Sayfalar

7 Mayıs 2022 Cumartesi

Portekiz'de şampiyon Porto

Portekiz Premier Lig'de Porto, uzatma dakikalarında bulduğu golle Benfica'yı 1-0 yenerek şampiyonluğunu ilan etti.

Ligin 33. hafta mücadelesinde, ezeli rakiplerinden Benfica ile deplasmanda karşılaşan Porto'ya galibiyeti getiren golü, 90+4. dakikada Zaidu Sanusi kaydetti.

Ligin bitimine bir hafta kala puanını 88'e çıkaran Porto, bu sonuçla tarihinin 30. şampiyonluğuna ulaştı.

ING Basketbol Süper Ligi’nde Play-Off Eşleşmeleri Belli Oldu

ING Basketbol Süper Ligi'nde 2021-2022 sezonunda play-off eşleşmeleri belli oldu.


Ligde normal sezonu ilk 8'de bitiren Fenerbahçe Beko, Anadolu Efes, Galatasaray Nef, Gaziantep Basketbol, Darüşşafaka, Bahçeşehir Koleji, Pınar Karşıyaka ve Frutti Extra Bursaspor play-off'a kalmayı başardı.

Normal sezonun tamamlanmasıyla birlikte ligi lider olarak tamamlayan Fenerbahçe Beko, Frutti Extra Bursaspor ile eşleşirken normal sezon ikincisi Anadolu Efes’in rakibi ise Pınar Karşıyaka oldu. Sezonu üçüncü sırada tamamlayan Galatasaray Nef’in rakibi Bahçeşehir Koleji olurken, Gaziantep Basketbol ile de Darüşşafaka eşleşti.

Play-off çeyrek final eşleşmeleri şu şekilde;

(1) Fenerbahçe Beko - (8) Frutti Extra Bursaspor
(2) Anadolu Efes - (7) Pınar Karşıyaka
(3) Galatasaray Nef - (6) Bahçeşehir Koleji
(4) Gaziantep Basketbol - (5) Darüşşafaka

Play-off çeyrek final eşleşmelerinde iki galibiyet alan takımlar yarı finale yükselecek.

Fenerbahçe Beko - Frutti Extra Bursaspor eşleşmesinin galibi ile Darüşşafaka Tekfen - Gaziantep Basketbol eşleşmesinin galibi, yarı finalde karşı karşıya gelecek.

Anadolu Efes - Pınar Karşıyaka eşleşmesinin kazananı ile Galatasaray Nef - Bahçeşehir Koleji eşleşmesinin kazananı ise diğer yarı final eşleşmesini oluşturacak.

 

Aytemiz Alanyaspor deplasmanda kazandı

Spor Toto Süper Lig'in 36. haftasında Aytemiz Alanyaspor, deplasmanda Adana Demirspor'u 2-1 mağlup etti.

Sezonu ilk 5 içinde bitirmeyi hedefleyen Adana Demirspor ile Aytemiz Alanyaspor ise kozlarını Adana'da paylaştı.

Yeni Adana Stadı'nda oynanan karşılaşmada, Ümit Öztürk görev yaptı.

Mücadele, 2-1'lik Aytemiz Alanyaspor üstünlüğüyle noktalandı.

Konuk ekibe galibiyeti getiren golleri 20. dakikada Tayyip (k.k) ve 76. dakikada Emre Akbaba kaydetti.

Ev sahibi adına 32'de Belhanda'nın kaydettiği gol puan için yeterli olmadı.

Bu sonuçla 58 puana yükselen Aytemiz Alanyaspor haftayı 5. sırada kapatmayı garantiledi.

52 puanlı Adana Demirspor ise 8. basamakta kaldı.

Medipol Başakşehir ile Galatasaray berabere

Spor Toto Süper Lig'in 36. haftasında Galatasaray, deplasmanda Medipol Başakşehir ile golsüz berabere kaldı.

Süper Lig'de kötü bir sezon geçiren sarı-kırmızılı takım, Avrupa kupalarına katılma mücadelesi veren turuncu-lacivertli ekibe konuk oldu.

Başakşehir Fatih Terim Stadı'nda oynanan mücadeleyi hakem Fırat Aydınus yönetti.

Müsabakanın ilk 10 dakikasında pozisyonlar bulan Galatasaray, skoru değiştiremedi. Ardından oyuna ağırlığını koyan ev sahibi takım da girdiği pozisyonları gole çeviremeyince devre arasına golsüz eşitlikle girildi.

Maçın ikinci yarısında sarı-kırmızılılar pozisyon üretmekte zorlanırken, Medipol Başakşehir üst üste tehlikeli ataklar geliştirdi. Sol kanatta Mısırlı hücum oyuncusu Trezeguet ile etkili olan ev sahibi takım, kaleci Fernando Muslera'yı geçemedi. Son dakikalarda Barış Alper Yılmaz ve Bafetimbi Gomis ile pozisyona giren Galatasaray, golü bulamadı. Karşılaşma 0-0 eşitlikle sona erdi.

Bu skorun ardından Galatasaray, puanını 48'e çıkardı ve 13. sırada kaldı. Avrupa kupaları için mücadele eden Medipol Başakşehir ise 61 puanla 4. sırada yer aldı.

Galatasaray'dan üst üste puan kaybı

Sarı-kırmızılı takım, Süper Lig'de son 2 maçında sadece 1 puan alabildi. Ligde kötü bir sezon geçiren ve inişli çıkışlı bir grafik çizen Galatasaray, 35. haftada sahasında 3-2 kaybettiği Demir Grup Sivasspor maçının ardından Medipol Başakşehir karşılaşmasında da puan kaybetti.

Başakşehir'e 5 maçtır kaybetmiyor

Galatasaray, son yılların formda takımı Medipol Başakşehir'e 5 maçtır yenilmiyor.

Turuncu-lacivertliler karşısında son yenilgisini 2019-2020 sezonunun ilk yarısında sahasında yaşayan sarı-kırmızılılar, sonrasındaki 5 müsabakada 2 galibiyet, 3 beraberlik yaşadı. Söz konusu karşılaşmalarda 7 gol atan Galatasaray, kalesinde 2 gol gördü.

Galatasaray, deplasmanda rakibine karşı son 4 maçı da kaybetmedi. Sarı-kırmızılılar, dış sahadaki müsabakalarda 1 galibiyet ve 3 beraberlik elde etti.

Maçtan Dakikalar

6. dakikada Taylan Antalyalı'nın sağdan ortasında altıpas gerisinde yükselen Mustafa Muhammed'in kafayla vurduğu top, az farkla üstten auta gitti.

8. dakikada Babel'in sağdan ortaladığı top arka direkteki Berkan Kutlu'da kaldı. Bu oyuncunun düzelttikten sonra yaptığı vuruşta araya giren savunma oyuncuları meşin yuvarlağın ağlara gitmesini engelledi.

11. dakikada soldan gelişen atakta ceza sahası içine giren Trezeguet'nin pasıyla sol çaprazda buluşan Berkay Özcan'ın çıkardığı sert şutta kaleci Muslera direk dibinde yatarak meşin yuvarlağı kornere çeldi.

39. dakikada Taylan Antalyalı'nın hatalı pasında topu kapan Deniz Türüç'ün uzak mesafeden şutunda, meşin yuvarlak yandan auta çıktı.

41. dakikada Berkay Özcan'ın ara pasına hareketlenen Guldbrandsen, kaleciyle karşı karşıya kaldı ancak zamanında çıkan Muslera yatarak meşin yuvarlağın sahibi oldu.

44. dakikada Cicaldau'nun ceza sahası dışından şutunda top yavaş gitti ve kaleci Volkan Babacan meşin yuvarlağı kontrol etti.

Müsabakanın ilk yarısı golsüz beraberlikle sonuçlandı.

55. dakikada Deniz Türüç'ün ceza sahası dışı sağ çaprazdan şutunda top yandan auta gitti.

56. dakikada Deniz'in sağdan ortasında altıpas önünde yükselen Berkay Özcan'ın kafayla vurduğu top, uzak direğin yanından auta çıktı.

64. dakikada Başakşehir'in sağdan kullandığı kornerde savunmanın uzaklaştırmak istediği top ceza sahası dışındaki Tolga Ciğerci'nin önünde kaldı. Bu oyuncunun gelişine sert şutunda, kaleci Muslera uçarak güçlükle meşin yuvarlağı kornere çeldi.

Aynı dakikada soldan ceza sahasına giren Trezeguet dar açıdan şutunu çekti, ancak top uzak direğin dibinden auta çıktı.

67. dakikada sağdan yapılan ortada ceza sahasının ters kanadında topu alan Trezeguet önünü açtıktan sonra şutunu çekti. Önce kaleci Muslera, ardından da savunmadaki Nelsson'un müdahalesiyle meşin yuvarlağın ağlara gitmesi önlendi.

69. dakikada Berkay Özcan'ın ceza sahası dışı sol çaprazdan şutunda, kaleci Muslera yatarak topun sahibi oldu.

77. dakikada sağdan ceza sahasına giren Guldbrandsen'in sert şutunda, Muslera topu güçlükle kornere yumrukladı.

89. dakikada Gomis'in ceza sahası dışından şutunda, kaleci Volkan Babacan son anda topu kornere çeldi.

90+3. dakikada yaklaşık 1 dakika önce oyuna giren Barış Alper Yılmaz, sol kanatta topla buluştuktan sonra şutunu çekti ancak top az farkla yandan auta gitti.

90+4. dakikada rakip ceza alanı civarında iyi paslaşan Galatasaray'da top son olarak ceza sahası ön çizgisi üzerindeki Van Aanholt'ta kaldı. Hollandalı oyuncunun vuruşunda kaleci Volkan sağına yatarak topun ağlara gitmesini önledi. Altıpasa düşen topu takip eden Barış Alper Yılmaz'ın vuruşunda ise meşin yuvarlak direğe çarparak oyun alanını terk etti.

Pozisyonun ardından hakem Fırat Aydınus son düdüğü çaldı ve maç golsüz eşitlikle bitti.

Stat: Başakşehir Fatih Terim

Hakemler: Fırat Aydınus, Erdem Bayık, Özgür Ertem

Medipol Başakşehir: Volkan Babacan, Caiçara, Efe Arda Koyuncu, Epureanu, Lucas Lima, Mahmut Tekdemir (Dk. 90+2 Aleksic), Tolga Ciğerci, Berkay Özcan (Dk. 79 Chadli), Deniz Türüç (Dk. 79 Serdar Gürler), Trezeguet, Guldbrandsen

Galatasaray: Muslera, Boey, Nelsson, Alpaslan Öztürk, Van Aanholt, Taylan Antalyalı (Dk. 80 Halil Dervişoğlu), Berkan Kutlu, Babel (Dk. 90+2 Barış Alper Yılmaz), Cicaldau (Dk. 68 Pulgar), Kerem Aktürkoğlu (Dk. 80 Morutan), Mustafa Muhammed (Dk. 68 Gomis)

Filenin Efeleri’nin Avrupa Altın Ligi Geniş Kadrosu Belli Oldu

2022 yılı Milli Takımlar faaliyetleri kapsamında bu yaz ilk olarak son şampiyon apoletiyle CEV Avrupa Altın Ligi’nde mücadele edecek olan A Milli Erkek Voleybol Takımımızın geniş kadrosu belli oldu.

Lig usulü göre oynanacak grup müsabakaları sonunda gruplarını ilk sırada tamamlayan takımlar ve final grubuna ev sahipliği yapacak ülke, Final Four müsabakaları oynamaya hak kazanacak.

Avrupa Altın Ligi’nde A Grubu’nda yer alan Filenin Efeleri, grup aşamasında Portekiz ve Slovakya ile mücadele edecek. Millilerimiz, Türkiye’deki karşılaşmalarını ise Elazığ ve Trabzon’da oynayacak.

CEV Avrupa Altın Ligi Final Four’unda ilk iki sırada yer alacak takımlar, FIVB Challenger Kupası’nda mücadele etme hakkı elde edecek. FIVB Challenger Kupası’nda şampiyon olan takım ise; önümüzdeki yıl FIVB Voleybol Milletler Ligi biletini alacak.

Millilerimizin idari ve teknik kadro ile sporcu kadrosu aşağıdaki gibidir.

İDARİ VE TEKNİK KADRO
Semih Oktay Erkek Milli Takımlar Koordinatörü
Onat Kurt Takım Menajeri
Nedim Özbey Başantrenör
Mert Karatop Yardımcı Antrenör
İlker Altan Yardımcı Antrenör
Ahmet Toçoğlu Yardımcı Antrenör
Ali Rıza Metin İstatistik Antrenörü
Yunus Ünver Kondisyoner
Aykut Yılmaz Masör
Bilal Aslan Fizyoterapist
Murat Mert Yücekök Medya Sorumlusu

 

A MİLLİ ERKEK VOLEYBOL TAKIMI GENİŞ KADROSU

ADI SOYADI POZİSYONU KULÜBÜ

Arslan Ekşi Pasör Ziraat Bankkart

Murat Yenipazar Pasör Galatasaray HDI Sigorta

Adis Lagumdzija Pasör Çaprazı Piacenza

Oğuzhan Tarakçı Pasör Çaprazı Altekma

Burutay Subaşı Smaçör Arkas

Baturalp Burak Güngör Smaçör Spor Toto

Efe Bayram Smaçör Halkbank

Yasin Aydın Smaçör Galatasaray HDI Sigorta

Yiğit Gülmezoğlu Smaçör Halkbank

Mirza Lagumdzija Smaçör Arkas

Mert Matiç Orta Oyuncu Spor Toto

Vahit Emre Savaş Orta Oyuncu Galatasaray HDI Sigorta

Bedirhan Bülbül Orta Oyuncu Ziraat Bankkart

Doğukan Ulu Orta Oyuncu Galatasaray HDI Sigorta

Faik Samed Güneş Orta Oyuncu Ziraat Bankkart

Beytullah Hatipoğlu Libero Galatasaray HDI Sigorta

Caner Ergül Libero Halkbank

Volkan Döne Libero Halkbank

VavaCars Fatih Karagümrük seriye bağladı

Spor Toto Süper Lig'in 36. hafta mücadelesinde VavaCars Fatih Karagümrük, sahasında Göztepe'yi 3-1 mağlup etti ve üst üste 3. galibiyetini aldı.

Spor Toto Süper Lig'in 36. haftasında VavaCars Fatih Karagümrük, Göztepe'yi ağırladı.

Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan müsabaka hakem Mustafa Kürşad Filiz düdük çaldı.

Müsabaka, 3-1'lik ev sahibi ekip üstünlüğüyle noktalandı.

Kırmızı-siyahlılara galibiyeti getiren goller Borini, Emre Mor ve Burak Bekaroğlu'ndan geldi.

Göztepe adına Baku'nun golü puan için yeterli olmadı.

Üst üste üçüncü galibiyetini alan Volkan Demirel'in öğrencileri, 56 puan ve maç fazlasıyla 5. sıraya yükseldi.

Küme düşmesi kesinleşen 28 puanlı Göztepe ise 19. sırada kaldı.

Paşa, Yiğido'yu ikinci yarıda yıktı

Spor Toto Süper Lig'in 36. haftasında Kasımpaşa, ikinci yarıda bulduğu gollerle Demir Grup Sivasspor'u deplasmanda 3-1 mağlup etti.

Bahçeşehir Koleji Sivas 4 Eylül Stadı'nda oynanan mücadelenin ilk yarısı golsüz sona erdi.

Konuk Kasımpaşa, 58. dakikada Evren Eren Elmalı'nın golüyle 1-0 öne geçti. 73'te Valentin Eysseric ile bir gol daha bulan İstanbul ekibi, farkı 2'ye çıkardı: 0-2

77. dakikada gol kralığı yarışının iddialı isimlerinden Umut Bozok sahneye çıktı. Bu dakikada fileleri havalandıran Umut, skoru 3-0 yaptı.

Karşılaşmanın skorunu 90+3. dakikada Demir Grup Sivasspor'dan Jorge Felix ilan etti: 1-3 

Bu sonuçla Sivasspor, 48 puanda kalırken sezonun ikinci yarısında büyük çıkış yakalayan Kasımpaşa ise puanını 50'ye çıkardı.

Chelsea satıldı

İngiltere Premier Lig kulübü Chelsea, Todd Boehly öncülüğündeki konsorsiyum tarafından 4,25 milyar sterlin karşılığında satın alındı.

Rus iş insanı Roman Abramovich'in, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı nedeniyle İngiltere hükümetinin kendisine yönelik yaptırım kararı sonrası satışa çıkardığı Chelsea'nin yeni sahibi belli oldu.

Kulüpten yapılan açıklamaya göre, Amerikan Beyzbol Ligi takımlarından Los Angeles Dodgers'ın ortağı Todd Boehly'nin yanı sıra Clearlake Capital, Mark Walter ve Hansjoerg Wyss'in aralarında bulunduğu grupla anlaşmaya varıldı. Satışın mayıs ayı sonunda tamamlanmasının beklendiği belirtildi.

Anlaşma gereği yatırımın 2,5 milyar sterlinlik kısmı, kulüp hisselerini satın almak için kullanılacak ve daha önce Abramovich'in açıkladığı gibi hayır kurumlarına bağışlanmak üzere Büyük Britanya'daki dondurulmuş bir banka hesabına yatırılacak. Hesaptaki para İngiliz devletinin onayı olmadan transfer edilemeyecek.

Paranın 1,75 milyar sterlinlik kısmı ise Stamford Bridge Stadı, akademi, kadın takımı, Kingsmeadow Stadı ve Chelsea Vakfı için yapılacak ek yatırımlara aktarılacak.

76ers ve Mavericks farkı bire indirdi (Özet)

Amerikan Basketbol Ligi (NBA) konferans yarı finallerindeki ilk maçlarını kazanan Philadelphia 76ers ve Dallas Mavericks, serilerini 2-1'e getirdi.

NBA play-off'larına 2 karşılaşmayla devam edildi. Philadelphia 76ers, göz çukurundaki kırık nedeniyle 2 maç kaçıran Joel Embiid'in formasına kavuştuğu mücadelede, Doğu Konferansı lideri Miami Heat'i 99-79 mağlup etti.

Özel bir maskeyle sahaya çıkan ev sahibi 76ers'ın all-star pivotu Embiid, 18 sayı, 11 ribauntla "double double" yaptı. Danny Green ve Tyrese Maxey 21'er, James Harden da 17 sayı attı.

Yüzde 35,1 saha içi isabetiyle oynayan Heat'i, 33 sayı, 9 ribaunt üreten Jimmy Butler ayakta tutmaya çalıştı.

76ers'ta forma giyen Furkan Kormaz ve Heat'te oynayan Ömer Faruk Yurtseven skora katkı yapamadı.



Mavericks, Suns serisinin 3. maçını kazandı

Dallas Mavericks, 2-0 geride olduğu Batı Konferansı yarı final serisinde, konuk ettiği Phoenix Suns'ı 103-94 yendi.

Mavericks'i galibiyete, 28 sayı, 5 asist üreten Jalen Brunson ve 26 sayı, 13 ribaunt, 9 asistle "double double" yapan Luka Doncic taşıdı.

Normal sezonun en yüksek galibiyet yüzdesine sahip Suns'ta Jae Crowder 19 sayı, 7 ribaunt, 5 asist, Devin Booker 18 sayı, 6 asist ve Deandre Ayton 16 sayı, 11 ribauntla oynadı.



Formula 1 heyecanı ABD'de sürecek

Formula 1 Dünya Şampiyonası'nda heyecan, ABD'nin ev sahipliği yapacağı sezonun 5. yarışı Miami Grand Prix'si ile sürecek.

ABD'nin Miami kentiyle aynı adı taşıyan 5,4 kilometrelik pistte 57 tur üzerinden yapılacak etapta sıralama turları bu akşam TSİ 23.00, yarış ise 8 Mayıs Pazar günü TSİ 22.30'da başlayacak.

Şu ana kadar Ferrari takımından Charles Leclerc ve Red Bull'dan Max Verstappen ikişer kez podyumun zirvesine çıktı.

Pilotlar ve takımlar klasmanının sıralaması şöyle:

Pilotlar

1 Charles Leclerc
Ferrari 86
2 Max Verstappen
Red Bull Racing RBPT 59
3 Sergio Perez
Red Bull Racing RBPT 54
4 George Russell
Mercedes 49
5 Carlos Sainz
Ferrari 38
6 Lando Norris
McLaren Mercedes 35
7 Lewis Hamilton
Mercedes 28
8 Valtteri Bottas
Alfa Romeo Ferrari 24
9 Esteban Ocon
Alpine Renault 20
10 Kevin Magnussen
Haas Ferrari 15
11 Daniel Ricciardo
McLaren Mercedes 11
12 Yuki Tsunoda
AlphaTauri RBPT 10
13 Pierre Gasly
AlphaTauri RBPT 6
14 Sebastian Vettel
Aston Martin Aramco Mercedes 4
15 Fernando Alonso
Alpine Renault 2
16 Zhou Guanyu
Alfa Romeo Ferrari 1
17 Alexander Albon
Williams Mercedes 1
18 Lance Stroll
Aston Martin Aramco Mercedes 1
19 Mick Schumacher
Haas Ferrari 0
20 Nico Hulkenberg
Aston Martin Aramco Mercedes 0
21 Nicholas Latifi
Williams Mercedes 0

Takımlar

1 Ferrari 124
2 Red Bull Racing RBPT 113
3 Mercedes 77
4 McLaren Mercedes 46
5 Alfa Romeo Ferrari 25
6 Alpine Renault 22
7 AlphaTauri RBPT 16
8 Haas Ferrari 15
9 Aston Martin Aramco Mercedes 5
10 Williams Mercedes 1

6 Mayıs 2022 Cuma

Dijital sponsorluk devri

Teknoloji, son yıllarda spor endüstrisini dönüştürdü. Futbolda video yardımcı hakem (VAR) veya Teniste Hawk-Eye sistemi gibi yardımcı teknolojiler oyunun kurallarını değiştirdi.

Küresel salgının sonuna sanırım artık geldik, ancak özellikle 2 yılı aşkın bir süredir spor sektörüne yeni kavramlar kazandıran pandemi süreci spor endüstirisinin her alanına etkilerini farklı bakış açılarıyla değerlendirmek de gerek. Spor hukukundan, spor organizasyonlarının içeriğine, spor medyasından bugünkü konumuz olan dijital sponsorluk süreçlerine kadar.

Geleneksel spor sponsorlukları tarihe mi karışıyor acaba?

Sponsorluk ve spora yatırım konusuna kişisel olarak geleceğe iyimser bakıyorum.Yalnızca önceki seviyelerine geri dönmekle kalmayacak, aynı zamanda daha verimli, daha dijital ve daha veri odaklı bir biçimde geri geleceğine inanıyorum. Bence sorulması gereken soru şu, Spor endüstirisinin yeni küresel sponsorluk mimarisinin nasıl planlanacağıdır.

Dijital sponsorluk devriminin başlangıcı ve Spor yönetiminde dijitalleşme

Sponsorluk sektörünün dijital dönüşümü, pandemiden çok önce başlamıştı. 2014'te spor sponsorluğu için dijital pazar, aynı şeyi yapmaya, sponsorluk endüstrisini dijitalleştirmeye çalışan bazı dijital rakipler zaten vardı. Ancak o zaman piyasa hazır değildi. 2012 yılında Hollanda’da Ajax akademi bulunduğum günlerde spor yönetiminde dijitalleşme konusu açıldığında üçüncü ligden bir Alman futbol kulübünün sponsorluk menajerinin bir konferansta bize güldüğünü hala çok net hatırlıyorum. Bize hiçbir profesyonel spor organizasyonunun dijital sponsorluk araçlarını kullanmayacağını ve zaten ek sponsorlara ihtiyaç duymayacaklarını söyledi. Yıl 2022 ve yanıldığını görmemek elde değil. 2022'ye hızlı bir şekilde ilerleyen ve sponsorluk endüstrisinin dijitalleşmesi tamamen devam ediyor.Şu anda son trend spor teknolojilerine yatırım yapan firmaların dijital sponsorluk konusunda önde olduklarını gösteriyor.

 Teknoloji spor sponsorluğunu nasıl dönüştürüyor?

Teknoloji, son yıllarda spor endüstrisini dönüştürdü. Futbolda video yardımcı hakem (VAR) veya Teniste Hawk-Eye sistemi gibi yardımcı teknolojiler oyunun kurallarını değiştirdi. Ayrıca, yeni dağıtım kanalları ve formatları, canlı sporların taraftarlar tarafından tüketilme şekli üzerinde önemli bir etkiye sahip oldu.

Sosyal medya, markaların erişimlerini önemli ölçüde artırmasına ve imajlarını daha küresel hale getirmesine izin verdi. Sanal gerçeklik (VR) veya artırılmış gerçeklik (AR), hologramlar veya Formula 1'in Sanal Padok Kulübü gibi özel çevrimiçi içerikler gibi yeni uygulamalar, insanların günlük yaşamlarına ve spor organizasyonlarının iş dünyasına giriyor.

Spor sponsorluğu için bu gelişmeler önemli fırsatlar sunuyor. İlk olarak, mevcut fiziksel haklara ek olarak yeni dijital reklam hakları kullanılabilir. Amazon Web Services (AWS) ve Ulusal Futbol Ligi (NFL) ortaklığı hemen akla geliyor. Bu sponsorluk yalnızca ek pazarlanabilir haklar yaratmakla kalmadı, aynı zamanda AWS'nin dijital marka değerleriyle mükemmel bir uyum içindedir ve spora ek iç görüler sağlayarak taraftar deneyimini geliştirir. İlgili tüm taraflar için net bir kazan-kazan-kazan...

İkinci olarak, dijitalleştirme aynı içeriği birden çok kanalda yeniden üreterek geleneksel sponsorluğun erişimini de artırır. Sanal çevre reklamlarıyla hak sahipleri (veya yayıncılar) aynı envanteri farklı markalara farklı akışlarda yeniden satabilir, Üçüncüsü, sayısallaştırma, sponsorluk yöneticilerine ölçülebilir verilere dayalı daha iyi kararlar verme yetkisi verir. Bunun önemi fazla tahmin edilemez. Sponsorluk, diğer pazarlama biçimleriyle rekabet halindedir ve her zaman böyle olmuştur. Bunların çoğu, uzun süredir karmaşık hedef kitleyi dahil etmiş ve tekliflerine verilere ulaşmış olsa da, sponsorlukta öngörülen erişim için güvenilir bir ölçüm bile elde etmek uzun zamandır zor olmuştur. Son olarak, sponsorluk yönetim süreci de giderek daha dijital hale geliyor. Bu, işlem maliyetlerini önemli ölçüde azaltır ve markaların ve hak sahiplerinin zamanlarını yönetim yerine sponsorlukların etkinleştirilmesine odaklamalarına olanak tanır. Kabul etmek gerekir ki, sponsorluk hala insan temelli bir iştir ve bunun değişeceğinden şüpheliyiz. Sponsorluk kararlarının arkasındaki insan sezgisi, algoritmalar veya başka herhangi bir yapay zeka ile tamamen değiştirilemez. Bununla birlikte, bir ortaklık kısa listesi için olası fırsatları belirleme süreci, temasa geçme süreci ve bir anlaşma imzalandıktan sonra tüm idari işler neredeyse tamamen dijitalleştirilebilir.

Özetin Özeti: Dijital sponsorluk süreçlerini sporun her branşında fazlasıyla göreceğiz. Spora yatırım yapan firmaların beklentileri artık eskisi gibi değil ve karşılıklı kazanımlar farklı platformlar üzerinde olacağa benziyor. Bekleyip göreceğiz.

Kaynak : Seçkin Renklibay / TRT SPOR 

Altay ve Çaykur Rizespor küme düştü!

Gaziantep FK ile Kayserispor maçının 1-1 bitmesinin ardından Altay ve Çaykur Rizespor, Spor Toto Süper Lig'e veda etti. 

Süper Lig'de heyecan 36. hafta maçlarıyla devam etti.

Gaziantep FK, evinde Kayserispor ile kozlarını paylaştı. Zorlu mücadele 1-1 sona erdi.

Bu skorla puanını 43'e yükselten Gaziantep FK, ligde kalmayı garantiledi.

33'er puana sahip olan Altay ile Çaykur Rizespor Süper Lig'e veda etti.

Altay ve Çaykur Rizespor, Göztepe ile Yeni Malatyaspor'un ardından küme düşen son iki takım oldu.

Gaziantep'te kazanan çıkmadı

Spor Toto Süper Lig'in 36. haftasında Gaziantep FK sahasında Yukatel Kayserispor ile 1-1 berabere kaldı. Bu sonuçla Gaziantep FK kümede kalmayı garantiledi.

Kalyon Stadı'nda oynanan mücadelede konuk ekip 26. dakikada İlhan Parlak'la 1-0 öne geçti. 

Ev sahibi takım 27. dakikada Alexandru Maxim'in attığı golle skoru eşitledi: 1-1.

Gaziantep FK kümede kalmayı garantiledi

Bu sonuçla beraber puanını 16. sıradaki Gaziantep FK puanını 43 yaptı ve kümede kalmayı garantiledi. Böylelikle Altay ve Çaykur Rizespor da kümeye düştü.

Kayserispor ise 44 puanla 14. sırada bulunuyor.

Gaziantep FK gelecek hafta Alanyaspor deplasmanına konuk olacak. Kayserispor ise evinde küme düşmeyi garantileyen Yeni Malatyaspor'u ağırlayacak.

Maçtan Dakikalar

8. dakikada Yukatel Kayserispor gole yaklaştı. Köşe vuruşunu kullanan Onur Bulut'un ortasıyla kale önünde buluşan Campanharo'nun kafa vuruşunda topu kaleci Günay Güvenç çeldi.

25. dakikada Gaziantep FK'nın sol kanattan gelişen atağında ise Recep Niyaz'ın pasıyla ceza sahası önünde buluşan Figueiredo'nun çektiği şutu kaleci Lung sola uzanarak elleriyle uzaklaştırdı.

26. dakikada konuk ekip İlhan Parlak ile golü buldu. Yukatel Kayserispor'un sağ kanattan gelişen atağında, İbrahim Akdağ'ın açtığı ortayı kafayla karşılayan İlhan Parlak meşin yuvarlığı kalecinin sağından ağlara gönderdi: 0-1.

27. dakikada ev sahibi takım beraberliği sağladı. Orta sahadan gelişen Gaziantep FK'nın atağında Maxim'in ceza sahası önünden şutunda top kaleci Lung'un solundan ağlarla buluştu: 1-1.

Karşılaşmanın ilk yarısı 1-1 eşitlikle sona erdi.

53. dakikada Gaziantep FK'lı Maxim'in kullandığı serbest vuruşta, ceza sahasındaki Djilobodji'den seken top Ertuğrul Ersoy'un önüne düştü. Bu futbolcunun şutunda meşin yuvarlak kalenin üstünden az farkla auta çıktı.

55. dakikada Yukatel Kayserispor'un orta sahasında gelişen atağında Abdulkadir Parmak'ın ara pasıyla ceza sahasının içerisinde buluşan Carole Günay Güvenç ile karşı karşıya kaldı. Carole'nin çektiği şutu Günay Güvenç uzaklaştırdı.

58. dakikada sağ kanattan gelişen Yukatel Kayserispor'un atağında ise Emrah Başsan'ın ceza sahasının sağ çaprazından çektiği şut kalenin üst direğinden döndü.

77. dakikada Gaziantep FK'dan Maxim'in kullandığı korner vuruşunu ceza sahasında karşılayan Sagal'ın kafa vuruşunda kaleci Lung meşin yuvarlağı rahatlıkla kontrol etti.

Karşılaşma 1-1 berabere bitti. Bu sonucun ardından Çaykur Rizespor ve Altay Spor Toto 1. Lig'e düştü.

Gaziantep FK: 1 - Yukatel Kayserispor: 1

Stat: Kalyon

Hakemler: Atilla Karaoğlan, Kamil Çetin, Hakan Karabalcık

Gaziantep FK: Günay Güvenç, Tosça, Ertuğrul Ersoy, Djilobodji, Sagal, Doğan Erdoğan, Recep Niyaz (Dk. 63 Merkel), Oğuz Ceylan, Maxim, Mirza Cihan (Dk. 46 Muhammet Demir), Figueiredo (Dk. 75 Mendyl)

Yukatel Kayserispor: Lung, Carole, Kolovetsios, Attamah, Onur Bulut, İbrahim Akdağ, Campanharo, Gökhan Sazdağı (Dk. 69 Mane), Abdulkadir Parmak (Dk. 69 Hayrullah Erkip), Emrah Başsan (Dk. 82 Emre Demir), İlhan Parlak (Dk. 39 Karahan Yasir Subaşı)

Goller: Dk. 26 İlhan Parlak (Yukatel Kayserispor), Dk. 27 Maxim (Gaziantep FK)

Sarı kartlar: Dk. 19 Maxim (Gaziantep FK), Dk. 45+2 İbrahim Akdağ, Dk. 45+3 Karahan Yasir Subaşı, Dk. 52 Corale (Yukatel Kayserispor)

Trabzonspor, Hatay'da 2 puan bıraktı

Spor Toto Süper Lig'de şampiyon Trabzonspor, 1-0 öne geçtiği maçta Atakaş Hatayspor ile 1-1 berabere kaldı.

Yeni Hatay Stadı'nda oynanan karşılaşmada bordo mavililer 48. dakikada Jorge Djaniny'nin golüyle 1-0 öne geçti. Ev sahibi takımdan Mame Biram Diouf, 90. dakikada skoru eşitleyen golü attı. 

Mücadelenin 12. dakikasında ise Bakasetas kullandığı penaltı vuruşunu gole çeviremedi. 

Bu sonucun ardından Trabzonspor puanını 78'e galibiyet hasreti 7 maça çıkan Hatayspor ise 50'ye yükseltti. 

Maçtan Dakikalar

5. dakikada Hatayspor'un sol kanattan gelişen atağında Saint-Louis'in ceza sahası içerisine pasında topla buluşan El Kaabi'nin şutunu kaleci Uğurcan Çakır, son anda kornere çeldi.

7. dakikada sol kanattan Lobjanizde'nin rakiplerini çalımlayarak ceza sahası içerisinden sert şuttu top yan direkten geri döndü. Trabzonspor savunması topu uzaklaştırdı.

9. dakikada ceza sahası içine yapılan ortada Boudjemaa topu uzaklaştırdı. VAR'ın uyarısı üzerine pozisyonu kenara gelerek izleyen hakem Volkan Bayarslan, Boudjemaa'nın rakibine ceza sahası içinde faul yaptığını belirleyerek penaltı noktasını gösterdi.

11. dakikada penaltı atışını kullanan Bakasetas'ın vuruşunda kaleci Munir, gole izin vermedi.

12. dakikada Trabzonspor'un sağ kanattan geliştirdiği atakta ceza sahası içine yapılan ortada yaşanan karambolde topu önünde bulan Yusuf Erdoğan'ın vuruşunda kaleci Munir, topu kornere çeldi.

35. dakikada Bakasetas'ın ceza sahası dışından çektiği şut direğin yanından dışarı çıktı.

İlk yarı 0-0 tamamlandı.

48. dakikada Trabzonspor öne geçti. Berat Ayberk Özdemir'in pasıyla rakiplerini çalımlayarak ceza sahası içerisine giren Djaniny, kaleci Munir ile karşı karşıya kaldı. Djaniny'in vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 0-1.

Maçın 62. dakikasında tribünlerden inerek sahaya giren bir taraftar kaleci Uğurcan Çakır'ın yanına koşarak sarıldı. Emniyet güçlerinin taraftarı dışarı çıkarmasının ardından oyun yeniden başladı.

73. dakikada sağ kanattan gelişen Trabzonspor atağında Visca'nın ortasında ceza sahası içinde topla buluşan Cornelius'un vuruşunda kaleci Munir, gole izin vermedi.

81. dakikada Benzia'nın ceza sahası dışından çektiği sert şut savunmaya çarparak direğin yanından kornere çıktı

90. dakikada Trabzonspor'un kullandığı serbest vuruşta ceza sahası içerisinde Cornelius'un kafa vuruşunda top kaleci Munir'de kaldı.

90+4 Hatayspor beraberliği yakaladı. Adekugbe’nin sol kanatta ceza sahası içinden yerden ortasında Diouf'un altı pas üzerinde yaptığı vuruşta meşin yuvarlak filelerle buluştu. 1-1.

Karşılaşma 1-1'lik eşitlikle tamamlandı.

Atakaş Hatayspor: 1 - Trabzonspor: 1

Stat: Yeni Hatay

Hakemler: Volkan Bayaraslan, Bilal Gölen, Furkan Ürün

Atakaş Hatayspor: Munir, Sadık Baş, Sackey (Dk. 29 Fatih Kurucuk), Burak Öksüz, Adekugbe, Onur Ergün (Dk. 46 Benzia), Boudjemaa, Saint-Louis, Lobjanizde (Dk. 76 Kahraba), El Kaabi (Dk. 64 Diouf), Bertuğ Özgür Yıldırım (Dk. 76 Muhammed Mert)

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, İsmail Köybaşı, Serkan Asan, Hugo, Ahmetcan Kaplan, Berat Ayberk Özdemir (Dk. 80 Dorukhan Toköz), Murat Cem Akpınar (Dk. 46 Abdülkadir Ömür), Bakasetas, Yusuf Erdoğan (Dk. 46 Visca), Kouassi (Dk. 46 Cornelius), Djaniny (Dk. 72 Nwakaeme)

Gol: Dk. 48 Djaniny (Trabzonspor) Dk. 90+4 Diouf (Atakaş Hatayspor)

Sarı kart: Dk. 32 Onur Ergün (Atakaş Hatayspor)

Ali Koç: "TFF’nin T’si Trabzon için değil Türkiye içindir!" (Full Video - 06 Mayıs 2022)

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Türkiye Futbol Federasyonu yapısı, Trabzon'da açılan pankart, 28 şampiyonluk konusu ve sezona dair açıklamalarda bulundu. 

Ali Koç, Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi 1907 Tribünü’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.
 
Yönetim Kurulu Üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda Başkanın açıklamaları şu şekilde:
 
“Geçmiş bayramınızı kutlarım. Anlatacak çok şey var. Soru cevap da var. Arkadaşlarımın en büyük ricası ‘Çok uzatma’ diyorlar. Ama sizinle konuşacağım konularla ilgili en az 8-10 tane basın toplantısı yapabiliriz. Aylardır sistematik şekilde ortaya konan 2010-11 şampiyonluğuyla ilgili söylemler, zaman zaman eylemlerle muhatap oluyoruz. Ancak 30 Nisan Cumartesi günü oynanan maçta yaşananlar biz Fenerbahçelilerin tahammül sınırlarını zorlamış, hatta aşmıştır. Bir takımın 38 yıl sonra şampiyonluğu veya herhangi bir takımın şampiyonluğu bizi ilgilendirmez ancak hiçbir başarı, hiçbir şampiyonluk kuralları ve hukuku çiğnemeye ve başka kulüplere dil uzatma hakkını kimseye vermez. Zira kazanmanın da kaybetmenin de rekabet etmenin de bir asaleti vardır. Hayatın her alanında olduğu gibi saygı bekliyorsanız saygılı olmayı da bileceksiniz. Bu her zaman çift yönlü bir yoldur.
 
2010-11 şampiyonluğumuza göz diken kulübe ve bu konudaki garip duruşuna cevap vermeden önce konuyla ilgili 3 ayrı hatırlatma, bilgilendirme yapmak istiyoruz. İlki Sayın Cumhurbaşkanımızın konuya dair duygu ve düşünceleri. (Cumhurbaşkanımızın 3 Temmuz sürecinde Kulübümüze yazdığı mektup hatırlatılır. Mektubu okumak için tıklayınız.)
 
İkinci bilgi, 2016 yılında Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde yayınlanan, başlığı da ’10 soruda 15 Temmuz darbe girişimi ve Fetullahçı Terör Örgütü’ olan içeriğe bakalım. Kronolojik akış var ve 15 Temmuz’a giden yolda Sözde Şike Davası da bu adımlardan biri olarak ifade ediliyor. Bu şemada göreceğiniz gibi 15 Temmuz ve 3 Temmuz bağı alenen sergileniyor. Kim tarafından? Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi tarafından.
 
Son olarak paylaşmak istediğim başlık ise Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından basılan, ‘FETÖ Fetullahçı Terör Örgütü’ adlı, önsüzünü Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre Üyesi olan İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun yazdığı kitaptır. 95. ve 96. sayfalardan alıntı: “2010 yılında HSYK'nın yapısında yapılan değişikliklerle seçimle belirlenen üye koltuklarını örgüt ele geçirmiştir. Bu sayede Yargıtay üyelerinin büyük bir kısmını belirleyebilmiştir. Örgüt, yargı yapılanması aracılığıyla hukuksuz bir biçimde yürütülen Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Oda TV, Şike gibi kumpas davaları ile sansasyon yaratmıştır. Bu kapsamda, yargı yapılanması üzerinden ülke dinamikler örgüt lehine tasarlanmaya çalışılmıştır.” Sayın İçişleri Bakanımıza şundan da teşekkür etmemiz lazım. Kutlamalarda 38 yıl sonra gelen şampiyonluğu da ifade etmesi de aslında gerçeklerin bir kez daha devlet kademesinden teyit edilmesi olmuştur. Ne kadar bizi üzse de Kongre üyemiz olarak o görüntüler, en azından şampiyonluğun 38 yıl sonra geldiğini söylemesi de buradan çıkaracağımız pozitif bir geri bildirim olabilir.
 
MAHKEMELERİN  HEPSİNİN ORTAK PAYDASI, 3 TEMMUZ’UN FETÖ OPERASYONU OLDUĞUDUR. TEZ ZAMANDA CAMİANIZI GERÇEKLERLE TANIŞTIRIN, ONLARI GERÇEKLERE ALIŞTIRIN
 
Trabzonspor’un yöneticilerine sesleniyorum. 8 şampiyonluğunuz olduğunu ne kadar iddia ederseniz edin, hayal dünyasında yaşarken gelin size birazcık gerçekleri hatırlatayım. Önce yurt içindeki davalar var. 3 Temmuz Sözde Şike Davasında verilen Yargıtay kararı var. Fenerbahçe’ye saldıranların yargılandığı Kumpas Davasının kararları var. Devletimizin duruşu, mahkemelerin kararı hepsinin ortak paydası nedir biliyor musunuz? 3 Temmuz’un bir FETÖ operasyonu olduğudur. Bu gerçek tüm mahkemelerce kanıtlanmıştır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanlığı, meclisi, iktidarı, muhalefeti dahil olmak üzere tüm Türkiye tarafından kabul görmüştür. Siz hariç. Bütün bunlar yetmediyse konuya bir başka pencereden bakalım. Söz konusu kulübün 10 yıl boyunca başvurdukları her kapıdan reddedildiklerini mahkeme kararıyla hatırlayalım. Kararları hatırlatmak için ekrana da koymak istedik. CAS, UEFA, FIFA, İsviçre Federal Mahkemesi kararları… Gidebileceğiniz her mahkemeye gittiniz, kapı kapı dolaştınız. Yurt içi, yurt dışı avukatlara dünyanın parasını harcadınız. Hatta tuttuğunuz avukatların bazılarının zaman içinde FETÖ’cü avukatlar olduğu da ortaya çıktı. Havaalanlarından yorgun fotoğraflarınızı servis ettiniz, camianıza sahte umut pompaladınız. Hatırlarsınız 80’li yıllarda hayali ihracatçılar vardı. Sayenizde hayali şampiyonluk vadeden yöneticiler gördük. Bakalım literatürümüze daha neler kazandıracaksınız. Kısacası hiçbir girişiminizden istediğiniz sonucu alamadınız. Neden? Çünkü haklı değildiniz. Alsaydınız o kupa bu müzede durmuyordu. Hatta 8 şampiyonluğunuzda bir kupanız eksik olacak. Yerini nasıl dolduracaksınız bilmiyorum ama fiziken o kupa sizin yanınızda olmayacak. Bugün tüm bu hukuki gerçeklere rağmen hala '2010-11 şampiyonuyuz' diyerek kendinizi kandırıyorsunuz. Size naçizane önerim, tez zamanda camianızı gerçeklerle tanıştırın, onları gerçeklere alıştırın.
 
HERKESİ ÖLDÜRMEYİ AMAÇLAYAN, BELKİ DE ÜLKEMİZİ KARIŞTIRMAYI HEDEFLEYEN , HALA FAİLİ MEÇHUL OLAN BİR SUİKAST EYLEMİNE AÇTIĞINIZ PANKARTLA SAHİP ÇIKTINIZ
 
Gelelim bugünün bir diğer konusuna. Silah namlusu ucunda Fenerbahçe’yi temsil eden bir görselle tribünlerden tüm Türkiye’ye mesaj verdiniz. 7 yıl önce içinde 39 kişiyi taşıyan Fenerbahçe takım otobüsüne hem de Trabzon il sınırında yapılan, herkesi öldürmeyi amaçlayan ve belki de ülkemizi karıştırmayı hedefleyen –bize göre burada da FETÖ’nün parmağı var ama neyse- hala faili meçhul olan bir suikast eylemine açtığınız pankartla sahip çıktınız. Bakın Türkiye’de faili meçhul olaylar var ama bu seviyede, bu önemde hiçbir faili meçhul olay yoktur. Üstüne basarak söylüyorum. Konusu suç teşkil eden, suçu ve suçluyu öven bu pankartı oraya asanlar, buna yol verenler bu cesareti nereden buluyorsunuz? Bu hadsizliği neye güvenerek yapıyorsunuz? Amacınız nedir? Kulüp yönetiminin bu durumdan haberi olmaması söz konusu değildir, örneğini birazdan vereceğim. Maçın federasyon temsilcisinin bundan haberinin olmaması, üstlerine bunu iletmemesi, bundan federasyon yöneticilerinin bilgisinin olmaması mümkün değildir. Çünkü o süreçlerin nasıl işlediğini biz de biliyoruz. Biz de Süper Lig’deyiz, biz de maç yapıyoruz, biz de aynı kurallara tabiyiz. Size uygulanmayan. Keza maçın güvenliğinden mesul olan kamu görevlilerinin de bu yakışıksız durumu amirleriyle, amirlerinin de ilgili makamlarla paylaşmış olmama ihtimali yoktur. Bu yapılan kural ve hukuk tanımazlığın, kendini ayrıcalıklı hissetmenin bir başka örneğidir.  Kendi taraftarlarına ‘silahsız sevinin’ çağrısında bulunup o maçta silahlı bir pankartı oraya asmak, sadece dizginlenmeyen Fenerbahçe kompleksinizin bir parçası değil, tam bir akıl tutulmasıdır. Hiç mi sorumlu, hiç mi aklıselim bir insan yoktu o gün orada. Hiç kimse, ‘Durun, ne yapıyorsunuz?’ diyemedi mi?

İSTANBUL’DA İSTİSNASIZ UYGULANAN KURALLAR, SÖZ KONUSU TRABZON OLDUĞU ZAMAN KURAL TANIMAZLIK… ACABA BİLMEDİĞİMİZ BİR UNSUR MU VAR? EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜN KURALLARI ŞEHİRLERE GÖRE FARKLI MI İŞLİYOR?

Bizim stadımızda 12 yaşında Ferdi hayranı Hollandalı bir çocuk yabancı dilde ‘Formanı alabilir miyim?’ yazıyor. Stat girişinde yabancı dilde olup bu pankartın ne dediği anlaşılamadığı için pankartın içeri sokulmasına izin verilmemiştir. Bir de bu devasa paçavra pankarta bakın. Soruyorum: İstanbul’da istisnasız uygulanan kurallar, söz konusu Trabzon olduğu zaman kural tanımazlık… Acaba bilmediğimiz bir unsur mu var? Emniyet Müdürlüğümüzün kuralları şehirlere göre farklı mı işliyor? Oradaki yetkililer, devletimizi temsil edenler kuralları uygulama konusunda çekiniyorlar mı, korkuyorlar mı? Eğer çekinip korkuyorlarsa kimden çekinip korkuyorlar?

SÖZ KONUSU MAÇTA AÇILAN PAÇAVRADA TASVİR EDİLEN AŞAĞILIK MESAJLAR AÇIKTIR. BU CAMİA HİÇBİR ZAMAN KUDRETİYLE, GÜCÜYLE, TARAFTARIYLA BU İŞLERE MÜSAADE ETMEZ. BİZ GERİ DURMAYIZ

Bakın Fenerbahçe Spor Kulübü camiası, taraftarlarımız sizlere sesleniyorum. Bizleri en iyi sizler anlıyorsunuz. Söz konusu maçta açılan paçavrada tasvir edilen aşağılık mesajlar açıktır. Bize bu mesajı yollayanların selamını geçmişte olduğu gibi bugün de aldık, bir kenara not ettik. Merak etmesinler kendi küçük hesapları için ülkemize ve insanımıza her türlü tahribatı ev tahriki vermekten çekinmeyenler gayet iyi bilmelidir ki biz bu kavgaları vermekten geri durmayız. Bunu aklınızın bir yerine kazıyın. Bugün ben olurum, yarın başkası olur. Bu camia hiçbir zaman başında kim olursa olsun kudretiyle, gücüyle, taraftarıyla bu işlere müsaade etmez. Biz geri durmayız. Her devirde ve her kurumdan bulabildikleri kullanışlı maşaları da dahil olmak üzere hepsinin maskelerini düşürür ve dimdik ayakta kalırız. Devletimin en üst seviyesindeki insanlara sesleniyorum, artık müsaade etmeyin bu konuma gelmemize, durumların bu noktaya gelmesine. Ve kimsenin Fenerbahçe’nin izzetinefsiyle oynamasına, değerlerine hakaret etmesine de müsaade etmeyiz.
 
SİYASİLERİN TARAFSIZ DURUŞLARI SÖZ KONUSU TRABZONSPOR OLUNCA SERGİLENMİYOR

Düşünebiliyor musunuz öyle bir pankart Fenerbahçe’nin stadında açılsaydı neler olurdu? Evet, biraz da siyasilere birkaç mesaj vermek istiyorum. Ne yazık ki maçta ve kutlamalarda verilen görüntüler sanki devletimizin de bu kutlamaların bir parçası, bir tarafı gibi algılanmasına sebebiyet verdi. Ne yazık ki diyorum çünkü aşta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tarafsızlığa son derece önem veren, hassasiyetle yaklaşan devletimizin siyasetçileri, bürokratları vardır. Hatırlayacağınız gibi Yüksek Divan Kurulumuza şeref verdiği zaman Sayın Cumhurbaşkanımızı, o gün maçımız vardı, davet ettik. ‘Ben sadece Avrupa maçlarına giderim. İnşallah bir Avrupa maçına gelirim.’ dedi. O inceliği, hassasiyeti gösterdi. Ya siz! Bu duruma sebebiyet veren Sayın Bakanlarımıza da birkaç sözüm olacak: Herkesin olduğu gibi siyasetçilerimizin de bir takıma gönül vermeleri gayet normaldir. Çünkü takımlara gönül verirken hangi meslekte olacağımızı zaten bilmiyoruz, çocuğuz. Ancak özellikle son yıllarda Trabzonspor’u tutan bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ve devlet görevlilerinin bunu açıkça sergilemeleri, şampiyonluk dilemeleri, bu camianın kendini ayrıcalıklı hissetmesine sebep oluyor. Daha da önemlisi Türk futbolunu yönetenler üzerinde etki ve baskı yaratarak, futbolun tüm dinamiklerini alt üst ediyorsunuz. Böyle bir atmosferde Türk futbolunun başta TFF, TFF kurulları, hakemler olmak üzere tüm paydaşlarını –medyası da dahil- ve karar mekanizmalarını etkiliyor ve baskı altında bırakıyorsunuz. Türk futbolunda zaten zayıf olan adil rekabet ortamının tamamen ortadan kalkmasına sebebiyet veriyorsunuz.

BİZ TFF’NİN KÖHNEMİŞ, YOZLAŞMIŞ YAPISINA KARŞIYIZ ÇÜNKÜ ORADA BİR OPERASYON DÖNMEKTEDİR. HERKESİN BİLİP DE KİMSENİN DİLE GETİREMEDİĞİ ESAS TEHLİKE İSE SON YILLARDA TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU’NUN VE DOLAYISIYLA TÜRK FUTBOLUNUN TRABZON’UN HAKİMİYETİNE GEÇİRİLME YANİ BİR NEVİ TRABZONLULAŞTIRMA ÇALIŞMA VE ÇABALARIYLA KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZDUR.

Buradan bir mesajla ayrılacaksınız şu söyleyeceklerimi lütfen kafanıza kazıyın. Bunun çok örnekleri var, birkaçını paylaşacağım. Fenerbahçe’nin son dönemdeki duruşu sırf bu sebeptendir. Bana soruyorlar, ‘Niye hakemlere sahip çıkıyorsunuz, en muzdarip kulüp sizsiniz.’ diye. Evet. En çok zarar gören kulüp biziz. Hatta o ayrılan listedeki hakemlerin arasında bize bizzat operasyon yapmış hakemler de olmasına rağmen. Biz hakemlere sahip çıkmıyoruz. Biz TFF’nin köhnemiş, yozlaşmış yapısına karşıyız çünkü orada bir operasyon dönmektedir. Herkesin bilip de kimsenin dile getiremediği esas tehlike ise son yıllarda Türkiye Futbol Federasyonu’nun ve dolayısıyla Türk futbolunun Trabzon’un hakimiyetine geçirilme yani bir nevi Trabzonlulaştırma çalışma ve çabalarıyla karşı karşıya olduğumuzdur. Deminki iki konumuz Fenerbahçe’yi ilgilendiren konuydu; 2021-11 ve namlunun ucundaki kuş. Bu söyleyeceklerimiz tüm Türk futbolunu, tüm paydaşları ilgilendiri, Süper Lig’de rekabet eden, Süper Lig’e çıkmak isteyen tüm takımları ilgilendirir. İnşallah Fenerbahçe bu mücadeleyi şu ana kadar olduğu gibi bundan sonar da yalnız vermek durumunda kalmaz.
 
Tabii ki diğer takımları tutan devlet yetkilileri var, siyasetçilerimiz var, bakanlarımız var. Ancak onların devletin sorumluluğuna ve ağırlığına yakışan, olması gerektiği gibi tarafsız duruşları ne yazık ki söz konusu Trabzonspor olduğu zaman sergilenmiyor. Aksini söyleyen varsa da söylesin. Hangi takımın bir bakanını, milletvekilini böyle gördünüz. Soruyorum size. Buradan ne çıkıyor biliyor musunuz? Uzun vadede en çok size zarar verecek, Trabzonsporlulara söylüyorum. Sanki Trabzonluların menfaati her şeyin önündeymiş gibi bir durum ortaya çıkıyor. Her şey dediğiniz zaman buna ülke menfaatleri de giriyor. Sadece Trabzon’un değil tüm Türkiye’nin bakanları olarak milyonlarca vatandaşın sorumluluğunu taşıyan, bu ülkenin hassasiyetlerini bilen sizlerin, Fenerbahçe hatta Türkiye’ye yapılan bu saldıryı, 7 yıldır failleri bulunamayan bir suikasti, Fetullahçı Terör Örgütünün yaptıklarını tasdikleyen bu pankartı, nasıl karşıladığınızı biz Fenerbahçeliler çok merak ediyoruz.

HER EYLEMİYLE TERÖR ÖRGÜTÜ KABUL EDİLEN BU YAPI, SÖZ KONUSU FENERBAHÇE OLUNCA MI MEŞRULAŞIYOR?

Diyelim maç sırasında, şampiyonluk heyecanıyla bu pankartı fark etmediniz. Sonrasında doğan infial ve milyonların rahatsızlığını herhalde fark etmişsinizdir. Neden çıkıp suç teşkil eden bu pankarta tepki göstermediniz, toplumu rahatlatacak bir adım atmadınız, bir söylemde bulunmadınız? Her eylemiyle terör örgütü kabul edilen bu yapı, söz konusu Fenerbahçe olunca mı meşrulaşıyor? Bu sorumsuzca davranışlarınızla, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere devletimizin FETÖ ile cansiperane mücadelesine gölge düşürmüyor musunuz? Yazıklar olsun. Sanki Fenerbahçe Spor Kulübü milyonlarca taraftarı yok gibi davranabiliyorsunuz. Bu kadar fütursuzca. Buna dur diyebilecek kimse yok mu Türkiye’de?
 
Ben Salı günü bayramlaşma törenimizde bir konuya dikkat çekmiştim. Bu hadisiziğin bir koruma kalkanından kaynaklandığına dikkat çekmiştim. Perşembe yapacaktık, cezalar çıksın diye bugüne aldık. ‘Perşembeyi beklemenize de gerek yok. Disiplin sevklerinden göreceksiniz’ dedim. Aynen tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Bu kadar da kör göze parmak olur mu? Doğru rapor yazalım, ceza verelim de bu kadar kör göze parmak olmasın diyemediniz. Şaşırdık mı? Hayır.
 
TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU / SİYASET / MEDYA / KORUMA KALKANI
 
Trabzonspor’un pervasızca sergilemiş olduğu bu tutum, kural tanımazlık, hadsizlik ve şımarıklığın sahip oldukları koruma kalkanından kaynaklandığını tekrar üstüne basarak paylaşmak istiyorum. Bu noktaya nasıl gelindi? Bu noktaya bu sezon gelinmedi. Bu bir süreç. Nasıl etkin bir koruma? Bildiğiniz gibi Trabzonspor’un uzun yılllar şampiyon olmaması. 2010-2011 sezonunda kaybettikleri şampiyonluğun acısını hala hazmedememeleri. Bazı siyasetçilerimizin gücünü Trabzonspor lehinde kullanması. Son derece zayıf bir TFF mevcudiyetinden dolayı Trabzonspor lobisinin kibirli ve kuraltanımaz hale gelmesine ve bu durumun her geçen sezon büyüyerek ilerlemesine sebebiyet vermiştir. Yıllar içinde bir nevi bugünün altyapısı hazırlanmıştır. Yaklaşmışlar ama kendi panikleri, kendi hatalarından dolayı 2019-2020 sezonunda şampiyonluğu Medipol Başakşehir’e kaybettikten sonra en agresif şekilde şehrin, medyanın ve politikanın tüm gücünü en ağır şekilde kullanarak rakiplerini tebrik etmek yerine, TFF’ye, sisteme, Başakşehir’e saldırıya geçmişlerdir. (Gazete haberleri) 'MHK'nın hediyesi' diyor. Kendilerine yakın medya mecrası, bu medya mecrası da hep garip olayları çoğunluğu medyanın, bazıları gönülden bağılı oldukları için, bazıları çekindikleri için 'Turuncu bayram' devamlı sahiplenmiştir. Alehte konuları görmemizlikten glemişlerdir, ya da küçük görmüşlerdir. Lehte konuları büyütmüşlerdir. Koruma kalkanın önemli unsurlarından biri haliyle medyadır. Dönelim sürece. Ve sonrasında sistematik bir şekilde daha da sert yüklenmeye devam ederek, lobi yaparak bu sezonun altyapısı hazırlanmıştır.
 
Hakemlere kimse direkt, ‘Git şunu yap, böyle maç yönet’ demez. Ancak siz sistemi istediğiniz gibi kendinize yontarsanız, TFF’nin tüm kurulları, sahadaki hakemler de dahil bilinçaltı sorunlar yaşamaya başlarlar. Gördükleri şeyleri yanlış yorumlamaya, yanlış gördüklerine inanmaya başlarlar. Onlar artık kendilerine zarar geleceğini bildikleri için yönetimin istediği kalıba girerek onları memnun edecek şekilde müsabaka yönetirler. Bugün aynen bu noktadayız. Bu sebeple Türk futbolu maalesef saha içinden ziyade saha dışındaki kurallar ve muhtelif derinliklerle yönetilmektedir. Bu  realite ve sonuçları, her geçen gün artan şekilde önümüze gelmektedir.

TFF’DEKİ KARAR SÜREÇLERİNDE TRABZON AĞIRLIĞI HERKESİN BİLDİĞİ AMA KİMSENİN KONUŞMADIĞI BİR UNSURDUR
 
Bu lobi gücünün, koruma kalkanının ne denli etkileri olabileceğini örneklerle paylaşmadan önce TFF’nin mevcut durumuna bir bakalım. Bu sezon özelinde Türkiye Futbol Federasyonu’na dair yaşananlar hepimizin malumudur. Dün akşam açıklanan cezalarda da gördüğümüz gibi attığı her adımda skandal yaratmaya doymayan ve legalliğini vicdanlarda yitirmiş bir federasyondan bahsediyoruz. TFF’nin özerkliği ve objektifliği, tartışılır hale gelmekten çok öte bir noktadadır. TFF’deki karar süreçlerinde Trabzon ağırlığı herkesin bildiği ama kimsenin konuşmadığı bir unsurdur. Bu hakimiyet, yeri geldiği zaman bilfiil Trabzonlu yöneticilerden –yani federasyondakilerden bahsediyorum- yeri geldiği zaman Trabzonlu olmayıp ama rüzgara göre hareket eden –aman kimseyi kırmayayıp, başıma bir şey gelmesin diye düşünen- yöneticiler ve profesyoneller sayesinde sağlanmaktadır. Bu hakimiyet tüm kurullarda, hakem atamalarında, ceza sevklerinde, ... kısacası pek çok konuda kendini göstermektedir.
 
Birkaç geçmiş örnek paylaşalım:
 
1-Yıl 19 Eylül 2015. Trabzonspor-Galatasaray maçı. Bu maçta bir olay yaşanıyor. Hakem Cüneyt Çakır. Trabzonspor lehine verilmeyen bir penaltı dolayısıyla, dünyanın her yerinde, her seviye maçı yöneten Türk futbolunun marka hakemi Cüneyt Çakır, 1612 gün Trabzonspor maçına atanamamıştır.  Böyle bir uygulamaya adil ve eşit bir Futbol Federasyonu nasıl izin verir? Bunu gören başka hakemler etkilenmiyor mu?
 
2-2019-20 sezonunda Trabzonspor başkanı 2-2 biten Alanyaspor maçından sonra sahaya girip rakip takımın profesyonellerine fiziki saldırıda bulunmuş, mevcut kurallar ve kovid talimatları çerçevesinde aylarca –bu konudan anlayanlara göre en az 6 ay- ceza alması gerekirken sadece 15 gün ceza almıştır! Şayet bırakın diğer başkanları ben sahaya atlasaydım böyle bir şey yapsaydım Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı olarak ne kadar ceza alırdım? Veya diğer başkanlar.
 
Temsilci raporları çok önemli. Burada da talimatla temsilci raporları değiştirilmiştir. Medya bunu sorgulamadığınız zaman, diğer kulüpler bunu sorgulamadığı zaman her şey kılıfına uyduruluyor ve meşrulaşıyor. İşin daha da garibi o haftanın disiplin sevkleri 24 Haziran 2020’de yapılırken bu sevk duruma özel olarak TFF tarihinde görülmemiş şekilde bir gün sonra yapılmıştır! Bu işi bilenler diyor ki, ‘bu hiçbir zaman yaşanmadı.’ Herhalde bu konuyu kılıfına uydurmak için biraz daha süreye ihtiyaç duydular.
 
3- 27 Eylül 2021 Trabzonspor-Alanyaspor maçı. Bu maçın hakemi de daha sonra görülmemiş bir şekilde sezon içinde hakemliği bıraktırılacak olan Halis Özkahya. Maç 1-1 berabere bitiyor. Trabzonsporlu bir futbolcu ikinci sarı kartla doğru bir şekilde ihraç ediliyor. Sonrasında ne oluyor? Trabzonspor aşırı saldırgan bir açıklama yayımlamıştır. İçerisinden bir bölüm;
 
‘’Tekrar ediyoruz; bizim kavgamız hırsızları barındıran, kollayan, güçlendiren ve kullanan bu zihniyetledir. Yüzüne tükürülmesine rağmen 'Ya Rabbi Şükür' diyecek kadar yüzsüz insanlarla ve hâlâ bu insanları hakem camiası içerisinde barındıran karanlık odaklarladır. Bizler biliyor ve görüyoruz ki; Halis Özkahya bu sistem içerisinde yalnız değil. O'nu görevlendiren, O'nu harekete geçiren, O'nu yöneten ve yönlendiren birileri var. Bu karanlık sistem içerisinde kendine yer edinmiş, Trabzonspor'un yükselişine ket vurmaya çalışan ve kapalı kapılar ardına saklanıp alçakça planlar yapan birileri var.’’
 
Arkada bütün güç, medya, biz bağıralım herkes korksun yaklaşımı. Bunu niye yaptıklarını da söyleyeceğim, daha sezonun 7.haftası. Ortada fol yok yumurta yok.  Eşi benzeri görülmemiş çok ağır ithamların olduğu bu açıklamaya TFF cevap dahi veremiyor biliyor musunuz? Fenerbahçe’nin yaptığı her açıklamaya saatler içinde yeri geldiği zaman dakikalar içinde cevap veren bu korkak zihniyet cevap dahi veremiyor. Bir para cezası ve 45 günlük hak mahrumiyetiyle işi geçiştiriyorlar. Niye federasyona güvenmiyorsunuz diyorsunuz. Yani TFF, Trabzonspor’a karşı, kendi hakemini, kendi Kurulu olan MHK’yi savunma gereği duymamış ya da korkmuştur… Savunmuyor, savunamıyor ya da korkuyor.
 
Bu aslında TFF’nin kulüplere karşı olan farklı yaklaşımının pek çok örneğinden bir tanesidir. Neden böyle sert bir çıkış yapıyorlar biliyor musunuz? Çünkü bundan sonraki ilk iç saha maçları Fenerbahçe’yle. Meşhur Kim Min-Jae’nin haksız yere atıldığı maç. 1-0 önde oyunu domine ederken. Baskıyı kuruyorlar atama için. Tecrübesi son derece yetersiz bir hakem o maça atanıyor; Ali Şansalan. Ve orada neler oldu hepiniz biliyorsunuz.
 
TEMSİLCİLER KONUSU
 
Gelelim temsilciler konusuna. Benim sizden ricam Fenerbahçe’den bağımsız, her şeyden bağımsız temsilciler konusunu inceleyin. Başkanı kimdir? Abdurrahman Arıcı konusuna bu toplantıda girecektim ama o kadar malzeme çıktı ki onun için özel bir toplantı yapacağım. Burada süre yetmez. Öyle böyle değil. Ama isimlerden bağımsız temsilciler sisteminin nasıl çalıştığını çok iyi anlamanız lazım. Perde arkasında işler burada dönüyor. Bakalım nasıl çalışıyor. Hepimiz hukuk müşavirliği zannediyoruz. Aslında değil. Disiplin kararları her ne kadar hukuk müşavirliği ile ilişkilendirilse de esasen maçın temsilci raporu üzerinden temellenir. Temsilci o gece raporu yazar. Disiplin kararları her ne kadar hukuk müşavirliği ile ilişkilendirilse de esasen maçın temsilcisi raporu üzerinden temellenir. Temsilci raporu yazar. Raporda gördüklerini belgeleyecek fotoğraflar, görüntüler olduğu gibi sadece bildirimler de yer alabilir. Salı günü sormuştum o kadar olay olmuştu ki acaba, güvenlik kameralarından incelediler mi diye. Mümkün değil çünkü maç bittikten 5 dakika sonra TFF Trabzon’a tebrik mesajı yayınlıyor. Hukuk müşavirliğindeki avukatlar temsilciden gelen raporlardaki ihlali PFDK’ya sevk eder. Bir nevi sekreterya gibi. Hiç dokunmazlar, sevk ederler. Cezaların alt üst sınırları vardır. Ve esasen temsilci raporu baz alınarak hazırlanan sevklere göre cezayı PFDK belirler. Bu bağlamdan bakıldığında disiplin cezaları üzerinde maçın temsilcilerinin müthiş bir tahakkümü bulunduğu aşikardır.  Bu tahakküm adil ve eşit biçimde kullanıldığında sorunsuz ilerler. Ki durum ne yazık ki böyle değil.  Böyle olmadığı zaman ne olur? Manipülasyon olur, manipüle olduğu zaman da biraz evvel sahaya girme örneğinde olduğu gibi, cumartesi akşamki maçta vereceğim örnekler gibi  garip, standardı olmayan, saçma sapan cezalar ortaya çıkar. Şunu da söylemek istiyorum temsilci atamalarında müthiş bir torpil sistemi dönmektedir. Futbolla sporla hiç alakası olmayan insanlar oraya konmaktadır. Bu da giderilmesi gereken unsurlardan biridir. Onların hepsini Abdurrahman Arıcı’ya ayıracağımız o ayrıcalıklı günde sizlere anlatacağım.
 
Hangi takımın maçına hangi hakemlerin, yan hakemler ve VAR hakemler de dahil ne kadar atandıklarını bilmek isteseniz, bilemiyorsunuz. KVKK mazeretiyle federasyondaki o sayfa kapalı. Sezon başından beri tutuyoruz, rakamlar biz de var. Orada da çarpıcı bir tablo ortaya çıkıyor.
 
Özetle;
 
Hukuk kurullarına gelene kadar yıllardır disiplin cezalarını (daha maç devam ederken dahi) etkileyebilecek bir düzenden bahsediyorum. Düzen olabilir değil, böyle bir düzen vardır. Türk futbolunun en büyük tehditlerinden biri de budur.
 
Ne yazık ki ülkemizde temsilci raporları sisteme girmeden önce temsilci işleri direktörü, bazıları tarafından TFF’nin kara kutusu olarak bilinen, Baki Şahin’in onayından geçmektedir. Yani müdahaleye ve manipülasyona açıktır!  Arkadaşlar lütfen bunları inceleyin. Araştırın, deşin. İnanın bu sistemden bıkmış insanlar da var. İyi ve dürüst insanlar sizlerle bilgi paylaşacak. Bu ne demek? Raporlar sisteme girmeden önce birinin fitresinden geçiyor demektir. Bize göre de bu manipülasyona ve müdahaleye açık demektir. Yani söylemek istediğim futbolumuzun pek çok noktasında olduğu gibi hukuki tarafında da işin görünen değil, perde arkasında kalan klikler probleme neden olmaktadır. Ve görünmedikleri için ne kadar reform yapılsada kara düzenlerini devam ettirmektedirler. Ve bundan ne yazık ki yararlanmaya çalışan kulüpler de söz konusudur. En azından kulüpler demeyeyim, kulüp. Bir tanesini biliyorum, eminim başkaları da vardır.
 
TEMSİLCİLERE HAKİM OLMAK BUGÜNÜN TÜRK FUTBOLUNDAKİ KONJONKTÖRÜNDE MÜTHİŞ REKABET AVANTAJI SAĞLAMAKTADIR
 
TFF’ye kayıtlı 311 temsilci var.  Bunların 107’si emniyet müdürü. Emniyet müdürlerinin dışında devlet kademelerinde olmuş, milletvekilliği yapmış insanlar da var. Bu 107’nin dışında. Tabii o tabloları gördüğümüz zaman; fotoğrafları, kutlamaları, söylemleri sonuçta emniyet müdürlüğünden memur olan insanlar da rapor yazarken 30 kez düşünmek durumundadır. O yüzden cezalar böyle çıkmaktadır. O temsilcilerin raporları PFDK’ya sevk ediliyor. O raporlara göre çıkıyor. Temsilcilere hakim olmak bugünün Türk futbolundaki konjonktöründe müthiş rekabet avantajı sağlamaktadır.  İki tane örnek vereceğim. Şimdi temsilciler kurulunun bir başkanvekili var.  2015 yılında Trabzonspor’da yönetici. Olabilir, olmaması daha iyidir ama olabilir. Ama şu söyleyeceklerim olmaz. Bu arada Yönetim Kurulu üyesi iken Trabzonspor - Gaziantep maçından sonra o meşhur hakem alıkoyma olayını hepiniz bilirsiniz, soyunma odalarında. O olayda aktif rol oynamış ve hakemleri saatlerce soyunma odasında rehin tutması nedeniyle bir kulübün isim önemli değil, bir kulübün yöneticisi bir maç sonunda TFF hakemlerini saatlerce kendi stadının soyunma odasında saatlerce esir tutuyor, bundan 28.10.2015 tarihinde 1 yıl men ve 200 bin TL para cezası alıyor. Ve bugün olduğu konuma bakın. Daha da kötüsü, facia olay.  Disiplin talimatlarına göre 6 aydan fazla ceza almış hiç bir kişinin hiçbir kurulda görev alma yetkisi yoktur. Görev alması yasaktır. Bu arkadaşı atıyorlar, sonra kılıfına uydurma. Bu kişi sonrasında yeniden yargılama için federasyona başvuruyor, sessiz sedasız bu kişinin dosyasını temizliyorlar.  Şimdi bu arkadaş bundan sonraki başkan olarak düşünülüyor. Orada biri daha var. Yine bu kişilere yakın. Bu olay başlı başına skandal iken, bırakın o skandalı daha da büyük skandalla, başkan için düşünenler var.  Niye? Temsilciler kuruluna hakim olmak için.
 
FENERBAHÇE BU İNSANLARLA NASIL REKABET ETSİN?
 
Kurulda bir kişi daha var. 2018 yılına kadar yani kurul üyesi olana kadar, ‘Fenerbahçe şike yapmıştır’ diye sosyal medya paylaşımlarda bulunan biri; temsilciler kurulu üyesidir.  Fenerbahçe bu insanlarla nasıl rekabet etsin? Küçük, küçük örnekler veriyorum daha ne örnekler var. Bu kişileri oraya tavsiye eden insanları söylesem size hayret edersiniz. Abdurrahman Arıcı’ya gelince oraya da geleceğiz. Bu kişi aynı zamanda bir bakanımızın da iletişim danışmanıdır! Daha ne diyeyim.

BU TEHLİKE SADECE FENERBAHÇE’YE KARŞI OLAN BİR TEHLİKE DEĞİLDİR
 
Sadece Fenerbahçelilere değil tüm taraftarlara sesleniyorum. Sizler bunları yansıtırsanız diğer taraftarlar da ne demek istediğimi anlayacaklar. Çünkü tehlike sadece Fenerbahçe’ye karşı olan bir tehlike değil. Tabii sizler (basın mensupları) ne kadar yansıtabileceksiniz o da büyük bir soru işareti. Sizin nelerle uğraştığınızı gayet iyi bilmekle beraber manevra alanınızın da son derece kısıtlı olduğunun farkındayım. Temsilciler kurulunda hakimiyet sağlamanın bu kadar büyük bir rekabet avantajı yarattığı bir dönem Türk futbolunda olmamıştır.
 
Gelelim günümüzün örneğine;
 
Durumun vahametini anlamak için sadece geçen haftaki maça bakmak dahi yeterli olacaktır. Maçın bitimine birkaç dakika kala rakip takım baskısını arttırmışken, maç kafa kafaya gidiyordu. Rakip takım da kazanabilirdi. Bir hafta evvel Adana Demirspor maçında yaşananları hatırlayın. Bu nedir biliyor musunuz? Yılların taşıdıkları bagaj diyelim ve paniklemenin ürünüdür. '11 kaldı, 8’e inecek, 4 hafta var. Zaten hoca geçmişte açık ara önde olduğu zaman şampiyonluk kaptırdı. Biz de şampiyonluğa en yakın olduğumuz dönem hep Fenerbahçe’ye kaptırdık.' Bunu sağlama alalım’ın, refleksidir. Belki bundan Trabzonsporlu yöneticilerin haberi bile olmayabilir. Bu bahsettiğim koruma kalkanının işi olabilir. 3 hafta kala 8 puan 6 puana inecekti. Adana Demirspor maçındaki penaltıya bir kişi penaltı diyemez. Neyse gelelim cumartesi günkü maça. Rakip takım baskısını arttırmış maçın bitmesine birkaç dakika kala taraftarlar sahaya dalıyorlar. Antalyaspor başkanının söylemlerine göre birkaç futbolcusu darp ediliyor. Normalde hakeminin soyunma odasına giderek maçı tatil etmesi gerekir. Normalde tatil etse, kimse bir şey diyemez. Ama normal bir yerde yaşamıyoruz. Tatil edilmesi gereken maç tabii ki içinde bulunduğumuz konjonktür vesilesiyle tatil edilemiyor. Düşünebiliyor musunuz, son dakika Antalyaspor gol atsa o sahada neler yaşanacak. Veya 2, 2.5 dakika maç oynandı. Antalyalı futbolcular binlerce insanın arasında kaldığı zaman nasıl bir psikolojide o 2, 2.5 dakikayı oynamışlardır. Gol atacağı varsa, atmaz. Antalyaspor’u da kutluyorum. Dik duruşlarını… Müthiş mücadele ettiler. Belki de Türk futbolunu büyük bir kaosun eşiğinden döndürdüler. Ne yazık ki burada doğruyu yapmak kaos yaratacaktı ama doğrusu oydu. İçinde bulunduğumuz futbol konjonktüründe maçı tatil edebilecek bir tane hakem var mı, Türkiye’de? Örnekler verelim, geçmişte de oldu. 2013-14 Beşiktaş – Galatasaray maçı. Seyirciler müsabakada sahaya girmesi nedeniyle müsabaka hakemi maçı tatil ediyor. Beşiktaş’a 4 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası veriyor. Para cezası da veriliyor. Bir de hükmen maçı kaybediyorlar.
 
İkinci maç, meşhur buradaki kupa maçı. Yine saha olayları nedeniyle maç iptal ediliyor, tekrar oynanmak üzere. Fenerbahçe’ye 3 resmi maç kendi sahasında seyircisiz oynama veriliyor ve 1 milyon TL, o zamanın 1 milyon TL’si ceza veriliyor. Örnekleri var. Hangi babayiğit kuralları uygulayabilirdi bu ortamda. Tekrar Antalyaspor’a geldim. Duruşlarından dolayı ve sahada verdikleri mücadeleden dolayı tebrik ediyorum. Ben olsam sahadan çekerdim ama bunu bugün söylemek kolay, o ortamda haksız da değiller. Orada yaratılan atmosfer ve psikolojik baskı zaten ortada. Oyuncuları darp edilmesine rağmen sahadan ayrılmıyorlar.  Zaten başkanı diyor ki, “Oyuncularımız darp edilmesine rağmen Türk futbolunu kaosa sürüklememek adına takımı sahadan çekmedik.” diyor.  Bana sorarsınız rakip takımın da sahadan çekilmesine gerek yok, hakemin bitirmesi, iptal etmesi gerekirdi.

BÖYLE BİR SKANDAL DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE YOKTUR

İşin daha da vahim tarafı, hakikaten okudukça içim daralıyor. Biliyorsunuz Beşiktaş’ın Trabzonspor maçıyla ilgili kural hatası başvurusu var. Çizgide yapılan faul, bir pozisyonda iki kural hatası var. Veya bir kural, bir hakem hatası. Nasıl yorumlarsanız. Beşiktaş’ın başvurusu reddedildi. 7 gün Tahkim süresi var. Bu maç oynandığı zaman Tahkim süresi dolmamıştı. Dolayısıyla Tahkim’den sonuç çıkmadan ligi tescil edemezsin. Tekrar söylüyorum, Beşiktaş’ın yapmış olduğu başvuru sonuçlanmadan bir de üstüne o gece oynanan maçta yaşananlarla ilgili daha temsilci raporlarına dahil bakılmadan, ya böyle bir skandal dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Temsilci raporlarına bakılmadan yangından mal kaçırır gibi TFF maç bittikten tam 5 dakika sonra şampiyonluk kutlama mesajı yayınlıyor. Trabzon kendi mesajını 22.38’de, TFF 22.40’da giriyor. Şimdi bizler, normal insanlar burada kayırma var, burada çiftte standart var, burada haksızlık var, burada adil rekabetten yoksunluk var desek, yanlış mı söylüyor oluruz. Bu ne cüret, bu ne skandal, tabii ki kutlayacaksınız. Aynı şey köprüdeki bayrak. Hangi lig bitmeden oraya bayrak asıldı. Göreceksiniz en erken asılan bayrak en uzun süre kalan bayrak olacak. Bana sorarsanız İstanbul dışındaki hiçbir takımın bayrağı İstanbul’da asılmamalı.  Ben bunu ilk seçildiğimde de söylemiştim, başkanlara. Bizim bayrağımızı, İstanbul’da şampiyon olan takımın bayrağını Eskişehir’de çekiyor muyuz? Trabzon’da, Bursa’da çekiliyor mu? Bu da kendi başına her şeyi deşifre eden bir olaydır. Bunlar o kadar korkak ve akılsız ki bunu bile hesaplayamıyorlar. Zaten her adımları, her kararları şaibe, olay...
 
FENERBAHÇE’DEN BAŞKA KİMSE RAHATSIZ OLMUYOR. BİZ ÜSTÜMÜZE DÜŞENİ FAZLASIYLA YAPIYORUZ. DOLAYISIYLA BU SUÇUN ORTAĞI DEĞİLİZ.
 
Salı günü Trabzonspor maçında yaşananlara nasıl komik ceza verileceğini takip edin, demiştim. Sizce normal mi? Dün gece cezalar açıklandı ve olaylı maçın karşılığı olan cezaları hepimiz gördük! Geçmişte büyük takımlara verilen cezaları söyledim. Salı günü temsilci raporlarının eksik olacağını söylemiştim. Eksikti. O maçın temsilcilerinden biri eski milletvekili. Galiba biri Rizeli eski emniyet müfettişi, baş müfettiş. Biri de Kocaeli’nden bir iş insanı. Ama işin garip tarafı nedir, biliyor musunuz? Fenerbahçe’den başka kimse rahatsız olmuyor. Kimse sesini çıkarmayınca da meşrulaşıyor. Dünyadaki en tehlikeli olay bir toplumdaki yanlışı, kuralsızlığı, haksızlığı kanıksayarak anormal durumu normal hale getirip, hayatın bir normu haline getirmektir. Biz üstümüze düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Dolayısıyla bu suçun ortağı değiliz. Çorbada tuzun bir parçası değiliz. Herkese sesleniyorum, herkes kendi muhasebesini yapsın. Ne yazık ki dün açıklanan cezalardan sonra haklı çıktığımızı bir kez daha gördük.
 
Düşünebiliyor musunuz, pazar günü Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi var. Yenikapı’ya Trabzonspor kutlaması konuyor. Bu nasıl bir zihniyet. En azından polisimize acıyın. Polisimiz hangi yere, hangi maça yetişecek. Hadi bizim taraftarımız maça gelmiyor. Beşiktaşlılar maça gelirken karşı karşıya gelinirse ne olacak! Cumartesi günü, pazartesi günü yapamaz mıydınız? Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Aklınızı mı yediniz. Biz burada seyircisiz maç bekliyorduk. 8-10, 6-8 maç gelir. Tahkim’e gider. 4-5-6 maça düşer falan. Sondan ikinci maçını İstanbul’da oynamak istiyorlar. Bu tahrik, provokasyon değil midir? Beşiktaş şampiyon olacak, diyor ki ‘ben son maçımı Trabzon’da oynayacağım.’ Galatasaray şampiyon olacak diyecek ki ‘Ben son maçımı Eskişehir’de oynayacağım.’  Fenerbahçe diyecek ki ‘Bursa yakın bana.’ Böyle bir şey var mı? Bunun düşünülmesi bile abesle iştigal.

HALA 2010-11 SÜPER KUPA MAÇINI OYNAMA TALEBİMİZİN CEVABINI VERMEDİLER

Federasyonun durumunu size biraz evvel söyledim. Başındaki kişi  devam etmek için her şeyi yapmaya hazır. Hala bizim 2010-11’in Süper Kupa oynanasının cevabını veremediler. Beşiktaş başvurdu, biz başvurduk. Korkuyorlar. Niye? Biz buna evet dersek o zaman 2010-11 şampiyonu Fenerbahçe diye…Zaten sitende öyle. Hakikaten yazıklar olsun. İnşallah tez zamanda oradan ayrılırsınız, hepiniz. Yaşananlar bizim stadımızda olsaydı acaba neler olurdu!

TFF’NİN T’Sİ TRABZON İÇİN DEĞİL TÜRKİYE İÇİNDİR

Şunu üstüne basa basa hatırlatmak istiyorum. TFF’nin T’si Trabzon için değil Türkiye içindir. Artık bunu hatırlayın. Federasyondakiler de icraatlarını, hareketlerini, adımlarını, kararlarını buna göre alsınlar.  

BUNLARIN ANLAYACAĞI TEK BİR DİL VARDIR. O DA CAMİANIN GÜCÜDÜR. ONUN İÇİN 3 TEMMUZ’A DÖNME ZAMANI DEDİM

Kendi camiama sesleniyorum: Kongre Üyelerimize, YDK Üyelerimize, derneklerimize ve özellikle taraftarlarımıza sesleniyorum. Başta şahsım olmak üzere bu kulübün her bir ferdine iş düşmektedir. Size anlattıklarım, mesajlarım, desteklemek için verdiğim örnekler; artık bunu çözmeye niyetli bir federasyonun olmadığını yaşayarak görüyoruz. Bunların anlayacağı tek bir dil vardır. O da camianın gücüdür. Onun için 3 Temmuz’a dönme zamanı dedim. Buraları o yüzden iyi dinleyin.
 
Bunları niye sadece biz dile getiriyoruz, hakikaten anlamakta güçlük çekiyoruz. TFF’yi başka bir kulübün hakimiyetinden kurtarmak için canımız çıktı. İş oradan kaydı, başka yere geçiyor şimdi. İçinde bulunduğumuz durum sadece Fenerbahçe’nin değil tüm Türk futbolunun sorunudur.  

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, Trabzonspor yönetim kurulu ve kimlikleri tarafımızca henüz tespit olunamayan ancak savcılık makamı tahkikati ile ulaşılabilecek meçhul faillere dair, bu konuda ne yazık ki Trabzon’daki yargı mercilerine çok güvenmiyoruz. Çünkü oradan hiçbir şekilde Trabzon aleyhine kararlar çıkmıyor. Zaten kameraların incelenmediğini biliyoruz. Duyduğumuza göre sadece 200 kişi sahaya girdi, demişler. 200.
O yüzden tespit olunamayan ama olunacağını ümit ettiğimiz kişiler hakkında  6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun şu maddeleri çerçevesinde suç duyurusunda bulunduk: 

6222 sayılı kanunun 22.maddesi olan: şiddete neden olabilecek açıklamalar
Türk ceza kanununun 215.maddesi olan: suçu ve suçluyu övme
Türk ceza kanununun 213.maddesi olan: halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit 
Türk ceza kanununun 214.maddesi olan: suç işlemeye tahrik 
Türk ceza kanununun 216.maddesi olan: halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama 
Türk ceza kanununun 125 ve 217. maddeleri olan: kanunlara uymamaya tahrik ve hakaret
6222 sayılı kanunun 14.maddesi olan: tehdit veya hakaret içeren tezahürat, maddelerinden suç duyurusunda bulunduk. 

Etkin soruşturmanın yapılabilmesi, fiil ve faillerin tespit edilebilmesi amacıyla yaptığımız başvurumuza ilişkin örnek dilekçelerimizi resmi internet sitemizde sizlerle paylaşıyoruz.

Şu ana kadar Fenerbahçe Spor Kulübü ve Fenerbahçe camiası olarak bu derneklerimiz, taraftarlarımız olur; 20 ilde toplam 100’ün üzerinde suç duyurusunda bulunuldu. Bu rakam önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.

Sizlerden, taraftarlarımızdan ricam; Kulübümüzün attığı hukuki adımlari takip edip, her bir üyemizin, derneklerimizin, taraftarımızın başvuru / şikayet her adımda Fenerbahçe’ye destek olmalarını özellikle şu dönemde rica ediyorum. Sizlerde münferiden bu çalışmalara katılarak destek verebilirsiniz.  

Trabzonspor Kulübü Başkanı Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı olduğu müddet boyunca Kulüpler Birliği çalışmalarına katılmıyoruz. Haziran’da yapılacak genel kurulda çıkacak karara göre de üyeliğimizi devam edip, ettirmemeği kararlaştıracağız. Ahmet beyin şahsına karşı bir şeyim yok ancak baştaki kişi odur. Mesuliyet ondadır. Böyle bir pankarta izin veren kimsenin kulüplerin başında olması söz konusu olmamalıdır.

Ülkemizin birlik, beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde bu yapılan ayrıştırmayı, 25 milyonluk camianın sinir uçlarına dokunmayı, tüm yapılanları, nasıl yapıldığını, kimler tarafından yapıldığını, hangi süreçler içinde yapıldığını Ankara’da bu ülke için mesai veren sağduyulu, toplumun hassasiyetlerine hakim tüm devlet büyüklerimize anlatacağız. İnanın demin çizdiğim profildeki devlet büyük sayımız, demin çizdiğim profilden çok çok çok daha fazladır. Buna da inanın. Emin olun, biz eminiz. Toplum içine nefret tohumları eken, ayrıştıran, parçalamayı amaçlayan, toplumsal gerginliğe ve şiddete zemin hazırlayanlara, Fenerbahçe camiasının gücüyle, gücümüz yettiğince mücadelemizi sürdüreceğiz.

Son olarak bu suç unsuru taşıyan pankart vesilesiyle, devletimize de çağrıda bulunuyorum:  Bu pankartta FETÖ ağızıyla 2010-11 şampiyonluğunun kullanılmasına dair gerekli işlemlerin başlatılmasını ve 4 Nisan suikast girişiminin faillerinin bulunmasını devletimizden önemle talep ediyoruz. 

Bu sadece Fenerbahçemizin değil, ülkemizin sorumluluğudur! Faili ya da failleri muhakkak bulunmalıdır. Ve bulunmaması devletimizi zayıf göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kudretli ve kuvvetlidir. İstediği zaman bu konunun da dibine inebilir.

28 ŞAMPİYONLUK VE DİĞER BAŞVURULAR HAKKINDA

Biliyorsunuz 28 şampiyonluk konusunu. 427 gündür cevap alamadık. Başka başvurularımız da var, cevap alamadığımız. Federasyonla monolog yapıyoruz. Birinci başvurumuz 6 Mart 2021, 28 şampiyonlukla ilgili. Süper Kupa başvurusu yaptık. Beşiktaş’ta sağ olsun, başvuru yaptı. 30 Aralık 2021. Üzerinden 127 gün geçti. Ki aralarında bu en basiti. Çat diye kararı verebilecek ama veremiyorlar. Korkuyorlar. Veya oradaki yönetim kurulundaki ağır top, hakimiyet, sayısal kastetmiyorum. Ne yazık ki başka bir kulübün yanında. Bahsettiğimiz kulübün yanında. Trabzonspor resmi internet sitesinden 2010-2011 sezonu şampiyonluğunu kaldırılması için 31.01.2022’de başvuruda bulunduk. 95 gün üzerinden geçti…Bari yapamıyoruz, yapmayacağız deyin. Bizim sorumluluk alanımıza girmiyor, deyin. Bir şey deyin. 27 Nisan 2022’de tekrar 28 şampiyonluk için hatırlatma yazısı yazıldı.
 
Hazirana kadar bu yönetim devam edecek. İnşallah haziranda gider. Gitmemesi için, mevcut başkanın devam etmemesi içinde başta bazı kulüpler olmak üzere lobiler olduğunu da biliyoruz. Buna ciddi anlamda karşı olan kulüpler olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla topal ördek konumunda olan bu federasyonun bu kararı çıkarmayacağını söylemek, son derece gerçekçi yaklaşım olur. Bütün belge ve kanıtlarla başvurumuzu yaptık. TFF’nin resmi internet sitesinde ulusal şampiyonaların 1924’te başladığı yer alıyor. UEFA’nın sayfasında da Türkiye ulusal liglerin başlangıç tarihi olarak 1924 net bir şekilde ifade ediliyor. 2014 yılında dönemin Spor bakanının TBMM’ye verilen soru önergesinde cevabı şu olmuştur: ‘Takımların şampiyonluk kabul kıstası düzenlenen turnuvaların milli ve ulusal olmasıdır.’ Bizim de başvurumuz tam da bu çerçevede. Milli ve ulusal şampiyonluklarımızın resmen tanınmasıdır. Avrupa liglerinde bir sürü örnek ortadadır. Ancak buna rağmen halen cevap yok. Dolayısıyla yönetici arkadaşlarım, yeni de başkan belirlenmiş, bir hatırlatma yapmak için geçen hafta ziyarette bulundular. Konuyu sordular ve şu gerçekle yüzleştik. Tüm başvurularımıza ve kamuoyundaki söylemlerimize rağmen, tüm gerçeklere rağmen TFF tarafından bu konuya dair tek bir adım bile atılmamış. Komisyonlar kurulsun, tarihçiler gelsin, tezler savunulsun lehte aleyhte.. Sıfır.  Şimdi TFF’ye sesleniyorum: Kime sesleniyorum, onu da bilmiyorum. 2023, sizin de 100. yılınız. Türk futbolunu anlatan 100. yıl belgeseli yapacaksınız. Bu belgesel acaba 1959’dan mı başlayacak? Nereden başlayacak? Fenerbahçe’nin ve diğer takımların şampiyonluklarını, Türk futbolunun tarihini yok mu sayacaksınız? Bir kez daha test etmek için belgeselde göreceğiz. Bugün; şunu söylemek istiyorum; TFF’nin düştüğü durum, adaletle zerre ilgilerinin olmadığı ortadayken “bizim haksızlardan hak bekleyerek kaybedeceğimiz bir günümüz dahi yok!” Bunu açık ve net şekilde ifade etmek istiyorum. Bunlardan bir medet ummuyoruz. Çünkü o yürek ve cesaret yok. İnşallah yeni gelecek veya yapılacak seçimde ileriye dönük olarak tünelin ucunda bir ışık, yeni sayfa açılacak bir zemin oluşturulabilir. Bunun için en önemli unsurlardan biri de seçin yerine seçim yapmak.  
 
2023-24 SEZONUNDAN İTİBAREN FORMAMIZDA 5 YILDIZ OLACAK
 
Hukuki mücadelemizi vermeye devam edeceğiz, ama 2023-24 sezonundan itibaren armamızda bu sezonun formaları çoktan ısmarlandı. Armamızda 5 yıldızı koyacağız. Siz ne yaparsanız yapın, koyacağız. Fenerium’da diğer ürünlerde şimdiden başlayacağız. Bir sezon size mesaj olsun diye 3 yıldızı çıkarttık. Anlamıyorsunuz, anlayamıyorsunuz. Anladıklarınızı da yapamıyorsunuz. Her adımda bu gerçeği resmen kullanacağız, duyuracağız. Biz bunu Lefterlere, bizi şampiyon yapan bütün sporculara borçluyuz. Biz burada artık sessiz kalırsak onlar bize hakkını helal etmemiş olur. Medeni şekilde başvuru yaptık, her şeyi sunduk. Tahammül sınırlarının ötesinde bekledik, sabrettik, acelemiz yok dedik. Siz arpa boyu kadar çalışma yapmamışsınız. Size yazıklar olsun. Acaba şu an beni seyrederken nasıl bir konuşma kaleme alıyorsunuz. Trabzon’a geç kalmışsınız, 5 dakika sonra (kutlama mesajı) yayınlamışsınız. Ne olur bu gecede benim için, bizim için, Fenerbahçe için bir mesaj girin. Girmezseniz sonra kendimizi değersiz hissederiz.

Size çok çok teşekkür ediyorum. İnşallah bugün paylaştıklarım sizin de bugün buradan ayrılırken aklınızda bazı konuları daha net bir şekilde görülmesini sağlayabilir. Sağ olun var olun. Bizi seyreden tüm taraftarlarımızı da saygıyla selamlıyorum. Yarın taraftarlarımızla burada buluşmamız olacak. Tüm taraftarlarımızı bekliyoruz. Mecburen passolig sistemini yaptık. Oraya sembolik bir lira kondu. Bana sorarsanız Passolig'i olmayanlar da gelsinler. Herkes gelsin, bekliyoruz. Takımımıza moral ve motivasyon verelim. Onları güzel bir şekilde uğurlayalım. Meşalelerimizi yakalım. Mesajlarımızı pankartlara yansıtalım.Hep beraber yek vücut yarın burada idmanımızı yapalım."
 
Ali Koç'un basın mensuplarının sorularına verdiği cevaplarla basın toplantısı tamamlandı.

Kaynak : fenerbahce.org