Son 2 senedir ülkemizde Anadolu kulüpleri birer birer ligden çekilmeye veya kadrolarında küçülmeye gittiler. Beşiktaş Icrypex, bu sene kimsenin daha önce denemediği, uygulanması çok zor görünen bir projeye imza attı.
Basketbol Avrupa'da hiçbir zaman futbol gibi gelirleri olan bir branş olmadı. Bu yüzdendir ki maddi problemler de Avrupa kulüplerinin yakasını hiç bırakmadı.
Bilindiği üzere son 2 senedir ülkemizde Anadolu kulüpleri birer birer ligden çekilmeye veya kadrolarında küçülmeye gittiler. Öyle ki ligin eksik takımla oynanması ihtimali dahi konuşulan konular arasındaydı. Eski adıyla Banvit Spor Kulübü'nün sponsor problemi nedeniyle el değiştirmesi ile adı Teksüt Bandırma olarak değişen kulüp; gelir problemleri nedeniyle kapanmanın eşiğine gelmişti. Tam bu esnada Fenerbahçe Beko da dahil olmak üzere küçülme kararı alan 3 büyükler olarak nitelediğimiz kulüplerden Beşiktaş Icrypex, bu sene kimsenin daha önce denemediği, uygulanması çok zor görünen bir projeye imza attı.
Ben dahil birçok kişiye 'çılgınca' gelen bu proje kapmasında kulüp bir iki veteran oyuncusu dışında tüm takımı ligdeki genç ve gelecek vadeden oyunculardan oluşturdu. Ligin en parlak altyapılarından olan Teksüt Bandırma ile varılan anlaşma kapsamında takımdaki birçok genç Beşiktaş'ın yolunu tuttu. Bir önceki sezon 3.5 milyon dolar bütçe ile bata çıka bir serüven geçiren Beşiktaş Icrypex kulübünün bu sene 750 bin dolar gibi çeyrek bir bütçe ile nasıl kendini kanıtladığını açıklayacak olursak;
Koç faktörü: Ahmet Kandemir
Hepimiz biliyoruz ki yüksek bütçeli takımları yönetmek bir koç için her zaman avantaj olmuştur. Bu yüzden kulüp kolaya kaçmayarak Oktay Mahmudi, Orhun Ene gibi yüksek bütçeli kadoları yönetmiş isimlerden ziyade Anadolu'da birçok kulüpte görev almış, genç kadrolarla oynamaya alışmış ve daha önce Beşiktaş camiasına hizmet etmiş bir isim olan Ahmet Kandemir'i tercih etti.Gençlerle oynamayı tercih eden koçların başında gelen Kandemir tercihinin bu proje masasının ayaklarından biri olduğu tartışılmaz.
Gençlerin aldığı sürelerdeki artış
Ülkemizin hatta tüm Avrupa basketbolunun kanayan yaralarından biri tabiki gençlerin fırsat bulamaması. ABA (Adriyatik) Ligi ve Litvanya Ligi haricinde gençlerin süre bulamadığı bir Avrupa basketbolundan bahsediyoruz. Bu nedenledir ki Avrupalı oyuncular ile Amerika'daki oyuncular arasındaki makas her geçen gün açılmakta ve rekabet gittikçe düşmektedir. 2010-2020 arasında Luka Doncic dışında hiçbir Avrupalı oyuncunun NBA'de kalbur üstü bir konumda olmaması da bunu destekler nitelikte. (Tabiki burada 15-16 yaşlarında kolej liginden NBA'e adım atmış Antetokoumpo, Jokic gibi Avrupalı oyuncuları ayırmak gerekir. Onlar Avrupa liglerinin değil NCAA veya G-League gibi gelişim liglerinin yetiştirdiği gençlerdir.)
Konunun ülkemize yansıyan kısmına göz atacak olursak daha önce TBF yönetimi ABA Ligi'ne kulüp eklenmesi ve bunun karşılığında sponsor desteği sunulması gibi muazzam bir öneri getirmişti. Ancak bu konuda bencil bir tutum sergileyen Adriyatik Ligi yönetimi bu öneriyi reddetmişti. Bunun üzerine Türkiye Gençler Ligi organizasyonunu kuran TBF yönetimi burada deplasmanlı, rekabetçi bir yapı oluştursa da gençlerin A takımlara kazandırılmasında istenilen sonuçları verdiğini çok da söyleyemeyiz.
Beşiktaş Icrypex takımının gençlerinin aldığı süreler ve diğer A takım oyuncularıyla gösterdiği rekabet bu modelin tuttuğunu destekler nitelikte.
Yönetimin istikrar vurgusu
Avrupa'dan ve büyük kulüplerden gelen transfer tekliflerinin sorulması üzerine önceliklerinin takımın sportif başarısı olduğunu belirten Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, gençleri gelir kaynağı olarak asla görmeyeceklerini belirtmişti. Takımın yeni sezon parkelerini dahi Amerika'daki kolej ligi NCAA'e benzer dizayn eden siyah beyazlı ekip; bu oluşumun bir deneme değil köklü bir proje olduğunu ve uzun yıllar bu yolu takip edeceklerinin sinyallerini verdi. Oluşturulan bu istikrarlı zincire kazandırılacak her bir halka da önce Beşiktaş Icrypex kulübüne sonrasında ise ülkemiz basketboluna hizmet edeceğini unutmamak gerekir.
Alperen Şengün ve Şehmus Hazer farkı
Gösterdikleri performanslarla kendilerini kat kat geliştiren bu iki genç oyuncuyu ne kadar övsek yeridir. Biri Batman'dan diğeri Giresun'dan küçük yaşlarda eski adıyla Banvit kulübünün yolunu tutan bu iki oyuncu; basketbolları kadar hayat mücadeleleri ve azimleri ile de ülkenin genç oyuncularına ışık tutacaktır.
Şehmus Hazer, skorer guard pozisyonunda ülkenin açığını kapatacak nitelikte bir oyuncu. Son 20 maçta sadece 2 defa tek hanelere düşen genç oyuncu özellikle büyük takımlara karşı yüksek sayılar bulması ile de rekabetçi yanının ne kadar yüksek olduğunu herkese gösterdi. Tofaş karşısında 19, Fenerbahçe Beko'ya 18, Anadolu Efes'e karşı 13 sayı bulan genç guard fiziğini geliştirmesi ve dış atışlarını iyileştirmesi durumunda çok daha önemli roller alabileceğinin sinyallerini herkese verdi.
Alperen Şengün, şüphesiz ki ligimizin en sansasyonel oyuncusu açık ara
farkla Alperen Şengün. Bir önceki sezona kıyasla adeta bir sıçrama
gerçekleştiren genç pivot bu sene gelişen atletik yönü ve dış atış
tehdidi ile rakiplerinin korkulu rüyası oldu desek abartmış olmayız.
Öyleki FIBA Europe Cup'taki son maçta bir pozisyonda pota altında 3 kişi
tarafından aynı anda faule maruz kalan genç oyuncunun bu kısa sekansı
bile bırakın ligimizi Avrupa'da dahi bu genç milli oyuncumuzun ne kadar
ses getirdiğinin göstergesi.
Toplam sayı, toplam ribaund ve toplam blok istatistiklerinde
sıralamaları domine eden henüz 2002 doğumlu bu gencin sınırları yok
diyebiliriz. Son Galatasaray karşılaşmasında tam 8 blok yaparak
ligimizde 8 yıldır kırılmayan blok rekorunu bu yaşta egale eden genç
oyuncunun yaptığı bu istatistik ilk değildi tabiki. Geçen sene Anadolu
Efes maçında bulduğu 30 sayı 19 ribaund ile spotları üstüne toplayan
oyuncu bu sene de Bahçeşehir'e karşı 29 sayı 13 ribaund, Afyon'a karşı
23 sayı 17 ribaund Daçka'ya karşı 27 sayı 13 ribaunda ile Dwight Howard
vari istatistikler bulmuştu.
Birçok haber sitesinde NBA scout'ları tarafından takip edildiği yazılan genç oyuncunun bizleri daha ne kadar şaşırtacağını hepimiz merak ve sabırsızlıkla bekliyoruz.
Başkan Ahmet Nur Çebi geçtiğimiz hafta kazandıkları bir diğer derbi olan Galatasaray karşılaşması sonrası dediği 'Bu sistemi her kulübümüze öneriyoruz, bu ülkenin gençleri herşeyi başarabilir' sözlerine kesinlikle katılıyorum. Ancak bu sistemin sportif başarı konusunda Avrupa Ligleri'nde ne kadar tutunabileceği konusunda büyük soru işaretleri mevcut. Milli takıma katkı ve TBL için muazzam bir örnek olan bu projenin İstanbul kulüpleri için olmasa da Anadolu kulüplerinde mutlaka uygulanması taraftarıyım. Umarız ki uzun yıllardır çektiğimiz pivot ve guard eksiğimizi bu sistemden çıkan oyuncularla kapatır, daha çok oyuncuyu Avrupa ve Dünya vitrinine çıkarmayı başarırız.
Kaynak : Akın Taş / TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder