A Milli Futbol Takımımızın teknik direktörü Şenol Güneş basın toplantısı düzenledi.
Şenol Güneş, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Açıklamalardan satır başları şu şekilde:
"Kendimi değerlendirdim"
“Aynı geminin içerisindeyiz. Birlikte olmanın, çalışmanın, tartışmanın ve daha güzeli aramanın en doğru yol olduğunu düşünüyorum.”
“Durum tespitini daha sağlıklı yapmak, herkesle bir değerlendirmek yaptıktan sonra karşınıza çıkmak daha doğruydu.”
“Kendimi değerlendirmiş oldum. Düşündüm, konuştum ve bir karar veriyorum. Bunu da sizle paylaşıyorum.”
"Türk milleti bu sonucu hak etmedi"
“Türk milleti bu oyunu ve sonucu hak etmedi. Bu bir hayal kırıklığıydı ama bir teslimiyet değildi. Oyuncularımın da üzgün olduğunu ve hala sürdüğünü görüyorum. İlk uçağa bindiğimiz andan itibaren bütün oyuncularla tek tek konuştum. Kampa katılımlarından, oyun dışı olumsuzluk olmayışından dolayı teşekkür ettim.”
“Ülke olarak cesur olmayı, meydan okumayı severiz. Bu turnuvada bu reaksiyonu gösteremedik. Herkes şunu bilsin ki biz sıradan bir takım değiliz. Oradaki takım değiliz. Bu yüzden eleştirilerin daha yüksek olduğunu biliyorum.”
“Avrupa Şampiyonası’nda yer alma ve Dünya Kupası’na gitme hedefimiz vardı. İlkini başardık ama katıldıktan sonra hem gruptan çıkamadık, hem oyun olarak tatmin olmadık. Olumsuz anlamda hak ettiğimiz sonucu aldık.”
"Zihinsel bir dağınıklık yaşadık"
“Başkan ve yönetim bize her türlü imkanı sağladı. Hiçbir olumsuzluğumuz yok. Benim İtalya maçına çıkarken oyuncularda gördüğüm bir olumsuzluk yoktu. Belki rehavet, fazla özgüven de diyebiliriz. Saydığınız birçok nedene katılıyorum ama bunların tek başına birini bulduğumuzda şunu söyleyebilirim: İtalya maçına çok iştahlı çıktılar, direnmek istediler ama oyunumuz mahkumiyete döndü. O yüzden de değişiklik yaptım.”
“İkinci yarı başlangıcı iyi görünmesine rağmen gol sonrası oyun kopmaları fazla oldu. Maç bittiğinde İtalya’nın da dinamik, iyi olması, bizim maça iştahlı ve tempolu başlaması etkendi. Biz, orada ezildik. Bu ezikliği bir kırılma ve özgüven kaybı olarak düşündüm.”
“Galler maçında 25-30 dakika oyunda değildik. Tam oyunu oturttuk, gol yedik. Kazanması gereken bir takım olarak çıkmamıza rağmen karşılığı yoktu. Sonra oyun dengeye geldi ama sonlara doğru kopukluk yaşadık. Zihinsel dağınıklık oldu.”
"Tekrar sahiplenilen, sevilen bir takım olmak için çalışmalıyız"
“Şartlar ne olursa olsun, kırılmalar olsa dahi takılmadan devam etmemiz gerektiğini hep söylüyorum. Bir diğeri, asıl hedef olan Dünya Kupası’na katılmak önemli. Mart’taki maçlar bittikten sonra tüm maçların analizlerini oyunculara görüntü ve rapor olarak gönderdik.”
“Dört yılda bir düzenlenen bir turnuva… Büyük bir şans kaçırdık. Dünya Kupası Elemeleri’ne iki aydan az bir süre var. İlkelerimizle, prensiplerimizle, hayal ederek ve çok çalışarak geldik. Bizi yeniden ayağa kaldıracak olan da bu özelliklerimizdir. Tekrar sahiplenilen, sevilen, tutkulu, coşkulu bir takım olmak için çalışmalıyız.”
“Çocuklarımız kaybettiğinde de çocuklarımız. Yanlışları, sorumluluğu paylaşırım. Her çıkan insan bu ülkeyi temsil ediyor. Ben olsam da, olmasam da Türk futbolunun kalkınması, gelişmesi lazım. Dünya 3.sü olurken gerçekten en iyi üçüncü takım değildik. Bugün de 24. takım değiliz. Tek başıma ben değil, birlikte yapacağız.”
"Ortak değerlerimizi kaybetmek istemiyoruz"
“Bu takım bir heyecan, umut, mutluluk ve güven verdi. Maçları kaybettik ama ortak değerlerimizi kaybetmek istemiyoruz. Yeniden hatırlayarak büyük hedeflere koşmak durumundayız. Kaos ortamı oluşturmamaya özen göstermek durumundayız. Bu, eleştiri hakkını kimsenin elinden almaz.”
“Oyunumuzu tekrar Türkiye’nin beklediği seviyeye taşıyacak gücümüz var. Bazen rehavetten, bazen baskıdan iyi sonuçlar çıkarabiliyoruz. Mart ayındaki sonuçlar, özgüvenler ve beklentiler burada çıkmayınca mı kaybettik, bunu düşündüğüm oluyor. Bu tabloyu unutturacağız. Ben göreve geldiğimden beri 29 maçta 6 mağlubiyet aldık. 3’ü bu turnuvada.”
“Beklentiyi büyüten de 3 maçı kaybeden de biziz. Yeniden ayağa kalkmamız lazım. Doğru analizlere çok çalışarak, oyun kalitemizi, isteğimizi, yeteneğimizi Dünya Kupası hedefimize doğru kanalize edeceğiz. Bu oyuncu grubuna inanıyorum. Yeni başarılar elde edecekler.”
"Ders alacak, muhakemesini yapacağız"
“Bugüne kadar adil, açık ve samimi olduk. Bugün daha da olmamız gerekiyor. Karşımda değilsiniz, birlikteyiz. Hataları fırsat gördük. Kaybettiğimiz maçlardan ders alıp, muhakemesini yapıp sıçramaya gideceğiz.”
“Biz iyi günleri de kötü günleri de gördük. Turnuvanın genç takımlarından biri olarak dersler çıkardık. Yaşlısı da ‘tecrübeli’ demek değildir. Galler maçında yediğimiz ikinci gol bir tecrübedir. Anormal bir şoktur.”
“İtalya şu an finalde. Oyunu soğutmada, durdurmada, hızlı oynamada öyle hareketler yapıyor ve bazı ayrıntıları öyle güzel kullanıyorlar ki… Futbol artık böyle küçük işlerle sonuçlar getirebiliyor.”
"Eleştiriler, üzüntümden fazla değil"
“Fransa gibi, Hollanda gibi, Almanya gibi, Belçika gibi elenen takımlara bakıyoruz. Onlar 4 yıl sonra olmayacak. Biz kendimizi bir anda finalde gördük. Bunun olabilmesi için ne yapmamız gerektiğini tartışalım, konuşalım.”
“Bana yapılacak eleştiriler ve saldırılar benim üzüntümden fazla değil. Bu üzüntüyü yenecek olan işimi daha iyi yapmak. Daha kötü günler gördüm. Beni de yıpratabilirsiniz ama oyuncunun yıpranmasını asla istemiyorum. Bu oyuncunun hala çok zamana ihtiyacı var.”
“İkinci büyük hedefimize ulaşacağız. Çok güçlü oyuncularımız var ve bunu gösterecekler. Bu krizi aşacak olan öncelikle benim. Analizimizi yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Kimseyi suçlamadan çözüm odaklı olacağız. Bizlere destek olan herkese ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.”
"Erken kamp düşüncesine katılmıyorum"
“Ortak çalışmadan ve belli ilkelerden vazgeçmek istemiyorum. Mart ayındaki maçlara bakarak takımın iyi olduğunu düşünüyordum. Fransa maçında Dorukhan-Mahmut-İrfan oynadı. Mart ayında Okay-Ozan-Yusuf veya Hakan vardı. Mart ayındaki kadronun bir ışık verdiğini düşünerek, ‘kimleri katabilirim’ sorusunu düşündüm.”
“Halil İbrahim’i, Kerem’i, Taylan’ı, Ozan’ı, İrfan’ı aldık… Erken kampa girdikleri düşüncesine katılmıyorum. Bu bir toparlama kampıydı. Üç oyuncu da geç geldi, kutlamaları vardı. İlk gelen grupları iki hazırlık maçında değerlendirdik. Kimi alabiliriz, nasıl oynatabiliriz? Burada Halil İbrahim biraz daha göze battı. Abdülkadir çalışıyor ama eski patlayıcılığı yok. Belki 10 gün sonra olabilirdi ama o an o aşamada değildi.”
“Kampın sponsur kısımları konuşuldu. Biz onlara 1 gün verdik ve çekim yaptılar. Bizim asıl kampımız Almanya’da başladı. Antrenman çalışmasıyla maçtaki koşu mesafesi tutmuyor. Adam düşmüş.”
"Kulüp takımı düşünmüyorum"
“Kulüp takımı düşünmüyorum. Bulunduğum yer benim için rahatsız edici değil. Vakti gelecek ve devredeceğim.”
“İtalya maçından sonra izin verdim. Dolaşsınlar, hava alalım diye… İstemediler. Moralleri bozuktu, başja şeylerle uğraşmak istemediler.”
“Bu işin sorumlusu benim. Sinmek yerine krizi çözecek olan da benim.”
"Kimse para ve prim almadı"
“Şu anda kimse para, prim almadı. Çünkü sonuç gelmedi. Katıldığınız zaman verilen para için başarı takdiri yönetimindir. Benim takdirimde olan bir şey değil ama olanı söylüyorum. Oyuncu maaş almıyor, maaş alan benim. Ne aldığımı zaten gazeteciler yazıyor ama yine yalan yazılıyor.”
“3.2 milyon euro alıyor yazılıyor. Euro alan bir Türk var mı? Siz döviz alıyor musunuz? Ben almıyorum. Adam bana ‘hırsızsın’ diyor. Ben hırsız değilim. Mecbur muyum buna cevap vermeye?”
“Beşiktaş’ta çalışırken, zaten para alıyor olduğum için Milli Takım’dan almadım. Burada da Beşiktaş’tan aldığım parayı almıyorum.”
"Beni yıpratın ama oyuncuları yıpratmayın"
“Yumrukları, kavgaları, küfürleri biliyorum. Sonunda bir şey olmadı. Başarı da geldi. Enes ve Halil İbrahim olayında küçük bir diyalog var, o kadar. Bunu kavga diye yazdılar. Keşke kavga olsaydı, belki daha da hırslanırdık.”
“Türk insanını bu kadar aşağılamak ne demek? Oyuncularımız yurtdışında
oynuyorlar ve döviz kazanıyorlar. Dövizi Türkiye’ye getiriyorlar. Beni
yıpratın ama oyuncuları yıpratmayın.”
“Bu turnuva, tek başına bir turnuva değil. 40 maçlık ligden çıktı bu
oyuncular. İtalya’da, başka bir yerde öyle bir kamp yeri yok. ‘Saha
yapalım’ dediler. Ne zaman yapacaksınız, mümkün değil ki… Almanya’da
kaldığımız yer hem sakin hem de kamp merkezi. Bakü’de turu geçseydik
yine oraya gidecektik.”
"Bunun aşılacağını düşünüyorum"
“Biz takım olarak idman yapıyoruz, futbolcu ayrıyeten de yapıyor. Acaba fazla mı oldu? Ben hayatımda ısınırken oyuncuya hiçbir şey demem. İtalya’nın ısınmalarına ve havasına bakarım. Ben böyle bir takım görmedim. Senin maçta atacağın deparı adam ısınmada attı. ‘Hızlı başlayabilirler’ dedim.”
“Panikledik. Kenan çok koştu Spinazzola ile ama hiç tutamadı. Kenan’ın gayreti var. Hem bunu yapar hem hücuma çıkar ama ikisi de olmadı. İlk yarıda bir duran top, iki şut var ve başka yok ama oyunda rahatsızlığımız var.”
“Biz daha önce de mağlup olduk. Ben bunun aşılacağını düşünüyorum. Benim kafamdaki oyuncular belli, bunun dışında gelecek olanlara da kapı açık. Mesela 3 kalecimiz var, daha iyisi varsa alırım. Ben bunların hepsiyle konuştum ve konuşuyorum. Onlardan vazgeçmeyi düşünmüyorum. Haklı olarak ileride problem yaşayacağımızı düşünüyorsunuz. Ben bu krizi aşacağımızı düşünüyorum.”
"Emre Belözoğlu ile görüştük"
“Mahmut sakatlandı. Bel sakatlığı vardı. Normalde benim için önemli oyuncudur. Diğerleriyle ilgili, Efecan’la, Halil’le ilgili önlerinde düşündüğüm oyuncular olduğu için bir tercih yaptım. Orta sahada Okay, Ozan, Hakan, İrfan, Taylan, Dorukhan vardı. Salih ve Berat, onların gerisinde düşündüğüm için almadığım oyuncular.”
“Taylan’la ilgili de bir sıkıntım var, paylaşayım. Taylan, seyrettiğim maçlara göre daha durağan geldi. Geldi, gelince ameliyat oldu. Aradım ve bir sakatlığın var mıydı diye sordum. Bana olmadığını söyledi. Bizde sakatlığıyla ilgili bir verisi yoktu. Bana ‘sakatlığım yok’ dedi. Ameliyat niye oldun?”
“Emre Belözoğlu ile hiç tatil yapmadım ama görüştüğüm doğrudur. Değişim olacak ama şu anda görüştüm, görüşüyorum. Onun dışında bir şey yok. Olup olmayacağı henüz kesinleşmedi.”
"Hiçbir futbolcumu kendi performansında görmedim"
“Hiçbir oyuncumu kendi performansında gördüğümü söyleyemem. Burada bir problem var. Bunu yine ben çözeceğim.
“Ben Rıdvan’ı tanıyorum. 16 yaşında aldım. İdmanlarda rahat değildi. Bir tek 7'ye 7 antrenmanda iyiydi. Mert çok dinamikti, Zeki’yi zorlayacak ve hatta geçecek durumdaydı. İdmanda en çok gözüme batan o oldu. Bir de Halil İbrahim’in bu süreçte aşamasını gördüm.”
“Dorukhan’la da konuşuyorum. Sen nasıl transfer yapmazsın? Bir senedir nasıl transfer yapmazsın? Bir kulübe gider veya kalırsın. Bir sene kaybolur kafa oradayken.”
"Başarısızlığa takılıp kalmadım"
“Hızlı oynamak için güçlü olmak, teknik olmak ve taktik bilincinin çok üst seviyede olması gerekiyor. Bunlar olmasına rağmen bugün yetmiyor. Adamlar oyunu soğuttular, bizimkiler tartışmaya girdikten sonra dikkatimiz iyice dağıldı. Bu bizim hatamız. Topu Moore’a uzun attılar, Moore indirdi ve korner oldu. Geri geldik ama pozisyonda yokuz. Bunu tecrübeyle anlatmaya çalıştım.”
“Fizik olarak da, teknik olarak da taktik olarak da iyi olsak bunlar olmayacaktı. Daha önceki oyunda biz Fransa’yı yenerken bir reaksiyon göstermedik. Oyun oynadık. Burada da ‘çok şey yaptık ama kaybettik’ diyemeyiz elbette.”
“Bu zaman kadar bu sıkıntıları hep yaşadım. Başarısızlığa takılıp kalmadım. Üzüldük, siz de üzüldünüz ve kızdınız haklı olarak. Kendi sorumluluğum kadar, oyuncular kadar, yönetim kadar sizler ve Türkiye adına da üzülüyorum. Umudu verdikten sonra mutluluğa çevirmemek beni ziyadesiyle üzer.”
"İstifayı düşündüm ama kalmamın doğru olduğuna inanıyorum"
“Karadağ maçı için de, Cebelitarık maçı için de daha çok rakip alanda oynamaya çalışan bir takım olacağız. Belki Hollanda’ya karşı farklı olacak. Fransa’ya karşı bunu uyguladık, aynısını denedik ama başaramadık.”
“İstifa etmek bir seçenek. Böyle bir şeyi tabi düşündüm, konuştum, tartıştım ama kalmamın ve göreve devam etmemin doğru olduğuna inanıyorum.”
“Biz oyun olarak kötü oynadık, Danimarka bir olay yaşadı. İkisi arasında bir bağlantı yok. Eriksen’e de geçmiş olsun.”
"Kadro tercihinde adil olduğumu düşünüyorum"
“Altay da Uğurcan da Mert de iyi kaleci. Başta Mert oynuyordu, neden Uğurcan yok sorusu vardı. Şimdi Altay için aynısı var. Uğurcan belli bir çizgi yakalamıştı. Bazen zaman içerisinde karar vermek lazım. Uğurcan’ı değiştirmek için gerekli bir ortam olduğunu düşünmüyorum ama yarın Altay da gelebilir.”
“Bugüne kadar kimle çalışırsam çalışayım, kendi inandığım doğrular ve çevremle ilgili ne yapılması gerekirse onu yaparım. Kendi doğrularım doğrultusunda kadro tercihi yaptım ve adil olduğumu düşünüyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder