Bu sezon süre aldığı her maçta kalitesini ortaya koyan Türk futbolunun 17 yaşındaki yeni süperstar adayı Arda Güler; yalnızca Fenerbahçe'nin değil, ay yıldızlı milli takımımızın da en önemli umut ışıklarından birisi.
25 Şubat'ta 17 yaşına giren Türk futbolunun yeni süperstar adayı Arda Güler; mevcut Fenerbahçe kadrosunda sarı lacivertlilerin izlenmeye değer en önemli isimlerinden biri olarak göze çarpıyor. Bu sezon hem ligde hem de Avrupa'da süre aldığı hemen her dakikada önemli işlere imza atan Arda, dün oynanan Alanyaspor maçında da 16 dakika oyunda kalıp 1 gol 1 asistle yine parladı.
Alanyaspor filelerini sarsarak 17 yaş 16 gün ile Fenerbahçe formasıyla Süper Lig tarihinde gol atan en genç oyuncu olan ve şimdiden sarı lacivertli takımın tarihine geçen Arda'nın vaadettikleri, şu ana kadar ortaya koyduklarından çok daha fazla...
Alt yaş kategorilerinde yıllardır adını sıklıkla duyduğumuz Arda, Fenerbahçe formasını bu sezon ilk kez Avrupa Ligi Elemeleri'nde HJK Helsinki'ye karşı giydi. Muhammed Gümüşkaya ile yaklaşık son yarım saat sahada boy gösteren Arda, oyuna girdikten sonra getirdiği enerji ve topa olan hakimiyetiyle iz bırakmıştı.
Nitekim genç oyuncu hem Helsinki maçının rövanşında hem de aynı hafta içi Antalyaspor'a karşı oynadığı ve bir asist yaptığı Süper Lig müsabakasındaki performansıyla sarı lacivertli taraftarların hayli heyecanlanmasına neden olmuştu. 19-26 Ağustos arası oynanan 3 maçta kısıtlı süreler alan Arda, yeteneğiyle "bir yıldız doğuyor" hissiyatını çoktan uyandırmıştı.
Ağustos ayında oynanan maçların ardından gerek sarı lacivertli kulübün zirve yarışından uzaklaşması gerek de Arda'nın yaşadığı sakatlık, genç oyuncunun formasından uzak kalmasına sebep oldu. Sağlığına kavuştuktan sonra yine Kadıköy'de oynanan UEFA Avrupa Konferans Ligi play-off ilk maçında Slavia Prag'a karşı son 15 dakika maça giren genç yıldız adayı, iyi futbolunu bu kez Ferdi Kadıoğlu'na yaptığı asistle süslemişti.
Aynı hafta Hatayspor'a karşı ilk kez bir lig maçında 11'de başlayan Arda, sahada kaldığı 73 dakika yine kalitesini çok net bir biçimde göstermişti. Arda'nın neden "Harika Çocuk" olarak lanse edildiğini ise Prag'a karşı oynanan rövanş maçında tüm dünya gördü. Yedekten oyuna dahil olan ve yaklaşık 30 dakika sahada kalan Arda, Berisha'nın attığı gol öncesi ceza sahası içinde attığı çalımlarla pozisyonu hazırlamış ve izleyenleri mest etmişti.
Son olarak dün oynanan Alanyaspor müsabakasında 16 dakika sahada kalan başarılı futbolcu, attığı şık gol ve yaptığı klas asistle kumaşını ortaya bir kez daha koydu. Sezon başından beri Fenerbahçe'de çok kısıtlı süreler almasına karşın ortaya çok başarılı bir grafik koyan Arda, yalnızca sağ kanatta oynadığı Kasımpaşa maçında beklentilerin altında kalmıştı. Bunun temel nedeni de bir önceki cümlede zaten yazdığı üzere; sağ kanatta oynaması...
Asıl mevkisi 10 numara olan Arda, dünkü Alanyaspor maçında da 74. dakikada Mesut Özil'in yerine oyuna girdi. Fenerbahçe'nin 2-0 önde götürdüğü müsabaka 2-2'ye gelmişti. 17 yaşındaki Arda Güler, maça dahil olduktan sonra deyim yerindeyse sahada ipleri eline aldı. Savunmadan top çıkardı, takımını rahatlattı ve ataklarda oyunun yönünü değiştirdi.
Nitekim Fenerbahçe'nin maçtaki 3. golüne imza atan Arda'nın rakip fileleri sarmasının dışında pozisyonda çok değerli iki tane daha detay var. Birincisi; topu Fenerbahçe'nin hücum yönünde orta sahanın sağında ayağına alan Arda, kafasını kaldırıp oyunu boşta olan takımın sol beki Szalai'ye doğru genişletti.
İkincisi; attığı pastan sonra stabil kalmayan Arda, ceza sahasına doğru koşusunu sürdürdü ve Rossi'nin indirdiği topta en ideal yerde şutunu attı. Tabi burda değerli olan bir başka nokta da genç oyuncunun yaptığı son vuruş. Adımlayışı, vuruş şiddeti ve sıçrayıp yere doğru sektirerek kaleye göndermesi de tamamıyla oyuncunun yeteneği, tıpkı Berisha'ya yaptığı asistteki gibi...
Arda'nın yaptığı vuruşta Nuri Şahin'in 2005 yılında henüz 17 yaşında ay-yıldızlı milli formayla çıktığı ilk maçta Almanya'ya karşı attığı golü anımsayabilirsiniz... Belki Nuri Şahin'in vuruşunda kale daha boştu ancak adımlama, sıçrama, son vuruş, beceri ve ikisinin de 17 yaşında olması benim zihnimde pozisyonları eşleştirdi... Büyük şanssızlıklar yaşamadığı sürece Arda'yı da tıpkı Nuri gibi Dortmund, Real veya Liverpool formalarıyla izlemek hayal değil...
Daha uygun bir zemin yok
Fenerbahçe'nin bu sezon bulunduğu konum belki de Arda Güler'in en büyük şansı. Avrupa ve Türkiye Kupası'ndan elenen sarı lacivertliler, ligde ise ikincilik mücadelesi veriyor. Dolayısıyla geleceği inşa etmek adına yapılması gereken en doğru hamlenin, tüm spor kamuoyunun hemfikir olduğu şekilde Arda'yı kalan tüm maçlarda sahaya sürmek olduğunu düşünüyorum.
Zihnen olgun, fikren istekli, bedenen yetenekli
Henüz 17 yaşında olmasına karşın sahada hiçbir zaman sorumluluk almaktan çekinmeyen Arda, pek alışmadığımız bir şekilde takım arkadaşlarını pas ve dizilim konusunda sıklıkla uyarıyor. Oyunu kurma, atağın yönünü değiştirme, pas kalitesi, çalım becerisi ve savunma yardımı gibi birçok noktada maçın içerisinde olan Arda, futbolseverlere gelecek adına çok şey vaadediyor.
En büyük avantajı aidiyeti
Genç yıldız adayının kısa sürede bu denli başarılı olmasının saha içi faktörlerin ve yeteneğinin dışında en büyük nedeni ise Fenerbahçe'ye karşı olan aidiyeti. Çocukluğundan beri sarı lacivertli renklere gönül veren Arda'nın heyecanı ve isteği hemen hemen her pozisyonda ekranlara yansıyor. Bunu geçtiğimiz hafta Trabzonspor karşısında Zajc'ın attığı golde ısınırken yaşadığı sevinçten de görebiliriz.
Handikaplar
Şüphesiz Arda Güler'in önünde duran en büyük handikap, ülkemizde genç oyunculara olan bakış. Türkiye Kupası maçlarında oynatmak, son dakikalarda süre vermek, hedefsiz kaldığında sahaya sürmek gibi gereksiz alışkanlıklarımız var. Ancak Arda'nın da tüm bu tabuları yıkabilecek yeteneği, isteği ve performansı olduğu aşikar.
Bunun dışında genç yıldız adayının karşısındaki bir başka engel ise Fenerbahçe'nin kadro yapısı. Sağ kanatta oynadığı Kasımpaşa maçı gösterdi ki Arda -tüm futbolcularda olduğu gibi- kendi mevkisinde mücadele etmeli. Problem burada başlıyor. Arda'nın pozisyonunda Mesut Özil, İrfan Can Kahveci, Mert Hakan Yandaş ve hatta Pelkas gibi isimler var.
Ancak özellikle Mesut Özil gibi bir dünya yıldızının, İrfan Can gibi ülkemizin en yetenekli orta sahalarından birinin yakın markajında olmak, Arda Güler'in en büyük şansı da olabilir. Zaten bunun bilincinde olan Arda her iki oyuncudan da öğreneceği çok şey olduğunu sıklıkla dile getiriyor.
Son olarak şöhretin ateşten gömlek olduğu gerçeğini baz alarak yeşil sahalarda genç yaşta kazanılan popülerliğin (Muhammed Demirci) veya oyuncuya yüklenen misyonun ağır geldiğini (Ömer Faruk Beyaz) gördüğümüz örnekler de mevcut.
"Harika Çocuk" (Wonderkid) kavramının en özel isimlerinden
Arda Güler; geleceğin en büyük yıldızlarından olması beklenen ve içinde bulunduğu jenerasyonun özel yetenekleri için kullanılan "Harika Çocuk" (Wonderkid) kavramının ülkemiz futbolunda karşısına yazabileceğimiz isimlerin başında geliyor.
Kalitesi, saha içerisindeki duruşu, soğukkanlılığı ve topla olan ilişkisi Arda'nın dünya üzerinde söz sahibi olabilecek bir yeteneğinin kanıtı. Bundan sonrası için genç yıldız adayının İhtiyacı olan tek şey, en çok sevdiği işi yapmak ve meşin yuvarlağın peşinde koşmak...
Kaynak : Emre Akdemir - TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder