'Ligin en iyi hocalarından biri...' 'Elazığspor’la yenilgisiz bir takım kurmuştu', 'İskenderunspor’u yükselme grubuna çıkaran hoca...' 'Osmanlıspor’u küme düşerken aldı, play-off oynattı...'
Yukarıdaki cümleler bana değil, çevremde futbol bilgisine güvendiğim insanlara ve internet ailemindeki kişilere ait.Konumuz Osman Özköylü. Bazen suya odaklanınca derinliğini fark edemiyor insan. Osman Özköylü de derinliği yeterince anlatılamamış ya da kendisi bugüne kadar böyle bir şeye ihtiyaç duymamış hocalardan. Futbol bilgisine çok güvendiğim ve halihazırda sektörün (medya dışı) en güvenilir noktalarından bir tanesinde bulunan ve hayatının bir bölümünü yurt dışında, futbol üzerine akademik çalışmalar yaparak geçiren bir arkadaşım şöyle demişti: “Osman Özköylü elindeki imkanlara göre çok iyi iş çıkarıyor. Avrupa’da olsaydı büyük saygı görürdü.”
Benim de aklıma Ricardo La Volpe, Juanma Lillo ve hatta Bielsa gibi isimler geldi. Futbolda suyun üstüne bakanlara göre sıradan ya da ‘ne başarmış ki’ denecek isimler ancak suyun derinlerine inince teknik, taktik, çaba ve kişisel gelişim derdini görebiliyorsunuz. Osman Özköylü de tüm bunları kendine dert edinmiş ama derdini bir türlü anlatamamış hocalardan. Neyse ki bu sayfa, futbolun derinlerine inmeyi, derinlerde karşılaştığı isimleri de su yüzeyine çıkarmayı seven bir yazara sahip. Futbolun teknik adamları serimizde bugünkü konuğumuz Osman Özköylü. Tecrübeli hocayla başardıklarını, yarım kalmışlıklarını, hatalarını, çıkardığı dersleri, futbolun teknik meselelerini ve hayallerini konuştuk. Röportajın sonunda birçoğunuzun da benim gibi fikirlerinin değişeceğine inanıyorum.
‘Ben söylemesem bir başkası söylemese yanlışları nasıl düzelteceğiz’
Öncelikle şundan başlayalım hocam. Bir yandan insanların akıllarında oluşmuş bir Osman Özköylü imajı var, bir yandan da futbol dünyasının içindeki Osman Özköylü var. ‘Gerçek Osman Özköylü’yü nasıl tanımlayabiliriz?
Özünde tam anlamı ile duygusal, insani durumlar ile karşılaştığında yufka yürekli olan, yaşadığı onca olumsuz deneyime rağmen asla kin nefret duygusu beslemeyen, tabiri caiz ise karıncayı dahi incitmekten imtina eden ama mevzu bahis işi olduğunda, hak ve adalet olduğunda sessiz kalma hakkını kullanabilecekken ‘ben söylemesem bir başkası söylemese nasıl gelişim göstereceğiz, yanlışları nasıl düzelteceğiz’ anlayışı ile sözlerini esirgemeyen, düzeni ve disiplini çok seven, titiz ve mükemmelliyetçi, işine aşık bir insan olarak tanımlayabilirim.
Peki bu futbol adamı Osman Özköylü’nün kendisini 105 – 68 alanda başarılı kılacak ve futbol karakterini yansıtacak oyun anlayışı nedir?
Çekici, göze hoş gelen, kazanmaya dönük hücum anlayışını benimseyen,
hem oyuncularımın hem de futbolun gerçek sahibi olan taraftarlarımızın
keyifle bir doksan dakika izleyebileceği, total futbolun tüm
gerekliklerinin yerine getirildiği, topa anlamlı bir şekilde sahip
olmanın birincil etmen olarak görüldüğü, bu tutku dolu oyunu rakip
sahada oynayarak kalemizden mümkün olduğunca uzakta olmasını benimseyen
bir futbol anlayışı Osman Özköylü ve ekibini tanımlar.
‘Kendi öz eleştirimi yapmaktan asla çekinmiyorum’
Hocam Elazığ’da 20 maç, Osmanlıspor’da 13 maç, Kayseri Erciyesspor’da 9 maç yenilgisiz ilerlediğiniz dönemler var. Ancak bu konular yerine farklı konularla gündeme geliyor ve ne yazık ki bu şekilde akılda kalıyorsunuz. Sizce bu neden kaynaklanıyor?
Ben saha sonuçları açısından ve başarmışlıklar bakımından kendimi yeterince ispatlamış bir teknik adamım. Kendi öz eleştirimi yapmaktan ve bunu insanlarla paylaşmaktan asla çekinmeyen bir teknik adam olarak, daha önceleri benim saha kenarında ve saha dışında yapmış olduğum (röportaj, maç öncesi ve maç sonrası) eylem ve söylemlerim, bugüne kadar sağlamış olduğum onca başarının gölgede kalmasına neden oldu. Başlangıçta da söylediğim gibi olaylar karşında tepkilerimi doğrudan ve net ifadeler ile söylemem, saha kenarında zaman zaman vermiş olduğum agresif tepkiler ve davranışlar oynadığımız oyunun kalitesinin, almış olduğumuz başarılı sonuçların hatta kazandığımız şampiyonlukların çok konuşulmamasına ve önüne geçilmesine neden oldu. Bu noktada göstermiş olduğum tepkilerde haklı olsam da insanlar tarafından yanlış anlaşıldı. Bu durum iş kalitemin hep önüne geçti.
‘Saha parselizasyonunu kaliteli bir şekilde ayarlamak çok ama çok önemli’
Son birkaç yılınıza baktığımızda topa fazlaca sahip olmak, rakibin alan ve zaman açısından yaşayacağı problemleri değerlendirmeye çalışmak oyun yapınızın bir parçası. Alan ve zaman futbolda neyi ifade ediyor?
Aslında teknik adamlık kariyerime başladığım günden itibaren takımlarımızda, topa anlamlı şekilde hükmeden bir oyun yapısını uygulamaya çalıştık. Taktiksel anlayışınızın sahaya elverişli ve kaliteli bir şekilde yansıması için elinizdeki oyuncu grubunun kalitesi en önemli etmen. Çünkü sizi sahada başarılı kılan, istediklerinizi ve anlayışınızı sahaya yansıtan, günün sonunda ya da yılın sonunda sizi zafere taşıyan oyuncu grubudur. Futbolda benim için alanları doğru kullanmak, saha parselizasyonunu çok kaliteli ayarlamak, rakibin vermiş olduğu boşlukların arayışı içinde olmak ve bu boşlukları doğru kullanarak kaliteli hücumlar geliştirmek ayrıca topun mümkün olduğunca rakipten daha fazla bizde kalmasını sağlamak çok ama çok önemli. Bu sayede doğru hücumların yapılabilmesi, pas bağlantılarının çok iyi olması, oyuncular ve hatlar arasındaki mesafelerin doğru ayarlanması, kaybedilen topun çok kısa sürede geri alınmasına ve yeni hücum denemelerine olanak sağlar.
“Geriden uzun vurduğunuzda o top artık ortak toptur yani %50 şansınız var demektir”
Hocam futbolda son dönemde geriden oyun kurma trendi yükselişte. Aslında riskler barındırsa da doğru yapıldığında takımlara büyük avantaj sağladığı da bir gerçek. Siz de takımlarınızda bunu sıklıkla uygulamaya çalışıyorsunuz. Geriden oyun kurmak neden bu kadar dikkat çekiyor ve bir teknik adam gözüyle sağladığı faydalar neler?
Topun rakipten çok bizde olması, şartlar ne olursa olsun geriden oyun kurarken rakip baskısına rağmen sahada doğru konumlanarak bu baskıdan çıkmak, pozisyon oyunu oynayan bir takım olarak bizim olmazsa olmazımız. Geriden uzun vurduğunuzda o top artık ortak toptur yani %50 şansınız var demektir. Rakip de alabilir, sizde de kalabilir. %100 sahip olduğumuz bir topa neden rakibin ortak olmasını sağlayalım? Kolombiyalı teknik adam Juan Carlos Osorio’nun dediği gibi ‘rakibin baskısı bir düşman değil müttefiktir’ ilkesi ile geriden oyun kurarken rakibin baskısını üzerinize çekerek, sayısal üstünlüğü sağlayarak, yapacağınız hücumların kalitesini üst seviyelere taşıyabilirsiniz. Geriden oyunu kurduğunuzda daha az oyuncuya ihtiyaç duyarsınız. Doğru konumlanma becerisi ile baskıdan çıktığınızda ve rakip savunma hattını yerinden hareket ettirdiğinizde hücum oyuncularınız için çok daha fazla alan bulma şansına sahip olursunuz. Bu da daha nitelikli ve kaliteli hücumlar üretmenize yardımcı olur.
“‘Rakip sahada yaşayarak nefes alıp vermeyi istiyorum’ der Guardiola...”
Savunma hattını genelde önde kurmaya çalışıyorsunuz ve oyun yapınız ile rakibin baskı altında kalmasını hedefliyorsunuz. ‘Kaleden 40 metre uzakta oynamak’ diye bir yaklaşımı var Guardiola’nın da... Bunun avantajı nedir sizce?
‘Kendi öz eleştirimi yapmaktan asla çekinmiyorum’
Hocam Elazığ’da 20 maç, Osmanlıspor’da 13 maç, Kayseri Erciyesspor’da 9 maç yenilgisiz ilerlediğiniz dönemler var. Ancak bu konular yerine farklı konularla gündeme geliyor ve ne yazık ki bu şekilde akılda kalıyorsunuz. Sizce bu neden kaynaklanıyor?
Ben saha sonuçları açısından ve başarmışlıklar bakımından kendimi yeterince ispatlamış bir teknik adamım. Kendi öz eleştirimi yapmaktan ve bunu insanlarla paylaşmaktan asla çekinmeyen bir teknik adam olarak, daha önceleri benim saha kenarında ve saha dışında yapmış olduğum (röportaj, maç öncesi ve maç sonrası) eylem ve söylemlerim, bugüne kadar sağlamış olduğum onca başarının gölgede kalmasına neden oldu. Başlangıçta da söylediğim gibi olaylar karşında tepkilerimi doğrudan ve net ifadeler ile söylemem, saha kenarında zaman zaman vermiş olduğum agresif tepkiler ve davranışlar oynadığımız oyunun kalitesinin, almış olduğumuz başarılı sonuçların hatta kazandığımız şampiyonlukların çok konuşulmamasına ve önüne geçilmesine neden oldu. Bu noktada göstermiş olduğum tepkilerde haklı olsam da insanlar tarafından yanlış anlaşıldı. Bu durum iş kalitemin hep önüne geçti.
‘Saha parselizasyonunu kaliteli bir şekilde ayarlamak çok ama çok önemli’
Son birkaç yılınıza baktığımızda topa fazlaca sahip olmak, rakibin alan ve zaman açısından yaşayacağı problemleri değerlendirmeye çalışmak oyun yapınızın bir parçası. Alan ve zaman futbolda neyi ifade ediyor?
Aslında teknik adamlık kariyerime başladığım günden itibaren takımlarımızda, topa anlamlı şekilde hükmeden bir oyun yapısını uygulamaya çalıştık. Taktiksel anlayışınızın sahaya elverişli ve kaliteli bir şekilde yansıması için elinizdeki oyuncu grubunun kalitesi en önemli etmen. Çünkü sizi sahada başarılı kılan, istediklerinizi ve anlayışınızı sahaya yansıtan, günün sonunda ya da yılın sonunda sizi zafere taşıyan oyuncu grubudur. Futbolda benim için alanları doğru kullanmak, saha parselizasyonunu çok kaliteli ayarlamak, rakibin vermiş olduğu boşlukların arayışı içinde olmak ve bu boşlukları doğru kullanarak kaliteli hücumlar geliştirmek ayrıca topun mümkün olduğunca rakipten daha fazla bizde kalmasını sağlamak çok ama çok önemli. Bu sayede doğru hücumların yapılabilmesi, pas bağlantılarının çok iyi olması, oyuncular ve hatlar arasındaki mesafelerin doğru ayarlanması, kaybedilen topun çok kısa sürede geri alınmasına ve yeni hücum denemelerine olanak sağlar.
“Geriden uzun vurduğunuzda o top artık ortak toptur yani %50 şansınız var demektir”
Hocam futbolda son dönemde geriden oyun kurma trendi yükselişte. Aslında riskler barındırsa da doğru yapıldığında takımlara büyük avantaj sağladığı da bir gerçek. Siz de takımlarınızda bunu sıklıkla uygulamaya çalışıyorsunuz. Geriden oyun kurmak neden bu kadar dikkat çekiyor ve bir teknik adam gözüyle sağladığı faydalar neler?
Topun rakipten çok bizde olması, şartlar ne olursa olsun geriden oyun kurarken rakip baskısına rağmen sahada doğru konumlanarak bu baskıdan çıkmak, pozisyon oyunu oynayan bir takım olarak bizim olmazsa olmazımız. Geriden uzun vurduğunuzda o top artık ortak toptur yani %50 şansınız var demektir. Rakip de alabilir, sizde de kalabilir. %100 sahip olduğumuz bir topa neden rakibin ortak olmasını sağlayalım? Kolombiyalı teknik adam Juan Carlos Osorio’nun dediği gibi ‘rakibin baskısı bir düşman değil müttefiktir’ ilkesi ile geriden oyun kurarken rakibin baskısını üzerinize çekerek, sayısal üstünlüğü sağlayarak, yapacağınız hücumların kalitesini üst seviyelere taşıyabilirsiniz. Geriden oyunu kurduğunuzda daha az oyuncuya ihtiyaç duyarsınız. Doğru konumlanma becerisi ile baskıdan çıktığınızda ve rakip savunma hattını yerinden hareket ettirdiğinizde hücum oyuncularınız için çok daha fazla alan bulma şansına sahip olursunuz. Bu da daha nitelikli ve kaliteli hücumlar üretmenize yardımcı olur.
“‘Rakip sahada yaşayarak nefes alıp vermeyi istiyorum’ der Guardiola...”
Savunma hattını genelde önde kurmaya çalışıyorsunuz ve oyun yapınız ile rakibin baskı altında kalmasını hedefliyorsunuz. ‘Kaleden 40 metre uzakta oynamak’ diye bir yaklaşımı var Guardiola’nın da... Bunun avantajı nedir sizce?
Teknik adamlığa başlangıç yıllarımızın aynı ana denk gelmesi, pozisyon
oyunun müthiş bir şeklide evrilmesine ve devamlılığına olan katkısı ve
hala başarılarının aynı şekilde devam etmesi açısından Guardiola benim
için ayrı bir öneme sahiptir. Onun bu söylemi pozisyon oyunu oynayan ve
rakip sahada oynamayı kendine ilke edinmiş takımların olduğu gibi;
kaleden 40 metre uzakta oynamak ve kalede çok az pozisyon vererek maçı
tamamlamak benim için de olmazsa olmaz. ‘Rakip sahada yaşayarak nefes
alıp vermeyi istiyorum’ der Guardiola... Tam olarak bu; rakip sahada
yaşamak... Bunu yaparken en önemli konu, savunma oyuncularınızın topa ve
rakibe göre alacağı pozisyonlar. Bu konu hayati önem taşır. Rakip
sahada hücum ararken topu kaptırdıktan sonra topu kapmak için hazırda
bekleyen en az 6-7 oyuncu olması gerekir. Bu bağlamda kaleden 40 metre
uzakta oynamak savunmayı en önde kurmak anlamını ifade eder. Oyuncular
sahada doğru konumlandığında ve top kaptırıldıktan sonra gösterdikleri
reaksiyonlarda çok coşkulu ve istekli olması, bu işin yapılması
açısından oldukça önemlidir. Hücum yaparken arka paylaşımın doğru
ayarlanması hem topun kalenize gelmeden kazanılmasına, hem de
kazanıldıktan sonra yeni bir hücum şansı yakalamanıza yardımcı olur.
“Saha dizilişlerinden çok oyun felsefeniz ve prensipleriniz önemli”
Hocam daha önceki bir röportajınızda ‘Saha dizilimlerinin farklı oluşu, hücum edilecek ve savunulacak alanların belirlenmesi açısından önemlidir’ diyorsunuz. Felsefe ve formasyonları oluştururken dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir? Bunu biraz açar mısınız?
Elinizdeki oyuncu profili hangi dizilimde ve formasyonda oynayacağınız ve felsefenizi nasıl şekillendireceğiniz konusunda size yön gösterir. Saha dizilişlerinden çok oyun felsefeniz ve prensipleriniz önemli. Ayrıca bu prensiplerin oyuncular tarafından ne kadar doğru ve istekli uygulandığı da çok önemli... Sezon başı ya da devre arası transfer edeceğiniz oyuncuların felsefenize uygun olması lazım. Oyuncular ile prensipler ve felsefe üzerine hem antrenmanlarda hem video analiz yolları ile sayısız tekrarlar yaparak mükemmel hale gelebilirsiniz. Oyuncunuz bir defa size inandığında her türlü mesajı çok rahat bir şekilde verebilirsiniz.
“Sürekli tekrar etmediğiniz bir yaklaşımı oyuncunuzdan bekleyemezsiniz”
Sizinle çalışan futbolcularla konuşunca antrenmanlarınızın oldukça sağlam geçtiğini anlatıyorlar. Özellikle oyuncularla iletişim şekliniz ve enerjiniz... Futbolda antrenmanların önemi günümüzde hangi boyutta? Siz bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz?
Zorlanmadan ve fazlaca çaba göstermeden başarının gelmeyeceğini bilirim. Doğru antrenman; fiziksel, taktik, teknik ve zihinsel gelişim açısından benim için olmazsa olmaz. Hafta sonu müsabakaya yansıtacağım oyun anlayışının ve oyuncularımdan yapmalarını istediğim her şeyin antrenmanlarımızda fazlaca olması gerekir. Çalışmadığınız ve sürekli tekrar etmediğiniz bir yaklaşımı oyuncunuzdan bekleyemezsiniz. Fiziksel olarak sahada çok güçlü oyunculara ihtiyacım oluyor. Bu yüzden antrenmanlarımı oyuncularımın zevk alacağı ama bir yandan da optimal performansa ulaşacağımız dayanakların kullanıldığı bir şekilde planlarız. Oyuncularımı, yapacağımız her antrenmanın onlara %100 katkı sağlayacağına ve performanslarını uzun süre devam ettirebilmelerini sağlamaları açısından oldukça önemli olduğuna inandırırım. Öyle olduğunu gördüklerinde işler benim ve ekibim için daha kolay bir hale gelir. Daha sonra keyif alarak bütün işlerimiz yapmaya başlarız.
“Topu hareket ettirmek için değil, rakibi hareket ettirmek için pas yaparız”
Futbolda rakibin hareketlerini inceleyerek ulaşmaya çalıştığınız noktalar nelerdir? Rakibin rahat ettiği konumun dışına çıkması size ne gibi avantajlar sunar?
“Saha dizilişlerinden çok oyun felsefeniz ve prensipleriniz önemli”
Hocam daha önceki bir röportajınızda ‘Saha dizilimlerinin farklı oluşu, hücum edilecek ve savunulacak alanların belirlenmesi açısından önemlidir’ diyorsunuz. Felsefe ve formasyonları oluştururken dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir? Bunu biraz açar mısınız?
Elinizdeki oyuncu profili hangi dizilimde ve formasyonda oynayacağınız ve felsefenizi nasıl şekillendireceğiniz konusunda size yön gösterir. Saha dizilişlerinden çok oyun felsefeniz ve prensipleriniz önemli. Ayrıca bu prensiplerin oyuncular tarafından ne kadar doğru ve istekli uygulandığı da çok önemli... Sezon başı ya da devre arası transfer edeceğiniz oyuncuların felsefenize uygun olması lazım. Oyuncular ile prensipler ve felsefe üzerine hem antrenmanlarda hem video analiz yolları ile sayısız tekrarlar yaparak mükemmel hale gelebilirsiniz. Oyuncunuz bir defa size inandığında her türlü mesajı çok rahat bir şekilde verebilirsiniz.
“Sürekli tekrar etmediğiniz bir yaklaşımı oyuncunuzdan bekleyemezsiniz”
Sizinle çalışan futbolcularla konuşunca antrenmanlarınızın oldukça sağlam geçtiğini anlatıyorlar. Özellikle oyuncularla iletişim şekliniz ve enerjiniz... Futbolda antrenmanların önemi günümüzde hangi boyutta? Siz bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz?
Zorlanmadan ve fazlaca çaba göstermeden başarının gelmeyeceğini bilirim. Doğru antrenman; fiziksel, taktik, teknik ve zihinsel gelişim açısından benim için olmazsa olmaz. Hafta sonu müsabakaya yansıtacağım oyun anlayışının ve oyuncularımdan yapmalarını istediğim her şeyin antrenmanlarımızda fazlaca olması gerekir. Çalışmadığınız ve sürekli tekrar etmediğiniz bir yaklaşımı oyuncunuzdan bekleyemezsiniz. Fiziksel olarak sahada çok güçlü oyunculara ihtiyacım oluyor. Bu yüzden antrenmanlarımı oyuncularımın zevk alacağı ama bir yandan da optimal performansa ulaşacağımız dayanakların kullanıldığı bir şekilde planlarız. Oyuncularımı, yapacağımız her antrenmanın onlara %100 katkı sağlayacağına ve performanslarını uzun süre devam ettirebilmelerini sağlamaları açısından oldukça önemli olduğuna inandırırım. Öyle olduğunu gördüklerinde işler benim ve ekibim için daha kolay bir hale gelir. Daha sonra keyif alarak bütün işlerimiz yapmaya başlarız.
“Topu hareket ettirmek için değil, rakibi hareket ettirmek için pas yaparız”
Futbolda rakibin hareketlerini inceleyerek ulaşmaya çalıştığınız noktalar nelerdir? Rakibin rahat ettiği konumun dışına çıkması size ne gibi avantajlar sunar?
Topu hareket ettirmek için değil, rakibi hareket ettirmek için pas
yaparız. Futbolda amaç rakibin zayıf yanlarını bilip, verebileceği
boşlukları bularak tehlikeli pozisyonlara girip gol atmaktır. Rakip
analizi size bu konuda neleri yapacağınız, nasıl oynayacağınız, rakibin
aklını karıştırarak organizasyonları nasıl uygulayacağınız, onları rahat
ettikleri ve iyi oldukları konumun dışına çıkararak maçı nasıl
kazanacağınız konusunda size yardımcı olur.
“Liderle aramızda 18 puan fark vardı, 12 hafta sonra farkı kapatıp liderliği devraldık”
Özellikle Osmanlıspor performansınıza değinmek istiyorum hocam. Ligde Osmanlıspor ile 10 maç üst üste kazandınız. 13 maçın 12 tanesi galibiyet ile 1 tanesi de berabere bitirerek tabir-i caizse harika bir seri yakalamıştınız. Bu süre içerinde bu kazanımları sağlarken oyuna bakış açınız, stratejileriniz ve genel planınız ne üzerineydi?
Osmanlıspor ile anlaştığımızda düşme hattına çok yakın bir konumda (13. sırada) bulunuyorlardı. Bir önceki sene küme düşmüş olmaları yaşanan fazlaca sorunlardan dolayı psikolojik eşik seviyeleri aşağılarda olan bir takımdı. Ligin başında o sene ile ilgili umutlarını kaybetmiş ve içinde bulundukları durumdan dolayı kümede kalmayı başarı sayacak bir ortamla baş başa kaldık. Burada bizim için en büyük avantaj bu kulüpte daha önce iki dönem çalışmış olmamdı. Kulübün önceki başarılarında bulunmam ve herkesi aile ortamında tanımamız bize büyük kolaylık sağladı. O dönem kadromda bulunan 10 oyuncum ile daha önce başka takımlarda da çalışmış olmam bizim için ayrıca avantaj oldu. Çünkü oyuncuların benim oyun anlayışımı ve felsefemi bilmeleri, ona yatkın olmaları diğer oyuncuların çok daha çabuk adapte olmalarını sağladı. Yönetimimiz de her konuda bizi ellerinden geldiği kadar destekledi. Kısa sürede oyun felsefemizin oyuncular tarafından iyi bir şekilde algılanması ve uygulanması hem çok keyif almalarına hem de sonuç olarak sahada iyi işler çıkarmamıza olanak sağladı. Oyuncularım sahada pas yapmaktan, önde basmaktan, kalemizden oldukça uzakta oynamaktan, rakibi istediğimiz anlayışa zorlamaktan çok haz aldılar. Dile kolay; lider ile aramızda 18 puanlık bir fark vardı ve 12 haftalık sürede bu farkı kapatarak liderliği devraldık. Play-off yarı finali seri penaltı atışları neticesinde 9. penaltıda elendik. Oyuncularımla ve yönetimimle gurur duydum. Benim ve ekibim için bu gibi deneyimleri çok yaşamış bir grup olarak çok mükemmel bir öğrenme süreci oldu. Oyuncularımız ile kurmuş olduğumuz kaliteli iletişim, onların doğruları çok iyi bir şekilde yansıtmasına ve başarılı bir dönem geçirmemize yardımcı oldu.
“Sorunları çözme noktasında bazen farklı yaklaşımlara maruz kalabiliyorsunuz”
Kurduğunuz 10 takımın 7 tanesi Süper Lig vizesi almış, 3 tanesi Play-Off oynamış. Bunun sırrı nedir? Ayrıca bu takımların bazılarının başında siz olamadınız. Ne gibi problemler yaşandı da sizin kurduğunuz ve sonunda başarıya ulaşan takımlarla yollarınız ayrıldı?
“Liderle aramızda 18 puan fark vardı, 12 hafta sonra farkı kapatıp liderliği devraldık”
Özellikle Osmanlıspor performansınıza değinmek istiyorum hocam. Ligde Osmanlıspor ile 10 maç üst üste kazandınız. 13 maçın 12 tanesi galibiyet ile 1 tanesi de berabere bitirerek tabir-i caizse harika bir seri yakalamıştınız. Bu süre içerinde bu kazanımları sağlarken oyuna bakış açınız, stratejileriniz ve genel planınız ne üzerineydi?
Osmanlıspor ile anlaştığımızda düşme hattına çok yakın bir konumda (13. sırada) bulunuyorlardı. Bir önceki sene küme düşmüş olmaları yaşanan fazlaca sorunlardan dolayı psikolojik eşik seviyeleri aşağılarda olan bir takımdı. Ligin başında o sene ile ilgili umutlarını kaybetmiş ve içinde bulundukları durumdan dolayı kümede kalmayı başarı sayacak bir ortamla baş başa kaldık. Burada bizim için en büyük avantaj bu kulüpte daha önce iki dönem çalışmış olmamdı. Kulübün önceki başarılarında bulunmam ve herkesi aile ortamında tanımamız bize büyük kolaylık sağladı. O dönem kadromda bulunan 10 oyuncum ile daha önce başka takımlarda da çalışmış olmam bizim için ayrıca avantaj oldu. Çünkü oyuncuların benim oyun anlayışımı ve felsefemi bilmeleri, ona yatkın olmaları diğer oyuncuların çok daha çabuk adapte olmalarını sağladı. Yönetimimiz de her konuda bizi ellerinden geldiği kadar destekledi. Kısa sürede oyun felsefemizin oyuncular tarafından iyi bir şekilde algılanması ve uygulanması hem çok keyif almalarına hem de sonuç olarak sahada iyi işler çıkarmamıza olanak sağladı. Oyuncularım sahada pas yapmaktan, önde basmaktan, kalemizden oldukça uzakta oynamaktan, rakibi istediğimiz anlayışa zorlamaktan çok haz aldılar. Dile kolay; lider ile aramızda 18 puanlık bir fark vardı ve 12 haftalık sürede bu farkı kapatarak liderliği devraldık. Play-off yarı finali seri penaltı atışları neticesinde 9. penaltıda elendik. Oyuncularımla ve yönetimimle gurur duydum. Benim ve ekibim için bu gibi deneyimleri çok yaşamış bir grup olarak çok mükemmel bir öğrenme süreci oldu. Oyuncularımız ile kurmuş olduğumuz kaliteli iletişim, onların doğruları çok iyi bir şekilde yansıtmasına ve başarılı bir dönem geçirmemize yardımcı oldu.
“Sorunları çözme noktasında bazen farklı yaklaşımlara maruz kalabiliyorsunuz”
Kurduğunuz 10 takımın 7 tanesi Süper Lig vizesi almış, 3 tanesi Play-Off oynamış. Bunun sırrı nedir? Ayrıca bu takımların bazılarının başında siz olamadınız. Ne gibi problemler yaşandı da sizin kurduğunuz ve sonunda başarıya ulaşan takımlarla yollarınız ayrıldı?
Sezon başı doğru kadro mühendisliği yapmak, oynatmak istediğiniz
felsefe ve prensipler doğrultusunda kulübün ekonomik durumunu da göz
önünde bulundurarak kaliteli oyuncular entegre etmek başarı için olmazsa
olmaz parametrelerin başında gelmekte. Oyuncularınızı hedef
doğrultusunda çok iyi bir şekilde teknik, taktik, fiziksel, zihinsel ve
duygusal olarak mükemmel bir şekilde antrene etmeniz başarıyı mutlaka
getirecektir. Sahada ne yaptığını bilen, yaptığı her anın analizini
yapabilen, keyif alan ve keyif veren, güçlü, inançlı bir oyuncu
topluluğu oluşturmak beni farklı kılan durumlar diyebilirim.
Doğrularınızdan ve inandıklarınızdan taviz vermeden yapacaklarınız sizi
başarıya götürecektir. Bazen sorunlar karşınıza mutlaka çıkacaktır. Bu
sorunları çözme noktasında bazen farklı yaklaşımlara maruz
kalabiliyorsunuz. Bu yaklaşımlar bazen sizin yarı yolda kalıp, işinizi
tamamlamanıza engel olabiliyor. Biz de bu deneyimleri çok başarılı giden
serüvenlerimizde fazlaca yaşadık. Yoksa çok farklı yerlerde olmamız
işten bile değildi.
“Yaşamış olduğum onca tecrübeden fazlaca ders çıkarmış durumdayım”
Çok tutkulu, heyecanlı ve coşkulu bir yapıya sahipsiniz. Sahada yerinizde duramadığınız 90 dakikalar yaşıyorsunuz. Bu durum bazen de size zarar veriyor aslında. Bu enerjinin kaynağı nedir?
İşime karşı tutku, heyecan ve enerji doluyum. Bu yüksek enerji bazen sınırların üstüne çıkabiliyor. Hal böyle olunca kendime zarar verecek durumlar ile karşı karşıya kalabiliyorum. Emin olun benim görmüş olduğum zarar kendimden başkasına etki edecek bir şekilde olmadı. Ben şu an hayallerimdeki ulaşmak istediğim yerde değilsem sebebi budur. İnsan, deneyimleri sayesinde her şeyi öğrenir ve gelişir. Ben de yaşamış olduğum onca tecrübeden fazlaca ders çıkarmış durumdayım. Enerjisinin ve tutkusunun dozunu ayarlayan, kendisine zarar verecek hiçbir eylemin içinde olmayan, sadece ve sadece bu oyuna kendisini adayan, çalıştığı kulüp değerlerini çok üst seviyelere taşıyacak bir misyon yüklenen, her yeni güne bir önceki günden daha nasıl fazla katkı sağlayabilirim düşüncesi ile başlayan, hayallerime, hedeflerime ve beni ben yapacak değerlere sahip çıkarak yeni gelecek, mutlu ve başarılı günlerin planını yapmaktayım. Hedefim her zaman olduğu gibi yeni şampiyonluklar, Süper Lig ve bir gün Avrupa...
“Ana ilkemiz ‘hergün geliş hergün katkı sağla’ anlayışına dayalı”
Kariyer planlarınızda bundan sonrası için neler var? Hem kişisel gelişiminiz hem de futbol anlamında nasıl adımlar atmayı planlıyorsunuz?
Kişisel gelişimim için ekip arkadaşlarım ile beraber (hepsi çok kaliteli ve yetenekli insanlar) futbolun her noktasında yer alan, bizim için önemli olan tüm konularda detaylı araştırmalar yapıyoruz. Futbolun gelişimini, evrildiği noktaları, üst düzey takımları, hocaların prensiplerini ve antrenman yaklaşımlarını çok yakından takip ediyoruz. Teknolojik gelişimlerin takipçisi olarak, katkı sağlayan ne varsa takımlarımıza uygulamaya özen gösteriyoruz. Ana ilkemiz; ‘hergün geliş hergün katkı sağla’ anlayışına dayalı.
Son sorum da şu olacak hocam: Sizin için futbol ne anlam ifade ediyor?
Futbol benim için bir yaşam biçimi ve hayatın ta kendisi…
Kaynak : Serkan Akkoyun / TRT SPOR
“Yaşamış olduğum onca tecrübeden fazlaca ders çıkarmış durumdayım”
Çok tutkulu, heyecanlı ve coşkulu bir yapıya sahipsiniz. Sahada yerinizde duramadığınız 90 dakikalar yaşıyorsunuz. Bu durum bazen de size zarar veriyor aslında. Bu enerjinin kaynağı nedir?
İşime karşı tutku, heyecan ve enerji doluyum. Bu yüksek enerji bazen sınırların üstüne çıkabiliyor. Hal böyle olunca kendime zarar verecek durumlar ile karşı karşıya kalabiliyorum. Emin olun benim görmüş olduğum zarar kendimden başkasına etki edecek bir şekilde olmadı. Ben şu an hayallerimdeki ulaşmak istediğim yerde değilsem sebebi budur. İnsan, deneyimleri sayesinde her şeyi öğrenir ve gelişir. Ben de yaşamış olduğum onca tecrübeden fazlaca ders çıkarmış durumdayım. Enerjisinin ve tutkusunun dozunu ayarlayan, kendisine zarar verecek hiçbir eylemin içinde olmayan, sadece ve sadece bu oyuna kendisini adayan, çalıştığı kulüp değerlerini çok üst seviyelere taşıyacak bir misyon yüklenen, her yeni güne bir önceki günden daha nasıl fazla katkı sağlayabilirim düşüncesi ile başlayan, hayallerime, hedeflerime ve beni ben yapacak değerlere sahip çıkarak yeni gelecek, mutlu ve başarılı günlerin planını yapmaktayım. Hedefim her zaman olduğu gibi yeni şampiyonluklar, Süper Lig ve bir gün Avrupa...
“Ana ilkemiz ‘hergün geliş hergün katkı sağla’ anlayışına dayalı”
Kariyer planlarınızda bundan sonrası için neler var? Hem kişisel gelişiminiz hem de futbol anlamında nasıl adımlar atmayı planlıyorsunuz?
Kişisel gelişimim için ekip arkadaşlarım ile beraber (hepsi çok kaliteli ve yetenekli insanlar) futbolun her noktasında yer alan, bizim için önemli olan tüm konularda detaylı araştırmalar yapıyoruz. Futbolun gelişimini, evrildiği noktaları, üst düzey takımları, hocaların prensiplerini ve antrenman yaklaşımlarını çok yakından takip ediyoruz. Teknolojik gelişimlerin takipçisi olarak, katkı sağlayan ne varsa takımlarımıza uygulamaya özen gösteriyoruz. Ana ilkemiz; ‘hergün geliş hergün katkı sağla’ anlayışına dayalı.
Son sorum da şu olacak hocam: Sizin için futbol ne anlam ifade ediyor?
Futbol benim için bir yaşam biçimi ve hayatın ta kendisi…
Kaynak : Serkan Akkoyun / TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder