Scouting aslında nedir? Scoutların görevi yalnızca ismi bilinmemiş, genç futbolcular bulmak mıdır? Profesyonel bir scouta, Oğuzhan Oğuz'a sorduk...
Scouting, ülkemizde çoğu kişi tarafından "bilinmeyen genç yeteneği keşfetmek" tanımıyla karşılık buluyor. Peki bu görev, tam olarak bu tanıma göre mi işlev görüyor?
Eski Türkiye Futbol Federasyonu gönüllü scoutu ve eski Bursaspor profesyonel scoutu Oğuzhan Oğuz'a sorduk.
Dilerseniz, bu mesleğe giriş serüveninizle başlayalım...
"Babam eski bir profesyonel futbolcu ve şu anda da Ajax’ta scoutluk yapıyor. Amcalarımın da futbol geçmişi var. Böyle bir ailede de futboldan kaçış olmuyor tabii. 9 yaşında futbol oynamaya başladım ve 9 yıl amatör düzeyde yer aldım. Sonrasında eğitim hayatıma odaklandım ancak içten içe hep futbolun içinde kalma düşüncem vardı. 19 yaşındayken TFF’de gönüllülük esaslı scouting kapısı bana açıldı. Bu görevi yaklaşık 2.5 yıl sürdürdüm. Akabinde bir Türk kulübüne dışarıdan danışmanlık hizmeti verdim.2018 yılında da Bursaspor macerası yaşadım."
Futbola ilginiz babanızdan geliyor. Peki, futbol bilginiz hususunda kendisinden ne düzeyde faydalandınız?
"Çok fazla. Sahaya nasıl bakmam gerektiğini, oyunu nasıl çözümlemem gerektiğini, topsuz alanın kıymetini, vücut diline dair küçük detayların önemini kavramamda çok yardımcı oldu."
Hollanda vatandaşlığınız da var ve babanız çok büyük bir futbol ekolünde çalışıyor. Bir gün, sizin de Hollanda’da kariyer yapma hedefiniz var mı?
"Her projeyi dinlemek, hiçbir kapıyı kapatmamak gerek dünyada. O yüzden geleceği planlarken keskin çizgiler çekmemek gerek. Benim en büyük hayalim, bu işin gerçekten Türkiye'de tam teşekküllü uygulanmasına katkıda bulunmak. Yurtdışında da yarın çalışacaksam, bunu Türkiye üzerinden yapmak. Türk profesyonellerin de dışarıda etkili olabileceğini göstermek. Futbolcu ihraç etmeye başladık, neden personel de ihraç edemeyelim?"
Konumuza temelden başlayalım. Scouting gerçekten genç yaşta, bilinmeyen futbolcuyu keşfetmekten ibaret midir?
"Değildir. Aslında kulüp politikası ve sezon yapılanması ile doğrudan ilintilidir scouting faaliyetleri. Avrupa ve Türkiye'de aynı mesleğin altı çok farklı doldurulur. Her iki tarafın ortak yönleri de var, ayrıştığı ciddi noktalar da var.
Anatema bellidir. Bir davete gideceksiniz, kıyafet almanız gerekir. Bütçeniz ile doğru orantılı olarak size en uygun giyimi seçersiniz ve alırsınız. Scouting de çok benzerdir. O an ihtiyacınız ne ise doğru bütçeleme ve profil belirleme ile ona gidersiniz. Sevilla 27 yaşındaki Steven Nzonzi transferini gerçekleştirirken de scouting yaptı ve 8 milyona alıp 27'ye sattı. Bilinen oyuncu da izlenir, performans takibi yapılır, hatta bazı kulüpler performansı düşen bilindik oyuncuları diriltmeyi bile politika haline getirmiştir. Önemli olan ne hedeflediğiniz ve hedeflerinizin hangi vadelerde olduğudur."
Bahsettiğiniz tema ile Manchester United'ın Pogba transferi gibi hamleler de scoutinge ihtiyaç duyar mı? Öyleyse, scoutlar bu transferlere hangi yönden katkı sağlar?
"Diyebiliriz bence. Mesele sadece oyuncuyu izleyip 'iyi veya kötü' demek değil aslında. Sahada bir oyun oynamak istersiniz, bunun için baskın bir A planınız ve alternatif planlarınız vardır.
Scoutlar oyuncunun performansını düzenli takip eder, özel hayatını araştırır, oyuncunun mental niteliklerini değerlendirir, taktiksel uyumunu tartar. Pogba'nın elit bir oyuncu olduğunu herkes bilir ama takıma olan uyumunu tartmak transfer komitesinin işidir ilk etapta. Bunu da farklı parametreler ışığında yaparlar genel olarak."
"Çok sprinter, top ile açık alanda çok etkin bir oyuncu vardır. Herkes tarafından da bilinir fakat siz onun zihnine kadar inersiniz. Gelişime açıklığını algılarsınız. Kimsenin hayal edemeyeceği bir dar alan kabiliyeti çıkartıp oyununu çeşitlendirirsiniz. Oyuncuya değer katarsınız. Ya da aksine, bulunduğu takıma çok zıt bir oyuncu vardır, değeri düşmüştür, 'benim kurgumda farklı olur' dersiniz ve alırsınız. Herkesin "düşüşte, büyük risk" dediği transfer sizin aslında bilinçli stratejinizdir."
Özel hayatı araştırmaktan bahsettiniz. Bir scout, futbolcunun karakteristik özelliklerini, özel yaşantısını, aile yapısını nasıl araştırır?
"Sosyal medya bir turnusol kağıdı oluyor yeri geldiğinde. Sosyal medya paylaşımlarına göre veto ettiğim de çok oyuncu oldu, olumsuz düşündüğüm oyuncunun dahi sosyal medya hesaplarını mutlaka incelerim. Hayat görüşüne, özel hayatına, aile yaşantısına dair çok ipucu verir.
Yine demeç ve röportajlardan oyuncuya dair fikir edinmek mümkün.
Yeri geldiğinde futbolcular da mülakata girer. NBA draft sınıfından çok farklı değildir, bu yöntemi kullanan çok kulüp biliyorum. Bazen psikolog yardımı, bazen direkt yaratıcılık ile sorular hazırlanır ve bu sorular oyuncuya sorulur, oyuncu beyanları da karakterine dair çok şey anlatır. Çevresi ile de, takım arkadaşları ile de sohbet edilip bilgi edinilebilir. Ne tür bilgi aradığınıza göre sorulacak sorular değişir sadece."
"Bir de saha içi boyutu vardır. Oyuncunun hakeme tepkisi nasıldır, takım arkadaşları ya da teknik ekibinden talimat veya eleştirileri nasıl karşılar, rakip ile iletişimi nasıldır? Maç içinde iyi bir hareketten sonra rehavete girer mi ya da bir hataya çok takılı kalır mı? Christian Eriksen bir PSV-Ajax maçında hatalı bir pas ile gol yedirmişti. İkinci yarı başlar başlamaz çok geçmeden golünü atıp hatasını telafi etmişti. Bu liderlik kadar iyi oyuncu ve iyiden de öte oyuncuyu ayırmaya yardımcı olur. Bunun takibini de düzenli yapmakta da yarar var.
Ben ısınma hareketlerini de çok önemli bulurum. Canlı izleme yapan bir scoutun işi başlama vuruşuyla başlamaz. Maça bir saat kala esame listelerini alınca başlar. Oyuncu nasıl ısınır, konsantrasyonu nasıl, bunların hepsi maç hazırlığı ve performansı için belirleyici doneler. Scout mutlaka son düdüğe kadar statta kalmalıdır, hiçbir şeyi kaçırmamak da karakter tahlilinde kilittir."
Biraz da sezon içine dönelim. Scoutun işi, transfer dönemi bittikten sonra son mu bulur?
"Aksine, normal şartlarda yeni başlar bana göre. Haftalık performanslar takip edilir, istatistiki veriler yan yana koyulur. Scouting sadece gözlem üzerine değildir, gözlemlerinizi sayısal veriler ile de desteklemeniz gerekir. Bunun takibi de düzenli yapılmalıdır. Mesela bir bek oyuncusu hedefliyorsunuzdur. Elinizde görsel kriterler vardır, bir de veri odaklı kriterler vardır. Kaç eforlu koşu yapmış, kaç kez üçüncü bölgeye girmiş, kaç yüksek top karşılamış, kaç pas arası yapmış...
Bu verileri anlamak için de oyuncunun takımına ve ligine hakim olmak gerekir. Bir stoper sık sık pas arası yapabilir, uzaklaştırma adedi yüksek olabilir. Ama takımı geride bekliyordur, rakipler sürekli ara topu veya orta dener mesela. Oyuncuyu dominant bir takıma transfer etmek isterseniz bu verinin taca çıkma ihtimali vardır.
Bölgesel çalışmaya inanırım ben. Bir scout her yere hakim olamaz ancak bölgesini iyi bilirse, takım ve lig yapılarını bilirse kendi lig ve takım yapısına göre hayal etmesi daha kolay olur. Bir scoutun en büyük gücü hayal gücüdür, hayal etmeden oyuncu seçemezsiniz. Benim takımımda nasıl olur sorusuna vereceğiniz cevap önce sizi ikna etmeli, sizin ikna olmadığınıza transferdeki diğer yetkililer neden ikna olsun? Bunu yapabilmenin tek yolu da normal sezonda takibi aksatmamak, düzenli çalışmaya devam etmek. Bir scouting ekibinin iş yükü transfer dönemlerinde birden üç katına çıkıyor ise o kulübün işleyişinde bir sorun vardır."
Bir scouta, hakim olduğu bölge ve yaptığı araştırma konusunda tam anlamıyla güvenilmesi ve raporlarına uyulması gerekir o halde...
"Koşulsuz şartsız değil tabii ki, mutlaka ikinci görüşler de alınmalı. Scoutingin ana amacı transferde hata payını sıfıra yaklaştırmak. Sıfır hiçbir transferde olmaz, neticede transfer ettiğiniz kişi bir insan ve performansı elde olmayan sebeplerden de etkilenebilir. Siz sıfıra en yakın hata payını ararsınız transferde.
Bir scoutun yaşayacağı en büyük tehlike obsesifliktir bana göre. Çok beğendiğiniz bir fikir, bir oyuncu bile bazen başkasının sizden önce fark edebileceği bir defoya sahiptir. Karşılıklı ikna süreci başlar ve ekip içi konsensus aranır. Herkesin içine sinmesi gerekir. Ama mutlaka o bölgede uzmanlaşmış insanların fikirleri dikkate alınmalı, can kulağı ile dinlenmeli. Karar ortaktır yine de, tek kişinin izlemesi ile getirilen oyuncunun eksikleri tam olarak doğru tartılmamış olabilir."
Pek çok ülke, futbol yöneticiliği ve scouting için profesyonel eğitimlerini tanıtıyor. Peki, Türkiye'de nasıl scout olunur?
"Yakın geçmişe dek özel firmaların sunduğu olasılıklar vardı fakat bildiğimiz antrenörlük lisanslarının aksine bağlayıcılığı olmayan lisanslardı.
Türkiye Futbol Federasyonu, scoutinge dair lisans çalışmalarına ve eğitimlerine başladı, Federasyon onaylı lisans almak mümkün artık. Ben bunun yanı sıra şahsi gelişime parmak basacağım. Özellikle canlı olarak çok maç izlemek ve taktiksel farkındalığı geliştirmek, oyuncunun hangi düzenlerde daha verimli olacağını anlamaya yardım eder. Futbolcu gelişimlerini takip etmek, futbol trendlerini bilmek ve piyasa trendlerini de bilmek elzemdir."
Peki, kulüpler kadar menajerlerin de scoutlarla çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Menajerler de kendi açılarından bakınca bu noktada iş yükünü olabildiğince azaltmak adına bazı kulüpsüz scoutlar ile anlaşıyorlar.
Bu sayede kendileri tamamen işin ticari boyutu ile ilgilenirken teknik yükü büyük oranda bir personele aktarabiliyor, işleyişi kendi çerçevelerinde hızlandırmak ve bünyelerine de oyuncuları daha hızlı katabilmek adına yapılan hamleler kısaca özetlemek gerekir ise. Tamamen ticari odak ile bakarsak kendi açılarından zamandan tasarruf etmelerine katkı sağlıyor."
Avrupa'da yaygın, Türkiye'de de yaygınlaşmaya başlayan dijital futbolcu havuzlarını, scoutingin geleceği adına bir tehdit unsuru olarak görüyor musunuz?
"Zannetmiyorum, bana göre olmamalı da. Evet, veriler gerçekten çok önemli ve verilere inanmayanların hata payının çok yüksek olduğunu düşünüyorum fakat burada bir ayrım yapmak gerekiyor. Veriyi göz ile desteklemek mi? Yoksa gözün gördüğünü veri ile desteklemek mi? Bence ikincisi, veriyi açıklamayı çok daha kolay kılmak ile birlikte gözlemi kanıt ile desteklemeye de yardım ediyor. İnsan emeği, aklı ve gözü gerekli. İkisinin sağlıklı karışımı gerekli."
Son olarak, scouting üzerindeki ezberler sizce nasıl kırılabilir? Bu iş tanımına gereken değer hangi şartlarda verilebilir?
"Daha çok kıymet vererek. Einstein'in bir cümlesi vardır, hep aklımdadır: 'Bir sorunu çözmek için 1 saatim varsa 55 dakikasını sorunun kaynağını bulmak ile geçiririm, 5 dakikada da sorunu çözerim.' Ezberleri yıkmak için önce ezberlere sebep olan yapılara eğilmek gerek. Transferde karar mercii kim? Karar bir ekip işi olmaktan çıkmamalı, tek ağızdan domine edilmemeli. Bunu oluşturmak için sağlıklı bir yapı gerek.
Nedir bu sağlıklı yapı? Kulüp politikasının kısa-orta-uzun vadede net çizgiler ile belirlenmesidir. Yazılı olmayan kulüp kanunları gibi düşünün. Ajax 4-3-3 oynar, hücumu düşünür, altyapıdan oyuncu çıkarır, scoutinge önem verir. Bunların hepsi kulübün kaideleridir, DNA'sıdır. Velhasıl, kulübün oynamak istediği oyun, temsil etmek istediği kimlik, oyuncu ve personel seçimi için uyguladığı politikaları kapsar bu kanunlar. Bir kulübün kendi doğrularıdır bunlar, kulübü kulüp yapan unsurlar yani. Kişiler ile birlikte bu kanunlar sürekli değiştiği takdirde kulüp doğaçlama yönetilmeye başlanır. Haliyle de hata şansı artar çünkü bir düzensizlik yaşanır."
"Bütün mesaisini oyuncu izlemeye harcayan insanların uzmanlığını takdir eden bir ortam inşa edildikçe ezberler ve dogmalar azalır daha stratejik bir futbol ortamı yaratılır. Bir teknik direktörün ya da bir performans antrenörünün bir scout kadar oyuncu bilgisi ve haznesi olması çok zordur mesela, bizde kavramlar bazen içiçe giriyor ve transfer hataları artıyor.
Ezberler, ufuk genişlemesi ile dağılır. Bazı ligleri ya da oyuncu yaşlarını kara listeye almak gibi hususlardan söz ediyorum. Ezberler sadece halk içinde yok, bu dünyanın içinde de var. Her futbolcunun özellikleri ayrıdır. Teknik değerlendirmeden çıkmamak gerekir. Ezberler insanı gelişime kapatır ki futbol da sürekli gelişim isteyen sektörlerden bir tanesi. Bu şekilde görmek ve düşünmek bile ezberleri azaltır. Bu ligde Kıbrıs, Mısır, İspanya 2.Ligi, Portekiz 2. Ligi ve benzeri liglerden oyuncular da başarılı oldu. Her ezberin antitezi çıkar bu oyunda, hiçbir fikir ömürlük değildir."Kaynak : Alperen Doğan / TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder