Türkiye'nin uluslararası arenada başarı kazanan ilk kadın parkur sporcusu Hazal Nehir, yaptıklarından gurur duyduğunu söyledi.
Parkur sporuna 6 yıl önce sokaklarda antrenman yaparak başlayan 26 yaşındaki Red Bull sporcusu Hazal Nehir, uluslararası yarışmalarda Türkiye'yi temsil etti.
İtalya'da düzenlenen Red Bull Art of Motion Finali'ne kalan Hazal Nehir, bunu başaran ilk Türk sporcu oldu.
Hazal Nehir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bir kadın olarak yaptıklarımdan çok gurur duyuyorum. Türkiye'den bir kadın parkur sporcusunun dünyada bir yerlere gelebilmesi bence çok önemli." ifadelerini kullandı.
Parkur sporuna sokakta başladı
Parkur sporunun Türkiye'de çok bilinmediğini vurgulayan Hazal Nehir, şunları kaydetti:
"Aslında sadece Türkiye'de değil, dünyada da çok yeni bir spor. Ama insanların birçoğu muhtemelen hayatlarının bir kısmında bu sporla tanıştı. Kimi çatıdan çatıya atlıyordur kimi duvarlara tırmanıyordur. Aslında bu tamamen parkur. Tabii bunun daha çok spor yanı var."
Bu spora başlamadan önce break dans yaptığını söyleyen Hazal Nehir, "Aslında ben zaten parkurun ne olduğunu biliyordum ama hiç denememiştim. İlk defa lisede en yakın arkadaşım bir film sayesinde bana parkuru göstermişti. Tabii o filmdeki insanlar çatılardan atlıyordu, camların içinden geçiyordu. Dedim ki böyle bir spor var ama muhtemelen ben yapamam çünkü zor gözüküyor. O yüzden lisedeyken başlamayı hiç düşünmedim. Üniversiteye geçtiğim zaman break dans antrenmanları yaparken insanların bunu bir spor olarak sokaklarda yaptığını gördüm. Onlara katılmak istedim, 'Antrenman yapabilir miyiz?' diye sordum. Ben bu şekilde başladım." şeklinde konuştu.
Parkura başlamadan önce de sık sık sokaklarda oynadığını aktaran Hazal, "Sürekli atlayıp zıplıyordum. Zaten break dans yapıyordum. Anneme ilk söylediğim zaman parkur sporunun ne olduğunu bilmiyordu. İlk başta onu anlattım. Annem hiç şaşırmadı ama bana 'Bunu da iki günde bırakırsın.' dedi. Çünkü ben başladığım sporları hiçbir zaman bitiremedim. Genelde sıkılıp bırakıyordum. Ama bunda öyle olmadı. Annemi şaşırttım." değerlendirmesinde bulundu.
İlk başlarda ailesinin kendisini ciddiye almadığını belirten Hazal, "Beni her zaman destekliyorlardı ama dediğim gibi bunu hobi olarak yaptığımı düşünüyorlardı. Ama şu an bu işe gönül verip tüm zamanımı ayırdığım için ailem ve arkadaşlarım beni çok destekliyor. Aslında herkes de birazcık nerelerden nerelere geldim diye şaşırıyor. Çok onur verici bir şey." ifadelerini kullandı.
"Erkeklerden daha çok destek görüyorum"
Hazal Nehir, sokaklarda antrenman yaparken erkeklerden daha çok destek gördüğünü aktardı.
Parkur sporunu genelde erkeklerin yaptığının hatırlatılması üzerine Hazal, şunları söyledi:
"Çok kadın olmadığı için ben de erkeklerle antrenman yapıyorum. Biz antrenmanlarımızı sokakta yaptığımızda insanlar beni gördüklerinde genelde şaşırıyor. Bir kadının bunları yaptığını gördüklerinde onlara ilginç geliyor. Açıkçası Türkiye'de kadın olarak bu sporu sokaklarda yaparken erkeklerden daha çok destek görüyorum."
Sokakta antrenman yaptıkları için hava şartlarının çok önemli olduğunu vurgulayan Hazal, parkur sporunda antrenman yeri bulma konusunda yaşadıkları zorlukları şu sözlerle anlattı:
"Genelde antrenman yaptığımız yerlerden kovuluyoruz. Bunun için kendimize yeni yeni yerler bakmamız gerekiyor. Ama bu spor bana gerçekten insanlarla iletişim kurabilmeyi öğretti. Çünkü bazen güvenlik gelip ne yaptığımızı soruyor. Sen derdini ne kadar düzgün ve insanca anlatırsan aslında onlar da sana o kadar yardımcı oluyor. Tabii ki her durum için geçerli değil, bazıları dinlemiyor bile direkt kovuyor bizi."
Hazal, "Parkur çok bilinmeyen bir spor. Türkiye'de parkur sporcuları destek bulamıyor. Bireysel ve bilinmeyen bir spor yapıyorsanız sponsorluk çok önemli. Ben de bu noktada Red Bull'un yanımda olduğunu hissediyorum. Sürekli destek oluyorlar, yardımcı oluyorlar. Daha çok bir sponsor gibi değil, aile gibi hissediyorum Red Bull'u." şeklinde konuştu.
"Parkur benim kendimi tanımamda yardımcı oldu"
Parkur sporcularının çoğunun sakatlandığını anlatan Hazal Nehir, "Benim de sakatlandığım oldu. Ama sakatlıklarım deneyimsizliğimden kaynaklandı. Aslında parkur çok da korkutucu değil. Çok tehlikeli bir spor değil. Çünkü her şeyi sen teker teker inceleyip antrenman yapıp gerçekleştiriyorsun. Yani ilk antrenmana direkt 10 katlı apartmanda başlamıyorsun. Kaldırım kenarlarında başlıyorsun. Bu yıllar süren bir spor. Çok zor bir spor. Altı senedir her gün spor yaparak bu noktaya geldim. Dediğim gibi dışarıdan tehlikeli gözüküyor ama işin içine girdiğin zaman aslında o kadar tehlikeli değil, çok keyifli olduğunu görüyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.
Hazal, parkur sayesinde vücudunu ve zihnini tanıdığını belirterek, "Parkur benim kendimi tanımamda yardımcı oldu. Parkur fiziksel bir spor ama onun ötesinde çok zihinsel bir spor aynı zamanda. Tamamen sizin beyninizi nasıl kontrol ettiğinizle ve beyninizin vücudunuzu nasıl kontrol ettiğiyle alakalı. Parkura başladıktan sonra ben beynimi kontrol edebilmeyi öğrendim. Korkularımın üstesinden gelebilmeyi öğrendim. Bu bana sadece parkur içinde değil, hayatın diğer zorluklarını aşmamda da çok yardımcı oldu. Parkur beni ben yapan bir şey oldu." ifadelerini kullandı.
"Bir kadın olarak yaptıklarımdan çok gurur duyuyorum"
Hazal Nehir, parkurun yarışmacı bir spor olmadığının altını çizerek, şöyle konuştu:
"İki sene önce İtalya'da Red Bull'un Art of Motion yarışmasına katıldım. Orada finale kalan ilk Türk oldum. Gerçekten bu çok gurur verici bir şey benim için. Özellikle Türkiye'den bir kadın olarak dünyada yapılan en büyük yarışmalardan birinde finale kalmak çok önemliydi. Aynı zamanda 3 sene önce Singapur'da Lion City yarışması oldu. Orada da birinci oldum. Ama parkur daha önce de söylediğim gibi çok yarışmacı bir spor değil. Yarışma hedefim yok. Ben daha çok kendimi ne kadar ileriye götürebilirim ona odaklanıyorum."
Parkur sporuna başlamak isteyen gençlere önerilerde bulunan Hazal, şu mesajı verdi:
"Bence kesinlikle sonuca odaklanmasınlar. Türkiye'de parkur yapmak kolay değil, bu bir gerçek ama imkansız da değil. Ben, arkadaşlarım, hepimiz parkur yapıyoruz ve bir yerlere gelmeye çalışıyoruz. Türkiye'de parkuru geliştirmeye çalışıyoruz. Şehirlerinizdeki parkur sporcularını aramaya çalışın. Sosyal medyada takip edin. Onlarla iletişim kurup antrenmanlarına katılmaya çalışın. Ama en önemlisi dediğim gibi sonuca odaklanmayın. Her zaman bulunduğunuz süreçte eğlenmeye çalışın, bulunduğunuz sürece güvenin. Hep kendinizi daha çok geliştirmeye odaklanın. Eğlenmeyi bırakmayın."
Hazal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir kadın olarak yaptıklarımdan çok gurur duyuyorum. Türkiye'den bir kadın parkur sporcusunun dünyada bir yerlere gelebilmesi bence çok önemli. Beni takip edin kadınların hiçbir zaman istediklerinden vazgeçmemelerini ve hayallerinin peşinden gitmelerini istiyorum. Bu çok klişe bir laf ama dünyada hiçbir şey kolay değil. Çaba harcamaları gerekiyor. İstedikleri her şeyi yapabilirler, hayal etmekten vazgeçmesinler."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder