İngiltere Premier Lig, dünyanın en çok izlenen ve birçokları tarafından 'en iyi' olarak kabul edilen ligi. Onları neyin iyi yaptığını araştıran akademisyenler bir takım veriler yayınladı.
Günümüzde dünyanın en iyi ligi denince aklımıza İngiltere Premier Lig geliyor. Bunun asıl sebebi saha dışı yönetimin futbol tarihinde eşi görülmemiş bir profesyonellik seviyesinde yapılması. Yayın gelirlerini rekor düzeye çıkaran Premier Lig yönetimi, ligde küme düşen takıma bile rakiplerinin neredeyse şampiyonu kadar gelir sağlamayı başardı. Bu da en iyi antrenörlerin ve oyuncuların İngiliz kulüpleri tarafından transfer edilmesini sağladı. Bununla beraber sponsor gelirleri de benzersiz bir noktaya ulaştı. Gelişen ekonomi sayesinde sadece Premier Lig kulüpleri değil bir alt lig olan Championship'te de takım gelirleri/değerleri müthiş bir ivme kazandı. Transfermarkt'ın son açıkladığı listeye göre Avrupa'nın en değerli 10 liginden altıncısı, 1.26 milyar Euro ile İngiltere Championship.
İngiliz kulüpleri elde ettikleri bu yüksek geliri doğru yönetim modeliyle yeniden saha içine aktarma yolunu seçtiler. En iyi oyuncular ve teknik adamlarla çalışıyorlar ve saha içinde herkesi memnun eden futbol oynanıyor. Bu sayede de sirkülasyon tamamlanıyor ve sahadaki futbolu izlemek için yayın hakları görüşmelerinde ellerinde büyük bir argüman oluyor. Dünyada İngiltere Premier Lig'in yayınlanmadığı çok az ülke var. Ortalama bir Premier Lig maçının yayın değeri yaklaşık 10 milyon Euro'ya denk geliyor. Son yapılan araştırmalara göre Premier Lig'in toplam yayın hakları değerinin 10 milyar Euro'ya yaklaştığı görülüyor.
Peki dünyanın en iyi liginde futbol nasıl oynanıyor? Oyunu bu kadar çekici yapan detaylar neler? Sadece dünyanın en iyi oyuncuları ya da teknik adamlarının orada olduğunu söylemek yeterli değil. Çok detaylı olmasa da onların bu oyunun nasıl oynadığını anlatmak lazım. Bu anlatı sayesinde de oyunun ideal ortamda nasıl oynanması yönünde fikir sahibi olabiliriz.
Barcelona Innovation Hub'dan Carlos Lago Penas, La Liga ve Premier Lig arasında oyun içi aksiyonların karşılaştırmalarını derleyen bir makale yayınladı. Makalede kullandığı veriler D. Cooper ve C. Pulling'in 'Science and Medicine in Football'da yayınlanan bir tezinden alınıyor. Ben de bu çalışmaları sadece Premier Lig özelinde sizlere aktarıyorum:
İngiltere Premier Lig takımlarının ortalama topla oynama sürelerinde 5-12 saniye sahiplik aralığı daha sık gözleniyor.
Diğer liglere baktığımızda bu oran 10-12 saniyenin üzerine çıkıyor. Yani İngiltere'de futbolcular topa daha fazla dokunsa da daha az süre geçiriyor. Bu da oyunun akışkanlığını sağlıyor ve topun daha hızlı dolaşmasına, doğru plan varsa daha kısa sürede sonuca gitmesine imkan tanıyor.
İngiltere'de takımların ofansif olarak efektif oldukları anlar topla 5 saniyeden daha az süre oynadıkları aralıklar olarak belirleniyor.
Burada sözü Ralf Rangnick'e bırakıyoruz: "Hız, tempo, ivme önemlidir. Ama en önemli şey hızlı koşmak değil, hızlı düşünmektir. Durumu analiz edebileceklerini bilmelerini ve sahada aniden gelişecek durumlara hazır olmalarını sağlamalısınız. Bir takımın gol bulma olasılığı; topu kaptıktan sonraki 10 saniye içinde, topu geri kazanma olasılığı ise topu kaybettikten sonraki 8 saniye içinde maksimuma çıkıyor. Bu iki veriyi doğru anlarsanız kuracağınız sistemin gerisi gelir."
Premier Lig ekiplerinin kazandığı topların %30.8'i rakip takım oyuncusundan doğrudan kazanıldı.
İngilizce futbol dilinde 'top kapma' iki ayrı kategoride inceleniyor. Bunlardan birine 'tackle' diyorlar. Biz buna 'yerden/kayarak müdahale ile top kapma' diyelim. Diğerini de 'interception' olarak anlandırıyorlar. Biz buna da ayakta kalarak kapılan, kazanılan toplar adını verelim. İşte Premier Lig takımlarının kazandığı %30.8'lik oran bu 'interception' bölümüne giriyor. Topu ayakta kapan futbolcu bu sayede daha iyi kullanma, tekrar kaptırma durumunda da pozisyonunu koruma avantajını elinde bulundurabiliyor. İngilizler savunma oyuncularına her zaman 'ayakta kalmayı' öğretiyorlar.
Bu topların kazanıldığı yerlerin yaklaşık %60'ı rakip yarı saha olarak gözlemlendi.
Yukarı anlattığımız gibi; rakip yarı sahada ayakta kazanılan/kesilen/kapılan toplar doğrudan atak şansı yaratıyor. Bunun en iyi uygulayıcılarından bildiğimiz üzere; karşı pres İngiltere'de hala çok önemli bir silah. Oyun her ne kadar geçiş/kontra organizasyonlarına doğru kaysa da hala rakip yarı sahada kapılan toplar çok değerli. Belki de futbolun geleceğinde sahanın bölgelerini yeniden belirlemek, kontra atak bölgelerini de yeniden çizmek gerekecek. Bu konu hakkında yazdığım 'Avrupa futbolunun zirvesinde yeni bir model: Modernaccio' yazımı tavsiye ederim.
İngiltere Premier Lig takımları tarafından atılan gollerin %14.6'ı doğrudan rakipten kapılan gollerle atıldı.
'Başka kimden kapılacaktı?' diye düşünebilirsiniz. Burada Jean Paul Sartre'den yardım alalım: "Futbolda her şey karşı takımın varlığıyla karmaşık hale gelir..." Takımlar her ne kadar kendi oyunlarını oynamaya çalışsalar da, rakibe üstünlüğünü kurmaya çalışsalar da hala attıkları gollerin önemli bir kısmını rakipleri üzerinden atıyorlar. Bu veri bize top kapmanın değerini ve kapılan topun değerli kullanılmasını anlatıyor. Bunun yanında bir önceki veriyle beraber okuyarak, rakip sahada kapılan topun golle sonuçlanmasının değerli bir plan olduğunu öne çıkarabiliriz.
Kaynak: Serkan Akkoyun / TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder