Vitor Pereira, 5 yıl aradan sonra yeniden Fenerbahçe’nin başına geçti.
Sarı-lacivertli ekipten uzak geçen bu periyot, Portekizli teknik adamın
kariyerinde neleri değiştirdi? Zaman yolculuğuna çıkalım.
2016 yılının Ağustos ayında oynanan Monaco maçlarının ardından
Fenerbahçe’den ayrılan Vitor Pereira, 6 aylık dönemi boşta geçirdikten
sonra Ocak 2017’de 1860 Münih’e imza atmıştı.
O dönem Alman ekibi, 17 hafta sonunda 14. sıraya gerilemiş ve küme
düşme korkusu yaşamaya başlamıştı. Portekizli çalıştırıcı ile anlaşan
Münih ekibi, Bundesliga 2’ye tutunmayı hedefliyordu.
Üçlü savunma ile tanışma
Vitor Pereira, o döneme dek Avrupa kariyerinin neredeyse tümünde dörtlü savunma kombinasyonlarına başvurmuştu.
Porto’da kaldığı sürece boyunca ağırlıkla 4-3-3’ü tercih eden deneyimli
antrenör, Olympiakos’ta formasyonunu 4-2-3-1’e evirmişti. Fenerbahçe
döneminde de bu birikimlerden faydalanarak dörtlü savunmanın farklı
formlarını kullanmıştı.
Sarı-lacivertli ekip, Pereira önderliğinde sezona klasik tipte 4-4-2
ile başladı. Moussa Sow’un ayrılığı, Fernandao ve Van Persie’nin yakın
kalitede alternatiflerinin olmaması gibi etmenler ışığında çift forvet
düzeni bozuldu.
İlerleyen süreçte kimi zaman Diego Ribas’lı 4-2-3-1, kimi zaman da
Josef, Ozan ve Mehmet Topal’ın orta sahayı kontrol altına aldığı 4-3-3
sistemlerini deneyen Pereira, sarı-lacivertli ekipteki son sınavlarında
kariyerinde bir ilke başvurdu.
2016-2017 sezonunun başında, Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Monaco ile
karşılaşan Fenerbahçe, rakibini İstanbul’da 2-1 mağlup etmiş, Fransa’da
3-1 yenilmişti. Her iki maçta da üçlü savunma kullanan Pereira, sahada
gördüklerinden memnun kalmış olacak ki bu tercihi 1860 Münih kariyerine
de taşıdı.
Portekizli çalıştırıcının Münih serüveni iyi başlamış ve ilk 4 maçında 3
galibiyet almış olsa da sezonun sonunu umduğu gibi getiremedi. Son beş
haftaya 12. basamakta giren Alman ekibi, arka arkaya kötü sonuçlarla
play-out potasına geriledi. Burada Regensburg’a karşı alınan mağlubiyet,
Pereira’nın 1860 Münih kariyerinin sonu oldu.
Villas-Boas kaderi Asya’da tekerrür etti
Vitor Pereira, 2010-2011 sezonunda Andre Villas-Boas’ın yardımcılığını
yapmış, onun görevden ayrılmasıyla Porto’nun başına geçerek teknik
direktörlük kariyerine başlamıştı.
6 yıldan uzun bir periyottan sonra yeni macerası, yine bir Villas-Boas ayrılığı sonrası Shanghai’da başladı.
Futbola yatırımlarını artıran Çin, dünyanın önemli yıldızlarını yüksek
meblağlar karşılığında kendi ligine getirmeye başlamıştı. Bu kervanın
üyelerinden SIPG, 2016 yazını oldukça hareketli geçirdi.
Teknik direktörlük görevi için Andre Villas-Boas ile anlaşan ekip,
kadrosunu Hulk ve Oscar gibi Brezilya Milli Takımı’nın büyük starlarıyla
güçlendirmişti. Tarihinde hiç şampiyonluğu bulunmayan SIPG, bu
hamlelerle rotasını zirveye çevirdi.
Sezonun son diliminde arka arkaya aldığı kötü sonuçlarla lig
şampiyonluğunu Guangzhou Evergrande’ye, kupayı da Shanghai Shenhua’ya
kaptıran Villas-Boas’la yol ayrımı kararı alındı.
Porto’da olduğu gibi, SIPG’de de Vitor Pereira, Andre Villas-Boas’ın yerine takımın başına getirildi.
Kulüp tarihinin ilk şampiyonluğunu kazandırdı
2018’e etkileyici bir giriş yapan Pereira’nın ekibi, ligde ilk 6 maçını
kazanmış ve Asya Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmayı başarmıştı.
İlerleyen dönemde, Şampiyonlar Ligi’nde o sezonu şampiyon olarak
tamamlayacak Kashima Antlers’e bir gol averajıyla mağlup olan SIPG,
ligdeki etkileyici gidişatını sürdürerek bitime üç hafta kala
şampiyonluk favorisi konumuna geldi. Sırada, zirve yarışındaki en büyük
rakibe karşı verilecek mücadele vardı: Guangzhou Evergrande.
Zirve düğümünü çözecek müsabaka tam 9 gole sahne oldu. Rakibini
deplasmanda 5-4 mağlup etmeyi başaran SIPG, liderlik koltuğunda yerini
sağlama aldı ve gelecek hafta oynanacak Beijing Renhe maçını beklemeye
başladı.
Pekin ekibi karşısında 2-1’lik sonuçla zafere ulaşan SIPG, Vitor
Pereira önderliğinde kulüp tarihinin ilk şampiyonluğunu yaşadı.
Çin serüveninde kariyer birikiminden faydalandı
Portekizli teknik adam, üç yıl süren Çin Ligi deneyimi boyunca 4-4-2,
4-3-3, 3-5-2, 3-4-3, 4-2-3-1 gibi kariyerinin farklı dönemlerinde ısrar
ettiği formasyonların tamamından faydalandı.
Son 7 sezonun şampiyonu Guangzhou’yu tahtından ederken geçmiş
tecrübelerinden faydalandığını belirten deneyimli çalıştırıcı, burada
beklediğinden çok daha rekabetçi bir ortam bulduğunu dile getirdi.
2019 yılının son döneminde Çin’de başlayan koronavirüs pandemisi, Vitor
Pereira’nın ailesinden uzak kalmasına neden oldu. Shanghai’da, liglerin
ertelendiği periyotta takımıyla idmanlarına devam eden Pereira,
Avrupa’ya dönen ailesinin yanına gitmeye karar verdi.
Tecrübeli antrenörün son sezonunda, pandemi dönüşünde konferanslara
ayrılan Çin Ligi’nde B Grubu’nu lider bitiren SIPG, çeyrek finalde
Shenhua’yı geçmesine rağmen Suning engeline takıldı. Son olarak Asya
Şampiyonlar Ligi’nin son 16 turunda Vissel Kobe’ye boyun eğen ekipte
Vitor Pereira, görevinden ayrılma kararı aldı.
“Yarım kalan bu hikaye, mutlu bir sona kavuşacak”
Son 12 yılda Fenerbahçe, Christoph Daum, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal ile farklı periyotlarda çalışmıştı.
Üç antrenör de ilk dönemlerinde şampiyonluk yaşamış ancak ikinci serüvende ipi göğüslemeyi başaramamışlardı.
Sarı-lacivertliler, bu kez Vitor Pereira ile bu deneyimi yaşayacak.
2015-2016 sezonunda takımıyla beraber ligi ve Ziraat Türkiye Kupası’nı
ikinci tamamlayan Portekizli çalıştırıcının Türkiye’den uzak geçen beş
yılının ardından, Fenerbahçe’de birlikte çalıştığı futbolculardan
yalnızca Caner Erkin ve Ozan Tufan bugünün kadrosunda bulunuyor. Geçen
sezonu Fenerbahçe’de tamamlayan Gökhan Gönül de ilk döneminde Vitor
Pereira ile çalışmıştı.
Pereira, Fenerbahçe’nin son 6 yılda en çok puan toplayan ve en iyi
Kadıköy karnesini oluşturan teknik direktörü olma unvanını koruyor.
Bu kez şampiyonluk ipini göğüslemeyi arzulayan Vitor Pereira, resmi
internet sitesinde yayınlanan açıklamada, hedeflerini ve hislerini şu
sözlerle yansıttı:
“Kariyerimde neredeyse gittiğim her kulüpte zaferler ve kupalar
kazandım. Ama Fenerbahçe’de kupa kazanamadım. Şimdi yarım kalan bu
hikayeyi şampiyonluk kupaları ile taçlandırma zamanıdır. İşte o zaman
yarım kalan bu hikaye mutlu bir sona kavuşacak.”
Kaynak : Alperen Doğan / TRT SPOR