Sayfalar
10 Temmuz 2021 Cumartesi
TFF 1. Lig U19’da şampiyon Yılport Samsunspor (Özet ve Full Maç Video)
TFF 1. Lig U19 Finali'nde Balıkesirspor'u son dakika golüyle 2-1 yenen Yılport Samsunspor şampiyon oldu.
Arslan Zeki Demirci Spor Kompleksi'nde VAR sistemi ile oynanan mücadelenin
yedinci dakikasında Oltion Bilalli'nin golüyle Balıkesirspor 1-0 öne geçti.
62. dakikada Emirhan Gürler ile eşitliği yakalayan Yılport Samsunspor, 89.
dakikada Emirhan Koca'nın golüyle şampiyonluğa ulaştı.
Normal sezonu lider bitiren Yılport Samsunspor, çeyrek finalde Adana
Demirspor’u 2-1, yarı finalde ise Bursaspor’u 4-0 yenerek final vizesi
almıştı. Normal sezonu 4.basamakta tamamlayan Balıkesirspor ise çeyrek finalde
Bandırmaspor’u uzatmada 2-1 mağlup etmiş, yarı finalde ise Altınordu’yu 1-0
yenerek adını finale yazdırmıştı.
TFF 1.Lig U19’un üçüncülük maçında Altınordu ile Bursaspor karşı karşıya
geldi. Arslan Zeki Demirci Spor Kompleksi’nde oynanan mücadeleyi 9. dakikada
Hasan Sabri Karaca ve 74. dakikada Abdullah Tazgel'in golleriyle 2-0 Bursaspor
kazandı ve finalleri üçüncü bitirdi.
Karşılaşmaları TFF Futbol Gelişim Direktörü Oğuz Çetin, Ümit Milli Takım
Teknik Direktörü ve Genç Milli Takımlar Sorumlusu Tolunay Kafkas ile Ümit
Milli Takım ve Genç Milli Takım antrenörleri de izledi.
Final maçı sonrasında kupa seramonisi yapıldı. TFF 1. Lig U19'da şampiyonluğu
kazanan Yılport Samsunspor'a kupa ve madalyalarını Futbol Gelişim Direktörü
Oğuz Çetin ile Genç Milli Takımlar Teknik Sorumlusu ve Ümit Milli Takım Teknik
Direktörü Tolunay Kafkas takdim etti.
Turnuvada ikinci olan Balıkesirspor, kupa ve madalyalarını Genç Milli Takımlar
Antrenörü Hami Mandıralı'nın elinden aldı.
TFF 1. Lig U19'da üçüncülük maçını kazanan Bursaspor takımına kupa ve
madalyalarını Futbol Gelişim Direktör Danışmanı Coşkun Süer verdi.
Turnuva dördüncüsü Altınordu'ya plaketini TFF Bölgeler Koordinatörü Nevruz
Şerif sundu.
Covid-19 salgını boyunca kahramanca mücadele eden Sağlık Çalışanlarımıza
ithafen mücadelede görev yapan sağlık ekibine plaketini yine TFF Bölgeler
Koordinatörü Nevruz Şerif verdi.
TFF 1. Lig U19'da "En Değerli Kaleci" ödülünü Yılport Samsunspor'dan Ali Taha
Demir kazandı. Ali Taha'ya ödülünü Genç Milli Takımlar Antrenörü Hami
Mandıralı takdim etti.
TFF 1. Lig U19'da En İyi Teknik Direktör, Yılport Samsunspor takımını
çalıştıran Recep Sermet Boyar seçildi ve ödülünü Futbol Gelişim Direktör
Danışmanı Coşkun Süer'den aldı.
TFF 1. Lig U19'da Balıkesirspor'dan 17 golle Peter Ambrose, "Gol Kralı" oldu.
Ambrose'ye ödülünü Genç Milli Takımlar Antrenörü Hami Mandıralı
verdi.
TFF 1. Lig U19'da "En Değerli Oyuncu", Bursaspor'dan Eren Tunalı seçildi ve
ödülünü Genç Milli Takımlar Teknik Sorumlusu ve Ümit Milli Takım Teknik
Direktörü Tolunay Kafkas'tan aldı.
Full Maç
Kupa Töreni
U20 Kız Milli Takımımız Rusya’ya 3-1 Mağlup Oldu
20 Yaş Altı Kız Milli Takımımız, FIVB U20 Dünya Voleybol Şampiyonası’ndaki ikinci maçında Rusya’ya 23-25, 25-21, 19-25, 17–25’luk set sonuçlarıyla 3-1 mağlup oldu.
Millilerimizde İpar 20 sayıyla en skorer isim olurken ona Sude 15, Karmen 11, Elif Su 8, Sudenaz 5, Hilal 4, Beren 3 sayıyla eşlik etti.
20 Yaş Altı Kız Milli Takımımız yarın TSİ 19.30’da ABD ile karşılaşacak. Maç Volleyball World YouTube kanalından canlı olarak takip edilebilecek.
TÜRKİYE-RUSYA: 1-3
SALON: Topsportcentrum Rotterdam Salonu (Hollanda)
HAKEMLER: Michelle Prater (ABD), Stanislava Simic (Sırbistan)
TÜRKİYE: Karmen, Hilal, Sude, Sudenaz, İpar, Elif Su, Gülce (L) (Beren, Çağla, Ege Melisa)
RUSYA: Seliutina, Kostina, Slautina, Akimova, Chernova, Kochurina, Perova (L) (Gorbunova, Kobzar, Suvorova, Zamanskaia)
SETLER: 23-25, 25-21, 19-25, 17 – 25
SÜRE: 1 saat 58 dakika (29′ 31′ 30′ 28′ )
19 Yaş Altı Erkek Milli Takımımız İran’ı Mağlup Etti
Letonya'nın Riga ve Daugavpils şehirlerinde düzenlenen FIBA 2021 19 Yaş Altı Erkekler Dünya Kupası’nda mücadele eden Ay-yıldızlılarımız, klasman müsabakasında karşılaştığı İran’ı 84-61'lik skorla yendi.
19 Yaş Altı Erkek Milli Takımımız, 9.’luk mücadelesinde 11 Temmuz Pazar günü TSİ 18.00’de Avustralya ile karşılaşacak.
Riga Olympic Center’da oynanan müsabakaya Ay-yıldızlılarımız, Ege Tan Yıldızoğlu, Batın Tuna, Tibet Görener, Adem Bona ve Furkan Haltalı beşiyle başladı. Karşılaşmanın ilk yarısını millilerimiz 36-26 önde tamamladı.
19 Yaş Altı Erkek Milli Takımımızda Tibet Görener 19, Yiğit Onan 17 ve Sarper David Mutaf 15 sayı kaydetti. İran’da ise Parsa Fallah 15 sayıyla mücadeleyi noktaladı.
Galatasaray, Kasımpaşa'yı 4 golle geçti
Galatasaray, yeni sezon çalışmaları kapsamında Süper Lig takımlarından Kasımpaşa ile yaptığı hazırlık maçını 4-2 kazandı.
Esenyurt'taki Necmi Kadıoğlu Stadı'nda oynanan maça Galatasaray, Berk Balaban, DeAndre Yedlin, Christian Luyindama, Valentine Ozornwafor, Ömer Bayram, Aytaç Kara, Yunus Akgün, Emre Kılınç, Kerem Aktürkoğlu, Arda Turan, Oğulcan Çağlayan 11'i ile çıktı.
Sarı-kırmızılı ekibin yedek kulübesinde İsmail Çipe, Fatih Öztürk, Alpaslan Öztürk, Ryan Babel, Radamel Falcao, Emre Akbaba, Atalay Babacan, Emre Taşdemir, Işık Kaan Arslan, Marcao, Jesse Sekidika, Ali Yavuz Kol ve Sofiane Feghouli yer aldı.
Kasımpaşa ise Ertuğrul Taşkıran, Feyzi Yıldırım, Tarkan Serbest, Tomas Brecka, Eren Elmalı, Doğucan Haspolat, Loret Sadiku, Yusuf Erdoğan, Haris Hajradinovic, Michal Travnik ve Yasin Dülger 11'iyle mücadele etti.
Lacivert-beyazlıların yedek kulübesinde de Harun Tekin, Erdem Canpolat, Berk Çetin, Berat Kalkan, Ahmet Engin, Mortadha Ben Ouanes, Hasan Emre Yeşilyurt, Anıl Koç, Oğuzhan Özcan, Arda Bulut, Taha Veysel Kemendi, Mümin Paksoy bekledi.
Müsabakanın 14. dakikasında Kasımpaşa Brecka'nın ayağından bulduğu golle 1-0 öne geçti. Sarı-kırmızılı ekip, 18. dakikada Ömer Bayram, 23. dakikada ise Oğulcan Çağlayan'ın attığı gollerle 2-1 üstünlük kurdu. Galatasaray, mücadelenin 44. dakikasında Aytaç Kara'nın serbest vuruştan kaydettiği golle ilk yarıyı 3-1 önde tamamladı.
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, ikinci yarıya tüm takımı değiştirerek çıkardı. Terim, Sekidika'yı sağ bekte, Feghouli'yi ise orta sahanın sağ iç bölgesinde denedi. Galatasaray'da kadroda olan futbolculardan sadece İsmail Çipe ile Marcao süre almadı.
Kasımpaşa, mücadelenin 80. dakikasında penaltıdan Ahmet Engin'in attığı golle farkı 1'e indirdi. Bu golden 3 dakika sonra Emre Akbaba'nın golüyle farkı yeniden 2'ye çıkaran sarı-kırmızılılar, sahadan 4-2 galip ayrıldı.
Yeni sezon öncesinde Romanya'nın Dinamo Bükreş takımıyla oynadığı ilk maçı 2-1 kazanan sarı-kırmızılılar, ikinci hazırlık karşılaşmasından da galibiyetle ayrıldı.
Galatasaray, 13 Temmuz Salı günü deplasmanda Yunanistan'ın Olympiakos takımıyla karşı karşıya gelecek.
Başkan Burak Elmas tribünde
Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas, sarı-kırmızılı ekibin hazırlık maçını tribünden izledi.
Karşılaşma öncesi Necmi Kadıoğlu Stadı'na gelen Elmas, müsabakayı protokol tribününden takip etti.
Devre arasında Elmas-Terim zirvesi
Müsabakanın devre arasında başkan Burak Elmas ile teknik direktör Fatih Terim görüşme gerçekleştirdi.
Maçı protokol tribününden izleyen Elmas, karşılaşmanın devre arasında saha kenarındaki Terim'in yanına indi. Elmas'a önce Sportif AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Ural Aküzüm ve kulübün sponsorlarından iş insanı Erden Timur eşlik etti.
Bir süre sonra Aküzüm ile Timur ayrılırken, başkan Burak Elmas ile Fatih Terim bir süre baş başa sohbet etti.
Aytaç Kara eski takımına karşı
Galatasaray'ın yeni transferi Aytaç Kara, geçen sezon formasını giydiği eski takımı Kasımpaşa'ya karşı ilk kez forma giydi.
Lacivert-beyazlı ekipte 2 sezon top koşturan tecrübeli orta saha oyuncusu, sözleşmesinin sona ermesinin ardından Galatasaray ile anlaştı. Aytaç Kara, eski takımına karşı ilk 11'de mücadele etti.
Hazırlık maçlarının golcüsü Aytaç
Sarı-kırmızılı ekipte yeni transfer Aytaç Kara, hazırlık maçlarındaki golcü kimliğiyle dikkati çekti.
Yeni sezon çalışmaları kapsamında Romanya'nın Dinamo Bükreş takımıyla oynanan karşılaşmada 2 gol atan Aytaç, eski takımı Kasımpaşa'ya karşı da 1 kez fileleri havalandırdı ve gol sayısını 3'e çıkardı.
U17 Erkek Milli Takımımız Letonya’ya 3-2 Mağlup Oldu
17 Yaş Erkek Milli Takımımız, 2021 CEV U17 Avrupa Voleybol Şampiyonası’ndaki ilk maçında Letonya’ya; 21-25, 25-19, 25-19, 22-25, 13-15’lik set sonuçlarıyla 3-2 mağlup oldu.
Millilerimizde Doğan 18 sayıyla en skorer isim olurken; onu 13 sayıyla Mert izledi. Taha ve Selim 10’ar, Emirhan 7, Ünal 3, Yiğit 1 sayıyla skora katkı sağladı. Maçın istatistiklerine ulaşmak için tıklayınız.
Millilerimiz yarın TSİ 18.30’da Slovenya ile karşılaşacak.
LETONYA-TÜRKİYE: 3-2
SALON: Palati Sportit Farka Volley (Tiran / Arnavutluk)
HAKEMLER: Borislav Yordanov, Ioannis Ioannidis
LETONYA: Rokjans, Aisens, Landzans, Fokerots, Dimitrijevs, Klavins, Auzins (L), (Liepins, Stolcs, Kokins)
TÜRKİYE: Ünal, Taha, Mert, Doğan, Emirhan, Selim, Batu (L) (Yiğit, Muharrem, Eray, Özgür)
SETLER: 25-21, 19-25, 19-25, 25-22, 15-13
SÜRE: 1 saat 55 dakika (24′ 27′ 23′ 25′ 16′)
Kırkpınar'da çeyrek finalistler belli oldu
660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde başpehlivanlık 3. tur müsabakaları tamamlandı. Ali Gürbüz, Orhan Okulu, Osman Aynur, Serhat Gökmen, İsmail Koç, Yıldıray Akın, Şaban Yılmaz, Faruk Akkoyun çeyrek finale yükseldi.
Koronavirüs salgını nedeniyle geçen yıl yapılamayan dev organizasyonda Sarayiçi Er Meydanı'nda çekilen kuraların ardından sporcular 3. tur müsabakalarına çıktı. Cazgırın salavatlaması sonrası pehlivanlar önce peşrevle tribünleri selamlayıp, ardından güreşe tutuştu.
Ali Gürbüz-Ertuğrul Dağdeviren güreşi hareketli geçti. Ali Gürbüz rakibini sık sık sürerek yormaya çalıştı. Ali Gürbüz, rakibini 11. dakikada sırt aşağı yendi.
Orhan Okulu-Salih Erinç güreşinde etkin isim ve paça kazık oyunuyla kazanan Kumlucalı Orhan Okulu oldu.
Osman Aynur'da rakibi Fatih Koyuncu'yu sarma oyunuyla mağlup etti.
Serhat Gökmen, rakibi Kürşat Şevki Korkmaz'ı sık sık bastırarak yordu. Serhat Gökmen'in kapanla kıstırdığı sırada üzerlerine başka pehlivanların düşmesi üzerine, Kürşat Şevki Korkmaz sakatlık geçirdi. Sahaya giren sağlık ekiplerinin müdahalesi sonrası güreş devam etti. Serhat Gökmen baskın oyunlarıyla rakibine üstünlük kurdu.
Recep Kara-İsmail Koç güreşinde Trakya Birlik güreşçisi İsmail Koç daha hareketli bir mücadele ortaya koydu. Tecrübeli başpehlivan Recep Kara, İsmail Koç'un oyunlarını bozdu. Her iki güreşçinin de sarı kart aldığı müsabakanın puanlama bölümünde rakibi Recep Kara'yı sırt aşağı düşürerek puan alan İsmail Koç, çeyrek finale yükseldi.
Furkan Durmuş Altun-Yıldıray Akın güreşinde ise her iki sporcunun sert el enseleri ve sert tırpanlar gözlendi. Puanlama bölümünde daha da hareketlenen güreşte oyun yaparken oyuna gelen Furkan Durmuş Altun, rakibine yenildi ve kazanan Yıldıray Akın oldu.
Şaban Yılmaz-Hüseyin Gümüşalan güreşi ise en sert geçen müsabaka oldu. Hüseyin Gümüşalan sık sık kule hakemliğine Şaban Yılmaz'ın kural dışı el ense yaptığı itirazında bulundu. Kaşı açılan Hüseyin Gümüşalan, bu şekilde güreşine devam etti. Şaban Yılmaz kündeyi bozarak aldığı puanla turu geçmeyi başardı.
Rakiplerini yenen Ali Gürbüz, Orhan Okulu, Osman Aynur, Serhat Gökmen, İsmail Koç, Yıldıray Akın, Şaban Yılmaz, Faruk Akkoyun çeyrek finale yükseldi.
11 TEMMUZ 2021 PAZAR | ||||
11:00 |
Çeyrek Final |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
14:00 |
Yarı Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
15:00 | Ağalık İhalesi |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
16:00 | Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX |
Mesut Özil'den Vitor Pereira'ya övgü (Video)
Dünyaca ünlü yıldız oyuncu Mesut Özil, Fenerbahçe TV’de yayınlanan Günün Röportajı programına konuk oldu.
Kamp döneminden yeni Teknik Direktör Vitor Pereira’ya, transfer sürecinden hedeflerine ve taraftarların kendisine olan ilgisine kadar birçok konuya değinen Mesut Özil’in açıklamaları şu şekilde:
İlk olarak yeni sezon hazırlıklarını değerlendiren Mesut Özil, “Antrenmanlar çok iyi gidiyor. Hocamız geldi. Oyun tarzını bize iletiyor, nasıl oynatmak istediğini. Herkes çok pozitif bakıyor. Antrenmanlar her zaman kamp geçirdiğinizde çok sert geçiyor. Hazırlığımızı yapıyoruz. İnşallah sezon sonunda da kupayı kaldırırız.” dedi.
Takımdaki birliktelikle ilgili Mesut, “Özellikle Caner’le çok güzel anılarımız oluyor. Bugün antrenmanımız hafifti çünkü son günlerde bayağı sert antrenmanlar yaptığımız için bugün hocamız antrenmanı biraz hafif yaptı. Herkes mutlu, herkes heyecanlı, herkes her şeyini veriyor takım için, Fenerbahçe camiası için. Mutluyuz. Kampımızı yapıp sakatlıksız bir şekilde sezona başlamak istiyoruz.” diye konuştu.
Yeni Teknik Direktör Vitor Pereira’yla ilgiliyse Özil, “Takımla çok iyi iletişim kurabiliyor. Zaten Fenerbahçe camiasını, Türk futbolunu çok iyi biliyor. O yüzden geldiği için çok mutluyuz. Antrenmanlarda belli oluyor nasıl oynatmak istediği. Mesela takımın hücum yapmasını istiyor. Bu da bizim istediğimiz çünkü biz Fenerbahçe’yiz. Her takıma karşı kazanmak istiyoruz. Hoca da bunu temsil ediyor. Oyunculara çok yardım ediyor, oyuncularla konuşuyor. Herhangi bir şey olduğu zaman kapısının her zaman açık olduğunu da söyledi. Çok pozitif bakıyoruz. İnşallah onunla başarıya ulaşabiliriz. Oyuncu için bu çok önemli. Bazı günler zorluk çekebilirsin; oynayan oyuncu, oynamayan oyuncu…. Her oyuncuya önem veriyor. Herkesle aynı gemiye binip o gemiyle şampiyonluğa ulaşmak istiyor. O yüzden çok önemli.” ifadelerini kullandı.
Kamuoyuna yansıyan ‘hocamızın sahaya yansıtmak istediği oyun tarzı beni inandırdı’ şeklindeki ifadeleriyle ilgili Mesut, “Fenerbahçeyiz. Her zaman, her sene şampiyonluğa oynayan bir takımız. Onun için önde hücum etmek lazım. Takım olarak adımlarımızı atmamız lazım. Antrenmanda da her şey belli oluyor. Akıllı bir hoca, ne yapacağını biliyor. Oyunculara da çok yardım ediyor. Güzel günler geçiriyoruz burada, herkes mutlu. Böylece takım olarak şampiyonluğa oynayabilirsin.” şeklinde konuştu.
Yoğun antrenman programına alışık olduklarını sözlerine ekleyen Mesut, “Yorucu oluyor ama alışığız. Biz futbolcular izinden sonra her zaman kamp yaptığımız için ilk günler tabii biraz sert geçiyor, ayaklarda biraz ağrılar falan oluyor ama alışığız. Sakatlık kimse yaşamadı çok şükür. Mutluyuz, huzurluyuz. Önümüze bakıyoruz. İnşallah sezon sonu şampiyonluğa ulaşırız.” dedi.
Başkan Ali Koç’la olan diyaloğu ve Fenerbahçe’ye transfer süreciyle ilgili Mesut Özil, “Başkanımızla diyalog olarak çok iyiyiz. Aramızda hiçbir problem yok. Her zaman Fenerbahçe’ye gelmek istiyordum, Fenerbahçeliyim. Konuşmalar oldu. Ne istediğini, takım olarak neler başarabileceğimizi anlattı. Takım olarak yani, o önemli. Sonuçta herhangi bir futbolcu da olsan, kim olursan ol kendin bir şeyler başaramazsın. Takım olarak, bir aile olarak belirli bir şeyler kurarsanız o zaman o başarıya ulaşabilirsiniz. Başkan da bu adımları söyledi. Beni inandırdı. O yüzden Fenerbahçe’deyim ve çok mutluyum.” diye konuştu.
Kendi formunu değerlendiren Mesut Özil, “Fenerbahçe’ye ilk geldiğimde tam fit değildim çünkü korona vardı, zor dönemler yaşadım Arsenal’le olsun… Ondan sonra transfer olacak mı, olmayacak mı… Çok şeyler vardı. Ondan sonra geldiğimde huzura kavuştum ama maalesef sakatlandım. Ama bu sezon kamp yapıyorum. İlk andan beri takımla buradayım. Kendimi elimden geldiği sürece iyi hazırlamaya çalışıyorum. Tabii ki futbolcu olarak sahada takıma yardım etmek istiyorum, elimden geleni de yapacağım.” açıklamasını yaptı.
Bir futbolcu olarak her zaman hazır olması gerektiğini ise Mesut Özil şu sözlerle ifade etti:
“Futbolcu olarak her zaman hazır olmalısın. Tabii ki bazı dönemler oluyor, insan yoruluyor. İnsanlık hali. Fitim, sağlıklıyım, önemli olan o. %100 hazırım.”
Kendisi ve takım özelinde geçtiğimiz sezonun özeleştirisini yapan Mesut, “Geldiğimde zor bir dönemden geçiyorduk Fenerbahçe olarak. Futbolcu olarak önemli olan takımda huzur olması ve bunu ben bugün daha iyi yaşıyorum. Herkes mutlu, gülüyor antrenman sert olsa bile insanlar %100 takıma destek veriyor, elinden geleni yapmak istiyor. Böyle devam ederse, sakatlık falan olmazsa bu sezon çok güçlü bir Fenerbahçe göreceksiniz.” dedi.
Hedeflerini ise Mesut şu sözlerle dile getirdi: “Hedefim Fenerbahçe’yle şampiyon olmak. Bir de kendi stadımızda oynadığımızda o atmosferi yaşamak istiyorum. Futbolcu olarak elimden geleni yapacağım, takıma yardım edeceğim. İnşallah sonunda Allah da nasip ederse camiamıza hediye etmek istiyoruz.”
Önümüzdeki sezon UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele edecek olmalarıyla ilgili de değerlendirmeler yapan başarılı futbolcu, “Tabii ki sonuçta sadece Fenerbahçe’yi temsil etmiyorsunuz, tüm Türkiye’yi temsil ediyorsunuz. O yüzden kora kor mücadele edeceğiz. İnşallah orada da başarılı oluruz.” diye konuştu.
Taraftarların kendisine olan ilgisini ise Mesut Özil şu sözlerle değerlendirdi:
“Çok mutluyum. Eskiden de Türkiye’ye geldiğimde insanlar her zaman anlayışlı karşılıyordu beni. İnanılmaz, gurur verici bir şey. Sonuçta bizim camiamız bu şampiyonluğu bekliyor. Elimden geldiği sürece sahada savaşacağım, mücadele edeceğim, takıma yardım edeceğim. Hediye olarak da inşallah camiamıza şampiyonluğu veririz.”
Tüm dünyanın asistleriyle tanıdığı Mesut Özil, bu yeteneğiyle ilgili de değerlendirmeler yaptı. Bir futbolcu olarak kendi oyunculuğunu anlatmanın zor olduğunu belirten Mesut, “Sahada herhangi bir pozisyon gördüğümde aklıma geliyor. Zaten ben topu almadan düşünen bir insanım. Top da geldiğinde, belirli bir pozisyonu gördüğümde takım arkadaşıma pası atıyorum. Tabii ki dünyada asist olarak biraz meşhur oldum. Galiba önceden düşünüyor olmamdan geliyor.” dedi.
‘Sezona başlarken gol ya da asist anlamında kendine hedef koyar mısın?’ şeklindeki soruya ise Mesut Özil, “Hayır. Bir futbolcu olarak her zaman şampiyonluğa oynarsın. Sonuçta bu kampı ne için yapıyoruz? Hedeflerimiz var. Büyük camiada, büyük kulüplerde oynuyorsan bu hedeflere ulaşmak için elinden geleni yapıyorsun. Hedefim ilk olarak sağlıklı olmak, sağlıklı kalmak, sakatlık yaşamamak. Bir de takımla hedeflerimize ulaşmak.” cevabını verdi.
Yeni sezon formalarıyla ilgili, “Formaları çok güzel buldum. Tanıtımında yer aldım. Formayı önceden görme ve giyme şansım oldu. Benim favori formam her zaman çubukludur. İnanılmaz yapmışlar. Sabırsızlıkla bekliyoruz. O formayı inşallah Kadıköy’de giyip büyük galibiyetler, zaferler yaşarız.” değerlendirmesini yaptı.
Euro 2020 finaliyle ilgili, “Açıkçası iki takımın da sadece bir maçına bakmıştım. Ben İngilizleri biliyorum, İtalya’yı da tanıyorum. Eskiden çok oynardık onlara karşı. Ben İngiltere’yi biraz daha güçlü görüyorum. Kuvvet olarak biraz daha önde görüyorum. Ama taktik konusunda İtalyanları biraz daha önde görüyorum. Güzel bir maç olacak. İyi olan kazansın.” şeklinde konuştu.
Kendisi ve ailesinin İstanbul’a olan adaptasyon sürecini de anlatan Mesut, “Çok güzel geçti. Hanım zaten eskiden İstanbul’da yaşıyordu. Kızım da zaten küçük olduğu için çok farkına varmadı. Zaten arkadaşlar da aile de İstanbul’da olduğu için o konuda çok rahattık. Çok mutluyuz, huzurluyuz. Eşim çok destek oluyor. Allah razı olsun. Böyle bir eşim, böyle bir kızım olduğu için çok mutluyum. Çok güzel bir aile olduk. Birbirimizi destekliyoruz. Çok mutluyuz.” dedi.
Taraftarlara çağrıda bulunan Mesut Özil, “Bütün camiamızdan ilk önce bize destek olmalarını istiyoruz. Bize güvensinler. Biz futbolcu olarak, ekip olarak, tüm aile olarak elimizden geleni yapacağız. İnşallah da sezon sonunda İstanbul’da hep beraber o şampiyonluğu kutlayacağız.” diye konuştu.
Son olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni sezonda maçlara stat kapasitelerinin yüzde 50'si oranında seyirci alınması kararıyla ilgili görüşlerini paylaşan Mesut, “Çok önemli. Senelerce çok seyircili oynadıktan sonra o atmosferi her zaman bir şekilde yine de bir futbolcu hissediyor. Bu sezon biraz tuhaf oldu, tabii korona dolayısıyla. Zor oldu. O yüzden çok mutluyuz. Kadıköy’de seyircilerimizin bize destek olacaklarını biliyoruz. Sabırsızlıkla bekliyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
U16 Kız Takımımız Avrupa Şampiyonası’na Galibiyetle Başladı
16 Yaş Altı Kız Milli Takımımız 2021 CEV U16 Avrupa Voleybol Şampiyonası’na, ilk rakibi Polonya’yı 25-22, 28-26, 18-25 ve 25-18’lik set sonuçlarıyla 3-1 yenerek galibiyetle başladı.
Millilerimizde Eslem 24 ve Liza 20 sayıyla maçın en skorer isimleri olurken onlara; Defne Başyolcu 8, Begüm 7, Bianka İlayda 3, Nisa ve Defne Devrim 1’er sayıyla eşlik etti.
Maçın istatistiklerine ulaşmak için tıklayınız.
16 Yaş Altı Kız Milli Takımımız Avrupa Şampiyonası’ndaki ikinci maçında yarın (11 Temmuz Pazar), TSİ 16.00’da Çekya ile karşılaşacak.
POLONYA-TÜRKİYE: 1-3
SALON: Continental Arena (Nyíregyháza / Macaristan)
HAKEMLER: Hari SALABASHYAN (Bulgaristan), George GRADINARU (Romanya)
POLONYA: Jucha, Fiedorowicz, Jaron, Brzoza, Sobanty, Serafinowska, Witczak (L), (Dombrowska, Walczak, Podlaska, Siuda (L), Koterba)
TÜRKİYE: Defne Devrim, Liza, Bianka İlayda, Defne Başyolcu, Eslem, Begüm, İlayda Naz (L), (Talya, Eylül, Nisan, Ceyda)
SETLER: 22-25, 26-28, 25-18, 18-25
SÜRE: 1 saat 49 dakika (27′ 32′ 26′ 24′)
Wimbledon Tek Kadınlar Şampiyonu Ashleigh Barty
Wimbledon'da kadınların kazananı Ashleigh Barty oldu. Avustralyalı raket, Karolina Pliskova'yı 2-1 yenerek tarihe geçti. Kariyerinin ilk Wimbledon zaferine ulaşan dünya 1 numarası, ülkesinin de 41 yıllık hasretine son verdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 2020'de iptal edilen sezonun üçüncü grand slam tenis turnuvası Wimbledon'da dünya 1 numarası Avustralyalı Ashleigh Barty, tek kadınlar şampiyonu oldu.
Başkent Londra'da düzenlenen turnuvadaki tek kadınlar final maçında, 1 numaralı seri başı Barty ile 8 numaralı seri başı Çek Karolina Pliskova karşı karşıya geldi.
Merkez Kort'ta oynanan ve TRT SPOR'dan canlı yayınlanan maça tutuk başlayan ve ilk puanını dördüncü oyunda alabilen Pliskova karşısında zorlanmayan Barty, 28 dakika süren ilk seti 6-3 hanesine yazdırdı.
Daha çekişmeli geçen ikinci sette iki kez servis kıran Barty, şampiyonluk için servis kullandığı oyuna tutunamayınca "tie-break"e gidildi. Bu bölümde rakibine 7-4 üstünlük sağlayan 29 yaşındaki Pliskova, setlerde durumu 1-1 yaparak skoru eşitledi.
Karar setine daha etkili başlayan ve oyunlarda 3-0 öne geçen Barty, avantajını koruduğu seti 6-3, maçı da 2-1 kazandı.
25 yaşındaki Barty, Wimbledon'da ilk, kariyerinin ise ikinci grand slam şampiyonluğuna ulaştı. Avustralyalı tenisçi, ilk finaline 2019 Fransa Açık'ta çıkmış ve Çek Marketa Vondrousova'yı 2-0 yenerek şampiyonluğa uzanmıştı.
41 yıl sonra bir ilk
Barty ayrıca 1980 yılından bu yana Wimbledon'da şampiyonluk sevinci yaşayan ilk Avustralyalı kadın tenisçi oldu.
Pliskova ise kariyerinin ikinci grand slam finalinden de mağlubiyetle ayrıldı. Çek raket, 2016 ABD Açık finalinde Alman Angelique Kerber'e 2-1 yenilmişti.
Kırkpınar'da ikinci tur tamamlandı
660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde 2. tur müsabakaları sonunda 16 başpehlivan üst tura çıktı.
Koronavirüs salgını nedeniyle geçen yıl yapılamayan dev organizasyonda cazgırın salavatlaması sonrası peşreve çıkan pehlivanlar tribünleri selamladı. Serkan Serttürk, Kürşat Şevki Korkmaz, Şaban Yılmaz, Salih Erinç ve Fatih Koyuncu çektikleri kura gereği güreşmeden 3. tura yükseldi.
Güreşi en erken Yıldıray Akın ve İsmail Koç bitirdi. İki pehlivan daha 5. dakika dolmadan rakiplerini yendi.
Mücadele dolu geçen güreş Ali ve Tanju arasında oldu
Güreşseverin en çok merak ettiği güreş Ali Gürbüz - Tanju Gemici güreşi oldu. Kıran kırana geçen ve seyir zevki yüksek bir güreş sergileyen pehlivanlar güreş oyunlarının pek çoğunu sergiledi.
Sert el enseleri ve tırpanlarıyla Tanju Gemici, paça kazık denemeleriyle de Ali Gürbüz öne çıktı. Daha baskın bir güreş sergileyen Ali Gürbüz müsabakanın 18. dakikasında ensesine bastırdığı rakibinin paçasını ele geçirdi ve sırt aşağı yendi.
Serhat Gökmen - Fatih Atlı eşleşmesi güreşseverin merak ettiği başka bir güreş oldu. Serhat Gökmen rakibinin oyununu bozarak açık düşürdü ve sırt üstü getirdiği Fatih Atlı'yı yendi.
Orhan Okulu'nun müsabakası da 15 dakika sürdü. Rakibini sürerek yoran Orhan Okulu sararak bunalttığı, Mustafa Batu'yu paça kazık oyunuyla yendi.
Müsabakalar sonucu rakiplerini yenen İsmail Koç, Orhan Okulu, Ali Gürbüz, Yıldıray Akın, Recep Kara, Serhat Gökmen, Furkan Durmuş Altın, Faruk Akkoyun, Osman Aynur, Ertuğrul Dağdeviren, Hüseyin Gümüşalan ile kura sonucu üst tura yükselen Serkan Serttürk, Kürşat Şevki Korkmaz, Şaban Yılmaz, Salih Erinç ve Fatih Koyuncu 3. turda mücadele edecek.
11 TEMMUZ 2021 PAZAR | ||||
11:00 |
Çeyrek Final |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
14:00 |
Yarı Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
15:00 | Ağalık İhalesi |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
16:00 | Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX |
Kırkpınar'da birinci tur tamamlandı
660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde başpehlivanlık birinci tur müsabakaları yapıldı.
Koronavirüs salgını nedeniyle geçen yıl yapılamayan dev organizasyonda Sarayiçi Er Meydanı'na çıkan pehlivanlar, başcazgır Şükrü Kayabaş'ın anonsu ile alana gelerek kuralarını çekti.
Eşleşmeler sonrası yeniden yağlanan 54 başpehlivan, kol bağlamalarının ardından cazgırın salavatıyla peşreve çıktı, tribünleri selamladı.
Ali Gürbüz ve Orhan Okulu, rakiplerini en hızlı geçen başpehlivanlar oldu. Müsabakalarda 10'uncu dakika dolmadan rakiplerine üstünlük kuran iki başpehlivan, ikinci tur öncesi dinlenmeye geçti.
En sert geçen müsabaka ise İsmail Koç ile Erkan Ertan arasında oldu. Her iki pehlivanın sert el enseleri bir boks maçını andırdı. Güreşi sarma yaparak İsmail Koç kazandı.
Ramazan Bircan ile Osman Aynur arasındaki güreş ise Ramazan Bircan'ın pasif güreştiği için aldığı 3 ihtar sonucu Osman Aynur lehine tamamlandı.
30 pehlivan normal sürede yenişemedi. Puanlama bölümüne geçildi güreşler bu bölümde daha hareketli geçti.
Puanlama bölümünün en hareketli geçen güreşi Recep Kara-Hasan Cengiz müsabakası oldu. Recep Kara, rakibinin kural dışı hareket ettiği gerekçesiyle zaman zaman kuleye itirazda bulundu. Yaklaşık bir saat süren mücadeleyi, Recep Kara kazandı.
Favorilerden 2009 ve 2010 yılları Kırkpınar Başpehlivanı Mehmet Yeşil Yeşil ise hemşehrisi Cengizhan Şimşek'e yenildi.
İkinci tura yükselen isimler
Başpehlivanlık birinci tur müsabakalarında rakiplerini yenen Furkan Durmuş Altun, Ali Gürbüz, Orhan Okulu, İsmail Koç, Hüseyin Gümüşalan, Serkan Serttürk, Hüseyin İyican, Yalçın Üncül, Ertuğrul Dağdeviren, Yıldıray Akın, Serhat Gökmen, Osman Aynur, Tanju Gemici, Fatih Atlı, Özkan Yılmaz, İsmail Erkal, Şaban Yılmaz, Salih Dorum, Faruk Akkoyun, Salih Erinç, Cengizhan Şimşek, Kürşat Şevki Korkmaz, Recep Kara, Kaan Kaya, Mustafa Batu, Mecit Yıldırım ve Fatih Koyuncu, ikinci tura yükseldi.
11 TEMMUZ 2021 PAZAR | ||||
11:00 |
Çeyrek Final |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
14:00 |
Yarı Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
15:00 | Ağalık İhalesi |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
16:00 | Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX |
Hayatının tangosu
Ne Devler Ligi kupaları, ne Ballon d’Or ödülleri, ne gol rekorları… Lionel Messi, bu gece kariyeri boyunca en çok istediği şeye sahip olmak için sahaya çıkacak: Milli takım şampiyonluğu.
Denedim. En çok istediğim şey buydu ama başaramadım. Sanırım, artık bırakmalıyım.”
2016 Copa America finalinde penaltı vuruşundan yararlanamayan Messi, milli formaya veda etmenin sinyallerini veriyordu:
“Arjantin ile şampiyon olamamak, kaybetmek canımı çok yakıyor. 4 final oldu ve hepsini kaybettik. Ne yazık ki başaramadan ayrılıyorum.”
Öykü bir rüya gibi başladı
Aslında hikaye harika başladı. Arjantin’in Diego Armando Maradona’dan sonra yetiştirdiği en büyük yetenek, 2005 yılında finalde Nijerya ağlarını iki kez sarsarak ülkesine U20 Dünya şampiyonluğunu getirmişti.
Bir yıl sonra ilk kez Dünya Kupası’nda, 2007’de de Copa America’da boy gösteren Messi, finalde Brezilya’ya karşı alınan 3-0’lık mağlubiyete rağmen performansıyla bir ‘halk kahramanı’ olacağının sinyallerini vermeyi başarmıştı.
2008’de, Pekin Olimpiyatları’nda mavi-beyazlı formayı terleten Dünya yıldızı, Di Maria’ya şampiyonluk golünün asistini yapmış ve kupa Buenos Aires’e gelmişti.
Arjantinlilerin rüyalarında, Messi önderliğinde şampiyonluklarla dolu bir gelecek vardı. Daha 21 yaşında iki kupanın öncüsü olan bu büyük yetenek, A Milli Takım seviyesinde de ülkesini her alanda zirveye taşıyacaktı.
Ama öyle olmadı…
İki kuşağın efsanesi, Tangoculara merhem olmadı
Hayal kırıklıkları serisi Güney Afrika’da başladı. 2010 Dünya Kupası'nda Arjantin, tecrübeli ve genç yıldızlarını harman ettiği ekibinde iki farklı jenerasyonun yıldızıyla parlıyordu: Saha kenarında Maradona, saha içinde Messi.
Lionel Messi, turnuvaya ‘dünyanın en iyisi’ tartışmalarında belki de bayrağı devralarak geliyordu. Efsanevi 2009 Barcelona’sının yıldızı, altın top sahibi ve hem gol hem de asist rekorlarının sırtlayıcısı bu adam, Güney Afrika’da tarih yazacaktı.
Kendileri adına iyi başlayan, grup aşamasını kayıpsız geçtikleri ve son 16 turunda Meksika’yı eledikleri turnuva, 4-0’lık ağır Almanya yenilgisiyle noktalandı. Bu maçla Diego’nun milli takım antrenörlüğü son bulmuş, turnuvayı gol atmadan kapatan Leo da eleştirilerden nasibini almıştı.
“Hayatımız boyunca pişmanlık duyacağız”
2014 Dünya Kupası, Arjantin adına rüya gibi bir turnuvaydı.
Organizasyon, futboldaki ezeli rakipleri Brezilya’da düzenleniyordu. Kıta avantajını da kullanarak neredeyse her maçı evlerinde oynuyor gibi hissediyorlardı.
Gruptan çıktıktan sonra sırasıyla İsviçre, Belçika ve penaltı atışları sonucu Hollanda’yı deviren Sabella’nın öğrencileri, büyük finalde Almanya’nın rakibi oldu.
Almanya, 2006 yılında başlayan Joachim Löw birlikteliğinin en iyi dönemini yaşıyor, saha içinde neredeyse her rakibine üstün geliyordu. Panzerler, son olarak turnuvanın ev sahibi Brezilya’yı büyük bir gövde gösterisiyle 7-1 mağlup etmiş ve finale gelmişti.
2014 Dünya Kupası finalini her Arjantinli gibi Lionel Messi de hayatı boyunca unutamayacak. Turnuvadan aylar sonra konuşan yıldız, o geceyi şu sözlerle anıyordu:
“Her gün ama her gün 2014 Dünya Kupası finalini düşünüyorum. O gün kazansaydık neler olurdu? Ben ne yapardım? Bunu nasıl kutlardım?”
Messi, maç boyunca kaçırdıkları fırsatları bir türlü unutamıyordu:
“Çok üzücü… Bu fırsat onlarca kez ayağımıza geldi. Ben de bir pozisyonda golle burun buruna kaldım. Topun Neuer’in yanından geçtiğini gördüm ama filelere gitmedi… Hayatımızın geri kalanında bu maçı hatırlayacak ve atamadığımız her gol için pişmanlık duyacağız.”
İki kez kulbundan tuttuğu kupayı Şili’ye kaptırdı
Messi’nin kabusu bu turnuvada da bitmedi.
Bir yıl sonra Copa America’da mücadele veren Arjantin, finalde Şili’nin rakibi oldu. Normal süresi 0-0 biten mücadele penaltı atışlarına kaldı.
İlk penaltıda topun başına geçen Leo ağları havalandırmayı başardı. İkinci penaltı için meşin yuvarlağı kaleye gönderen Higuain, vuruştan yararlanamadı. Aynı Higuain, yalnızca bir sene önce Dünya Kupası finalinde çok net bir gol fırsatından faydalanamamıştı. Kupa, Alexis Sanchez’in şampiyonluk vuruşuyla Şili’ye gitti.
Ve 2016… Messi’nin “milli takımı bırakma” düşüncesini ilk kez dile getirdiği yıl…
Turnuvada bu kez çok daha dominant bir Arjantin vardı. Finale gelene kadar neredeyse her maçta farklı galip gelmeyi başarmışlardı. Üstelik Leo da her zamankinden daha formdaydı. Kaptan, çıktığı 4 maçta tamı tamına 9 gole direkt katkı vermeyi başarmıştı.
Şampiyonluk maçında rakip bir kez daha Şili’ydi. Maç bir kez daha penaltılara gitti. Mascherano attı, Agüero attı ama bu kez Lionel Messi kaçırdı…
Leo, bu satırlara açılış veren cümleyi o gün kurdu:
“Denedim. En çok istediğim şey buydu ama başaramadım. Sanırım, artık bırakmalıyım.”
Hayatının tangosu
Messi, kısa süre içinde emeklilik kararından dönerek yeniden milli takıma katıldı.
Arjantin ciddi anlamda güç kaybetmiş, çok önemli yıldızlara sahip olmasına rağmen hücumdaki kalitesini her pozisyonda yakalayamamış ve arzu ettiği oyunu oynayamaz hale gelmişti. 2018 Dünya Kupası öncesi şansları son maça kalmış, Ekvador karşısında Messi’nin şovuyla bilete uzanmış ancak turnuvada hayal kırıklığı yaşamışlardı.
2019 yılında düzenlenen Copa America’da da bu eksiklik sürmüştü. Yarı finale ulaşan Arjantin, Leo’nun girdiği bir pozisyon dışında neredeyse varlık gösteremediği Brezilya müsabakasında turnuvaya veda etmişti.
Tangocular, 8 ay önce büyük efsanesini, Diego Armando Maradona’sını kaybetti. Ülkenin medya organları, bu acı kaybı ortak bir manşetle duyurdu: “Futbol öldü!”
Aradan geçen kısa süre sonunda bütün Arjantin yine ortak bir heyecanda buluştu. Yeni formatıyla Copa America’da A Grubu’nu lider bitiren ekip, çeyrek finalde Ekvador’u, yarı finalde Kolombiya’yı devirerek bir kez daha şampiyonluk maçına çıkma hakkı kazandı.
Üstelik, kariyerine başladığı günden bu yana ilk kez yaşlandığını ve futbolunun bir nebze gerilediğini hissettirmeye başlayan Leo, belki de milli takım kariyerinin en iyi performansını bu turnuvada seyrettirdi.
Bu gece Messi ve arkadaşları, Maradona’nın bıraktığı bayrağı devralarak Arjantin’de futbolu yaşatmak için sahaya çıkacaklar. Dev maç, tüm futbol tutkunlarının ortak bilinmezliğine yanıt bulmalarını sağlayacak:
“Futbol Messi’ye, Messi de Arjantin’e borcunu ödeyebilecek mi?”
Kaynak : Alperen Doğan / TRT SPORPortre | Shaunae Miller
Olimpiyat hikayelerinde bugün, Bahamalı kısa mesafe koşucusu Shaunae Miller'ın sıra dışı hikayesine bakalım.
Shaunae Miller 15 Nisan 1994 yılında dünyaya geldi.
Hemcinslerine göre boyu oldukça uzundu.
Hırsı, etkileyici fiziği ona ilk önemli başarısını 2010 yılında Kanada’da düzenlenen Dünya Yıldızlar Şampiyonasında getirdi.
Bir yıl sonra 2011 Dünya Gençler Atletizm Şampiyonası'nda 400 metrede ülkesine ilk altın madalyayı kazandırdığında henüz 17 yaşındaydı.
2015 Dünya Atletizm Şampiyonası'nda Amerikalı Atlet Allyson Felix’in ardından gümüş madalyaya uzandı.
Bu ikili bir yıl sonra tekrar karşı karşıya gelecekti, bu kez adres 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'ydı.
Kimse Miller’in olimpiyat oyunları tarihine geçeceğini beklemiyordu.
Atletler 400m final yarışı için yerlerini almıştı. Shaunae Miller yarışa 7. Kulvarda başladı.
Start verildi, Miller ilk 300 metreyi çok hızlı geçti. Ancak tarih bir kez daha tekerrür ediyor ve son 100 metrede geçen yıl da yarıştığı rakibi Allyson Felix temposunu arttırıyordu.
Bitiş çizgisine yaklaşıldığında Miller tarihe geçecekti. Bahamalı atlet kendisini bitiş çizgisine doğru attı. Bu altın madalyaya uzanan altın bir atlayıştı. Bahamalı atlet 7 salise farkla, 49,44 saniyelik derecesiyle Allyson Felix’i geçti ve olimpiyat şampiyonluğuna uzandı. Üstelik bu kariyerinin en iyi derecesiydi.
Kural dışı ve etik olmayan bir hareketle yarışı kazandığını düşünenler de oldu. Ancak Dünya Atletizm Birliği'nin verdiği karara göre hareket nizamiydi.
Yarış sonrası bu hareket Miller’e de soruldu. "Ne olduğunu Ben de anlamadım. Sadece altın madalyaya odaklanmıştım" diyen atlet bu hareketiyle olimpiyat tarihinde unutulmayanlar arasında yerini almayı başardı.
Kaynak : TRT SPOR
Copa America'nın üçüncüsü Kolombiya
2021 Kupa Amerika'da (Copa America) Peru'yu 3-2 mağlup eden Kolombiya, üçüncü oldu.
Güney Amerika Futbol Konfederasyonu (CONMEBOL) tarafından geçen yıl yapılması planlanan fakat koronavirüs salgını nedeniyle bir yıl ertelenen 47. Kupa Amerika'nın üçüncülük maçında Kolombiya ile Peru karşılaştı.
Kolombiya - Peru 3-2 Özet İzle
Mane Garrincha Stadı'nda oynanan karşılaşmada Kolombiya, 49. dakikada Juan Cuadrado, 66 ve 90+4. dakikalarda Luis Diaz'ın attığı gollerle galibiyete ulaştı. Peru'nun gollerini 45. dakikada Yoshimar Yotun ve 82. dakikada Gianluca Lapadula kaydetti.
Kolombiya - Peru 3-2 Full Maç İzle
Turnuvanın final maçı, yarın TSİ 03.00'te Rio de Janeiro kentindeki Maracana Stadı'nda Arjantin ile Brezilya arasında oynanacak.
11 TEMMUZ 2021 PAZAR | ||||
03:00 | Brezilya - Arjantin | Copa America Final | Haber Global |
9 Temmuz 2021 Cuma
Pedri üzerinden Türk altyapısına bakış
18 yaşında Avrupa'nın en üst seviyesinde (Barcelona ve İspanya ile) onlarca maçta forma giyen Pedri örneğinden yola çıkarak, Türk futbolundaki genç oyuncu algısını; kulüp, oyuncu ve medya ayağı üzerinden birlikte inceleyelim...
Bugünlerde oynanan Süper Lig U19 Gelişim Ligi maçları, futbol seyircisinin ilgisini de kulüplerin altyapılarında forma giyen genç yeteneklere çevirdi. Destekledikleri takımlarda ve Ay-yıldızlı millilerimizde ilerleyen yıllarda oynayabilecek seviyede veya yetenekte isimler olup olmadığını insanlar doğal olarak merak ediyor. Ki bu maçlarda gerçekten futbolu seven herkesi heyecanlandıran birçok ismi de izleme fırsatımız oldu.
Özkaynaktan oyuncu yetiştirip, geliştirmek ve hatta ilerleyen dönemlerde de bu futbolcudan maddi kazanç sağlayabilmek çoğu zaman Türk futbolunun kurtuluşu olarak gösterilse de bu beklenti yalnızca lafta kalıyor veya sürekliliği olmuyor. Bunun en güzel örneğini de son yıllarda Bursaspor'da gördük.
Son 10-15 yılda ülkemizde büyük ihtimal özkaynaktan en fazla oyuncu yetiştirip, geliştiren ve bu isimlerden kazanç elde eden ekibi olan Bursaspor, Süper Lig'de şampiyonluk dahi yaşadı. Ancak şu anda şampiyonluk sonrası bulunduğu konum, istikrar noktasındaki sıkıntıları gösteriyor. Aynı örneği Gençlerbirliği, Eskişehirspor ve hatta Akhisarspor üzerinden de görebiliriz.
Madalyonun diğer tarafında ise Avrupa Kulüpleri'nin artık temel planı haline gelmiş ve markalaşmış altyapıları var. Ajax, Barcelona, Porto, Salzburg, Benfica ve daha nicesi... Ancak ülkemizdeki ve Avrupa'daki genç futbolcuya bakış arasında dağlar kadar fark var. En basitinden bu bahsi geçen kulüplerde "oyuncunun pişmesi" kavramının olduğunu sanmıyorum.
Bizde ise altyapı dendi mi akla gelen ilk şey; genç futbolcu "pişmek üzere" bir alt ligde veya seviyedeki takıma gönderilmeli. Oradaki performansıyla kendisini gösterip, bir sonraki sezon takımdaki yerini almalı. Bu bakışın yanlışlığını kanıtlayan hem Türkiye'de hem de Avrupa'da o kadar çok bariz örnek var ki: Mbappe, Haaland, Sancho, Phil Foden, Bukayo Saka, Ansu Fati, Camavinga, Mason Mount, Bellingham, de Ligt ve Pedri gibi...
Bu ve bunlar gibi nice 16-17-18 yaşında futbol piyasasına en üst seviyeden çıkmış isimlerden hangileri tecrübe kazanması veya "pişmesi" için bir alt seviyede ekibe kiralandı. Unutmayalım; rekabet her alanda olduğu gibi futbolda da gelişimi tetikler. Oyuncu daha alt seviyede bir takımda kendini ne kadar geliştirebilir bir daha düşünmek lazım.
Bu noktada şu anda en güncel ve en özel örnek olduğu için Pedri üzerinden gitmekte fayda var. Henüz 18 yaşında La Liga devi Barcelona ile bir sezonda 52 maça çıkan, İspanya formasını EURO 2020'de başarıyla terleten Pedri, ülkesinin Tokyo Olimpiyatları kadrosuna da seçildi. Oyun olgunluğu, pres gücü, tekniği ve topla olan ilişkisiyle göz dolduran yıldız oyuncunun 18 yaşında olduğunu tekrarlayalım.
Pedri'nin oyunuyla ilgili önce Capello'ya kulak verelim.
"Messi'yi ilk canlı izlediğimde onun bir fenomene dönüşebileceğini
söylemiştim. Bir orta saha olarak Pedri için de aynısı geçerli.
Dünyanın en iyilerinden biri olabilir çünkü bunun için her şeye sahip.
18 yaşında bu kadar karakterli bir oyuncu hiç görmedim"
Şimdi de İspanya milli takımında antrenörlüğünü yapan Luis Enrique'yi dinleyelim.
"Pedri'nin bu turnuvada nasıl oynadığını gördünüz mü? 18 yaşındaki
bir oyuncunun böyle oynadığını daha önce hiç görmedim. Bu yaşta böyle
bir performansı Andres Iniesta'da bile görmedim. Çılgıncaydı."
Pedri, son olarak EURO 2020 yarı finalinde İtalya'ya karşı yaptığı 55 pasta da başarı sağladı. Ki bunların geneli yana ve geriye atılan basit toplar değildi hatta ilk devrede Oyarbazal'a attığı kilit bir pas da vardı. Tabii ki Pedri bu noktada çok uç bir örnek. 18 yaşında bir oyuncunun bu yaşlarda en üst seviyede sergilediği performans yeşil sahalarda nadir görülen durumlardan.
Çok büyük umutlarla gittiğimiz turnuva bizim için hayal kırıklığı olmuştu. Sürekli olarak "en genç takım" ve dolayısıyla "en tecrübesiz futbolcu grubu" bahanesi, arkasına sığınılacak güzel bir liman olabilirdi. Ancak bunu da elimizden turnuvanın en genç 3. takımı olan İngilizler finale yükselerek aldılar...
Turnuvadan ülke olarak çıkarılacak çok büyük dersler olduğu gibi, kulüp takımlarımızın da genç oyunculara bakışının ne denli değişmesi gerektiği de aşikar. Tabii genç oyuncuların yeterince şans bulamamasındaki tek sorumluluk kulübe ait dersek haksızlık ederiz. Kulüplerin politikaları dışında işin oyuncu ve medya ayağı da var. Oyuncu ayağından başlamak üzere sırasıyla inceleyelim...
Oyuncu ayağı
"Ben pasaporta bakmam. Oyuncunun oynamasına bakarım. Kaç saat çalışıyor ona bakarım." sözü çok tanıdık bir isme ait: Obradovic. Avrupa'nın en iyi koçu olarak gösterilen Sırp başantrenör herhalde yüzlerce sayfa tezi yazılacak bir konuyu tek bir cümleyle en iyi şekilde özetlemiş. Ancak özellikle Türkiye'deki futbol iklimi nedeniyle sabırsızlık ve anlık başarı beklentisi var.
Bu nedenle kulüpler de genç oyunculara şans vermek yerine daha büyük paralara yabancı futbolcu getiriyorlar. Ancak bu gerçeği de unutmamak lazım; pasaport değil, kaliteli sporcu oynar. Bunun en güzel örneklerini yakın dönemde gördük. Fenerbahçe kalesinde yıllardır Türk hegomonyası var. Galatasaray'da Emre Belözoğlu ile Ozan Kabak, 18 yaşında Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterip başarılı oldu.
Beşiktaş, geçtiğimiz sezona Ersin'le başlayıp bitirdi, Rıdvan rotasyonda yer buldu ve siyah beyazlıların şampiyonluğa ulaşmasında katkı verdiler. Anadolu'da futbol devrimi yapan Trabzonspor da son yıllarda tekrar özkaynağa dönerek Yusuf, Abdülkadir, Uğurcan gibi yetenekleri Türk futboluna armağan etti. Dolayısıyla burada futbolcuların yapması gereken çok basit; çalışmak.
Medya ayağı
Konuşurken, bir cümlede "ama" kelimesini kullandığımızda, o ana kadar söylediğimiz her şeyi çöpe atarız. Aynı şekilde bizdeki manşet atma geleneğinde de abartılı övgüler ve yergilere rastlıyoruz. Bir maçta yıldız, diğerinde ise yeteneksiz yakıştırması yapmaktan gibi... Ve en önemlisi bazı kavramlardan artık kurtulmamız lazım. Yerli Messi son yıllarda en sevdiğimiz benzetmelerden. Güncel örnekleri de Muhammed Demirci ve Abdülkadir Ömür'de mevcut...
Yine Obradovic'ten örnek verecek olursak "Sizin için basketbolun Mourinho'su deniliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz" sorusuna "Benim bir tek adım var o da Obradovic" yanıtını veren başarılı ismi bu noktada da iyi bir referans olarak alabiliriz. İdoller veya beğenilen isimler olabilir ancak futbolcu kendi tarzını oluşturmalı ve kendi markasını yaratabilmeli.
Futbol lügatımızdan ya değiştirmemiz ya da çıkarmamız gereken bir başka olgu, kelime veya kavram ise "genç"... Yıllarca 27-28 yaşında bile Genç Semih olarak lanse ettiğimiz artık çok klişeleşmiş örneği vermeyelim. Yakın döneme bakalım. Mesela 22 yaşında Süper Lig'de iyi bir performans ortaya koyan Kerem Aktürkoğlu'na genç demeyelim. Kerem'in yaşıtlarının şans verildiğinde neleri başarabildiğini görüp, yeşil sahada pasaportun önemli olmadığı gibi, yaşın da bir anlam ifade etmediğini kavrayalım.
Kulüp ayağı
Pedri üzerinden gittik, son örneğimizi de Pedri'den verelim. EURO 2020 son 16 turunda Pedri, İspanya'nın Hırvatistan maçında Unai Simon'a attığı geri pas nedeniyle gole sebebiyet vermişti. Acaba kaç Türk takımı veya milli takım, bırakalım büyük bir turnuvanın son 16 turunu, lig veya kupa maçında dahi buna benzer bir hatayı yapan oyuncusunu ısrarla sahada tutmaya devam eder?
Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon Karacabey Belediyespor ile oynadığı kupa maçında Altay'ın direkt kırmızı kart görmesi sonucu 10 kişi kalmıştı. Yedek kulübesine alınan ilk isim, ligde şans bulamayan geleceğin yıldız adayı Ömer Faruk Beyaz oldu. Bu gerçekten o yaştaki bir futbolcunun hem aidiyetini azaltır hem de kulüpte ona verilen misyonu yetenekleriyle bağdaştıramadığı için kendine orada bir gelecek göremez.
Ömer Faruk gibi örnekleri kısa süre önce Mustafa Kapı ve Ali Akman'da da görmüştük. Son olarak kulüplerin yanlış politikasını, Ergin Keleş'in Benzema ile yollarının kesiştiği turnuvayı ve sonrasında çizdikleri kariyer üzerinden deneyimli ismin kendi cümleleriyle dinleyelim:
"Trabzon Lisesi'yle dünya şampiyonu olmuştuk, gol kralı oldum. Daha sonra Meridyen Kupası oynamıştık. UEFA'nın Avrupa Şampiyonası'ndan sonra çok değer verdiği bir turnuvaydı. Avrupa'nın en iyi 4-5 takımıyla, Afrika'nın en iyi 4-5 takımının karşı karşıya geldiği bir turnuvaydı. O turnuvada da gol kralı olmuştum. Ama gol krallığını Karim Benzema ve Jeremy Menez'le paylaşmıştım. Tabi sonra Benzema, Real Madrid'de oynadı, ben de Akçaabat Sebatspor'a kiralık gittim."
Ortada yanlış idare edilen bir süreç var. Bunun tek bir sorumlusu da yok. Gelecek adına kısa vaadeli bir çözüm pek mümkün gözükmüyor. Çünkü önce ülkemizdeki futbol ikliminin ve başarıya olan bakışın değişmesi lazım. Başarı 20 yılda bir katıldığın turnuvada ilk 3'e girmek değil, her 2 yılda bir büyük turnuvada boy gösterebilmektir. Herkes kendi üzerine düşeni yaptığı ve sorumluluğu yükleyecek bir liman aramadığı an başarıya giden yolda ilk adımı atmaya yaklaşırız...
Kaynak : Emre Akdemir - TRT SPOR
19 Yaş Altı Erkek Milli Takımımız Japonya’yı Mağlup Etti
Letonya'nın Riga ve Daugavpils şehirlerinde düzenlenen FIBA 2021 19 Yaş Altı Erkekler Dünya Kupası’nda mücadele eden Ay-yıldızlılarımız, 9-16 klasman müsabakasında karşılaştığı Japonya’yı 97-49'luk skorla yendi.
Klasman maçlarıyla turnuvayı tamamlayacak olan 19 Yaş Altı Erkek Milli Takımımız, 10 Temmuz Cumartesi günü İran ile karşılaşacak.
Riga Olympic Center’da oynanan müsabakaya Ay-yıldızlılarımız, Ege Tan Yıldızoğlu, Batın Tuna, Tibet Görener, Adem Bona ve Furkan Haltalı beşiyle başladı. Karşılaşmanın ilk yarısını millilerimiz 46-22 önde tamamladı.
19 Yaş Altı Erkek Milli Takımımızda Adem Bona 20, Furkan Haltalı 14 sayı kaydetti. Japonya’da ise Yu Kibayashi 8 sayıyla mücadeleyi noktaladı.
UEFA'dan Macaristan'a 3 maç seyircisiz oynama cezası
UEFA, Avrupa Futbol Şampiyonası karşılaşmalarında taraftarlarının sportmenlik dışı hareketleri nedeniyle Macaristan'a 3 maç seyircisiz oynama cezası verdi.
UEFA'dan yapılan açıklamada, Portekiz, Fransa ve Almanya ile oynanan grup maçlarında taraftarlarının ırkçı hareketleri ve açtığı sportmenlik dışı pankartlar nedeniyle Macaristan'a biri iki yıl ertelemeli toplam 3 maç seyircisiz oynama cezası verildiği kaydedildi.
Açıklamada ayrıca, Macaristan Futbol Federasyonunun da 100 bin euro para cezasına çaptırıldığı belirtildi.
Fenerbahçe'yi 2-1'le geçen Trabzonspor finalde (Özet ve Full Maç Video)
Antalya'da devam eden Süper Lig 19 Yaş Altı Gelişim Ligleri Finalleri'nde Fenerbahçe'yi 2-1 mağlup eden Trabzonspor, finalde Galatasaray'ın rakibi oldu.
Antalya'nın Manavgat ilçesindeki Emirhan Arslan Zeki Demirci Spor Kompleksi'nde oynanan ikinci yarı final maçında, Fenerbahçe ile Trabzonspor karşılaştı.
Karşılaşmanın 2. dakikasında Muhammet Akpınar'ın golüyle 1-0 öne geçen Trabzonspor, 44'te Mustafa Köroğlu ile farkı ikiye çıkardı.
Maçın ikinci devresinde baskısını arttıran Fenerbahçe, 80. dakikada Yiğit Efe Demir ile bulduğu golle umutlandı.
Maçın kalan kısmında başka gol olmayınca Fenerbahçe'yi 2-1'le geçen Trabzonspor, finalde Galatasaray'ın rakibi oldu.
Organizasyonda final maçı, 13 Temmuz'da oynanacak.
ÖzetFull Maç
Djokovic, Wimbledon finalinde Berrettini'nin rakibi oldu
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 2020'de iptal edilen sezonun üçüncü grand slam tenis turnuvası Wimbledon'da tek erkeklerde dünya 1 numarası Sırp Novak Djokovic, finale çıktı.
Başkent Londra'da düzenlenen turnuvada, tek erkeklerde oynanan ikinci yarı final maçında Djokovic, 10 numaralı seribaşı Kanadalı Denis Shapovalov ile karşı karşıya geldi.
Merkez Kort'ta oynanan ve 2 saat 44 dakika süren mücadelede rakibini 7-6, 7-5 ve 7-5'lik setlerle 3-0 mağlup eden Djokovic, Wimbledon'da 7, grand slam turnuvalarında ise 30. kez finale yükseldi.
Kariyerinin 20. grand slam şampiyonluğunu kovalayan Sırp tenisçi, 11 Temmuz Pazar günü kariyerinde ilk kez grand slam finaline yükselen 7 numaralı seribaşı İtalyan Matteo Berrettini ile karşılaşacak.
Kırkpınar'da ilk gün rekoru kırıldı
660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde özlem rekorla başladı. 14 boyda toplamda 2160 pehlivanın katıldığı güreşlerin ilk gününde tarihi rekor kırıldı.
Edirne Sarayiçi Er Meydanı'nda düzenlenen 655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, sabah saat 9.00'da Minik-1, Minik-2, Teşvik-1, Teşvik-2, Tozkoparan, Ayak Boy kategorilerinde başladı. Bu kategorilerdeki yüzlerce pehlivan sahada yağlanarak, bir buçuk yıllık özlemini rekorla taçlandırdı. 11 boyda gerçekleştirilen güreşlerde 1913 pehlivan kol bağlayarak güreş tuttu.
Yarın büyük orta, başaltı ve başpehlivan er meydanına çıkacak.
Koronavirüs salgını nedeniyle geçen yıl yapılamayan dev organizasyon, 11 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilecek başpehlivanlık final güreşiyle tamamlanacak.
10 TEMMUZ 2021 CUMARTESİ | ||||
12:30 |
1. Tur |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
15:00 |
2. Tur | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
17:00 |
3. Tur | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
11 TEMMUZ 2021 PAZAR | ||||
11:00 |
Çeyrek Final |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
14:00 |
Yarı Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
15:00 | Ağalık İhalesi |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
16:00 | Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX |
660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin resmi açılışı yapıldı
660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin resmi açılışı, Sarayiçi Er Meydanı'nda yapıldı.
Çayırdaki tören, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. 2019 yılının Kırkpınar Başpehlivanı Ali Gürbüz, Türk bayrağını göndere çekti.
Edirne Valisi Ekrem Canalp, törende yaptığı konuşmada, milletleri millet yapan unsurun ortak gelecek, arzu ve istekleri olduğu kadar milletlerin geçmişleri ve töreleri olduğunu söyledi.
Olimpiyatlardan sonra dünyanın en köklü geleneğinin Kırkpınar olduğunu ifade eden Canalp, şunları kaydetti:
"Aslında biz burada bugün 660 yıllık bir geleneği beraberce yaşamak, yaşatmak ve geleceğe taşımak için bulunuyoruz. Milletler geleneklerini yaşatmak için seçici davranırlar, inşa ettikleri gelenekler için de geleceğe taşıdıkları gelenekler için de hep seçici olmuşlardır. Yağlı güreşi asırlardır bu millet neden yaşatıyor derseniz çünkü yağlı güreş Türk milletinin karakterini en iyi şekilde yansıtan spordur. Yağlı güreş, sadece bir spor değildir. Aynı zamanda yiğitlik, mertlik, güç ve zekadır, tutamadığınız eli, tutamadığınız bileği, kavrayamadığınız bedeni en iyi şekilde hissetmektir, taktik, beceridir, kabiliyettir. Bu yönleriyle yağlı güreş, bizim milletimizin alplik geleneğinin en iyi yansımasıdır. Kırkpınar'ı yaşatan ona gönül verenlerdir."
Kırkpınar'ın yaşatılmasında herkesin emeği olduğunu belirten Vali Canalp, pehlivanlara başarı diledi.
Belediye Başkanı Gürkan'ın konuşması
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ise arzu etmelerine rağmen 659. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ni gerçekleştiremediklerini söyledi.
Her şeyin başının sağlık olduğunun altını çizen Gürkan, "Bugünü Valimizle, Federasyon Başkanımızla, Ağamızla, Yağlı Güreş Düzenleyen Tarihi Kentler Birliğiyle ilmek ilmek ördük. İstedik ki Türk'ün ata sporu yağlı güreş ara vermeden devam etsin, pehlivanlarımız Hazreti Hamza'dan aldıkları güçle meydanı titretsin istedik." diye konuştu.
Gürkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın izni, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun onayı ve güreşe emek veren herkesin destekleriyle 660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'ni gerçekleştirmenin haklı gurur, mutluluk ve heyecanını yaşadıklarını belirtti.
Türk'ün ata sporunu geleceğe en iyi şekilde taşımaya karalı olduklarını vurgulayan Gürkan, "Dün, Koca Yusuflara, Kel Aliçolara, Adalı Halillere, Kurtderelilere nam vermiş bu dualı çayır, bugün Orhan Okulularla, Mehmet Yeşil Yeşillerle, Fatih Atlılarla, Ali Gürbüzlerle geleceğe emin adımlarla yürümeye devam ediyor. Tüm pehlivanlarımızı bir kez daha canıgönülden kutluyorum, helal olsun onlara. Türk'ün ata sporu güreşlerimiz, Edirne'mize, milletimize, ülkemize, pehlivanlarımıza hayırlı, uğurlu olsun. Öğretmeni Atatürk olanın ödevi memleket olur. Biz bu memleket sevdasıyla Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizin armağan ettiği bu topraklarda nice Kırkpınarları büyük Türk milletiyle hep birlikte gerçekleştirecek ve evlatlarımıza da aldığımızdan daha iyi şekilde teslim edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Federasyon Başkanı Aydın ve Ağa Selim'in konuşması
Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın, salgında yaşamını yitiren Avrupa şampiyonu Reşit Karabacak ve Pele Mehmet olarak bilinen Başcazgır Mehmet Tura'yı anarak sözlerine başladı.
Kırkpınar'ın yapılmasına özel izin veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu'na teşekkür eden Aydın, "Bir buçuk yıl aradan sonra Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapılmasında emekleri olan Sayın Vali Canalp, Sayın Belediye Başkanı Gürkan, Sayın Güreş Ağası Selim'e teşekkürlerimi sunuyorum. Kol bağlayan pehlivanlara, cazgırlara, davul zurna ekibine, hakemlere, basın mensuplarına başarılar diliyorum." diye konuştu.
Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim ise geçen sene salgın nedeniyle güreşlerin yapılamadığını ve salgında güreş camiasından kayıpların yaşandığını anımsattı.
Vefat edenlere Allah'tan rahmet dileyen Selim, güzel bir organizasyon olması temennisinde bulundu, güzel güreşler yapılacağına inandığını ifade etti.
Konuşmaların ardından pehlivanların yanı sıra Kırkpınar'da görevli hakem, cazgır, davul-zurna ekibinin bulunduğu kortej, Edirne Belediyesinin bandosu eşliğinde tribünleri dolaştı.
Koronavirüs salgını nedeniyle geçen yıl yapılamayan dev organizasyon, 11 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilecek başpehlivanlık final güreşiyle tamamlanacak.
10 TEMMUZ 2021 CUMARTESİ | ||||
12:30 |
1. Tur |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
15:00 |
2. Tur | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
17:00 |
3. Tur | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
11 TEMMUZ 2021 PAZAR | ||||
11:00 |
Çeyrek Final |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
14:00 |
Yarı Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
15:00 | Ağalık İhalesi |
Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX | |
16:00 | Final | Kırkpınar Yağlı Güreşleri | DMAX |
Portre | Jesse Owens
1936 Berlin Olimpiyatları… Hitler soylu ve asil sporcuların bu olimpiyatlarda başı çekeceğini kanıtlamak istiyordu ancak biri vardı ki tüm hesapları al üst etmeyi başardı: Jesse Owens…
Amerikalı atlet 1913 yılında Alabama’da doğdu. 10 çocuklu bir ailenin 7. çocuğuydu. Maruz kaldıkları ırkçılık nedeniyle 1,5 milyona yakın afro Amerikanla beraber Cleveland’a taşındılar ve burada atletizme başladı.
Şartlar oldukça zorluydu, ailesinin maddi durumu nedeniyle çalışmak zorundaydı. Ekonomik sorunların yanı sıra bir de ırkçılıkla mücadele ediyordu. Beyazlardan farklı yurtlarda kalıyor, farklı yerlerde yemek yiyor hatta antrenmanlarını bile ayrı pistte yapmak zorunda kalıyordu.
1936 Berlin Olimpiyatlarına kısa bir süre kala oyunlara katılıp
katılmayacağı hala tartışılıyordu. ABD’nin siyahiler tarafından temsil
edilemeyeceği düşünülüyordu. Sonuç açıklandı, Jesse Owens 1936 Berlin
Olimpiyatlarına katılacaktı.
1936 Olimpiyatları Owens’ın ırkçılığa vurduğu büyük bir darbe olarak
hafızalara kazındı.100 m, 200 m, uzun atlama ve 4x400 bayrak yarışında
altın madalyaya uzandı.
Owens aynı zamanda aynı olimpiyatta 4 altın madalya alan ilk Amerikalı olarak tarihe geçti. 48 yıl boyunca kırılamayacak olan bu rekor Hitler’in stadyumu terk etmesine neden oldu. Öyle ki madalya törenini bile beklememiş bu başarıyı yok saymıştı.
Ancak onu üzen bu değil ülkesine götürdüğü 4 altın madalya için hiçbir tebrik almamasıydı. Amerikan Başkanı bu muhteşem başarı için bir kutlama mesajı dahi yayınlamamıştı.
Ömrü boyunca ırkçılıkla mücadele etti. 6 Başkan ve 40 yıl geçtikten sonra 1976 yılında ölümüne 4 yıl kala itibarı iade edildi. ABD’de bir sivilin alabileceği en yüksek onur olan Özgürlük Madalyasını aldı.
Başarısı, mücadelesi birçok film ve kitaba da konu oldu. 2016 yapımı rüzgârın oğlu bunların en iyi örneklerinden biri…
Elde ettiği başarıları ‘Hepimizin hayalleri var, fakat bu hayalleri gerçekleştirmek için korkunç derecede kararlılığa, adanmışlığa, çabaya ve disipline ihtiyaç var’ diyerek anlatacaktı.
Jesse Owens 1980 yılında kendisine ait rekorun egale edildiğini göremeden akciğer kanserinden hayata veda etti.
Kızları onun adını verdikleri dernekle adını yaşatmaya devam ediyor…
Kaynak : Ceren Başbuğ - TRT SPOR
Portre | İbrahim Hamadtou
Azim ve mücadelenin madalyayı gölgede bırakan sıra dışı hikâyesi, İbrahim Hamadtou… Hadi gelin Mısırlı tenisçinin hikâyesine yakından bakalım.
İbrahim Hamadtou, 1 Temmuz 1973’te Mısır’da doğdu. Neşeli, aktif, spora oldukça meraklı bir çocuktu. 10 yaşında geçirdiği bir tren kazasıyla iki kolunu birden kaybetti. Yaşadığı bölgede fazla seçeneği yoktu, 2 spordan birini seçecekti; futbol veya masa tenisi.
Bu kazadan sonra beklenen futbolu seçmesiydi elbette ki; ancak o, herkesi şaşırtarak masa tenisini seçti. Bunu ‘kollarımı kaybetmek beni futbola mecbur bıraktı ancak ben meydan okudum ve masa tenisini seçtim’ diye anlatacaktı.
3 yıl boyunca yılmadan çalıştı. Raket ve topu tutmak için onlarca stil denedi ve sonunda eşsiz bir teknik geliştirdi. Bu tekniğe göre tek ayak üzerinde duruyor; topu diğer ayağıyla atıp raketi ise ağzıyla kavrıyordu. İşe yaramıştı, İbrahim Hamadtou profesyonel hayatına bu teknikle devam etti.
2011 yılında katıldığı Afrika Paralimpik Oyunlarında gümüş madalya kazandı. Bu ödüle bir kez daha layık görüldüğünde tarihler 2013 yılını gösteriyordu.
Elbette ki her sporcu gibi onun da hayali olimpiyatlarda yarışmaktı. 2016 Rio Paralimpik Oyunları ona bu hayalinin kapılarını aralamıştı.
Mısırlı tenisçi Ibrahim Hamadtou 2016 Rio olimpiyat oyunlarında ülkesini temsil etti. Madalya alamadı ama sıra dışı hikayesi, azmi ve bitmek bilmeyen mücadelesi ile oyunlara damgasını vurmayı başardı.
‘Engel kolda ya da bacakta değil, asıl engel yapmak istediğin şeyi için çabalamamaktır’ diye anlatacaktı bu büyük mücadeleyi…
Japon tenisinin 1 numaralı ismi Jun Mizutani onun için ‘çok çok iyi oynuyor ağzıyla oynadığına inanamıyorum’ diyordu. 2014 yılında Tokyo’da düzenlenen Dünya Masa Tenisi Şampiyonasına onur konuğu olarak davet edildi.
Geçirdiği kaza sonrası asla masa tenisi oynayamayacağını söyleyenlere inat ülkesini temsil etmeyi başardı. Hamadtou masa tenisini ağzıyla oynayan ilk oyuncu olarak da tarihe geçti.
Kaynak : Ceren Başbuğ - TRT SPOR
Wimbledon tek erkeklerde ilk finalist Matteo Berrettini
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 2020'de iptal edilen sezonun üçüncü grand slam tenis turnuvası Wimbledon'da tek erkeklerde Polonyalı Hubert Hurkacz'ı 3-1 yenen İtalyan Matteo Berrettini, finale çıktı.
Başkent Londra'da düzenlenen turnuvanın ilk yarı final maçında, 7 numaralı seribaşı Berrettini ile 14 numaralı seribaşı Hurkacz karşı karşıya geldi.
Merkez Kort'ta oynanan ve 2 saat 37 dakika süren mücadelede rakibini 6-3, 6-0, 6-7 ve 6-4'lük setlerle 3-1 yenen 25 yaşındaki Berrettini, kariyerinde ilk kez grand slam finaline yükseldi.
Wimbledon'da adını finale yazdıran ilk İtalyan sporcu olma unvanını elde eden Berrettini ayrıca, grand slam turnuvalarında 45 yıl aradan sonra final bileti alan ilk İtalyan erkek sporcu oldu. En son 1976 Fransa Açık'ta Adriano Panatta final oynamış ve ABD'li Harold Solomon'u 3-1 mağlup etmişti.
Berrettini, rakibine doğrudan puan getiren vuruşlarda 60-27, "ace"lerde ise 22-5 üstünlük sağladı.
İtalyan tenisçi, finalde Novak Djokovic-Denis Shapovalov maçının galibiyle karşılaşacak.
U20 Kız Milli Takımımız, Dünya Şampiyonası’na Galibiyetle Başladı
20 Yaş Altı Kız Milli Takımımız, FIVB U20 Dünya Voleybol Şampiyonası’ndaki ilk rakibi Tayland’ı 25–20, 25–18 ve 25–19’luk set sonuçlarıyla 3-0 yendi ve şampiyonaya galibiyetle başladı.
Millilerimizde Elif Su, Karmen ve Beren 13 sayıyla maçın en skorer isimleri olurken onlara; Sude ile Hanife Nur 6, Melisa, İpar ve Hilal 2’şer sayıyla eşlik etti. U20 Yaş Altı Kız Milli Takımımız yarın TSİ 19.30’da Rusya ile karşılaşacak. Karşılaşma, Volleyball World YouTube kanalından canlı olarak yayınlanacak.
TÜRKİYE-TAYLAND: 3-0
SALON: Topsportcentrum Rotterdam Salonu (Hollanda)
HAKEMLER: Mykhaylo Medvid (Ukrayna), Maissaa Hachem (Suriye)
TÜRKİYE: Hilal, Sude, Karmen, Beren, Elif Su, Hanife Nur, Gülce (L) (Çağla, Sudenaz, İpar, Melisa Ege)
TAYLAND: Khamtrareaksa, Srilaoong, Kunmuang, Inchan,
Chaiyaphet, Thanapan, Nahuanong (L) (Thongyos, Soosuk, Maneewong,
Loeksawang, Maneesri)
SETLER: 25-20, 25-18, 25-19
SÜRE: 77 dakika (25’ 26’ 26’)
20 Yaş Altı Kız Milli Takımımızın Dünya Şampiyonası’ndaki maç programı şöyle:
10 Temmuz 2021
TSİ 19.30 Türkiye-Rusya – Canlı Yayın
11 Temmuz 2021
TSİ 19.30 ABD-Türkiye
Fenerbahçe'ye yeni forma sponsoru (PUMA Forma Lansmanı Full Video)
Fenerbahçe Kulübü, spor markası PUMA ile futbol takımlarının resmi forma sponsorluğu için sözleşme imzaladı. Törende konuşan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, "Yönetim kurulu olarak karar verdik, yıldızlı formalar kullanmayacağız" dedi.
Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi 1907 Tribünü'nde yapılan sponsorluk anlaşmasının imza töreni, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, PUMA Türkiye Genel Müdürü Taner Seyis ve sarı-lacivertli kulübün genel sekreteri Burak Kızılhan'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Üçüncü forma 19 Ağustos'ta tanıtılacak
Fenerbahçe ile PUMA arasındaki anlaşmanın süresinin 2 yıl olduğu açıklandı. İç saha ve deplasman formaları imza töreninde tanıtılırken, üçüncü formanın 19 Ağustos'ta global bir etkinlikle duyurulacağı belirtildi.
İmza töreninde konuşan Ali Koç, tarihi bir imza attıklarını vurgulayarak, "Çok uzun bir iş birliğinden sonra yeni bir markayla Fenerbahçe Futbol Takımı olarak bir iş birliğine giriyoruz. Yeni iş birliğimiz inşallah hayırlı uğurlu olur. 30 küsur seneyi aşkın bir iş birliğine son veriyoruz. Fenerbahçe'nin tarihinde iki marka olmuş biri adidas diğeri Fenerium. Adidas'a teşekkür etmek istiyorum. Sağlıklı güzel bir iş birliğimiz oldu. Bazı yerlerde asgari müşterekte buluşamıyorduk. Bir ihaleye çıktık pek çok markadan teklif aldık ve PUMA ile ilerlemeye karar verdik. PUMA global bir marka, Avrupa Şampiyonası'nda ne kadar çok takımda PUMA forması olduğunu gördünüz." ifadelerini kullandı.
"Yönetim kurulu olarak karar verdik artık yıldızlı formalar kullanmayacağız"
Fenerbahçe'nin iş birliği yaptığı tüm markalara güç kattığının altını çizen Koç, şöyle devam etti:
"Fenerbahçe nereye gitse bolluk bereket getirir. Belki dikkatiniz çekecek formamızda bu sene yıldız yok. TFF'ye yaptığımız başvuruda da bizim derdimiz yıldız, para değil. 28 şampiyonluğumuz resmiyet kazanmamış. 1923'te kurulan Cumhuriyet ve federasyon var ama 36 yıllık süreçte yapılan ulusal turnuvalar tamamen göz ardı edilmiş. Biz de diyoruz ki bu hatadan dönelim. Buradan da olumlu haberleri bekliyoruz. Yönetim kurulu olarak karar verdik artık yıldızlı formalar kullanmayacağız. Bu PUMA için şanstı. Her türlü dizayn farklılıkları olabilir. 19 Ağustos'ta çıkacak formamızda göreceksiniz, çok farklı bir yaklaşım olacak. Ticari anlamda da yaptığımız anlaşmanın faydalarını geçmiş anlaşmalara göre daha yüksek olarak görüyoruz. PUMA kendine has Fenerbahçe'ye özel bir koleksiyon yapacak. Bu da bizi heyecanlandırıyor. 19 Ağustos'ta büyük bir lansman olacak, dünyada tanınan 5 kulübün yapacağı bir lansman olacak. 2 senelik bir anlaşmamız var, ben bunu sağlıklı görüyorum. Göreceksiniz ki PUMA bu iş birliğinden memnun olacaktır. PUMA Türkiye'de ciddi anlamda büyüyecektir. İş birliğimiz sırasında PUMA'nın gösterdiği pozitif yaklaşımlar, çabuk dönüş yapması kararımızı etkiledi."
Koç: "Umarım bu formalar bize şans getirir"
2022-2023 sezonu formalarını da kararlaştırdıklarını açıklayan Ali Koç, "Bu sezon formalarımızı göreceksiniz, çok heyecanlıyız ama önümüzdeki sezon için daha da heyecanlıyız. Kalıplar dışı bir forma yaklaşımı geliyor. 19 Temmuz'da forma lansmanı yapardık, bu sene bayrama denk geldiği için yapmıyoruz. Ben PUMA'ya rahatsızlığımı belirttim ne yazık ki formalar sızdı. Reklam ajansını değiştiririm olacak iş değil çok rahatsız olduk. Bence formaların, Avrupa'da olduğu gibi son maçta lansmanını yapmakta fayda var. En azından bizim ülkemizde gizli tutulamıyor. Bu konudaki rahatsızlığımızı iletmek istiyoruz. Formalardan çok mutluyuz, umarım siz de aynı duygu ve düşünce içinde olursunuz. Umarım bu formalar bize şans getirir. Yeni iş birliğinin hayırlı olmasını temenni ediyorum. 19 Ağustos'ta Avrupa maçımız olabilir. Kalıplar dışı formamızı dünyada ilk giyen takım olabiliriz." şeklinde konuştu.
Ali Koç, bu sene forma fiyatlarının 319 lira olduğunu da açıkladı.
Taner Seyis: "Geçen yıldan bu yana inanılmaz bir yolculuk oldu"
Fenerbahçe ile yaptıkları anlaşmadan dolayı mutlu olduklarını söyleyen PUMA Türkiye Genel Müdürü Taner Seyis de "Geçen yıldan bu yana inanılmaz bir yolculuk oldu. Her iki tarafın çok yoğun çalışıp buraya getirdiği bir yolculuk. Hepiniz PUMA markasının mirasını biliyorsunuz. Futbol bizim genlerimizde var. Zaman içinde çok ikonik futbolcular bizleydi, Maradona, Pele gibi. Milan ve Manchester City gibi takımlarla çalışıyoruz. Ali Bey'le tanışınca biz de Fenerbahçe'ye böyle bir elit hizmet vermek istedik. Bugün ilk kez kullanılan antrenman formasıyla ilgili çok güzel geri dönüşler aldık. Hem PUMA'nın hem de Fenerbahçe'nin ne kadar büyük çaba gösterdiğini takdir edeceklerdir." ifadelerini kullandı.
Taraftarların formaları beğeneceğine inandığını aktaran Seyis, "İç saha formamızın boyun kısmında Mustafa Kemal Atatürk'ün imzası var. Bu imza çok iyi bir tasarımlı şekilde yer alıyor. İnanıyorum ki taraftarlar iç ve dış saha formasıyla gurur duyacak. Profesyonel formalarımızda daha önce hiç duyulmamış, iki önemli teknoloji var hiç terleme yapmaması ve formaların oyuncunun kaslarına uyum sağlaması." diye konuştu.
Burak Kızılhan: "Formamız global PUMA storelarda yer alacak"
Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Burak Kızılhan da PUMA ile yeni bir serüvene başladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"PUMA gibi bir dünya markası ile çalışmaktan çok mutluyuz. PUMA Fenerbahçe'nin vizyonunun çok iyi bir şekilde özümsedi. Yaptığımız iş birliğinin küresel ölçekte olmasından kulübümüzün Manchester City, Milan, Dortmund gibi dünya devleriyle eş değer görmesinden mutluyuz. Formamız global PUMA storelarda yer alacak. Tasarım süreçlerinin içinde olacağımız formalarımız taraftarlarımızın beğenisine sunulacak. Önümüzdeki dönemlere damga vuracak Fenerbahçe formaları olacak. Şimdilik 2 yıl olarak anlaşılan iş birliğinin çok daha uzun soluklu bir yolculuk olacağına inanıyorum. Yeni sezon iç saha ve deplasman formalarımız bugün itibarıyla Feneriumlarda taraftarla buluşacak. Üçüncü formamızın satışı PUMA'nın sponsor olduğu diğer üst düzey takımlarla birlikte 19 Ağustos'ta tüm dünyada yapılacak global iletişimle satışa çıkacak. Umuyorum ki birlikte büyük başarılara yürüyeceğimiz bir süreç olacak. İş birliğinin Fenerbahçemiz ve PUMA için hayırlı olmasını diliyorum. İki güçlü armanın birbirlerine uğurlu gelmesini diliyorum."