Son olarak Leicester City zaferiyle ses getiren Slavia Prag teknik direktörü Jindrich Trpisovsky, oynattığı modern futbol, uluslararası arenada takımıyla birlikte gösterdiği performans ve değer kattığı futbolcularla kulübe çağ atlatıyor.
2015 yazında, sezonu 12. sırada bitiren Slovan Liberec’in başına geçen ve takımı Avrupa kupalarına götürmeyi başaran Jindrich Trpisovsky, 2.5 yıl boyunca sürdürdüğü görevini, Slavia Prag’dan aldığı teklif üzerine bırakmıştı.
2016-2017 sezonunu şampiyon tamamlayan Slavia, yeni sezona problemlerle başlamış, puan kayıplarını rutin hale getirmişti. Şu sıralar Çek Milli Takımı’nı yöneten Jaroslav Silhavy ile yollarını ayıran ekip, teknik direktörlük için Jindrich Trpisovsky ile anlaşma sağladı. Bu birliktelik, kısa zamanda kulübün ivmesini doruk noktaya çıkarttı.
Trpisovsky yönetiminde Slavia, sezonu Viktoria Plzen’in ardından ikinci sırada tamamladı. Yaz döneminde Peter Olayinka, Alex Kral, Vladimir Coufal gibi iz bırakacak eklemeler yapan ekip, müthiş dominasyonun başlangıç ayağı olan 2018-2019 sezonuna girdi.
Avrupa Ligi’nde Sevilla’ya “dur” dediler
O yıl, önce normal sezon sıralamasını ilk sırada tamamlayan, sonra lig formatı gereği “Şampiyona Grubu”nda mücadele veren ve burada da zirveyi kimseye kaptırmayan Slavia, yeniden Çekya Ligi şampiyonu olmayı başardı. Bununla birlikte Trpisovsky’nin öğrencileri, hikayenin etkileyici vuruşunu Avrupa kupalarında yaptı.
Zenit, Bordeaux ve Kopenhag gibi köklü takımların olduğu UEFA Avrupa Ligi grubundan çıkmayı başaran Slavia, son 32 takım arasına adını yazdırdığı turda Genk ile karşılaştı. Samatta, Malinovsky gibi çok önemli isimlerin formasını giydiği Belçika temsilcisine deplasmanda 4 gol atan, oynadığı oyunla adeta ‘futbol dersi’ veren Çekya temsilcisi, Sevilla’nın karşısına çıktı.
Avrupa Ligi ve Sevilla’nın ayrılmaz bütünlüğü, tüm futbolseverler tarafından bilinen bir gerçek. Ne kadar kuvvetli olursanız olun, ne kadar yatırım yaparsanız yapın, Sevilla belki de bu kupada eşleşmek isteyeceğiniz en son takımdır. İspanyol temsilcisiyle deplasmanda oynadığı maçta, yakından tanıdığımız Miroslav Stoch’un şovuyla 2-2’lik beraberliği almayı başaran ekip, eşleşmeyi kendi sahasına taşıdı.
Prag’da da mücadelenin normal süresi 2-2 bitmiş, karşılaşmada uzatma devresine gidilmişti. Sevilla, deplasmanda 3-2’lik skor avantajını yakalasa da, Trpisovsky’nin öğrencileri pes etmeyerek rakibini 4-3 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi. Hem de bu kupanın en başarılı takımını eleyerek...
Çok kaliteli bir futbol oynanmasına, Stamford Bridge’de tam 3 gol bulmasına rağmen o sezonun şampiyonu Chelsea’ye elenen Slavia, izleyenlere adeta ‘bir parmak bal çalarak’ Avrupa’ya veda etti.
Tabi, öykü burada bitmedi...
Tarihin en zor gruplarından birinde futbol resitali sundular
2019-2020 sezonunda, bir kez daha ligi şampiyon olarak tamamlayan Slavia, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin en zor kuralarından birini çerek Barcelona, Inter ve Borussia Dortmund ile eşleşti.
Esasen, Slavia bu grubu yalnızca iki puanla son sırada tamamladı. Bununla birlikte, Devler Ligi gruplarını galibiyetsiz kapatan bir takıma göre prestijlerini oldukça kuvvetlendirmeyi başardılar. Zira iki puanı Giuseppe Meazza ve Camp Nou’da almışlar, hemen her maçta rakiplerinden üstün oynamışlardı.
Slavia, Şampiyonlar Ligi serüvenini, maç başına ortalama 16 şut attığı, dünya devlerine karşı daha fazla topla oynayıp pozisyon bulduğu, çokça direğe takıldığı harika bir futbol ziyafetiyle noktaladı.
“Sinir bozucu bir futbol oynuyorlar”
Antonio Conte, Slavia’nın Inter’e karşı gösterdiği performansı “öfkelendirici” olarak nitelendirmişti. Ona göre Çek ekibi, oyunun her alanında tabiri caizse ‘sinir bozucu’ olmayı başarmış, kendileri adına daha iyi olma zorunluluklarını yüzlerine vurmuşlardı.
Dönemin Barcelona teknik direktörü Ernesto Valverde de, Jindrich Trpisovsky’nin takımını, “Çok, çok güçlülerdi. Adeta ‘kurt’ gibiydiler. Sahada istediğimiz hiçbir şeyi yaptırmadılar” sözleriyle anlatmıştı.
Öyle ki, Slavia’nın Barça’yı domine eden oyunu ve attığı gol sonrası, Katalan ekibinin dünya yıldızı Leo Messi’nin Valverde’ye attığı bakış, haftalarca spor medyasının gündemine oturmuştu.
Yıldız oyuncularını parlattılar
Slavia, son iki yılda Avrupa futboluna önemli yıldızlar kazandırdı.
Geçtiğimiz sezon, Alex Kral’ı 12 milyon Euro karşılığında Spartak Moskova’ya gönderen Çek ekibi, 28 yaşındaki Ngadjui’den 5 milyon Euro’ya yakın para kazanmıştı.
Slavia’nın bu periyotta en önemli oyuncu ihracı Tomas Soucek oldu. Trpisovsky’nin ellerinde, ceza sahası koşuları ve yüksek top tehdidi ile gol silahı haline gelen Soucek, West Ham United’a toplamda 20 milyon Euro’yu bulan bir anlaşma ile satıldı. İngiliz ekibinde gösterdiği performansla Slavia’nın yetenekleri için de olumlu bir referans olmayı başaran Soucek’e, yine aynı ekipte parlayan Vladimir Coufal de katıldı.
Trpisovsky, ligde ve Avrupa’da tarih yazmaya devam ediyor
Tüm bu oyuncu kayıplarına rağmen Trpisovsky, takımıyla harikalar yaratmaya devam ediyor. Üç sezondur etkili oyunuyla büyüleyen Peter Olayinka’nın yanında, bu yıl B takımdan yükselen Abdallah Sima’nın yıldızını parlatmasına da katkıda bulunan teknik adam, bir yandan başarı elde etmeyi de sürdürüyor.
Çek Ligi’nde, en yakın takipçisi Sparta’nın 8 puan önünde yarışı lider götüren Trpisovsky ve ekibi, UEFA Avrupa Ligi’nde aldığı etkileyici Bayer Leverkusen ve Nice galibiyetlerinin ardından Leicester City’yi de gol yemeden elemeyi başardı.
Göreve geldiğinden beri, Avrupa kupalarında neredeyse her eşleşmede oyun üstünlüğünü kabul ettirmeyi başaran genç teknik adam, beş büyük ligdeki yöneticilerin dikkatini çekmeyi başardığı Slavia serüvenini bir “kulüp efsanesi” olarak noktalayacak gibi görünüyor.
Kaynak : TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder