Fenerbahçe Sportif Direktörü Damien Comolli, Fenerbahçe Televizyonu’nda canlı yayınlanan 14/16 programına konuk oldu.
Takımla ilgili birçok konuda önemli açıklamada bulunan Damien Comolli’nin açıklamaları şu şekilde:
Takımın gidişatından dolayı memnunuz
“Öncelikle son 3 maçta gerçekten iyi bir performans sergiledik. 2 galibiyet aldık, 1’i Avrupa Ligi’nde ve 1’i ligde olmak üzere. Galatasaray maçını da kesinlikle kazanmamız gerekiyordu. Kaçırdığımız şansları gole çevirebilseydik o maçı da kazanabilirdik. Takımda muhakkak bir gelişim var, önemli bir gelişim bu. Takım artık saha içerisinde çok daha iyi bir performans sergiliyor. Son 8 günde oynadığımız 3 maçtaki izlenimimiz çok pozitifti. Bugün de Samandıra’da konuştuğum biri bana, ‘3 maçta 7 puan aldık’ dedi. Dolayısıyla takımın gidişatından dolayı memnunuz. 8 günü değerlendirdiğimizde bu gelişimden memnunuz.
Son 3 maçta önemli olan devamlılık ve tutarlılıktı
Bu son 3 maçı değerlendirdiğimizde aslında önemli olan takımda devamlılık ve tutarlılık görebilmemiz oldu. Çünkü bugüne kadar daha önce bazı maçlarda iyi performanslar sergilemiştik ama bunun devamlılığı yoktu. Bir maçta iyi oynadığımızda bir sonraki maçta kötü olabiliyorduk, performansımız yetersizdi. Son 3 maçta önemli olan bu devamlılık ve tutarlılıktı. Dolayısıyla 3 maçta aldığımız 2 galibiyet bizim için önemli.
Son dönemde takım içinde farklı bir atmosfer gördük
Açıkçası özgüvenin mi iyi sonuçlar getirdiği yoksa iyi sonuçların mı özgüven getirdiği konusunu tartışmak, açıklamak çok zor. Buna net bir şey söyleyemem çünkü tarif etmesi zor. Şunu söyleyebilirim; son dönemde takım içinde farklı bir atmosfer gördük; oyuncuların maçlara yaklaşımı, taktiksel disiplini, inançları, birbirlerine olan güvenleri gerçekten çok farklı bir seviyedeydi. Sanırım bu saydığım faktörler son maçlarda etkili oldu.
Bizim devam etmesini istediğimiz isim Erwin Koeman
Tabii ki Türkiye Futbol Federasyonu’nun kurallarının farkındayız. Kuralları çok iyi bir şekilde biliyoruz. Kuralların aksinde de hareket etmemiz mümkün olmaz. Trabzonspor maçından önce kurallar çerçevesinde muhakkak kararımızı vereceğiz. Erwin Koeman ile çok net bir şekilde konuştuk. Takımı yönetmesini istediğimiz kişinin kendisi olduğunu, doğru kişinin şu anda o olduğunu söyledik. O bizim nasıl hissettiğimizi, ne düşündüğümüzü çok iyi biliyor. Onun performansı ve yaklaşımı çok pozitifti. Bizim devam etmesini istediğimiz isim o.
Maçlarda biraz daha gergin ve konsantre oluyorum
Maçlarda biraz daha gergin ve konsantre oluyorum. O anlarda benim gülmemi bekleyemezsiniz. Gerçekten doğru kelime odaklanmak olacak. Etrafımdaki hiçbir şeyi kesinlikle görmüyorum. Tamamen konsantre bir şekilde maçı izliyorum. Mesela Beşiktaş maçında statta arkadaşlarım davetliydi. Maçtan sonra bana, ‘Gerçekten çok güzel bir atmosfer vardı’ dediler, ben de onlara atmosferi hatırlamadığımı söyledim. Çünkü gerçekten sahaya odaklanıyorum. Oyuncuların performansı ve hocaya nasıl yardımcı olabilirim gibi konulara odaklandığım için o anda başka bir şey düşünemiyorum.
Oyuncuları yüz yüze tebrik etmeyi tercih ediyorum
Alkışlamama sebebimi şu şekilde açıklayabilirim; daha önce çalıştığım hiçbir kulüpte yaptığım bir şey değil bu açıkçası. Ben oyuncularımı ödüllendirmek istiyorsam bunu özel bir şekilde yapmak isterim. Aynı şekilde kötü oynadıklarında onlara kötü yorumum olduğu zaman da bunu özel bir şekilde yapmak isterim. Bunun Fenerbahçe’yle veya spesifik olarak oyuncu isimleriyle hiçbir alakası yok. Onlar zaten benim doğal olduğumu anlıyorlarsa önemli olan budur. Farklı yerlere çekilebilecek bir mimikle onları tebrik etmektense -iyi veya kötüye yorumlanabilir çünkü- onları yüz yüze tebrik etmeyi tercih ediyorum.
Bazı gol sevinçlerinde deliriyorum, çok vahşi bir şekilde sevinebiliyorum
Gol sevinçleriyle ilgili olacak kısma gelecek olursak, bazı gol sevinçlerinde deliriyorum, çok vahşi bir şekilde sevinebiliyorum. Bazen de çok sevinmiyorum çünkü maç içerisinde yapılması gereken şeyleri düşünüyorum. Aytemiz Alanyaspor’a attığımız 2 golde de çok sevindim, bunun sebebini şu şekilde açıklayabilirim: Andre ile maçtan 1 gün önce konuştuğumda Galatasaray’a karşı net fırsatlar yakaladığını ve gole çevirseydi farklı olacağını söylemiştim. Yarın ki maçta da gol atarsan çok iyi olur demiştim, gol attığı için tabii ki çok sevindim. Michael’in golüne ise iki tane sevinme sebebim vardı. Bir tanesi onun attığı gol maçta erkende olsa bize nefes alma fırsatı vermişti. Onun karakteri gerçekten çok farklı. Kulübün iyiliğini çok fazla isteyen, kulübe çok bağlı bir futbolcu. İkincisi ise Michael’in karakteri için çok sevindim çünkü o, bunu hak ediyor.
Valbuena’nın son maçlardaki etkisi, taktik disiplini inanılmazdı
Valbuena ile ilgili söyleyebileceğim tek kelime, kesinlikle inanılmazdı. Gerçekten kendisinin son maçlardaki etkisi, taktik disiplini inanılmazdı. Çünkü hocamız Erwin Koeman ondan özellikle defansif anlamda bazı spesifik şeyler istemişti. Bunları da son maçlarda çok iyi yaptı. Kendisi belirleyici, skoru değiştirebilecek bir oyuncu. Bu sabah onunla konuştum. Nasıl hissediyorsun? Yoğun maç temposunun ardından toparlanman iyi gidiyor mu? diye sorduğumda toparlanmam iyi gidiyor, kendimi çok iyi hissediyorum dedi. Onu böyle görmek mutluluk verici. Anderlecht’e attığımız ikinci golde de görebilirsiniz ki kendisi takım için oynuyor. Çünkü kendi atabileceği bir pozisyonda Michael’in gol atmasını tercih etti.
Genç oyuncularımıza inanıyoruz
Takım hocası ben değilim ve genç oyuncuların oynayıp oynamaması ile ilgili ben karar veremem. Bu soruyu Erwin’e sormak daha doğru olacaktır. Barış son iki maçta oyuna girmeye çok yaklaştı ama o an gelişen şartlar maça girmesine engel oldu. Barış sezon başında çok istekli bir oyuncu olarak takıma katıldı. İyi performanslar gösterdi ama Barış’ın şöyle bir durumu var. Çok genç oyuncu içinde böyle durum normaldir. Kötü sonuçlarda özgüveni de etkileniyor. Bu durumda yapılacak en yanlış şey, parantez içinde oyuncuyu yakmak olur. Doğru zamanda kendisine süreler vermezsek, bu durum kötüye gidebilir. Çok iyi çalışıyor, bizim ne düşündüğümüzü çok iyi biliyor. Ona yüzde yüz inanıyoruz. Birazcık zaman. Eminim Erwin O’na hak ettiği süreyi verecektir. Sadece Barış için değil bütün genç oyuncular, haklarında ne düşündüklerimizi biliyorlar. Hepsiyle konuşuyoruz. 3 aylık, 6 aylık, 12 aylık planlarımızı paylaşıyoruz. Yiğit’te çok fazla gelişiyor. Hem teknik, hem taktik, hem fizik anlamında. Kendisiyle sürekli konuşuyoruz. Ona da kesinlikle inanıyoruz. Berke’nin göstermiş olduğu gelişim gerçekten inanılmaz. Yaptığı kurtarışlar nefes kesici. U19 milli takımıyla Antalya’da İngiltere’ye karşı forma giyecek. Ben de kendisini izleyeceğim. Çalışma etiği ve gelişimi inanılmaz.
Sakat oyuncuların durumu iyiye gidiyor
Mehmet Ekici, sahalara dönme konusunda en yakın oyuncu. İdmandan önce kendisiyle konuştum. Milli maç arasında takıma katılacağı konusunda uygun olacağını söylemiştim. Alper ve Şener’in sakatlıkları biraz daha zaman alacak gibi duruyor. Oğuz Kağan da bugün ilk defa Samandıra’ya geldi. Onu orada görmek çok güzeldi. Önümüzdeki hafta rehabilitasyon süreci başlayacak. Tolga ise yeni MR çektirdi. Kemikteki morarmanın düştüğünü görüyoruz. Umarım önümüzdeki haftalarda takıma katılacak.
Ozan Tufan’la önümüzdeki hafta konuşacağım
Volkan hakkında söyleyecek çok fazla bir şey yok. Başkanımız zaten konuyla ilgili konuşmuştu. O konuyla ilgili çok fazla bir gelişme yok. Diğer futbolcular transfer döneminin açılmasını bekliyorlar. Ozan’ın durumu biraz daha farklı. Ozan’la önümüzdeki hafta konuşacağım. Oynamak istiyor ve çok yetenekli bir futbolcu. Fiziksel ve teknik olarak çok iyi. Kariyeri kendi ellerinde. Nereye varmak istediğine kendisi karar verecek. Ben ona yardım edebileceğimi söyledim ama o da kendisine yardım etmek istemeli.
İşimize gelirse, transfer döneminde değerlendiririz
Ocak ayı transfer dönemi her zaman zordur. Genellikle yetenekli oyuncular piyasada uygun olmazlar. Bu sene de çok farklı olmaz. Yatırım yapmak için doğru zaman değil. Transfer pazarını sıkı bir şekilde takip ediyoruz. Eğer işimize gelen fırsat olursa değerlendiririz. Ayrılmak isteyen oyuncularımız da var. Uymamız gereken FFP kuralları var. Bu süreçte maddi durumumuzu göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
HeForShe Dünya’daki görünürlüğümüzü arttıracak
Birleşmiş Milletler gibi global bir markanın Kulübümüzle yan yana gelmesinden dolayı çok mutluyum. Biz de Dünya çapında bir kulübüz. Böyle bir iş birliği Dünya’daki görünürlüğümüzü arttıracak. Başkanımız ve yönetimimiz de seçildiğinde yönetimde pek çok kadın yönetici vardı. Başkanımız mesajı da vermişti. Sırf yönetim bazında değil, işe alımlarımızda kadın çalışanların sayısını arttırmaya çalıştık. Bizim için önemini göstermeye çalışıyoruz. Ben de 2 kız çocuğu babasıyım. İlerde onlar da iş hayatında olacaklar. Cinsiyet kaynaklı ayrımcılığa uğramalarını istemem. Kadın, erkek eşitliğine dair bütün hareketleri bende bireysel olarak destekliyorum. Bu iş birliğine baktığımda aklıma ilk Barcelona UNICEF iş birliği geliyor. Dünya’da bu tarz iş birliklerin çok örneği yok. Fenerbahçe’nin bu kadar büyük bir proje içinde olması önemli olduğu gösteriyor. Hepimizin üzerine düşen görev, biz de gençler için birer rol modeliz. Başkanla da bu konuyu konuştuk. Biz oyuncuların ne kadar farkındalığını arttırabilirsek, bu konuyla ilgili bizim için o kadar iyi olur. A takımla birlikte genç takımlarda dahil olmak üzere, sahada nasıl performans göstermeleri gerektiği, nasıl davranmaları gerektiği, saha dışında nasıl bir insan olmaları gerektiğine dair onları farkında olmalarını sağlamamız gerekiyor. Bir kimlik temsil ediyorlar. Oyuncuların farkındalığı arttırmak istiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder