Sayfalar

10 Haziran 2021 Perşembe

21 yılın rövanşı: Türkiye - İtalya

Türkiye ve İtalya, tam 21 yıl önce aynı tarihte, Avrupa Şampiyonası’ndaki ilk maçlarında kozlarını paylaşmışlardı… Kaderin yeniden buluşturduğu iki ülke, aradan geçen yıllar boyunca hangi yollardan geçti? Zamanda yolculuk yapalım.

Tarih 11 Haziran 2000…

Milli Takım’ın, EURO 2020 açılış maçını oynayacağı günün tam 21 yıl öncesi.

Rakibimiz de aynı: İtalya.

Tarihinde ikinci kez Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılan Milliler, ilk maçında bu büyük futbol ekolüne karşı ter dökmüş, geriye düşmesine rağmen rakibini yakalamış ancak 2-1’lik mağlubiyetten kaçamamıştı.

İtalyanlara ‘son dakika’ şoku

Tarihimizde ilk kez gruptan çıkmış ve çeyrek final aşamasını görmüş olsak da Portekiz’e elendiğimiz turnuvada, ilk santra ile kozlarımızı paylaştığımız İtalya, şampiyonluk mücadelesine çıkmıştı.

Futbol tarihinin en dramatik kayıplarından birini yaşayan ve kupaya uzanmasına saniyeler kala Wiltord’un golüne engel olamayan İtalyanlar, uzatma dakikaları sonunda sahadan mağlup ayrılarak turnuvayı ikinci tamamlamıştı.

O tarihten sonra futbol, iki ülke arasında adeta ‘pinpon’ oynayarak, sırayla başarı hikayeleri yazdı.

2002: Türkiye’nin altın çağı

2002 Dünya Kupası, Türkiye’nin o güne kadar yaşadığı en unutulmaz deneyimdi.

Sırasıyla Brezilya, Kosta Rika, Çin, Japonya ve Senegal’den geçen zirve yürüyüşümüz yeniden bir Brezilya maçıyla perdelense de, ülkemizin futbol tarihindeki ilk yarı final deneyimini yaşamış ve üçüncülük maçına çıkmıştık.

O müsabakada da rakip, son 16 turunda İtalya’yı eleyen Güney Kore’ydi.

Milli Takımlar düzeyinde elde ettiğimiz en büyük başarıdan; bronz madalyadan dört yıl sonra, halkını sokaklara dökme sırası İtalya’ya geçmişti.

İtalyan ekolünün Dünya şampiyonluğu

2006’da, Marcelo Lippi yönetiminde Almanya’da düzenlenen Dünya Kupası’na iddialı bir kadroyla katılan İtalya, literatüre ‘catenaccio’ olarak geçen oyun sistemini esneterek final yolculuğuna başlamıştı.

Gana, ABD, Çek Cumhuriyeti, Avustralya ve Ukrayna maçlarından sonra turnuva favorilerinden ev sahibi Almanya ile karşılaşan İtalyanlar, o müsabakayı da gol yemeden kazanarak finalde Fransa’nın rakibi oldular.

Şampiyonun penaltı atışlarıyla tayin edildiği, Zidane ve Materazzi’nin hafızalardan silinmeyecek tartışması ile hatırlanan müsabaka sonunda İtalya, hem Dünya Kupası’nın sahibi olmuş hem de Fransa’dan EURO 2000’in rövanşını almıştı.

2008 yılı, heyecan ve başarı sırasını gök mavililerden alıp ay-yıldızlılara devretti.

“Biz bitti demeden bitmez”: EURO 2008

Nefes kesen eleme turlarının ardından A Grubu’nda mücadelesine başlayan Milliler, Portekiz’e mağlup olduktan sonra bir turnuvada yaşanabilecek tüm mucizeleri Avrupa’nın gözleri önüne sermeye başladı.

İkinci grup maçında İsviçre’yi, üçüncü grup maçında Çek Cumhuriyeti’ni geriden gelerek ve son dakikada öne geçerek mağlup eden Türkiye, çeyrek finalde çok daha ütopik bir maç sonuyla Hırvatistan’ı devirmiş, Almanya maçıyla son bulacak yolculukta kendisine “geri dönüşlerin takımı” kimliği kazandırmıştı.

Aynı turnuvada İtalya, yarı final gören Türkiye’den bir aşama önce, şampiyon İspanya’ya boyun eğmişti.

EURO 2012: İtalya’nın son finali

2012, iki ülkeden birinin uluslararası turnuvalarda büyük bir başarı elde ettiği son yıl oldu. Bu kez sahne İtalya’nındı.

İspanya, Hırvatistan ve İrlanda ile başlayan, İngiltere ve Almanya ile devam eden final rotası, gök mavilileri yeniden İspanya ile buluşturdu.

Final maçını farklı kaybetse de gümüş madalyanın sahibi olmayı başaran İtalya, ülke futbolunu bir kez daha podyuma çıkardı.

EURO 2012’den bu yana 9 yıl geçti. Bu süreçte, Avrupa Futbol Şampiyonaları ve Dünya Kupaları bazında dört turnuva oynandı.

Hem Türkiye hem de İtalya adına periyot umulduğu gibi ilerlemedi. Son olarak her iki ülke de 2018 Dünya Kupası’na katılma hakkı elde edemedi ve ‘yapılanma’ yoluna gitti.

Yenilenmiş Türkiye ve İtalya, EURO 2020’de buluştu

İtalya, yıllardır tercih ettiği üçlü savunma düzenine dayanan oyunundan ve yaş ortalaması yüksek oyuncu grubundan vazgeçti.

Türkiye de, Cengiz Ünder, Merih Demiral, Çağlar Söyüncü, Ozan Kabak, Uğurcan Çakır, Altay Bayındır, Yusuf Yazıcı gibi yeni yıldızlarını ve tecrübeli isimlerini harman ettiği harika bir jenerasyon yakaladı.

EURO 2020 Elemeleri, her iki ülke için de “yeniden doğuş” hikayesinin başlangıcı oldu. İtalya, oynadığı 10 maçın tamamını kazanarak gövde gösterisi yapmış ve bu aşamanın en çok gol atan iki takımından biri olmayı başardı.

Millilerimiz ise, topladığı 23 puanla kendi rekorunu kırmış, kalesinde yalnızca 3 gol yiyerek tüm Avrupa’da en iyi savunma istatistiğinin sahibi oldu.

21 yılın rövanşı

Milenyum, her iki ülkeye de unutulmaz futbol hatıraları kazandırdı. Kulüpler düzeyinde Avrupa kupaları, Milli Takımlar düzeyinde unutulmaz zaferler ve turnuvalar…

21 yıl sonra aynı iki ülke, aynı tarih, aynı turnuva ve yine ilk maç… Kader, yıllardır başarı özlemi çeken ve bunu giderme yolunda doğru adımlar atan iki ülkeyi ödüllendirerek yeniden bir Avrupa Şampiyonası maçında buluşturdu.

Peki, 11 Haziran tarihi, bu kez Türkiye’nin unutulmaz zaferiyle anılabilecek mi?

Kaynak : Alperen Doğan / TRT SPOR 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder