değişikliğe gidilen FIBA Avrupa Ligi'nde normal sezon maçlarına 23 takım doğrudan katılırken, 17'si ise FIBA Şampiyonlar Ligi'nden elenerek gelecek ve bu takımlar dörderli 10 gruba ayrılacak.
Gruplarını ilk iki sırada tamamlayan takımlar ile üçüncü sırada bitirenlerin en iyi dereceye sahip 4'ü, ikinci tura yükselecek. İkinci tura yükselen 24 takım ise 6 gruba ayrılacak. Gruplarını lider tamamlayanlar ile en iyi dereceye sahip iki grup 2'ncisi, play-off turuna yükselecek.
Play-off turuna yükselen 8 Avrupa Ligi takımı ile Şampiyonlar Ligi'nden elenen 8 takım, son 16 turunda eşleşecek. Avrupa Ligi'nin bu turundan sonraki tüm maçlar, eleme usulü iki maç üzerinden oynanacak.
Büyükçekmece'den kura değerlendirmesi

Büyükçekmece Belediye Başkanı ve Demir İnşaat Büyükçekmece Kulübü Başkanı Hasan Akgün, FIBA Avrupa Ligi'nde Türkiye'yi en iyi şekilde tanıtacaklarını bildirdi.
Almanya'nın Münih kentinde gerçekleştirilen FIBA Avrupa Ligi kura çekiminde, ön eleme turunda Romanya'nın Mureş takımıyla eşleşen Demir İnşaat Büyükçekmece Kulübü'nün başkanı Akgün, yaptığı açıklamada, amaçlarının bu yıl da ligde kalmak olduğunu belirtti.
Akgün, "2011 yılında kurulup beşinci yılında Avrupa'da mücadele eden takımımız, ön elemeyi Romanya'nın Mureş takımı ile oynayacak. Avrupa'da ülkemizi ve Büyükçekmece'yi en iyi şekilde tanıtacağız." ifadelerini kullandı.
Demir İnşaat Büyükçekmece Başantrenörü Özhan Çıvgın ise Mureş'in çok bildikleri bir rakip olmadığını vurgulayarak, "Yaz döneminde eleme maçına en iyi şekilde hazırlanacağız. Rakibimizi geçip, Avrupa'da yolumuza devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

UEFA'dan Volkan Şen müjdesi!

UEFA Tahkim Kurulu, 31 Aralık 2016 tarihine kadar UEFA karşılaşmalarında yer alamayacak Fenerbahçeli futbolcu Volkan Şen'in cezasını 30 Eylül 2016'ya çekti.
UEFA Tahkim Kurulu, UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu'nun 31 Aralık 2016'ya kadar UEFA karşılaşmalarından men ettiği Fenerbahçeli futbolcu Volkan Şen'in cezasını indirdi. Volkan'ın cezası, 30 Eylül 2016'da sona erecek.
Fenerbahçe Kulübünden yapılan açıklamada, sarı-lacivertli kulüp tarafından UEFA Tahkim Kurulu'na yapılan başvurunun neticelendiği vurgulanarak, şu ifadeler kullanıldı:
"UEFA Avrupa Ligi son 16 turu müsabakaları kapsamında 17 Mart 2016 tarihinde deplasmanda oynadığımız Braga karşılaşması sonrası UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu futbolcumuz Volkan Şen'e, 31 Aralık 2016'ya dek oynanacak olan UEFA karşılaşmalarında yer almama cezası vermiştir. Kulübümüz tarafından UEFA Tahkim Kurulu’na yapılan başvuru neticesinde, futbolcumuz Volkan Şen’e verilen ceza 30 Eylül 2016 tarihine çekilmiştir. UEFA Tahkim Kurulu, kulübümüzün aldığı diğer cezaları ise onamıştır."


İtalya’yı Geçen Ümit Milliler Yarı Finalde!

Ümit Milli Erkek Basketbol Takımımız çeyrek finalde İtalya’yı 83-72‘lik skorla mağlup ederek yarı finale yükseldi.
Finlandiya'nın Helsinki şehrinde düzenlenen Ümitler Avrupa Şampiyonası’nda mücadele eden Ümit Erkek Milli Takımımız çeyrek finalde İtalya’yı 83-72‘lik skorla mağlup ederek yarı finale yükseldi.
Maça kusursuz bir başlangıç yapan ekibimiz ilk 10 dakikalık bölümü 26-9 önde tamamladı. İkinci çeyrekte de hız kesmeyen U20 Ümit Erkek Milli Takımımız soyunma odasına 44-27 önde gitti. Son çeyreğe de 68-40’lık skorla önde giren Milliler maçtan 83-72 galip ayrıldı.
Millilerin yarı finaldeki rakibi, Çek Cumhuriyeti'ni 79-69 mağlup eden Litvanya ile oldu.
Ümit Erkek Milli Takımımızın, İtalya karşısındaki istatistikleri şu şekilde:
italya tur ist 22 tem

Trabzonspor'a imzayı attı!


Trabzonspor, daha önce görüşmelere başlandığını bildirdiği Slovak oyuncu Jan Durica ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.
Serbest statüde bulunan Jan Durica ile önce görüşmelere başlayan bordo-mavililer, anlaşmanın ardından Slovak savunmacı ile 2 yıllık sözleşme imzladı. Sağlık kontrolünden geçen Durica'ya iki yıl için 2 milyon 600 bin Euro garanti ücret ödenecek.
Bonservisi elinde olan 34 yaşında ve 1,88 metre boyundaki stoper oyuncusu, geçen sezon Rusya’nın Lokomotiv Moskova takımında forma giymişti.
4. OYUNCU
Trabzonspor, bu sezon Durica ile 4. oyuncuyu renklerine bağladı.
Bordo-mavililer, daha önce Ramil Sheidaev ile anlaştığını, Arjantinli Luis İbanez, Slovak Matus Bero ile de görüşmelere başlandığını açıklamıştı.
 


Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde kuralar çekildi!

Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenecek Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde kura çekimi gerçekleştirildi.

Türkiye'den Banvit ve Pınar Karşıyaka'nın doğrudan, Beşiktaş Sompo Japan ve Muratbey Uşak Sportif'in ikinci ön eleme turundan dahil olduğu kura çekimi Almanya'nın Münih kentinde gerçekleştirildi.

Temsilcilerimizden Banvit A Grubu'nda, Pınar Karşıyaka B Grubu'nda, elemeler oynayacak Muratbey Uşak Sportif C Grubu'nda, Beşiktaş da D Grubu'nda yer aldı. Pınar Karşıyaka'nın grubunda Erman Kunter'in çalıştırdığı Le Mans bulunuyor.

FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde 2016-2017 sezonu 32 takımla oynanacak. Turnuvaya 24 takım doğrudan, 8 takım ön eleme sonucu Şampiyonlar Ligi'ne katılımda bulunmaya hak kazanacak. Ligde elemeler ve grup mücadelesi iç ve dış saha maçları olmak üzere 2 maç üstünden gerçekleştirilecek. Eleme maçları 27 Eylül'de, normal sezon ise 20 Ekim'de start alacak.

FIBA Şampiyonlar Ligi'nde gruplar şu şekilde oluştu:

samp ligi kura cekimi 2016

 
Ön elemelerin 2. turunda karşılaşacak takımlar ise şöyle:

Riesen - Benfica / Varese galibi
Porto / Juventus galibi - Olaj
Kataja / Södertajle galibi - Spirou
Donar / Tartu galibi - Bakken Bears / Sassari galibi
Muratbey Uşak Sportif - AEK / Cluj galibi
Rilski / Minsk galibi - Ironi
Lukoil Akademic - Oradea / Prievidza galibi
Igokea / Mornar galibi - Beşiktaş

Darüşşafaka Doğuş'a NBA'den transfer

Spor Toto Basketbol Ligi ekiplerinden Darüşşafaka Doğuş, ABD'li basketbolcu James Anderson'ı kadrosuna kattı.
Önümüzdeki sezon THY Euroleague'de mücadele edecek olan Darüşşafaka Doğuş, kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. Daçka; Birkan Batuk, Brad Wanamaker, Adrien Moerman ve Dairis Bertans'ın ardından James Anderson'ı da renklerine bağladı. Forvet pozisyonunda oynayan 27 yaşındaki oyuncu, Darüşşafaka Doğuş ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.
1.98 metre boyundaki Anderson, geçen yılı NBA ekiplerinden Sacramento Kings'te geçirmişti. Darüşşafaka Doğuş'a transferiyle ilgili mutlu olduğunu ifade eden Anderson, "Koç David Blatt ile çalışmak benim için büyük bir fırsat olacak. Ondan çok şey öğrenmeyi ve oyuncu olarak gelişme sağlamayı ümit ediyorum" ifadelerini kullandı.

Ricky Hickman EA7 Emperio Armani Milano'da


EA7 Emperio Armani Milano, Fenerbahçe'den ayrılan Ricky Hickman'i kadrosuna kattı.
Son iki sezondur ülkemizde Fenerbahçe forması altında oynayan otuz yaşındaki tecrübeli oyuncu, İtalya’ya dönme kararı aldı.
Son günlerde EA7 Olimpia Milano ile adı sıkça anılan Ricky Hickman, İtalyan ekip ile bir yılı opsiyonlu iki yıllık sözleşme imzaladı.
Geçirdiği sakatlığın ardından sarı lacivertli forma ile beklentilerin altında kalan ve takımdn ayrılan Ricky Hickman'in yeni takımı İtalyan Armani Milano oldu. Hickman geçen sezon Fenerbahçe formasıyla ligde 10 maçta 5.1 sayı 2.0 ribaund ve 1.5 asist Euroleague'de ise 20 maçta 4.6 sayı 1.2 ribaund ve 1.3 asist ortalamalarıyla mücadele etmişti.
Ricky Hickman, 2012 – 14 sezonlarını İsrail ekibi Maccabi Tel Aviv ile birlikte geçirmiş, 2014 senesinde de takımı ile Euroleague şampiyonluğu yaşamıştı.

Şebnem Kimyacıoğlu: ''Keşke Biraz Daha Girişken Olsam''

Şebnem Nezahat Kimyacıoğlu.. Siz onu Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın eski yıldızı olarak tanırsınız..

2014 Eurolig finalinin en kritik anlarında Fenerbahçe potasına attığı iki inanılmaz 3’lükle takımına kupayı getiren oyunculardan biri olarak hatırlarsınız..
Yaşamını sürdürdüğü Amerika’da avukatlık yaptığını..
Sık sık Türkiye’ye gelip gittiğini..
Şimdilerde ise A Milli Kadın Takımı’nın Rio yolundaki en güvenilir isimlerinden biri olduğunu da anımsarsınız..
Ama biz Şebnem’i size biraz da ‘’Pek de konuşulmayan tarafları’’ ile karşınıza getireceğiz..
Karşımızda, kendinden emin, sevecen, heyecanlı, insani duyguları tavan yapmış biri var.
Kendi alçak gönüllülük yapsa da onun yürüdüğü yoldan yürüyecek, yüzlerce, binlerce kıza ilham kaynağı olacak bir rol model var..
Türk Milli Takımı’nda oynuyorsun ama hakkında fazla bir bilgi yok. Örneğin ailenden söz ederek başlayalım?.  Şebnem Nezahat Kimyacıoğlu kim? Sonuçta bu kızı leylekler getirmedi?
-Babam Tübitak’ta elektronik mühendisiydi.. Araştırma bölümünde ODTÜ mezunları çalışıyordu. ABD’deki Silikon Vadisi’nden teklif geliyor. İlk olarak babam, annemi de alıp gitti.. Sonra diğer çalışanlardan da gelen oldu. Topluca Silikon Vadisi’ne transfer oluyorlar. İlk olarak ablam doğdu. Sonra ben, sonra kız kardeşim. 3 kız kardeşiz. Aradan bir süre geçtikten sonra Türkiye’ye yavaşça dönme kararı alıyor annem ve babam. Bir yıl da Londra’da yaşıyoruz. Türkiye’ye dönme zamanı gelince, babamı arkadaşları Türkiye’ye değil, ama Amerika’ya dönmeye ikna ediyorlar. Hep birlikte yeniden Amerika’ya dönüyoruz..
''Kader Basketbol Hayatımdaki Şanslı Anların Bir Parçası''
Kadere inanır mısın?. Çünkü ben bu olayda senin de kaderinin değiştiğini görüyorum. Londra’dan Türkiye’ye dönsen farklı bir Şebnem olarak karşımıza çıkacaktın, şimdi ABD’de yaşayan daha farklı bir Şebnem olarak buradasın.
-Çok inanırım. Kardeşim de, benim gibi burslu okudu. Ablam dünya’nın en büyük hukuk bürolarından birinde çalışıyor. California’nın Silikon Vadisi gibi teknolojinin merkezi olan bir yerde bursla okumak, kadınlara eşit imkanların sunulması, ne olmak istersem odaklanıp yapabileceğimi hissi veren bir yerde büyümek ve okumak, bugünkü konumumda önemli etkinlerdi. Kader hem bunların, hem de basketbol hayatımdaki yaşadığım şanslı anların bir parçası olduğuna inanıyorum. Tabii ki, kadere güvenip fırsat değerlendirilmezse, o zaman bir şey gerçekleşmeyeceğine de inanıyorum.

İlginç bir kariyerin var. Türkiye’ye geliyorsun, oynuyorsun. Sonra yeniden ABD’ye dönüyorsun sonra yine geliyorsun. Vallahi benim başım döndü. 
-Basketbola hasretimden farklı şeyler yaşadım. 2005 yılında Amerika’dan ilk olarak Beşiktaş’a geldim. 2.5 yıl oynadım sonra Amerika’ya geri döndüm. O aralar kafamda sadece eğitim vardı. Basketboldan soğumuştum. Bir gün Nevin Nevlin’le eşi Emre Vatansever beni ziyarete geldiler. Emre bana basketbola dönüp dönmeyeceğimi sordu. Kendisi Galatasaray’da asistan antrenördü. Dönmeye sıcak baktım. Baro sınavları sonrası İstanbul’a geldim. Eurolig seviyesinde bir oyuncu olup olmadığımı bilmiyordum. Ekrem abiyle (Memnun) görüştüm. Onun çalışma tarzı, fikirleri bana hitap ettiğini anladım ve onun sisteminde istatistikte katkım olmasa bile, diğer yönlerden değerli olabileceğimi anladım. Biraz oynama fırsatı buldum. Benim için her saniye önemliydi. Eurolig şampiyonluğundan sonra şimdi de birlikte Olimpiyat’a gidiyoruz..
-Sonrasında Galatasaray’da 1 yıl daha oynadım. Basketbolu 2014-2015 sezonu sonunda bırakmayı düşünüyordum. ABD’ye dönüp, yeniden hukuka başlayacağım, yeni bir sektörde çalışacağım diye düşünüyordum. O 2014-15 senesi oynarken aynı zamanda Odeabank’ta haftada 2 gün avukat olarak da çalıştım. Yani bir anlamda burada işimi de yaptım. Sezon sonunda Amerika’ya dönüp avukatlığa başladım. 2015-16 sezonun ortasında Yakın Doğu Üniversitesi’nden 2-3 aylık bir teklif aldım. O aralar ABD’de bağlı olduğum bir işim olmadığı için teklifi kabul edip geldim. Bunu da kaderin bir parçası olarak görüyorum.
''Yakın Doğu Güzel Bir Tecrübeydi''
-Yakın Doğu’nun teklifini kabul etmemin büyük bir parçası 2015’in yaz aylarında Kuzey Kıbrıs’ta Peace Players International isimli bir hayır kurumunun basketbol kampına katılıp, oradaki insanları tanımamdı. Kuzey Kıbrıs’ın sıcak kanlı insanlarını çok sevdim. Takımın da belirli hedefleri vardı. Onlara yardımcı olabileceğimi düşündüm. Benim için çok güzel bir tecrübeydi. En önemli hedefimize ulaştık ve yöneticilerden takım arkadaşlarıma, çok iyi insanlar ile tanıştım. Aynı zamanda orada oynamak Milli Takım’a yeniden dönme kapısını bana açtı. Yine kaderin bir parçası…

Amerika’da Amerikalı Şebnem, Türkiye’de Türk Şebnem misin? Yoksa ABD’de Türk gibi mi yaşıyorsun?
-Ben nerede olursam fark etmiyor, ayni insanım. Hem ABD hem Türkiye farklı güzelliklere sahip… Ben küçükken utangaç bir tiptim. Türk kültürü daha sıcak, daha cana yakın, daha samimi. Ben insanlarla kaynaşmayı seviyorum, ama sessiz olduğum için insanlara ısınmam vakit alıyor. Türk arkadaşlarım benim o kalıbımdan biraz çıkmama yardımcı oldular. Türk kültürünün beni iyi yönlerde geliştirdiğine inanıyorum. Yine de tam Türk ya da tam ABD’li kültüre sahip değilim. Her zaman ikisinin arasında bir yerde kalmışımdır…

''Şeb Veya Şebi''
Buradaki lakabın Şebo.. Orada seni nasıl çağırıyorlar?. Örneğin Hidayet Türkoğlu’na Hedo diyorlardı. Senin böyle bir lakabın var mı?
-Şeb veya Şebi diyorlar. Maç içinde daha kısa diye Şeb, normal hayatta Şebi. Annem bile bana Şebi diye hitap eder.
İsmin tam olarak Şebnem Nezahat Kimyacıoğlu. Ortadaki Nezahat nereden gelme?
-Hem anneannemin, hem babaannemin isimleri de Nezahat. Aslında annem ve anneannem istemiyorlarmış göbek isminin konulmasına. Ancak dedem ve babam doğum sertifikasına yazdırmışlar. Örneğin ablam ve kardeşim de böyle bir şey yok. Onlar tek isimli.
ESCP6055
Stanford Üniversitesi’nde ekonomi, Santa Clara Üniversitesinde hukuk eğitimi aldın. ABD’de avukatlık yapıyorsun bildiğim kadarıyla. Duruşmalara giriyor musun?
-Suçla ilgili mahkemelere girmiyorum. Benim işim daha çok işletme, şirket hukuku, sözleşme ihtilafları ile. Yani öyle jüri falan gibi şeyler yok. Avukat olan ablam ise tam mahkeme işleri yapıyor.
-Aslında ablam çalıştığı şirkette 2 bin den fazla avukatın içindeki tek Türk avukatlardan biri. ‘Türk müvekkilimiz var, gel yardımcı ol’ diyorlar. Ablam hayatımdaki önemli örneklerinden biri…
Koçluk eğitimi de almışsın.
-Resmi eğitim almadım ama genç takımda koçluk yaptım.

''Ceza Şutlarını Yüzdeli Atmaya Çalışıyorum''
Senin için çok iyi 3’lükçü diyorlar?. Bütün oyun felsefen 3’lük atmak üzerine mi kurulu?
-Biraz yaşım ilerledi ve öyle oldu. 2005-2008 araları oynarken daha farklı yönlerden katkım oluyordu. Bırakıp geri döndüğümde ise bu rolüm normal olarak değişti ve onu benimsedim. Takım drive, screen yaparken, boşta kalan oyuncu olup, ceza şutlarında yüzdeli atmaya, savunmada doğru pozisyonlarda bulunmaya çalışıyorum. Genel olarak, takım arkadaşlarımın sahada her konuda güvenebileceği birisi olmaya çalışıyorum.

''Şebnem Bunu Atar!''
Oyun stilin itibariyle seni Stojakoviç’e benzetenler var
-Bundan haberim yoktu. Ama NBA’i izlerken Stajakoviç’i de izlerdim. Oyuncu olarak çok seviyordum ve bu benzetmeye onur duyuyorum. Siz onun 10 üçlük attığı maçı bahsettiniz ama benim kafamda 10 tane 3’lük atmak değil, maçın en kritik anında ne gerekiyorsa onu atıp takıma faydalı olmak var. Bu atışları yaparken takımın bana güveni olduğunu görmek, ‘Şebnem bunu atar’ demeleri, ve o şutları sokabilmem daha önemli.
Başkaları gibi forma numaralarına takıntın var mı?. Genelde hep 33 numarayı giyiyorsun.
-Takıntım yok ama 33’ü tercih ederim. Nantes’te Olimpiyat Elemeleri’nde 8 numaralı formayı giydim. 8, iki tane 3’ün ters ve düz birleşmesi. Basketbolu 33 numaralı forma ile noktalamak güzel olacak.

''Elimden Geleni Yapmak''

Türkiye’de bir dönem lakabın ‘’Nöbetçi 3’lükçü’ ye çıkmış. Bunun da sebebi bazı maçlarda oyuna sonradan girip, attığın birkaç 3’lükle maçı takımına kazandırman. (13 Nisan 2014 Fenerbahçe maçı. Son anlarda iki kritik üçlük)
-Benden o gün ne isteniyorsa onu yapmaya çalışıyorum. Belki bazı maçlarda 0 dakika sahada olacağım, belki 20 dakika. Benim için hep hazır durumda olup, sahaya girdiğimde elimden geleni yapmak olur.

Şöyle bir baktığında ilginç bir hayatın olduğunu söyleyebilir misin? Yoksa sıradan bir yaşantı mı sürüyorsun?
-Baştan başlarsak, hayatım sıradandı. Basketbolu oynadım ve bıraktım. 2008’den sonra ise ilginç olmaya başladı. Sporcular spor yapar sonra hayatına devam eder. Basketbola ara verdikten sonra geri dönüşüm biraz farklı oldu. 2012’de bir iş teklifini kabul etmiştim. Bir yol ayrımı oldu. Bıraksam mı, bırakmasam mı? 2016 sezon sonrası için iş teklifini kabul etmiştim. Karşıma hep yol ayrımları çıktı. O kararların iki tarafında da risk vardı. Ve o riskleri göze almaya karar verdim. Doğru yaptığımı düşünüyorum. Yanlış da olabilir. Her işte bir hayır vardır diye düşünüyorum. 2008’de basketbolu bıraktığımda yanlış karar verip vermediğimi sorguluyordum, ama kişisel gelişmem için en iyi verebileceğim karar olduğuna şimdi inanıyorum. 2012’de dönüş yapmak nasip oldu. O verdiğim karar 2014’te Eurolig şampiyonluğunu ve 2016 Olimpiyatları’nın yolunu açtı bana…
IMG_1871452
Hayat felsefen neyin üstüne kurulu?
-Temeline her zaman güven olan bir yaşam tarzı. Annem ve babam kişilik ve karakter üzerine çok güzel bir temel kurdu ve ona güvenerek, ona dayanarak yaşamak, her zaman en emniyetli seçeneği seçmemek, hesaplanmış risk almak ve bir yola karar verdikten sonra hiç pişmanlık duymayacak şekilde o yolu kovalamak.  Hiç geriye bakıp, keşke daha fazla çalışsaydım demek istemiyorum. Benim için hukuk okumak ve sonrasında basketbola geri dönmek öyle yaklaşımım oluğu kararlardı.

Sana eline bir kağıt kalem verip bir hikaye yaz deseler nereden başlarsın?
-Ben geriye doğru giderek, ailemin tarihini yazmak isterdim.  Çok bilmediğim şeyler var ve onları öğrenmek isterdim.

''Rüyamda Mutlu Anları Görmek İsterim''
Gece uyuduğunda bir rüya göreceksen, bunun ne tür bir rüya olmasını dilersin?
-Nadir rüya gören birisiyim. Kardeşim çok rüya görür, kıskanırdım. Hep mutlu anları görmek isterim. Olimpiyatlarda bir madalya hayalim var. Onu görmek isterim. 2 gün önce bir yeğenim oldu. Ailemin ve sevdiklerimin yanında onu görmek, kucaklamak isterim.
Kendinde en beğenmediğin özelliğin.
-Biraz önce söylediğim gibi, insanlara ısınmam vakit alıyor. Keşke biraz daha girişken olsam…
''Şebnem İyi Birisidir''

Arkadaşların senin en çok neyini beğenirler?
-Tam bilmiyorum ama ‘Şebnem iyi birisidir’ derler. Bundan daha iyi iltifat olamaz.
Stanford mezunu birkaç arkadaşınla bir şirketiniz var. Hem bireysel ders veriyorsunuz, hem de antrenörlük yapıyorsunuz. İmkanı olmayan fakir kızlarla çalışıp, onların öz güvenini yükseltmeyi hedefliyorsunuz. Farklı ülkelerde bu işi yapmak istiyorsunuz. İlk gittiğiniz ülke de Surinam olmuş. Ne oldu o proje?
-Proje şu an durdu. Benimle birlikte şirketi kuran kız Chiago’ya işletme master’ını almak için gitti. Biz bunu San Francisco’da yapıyorduk. Ders tarafı duruyor, biz hayır tarafındaydık. Surinam’a gittik. Oraya gittiğimizde basketboldan da yakaladığımız özgüven ile sporda kadın olmanın katkılarını gerçek dünyada göstermek istedik. Mesela, Surinam’da kadın antrenör yoktu. Oraya bir ekip olarak gittik. Kızlar bizi örnek olarak gördüler. Bire bir oynadık. 3 gün kamp yaptık. Hem kızlar, hem biz çok etkilendik. İnşallah ileride yine yapacağız. Biraz önce basketbolla alakalı hayır şirketi bassettim – Peace Players Internatıonal. Kıbrıs, İsrail, Güney Afrika ve Kuzey İrlanda’da ofisleri var. Orada birbirlerine normalde karşı olan gençleri kaynaştırıyorlar. Birbirlerinden farklı olmadıklarını göstermeye çalışıyorlar. Basketbolun sadece saha içini değil, hayata bakış açısını da göstermeye çalışıyorlar. Biz basketbol oynuyoruz. Takım arkadaşım hangi ırktan, dinden, nereden gelmiş önemli değil, hep birlikte ve birbirimize dayanarak ortak hedeflere odaklanıyoruz. Bu çok önemli bir şey… Spor kültürü toplum için önemli bir örnek. Böyle projelerin parçası olmaya devam etmek isterim.
''Normal Zamanlarda Evde Otururum''

Şebnem Kimyacıoğlu’nun Türkiye’de ve ABD’de 1 günü nasıl geçiyor?
-Normalde çok sıkıcı. Yaz aylarında bir farklılık oluyor. Los Angeles’te bir arkadaş grubum var. Hafta sonları bir araya geldiğimizde plaj voleybolu oynuyoruz. Güneş, deniz ne ararsan var. Herkes hafta içinde ne yaptığını anlatıyor. Biri uzay merkezinde çalışıyor, biri Hollywood’da oyuncu, bir diğeri filmlerle alakalı bir işte. Bazıları antrenör. Farklı insanlar bir araya geliyor. Yazın çoğu hafta sonları beni en çok mutlu eden olaylardan biri bu. Cumartesi-Pazar arkadaşlarla birlikte olmak. Normal zamanlarda ise evde oturan biriyim. Sabah kahvemi programlayıp hazır olduğunda çok sevinirim. Türkiye’de Boğaz’ın karşısında bir kafede, özellikle de Kuruçeşme’de Aşk Cafe’de oturmayı, kitap okumayı, kahve içmeyi çok seviyorum. Bence İstanbul gibi bir şehir dünyanın hiçbir yerinde yok. California’nın güzel plajları var. Ama ben Akdeniz’in sıcak ve köpek balıksız sularına bayılıyorum..
ABD’de mi yaşamak daha kolay, Türkiye’de mi?
-Her iki tarafın da kolaylıkları var. ABD’de alıştığım bir ortam var. Ama Türkiye’de gerçek komşu hissi var.  Yanındaki oturanları hiç tanımasan bile, bir şeye ihtiyacın olsa, tereddüt etmeden yardımcı olacaklarını biliyorsun. Türklerin yardım severliği ve misafirperverliği Amerika’dan farklıdır.
''İstanbul'u Özlüyorum''

Oradan bakınca burası nasıl gözüküyor?. 
-Ben oradan bakınca İstanbul’u özlüyorum. Kalbimde çok ayrı bir yeri var. Beyoğlu’nu, Boğaz manzarasını özlüyorum. Farklı kültürlerden, farklı ırklardan insanlar var Türkiye’de. Gerçekten farklı insanların olmasını seviyorum. California’da da çok çeşitli insan var ama İstanbul’da bu kesişmeleri izlemeyi seviyorum.

Ya buradan bakınca orası?
-İşi bir kenara bırakırsak, en yakın arkadaşlarım orada. Sosyal medya var ama 10 saat de fark var. Mecburen bir kopukluk oluyor. Günün her saati mesajlaşamıyorsun. Pause düğmesine basmış, bekliyorum. O beni üzüyor.
Basketbolu bıraktıktan sonra Türkiye’ye sadece tatil için mi geleceksin?
-İdeal bir iş için hem Amerika’da hem Türkiye’de bir ayağım olursa çok mutlu olurum.
Bir gün Türkiye’de avukatlık yapar mısın?
-Denklik almam gerekir. Bu yüzden o olasılık düşük. Fırsatları aktif olarak kovalamıyorum. Ama bir iş fırsatı çıksa düşünürüm.
''Avukatlığa Yeni Başladım''

Şebnem Kimyacıoğlu hangisinde daha başarılı. Basketbolculukta mı, avukatlıkta mı?
-Başarı bakımından basketbol. Daha avukatlığa yeni başladım. İnşallah orada da farklı olacak. Spor dünyasında avukat olarak çalışmak isterim.
Olaylara hangi gözle bakarsın?. Avukat gözüyle şüpheli mi, sporcu gözüyle daha iyimser mi?
-Hukuk insanı bozuyor. Her gördüğümü kanuni mesuliyet gözü ile bakıyorum artık. Bu yüzden avukat olmayan arkadaşlarımın etrafımda kendimi tutmaya çalışıyorum. Yoksa, yanımdakileri çok sıkarım.
''Türkiye'de Futbol, Amerika'da Basketbol''
Türkiye ile ABD’nin kıyaslamasını sık sık yapar mısın?. Örneğin basketbollarını?
-Aklıma ilk gelen en büyük fark; ABD’deki sistemde üniversite tahsilini alabilmek için ikisini de bir arada yürütmek zorundasın. Biri olmazsa diğeri de olmaz. ABD’de okul hayatında belirli bir seviyenin altına düşersen, takımdan da otomatikman düşersin. NBA’ye direkt gidenler 10 sene geçse bile dönüp tahsillerini tamamlıyorlar. Sokakta, Türkiye’deki çocuklar futbol, ABD’dekiler basketbol oynuyorlar. Milli spor olarak farklı yetenekler çıkıyor orada ortaya. Ancak ABD U 17 Takımı Dünya Şampiyonası’nda Avustralya’ya kaybetti. Atletik oyuncular var ama Avustralya’ya karşı yetenek bakımından geri kaldılar. Türkiye’deki gibi spor okulu eğitiminde oyuncuların yetenekleri gelişeceğinden emin olabilirsin.  ABD’de bazen şansa kalıyor. Türk Milli Takımı’nın geleceği parlak olabilir. Aradaki farklar azalıyor. WNBA Dünyanın en iyi liglerinden biri. Ama 3 aylık bir lig. ABD Milli Takımı’ndan çoğu oyuncu Türkiye’de oynuyor. Şampiyonalarda ABD takımları ile karşılaşınca, daha önce defalarca karşı veya birlikte oynadığımız oyunculara karşı oynuyoruz. Bu başarıya yol açan bir tecrübe.
Önceliklerini bir sıralama yapsan ilk sıralara neleri koyarsın?
-Öncelik olarak kahve. Kahvesiz günüm geçmez. Kamp ortamlarında sabah ilk iş kahvaltıda bir birimizi görüyoruz ve arkadaşlarım uykulu halimi görüp sorun var mı diye soruyor. Kahvemi içince gözlerim açılacağını belirtirim. Ama bu kamp sürecinde herkes bu halime alıştığını düşünüyorum.
Sporcular ABD’de mi daha çok eleştiriliyor, Türkiye’de mi?.  Yoksa ikisinden birden mi?
-Sosyal medyada her zaman bir eleştiri var. Anonim bir şekilde eleştir yapabilince, insanların ne yazık ki bazen çirkin tarafları çıkabiliyor. Bu her yer için geçerli.
TBF

Beşiktaş'ın sıkıntısı transfer !

Beşiktaş transferde henüz istediği hamleleri yapamadı. Gomez takımdan ayrılırken, Sosa'daki belirsizlik çözülemedi ayrıca stoper ve sol bek mevkii için de bir çok isimle görüşüyor.

Beşiktaş'ta transfer dönemi sıkıntılı geçiyor. Mario Gomez takımdan ayrılırken yönetim, takımdan ayrılmak isteyen Jose Sosa'yı henüz ikna edemedi.

Milan kulübüyle bonservis pazarlığı yapan Sosa'nın takımdan ayrılma düşüncesinin devam ettiği öğrenildi.

Siyah beyazlılar, stoper ve sol bek takviyesi konusunda da istediği adımları atamadı.

Manchester City'den Kolarov, San Lorenzo'dan Mas için uzun süredir temaslar sürerken, Flamengo'dan Anderson Pico ve Barcelona'dan Adriano ile de görüşmeler sürüyor.

Stoper takviyesi için Lanus'tan Gustavo Gomez'i gündemine alan Beşiktaş, yine Barcelona'dan Mathieu için de nabız yokluyor.

32 yaşındaki Fransız stoper için Liverpool kulübünün de devrede olduğu belirtilirken, siyah-beyazlıların stoper ve sol bek takviyelerini Temmuz sonuna kadar bitirmeyi planladığı öğrenildi.