Derbi hikayelerinin birinci bölümünde, 2002-2003 sezonunda siyah-beyazlılara şampiyonluğu getiren Beşiktaş-Galatasaray derbisine uzanıyoruz...
2001-2002 sezonunu şampiyon tamamlayan Galatasaray, 15. şampiyonluğuna ulaşmış ve 3. yıldızı göğsüne takmıştı. Mart ayında göreve gelen başkan Özhan Canaydın, seçim vaadi olarak sarı-kırmızılıların efsane teknik direktörü, Avrupa şampiyonu apoletli Fatih Terim ile çalışacağını öne sürmüştü. Yaz döneminde, Galatasaray’ı şampiyonluğa ulaştıran Mircea Lucescu ile yollar ayrıldı ve teknik direktör koltuğuna Fatih Terim oturdu.
Sezonu, şampiyon Galatasaray’ın 16 puan gerisinde, 3. sırada bitiren Beşiktaş, kulüp tarihinin 100. yılına girecekti. Mart ayında yeniden başkanlığa seçilen Serdar Bilgili, Galatasaray ile yollarını ayıran Mircea Lucescu ile anlaştı. Zago, Cordoba, Nouma, Pancu gibi birçok önemli futbolcuyu kadrosuna katan siyah-beyazlı ekipte, 5 yıl önce ayrılan Sergen Yalçın da yeniden yuvaya döndü.
Türk futbol tarihinin en çekişmeli ve puan baremi en yüksek sezonlarından birinde, iki ekip son ana kadar kıyasıya bir yarışın içine girdi. Gençlerbirliği’nin de renk kattığı sezonda esasen Galatasaray, Süper Lig’in şampiyonluk ortalamalarının üzerinde bir puanla ilerliyordu. Buna karşın 100. yılındaki Beşiktaş, Diyarbakırspor deplasmanı dışında maç kaybetmemiş, sezonun başındaki beraberlik serilerini de aşmış ve şampiyonluğun en önemli favorisi konumuna gelmişti.
32. hafta mücadelesinde, o sezon kendisini kupanın dışına iten Gençlerbirliği’ne konuk olan Lucescu’nun öğrencileri, zorlu deplasmanı Kaan Dobra’nın iki müthiş füzesiyle kazanmayı başardı. Aynı hafta Galatasaray, evinde bir diğer başkent temsilcisi Ankaragücü ile karşılaşmış, rakibini Lukunku, Ümit Karan ve Ergün Penbe’nin golleriyle devirdi. Sezonun kaderi, kaçınılmaz finale kalmıştı...
33. hafta oynanacak tarihi Beşiktaş-Galatasaray derbisi öncesi, siyah-beyazlılar 79, sarı-kırmızılılar ise 74 puan ile şampiyonluk mücadelesini sürdürüyordu. Zorlu karşılaşmada Beşiktaş’a şampiyonluk için 1 puan yeterli olacakken, Galatasaray’ın hedefi mücadeleyi kazanıp her şeyi son haftaya taşımaktı. 25 Mayıs 2003 günü İnönü Stadyumu, belki de o güne kadar gördüğü en büyük kalabalığa ulaştı. Ali Aydın’ın başlangıç düdüğüyle tarihi 90 dakikanın başlama vuruşu yapıldı.
Beşiktaş: Cordoba; Zago, Ronaldo, Ahmet Yıldırım; Kaan Dobra, Tayfur Havutçu, Federico Giunti, İbrahim Üzülmez; Sergen Yalçın, Daniel Pancu, İlhan Mansız
Galatasaray: Mondragon; Mehmet Polat, Bülent Korkmaz, Vedat İnceefe, Hakan Ünsal; Cihan Haspolatlı, Volkan Arslan, Ayhan Akman, Haim Revivo, Ergün Penbe; Ümit Karan
Oldukça çekişmeli başlayan karşılaşma, her iki takımın net gol pozisyonlarına sahne oldu. Pancu ile mutlak bir gol pozisyonundan yararlanamayan Beşiktaş, İlhan Mansız ile de birçok kez gole yaklamış, kaptan Tayfur da direğe takılmıştı. Sarı-kırmızılı ekip ise Ümit Karan ve Revivo ile önemli fırsatlar yakalamış, Bülent Korkmaz da kale sahasında Cordoba’yı geçememişti.
Dakikalar tükendikçe Galatasaray riskleri alıyor, Beşiktaş şampiyonluğa yaklaşıyordu. 0-0 beraberlikle girilen 89. dakika Ahmet Dursun, kontratakta topu kafayla aşırdı ve Sergen Yalçın’a kazandırdı. Kendisiyle yan yana ilerleyen Tümer Metin, o anları yıllar sonra, “Top Sergen’in ayağından çıkana kadar, onun filminin yardımcı oyuncusu olduğumu bilmiyordum” sözleriyle anlatacaktı. Topu sağ kanattaki Tümer Metin’e aktaran Sergen Yalçın, yeniden buluştuğunda karşı karşıya kaldığı Mondragon’u avladı ve tarihi derbinin galibiyet, sezonun ise şampiyonluk golünün altına imzasını attı.
Gecenin sonunda, “100.yılında şampiyon” unvanına erişen Beşiktaş,
sezonu 85 puanla tamamladı. Yaz döneminde siyah-beyazlı camiaya dönen ve
şampiyonluk golünü atan Sergen Yalçın ise, birçok kez hayatının en özel
duygularını bu golü attığı anda yaşadığını ifade etti. Tarihi derbi,
yıllar boyunca Ercan Taner’in “Sergen attı, şampiyonluk geldi”
sözleriyle anıldı.
Kaynak : TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder