Türk futbolu unuttuğu bir ismi yeniden hatırladı: Tahir Karapınar. Jübilesinde Rıdvanlı, Tanjulu Şöhretler Karması'nın gösteri maçı yaptığı Tahir Karapınar şimdilerde Fenerbahçe'ye teknik adam olmasıyla konuşuluyor.
Tarih 29 Temmuz 2005... Rıdvan Dilmen, Rıza Çalımbay, Ünal Karaman ve Tanju Çolak'ın formasını giydiği Şöhretler Karması, İzmir'de Altay Karması ile bir maça çıkıyor. Bu maç, Altay'ın emektar kaptanı Tahir'in jübilesi öncesi yapılan bir gösteri maçı. Ardından Beşiktaş ile Altay karşılaşıyor. Mücadelenin 12. dakikasında kaptan Tahir yerini Ali'ye bırakıyor ve aktif futbolculuk kariyerini bitiriyor. Maç 1-1 bitiyor ve Beşiktaş'ın golünü de 1 yıl önce Altay'dan transfer edilen İbrahim Akın atıyor. Ertesi gün tam sayfa maçın haberini yapan Milliyet gazetesi, Tahir'in maç performansına 10 tam puan veriyor.'Mustafa Denizli'den sonraki en iyi solak'
Tahir Karapınar ismi o tarihten sonra gazetelerde ilk defa, Fenerbahçe'ye gelmesinden sonra bu kadar çok yer kapladı. Birçok kişi, hakkında yeterince bilgi sahibi değildi ancak hakkında fikirleri vardı. Ben de 'Tahir Karapınar kimdir?' sorusuna cevap aramaya başladım.
Tahir Karapınar, İzmir'in Tire ilçesinde dünyaya geliyor. Tüm eğitim hayatını Tire'de alıyor hatta eşi Dilek Hanım'la Tire Şaik Lisesi'nde tanışıyor. Daha sonra İzmir 9 Eylül Üniversitesi'nde BESYO okuyor ve buradan futbol antrenörü olarak mezun oluyor. Futbola ise mahalle takımı İstasyon Gücü'nde başlıyor. Sonra Tirespor, Muğlaspor, Manisaspor, Göztepe ve Altay'da oynuyor. Altay'da efsaneler arasına girip uzun süre kaptanlığını yapıyor. Bugün hala İzmir'de 'Mustafa Denizli'den sonra gelen en iyi solak' deniyor onun için.
Rıdvan Dilmen'den Tahir Karapınar'a: "Sen neden İstanbul takımlarında oynamadın?"
Uzun yıllar Ege bölgesinde futbol oynayan ve Karapınar'ın da eski takım arkadaşı olan Ufuk Dündar, onun futbolculuk yıllarını şöyle anlatıyor:
"Tahir Hoca'nın teknik adamlığını konuşmak için futbol hayatını da bilmek lazım. Çok mütevazı bir kişilik, çok özel bir sol ayak ve sol ön oyuncusuydu. Ama sahada diğerlerinden farklı düşünen bir futbol aklı vardı. Bir takımda 11 oyuncu oynar ama problem çözen 1 tane oyuncunuz varsa her şey kolaylaşır. Tahir Karapınar da problem çözen bir oyuncuydu. Cruyff'un 'Futbol basit bir oyundur ama zor olan onu basit oynamaktır' sözündeki gibi futbolu basit oynamayı bilen biriydi. Diğerlerinden farklı düşünürdü ve Allah vergisi bir sol ayağı vardı. O zamanlar bir yerlere gelmek daha zordu. Önce Tirespor, ardından o zamanların en iyi takımı Muğlaspor'a kiralık geldi. Orada benim de takım arkadaşımdı. Çok vakit geçmeden Altay'la Süper Lig'de (O zamanki adıyla 1. Lig'de) oynamaya başladı. Orada da çok özel işler çıkarmıştı."
Burada araya Rıdvan Dilmen'in bir sözü giriyor. 2001 yılında Altay'da Tahir Karapınar'ın teknik direktörlüğünü yapan Dilmen, bir idmandan sonra onu yanına çağırıyor ve şöyle diyor: "Oğlum sen nasıl İstanbul'a transfer olmadın, nasıl büyük takımlarda oynamadın? Çocuklarından 3 milyon dolar esirgemişsin..."
"Etrafını kullanarak bir yere gelmedi"
Karapınar aslında 2003 yılında futbolu bırakmıştı. 1 yıl dinlendikten sonra da Altay'da antrenörlüğe başladı. Jübile maçını yaptığı 2005'te de Altay'da altyapının başına geçti. Devam eden yıllarda ise Altay, Gaziantepspor, Manisaspor, Konyaspor gibi takımlarda çalıştı. Ancak onu Fenerbahçe'ye getiren referans Milli Takım'da görev alması oldu.
Tahir Karapınar'a Milli Takım altyaş gruplarında görev veren isim Mahmut Özgener'di. Altay'da futbolcuyken başkanlığını yapan Özgener, 2008'de TFF Başkanı olmuştu. Birkaç yıl sonra da yakından tanıdığı ve futbol aklına güvendiği Karapınar'ı Genç Milli Takımlarda görevlendirdi.
Karapınar, Özgener'le ilişkisini şöyle anlatıyor: "1991'de bundan sonraki futbol hayatımı yönlendiren, hep arkamda gölgesini hissettiğim sevgili Mahmut Özgener tarafından Altay'a transfer edildim. Altay formasını, gelen tekliflere değişmedim. Bunun en büyük nedeni sevgili Özgener'in 'Gitme, Altay'da sembol olacaksın' sözü olmuştur."
Eski takım arkadaşı Ufuk Dündar'a göre Karapınar'ın verdiği bu kararlar onun kişiliğine dair bilgi veriyor: "Hem sporculuk zamanında hem de teknik adamlık kariyerinde etrafını kullanarak bir yere gelmeye çalışmadı. O yüzden de hep onu tanıyanların ona görev verdiği bir antrenörlük kariyeri oldu. Ona görev verenler kişiliğini ve futbolla arasının ne kadar iyi olduğunu bilen insanlardı."
Karapınar'ı yakından tanıyan Manisalı gazeteci Coşkun Kököz de benzer bir duruma dikkat çekiyor: "Tahir Karapınar ile Manisaspor'da yolumuz kesişti. O süreçte, kamp döneminde de sohbet etme fırsatlarımız oldu. Tahir Hocam için ilk söyleyeceğim cümle şu olur; kendisini pazarlama yoluna hiçbir zaman gitmedi. Her zaman mütevazı bir yapısı vardır. İşini severek yapan bir o kadar da etrafındakileri kırmamak için uğraşan biridir. Fenerbahçe taraftarı Tahir Karapınar’ı zamanla daha iyi tanıyıp, sevecektir."
"Tahir Karapınar'ın hakim olduğu gerçek alan altyapı"
Aslında ortada bir kavram kargaşası var. Tahir Karapınar, Fenerbahçe'ye teknik direktör olarak gelmedi. O, Fenerbahçe'nin yeniden yapılanan altyapısında görev alacak. Pro-lisans sahibi olduğu için de A Takımın kalan 8 maçında TFF'ye karşı teknik sorumlu olarak gösterilecek. Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü ise gelecek sezon göreve başlayacak.
Manisalı gazeteci Kököz, Karapınar'ın asıl uzmanlık alanının altyapı olduğunu vurguluyor: "Teknik adam olarak belki önemli bir grafiği yok ama Fenerbahçe sürecinde kalan 8 haftada ne yapacağından çok, altyapının başına geçtiğinde neler sunacağı daha önemli. Hakim olduğu yer de orası."
Eski takım arkadaşı Dündar da aynı noktaya dikkat çekiyor: "Tahir Hoca'nın başarılı olacağına inanıyorum ama bu başarının gelme şekli, Fenerbahçe'nin ondan ne istediği, nasıl bir ekolün başına getirildiği ve bu ekolde ne kadar ona söz hakkı tanınacağı ile ilgili. Üst seviyeler için başka şeyler bekleyebiliriz, daha zordur. Birinci adam olması Süper Lig'de biraz sıkıntılı olabilir ama Fenerbahçe onu bir eğitici olarak, alt tarafı dizayn edecek bir teknik adam olarak göreve getirdi. Bu yüzden farklı bir durum var."
"Çok iyi genç oyuncuları, çok doğru zamanda kulübe kazandırır"
Bu yüzden 53 yaşındaki futbol adamını altyapıda yapacakları üzerine konuşmamız lazım. Dündar'ın anlattığına göre, müthiş bir oyuncu seçme gözü var. Yanlış oyuncu seçmeyeceğini iddia ediyor. 'Eğer Tahir Hocaya doğru rol biçilirse çok doğru isimleri, çok doğru zamanda ve çok uygun maliyetlere kulübe kazandırabilir' diyor eski takım arkadaşı.
Karapınar da genç futbolculara şu tavsiyelerde bulunuyor: "Kolaya kaçmayın, çok çalışın, kendinize iyi bakın, kitap okuyun, bahanelerin arkasına sığınmayın. Bir ağabey ve hoca olarak futbolculara hep şunu söylemişimdir: 'Ne kadar oynadığın değil, sahada ne yaptığın önemlidir. Kendini hep hazır tut. 5 dakika oyuna girersin, maçın kaderini değiştirirsin.'"
Tahir Karapınar: "Gençlere sadece futbolu değil hayatı da öğretmeliyiz"
Ancak Fenerbahçe seviyesinde tüm işlere yetişme şansı yok. Bu yüzden kendi ekibini de kurmak zorunda. Bu da Fenerbahçe'nin altyapıya yeni hamleler yapacağını işaret ediyor. Karapınar'ın altyapılara ve genç oyunculara bakışını göz önüne alırsak, Fenerbahçe'nin ciddi bir yatırım yapacağı kesin:
"Altyapı yatırımları azlığı, antrenman sahası eksiklikleri, eğitim eksiklikleri, beslenme problemleri gibi birçok sorun var ama en önemlisi, genç oyunculara şans verilmemesi. Bu dönemde herkes, hazır oyuncu arıyor ve genç oyuncuların süre alması engelleniyor. Şu anda yaşadığımız olaylar (Korona sürecinden bahsediyor, y.n.) inşallah genç oyunculara ve altyapılara gereken önemin verilmesine vesile olur. Genç oyuncuları aile baskısından ve beklentilerinden kurtarıp onlara sadece futbol değil hayat eğitimi de vermemiz gerekiyor. Takımlar iyi ve profesyonel yönetildiğinde bunlar başarılabilir. Bu düzenin değişmesi gerekir. Bu da kaliteli, yarını hesaplayabilen, futbola sadece isim yapmak için değil bir şeyler üretmek için giren yöneticilerle ve işine saygı duyan kişilerle başarılabilir."
"Ofansif oyuncuları değiştirir, geliştirir"
Karapınar'la ilgili fikrini aldığımız kişilerin buluştuğu ortak özellikler şunlar: 'Baskın bir kimlik değildir. Futbolu anlık olarak doğru yorumlayabilen, doğru kararlar verebilen aynı zamanda da çok mütevazı bir insandır.' İşin bir de teknik yönü var. Kendisi de eski bir futbolcu olan Ufuk Dündar'a Karapınar'ın futbol tarafını soruyoruz. Aldığımız cevap şöyle:
"Kesinlikle pragmatist bir teknik adam değil. Oyunun ofansif tarafını kurgulayan ve çalıştığı oyunculara da bu anlamda doğru bir öğretmen olabilecek yapısı var. Hocanın eli oyuncusuna dokunur. Özellikle ofansif oyuncularda iyi etkiler bırakır, değiştirir, geliştirir. İkili ilişkileri müthiştir. İkili ilişkiler konusunda 'şuna benziyor' diyebileceğimiz bir antrenör değildir. Çok sakin, dingin, seviyeli bir kişiliktir. Duygusal bir tarafı da vardır. O yüzden Fenerbahçe'nin ona biçtiği rol ve vereceği yetki çok önemli. Türk futbolunun en ihtiyaç duyduğu yer altyapılar. O yüzden Fenerbahçe 1 birim üst tarafa harcıyorsa 10 birim alt tarafa harcamalı. Türk futbolunun kurtuluşu böyle olacak zaten..."
"Daha işe bile başlamadan haksız yere eleştiriliyor"
Dündar, sohbetimizin sonuna doğru bir şeye dikkat çekiyor. Karapınar'ın daha göreve başlamadan bu kadar eleştirilmesini doğru bulmadığını söylüyor. Haksız da sayılmaz aslında:
"Tahir Hoca gibi hak ettiği değeri bulamamış birinin, Fenerbahçe gibi bir kulübe katılması inanılmaz pozitif bir hava yaratacakken öyle bir lanse edildi ki her dakika 'dayak' yiyor. Bu kadar yanlış bir algı yönetimi olamaz. Hiçkimsenin kötü konuşamayacağı bir insan haksız yere sorgulanıyor. Daha işe bile başlamamışken hem de... Türk futbolu çöpün içerisinde altınları olan bir yer. Hem teknik adam hem de futbolcular açısından... Böyle değerleri zaman zaman kulüpler buluyor ama o da daha işe başlamadan sorgulanıyor."
"Kendisine verilen departmanda devrim yaratabilir"
Ben de sohbetimizi şu soruyla tamamlıyorum; "Peki bundan sonra hem Fenerbahçe için hem de Tahir Karapınar için bu yeni süreçte neler olacak?" Eski takım arkadaşının cevabı -doğal olarak- objektif değil ve tabloyu netleştirmiyor. Ancak bir fikir veriyor:
"Üst seviyede iyi bir ikinci adam olabilir ama umuyorum, doğru bir planlama yapılır ve Tahir Hoca da bu planlamada birinci adam olacağını ispat edebilir. Ben hocaya sonsuz güveniyorum. Kendisine verilen departmanda devrim yaratabilir. Ama yapabilecekleri ve yapamayacakları Fenerbahçe'deki organizasyona bağlı... Çünkü aynı şeyleri Ali Koç başkan seçildiğinde de düşünmüştüm fakat olmadı."
Not: Tahir Karapınar'ın sözleri, Milliyet Ege ekinden Fatih Tanfer ve Mehmet Demirtaş'ın 'Değerlerimiz Konuşuyor' köşesinden alıntıdır.
Kaynak: Serkan Akkoyun / TRT Spor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder