Daha çok Kuzey Amerika'da yaygın bir spor dalı olan lakros, 1900'lerin başında ülkelerin karşılıklı mücadele ettiği olimpik branşlar arasındaydı.
Lakros ülkemizde pek adı sanı bilinmeyen, talep görmeyen bir spor dalı. O yüzden öncelikle lakrosun temel kurallarına ve oynanış biçimine kısa bir şekilde göz atalım.
Oyun değişik kategorilerde farklı sayıda oyuncudan oluşan takımlarla oynanır. Örneğin kapalı sahada erkekler için takım başı 6 sporcu yeterliyken, bu rakam açık sahada yine erkekler için 10'a çıkıyor. Kadınların açık alanda oynadığı lakrosta ise her iki takımda bulunması gereken oyuncu sayısı 12... Tabi daha sonra oyunun da modernleşmesiyle birlikte bu kurallar daha net bir hal aldı.Sahada yer alan her oyuncunun elinde topu karşı sahaya taşıyıp, rakip kalede skor üretebilecek bir sopa bulunur. Bu sopanın ucunda da topun kontrolünü daha iyi sağlayabilmek adına bir ağ vardır. Aklınızda daha iyi canlansın diye havuz temizleme filesini benzer bir örnek olarak söyleyebiliriz. Yani oyuncu topu o ağın içinden taşır ve arkadaşlarıyla o şekilde paslaşır. Topa ayakla vurmak serbesttir ancak el kontrolü oyun kuralları dışındadır.
Kaleciler dahil kimse topu elinde tutamaz. Yalnızca kaleci rakipten gelen topu eliyle anlık olarak kurtarabilir. Modern lakros maçları, her biri 15 dakika süren 4 çeyrek üzerinden oynanır. Oyun sona erdiğinde en fazla sayıya sahip olan takım maçı kazanır. Modern lakrosta atılan her gol 1 sayı olarak kaydedilir. Ancak 14 metre ve üzeri uzaklıktan atılan goller 2 sayı olarak değerlendirilir.
Tıpkı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de lakros pek rağbet gören bir spor dalı değil. Lakrosa dair ülkemizde herhangi bir federasyon bulunmasa da bu spora gönül veren kulüpler ve bireyler de yok değil. Hatta uluslararası turnuvalarda mücadele eden bir milli takımımız dahi var...
Gelelim lakrosun olimpik spor olarak tarihçesine. 1896 Atina (Yunanistan) ve 1900 Paris (Fransa) Olimpiyatları sonrası lakros, ilk kez 1904 Saint Louis'te (ABD) kendisine yer buldu. Ancak Kuzey Amerika'da yaygın bir spor olan ve hatta Kanada'nın ulusal sporu olarak kabul edilen lakrosun olimpiyat macerası pek de uzun sürmedi.
Lakros, ikinci ve son kez 1908'de Londra'da (Birleşik Krallık)
düzenlenen yaz olimpiyatlarının bir parçası oldu. 1912 Stokholm (İsveç)
Yaz Olimpiyatları ile birlikte programdan çıkarılan lakros, bir daha
olimpik spor kategorisinde yer alamadı. Yani Kuzey Amerika'nın sevilen
sporu, popülaritesini tüm dünyaya taşıyamadı...
Kaynak : Emre Akdemir - TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder