Sayfalar

5 Haziran 2020 Cuma

NFL'in politik yönü: Drew Brees olayı ve daha fazlası

Önce yaptığı protesto nedeniyle bir daha kontrat imzalayamayan Colin Kaepernick, ardından “Onlara saygı duymuyorum” diyen Drew Brees. Peki neden NBA, MLS ya da MLB olayların hiçbir zaman göbeğinde değil de NFL tartışılıyor?

NFL şu günlerde en çok tartışılan spor organizasyonu. Önce yaptığı protesto nedeniyle bir daha kontrat imzalayamayan Colin Kaepernick, ardından “Onlara saygı duymuyorum” diyen Drew Brees. Peki neden NBA, MLS ya da MLB olayların hiçbir zaman göbeğinde değil? NFL her ırkçılık olayında neden spor dünyasının ilk karıştığı yer? 

Hayatınızda içinde 5 dakika bile sporun yer aldığı herhangi bir Holywood filmi izlediyseniz, Amerikalılar’ın Amerikan Futbolu ile nasıl övündüğüne şahit olmuşsunuzdur. 

Onlara göre, “biz üstünüz” demenin sportif şekli olan Amerikan futbolu, yarattığı ekonomi ile de bunu kanıtlıyor. Üstelik üst düzeyde sadece tek bir ülkede oynanmasına rağmen. Peki Amerikalılar NFL’i kullanarak sadece dışarıya mı “üstünüz” diyor? 

Önce günümüzden başlayalım. Bugün ABD’de spor dünyası karışık. NFL yıldızı Drew Brees, Ulusal Marş sırasında “diz çökme” hareketinin trend olmasının ardından, “Marşa saygısızlık yapan hiçbir görüşü desteklemiyorum” dedi. 

Bunun üzerine önce LeBron James, ardından da birçok ünlü sporcu Brees’e sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. James, "Vay be! Kelimenin tam anlamıyla diz çökmenin ne demek olduğunu anlamıyorsunuz. Emin değilsiniz, bilmiyorsunuz. Ülkemizi özgür kılan askerler ya da bayrağa saygısızlıkla hiçbir ilgisi yok." ifadesini kullandı.

Birçok ünlü sporcu da James’e destek verdi, Brees topa tutuldu. NFL’e ise eleştiriler yeniden çoğaldı. Dünyanın en çok para kazanan spor organizasyonlarından birinde, son senelerde bu kadar “ırksal” tartışma çıkmasının ise aslında birçok sebebi var ancak bir görüş hakim: NFL, beyazların hava sahası ve içeriyle kimseyi almıyorlar. 

Sorun bugün veya dün başlamadı yani. Son olarak, 2016’da Colin Kaepernick diz çöktüğünde, hem taraftarlar hem de kulüpler ikiye bölündü. Sonunda da “güçlüler” ayakta kaldı, Kaepernick NFL’de bir daha fırsat bulamadı. Geçmişten günümüze NFL’in taraflı olduğunu düşünenler arttı, kopuş da hızlandı. Peki “güçlüler” kimdi?

Birçoğu Donald Trump’ın seçim kampanyasının en büyük destekçileri…

Açıklamaları “ortaya” olan, her konuşmalarında “Amerikan rüyası” fikrinden bahseden ABD’nin büyük iş adamları. Onlardan bir tanesi de Shad Khan. Nispeten ılımlı görünen Khan, 1967’de 500 dolarla geldiği ABD’nin en zenginlerinden oldu ve NFL’in tek Müslüman takım sahibi. Olaylar hakkında, “Bu asla olmaması gereken bir şey ve ben hala ulusumuzun gezegendeki en büyük ulus olduğuna inanıyorum. Amerika'ya 1967'de 500 dolarla ve Amerikan rüyasına olan inancımla geldim. Öğrenme ve başarma fırsatları çok fazlaydı ve 50 yıldan fazla bir süre sonra, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olduğum için sonsuza dek minnettarım ve gurur duyuyorum.” diyor.

Bugün de Brees’in açıklamasına gelen tepkiler sadece ona değil. NFL’de eskiden beri süregelmiş, “beyaz üstünlüğüne.” Lebron James tabii ki Brees’in fikrine karşı çıkıyor ancak daha çok NFL’in tutucu tarafına mesaj veriyor. 

Çünkü siyahların iddiasına göre daha çok siyahların oynamasına rağmen beyazlar Amerikan Futbolu’nda daha fazla kazanıyor, daha fazla korunuyor ve destekleniyor. 

1 Şubat 2019’da, The Undefeated’a bir yazı kaleme alan ABD’li ünlü spor yazarı Jason Reid, virüs ve George Floyd olayları başlamadan önce tüm bu sorunlara dikkat çekmişti. “NFL taraftarları ve ırksal bölünme” başlıklı yazı, bir anketle başlıyordu ve ankette “NFL’i eskisi kadar destekliyor musunuz?” ana fikri soruluyordu. Gelen cevaplara göre ise NFL’e ilgi düşüyor. 

Reid de ilginin düşmesini, sürekli NFL’in bir ırk çatışması içine çekilmesine bağlıyor.

“NFL’de ilgi düştü, çünkü artık “tutucu” olmak istemeyenler ligi takip etmiyor. Sürekli siyasi bir karmaşa var ve bu olumsuz etkileniyor.” 

Anketin devamında ise daha özel sorular soruluyor. Siyahi NFL taraftarlarının, Colin Kaepernick’in marş sırasında diz çökmesini yüzde 59 oranında desteklediği ortaya çıkıyor. Ama bu, 2020 yılında ırkçılığa bağlanan bir anket için düşük bir rakam.

Yazının kalanında da beyazların sadece yüzde 24’ünün protestoyu desteklediği ifade ediliyor. Reid, NFL’in diğer organizasyonlardan daha çok siyasi olduğunu belirtiyor bunun “radikal” değişiklik olmadığı sürece devam edeceğini söylüyor. Sebebi ise basit: Yazının başındaki sahiplenme duygusu.

Aktivist DeRay Mckesson, NFL hakkında keskin düşüncelere sahip. McKesson, “Spor hakkında her zaman konuşan [siyah] insanlar var, peki, tüm takım sahiplerinin beyaz olması ne anlama geliyor? Ve çok az sayıda siyah koçun olması ne anlama geliyor? Bu nasıl oluyor? Pek çok beyaz insan aynı soruları sormuyor. Onlar için soru sorduğumuzda, sebepsiz yere böyle şeyler söylediğimize inanmaları daha kolay oluyor.” diyerek net bir şekilde sorunu ortaya koyuyor. 

Temple Üniversitesi'nde medya çalışmaları ve kentsel eğitim profesörü Marc Lamont Hill ise, “Beyaz Amerikalılar, her olaya ırksal eşitsizlik, ırksal adaletsizlik veya Amerika'daki ırkçılığın mirası bağlamında değil, tüm bunların dışında bakmak konusunda olağanüstü bir ayrıcalığa sahipler.”

“Yani sadece görüyorlar, ve ‘tamam’ diyorlar. Sonrasında da olayları politik bir tartışmaya çeviriyorlar.” diyor ve yazıyı okurken, “Bir sporcu, nasıl olur da ırkçılığa tam olarak karşı çıkamaz?” sorusunu sorduysanız, yanıtını veriyor.

Anket ve yazı uzadıkça uzuyor, sonuç hep beyazların protestolara karşı olduğunu ortaya koyuyor. Sonuç da yeniden, NFL’in tüm diğer büyük organizasyonlar dışında, daha çok ırkçı kalması ve “Bu bizim oyunumuz” görüşünün hala öyle ya da böyle devam ettirmesi olarak çıkıyor. 

Geçtiğimiz gün Formula 1’de Lewis Hamilton F1 dünyası içinde kendisini yalnız hissettiğini belirtmiş, F1 ise karşı bir hamle yaparak tüm yönetici kademelerinden ırkçılığa karşı olduğunu açıklamıştı. 

NFL’de ise şu ana kadar tek özür duyuyoruz: sessiz kalanların sayısı çok daha fazla. 

O özür de Denver Broncos başantrenörü Vic Fangio’dan geliyor. 

“Daha önce NFL’de ırkçılık olmadığını söylediğim için özür dilerim.”

Kaynak: Alperen Delibaş / TRT Spor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder