Jose Antonio Reyes... Futbol dünyası Reyes'i çok erken kaybetti. Kariyeri boyunca hırsı, futbol aklıyla kendinden söz ettiren Reyes'in hikayesini Serkan Akkoyun yazdı.
Tarih 15 Nisan 2004... Arsenal ve Chelsea FA Cup 5. Tur maçında kozlarını paylaşıyor... Arsene Wenger'in Henry'nin yokluğunda formayı, henüz 2 aydır takım kadrosunda bulunan 20 yaşındaki genç bir İspanyola vermesi maçın devre arasında büyük eleştiri almıştı... Chelsea, Mutu'nun golüyle 1-0 öndeydi ve ligde hiçbir maçı kaybetmeyen Arsenal'in 'yenilmezlik' unvanı darbe yemek üzereydi. Ancak o genç İspanyol, hocasını mahcup etmedi ve önce 56 ardından 61. dakikalarda 2 gole imza attı ve turu Arsenal'a getirdi. O genç İspanyolun adı; Jose Antonio Reyes'ti...Henüz 16 yaşındayken Sevilla'da başlayan futbol kariyeri 20 yaşında İngiltere'nin zirvesine ulaşmış ve Arsenal'la o yılı şampiyon olarak tamamlamıştı. Romen asıllı çingene kökenli bir ailenin çocuğu olarak İspanya'da dünyaya gelen Reyes, Sevilla'da oynadığı dönem Arsene Wenger tarafından tam 40 kez izlenmiş ve sonunda 20 milyon euroluk, o dönem için rekor sayılacak bir bonservis bedeliyle devre arasında transfer edilmişti. Geldiği takım; Henry, Bergkamp, Pires ve Ljunbergli Arsenal'di. Yani meşhur 'Yenilmezler' takımı. Bu lakabı, Reyes'in ilk sezonunda hiç yenilgi almadan Premier Lig şampiyonu oldukları için almışlardı.
Peri masalı gibi başlayan hikaye, Reyes'in Londra'ya uyum sağlayamaması nedeniyle tatsızlaşmaya başladı. Yaşadığı mutsuzluk Reyes'in performansı da etkiliyordu. Bir İspanyol radyocunun, Real Madridli yönetici taklidi yaparak kendisiyle konuştuğu yayın sırasında, İngiltere'de mutsuz olduğunu ve İspanya'ya dönmek için can attığını söylemesi de filmin kopmasına neden oluyordu.
Reyes 2006 yılında Londra'dan ayrıldı ve Julio Baptista transferine karşılık Real Madrid'e kiralandı. Arsenal'daki ilk sezonunda şampiyon olan Reyes, Real Madrid'de de aynı sevinc yaşadı ancak buradaki kariyeri de sadece 1 sezon sürdü ve ertesi yıl 12 milyon Euro karşılığında Atletico Madrid'e satıldı.
İngiltere'de fiziksel oyuna uyum sağlamakta zorlanan Reyes, İspanya'da da dönemin en iyi savunmacılarıyla nasıl başa çıkacağını bir türlü bulamıyordu. O sezon UEFA Kupası'nda Kayseri'de, Kayseri Erciyespor'a karşı da 26 dakika oynayan Reyes bir türlü ilk 11 oyuncusu olamadı ve bir kez daha transfer yapmaktan kurtulamadı. Bu seferki adresi Portekiz'in Benfica takımıydı...
Dönemin Benfica Teknik Direktörü Quique Sanchez Flores ona güveniyordu. İkili Benfica'da güzel bir sezon geçirdi ve ertesi yıl döndüğü Atletico Madrid'de yeniden Flores'la bir araya geldi. Alber Resino tarafından görev verilmeyen Reyes, Flores'le beraber formayı aldı ve 13. haftadan sonra takımın asist yükünü taşımaya başladı. Sezon sonunda 13 asiste ulaşan Reyes artık gerçek kimliğini bulmuştu.
2009 ile 2012 yılları arasını Atletico Madrid'de geçiren Reyes, Galatasaray tarafından KAP'a bildirilmesine rağmen anlaşma sağlanamayınca İstanbul'a değil; her şeyin başladığı yere Sevilla'ya döndü. 20 yaşında ayrıldığı takımına 29 yaşında geri gelen Reyes, Atletico Madrid'le kazandığı 2 UEFA Kupası zaferine; burada da 3 tane ekledi ve adını Sevilla tarihine altın harflerle yazdırdı. Sevilla kaptanı olarak kulüpten ayrıldığında Unai Emery ile birlikte yaptıkları nesiller boyu anlatılacak türden işlerdi.
Sevilla sonrası Espanyol, Cordoba ve Çin'in Leopard takımlarında forma giyen Reyes geçtiğimiz Ocak ayında ülkesinin 3. Ligi'nde mücadele eden Extremedura'ya transfer olmuş ve sakin bir hayat yaşıyordu. Ancak trafik canavarı, herkesin hatıralarında başarılı futboluyla anımsanacak olan Reyes'i 35 yaşında aramızdan aldı. Elim bir kaza sonucu yaşama gözlerini yuman Reyes geride başarılı bir kariyer, İspanya, İngiltere, Portekiz ve Avrupa'da kazanılmış kupalarla birlikte bolca mutluluk bolca sevinç ve bolca neşe bıraktı. Futbola verdiğin her şey için teşekkürler Reyes, seni tanımak güzeldi...
Kaynak: TRT SPOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder