Sayfalar

15 Haziran 2021 Salı

Mustafa Cengiz: "Kalbim her zaman Galatasaray'da" (15 Haziran 2021 GS TV Gündem Özel Full Video)

Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, yapılacak seçimde başkan adayı olmamasının tek nedeninin sağlık sorunları olduğunu söyledi. "Falcao transferinden pişmanım" diyen Cengiz, Fatih Terim ve Belhanda hakkında da konuştu.


Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Galatasaray Televizyonu’nda basın mensuplarının gündeme dair kendisine yönelttikleri sorulara yanıt verdi.

Sağlık durumu hakkında bilgi veren Mustafa Cengiz, “İkinci dalgaya girdim ben. Bu kez yorucu olduğunu söyleyebilirim. Aynı dalganın ikinci fazına girdim. Ortasındayım. Bu arada seçim sath-ı maili var. Bir şeyler demem gerektiğine inanıyorum. Ortamın biraz sertleştiğini görüyorum. Bu sertleşen ortamdan hiç mutlu değilim. İnsanlara çatılabilir, diğer adaylar yıpratılabilir, benim karakterim değil bu. Bundan biraz rahatsız oldum. Bunun Galatasaray’a zarar verdiğini gördüm. O yüzden buraya geldim. Yarın tedavim için tekrar gideceğim.” diye konuştu.

Galatasaray’da birlik ve beraberlik ortamının bozulmaması gerektiğini ifade eden başkan, “Galatasaray bir his takımı. Birbirini sevenlerin takımı ve kulübü. Maçta gol atınca hiç tanımadığımız insanlara sarılıp zıplamıyor muyuz? Tanımadıklarımıza el çakmıyor muyuz? Ne kadar mutlu oluyoruz değil mi? Yenildiğince aynı şekilde milyonlar üzülüyor mü? Üzülüyor. Bir rakibe çatarak onun geçmişte yaptığı hatalar veya söylemleri dile getirerek bir yere gelebilir miyiz? Bence gelemeyiz. Her başkan adayının elbette kendi stratejisi vardır. Buna bir şey demem. Stratejisini benim üzerime kurmuştur pozisyon anlamında. Türkiye’de uçaksavarlar tehlike gelecek diye mevzilenir. O yüzen erkenden aday olmadığımı ilan ettim. Aday değilim dedim. İnanmadı kimse. Son güne kadar beklediler. Yine değilim. Ağır toplar geç döner. Dönemediler. Pozisyon almayı geciktirdiler ve devamlı bana çattılar. Ben bunu da anlamadım. Sakın yanlış anlaşılmasın, bana da çatabilirler. Çatsınlar. Ciddi bir şey varsa onu düzeltirim. Söylemlerimde Galatasaray etiği dışına çıkıldı deniyor. Nedir Galatasaray etiği? Bana anlatın yapayım. Ben şimdi sert konuşup yaptığın Galatasaray etiğine uygun mu desem, bu hoş mu olur?” dedi.

KİM BAŞKAN OLURSA DESTEKLERİM

Galatasaray’a hizmet etmek için aday olan başkanlardan kim seçilirse destekleyeceğini ifade eden Mustafa Cengiz, “Adaylar Galatasaray’a hizmet için aday oluyor. Neden oluyor? Galatasaray’a başkan olmak için. Benim bunlara bir saygısızlık etme hakkım yok. Beğen ya da beğenme, sev ya da sevme. Benim başkanım olduğunda ben onu divandan sicile, sicilden her kurumuna kadar desteklemeye mecburum. 3,5 senedir bu zihniyette çalışıyor demeyeceksiniz! Bu zihniyet ne? Ben bunu da merak ediyorum. Bizim zihniyetimiz Atatürkçü, demokrat ve laik bir zihniyet. Bu zihniyete karşı ne mücadele veriyorsun? Nerede, neyi yönetemedik? Avrupa’da başarılı olamadık. Eleştir. Devre arası yerimden kalkamadım. Soyunma odasına girmem. Ne otobüse binerim ne başka bir şey. Bir kızcağız konuşmuş geldi diye. Bir endişe gördüm ve bir kere gece gittim. Hocam geleyim dedim. O da sağ olsun buyur dedi. Çocuklar devamlı bana doğru geliyordu. Oturdular. Onlar tatlı yemeye girdiği anda ben çıktım, çıkarken bakın biz önemli değiliz, çarşambaya kadar üzülüyoruz; ama siz yenildiğinizde çocuklar uzun vadeli ağlıyor. Lütfen onları düşünün onlara göre oynayın dedim. Teşekkür ettim gittim. 3,5 senedir ne soyunma odasına girdim ne uçakla gittim. Yurtdışı hariç. Hiçbir zaman aynı otelde kalmadım. Otobüse binmedim. Soyunma odasına girmedim. 3,5 sene! ‘Neler çekeceğiz’ demiş. Günah değil mi? Burada eski yönetimde bulunanları dostça uyardım. Ben de profesyonellik yaptım. Siz de profesyonelsiniz. Ayrıldığın yeri karalarsan, seni işe ya da yönetime alacak kişiler düşünür. Ben düşünürüm. Sen niye onları karalıyorsun? Yapmasınlar. O zaman attığım bir şey var mı? Var. Öyleleri de var. Yapmasınlar. Alkol bütün kötülüklerin anası.” diye konuştu.

YÖNETİM OLARAK FAZLASIYLA ŞEFFAFIZ

Başkan Mustafa Cengiz, başkan adaylarına ne tavsiye verirsiniz sorusuna şu yanıtı verdi: 

“Mülkiyeli bir ağabeyimin lafı aklıma geldi. Bu ülkede bazı kesimler adamı yezit diye öldürürler, şehit diye gömerler dedi. Bazı kesimler diyorum… Çok büyük bir laf. Üst görevlerde bulunmuş bir devlet adamından… Buna hazırlansınlar istiyorum. İstediğiniz kadar vaat verin; ama yapamayacağınız vaatleri vermeyin. Vaatlerin maliyeti sıfırdır. Uçak alacağım desen ne olacak ki? Üç gün sonra imkanlar olmadı, kusura bakmayın dedikten sonra… Hoşuma giden şu. Biri 300 milyon dolar, diğeri 1 milyar vereceğini söylüyor. Müthiş bir şey. Üzüldüğüm taraf, biri o gelirse veririm tarzında açıklamalar yapıyor. Bize güvenmiyorsanız bize vermeyin. Kapalı bir zarfa koyun 21’inde açılacak deyin. Niye bize şimdi vermiyorsun? Sen bana vermiyorsun. Bir yer gider… Nereye gider? Bizim her şeyimiz meydanda. Fazla şeffafız. SPK bizi uyarıyor. Fazla şeffafız.” 

“Futbolcu alıyor ne verdiği belli ne sattığı belli. Kesinlikle limiti aşıyor; fakat borçlandırmayı geçiyor. Lisans alıyor. Şoktayız. Ben biliyorum nasıl geçirdiklerini ama buradan söylemem. Biz açık ve şeffafız. Bir kuruşu bile büyük bir titizlikle seyrediyoruz. Tarihin en iyi denetleme kurulu bizde şu anda. Mete İkiz alınmasın o da iyi bir denetçiydi. Bu adamları denetim yapmadı diye, denetimsizlikten ibra etmediler. O gün kurulda o kararı alanlar benim için çok büyük yara aldı. Bilmeden atanlara bir şey demiyorum; ama bilinçli ibrasızlık verenlere çok üzüldüm. Çok yazık. Ne oldu? Hiç ummadığımız insanların araya girmesine rağmen ibrasızlık iptal edildi.” 

Galatasaray başkanlığı döneminde en büyük mutluluğu ve pişmanlığı sorulan başkanımız şu yanıtı verdi:

“Bizim de yapamadığımız şeyler var. Teknokent… Yapamadık. Kapalı spor salonunu yapamadık; ama yapacağız. Ben girmedim. Ada… Size yeni bir müjde vereyim; Ada’da işletmeci olan davalı MES Turizm’in tahliye kararına itirazı reddedildi. Bu bir müjde. Kemerburgaz zaten halledildi. Geçen hafta kırdı kapıyı. Kamyonlarla silahlarla girdi. Adam devlete başkaldırıyor. Ülke bu hale geldi. Sayın valimiz yine müdahale etti. Karakol, emniyet müdahale etti ve olayı düzeltti. Bu ne cesaret arkadaş? Açıkça biz herkesin anlayacağı şekilde ifade ediyoruz. Sakladığımız hiçbir şey yok. Yarın yönetime gelen insan sakladığımız bir şey varsa ortaya koysun. Bize konuşma fırsatı gelmiş olur. Her şeyi anlatma fırsatı verir. Abdestsiz namazımız yok. Bak diyecekler şimdi sağ kültür oldu. Ben diyalektikten de bahsediyorum.” 

“Birbirimizi eleştirirken, kırarken lütfen cam kulede oturduğumuzu unutmayın. Biz kapalı spor salonunda ve Kemerburgaz’da da bir noktaya geldik; ama bilerek açıklamıyoruz. Kendilerine anlatırız. Bir arkadaşımız bize sormadığı için bilmiyor… Kemerburgaz… Dünyanın en değerli mimarlarından Emre Arolat ve Hasan Çalışlar… Emre Galatasaray Liselidir ve kuruş almıyor. Milyonluk bir proje yaptılar. 6 stat yapılacak, diğer branşlar için tesisler olacak. Müthiş bir şey. Siz sadece önünü görüyorsunuz. Arkasında 120 dönüm arazi var. Emre ve Hasan Bey beş kuruş almıyor. Sen de kalkmış dört saha deyince adam çekiliyorum dedi. 6 saha yapılacak. Projesi 50 kere anlatıldı divanlarda. Beni neden izlemedin? Bunu neden dörde indiriyorsun. Dört-beş saha Büyükçekmece idi. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün sağ olsun. Bitmiş, tekrar encümene soktuk. Belediyeye gittim. Hasan Akgün müthiş destek verdi. Meclis üyeleri tekrar bize tahsis etti. İhaleye çıkıyordu Büyükçekmece ve biz onu geri aldık. En az dört saha ve tesis yapılacak. Onu da Tabanlıoğlu Mimarlık bedava yapacak. Beni dinleyenler varsa lütfen haberiniz olsun. Her iki projede çiziliyor. Bedava çizen insanların şevkini kırmayın. Lütfen, bunu bütün adaylara söylüyorum. Bu benim değil sizin, Galatasaray’ın projesi. “

GALATASARAY DÜNYADA ÇOK DEĞERLİ BİR MARKA

“O kadar çok ki beni üzen olay… Kendi yaptığım yanlışlar dahi. Herkesi affederim, unutur giderim. Avrupa’daki başarısızlıklarımız beni çok üzdü. Oradan çok ciddi gelir elde edecektik, edemedik. Bunu yeni seçileceklere söylüyorum; Galatasaray, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada çok değerli bir marka. Galatasaray yönetim kurulu kartı, Galatasaray TV sunucusu olmak dünyada çok değerli. Rakiplerim alınmasın. Galatasaray, çok büyük marka. Dünyada Atatürk ve İstanbul’dan sonra Türkiye’deki en büyük marka Galatasaray. Buna göre davranmak lazım. Bu nedenle çok üzüldüm. Ceferin çok kaliteli bir insandır. Süper Lig ile ilgili yazışmalarımız var. O bizde kalsın. Çok değerli bir insandır. Kendisini çok severim. Real Madrid başkanına da selam olsun. Bize kaç tane gol attı unuttum. Hiç sevinç göstermedi ve soyunma odasına inip teselli etti. Attığı hiçbir golde sevinç göstermedi. PSG’de de söyle. Oralarda fazla üzüldüm. Ülkeye sarhoş gibi döndüm.” 

“Zaman yetmedi. Çok olay var. 3 seneye sığdırmak mümkün değil. 3,5 senedir her gün Kemerburgaz ile uğraşıyorum. Sağ olsun devlet de bize destek veriyor. Kapıdan kovuyorsun bacadan giriyor. O da kendi ekmeğinin mücadelesini veriyor. Benimle irtibat kurmak için 40 kişiyi araya soktu. Hiç ummadığım kişiler. Görüşmedim. Görüşsem ne olacağını biliyorum. Ada meselesi… Mehmet Koçarslan benim yakın arkadaşım. Mehmet’in tüm mesajlarına ve randevularına dönmedim. Oğlumu aradı. Ona da dönmeyeceksin dedim. Niye? Benim arkadaşım. Ben oturursam onunla anlaşırım. Ne istiyor? Para istiyor. Biz de hayır diyoruz. Neden anlaşayım? 2’den çıktın 2,20’ye. Veremem! Kuruş arıyoruz. Şu anda da arıyoruz. Yapılandırma için mayıs sonuna kadar 170 milyon TL gerekiyor. Onu verdiğimiz anda yapılandırmadaki paramız bitiyor. Hadi seçin. 40 katır mı 40 satır mı? Bizim basketbola, voleybola her gün her saat ödemelerimiz var. Hala icra ve hacizleri bitiremedik. 6 bin adet, 7 milyon haciz vardı. Öde öde bitiremedik. Geçmiş yönetimleri suçlamıyorum. Sürekli ertelemişler. Olmaz. Buna karşıyım. Bir an evvel bir şeyler yap.”

 “Loca aldılar. Seyircisiz oynandığı halde locaları iptal etmediler. Bu insanlara buradan selam ederim, saygı duyarım. Ben sessiz çoğunluğu da biliyorum. Hala aday olmamı isteyen, benimle görüşen, beni destekleyen insanlardan bin kere özür dilerim. Benim başkanlığa aday olmama nedenimin tek nedeni sağlık. Bir gazeteci sormuş. Mustafa Cengiz başarılı ise neden devam etmiyor diye. Ben rahatsızım. Şimdi gidip tekrar dinleneceğim. 3-5 gün kıpırdayamayacağım. Yönetim ve dernek toplantımız var ondan sonra gideceğim. Arkadaşlarım da gecesini gündüzüne katıyor. Bize kart bastıracaksın gidiş o gidiş diyorlar. Bundan gurur duyuyorum. Eskileri kötülemiyorum. İşlerim konusunda bana oğlum yardımcı oluyor; yüzde yüz oğlum götürüyor. Ben fırsat buluyorum. Oğluma saldırmasınlar. Ben olmayınca olmuyor. Ben başkanlığa neden aday olmadım. Şu an 3-4 saatimi veriyorum. Yarın ya da öbür gün veremeyeceğim. O zaman ne olacak? Buraya her gün memur gibi gelip akşam 9’da eve gidiyorum.” 

Yeni gelecek olan yönetime tavsiyeleri sorulan başkanımız şu yanıtı verdi:

“Buraya gelecek olan yönetici, başkan sakın şunu düşünmesin; haftada bir yönetim kurulu toplantısı var. Bir saat takılır giderim. Hayır! O masanız evrak dolu olacak. Haftada bir temizlediğiniz vakit bir yığın evrak temizleyeceksiniz. Her gün her saati Galatasaray’a vereceksiniz. Hem işime hem Galatasaray’a bakayım derseniz olmaz. O gün istifa edin. Yüklendiğiniz göreve bakın o gün ayrılın. Öyle gelip bir saat, üç saat uğrayıp gitmek yok. Tam zamanlı olacaksınız. Allah işinizi rast getirsin. İşinizi yürütün. Kaç başkan iflas etti biliyor musunuz? Saymıyorum. Onlar biliyor. Kaç başkan hasta oldu? Özhan Canaydın hasta oldu. Özhan Ağabeyi gömdük. Bunu itiraf edelim arkadaşlar. Kaç başkanı ağlatıyorduk divanda ben biliyorum. Kaçırmayın arkadaşlar. Sonra da kaçtı demeyin. Ayıp. Bazı sahte hesaplar yapıyor. Bir de onlara troll hesap deyip mertebe veriyorlar. Yapmayın. Onlar da kızabilir. O hesaplara da bir şey demiyorum. Bir tanesi başkan gitmeden önce akıl raporu alsın demiş benim için.  Birçok şeye kızmıyorum, gülüyorum.”

Radamel Falcao transferinin çok tartışıldığını ifade eden başkanımız bu konuda şu yorumu yaptı: 

“Bizde en tartışılan transfer Falcao. Falcao’nun F’si gündemde yokken menajerleri sosyal medyadan iyi çalıştı. Menajerler savaşı var zaten sosyal medyada. Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a veya herhangi bir takıma yönlendiriyorlar. Helal olsun. Sosyal medya da bir olgu. Oradaki robotların dışında insanlar da yazıyor. Ha 14 yaşında ha 44 benim için fark etmez. Orada bir özgürlük elde ediyor. Bu da demokrasi açısında güzel bir şey. Başlıyorlar bilinçli olarak yönlendirmeye. Taraftar da etkileniyor. Falcao’yu kim istemez? Falcao değerli bir karakter. Dünyanın kabul ettiği bir yıldız. ‘Falcao’ya kim hayır der’ teknik heyetin sözüydü. Emniyetin verdiği rakama göre 70 bin kişi toplandı. Emniyet haklı olarak ajitatörler, provokatörler olabilir dediler. Biz de rica ettik gitsinler diye. Tersine rakam daha da arttı. Basın Ekspres yolu kitlenmişti. Bu transfer için biraz daha sıkı pazarlık ederdim. Falcao değerli.” 

Futbolculara asla hakaret etmediğini ifade eden Mustafa Cengiz, “Futbolculara haysiyetsiz ve şerefsiz demişim. Ben öyle bir şey demedim. Varsa kendinde karakter ve haysiyet, bunu hatırlayacaksın. Yoksa zaten hatırlamayacaksın. Ben bunu dedim. Teknik heyete hiç laf etmedim. Asla demem, demedim. Şu anda da demiyorum. Bana bir tane getirin. Futbolculara bozuldum son maçta. Rize’ye 4-3 yenildik. Yenilgiye bir şey demiyorum. Bazı oyuncuların oyunu ve sahaya kendini vermemesi çok ağırıma gitti ya! Herkesin ağırına gitti. Bunda ne var sızlanacak? Ben oyuncularıma asla şerefsiz demedim. Tam tersine onlar şerefli ve haysiyetli insanlar olduğu için bunu bilin dedim. Bu kadar. Tam tersine onları onore ettim. Yapmayın! Lütfen. Dediğimi tam okuyun. Burada çok üzülüyorum. Dediğimi çarpıtmayın. Bunun etkisi oldu mu? Bilmiyorum. Beni yüzlerce kişi aradı başkanım etki etti diye. Etki etmişse mutlu olurum. Ben bunu demedim, demem! Orada teknik heyet ve oyuncular var. Bana yakışmaz. Gedson ve oyuncular ölümüne oynadılar. Para her şey değildir. Paranın yıktığını parayla tamir edersiniz. Görüntünüz, haysiyetiniz, şerefiniz yıkılırsa hiçbir şeyi tamir edemezsiniz. Lütfen dikkatli olalım. Benim ne dediğime bakın ve doğru tercüme edin. Eski kelimeleri kullandığım için yanınıza sözlük almanız lazım. Lütfen birbirimize saygılı olalım. Ben kimseye cevap verilemez bir soru sormadım. Galatasaray’ı kaos ve çatışmaya götürecek bir başkan değilim. Hepinize saygı duyuyorum. Bütün adaylara eşit mesafedeyim. Hangisi kazanırsa o benim başkanım.” dedi.

“DESTEKLEDİĞİM BAŞKAN ADAYI ŞU AN YOK”

Desteklediği bir başkan adayının şu anda olmadığını söyleyen başkan Mustafa Cengiz, “Şu an için yok. Şu anda herkes için eşit mesafedeyim. Cumaya kadar bakalım. Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler. Kendisi beni hatırlamıyor ama içlerinde en fazla tanıdığım 30 yıldır Yiğit Şardan’dır. Kendisi tribün arkadaşım eski Ali Sami Yen’den. Bakacağız. Ona göre karar vereceğiz. Şimdiden şunu destekliyorum dersem, artı da yazabilir eksi de. Bizi sevmeyen de çok. Gayet normal. Adayı yıpratmak tehlikesi de var. Kimisi diyor ki bu seçim hoca ile hocaya karşı olanlar arasında geçiyor. Yok böyle bir şey. Gelen kişiler hocayı da getirebilir. Bu onun tasarrufu. Hiçbir şey diyemem. Şahsi tasarrufumu söyledim ben. Yönetimimi bile katmadım. Dediklerimi iyi okusunlar.” dedi.

CUMAYA KADAR BEKLEYECEĞİM

Başkan adaylarından Mehmet Yiğit Şardan’ın listesinde kendi dönemindeki çalışma ekibinden kimselerin ekseriyette olması ile ilgili gelen soruya, “Dışarıdan birisi olsam 17-20 kişi Mustafa Cengiz’in çalışma arkadaşı derim. Çok doğru. Yiğit Bey biraz daha geç aday oldu. Çünkü benim seçime girip girmeyeceğim belli değildi. Sanırım artık onu mu bekledi? Girmeyeceğime iyice kanaat getirdi. Biraz geç girdi sanıyorum, yine tahmin ediyorum. Benim arkadaşlarıma müracaat etti gayet doğal. Ben bir şey demedim. Benim arkadaşlarım beni aradığında ben girmeyin ya da girin demem. Diğer listelerde de benim yönetimlerimde çalışmış arkadaşlarım var ama daha az. Sormadılar ama girmeyin demezdim, demem. Nerede kendini Galatasaray için yararlı hissediyorsan oraya gir. Ben kendi arkadaşlarıma da girmeyin demedim. Sanırım Yiğit Bey de tam hazırlıklı değildi zaman açısından. Benim arkadaşlarıma müracaat etti. Arkadaşlarımın orada olması tabii ki beni etkiler. Ben eskiden hep beyaz liste yapardım. Otururdum 44 kişiyi yazardım. Çünkü beni ararlar, söz isterler bana at derler kıramam evet derdim. Şimdi pandemi var oturup orada 10 dakika yazmak risk taşıyabilir. Yarışmacılar kaosa düşmesin, bu bir fosseptik çukuru olmasın diye çok çalışıyorum. Bu nedenle bekleyeceğim cumaya kadar. Söylemleri dinliyorum. Benim için iyi söyleyenlere oy atacağım diye bir şey de yok.” dedi. 

“UEFA’DAN 31 HAZİRAN’A KADAR BORÇSUZLUK ALACAĞIZ”

Biz baya işler yaptık arkadaşlar. Şu UEFA’yı bir an evvel halletmemiz lazım. Biz önümüzdeki yıl çıkmışız yok öyle bir şey yanlış yazılıyor. Biz üçüncü yıldayız. Ne yapıyorsunuz siz? Biz başvurduk, çok ciddi yazılar yazdık. Aylardır görüşüyoruz. Biz iyi durumdayız bize çıkış verin. Şu an olumlu görüşteler. Eğer biz bu seçimde bir kaos, birbirimize karşı düşmanlıklar, camianın ayrışması şeklinde sürdürürsek UEFA izliyor haberiniz olsun. Benim konuşmamamı da izliyor şu anda. İzler. Hiç yabana atmayın UEFA’yı çok değerli bir kurum. Disiplin Kurulu’nda dünyanın en kaliteli insanları var bunu da unutmayın. Çatıştığımız komitenin başı eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı. Çatıştık diyorum sağ olsun o da ikna oldu sonra. Bir taahhütname var bunu başkan adaylarına hatırlatıyorum. Diyor ki orada başkan ayrıldığı takdirde aynı bu hakları kabul edecek. 31 Haziran’a kadar UEFA’dan borçsuzluk da alacağız. Şu an ona çalışıyoruz. TFF’den de alınacak. Bunun parasını hazırlıyoruz. Gelecek olan yönetimi açığa düşürmeyelim diye. Oytun bey ile çalışıyoruz ikimiz. Oytun sağ olsun hazırlıyor benim imzamla gidiyor. Kendi çapımızda redakte ediyoruz. Biz kimseyi yormuyoruz. Çıkış yapalım diye başvurduk inşallah cumaya kadar bu çıkar. Gerek Ceferin gerek diğerleri çok olumlu insanlar. Hakikaten UEFA iyi ki var diyorum. Biz parayı alıyoruz bu şeyi düzeltmeye çalışıyoruz bunu da söyleyeyim. Avrupa Süper Ligi aşırı tepki verdi. Oturulup Ceferin ve UEFA yönetimi ile konuşulabilir; çünkü UEFA yönetimi de değerli bir yönetim. Taahhütnamenin 4. maddesinde diyor ki Başkan Mustafa Cengiz ayrıldığında bütün bu şartların yeniden resmi olarak kabul edeceksin. Bu nedir? Zaman kaybı, tehlike. Tabii siz derhal müracaat edin ek süre alın. Beyanen kabul ediyoruz diyerek onu hukukçular çözer. Fakat biz bu arada bu dertten de kurtulsunlar diye bizim de payımız olsun diye çıkışı bir sene erken istiyoruz. Oldu mu? Hayır olmadı ama iyi çalışıyoruz. 

“GALATASARAY KENDİSİNİ TEST EDECEK”

Yeni dönemde Sportif A.Ş.’de görev almayı düşünür müsünüz sorusuna Mustafa Cengiz,“Ben bir işe girdim mi tam girerim. Perfeksiyonistimdir yani mükemmeliyetçiyim. Bir puzzle varsa ve onun bir parçası eksikse ben uyuyamam. Tedavi süresince ters bir şey bana geldiğinde o gecem gidiyor benim. Biz de insanız. Bizi mermer zannediyorlar. Değerli arkadaşlar ben sizin için geldim, sizin için varım, sizin için yokum bu kadar basit. Ben buraya niye geldim bunu kimse düşünmüyor. Adaysızdı, tepki oyları olarak biz hazırdık çünkü. Geldim. Ekibimin %70’ini değiştirdim sağ olsun %90’ı tek laf etmedi. Bir tanesi hariç onu da affediyorum. İlk yönetimime tek tek teşekkür ediyorum. O arkadaşıma dahil. O da ikinci başkanlık yaptı. Ona da asla kızmıyorum, onu da doğal karşılıyorum. Nefs-i müdafaa gibi görüyorum. İkinci yönetim tespit, artık tepki değil. Hala kalkıp tepki yönetim diyorlar ne tepkisi 2 bin 525 oy tepki mi? Tespittir o. Şimdiki yönetim test yönetimi olacak. Galatasaray kendini test edecek. Niye bozuluyorlar buna? Ben aday değilim. Sanırım ağır topları döndüremiyorlar yani stratejilerini düzeltemiyorlar. Ben bana çatmasınlar diye mi aday olmadım? Kaç senedir istifa, başkan istifa, Yusuf istifa, Abdurrahim istifa diye devamlı kalıplar gezmiyor mu? Ben çocuk muyum? Görüyorum onları iletişim ekibimiz iletiyor bana. Bu ne ya! Tabii ki sosyal medyaya saygı duyuyorum ama sosyal medyadan gelmedim ki ben. Alınmasın sosyal medyadaki kardeşlerim. 

Taraftar gözüyle, geçirdiği 3,5 senelik başkanlık dönemini nasıl değerlendirdiği sorusuna başkanımız şu cevabı verdi: 

“Gerçekten ben son 10 yıldır bütün divanlarda konuşurum. Bu arada Yiğit’e bir laf atayım. Demek ki sen 10 yıldır genel kurullara gelmiyorsun. Çok yanlış yapıyorsun zaten daha hep önce beraberdik ne olaylar oldu. Yiğitciğim kusura bakma sana ufak bir serzeniş bu. Genel kurula katılanların hepsi beni çok iyi tanır. Galatasaray TV izleyenler çok iyi tanır. Bu konuşmaları da ben Galatasaray TV’den özellikle yapıyorum. Yoksa sağ olsun beni hepsi çağırıyor. Sınırsız süreli; devletinden tut yayıncı kuruluşa kadar. Daha geniş katılım olanakları var ama ben Galatasaray TV’yi tercih ediyorum. Bilerek ve bilinçli olarak. Bunun farkında değiller. İncelik bu. Niye? Galatasaray TV yaşasın diye. Yoksa bana çok teklif geliyor Youtube’a dönün, Youtube’dan izleyelim diye fakat yaşlı üyelerimiz ayağa kalkıyor sakın televizyonu kapatma diye. Bu bir prestij oluyor çünkü. Bana izin versinler ben gerçekten biraz daha konuşulmasını istiyorum. Biraz daha insanların açıkça ve mertçe fikirlerini ortaya koymasını istiyorum, onu bekliyorum. Ben düşüncelerinin ne olduğunu bildiğim insanların farklı konuşmasını istemiyorum. Normal bir adamın ve ekiplerin yapacağı iş değil. Benim de Abdurrahim’in de Yusuf’un da… Normal değiller. Arkadaşın dediği gibi üçümüzün akıl hastanesine falan gitmemiz, bir rapor almamız lazım. Özellikle gece gündüz çalışan yönetici arkadaşlarımızın hepsi. Ek bir yük çıkıyor yönetime bakıyoruz teklif etmeye korkuyoruz çünkü üzerinde bir sürü yük var. Bizden istifa edip ayrılanlara da saygı duyuyorum. Onlar da hasbelkader bir şeyler yapmaya çalıştılar. Fakat, gecesini gündüzüne katan arkadaşlar Galatasaray için çalışan arkadaşlar Adana’ya git diyoruz gidiyor, İzmir’e git diyoruz gidiyor çoluğunu çocuğunu bırakıp. Ben bunların hakkını nasıl öderim. Denetleme müthiş, Disiplin tarihinde gelmedi. Sicil tarihinde gelmedi. Bana gelen mesajlardan biliyorum tarihinde yok Galatasaray’ın! Kusura bakmasın eskiler çok özür dilerim hepsi hizmet etti ama biz kabuk kırdık. Biz şimdi satın alma yönetimi getirdik. Ne güzel Kaan anlatıyor hiç kimsenin duyduğu yok. Hiç kimse duymuyor, biz kurumsal çalışmaya başladık ve kurumsal zeminin altyapısını yaptık. Başkanlık sürecini yönetimsel anlamda çok başarılı buluyorum. 

Amatör şubeler dahil tüm maçlara gitmeye gayret ettiğini ifade eden Mustafa Cengiz, “Ben mümkün olan her voleybol, basketbol erkek kız ayırmadan gittim. Yenildiklerinde de alkışladım yendiklerinde de. Çünkü onların ne zor şartlarda o potaya veya parkeye çıktıklarını biliyorum. Çünkü ne kadar cüzi bir ücrete oynadıklarını biliyordum. Ben hepsini yönetici arkadaşlarıma bıraktım ama ben gidince onların mutlu olduğunu gördüm. Özellikle başkan gelince çok etkilendiklerini gördüm. Olumlu anlamda etkilendiler. Yani sizin babanız, anneniz maç seyretmeye gelse mutlu olursunuz daha güzel oynamaya, hareket etmeye çalışırsınız. Ben de mümkün olduğunca gittim evet doğru. Tarihte de yok sanırım.  Bir tek şeye üzüldüm Tekerlekli Basketbol Takımımızı izlemeye gitmek istiyordum. Yeni başladı ona üzgünüm gidemediğim için. Sutopuna gidemedim ona üzgünüm. Futbol akademisinde başındaki hocalar çok iyi. Nihan hanım ayrıldı neden ayrılıyorsun dedim o da bana aynı yerde çalışma olmuyor dedi. Kavga mı ettin dedim yok dedi. Çocuk da var tabii Allah yardımcıları olsun. Nedim hoca da aynı şekilde çok değerli bir insan. A milli takımı bilabedel çalıştırıyor. Federasyon başkanına sen para öde de biz bilabedel çalıştıralım dedim. Hoca kabul ediyor bunlar etmiyor. Yani Federasyon bizden zor durumda mı bilmiyorum. İnan edin çok savaş verdiler ama erkek basketbolda olmadı. Olmuyor, tutmadı bir şeyler. Son 5 maçta şahane bir performans sergilediler. Yapmaları gereken oydu. Sonra iyi ki geliyorum dedim benden sonraki başkan da amatör maçlara giderek beni aşmaya çalışmak zorunda kalacak. Çok sağ ol bunu iyi tespit etmişsin.” dedi.

YÖNETİMİMİZİ BAŞARILI BULUYORUM

Yönetimi şahıslara indirgemeden bir ekip ruhuyla çalıştıklarını vurgulayan Mustafa Cengiz, “Gerçekten ben kendime puan vermem. Ben bize veririm. Galatasaray yönetimi, denetimi, sicili, haysiyet divanı ile beraber bir bütün. Aslında Galatasaray’ın kendisi bir bütün. Camia bize destek veriyor ki biz yapıyoruz. Camia olmadan biz hiçiz. Ben yönetimimizi ve camiamızı bu süreçte bütün olumsuz eleştirilere, ağır eleştirilere rağmen başarılı buluyorum. Bize destek verdiklerini biliyorum. Yapılandırmayla ilgili keşke pandemi olayı olmasaydı da genel kurul olsaydı ben alkışlanacağını biliyordum. O konuda da sınırlı sayıda konuşuyoruz. Saklılık, gizlilik sözleşmemiz var. Aslında en çok biz konuştuk. Fenerbahçe yaptım bitti dedi hiç kimse sormadı. Trabzon bizden önce neredeyse imzaladı kimse sormadı. Yaptık bitti dedi. Beşiktaş sormadı. İmzaladı onlarda. Sırada imzalayacaklar da var bir sürü müracaat ediyorlar. Henüz bankalar birliği yapmadı. Sağ olsunlar bize yaptı. Yandaş demeyin yapmayın arkadaşlar. Ben Cumhurbaşkanı’nı da severim. Bize çok katkısı oldu. Bunun mimarı da Cumhurbaşkanıdır. Niye inkâr edelim ki Galatasaray’a katkı yapan birine teşekkür etmeyi. Bütün bakanlar hepsi bize yardımcı oldu. Bizim takımdan da değil, Türk sporuna yardımcı oldular.” şeklinde konuştu. 

“TELEVİZYON MERAKLISI DEĞİLİM”

Fatih Terim’e seçim bitene kadar takımın başında ol şeklinde bir teklif götürmesi durumunda nasıl bir yanıt alacağı sorusuna Mustafa Cengiz, “Benim Florya ile temasım Abdurrahim Albayrak ile. Ben bugüne kadar bulunduğum ortamlarda aile ortamım dahil, belki serzenişte bulunmuşumdur: ‘Bu adam oynatılır mı? Bunu yapma’ diye. İki dost gibi konuşmuşuzdur. Şimdi bunları kim ulaştırıyor Abdurrahim Bey dışında bilmiyorum. Nasıl ulaştırıyor onu da bilmiyorum; fakat ben korktum, ‘Bakın bizim çocukları konuşuyor’’ demecini görünce yemin ederim yerimden hopladım. Böyle bir şey olabilir mi! Ben o gün hocama ve teknik heyete destek ve güç vermek için tesislere geldim. Ben ailemin de kapıyı çalmadan odasına girmem. Şok yaşadım. Demişler ki ‘Çattık belaya!’ Kim demiş bunu belli değil. Kendisi mi demiş? Bence kendisi demiştir bu durumda. Hoca niye desin? Hoca bana kendisi ‘yemekteyiz gelin iyi olur’ dedi. Yemek yemiştim ama gittim iyi olur diye. Hocama ve çalışan teknik ekibe güç vermek için gittim. Başka anlatmayayım. Başka ne gün gelmişim? Hangi gün yemeğe gelmişim? Hangi gün soyunma odasına girmişim? Hangi gün otobüse, uçağa binmişim… Deplasmanlar hariç. Yapmayın! Bunu da şimdi söylüyor. Ayıp değil mi! Galatasaray kültürü bu mu? Yalan! Ben çocuklar rahatsız olmasın diye, ben oturacağım, çocuklar tek tek gelecek çirkin bir şey. Bu Galatasaray kültürüne yakışmaz. Ben geleceğim dedim. Ben yorulacağım. Ben yürüyeceğim dedim. Her şeyi konuşabilirsiniz bunu da söyleyebilirsiniz burada demokrasi var. Ama doğru zamanlı anlatın. Bana deseydiniz gelmeyin diye ben de sizi rahatlatırdım. İlk ve sondu diye. Ayrıca sen çağırdın. ‘Gel yemek yiyoruz başkanım’ diye. Ben de ‘Tokum ama geliyorum’ dedim gecenin bir vakti. Sonra da Kayseri’ye gittik. Ben Kayseri’de protokole bile çıkmadım. Vali ile Belediye Başkanı benim yanıma gelmişlerdi loca ayırmışlardı. Neden? dediler. ‘Çünkü devir teslim almadım. Devir teslim almadığım için ben Galatasaray’ı temsil edemem’ dedim. Mülkiyeli olduğun ortaya çıktı dediler bana. Bunun Galatasaray ile alakası yok. Ben ne televizyon meraklısıyım ne şan-şeref. Bütün yayın organları çağırır bastırır ama ben çıkmıyorum. Bunu anlamıyorlar.  Değerlendiremiyorlar. Arkadaşlar ben bir şeyi söylemezsem, içime atarsam içim patlar. Ben böyleyim. Hem hoca hakkında ‘3 ay sonra göndeririz’ diyeceğim hem de hocaya ‘buyur gel antrenörümüz sensin’ diyeceğim. Ben böyle bir şey yapmam. 

Takımın teknik direktörsüz olarak yola devam etmesini iyi değerlendirmediğini söyleyen Başkan Mustafa Cengiz sözlerine şöyle devam etti: 

Tabii ki iyi değerlendirmiyorum. Ben gelecek yönetime bıraktım. Şimdi bana diyorlar ki; Mustafa Cengiz, görüşme şu kişiyle görüşme yapıyor. Şu kişiyi getirecek… Asla arkadaşlar! Ben Fatih Terim varken, asla ikinci bir teknik direktör ağzıma lafzen getirmedim. Maddeten de görüşmedim. Yalan haberlere inanmayın! Ben yalan söylemem! Kimseyi üzmemek için yalan söyleyebilirsin. Vatanını milletini korumak için yalan söyleyebilirsin ama Galatasaray’ı yormamak için ben asla yalan konuşmadım. Aksini iddia eden varsa söylesin. Ben Okan Buruk ile telefon konuşması bile yapmadım, yapmam! Çünkü kendimden utanırım. Hocaya ayıp olur. Senin başında hoca var. Mustafa Denizli benim 30 yıllık çok yakın arkadaşım. Fenerbahçe’ye gidince ben bozuldum çünkü kimseyle görüşmüyordu. Beşiktaş’a telefonunu verdiğimde kızdı niye veriyorsun diye? O da bizim aramızda. Mustafa Denizli değerli bir antrenördür, insandır.

Benim çalışma tarzımda samimi söylüyorum; beraber çalıştığınız açık ve net olarak ‘Benim düşmanımsınız’ derse onunla çalışmam. Sonra deseydi ki yanlış anlaşıldım. Ben bunu da yapmadım arkadaşlar. Size nasıl geliyor ben bilmiyorum. Ben kendisine de dedim: ‘Oğlumun yanında bile aleyhinize konuşmuyorum’ dedim. Özel bir toplantıda eleştirmişimdir bir taraftardan daha az eleştirmişimdir. Ama bunun içinde o yazılanlar yok. Toplama. Yapma Allah aşkına! Aç bana sor! Bunu dedin mi diye? Dedim mi, dedim derim. Niye kamuoyuna açıklıyorsun güzel kardeşim, sevgili hocam. Ben bunu artık aleni oldu. Ben buna yanıt vermezsem, Galatasaray Spor Kulübü Başkanlık makamına çok saldırılıyor, biter. Fatih Hocaya da zararı olur. Ben ayın 1’ine kadar da bekledim. Dediğim gün feshetmedim; incelik var. Ne demiştim çünkü? İmzalamayacağım. Çok ince bir şey. Hoca da çok akıllı bir insandır. İmzalamayacağım gün ayrıldı. Kendini zor duruma düşürmedi. Opsiyonu imzalayıp bana göndermedi. O da haysiyetli davranmış, teşekkür ederim. Çünkü bunun tartışmaları da çok oldu daha önce. Galatasaray Başkanlık Makamını benim üzerimden yok etmeyin, yıpratmayın lütfen. Yok hükmündedir gibi şeyler… Yok yahu! Nasıl yürüyor yok hükmündeyse? Beni disipline vereceklermiş; verin. İbra etmeyeceklermiş. İhraç edeceklermiş. Edin. Onlar benim alnımda nişan olur nişan! Ben öyle tezgahlı ibrasızlıklara aldanmam. Ben ne dedim: Bu seçim bir test, test! Biz vefalı mıyız? Aidiyet duygumuz var mı? Teşekkür duygumuz var mı? En önemlisi o. Nankör müyüz? Sen hiçbir şey yapmadın diyorlar. Olur mu yahu! Yutabileceğinizden büyük lokma ısırmayın. Bu çok önemli. Boğanızda kalır. Bunu başkan adaylarına demiyorum. Tüm camiaya sesleniyorum. Beni kırın ama başkanlık makamını bitirmeyin!  Yarın siz oraya geleceksiniz.

“EN ÇOK CEZA ALAN BENİM”

Galatasaray aleyhine verilen TFF, PDFK ve Tahkim Kurulu kararlarına yeteri kadar tepki verilmediği eleştirileriyle ilgili gelen soruya Mustafa Cengiz, “Bir kere kulüp başkanları ve bizim ceza yiyenlerin içinde en çok cezayı yiyen benim. Millet bunu unutuyor. 150 Milyon ceza ödemişim. 165 gün ceza almışım. Hiç kimse cezalar konusunda bana yaklaşamaz, hiç kimse! Fakat yazıyorlar beceriksiz, pısırık başkan diye… Sen TFF’ye yağ çekiyorsun da hiç konuşmuyorsun başkaları ceza alıyor diyorlar. Anlattım en çok ceza alan benim! Fakat benim ilişkilerim öyle dümdüz değildir. Mayınlar var. Öz söylenmesi gereken şeyler var. Ben dedim ki: TFF Yönetim Kurulu, bazı konularda çok dik duruyor. Dik duruş sergiliyor. Ona teşekkür ederim. Onu kim biliyor? Ben biliyorum. Gelince yeni yönetim anlatırım. Ben bunu söyleyemem. Hakikaten TFF, çoğu duruşunda dik durdu. Halen de dik duruyor. Birçoğunda en sert söylemi kim yapmış? Mustafa Cengiz. Ben yapmışım ben! Benim aldığım da genel söylem, yazılı ve kalıcı. Öyle aksiyon değil. Lütfen empati yapalım, kendimizi yerine koyalım. MHK'nın istifasını istedim mi? Ben başkanı görmedim bile, seminerde merhabalaştık Serdar Tatlı ile. Çok güveniyordum. Ben ne bileyim Urfa'da babasıyla birlikte Beşiktaş Derneği kurucusuymuş, ne bilebilirim. Daha iyi hatta, futbolla ilgileniyor dedim. Takım tutması kötü değil dedim. Ancak duyguları işin içine karıştırırsan olmadı! İster hasta Fenerbahçeli ol, ben bundan hoşlanırım. Biz öyle hissettik. Bazı körün gözüne atamaları yanlış gördük. Bu nedenle istifasını istedik. Hukuk Kurulu'nda 3-5 kişi var, şimdi konuşmamı da izliyorlar. Hukuka uygun mu diye; ben TFF Yönetimi'nden de kimin izlettirdiğini biliyorum. Hukuka uygun mu değil mi? Değil! Ben açıkça Hukuk Kurulu ayrılmalı, Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu ayrılmalı dedim açıkça. UÇK, Oğulcan Çağlayan için bize 1 milyon 200 bin ceza veriyor. Muhatabım Galatasaray diye; yahu biz Oğulcan’ın 6 hafta önce aktif feshetmesini git akdet demedik ki. Biz Oğulcan işine karışmadık. Bu tamamen Oğulcan’ın aksiyonu. Oğulcan da bize taahhüt verdi, ceza alırsam ben öderim diye… Biz bunu da TFF’ye verdik. Niye sen direkt üstümüze atıyorsun? Bari iş bitene kadar yürütmeyi durdurma yap dedik müracaat ettik. İş bitsin bir şekilde ödenecek. Tahkime başvurduk aynı şekilde onayladı 1 milyon 200 bini. Bu para neden 1 milyon 200? Onlara göre maç başı. Değil. Maç başı para vermiyorsun ki! Bu tamamen Kayserispor’un alacağı. Hala ödememişler kaç sene olmuş. Bu olmadı dedik. Biz bundan kuşku duyduk itiraz ettik. Tahkim de onayladığı için mahkemeye başvurduk. Ne için? Tedbir için. Oğulcan da var mı bu para? Yok. Bize veriyor bu kadar cezayı. Bizim eski yöneticimiz Sedat Doğan, Adalet Divanı’nda dava kazandı. Davayı açtığı günü de biliyorum. Ben de aç demiştim o dönem konuşmuştum. Çok iyi bir tarafı da A.Ş. yöneticisine dava açıyor. Sedat mücadelesini sürdürdü ve dava bize geçti. Oh dedik. On avukat inceliyor. Bunu güzel bir hale getirelim ve TFF’ye başvuralım dedik. Ancak bugün bitti. Sadece Sedat Bey açısından değil, bizim açımızdan, TFF açısından müthiş bir şey hazırladık. Sedat Bey’in başvurusu da oldu. Bizimkileri de verdik. Benim, Fatih Hoca’nın, Yusuf Bey’in de var az miktarda; teknik yardımcıların da var. Aksiyondan değil, tribün saldırısı değil, konuşmalardan ötürü bir ceza varsa bunu bize faiziyle iade edin dedik. Bakalım TFF ne karar verecek? Çünkü arkadaş küfür ve hakaret yoksa, ceza veremezsin. Bugün 350 olan dava sayımız 900’e çıkmış. Taraftarımız yazıyor: Şunu mahkemeye versenize! Biz aynı gün veriyoruz aynı gün. Bizim hukuk kurulunda departman var, adı sanı belli olmayanı da veriyoruz. Çoğunu da kazanıyoruz. Yok öyle bedava küfür! Sağ olsun devletin tekniği de ilerledi. Proxy’den, ABD’den girerim, Brezilya’dan girerim. Bakın bunu bilin. Bulunuyorsunuz. Ciddi konuşanları ve biraz bildiğine inandıklarımızı hepsi mahkemelik. Öbür adam istifa dedi onu vermiyoruz, yazabilir kendi iradesi. 

“UEFA’DA FENERBAHÇE’Yİ, BEŞİKTAŞ’I SAVUNDUM”

Beşiktaş’ta çok tartışılan Aboubakar-Billong arasındaki görüşmeleri Galatasaray Spor Kulübü nasıl değerlendiriyor sorusuna Mustafa Cengiz, “Vedat tekerlekli sandalyede yaşam mücadelesi veriyor. Çok iyi bir Galatasaraylıdır. Ben görüştüm kendisiyle daha önce. Buradan selam ediyorum kendisine. Ben yaptıklarımızı unutuyorum. Geçen defa 2 buçuk saat konuşmuşum şunları söylemedin dediler yemin ederim vakit yetmez. Kendimizi övmek için değil, insan unutuyor. Billong olayı çıktı mahrem olduğu için veremedik. Çünkü biz Türkiye Futbol Federasyonu’na kaç sayfa mahrem diye delilleriyle birlikte anında gönderdik. Mahrem olduğu için biz açıklayamadık fakat TFF’den her zaman haber alan yayıncı kardeşimiz bunu flu da olsa yayınladı. Mahremiyeti yok etti. Biz aynı gün delillerle birlikte TFF’ye başvurduk ve kendisine de dedik ki açıkça bu aydınlatılamazsa milli değil uluslararası makamlara başvuracağız. Ben buradan Beşiktaş camiasından özür dilerim. Ben Beşiktaşlıların hakkıyla şerefiyle yürüdüklerini biliyorum. Beşiktaşlılar, Fenerbahçeliler benim en yakın arkadaşlarım. Onların camiasına hayat boyu kimse bana laf ettiremez. Benim yönetimim bir hata yapıyorsa, onların yönetimi onların adına bir hata yapıyorsa açığa çıksın. Tertemiz olur, pirüpak olur. Ben hakkıyla şerefiyle yapıyorum öbürleri haksız ve şerefsiz yapıyor anlamına gelir. Bütün takımlara hakarettir bu. Galibiyet alan takımlara hakarettir bu. Aldığınız diğer galibiyetlere veya mağlubiyetlere hakaret olur yapmayın. Herkes elinden geldiğince çalışıyor. Keşke 58 sayılı yasa kalsaydı. Teşvikle primin şike addedilmesi. Gördüğüm, bildiğim bir şey mi var hayır. Biraz daha insanları cezayla korkutabilirdi. Ben bir şey yaptınız demiyorum. Beşiktaş yaptı demem. Kuşkularımız var çok uzun yazdık. Siz lütfen bunu aklayın onur duyarım. Beşiktaş yanlış yapsa ben gurur mu duyarım. Fenerbahçe bir şey yapsa ben sevinir miyim? Samimi söylüyorum üzülürüm yapma derim. Ben yapmadığımdan eminim. Bana birisi getirsin şurada şunu yaptın desin bitmişti. Adnan Polat zamanında yapılsaydı biz adamı gömerdik yerin dibine Galatasaray olarak veya Ünal Aysal’ı. İhraç ederdik en başta ben çarpışırdım. Senin adın bulaştı derdim. Şikede aslında belgeye gerek yok kanaat hakeme de o yetkiyi veriyor. Kanaat getirdiğin anda tatil edersin şikeden şüpheleniyorum diye. 70 bin sayfa yazı var ben yaptın demiyorum. Ben demiyorum ama öyle görünüyor. O zaman çık Ganj nehri gibi. De ki arkadaş yaptım, tamam yapılmış, hata oldu de. Zaten yaptınsa yaptın. Bunu temizle Türk futbolu da temizlensin. Kimse laf etmesin. Rakiplerimiz için söylüyorum. Değerli Beşiktaş camiası, değerli Fenerbahçe camiası siz çok değerlisiniz. Bana deyin ki Mustafa Cengiz sizin camianıza yönelik bir hakaret, küfür etti. Asla etmedim. Küfürü bırak kötü laf söylemem hep güçlenmelerini isterim. Yöneticileri de bunu bilir. Ben UEFA’da Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı savunmuş adamım hem de o günlerde… Bunu da bilsinler ben asla yamuk yapmam onlara. Yapmayın güzel kardeşim ben sizin güzelliğinizi isterim. Benden sonra güzel olun. Benim için önce Galatasaray kusura bakmayın.” diye konuştu.

Divan kurulunda kendisine yöneltilen eleştiriler hakkında gelen soruya Mustafa Cengiz, “Bazen beni destekleyen 3-5 kişi duyunca mutlu oluyorum. O daha az sürüyormuş mutsuzluktan ama olsun tedaviye yarıyor. Divan beni çok üzdü ve şaşırttı. Düzenli olarak başkandan başlamak üzere başkana ve makamına hakaret ettiler. Katılmayacağız dedik. 20 kişi konuşuyor 19’u bize karşı. O da önce övüyor sonra yeriyor. Ben burada bize sahip çıkılmamasına üzüldüm. O devamlı eleştirenler açısından söylüyorum benim onlarda bir hakkım yok, benim de onlara edilecek bir hakkım yok. Edilecek bir hakkım yok, onların da bana yok. Galatasaray’dan loca alanlar, bedelini koyanlar, maddi katkıda bulananlar, bizi zor günde yalnız bırakmayanlara benim hakkım yok. Onların hakkı varsa helal etmelerini istiyorum. Ben bir hak edecek bir hakkımı görmüyorum.” yanıtı verdi.

Younes Belhanda’nın sözleşme feshi ile ilgili pişmanlık duyup duymadığı sorusuna Mustafa Cengiz, “Asla ve kata. Çünkü Belhanda’nın o konuşması, Belhanda’nın Fransızca-Türkçe’deki en düzgün konuşmasıydı. Çok hazır bir kalıptı. Neyse… Onu da biliyoruz da hiç önemli değil. Biz Galatasaray’da kaos yaratmak istemiyoruz ama yapmayın. Belhanda ve Feghouli bizi FIFA’ya verdi. Üç kişi yapılandırmadaki yüzde 15’i kabul etmediği gibi, biri doğrudan veriyorum dedi. Bizi resmi yazı ile tehdit etti. Bir kişi daha yaptı. Onu çok sonra açıklayabilirim. Eleştirdiğimiz Falcao bile indirim yaptı. En başta Muslera aptı. Muslera’nın demeç vermesinden de rahatsız oldum. Sen futbolcusun girme bu toplara. Sen teknik yardımcısın. Girme. Dostça söylüyorum. Yapma. Uzun bir proses bu çünkü. Fatih Terim ayrıldığında en çok eleştiren benim. Kendisine söyledim. TV yayınlarına bakın. Biliyorum başkanım dedi; ama şimdi sen benimle berabersin, ben ölümüne Terimciyim dedim. Yanlış her yerde yanlıştır. Oğlum da yapsa yanlış. Kim yaparsa yapsın! Onu dediğinde bu birikmişti. Son damlaydı. Sen taraftara hareket çek, ona küfret. Aslında sen o küfürleri bana, yönetime ediyorsun. Asla pişman değilim. En doğru yaptığım işlerden birisidir.” dedi.

“GALATASARAY RUHUNU ZEDELEMEYELİM”

Başkan Mustafa Cengiz sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: 

Değerli başkan adayları. Hepiniz Galatasaray için elinizi taşın altına koyuyorsunuz. Birçok imzayı attığınızda aile risklerini de göreceksiniz. Sizi alkışlayacağım bundan emin olun. Ben güzel iş yapanı takdir ederim. Kim olursa olsun. Kim seçilirse seçilsin. Divan başkanımızdan tutun en son ilan eden Yiğit Şardan’a kadar herhangi biri seçildiğinde ona tümüyle destek olun. Seçilene kadar lütfen birbirinizin aleyhine Galatasaray’a zarar verecek söylemlerde bulunmayın. Galatasaray ince bir ruhtur. Bu ruhu zedelemeyelim. Özellikle genç kuşakların bugün birçok şey hafızasında yok. Bugün 40 yaşın altındakilerinin bile yok. Eski defterleri şimdilik açmayın. Velev ki size çok büyük bir saldırı olursa düzeltin. Normal tartışmada iyi taraf şu… Bence şu ana kadar bana ters gelen şeyler haricinde iyi gidiyor. Dünkü açıklamaları okudum. Bir yane aday teşekkür edecek hiçbir şeyini bulamadım diyor. Sen beni tanıyorsun. Yapma! Bunu deme.  Bunu okuyan taraftar da hiçbir şey yapmadı mı der. Sen zedelenirsin. Ne gerek var. Sen yine benim hakkımda de diyeceğini. Diyorsun zaten. Ben senin rezil olmanı samimi olarak istemem. Bunu yemin ederim anlamıyorlar. Kimseye kötü ve düşman değilim. Nevzat Dindar’ı aramadınız mı siz? Ben arattım gelsinler, söylesinler diye. Benim basına karşı bir tavrım yok. Basın olmasa biz neredeydik? Bizi kim iletecek. Basın yapıyor şu anda. Neden basına kötülük yapayım. Hiçbir gazeteciye patronlarına işten al demedim. Vebal almam. Onlara ben hep teşekkür ederim. Eski başkanlara da öyle. Konuşmacıyken en son Dursun Bey’e, her şeyi söyleyin, sakın hakaret küfür etmeyin demişimdir. Hiçbir başkana yapmadım. Hiçbir arkadaşımıza da yaptırmadık. Galatasaray çok büyük camia. Galatasaray seyirci sayısında, yurtdışı destek sayısında, Twitter’da, aklınıza gelecek her yerde Türkiye birincisi, dünyanın da ilk 10’unda… Nereye üye olduğunuzu, nereye başkan adayı olduğunuzu bilin. Ben her zaman şeref duydum. Galatasaray bana şeref, onur verdi. Kendim istedim, kendim gelim. Gelen tüm belaları, zorlukları ben istedim. Tüm yönetim kuruluna, üyelere teşekkür ederim. İstifa edenler dahil. Çünkü onlar emek verdi. Bütün başkanlara, medyaya, hükümet üyelerine teşekkür ettim. Aklınız durur bize ne yardımlar yaptılar. Yardım eden Fenerbahçeli oluyor, ona hücum ediyorlar. Halbuki herkese yardımcı oluyorlar. Onlar söylemiyorlar. Biz söylüyoruz. Her partiden belediyelere tek tek teşekkür ediyorum. Hepsi bize yardımcı oldular. Aslını inkar eden namerttir. Biz namert değiliz. Devlet adamları, valiler, kaymakamlar… Çok yardımları oldu. Ana muhalefet partisi liderlerine de teşekkür ettim. Ekrem Bey’e şu yolumuzu bitirince çok teşekkür edeceğim. Başkan değilken de edeceğim, yeni başkana da söyleyeceğim. İnşallah duyuyordur bizi. Şu yolu lütfen bitirsin. Her zaman kalbim Galatasaray’da."

Başkan Mustafa Cengiz, İkinci Başkan Abdurrahim Albayrak, Başkan Yardımcıları Yusuf Günay ve Kaan Kançal; yayın sonunda Galatasaray Televizyonu personeli ile birlikte hatıra fotoğrafı çekildi.

Kaynak: galatasaray.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder