Sayfalar

16 Mayıs 2020 Cumartesi

Parma'da 2 futbolcu karantinaya alındı

İtalya 1. Futbol Ligi (Serie A) ekiplerinden Parma'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testlerinin ilki pozitif ikincisi negatif çıkan 2 futbolcu karantinaya alındı.

Kulüpten yapılan açıklamada, futbolcu, teknik ekip ve çalışan yaklaşık 60 kişiye Kovid-19 testleri yapıldığı belirtildi.

İsimleri açıklanmayan 2 futbolcunun, ilk testlerinin pozitif ikincilerinin ise negatif çıktığı ve bu futbolcuların karantinaya alındığını kaydedildi.

Futbolcuların semptom göstermediği ve sağlık durumlarının iyi olduğu aktarılırken, teste giren diğer isimlerinin sonuçlarının negatif çıktığı ifade edildi.

Serie A takımları, koronavirüs salgını dolayısıyla durdurulan ligin 13 Haziran'da yeniden başlaması konusunda uzlaşmıştı.

Borussia Mönchengladbach zirve yarışını sürdürdü

Almanya Bundesliga’da 26. hafta maçında Borussia Mönchengladbach, deplasmanda Eintracht Frankfurt'u 3-1 yendi. Mönchengladbach'ın ilk golü 36. saniyede bulduğu mücadelede yedek oyuncular, koronavirüs önlemleri kapsamında tribünde oturdu.

Koronavirüs önlemleri kapsamında seyircisiz olarak oynanan mücadelede ev sahibi ekip karşılaşmaya Trapp, Toure, Abraham, Hinteregger, N'dicka, Sow, Rode, Kamada, Kostic ve Dost ilk 11'i ile başladı.

Konuk ekip Mönchengladbach ise Sommer, Lainer, Ginter, Elvedi, Bensebaini, Neuhaus, Strobl, Plea, Thuram, Hofmann, Embolo ilk 11’i ile sahadaki yerini aldı.

Mönchengladbach ilk golü 36. saniyede buldu

Commerzbank Arena'daki mücadelede henüz 36. saniyede Mönchengladbach, Plea’nın golüyle 1-0 öne geçti. 7. dakikada Thuram’ın boş kaleye gönderdiği topla konuk ekip farkı 2’ye çıkardı.

İlk yarısı 2-0’lık Mönchengladbach galibiyeti ile tamamlanan karşılaşmada, konuk ekibin etkili oyunu devam etti. Mönchengladbach, N'Dicka'nın Embolo'ya ceza sahası içinde yaptığı faul sonucu penaltı kazandı. Bensebaini'nin kullandığı penaltıda meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 0-3.

Karşılaşmanın 81. dakikasında Frankfurt, Silva ile farkı 2'ye indirdi: 1-3. Karşılaşmada başka gol olmadı ve konuk ekip sahadan 3-1’lik galibiyetle ayrıldı.

Puanını 52’ye çıkaran Mönchengladbach 3. sıraya yükselirken, ev sahibi Frankfurt ise 28 puanla 13. sırada kendisine yer buldu.

Yedekler tribünde oturdu

Öte yandan mücadelede koronavirüs salgını sebebiyle bir dizi önlem alındı. Özellikle yedek kulübesinde oyuncular sosyal mesafe kurallarına uyarak ayrı otururken, birçok futbolcu da tribünlerde oturarak görev bekledi.

Diğer maçlarda alınan sonuçlar

26. haftada bugün oynanan diğer karşılaşmalarda Hertha Berlin deplasmanda Hoffenheim’i 3-0, Wolfsburg da deplasmanda Augsburg’u 2-1 mağlup etti.

RB Leipzig - Freiburg karşılaşması 1-1, Fortuna Düsseldorf - Paderborn müsabakası da 0-0 berabere sonuçlandı.

Günün en önemli maçında ise Borussia Dortmund, Signal Iduna Stadı’nda konuk ettiği Schalke 04’ü 4-0 yendi.

Borussia Dortmund, Schalke 04’ü 4 golle geçti

Bundesliga'da 26. haftasında kalan maçların programı şöyle:

17 Mayıs Pazar:

16:30 Köln - Mainz 05 İdman TV

19:00 Union Berlin - Bayern Münih İdman TV

18 Mayıs Pazartesi:

21:30 Werder Bremen - Bayer Leverkusen İdman TV

Kaynak: DHA

Jefferson Farfan koronavirüse yakalandı

Rus ekibi Lokomotiv Moskova'da forma giyen Jefferson Farfan'a yeni tip koronavirüs (Kovid-19) teşhisi konuldu.

Kulübün sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Oyuncumuz Jefferson Farfan'a koronavirüs teşhisi konuldu. Sana sağlıklı günler diliyoruz, çabuk iyileş Jeff." ifadeleri kullanıldı.

RIA Novosti haber ajansına konuşan Lokomotiv Moskova Yönetim Kurulu Başkanı Anatoly Meshcheryakov da 35 yaşındaki Perulu oyuncunun doktor gözetiminde olduğunu ve şimdilik hastaneye yatırılmadığını belirtti.

Koronavirüs salgını nedeniyle yaklaşık iki aydır askıya alınan Rusya Premier Lig'in 21 Haziran'da başlayacağı açıklanmıştı.

Pierre van Hooijdonk, Fenerbahçe'deki şampiyonluğu anlattı: "Bu çılgınca bir durumdu"

Pierre van Hooijdonk, koronavirüs nedeniyle uyardı. Fenerbahçe günlerini özlemle yad eden Hooijdonk, mükemmel bir serbest vuruşun gol olacağını vurguladı. Beşiktaş'ı 11 puan geriden gelerek geçip şampiyon olduklarını söyleyen Hollandalı, Alex'i övdü ve "Alex ile mükemmel bir hikaye yazdık" dedi.

Fenerbahçe'nin eski Hollandalı oyuncusu Pierre van Hooijdonk, BeIN Sports'a açıklamalar yaptı. Corona virüs salgınına dikkat çeken Hollandalı, "Bu gerçekten çok sıradışı bir durum. Hollanda'da başlarda işler yolunda gitmedi ama sonrasında işleri yoluna koyduk diyebiliriz. Tamamen karantinada değiliz. Sürekli evde oturmak zorunda değiliz. Alışverişe gidebiliriz, koşmak için sokağa çıkabiliriz yani tamamen evde oturmak zorunda değiliz. Ama devletimiz şu anda olabildiğince evde oturmamızı istiyor" dedi.

"VİRÜSÜ HAFİFE ALMAYIN"
"Virüsü hafife almayın" uyarısında bulunan Hooijdonk şöyle konuştu;

"Türkiye'nin ne yaptığını gördüm. Türkiye'de bir kaç günlük sokağa çıkma yasağı kararı alındı. Bunun yetirli olduğunu düşünmüyorum. Bir çok ülke uzun süreli yasak kararı aldı. Ancak virüsü alt etme konusunda hala sorunlar var. İstanbul, Ankara, İzmir gibi kısıtlı metrekarelerde bir çok insanın yaşadığı yerler var. Virüs bu gibi yerlerde çok daha fazla yayılabiliyor. Virüsü ciddiye almalıyız.

Bir ülke virüsü hafife aldıysa, o ülke virüsten en çok etkilenen ülke olacaktır. Amerika Birleşik Devletleri'ne bakın. Başkan, bu durumun sadece bir grip olduğunu söyledi. Burada yanlış bir çok şey vardı. Şimdi onlar gerçekten kötü durumdalar. Kendisi dışında herkesi suçluyor."

"Geleceği nasıl görüyorsun?" sorusuna ise Hoojdonk şu yanıtı verdi, "Çok iyi bir soru. Bana soracaksanız futbol açısından farklı olacak. Daha az para harcanadak. Futbolda sorun tam olarak bu değil. Oyuncuların maaşlarından yüzde 20 kesintisi yapılacak. Çok kazanıyorlar. Tamamen hedef haline getirildiler.

"FUTBOL DEĞİŞECEK"
Bir çok oyuncu var ki gerçekten minimum ücretler alıyorlar ve kredilerini ödemek zorundalar. Kesin olarak eski bonservis bedelleri ödenmeyecek. Futbol değişecek. 70-80 milyon Euro'ya kulüp değiştiren oyuncu olmayacak. Minimum seviyede maaşlar ödenecek. Belki de takas transferleri olacak. Bence zaten pahalı transferler çok iyi bir durum değildi. İnsanlar 80 milyon Euro'ya oyuncu satılıyordu. Bir sene sonra bu oyunculara 100 milyon Euro ödediler. Denge burada nerede?

Matthijs (de Ligt), Ajax'tan Juventus'a 75 milyon Euro'ya transfer oldu. Genç bir oyuncu. Belki kayıp değil. Ancak Maguire (Harry) aynı dönemde 90 milyon Euro'ya satıldı. Sanırım 28 yaşında. Konratından sonra değeri normal olarak düşecek. 4 yıl sonra 32 yaşında olacak. Ve bu para gitti.

De Ligt 3-4 yıl sonra 24 yaşına gelmiş olacak. Maguire'den daha değerli olduğunu düşünebiliriz. bu bedellerin ne kadar saçma bir hal olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Dünyanın genelinde bu durum söz konusu."

"BEŞİKTAŞ 11 PUAN ÖNDEYDİ"
Fenerbahçe günlerini anlatması istenen Pierre van Hooijdonk, "Fenerbahçe'ye 33 yaşında geldim. Ne bekleyeceğimi bilmiyordum. Takımım ben gelmeden öne kötü bir sezon geçirdiğini biliyordum ve bilgim bu kadardı. Kadronun kalitesi hakkında herhangi bir bilgim yoktu.

Geldiğimde hatırlıyorum ki kadrona çok fazla oyuncu vardı. Bazıları iştaha ve hırsa sahip değildi. Çok genç, yetenekli çocuklar vardı. Onlar şansa hazırdı. Geldiğimde sezon öncesinde oynama şansı tecrübeli ve açık konuşmak gerekirse yaşlı oyunculara veriliyordu. Daum geldiğinde 7-8 maç sonra bunun farkına vardı. Genç oyuncular yavaş yavaş devreye girdi. Volkan, Recep vardı. Tuncay takıma geldi yetenekliydi ancak forvet hattına çok şey katmasına rağmen yedek kulübesindeydi. Selçuk Şahin yine takımdaki isimlerden bir tanesiydi. Takım ylavaş yavaş iyileşmeye başladı.

Devre arasında Nobre'nin ara transferde takıma katılması baskıyı ortadan kaldırdı. Benim gibi çok fazla gol attı. Birlikte oynadık. Ama tüm bunlar yoluna girse de Ocak'ta Beşiktaş 11 puan önümüzdeydi. Onları geçmemiz lazımdı. Bu bir çok kişi için imkansız bir durum gibiydi. Yanılmıyorsam Samsunspor'a karşı bir maç kaybettiler. 3 ya da 4 oyuncu kırmızı kart gördü. Takımları biraz zayıfladı ve puan kaybettiler. Biz de sona doğru elimizden gelenin en iyisini yaptık ve Beşiktaş'a geçtik. Bu takımdaki değişimi görmek ve yaşlı oyunculardaki iştahsızlığı gördükten sonra genç oyuncularda büyük ırslar görmek çok güzeldi. Deneyimli oyuncular vardı. Thomas ve Luciano. İki çok fantastik savunmacı vardı. Ümit Özat sağ ve sol bekte oynayabiliyordu. Bunun bir parçası olmak zevkliydi. 2 sezon onlar için oynamak zevkliydi" diye konuştu.

"İNANILMAZ BİR DENEYİM"
Şampiyonluk kutlamaları için de de Hollandalı, "Benim için Fenerbahçe'de yaşadığım sevinç inanılmaz bir deneyimdi. Breda ve Nottingham'da 2. ligden üst lige çıkmıştı. Breda'da veya Nottingham'da insanlar meydanlardaydı ama azdı. Fenerbahçe'yi düşünecek olursak Samandıra'dan Bağdat Caddesi'ne yola çıktığmızda çok fazla taraftar vardı. Bu çılgınca bir durumdu. Benim beklentimi düşünecek olursak bu kadarını beklemiyordum. Futbol gibi basit bir oyunda bunu başarabilmeyi görmek bana çok keyif verdi. İnsanların yüzünü sevindirmek fubolcuları gururlandırır. Kupalar, madalyalar ve senin hakkında hikayeler bırakmak için futbol oynarsın" ifadelerini kullandı.

"ALEX DE SOUZA İLE MUHTEŞEM BİR HİKAYE YAZDIK"
Alex de Souza ile olan ilişkisini anlatması istenen Pierre van Hooijdonk, "Fenerbahçede çok iyi bir dönem geçirdik. İkinci sezon Alex geldi. İlk günden itibaren çok iyi bir ilişkimiz vardı. Portekizce de konuşabiliyorduk. Daha ön e de 4-5 Brezilyalı oyuncuyla iyi ilişkiler kurmuştum. Onunla çok iyi anlaştık. Muhteşem bir hikaye yazdık. Çok yaratıcı bir oyuncuydu zaten. Çok kaliteliydi. Herkesin oynamak isteyeceği seviyede bir oyuncuydu. Bir kez daha sorulursa bu soru oynadığım en iyi oyunculardan bir tanesiydi. Birlikte oynamak kistediğim oyunculardan bir tanesiydi" diyerek Brezilyalı oyuncuyu övdü.

"MÜKEMMEL BİR SERBEST VURUŞ GOL OLUR"
Serbest vuruşlardaki ustalığının hatırlatılması üzerine de Hollandalı, "Gaziantep ile oynadığımız sezonun erken maçlarından birini kazanmıştık. Bu önemli bir galibiyetti. Bir çok insan, teknik direktör serbest vuruşları durdurmanın kolay olduğunu düşünüyor. Böyle olmadığını kanıtlamıştım. Kadıköy'de durdurulamaz bir serbest vuruş golü atmıştım. Metot önemlidir.

Serbest vuruştan bir gol attığımda bunun çok önemli olduğunu biliyordum. Bir çok kişiye de bu mesajı vermeye başlamıştık. İyi bir serbest vuruş gol olur. Mükemmel bir serbest vuruş gol olur. En önemli nokta serbest vuruşu durdurmaya odaklanmış olmak değildir. Mükemmel bir serbest vuruş gol olur. İyi bir serbest vuruş yüzde 80 gol olur. Mükemmel bir serbest vuruşta herkes kutlamaya hazırdır" ifadelerini kullandı.

Türk taraftarlarına Fenerbahçe taraftarlarına ne mesaj verirsin? sorusuna "İlk olarak güvende kalsınlar. Kolay bir dönemden geçmiyoruz. Ne zaman sezon tam olarak sizde ne zaman başlayacak bilmiyorum. Söylemek istediğim şu, bence Fenerbahçe şu anda şampiyonluk yarışının içinde değil. İhtiyacı olan şey Fenerbahçe'nin, yeniden gelecek sezonu inşa edebilmek. Bu onlar için önemli. Yeni sezona tamamen odaklanmaları gerekir. Eminim ki Fenerbahçe ve Türkiye için çok yakın. Geri dönecek" yanıtını vererek sözlerini noktaladı.

Falcao'dan gol sevincinde Kovid-19 önlemine eleştiri

Galatasaray'ın Kolombiyalı futbolcusu Radamel Falcao, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte maçlarda alınan bazı önlemleri ve tavsiyeleri eleştirdi.

Falcao, resmi twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Futbolun dönüşünü görerek soruyorum: Gol sevincinde sarılmaya izin vermeyecek teknik bir sebep var mı? Tüm maç boyunca sürekli temas halindeyiz. Köşe atışlarında defans oyuncuları senin üzerindeler! Barajlarda herkes yan yana" ifadelerini kullandı.

Futbolda Kovid-19'dan dolayı bazı Avrupa liglerinde ertelenen maçların oynanması için hazırlıklar başlatılırken, Almanya'da maçlar kaldığı yerden başladı. Gol atan bazı futbolcular sevincini sosyal mesafe kuralına uyarak yaptı.

Kovid-19'dan dolayı maçlara bazı yeni kurallar getiren Almanya Futbol Federasyonu, futbolcuların gol sonrasında birbirlerine sarılıp sevinç gösterisi yapmamalarını tavsiye etmişti.

Borussia Dortmund, Schalke 04’ü 4 golle geçti

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle mart ayı ortasında askıya alınan Almanya Birinci Futbol Ligi’ndeki (Bundesliga) maçlar kaldığı yerden devam etti. Haftanın önemli maçında Borussia Dortmund, sahasında Schalke 04’ü 4-0 yendi.

Salgının yayılma hızının yavaşlamasıyla Kovid-19 önlemlerini gevşetmeye başlayan Alman hükümeti ve yerel yönetimleri, Almanya Kulüpler Birliği (DFL) tarafından hazırlanan ve eyaletlerin spor bakanları tarafından da kabul edilen "sağlık ve hijyen" tasarının uygulanması kaydıyla yaklaşık 2 hafta önce 1. ve 2. futbol liglerinin yeniden başlayabileceğine karar verdi.

Kovid-19 önlemlerinden sonra Avrupa’da başlayacak ilk lig olması sebebiyle dünyanın dikkatle izlediği Bundesliga, 26. haftadaki maçlarla ve DFL’in tasarısındaki sıkı tedbirlere uyularak "seyircisiz" oynandı.

Sahada mücadele eden futbolcular, hakemler ve teknik direktörler haricinde statta bulunan herkes "maske" taktı, müsabaka öncesi toplar dezenfekte edildi.

Yedek kulübelerinde sosyal mesafe kuralı uygulandı. Bazı maçlarda kulübede yeterli yer olmadığı için yedek oyuncular kulübenin arkasında veya tribünde oturdu.

Futbolcular ise gol sevincini birbirlerine sarılmadan yaşamaya çalıştı.

Borussia Dortmund, Schalke 04’ü 4 golle geçti

Günün önemli maçında ise Borussia Dortmund, Signal Iduna Stadı’nda konuk ettiği Schalke 04’ü 4-0 yendi.

Sarı-siyahlılar ilk yarıyı 29. dakikada Erling Haaland ve 45. Raphael Guerreiro’nun golleriyle 2-0 önde tamamladı.

İkinci yarıda da üstünlüğünü sürdüren Borussia Dortmund, 48. dakikada Thorgan Hazard, 63. dakikada Guerreiro ile iki gol daha buldu ve karşılaşmadan 4-0 galip ayrıldı.

Borussia Dortmund, puanını 54’e çıkartarak 2’inci sıradaki yerini korudu.

Schalke 04 ise 37 puanda kaldı ve 8’inci sıraya geriledi.

Diğer maçlarda alınan sonuçlar

26. haftada bugün oynanan diğer karşılaşmalarda Hertha Berlin deplasmanda Hoffenheim’i 3-0, Wolfsburg da deplasmanda Augsburg’u 2-1 mağlup etti.

RB Leipzig - Freiburg karşılaşması 1-1, Fortuna Düsseldorf - Paderborn müsabakası da 0-0 berabere sonuçlandı.

Bundesliga'da 26. haftasında kalan maçların programı şöyle:

Bugün:

19:30 Eintracht Frankfurt - Borussia Mönchengladbach İdman TV

17 Mayıs Pazar:

16:30 Köln - Mainz 05 İdman TV

19:00 Union Berlin - Bayern Münih İdman TV

18 Mayıs Pazartesi:

21:30 Werder Bremen - Bayer Leverkusen İdman TV

Chiaka Ogbogu resmen Eczacıbaşı VitrA'da

Yeni sezon kadro planlamasına başlayan Eczacıbaşı VitrA, Amerikalı orta oyuncu Chiaka Ogbogu'yu renklerine bağladı.

Kulüpten yapılan açıklama şöyle:

"2020-2021 sezonu kadrosunu şekillendirmeye devam eden kulübümüz, Amerikalı orta oyuncu Chiaka Ogbogu’yu renklerine bağladı.

Kulübümüzden yapılan açıklamada, “Amerika Milli Takımı’nın yetenekli orta oyuncusuyla anlaştık. Takımımızın kurulumuna uygun bir özellikte olan Chiaka’dan önemli bir katkı bekliyoruz” denildi.

Chiaka Ogbogu kimdir?

1995 yılında Amerika’nın New Jersey eyaletinde doğan Chiaka Ogbogu, 188 cm boyunda ve orta oyuncu olarak görev yapıyor.

Amerika Kolej Ligi yıllarını Texas Üniversitesi’nde geçiren yetenekli oyuncu, 2018 yılında Amerika Milli Takımı’na katıldı. Ogbogu, Türkiye’ye gelmeden önce sırasıyla Il Bisonte Firenze, Chemik Police ve Imoco Volley Conegliano takımlarında oynadı.

Milli Başarılar

·        2018 Pan Amerika Kupası Şampiyonluğu

·        2019 FIVB Milletler Ligi Şampiyonluğu

·        2019 FIVB Dünya Kupası İkinciliği

·        2019 NORCECA Kıta Şampiyonası İkinciliği

Kulüp Başarıları

·        2018-19 Polonya Kupası Şampiyonluğu

·        2019 İtalya Süper Kupası Şampiyonluğu

·        2019 FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası Şampiyonluğu

·        2019-20 İtalya Kupası Şampiyonluğu"

Polen Ünver resmen Türk Hava Yolları'nda

Türk Hava Yolları, 2019-2020 sezonunda PTT Spor forması giyen 1990 doğumlu başarılı pasör çaprazı Polen Ünver’i transfer ettiğini duyurdu.

Polen Ünver transferiyle ilgili, “Bu ailenin bir parçası olduğum için çok mutluyum. Önümüzdeki sezon çok iyi başarılara imza atacağımızdan hiç şüphem yok. Heyecanla sezonu bekliyorum.” dedi.
Türk Hava Yolları Spor Kulübü Genel Sekreteri Ramazan Yıldırım, “Polen daha önceden çalıştığımız ve iyi tanıdığımız bir sporcu. Tecrübesi, azmi ve karakteriyle takımımıza ciddi ölçüde katkısı olacağına inanıyoruz. Başarılar diliyorum.” dedi.
Polen Ünver kimdir?
27 Ağustos 1990’da Adana’da dünyaya gelen Polen Ünver, voleybola Fenerbahçe Spor Okulu’nda adım attı. Adana Gündoğdu Koleji takımıyla profesyonel kariyerine başlayan Uslupehlivan, ardından Vakıfbank’a transfer oldu. 5 sene Vakıfbank forması giyen pasör çaprazı, iki yıl Nilüfer Belediyespor’da kiralık olarak oynadı. 2012’de VakıfBank’a dönen oyuncu, bu dönemde 2 kez lig şampiyonluğu, bir kez Türkiye Kupası şampiyonluğu, bir kez CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve bir kez Dünya Kulüpler Şampiyonası şampiyonluğu sevinçlerini tattı. 2014’te Fenerbahçe’ye katılan Polen Ünver, Fenerbahçe’yle 2 kez lig şampiyonluğu, 2 kez Türkiye Kupası ve bir kez de Süper Kupa mutluluğu yaşadı. Polen Ünver, A Milli Kadın Voleybol Takımı’yla Londra 2012 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda forma giydi. Polen’in milli takım kariyerinde 2013 FIVB Dünya Grand Prix üçüncülüğü, 2013 Avrupa Şampiyonası üçüncülüğü, 2014’de Avrupa Kadınlar Voleybol Ligi şampiyonluğu, 2015 Avrupa Oyunları Şampiyonluğu ve 2017 Avrupa Şampiyonası üçüncülüğü bulunuyor. Ünver, milli takım formasıyla 2016 FIVB Dünya Grand Prix grup etabının en skorer oyuncusu seçildi ve Rüya Takım’da yer aldı.

Hazal Selin Arifoğlu Galatasaray'da

Vestel Venus Sultanlar Ligi ekiplerinden Galatasaray, geçtiğimiz sezon Aydın Büyükşehir Belediyespor’da forma giyen orta oyuncu Hazal Selin Arifoğlu’nu transfer etti.

1992 doğumlu, 185 cm boyundaki Hazal Selin Arifoğlu kariyerinde TED Ankara Kolejliler, Eczacıbaşı, Karşıyaka, Beşiktaş, Yeşilyurt, Nilüfer Bld, Sarıyer Bld.takımlarında forma giydi.

CSKA Moskova'nın doktoru koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti

Rusya'nın CSKA Moskova Basketbol Takımı'nın doktoru Roman Abzhelilov, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sebebiyle hayatını kaybetti.

CSKA Moskova Kulübü, 44 yaşındaki Abzhelilov'un koronavirüs yüzünden gelişen komplikasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdiğini duyurdu.

Evli ve iki çocuk babası olan Rus Abzhelilov, daha önce Soyuz Zarechny, CSK VVS Samara, Arsenal Tula, Khimki ve Rusya Milli Takımı'nda da görev yapmıştı.

Mauricio Isla ülkesine dönmek istiyor

Fenerbahçeli Isla, ülkesinde hiç forma giymemiş olmanın içinde "ukde" kaldığını söyledi. 32 yaşındaki futbolcu, bu yüzden Şili'den gelecek teklifleri değerlendirmeye hazır olduğunu belirtti.

Fenerbahçeli Mauricio Isla, ülkesine dönmek istiyor.32 yaşındaki oyuncu, Şili'de futbol oynamamış olmanın içinde "ukde" kaldığını söyledi.

Şili basınına konuşan deneyimli sağ bek, "Ülkemden bir teklif gelirse bunu seve seve değerlendiririm." dedi.

Fenerbahçe'yle sözleşmesinin sezon sonu biteceğini belirten Isla, "Çocukluğumdan beri Universidad de Chile taraftarıyım. Annem de onların hayranıydı. Ülkemde hiç oynama şansım olmadı. Bu benim içimde ukdedir. Şili'de forma giymeden futbolu bırakmak istemiyorum" ifadelerini kullandı.

Süper Lig'in başlangıcıyla ilgili belirsizliklerin olduğunu vurgulayan Isla, son dönemde maaşlarını almakta sıkıntılar yaşadıklarını sözlerine ekledi.

Mauricio Isla kariyerinde Avrupa'da aralarında Juventus ve Marsilya'nın da olduğu 8 farklı takımda forma giydi.

"TFF'nin devam kararı yanlış"

Kayserispor'un genç futbolcusu Hasan Hüseyin Acar, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) vermiş olduğu liglere devam edilmesi kararının yanlış olduğunu savundu.

Kayserispor'da sergilediği performansla dikkatleri üzerine çeken 25 yaşındaki orta saha oyuncusu, açıklamada bulundu.

Yaşanan pandemi sürecinin futbolcuları fazlasıyla korkuttuğunu belirten Hasan, liglere 12 Haziran'da devam edilmesi kararına ilişkin, "Bana göre Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) devam kararı yanlış. Federasyonun biraz daha beklemesi gerekiyordu. Şu an tam ivme yakalanmışken, süreç iyi gidiyorken biraz daha bekleyebilirdik. Kararın erken alındığını düşünüyorum. İnşallah bir sıkıntı yaşamayız." ifadelerini kullandı.

Hasan, şöyle devam etti:

"Pandemi süreci futbol anlamında bize hiç yaramadı çünkü biz tam çıkış yakalamıştık. Bu süreçte iki ay boyunca evdeydim. Bunca senedir aileme bu kadar vakit ayıramadım. Çok fazla sıklıkla aileme gidemiyordum. Bu süre zarfında kardeşlerimle, ailemle güzel zaman geçirdim ama futbol oynamayı çok özledim. Biz futbolcular olarak sürekli harekete alıştığımız için evde oturmak hiç bize göre değil. Özgür olmayı çok özledim. Gerçekten insan için özgürlük çok önemli bir şeymiş. Bunu anladım. İnsan özgür bir şekilde sokakta dolaşmayı özlüyor."

"Herkeste korku var"

Hasan Hüseyin Acar, futbolcu arkadaşlarıyla sürekli konuştuğunu ve herkeste virüs korkusu bulunduğunu aktardı.

Söz konusu süreçte bireysel antrenmanlarını aksatmadan yaptığını dile getiren Hasan, "Futbolcu her zaman futbolu özlüyor ama çok riskli bir ortam. Yani sadece futbolcu değil kulüpte bir sürü insan çalışıyor. Eve gidip gelen insanlar var, o yüzden risk yüksek. Ben 1 haftadır buradayım ama maçlar oynanacak mı bilmiyoruz. Takımlarda herkeste bir korku var. Bazı takımlarda 8, 11 kişilik vakalar çıktı. Biz de korkuyoruz 3 günde bir test yaptırıyoruz mecbur. Bize net bir şey de söylemiyorlar. Oynanacak diyorlar ama ben bunun net olduğunu düşünmüyorum. Çok sıkıntılı bir ortam. Riskteyiz yani." değerlendirmesinde bulundu.

Ligler başladığında aralarından herhangi birinde virüs çıkması durumunda kendilerinin ve ailelerinin de karantinaya alınmasının gerekeceğini hatırlatan Hasan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim yakınlarımda virüs olayı olmadı ama babamın bir arkadaşında olmuştu mesela. Onun temas ettiği herkesi karantinaya aldılar. Şimdi biz burada 20-25 futbolcuyuz, 10 teknik ekip var. Masörü, malzemecisi ve onların aileleri var. Burada bir kişide çıksa diğerlerinin de karantinaya girmesi gerekiyor. Futbolcuda çıktı 5 gün antrenman durduralım, başka futbolcu da çıktı bir daha durduralım dediğiniz zaman futbolcudan ne bir performans alırsınız ne de oynadığınız oyundan bir keyif alırsınız. Bu iş kolay kolay hallolmaz. Bunun için çok inanılmaz bir önlem alınması lazım, çok zor bir iş. Mesela biz ilk maçımızı Fenerbahçe ile oynayacağız ama oraya korkuyla gideceğiz. Hepimiz şu anda haberlere bakıyoruz sürekli ligler oynanacak mı diye. Futbolu çok özledik ama bu işin risk kısmı olduğu için herkes korkuyor ve çekingen. Burada kronik rahatsızlığı olan insanlar da var. Biz sporcular belki hafif atlatabiliriz ama herkesin ailesi var."

"Sezona başlarken yanlış transfer politikası uygulandı"

Hasan Hüseyin Acar, Kayserispor'un sezonun ilk yarıdaki kötü performansını yanlış transfer politikasına bağladı.

Sezon başında yeterli bir kadro kurulamadığını aktaran Hasan, "Sezon iyi başlamadı çünkü çok yanlış transferler oldu. Sezona başlarken yanlış transfer politikası uygulandı. Gerçeği söylemek gerekirse iyi bir arkadaşlık ortamı da kurulamadı. Ligin ilk yarısını hatırlamak bile istemiyorum. Çok fazla para sıkıntısı yaşadık. Ben ligin ilk yarısında bireysel performansım adına memnundum. Çok şükür vicdanım rahat. Çok da iyi oynadığımı düşünüyorum." diye konuştu.

Devre arasında yapılan Antalya kampında kaleci Hakan Arıkan ile takımla toplantı yaptıklarını ve bunun kendilerini toparladığını vurgulayan Hasan, şunları anlattı:

"Durumu nasıl düzelteceğimize ilişkin konuştuk. Hocamız da yanımıza geldi, onun da gerçekten herkesle iletişimi iyi. Sadece işimizi yapmamızı istiyor, bizi başka hiçbir şeye karıştırmıyor. Zaten Berna başkan gereken her şeyi yaptığı için bizim sadece futbola odaklanmamız gerekiyordu. İlk yarıda futbola odaklanamadık ama ikinci yarıda çok fazla beraber olduk. Sürekli zaman geçirdik. İyi de bir taktiğimiz yoktu açıkçası. İlk yarıda gerçekten ne oynadığımızı bilmiyorduk. Sahaya çıktığımızda nerede duracağımızı bilmiyorduk neredeyse. Öz güvenimiz gitmişti. İkinci yarıda öz güvenimiz yerine geldi. Baktık galibiyetler de alıyoruz, kazanıyoruz. Dedik biz ligde kalabiliriz. Son zamanlarda çok da iyi gidiyorduk. En son Malatyaspor'u yenmiştik. Sezon devam etseydi devam ederdik ve şu an o sırada değildik."

 "Berna başkan bir abla, bir anne gibi"

Genç futbolcu, kulüp başkanı Berna Gözbaşı'nın herkese bir abla, bir anne gibi yaklaştığını ve güven verdiğini ifade etti.

Berna Gözbaşı'nın kulübün başına gelmesiyle birebir iletişimlerin olumlu yönde değiştiğini vurgulayan Hasan, "Berna başkan kimin ne sıkıntısı varsa çözmeye çalıştı. Herkese bir abla, bir anne gibi davranarak birebir iletişime geçti. Bugün verdiği sözü yarına bırakmadı. En önemli şey bu. Bugün bunu yapacağım dedi, ertesi güne sarkmadı hiçbir zaman. Sadece maddi anlamda değil her gün yanımızda oldu. Hepimize güven verdi." şeklinde görüş belirtti.

Verilen sözlerin tutulmadığını görünce güvenin kaybolduğunu hatırlatan Hasan, "Bu yüzden ilk başta Berna başkana da ön yargıyla bakmıştım. Kadın olduğu için de bir ön yargım vardı. Ama sonra yaptıklarına bakınca gerçekten insana güven veriyor. Berna başkan gibi kadınları ben sektöre davet ediyorum. Kadınlar yapamaz diye bir şey yok ,hatta belki daha iyisini de yapıyorlar. Berna başkanın burada yaptıklarını kimse bilmez ama biz biliyoruz. Ben onun nasıl bir insan olduğunu bildiğim için bu işi kadınlarda yapar diyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.

Ligin tek şehirde oynanması daha mantıklı"

Hasan Hüseyin Acar, ligin tek şehirde hızlıca oynanarak tamamlanmasının daha mantıklı olacağını ileri sürdü.

Karantina sürecinde futbolcu olan küçük kardeşiyle her gün antrenman yaptıklarını aktaran Hasan, Kayserispor'da henüz koronavirüs vakası yaşanmadığını dile getirdi.

Kayserispor sağlı ekibinin bu süreci çok iyi yönettiğini bildiren orta saha oyuncusu, "Ligleri kamp şeklinde yapıp hızlı hızlı maçları bitirebilirlerse bu bana daha mantıklı geliyor. İstanbul, Ankara sürekli yolculuk yapmak zorundayız ve gittiğimiz yerlerde risk hakim. Antalya'da olursa benim mantığıma göre daha mantıklı. Tabi futbolcuların aileleri de var, onu da düşünmek lazım." ifadelerini kullandı.

Virüs sürecinden önce iyi bir ivme yakaladıklarını ve düşüşte olan Fenerbahçe ile oynayacakları maç öncesinde ligin ertelendiğini hatırlatan Hasan, "Malatya'dan sonra Fenerbahçe maçı bizim için iyi olacaktı. Fenerbahçe o süreçte düşüşteydi, biz ise çıkış yakalamıştık. Karşılaşma seyircisiz oynanacaktı ve Fenerbahçe'yi yenebilirdik. Maçlar oynanırsa ilk maçımızın Fenerbahçe ile olması bence bizim için bir avantaj. Herkes dezavantaj olduğunu söylüyor ama bence avantaj. Çünkü Fenerbahçe'yi yenersen sonra arkana bakmadan devam edersin." şeklinde konuştu.

"Tek hayalim milli forma"

Hasan Hüseyin, tek hayalinin milli formayı giymek olduğunu söyledi.

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş'in kendisini takip ettiğini bildiğini ifade eden Hasan, şunları kaydetti:

"Tek hayalim milli takımda oynamak. Kayseri'yi ligde tutup milli takıma gidebilirsem inşallah bu hayalimi gerçekleştirmiş olacağım. Şenol hocamız Antalya kampında yardımcı antrenörlerimize beni sormuş. Performansımı beğendiğini söyledi. O zamanlar çok çıkıştaydım, öz güvenim yerindeydi. Ligin son sırasındayız tamam oradan milli takıma çağrılmak zor ama ben de kolay sevmiyorum zor olanı başarmak istiyorum. Bir şekilde milli takıma seçileceğimi düşünüyorum. Sezon başında Azerbaycan Milli Takımı'ndan teklif aldım ama ben ay-yıldızlı formayı giymeyi hayal ediyorum. Aslında orada da oynayabilirdim ama vicdanım rahat etmez. Bu sezon başında teklif aldım oradan ama hiçbir zaman evet diyemedim. Çok ısrar edildi ama diyemedim çünkü ay-yıldızlı formayı giymek istiyorum."

Devre arasında birçok kulüpten transfer teklifi aldığını da belirten Hasan, şu görüşleri paylaştı:

"Ben o zaman gitmek istemedim. Kayserispor'u bu durumda bırakmak istemedim. Berna başkana da bir söz verdim. O da gelen teklifleri biliyor ama ben ayrılmayı düşünmedim. Bu durumda gitseydim bana yakışmazdı. Kayseri'deki herkesi seviyorum ve taraftarlar bazında sevildiğimi düşünüyorum. Kendimi buraya ait hissediyorum."

Doğduğu Eskişehir'in tam bir futbol şehri olduğunu aktaran Hasan, "Eskişehir çok mükemmel bir şehir. Eskişehir küçük ama çok modern bir şehir, tam bir futbol şehri. Yürürken bir yerliye sorsanız hiçbiri büyük takım tutmaz yani. Her zaman Eskişehirspor der. Küçüklüğümdem beri top toplayıcılığını yaptım, altyapısında başladım, babam hep maçlarına götürdü, Eskişehirspor'la büyüdüm. Tek bir hayalim vardı, Eskişehir Stadı'nda gol atmak istiyordum. Allah yüzüme güldü, stadın ilk golünü atarak tarihe geçtim. O anı hiçbir zaman unutmadım. Yeni stadın ilk maçıydı. İlk golü atmak bana nasip oldu o konuda çok gururluyum." açıklamasını yaptı.

Kendi pozisyonunda oynayan Emre Belözoğlu'nu çok farklı bir yere koyduğunu ve tecrübeli oyuncuya büyük hayranlık duyduğunu ifade eden Hasan, Jose Sosa'yı da çok beğendiğini sözlerine ekledi.

Danimarka'da futbolcuların sözleşme süreleri uzatıldı

Danimarka Futbolcular Birliği, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle askıya alınan Danimarka Süper Ligi ve ikinci ligde forma giyen oyuncuların bu sezonki sözleşmelerinin 31 Temmuz'a kadar uzatıldığını duyurdu.

Birlikten yapılan açıklamaya göre, Danimarka Ligleri İşverenler Birliği ile yapılan anlaşmanın ardından Danimarka Süper Ligi ve ikinci ligde forma giyen oyuncuların bu sezonki sözleşme süreleri 31 Temmuz'a kadar uzatıldı.

Danimarka'da ligler, 28 Mayıs'ta yeniden başlayacak. Müsabakaların seyircisiz oynanacağı 2019-2020 sezonunun 26 Temmuz'da tamamlanması hedefleniyor.

Beşiktaş'ta koronavirüs endişesi

Vaka sayısı 10'a yükselen Beşiktaş'ta tüm organizasyonlar durduruldu. Siyah beyazlılara önümüzdeki hafta yeniden Kovid-19 testi yapılacak ve çıkacak sonuçlara göre antrenman programı belirlenecek.

Koronavirüsten en fazla etkilenen kulüplerden biri Beşiktaş oldu. Siyah beyazlıların önceliği, Kovid-19 testleri pozitif çıkan Başkan Ahmet Nur Çebi’nin de aralarında bulunduğu 10 kişinin sağlığına kavuşması. 

Yaşanan bu gelişmeler sonrasında tüm antrenmanlar iptal edildi ve Nevzat Demir Tesisleri’ni karantinaya alındı.

Önümüzdeki hafta; yönetim, teknik heyet, futbolcu ve tüm tesis personeline yeniden test yapılacak.

Çıkacak sonuçlara göre de antrenmanların yeniden başlayıp başlamayacağı belli olacak.

Covid-19 testi pozitif çıkan vakaların durumlarının ciddi olmadığı ve evlerinde tedavilerine devam edildiği öğrenildi.

Bu kişilerin durumlarını yakından takip eden sağlık ekibi, hazırladığı günlük raporları da yönetim ve teknik heyetle paylaşıyor. 

Kaynak: TRT SPOR

UEFA'dan tarihi toplantı

Avrupa futbolunda gözler UEFA'nın 27 Mayıs'ta yapacağı toplantıya çevrildi. Futbolun geleceğine bu toplantıda karar verilmesi bekleniyor. UEFA, tarihinin en kritik toplantısını 27 Mayıs’ta yapacak.

Avrupa futbolunun patronu, bu tarihte futbolun geleceğiyle ilgili önemli kararlar alacak.

Aleksander Ceferin başkanlığındaki kurum, 27 Mayıs'ta ilk olarak Avrupa Kupası maçlarının tarihini belirleyecek.

Kulislerde konuşulanlara göre UEFA Şampiyonlar Ligi’nde son 16 turu rövanş maçları 7-8 Ağustos'ta oynatılacak.

Temsilcimiz Medipol Başakşehir'in de yer aldığı UEFA Avrupa Ligi karşılaşmaları da büyük ihtimalle 9 Ağustos'ta başlayacak.

UEFA, ligleri oynatma düşüncesinde olan ülke federasyonlarından bir kez daha maçları en geç 3 Ağustos’ta bitirilmesini isteyecek.

İsveç'te futbol kulüpleri liglerin başlamasını istiyor

İsveç Profesyonel Futbol Ligleri (SEF), sağlık bakanlığına çağrıda bulunarak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle durdurulan liglerin 14 Haziran'da başlamasını istediklerini açıkladı.

İsveç 1. ve 2. liglerindeki kulüplerin bağlı olduğu SEF, virüsün yayılması endişesiyle futbol maçlarının oynanmasına yeşil ışık yakmayan sağlık bakanlığına çağrıda bulundu.

SEF'in internet sitesinden yapılan açıklamada, kulüplerin iflas, çalışanlarının da işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olduğu hatırlatılarak, "Sezonun 14 Haziran'da başlayabilmesi için gereken tüm tedbirler alındı. Maçların seyircisiz oynanması, düzenli test, güvenli seyahat ve hijyen gereksinimlerinin sağlanması bunlardan bazıları. Alışveriş merkezleri ve lokantaların, yönergelere uymak koşuluyla açılmasına izin veriliyor. Fakat boş tribünlere karşı 11'e 11 futbol oynanamıyor. Mantık bunun neresinde?" ifadeleri kullanıldı.

İsveç, pandemi sürecinde çoğu Avrupa ülkesinin aksine sokağa çıkma yasağı, okul ve iş yerlerinin kapatılması gibi sıkı kısıtlamalar uygulamayı tercih etmedi.

"Risk varsa tamamen lig bitsin"

Demir Grup Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, TFF'nin 12 Haziran'da başlatmayı kararlaştırdığı Süper Lig'in, Kovid-19 salgını bitmeden oynanacak olmasına sıcak bakmadığını söyledi. Çalımbay, " Risk varsa tamamen lig bitsin" dedi.

Demir Grup Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, koronavirüs salgını devam ederken liglerin oynatılacak olmasının endişesini yaşadıklarını belirtti.

Koronavirüs nedeniyle oyuncuların hiç olmadığı kadar, 2 aya yakın süre dinlendiklerini anlatan Çalımbay, "Liglerin başlaması şu tarihte bana göre doğru değil. İyi bir zamanlama değil." dedi.

Çalımbay, liglerin riskin olmadığı bir zamanda oynanması gerektiğini dile getirerek, "Çünkü biz ligleri oynamak istiyoruz, ligi başladığımız gibi bitirmek istiyoruz. En iddialı takımlardan biri biziz ama bizim için insan sağılığı çok daha önemli. Eğer risk varsa kesinlikle futbolun oynanmasından yana değilim, kesinlikle oynanmasın. Risk yoksa oynayalım." diye konuştu.

 "Risk varsa tamamen lig bitsin"

Futbolun çok temaslı bir oyun olduğuna işaret eden Çalımbay, şunları kaydetti:

"Antrenmanlar da dahil futbolcuyu temassız bırakamazsınız. Biz şimdi antrenman yaptırıyoruz, sadece atlet gibi koşuyoruz. Onun dışında kolay kolay ikili mücadele, maç gibi bir şey yapamıyoruz. Onların verdiği tarihe göre 1 aydan az süre kalmış. Birincisi oyuncuların hazır olması mümkün değil, ikincisi oyuncu korkuyor. Psikolojik olarak korkuyor, gergin, ailesini düşünüyor, çocuğunu düşünüyor. Erzurumspor'daki arkadaşları gördük, eşleri ve çocukları ağlıyorlar. Böyle günleri bizlere yaşatmasınlar. Bu yüzden hiç acele etmesinler, biz oynayabileceğimiz kadar geç bir sürede oynayalım. Eylül olabilir, eylülden önce olabilir. 8 maçımızı da o zaman oynayabiliriz. Risk varsa tamamen lig bitsin, hiçbir sorun yok. İnsanın sağlığı daha önemli, düşüncem risk varsa kesinlikle oynanmaması."

 "Federasyonumuzdan anlayış bekliyoruz"

Çalımbay, TFF'nin koronavirüsle ilgili kulüplere gönderdiği talimatlara da değinerek, bu kadar katı talimatlar varken riske girilmemesi gerektiğini belirtti.

Tüm takımlarda futbolcuların kafasının karışık olduğunu ve futbol oynayacak bir ortam bulunmadığını savunan Çalımbay, "Federasyonumuzdan birazcık anlayış bekliyoruz. Sağlık Bakanlığından, Bilim Kurulundan anlayış bekliyoruz. Risksiz bir zamanda bizi oynatsınlar, bunu yaparlarsa herkes rahatlıkla oynayabilir. Herkes ailesinin yanında kalır, dinlenir, kendine gelir, belirli bir süre sonra da çıkar futbolumuzu oynarız." değerlendirmesinde bulundu.

Koronavirüs döneminde sürekli Sivas'ta kaldığını ve yaklaşık 2 aydır ailesini görmediğini dile getiren tecrübeli çalıştırıcı, "Herkes gergin, herkes sıkıntılı, onun için liglerin oynanmaması gerekiyor. Erken zamanda oynanmaması gerekiyor. Maçlarımız vaka 1-2 taneyken iptal oldu. Şimdi vaka çok, maçları oynatmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

"Önemli olan insan sağlığı"

Gidişat güzelken en riskli işlerden biri olan futbolun tekrar bu işin içine sokulmaması gerektiğini vurgulayan Çalımbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Acelesi ne, futbol her zaman oynanır. Eylül ayında alırsın paranı, parayı bulabilirsin ama bazı şeyleri bulman mümkün değil. Şu anda bizim yaşadığımız sıkıntıların haddi hesabı yok. Oyuncu arkadaşlarımızın yaşadığı gerginlik, sıkıntının haddi hesabı yok. Onları düşünmeleri ona göre hareket etmeleri gerekiyor. Bunun da en güzeli en güzel ortamda ligin oynanması, kalan maçların oynanması. Bana göre önemli olan insan sağılığı."

Kırmızı-beyazlı ekipte oruç tutan futbolcuların akşam antrenmanı, diğer gruptakilerin ise sabah idmanı yaptığını anlatan Çalımbay, antrenmanlarda sosyal mesafe başta olmak üzere hijyen kurallarına azami özen gösterdiklerini ifade etti.

Ligin eylül ayında oynatılması gerektiğini aktaran Çalımbay, "Ligi bitirmek istiyoruz ama şu vakalar varken şöyle riskli günler varken bence oynatmamaları gerekiyor. Hatta bugünden itibaren ileride oynatılması için bir açıklama bekliyorum." dedi.

"Bize fikir soran yok"

Çalımbay, antrenmanların verimsiz geçtiğini ve istedikleri programları uygulayamadıklarını söyledi. 

"Halka evden çıkmayın, maskesiz hiçbir yere çıkmayın, mesafeyi koruyun diyorsunuz futbolculara da saldırın diyorsunuz." ifadelerini kullanan Çalımbay, bunun çok büyük bir risk olduğuna dikkati çekti.

TFF'nin teknik direktörlerin fikirlerini de alması gerektiğini belirten Çalımbay, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Belki bizi bir araya getirip fikrimizi alsalar biz onları ikna edeceğiz. Güzel bir zamanda ligimizi oynayacağız ama bize ne fikir soran var ne bir şey soran var. Yani herkes kendisine göre yapıyor. Biz futbolun içinden gelmiş insanlarız, oyuncuları motife etmek de bizlere ait. Şimdi bir oyuncum antrenmana çıkmıyor, gelmiyor, korkusundan antrenmana gelmiyor. Ona ben gel diyemem. Oyuncularımdan birkaçı 'ben oynayamayacağım, kendimi kötü hissediyorum' dese oynama diyeceğim. Ligde en son oynadığımız Antalyaspor maçında kaldığımız otelin yüzde altmışı yabancı turist doluydu. Maçımız da zaten ligin son maçıydı. Maçımız gece bitti Sivas'a geleceğiz, uçak kalkmadı. Tekrar otele dönmek zorunda kaldık. Korka korka otele geldik, çoğu panik içinde yatmadı bile, sabah erkenden havaalanına geldik. Bütün zor şartlara rağmen uçak kalktı ve Sivas'a geldik. O endişe ile oynadığımız maçta da hiçbir şey yapamadık. 1-0 yenildik. Bizim tek gol atmadığımız maçtır o maç."

Bazı takımlarda futbolcuların ve kulüp çalışanlarının koronavirüs testlerinin pozitif çıkmasından dolayı üzüntü yaşadıklarını dile getiren Çalımbay, "Biz futboldan da kaçmıyoruz, hiçbir şeyden kaçmıyoruz. Bu bizim işimiz, mesleğimiz ama karşıda da virüs var, hastalık var. Çok dikkat etmemiz gereken şeyler var. İnsanlara evde otur derken, futbolcuları kaldırıp oynatmak antrenman yaptırmak bana göre doğru bir şey değil. Zamanı değil, zamanı gelince her şeyi yaparız." şeklinde konuştu.

Venezuela'da 2020 sezonu iptal edildi

Venezuela'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ara verilen futbol liglerinde 2020 sezonu iptal edildi.

Venezuela Futbol Federasyonu, salgın tedbirleri kapsamında birinci ve ikinci liglerde 2020 sezonunun iptal edildiğini duyurdu.

Liglerde mevcut puan durumlarının geçerli sayılmayacağı ve şampiyon ilan edilmeyeceği belirtildi.

Salgın sebebiyle mart ayında askıya alınan birinci ligde, 6 hafta sonunda 16 puan toplayan Zamora, zirvede yer alıyordu.

"Ligi oynatmak istiyoruz"

TFF Başkanı Nihat Özdemir 12 Haziran'da başlatılması planlanan Süper Lig'in geleceğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Özdemir," 12 Haziran kararını kendi başımıza almadık. Sağlık şartları içinde ligi oynatmak istiyoruz" dedi.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, futbol gündemine dair merak edilen soruları yanıtladı. CNN Türk'te katıldığı canlı yayında konuşan Özdemir'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

"Bu karar kendi başımıza aldığımız bir karar değil tüm görüşmelerimiz çalışmalarımız UEFA'ya danışarak yapılıyor. UEFA'nın görüşleri bizim için çok önemlidir. UEFA'nın görüşü şu yapılabilirse bu maçları oynayabilirseniz bu maçları temmuz sonuna kadar oynayın ben de UEFA maçlarını Ağustos maçlarında oynayayım diyor.

"Temmuz maçları seyircili olabilir"

Sayın bakan Kasapoğlu 18 kulübün başkanlarıyla toplantı yaptık. Bakanımızla görüş alış verişinde bulunduk 10 tane senaryo hazırladık. Benim alternatiflerime göre temmuzda bile başlayabliriz. Bunda neye bakıcaz Türkiye'de koronavirüs nasıl gidiyor. Koronavirüs'ün seyrine göre; Temmuz ortasında ligi başlatıp, Ağustos'un 13-14'ün de bitirme durumu da olabilir. Gidişata göre Temmuz'da maçlar seyircili olabilir. 

"Bir görüş ayrılığı yok"

Sağlık Bakanımız Fahrettin bey ile bir görüşme yaptık. Kendisine durumu anlattım bu kararı almak istediğimizi söyledik. Almanya'da vefat sayısı 8 binken bugün ligler başlıyor. Neler yapıyor nasıl başlıyorlar ne gibi önlem aldılar bu bizim için örnek olacak. Bakanımız bakanlık olarak işinize karışmayız siz devam edin gerekli durumlarda biz size yardımcı oluruz dedi. Sağlık bakanı ile bu konuda bir görüş ayrılığı yok.

"Sağlıktan ödün vermeyiz"

Hiçbir zaman sağlıktan ödün vermeyiz. Bizim hedefimiz sağlık şartları çerçevesinde bu ligi oynatmak istiyoruz. Basketbol ve voleybol bizden farklı takımların ikisi hariç hiçbiri oynamak istememiş bizde en az 12-13 takım oynamak istiyor. Kulüplerimiz futbol oynamak istiyor.

Bütün kulüplerimize sesleniyorum, şeffat olun açık olun, adil olun. Herkes TFF'den kendi çıkarlarına alacak kararlar bekliyor. Süper Lig takımlarından ligde kalma endişesinde olan takımların açıklamaları var, ben bunları doğru bulmuyorum. Bizim şu aşamada tek bir planımız var. Bütün maçlar normal statüsünde seyircisiz olmak üzere başlayacak." 

"11-12 kulüp oynamak istiyor"

Bir yöneticimizin, bir futbolcumuzun sağlığı futboldan daha önemli ve biz de her zaman bu ön planda tutuyoruz. Süper Lig'de mücadele eden 11-12 kulüp lige başlamak ve sezonu tamamlamak istiyor. İptal edilen voleybolda ve basketbolda ise tam tersi bir durum söz konusu, oynamak istemediler. 

 "Sağlık şartları içinde ligi oynatmak istiyoruz."

Bizim tek bir planımız var. Bütün maçlar normal statüsünde seyircisiz bir şekilde devam etmek. Başka bir senaryo konuşulmadı. Herkes kendi evinde oynayacak ama çok şey değişiyor. Daha bir ay var. Net konuşmak istemiyorum ama bugün itibarıyla böyle bir durum yok. Sağlık şartları içinde ligi oynatmak istiyoruz. Bizim ana hedefimiz oynatarak ligleri tamalamak istiyoruz. 12 Haziran'da başlamazsa 19 Haziran var, 26 Haziran var, temmuzun başı var. Başka bir alternatif düşünmek istemiyoruz. Maçları oynatmak istiyoruz. Bu erteleme konusunu konuşursak, kamuoyunda çok farklı konulara çekilir. Dediğim gibi Almanya başlıyor ve bize örnek.

"Kulüplerin gelirleri düştü"

Geçen hafta Kulüpler Birliği yetkilileriyle, bizim görevlilerimiz bir araya geldi. Kararlar aldık ve bunu açıkladık. Eğer kulüp ve oyuncu arasında sözleşme sorunu olursa, aynı UEFA'nın yaptığı gibi belirli bir çerçeve aşamasında inceleyip, karar vereceğiz. Normal zamanlar bu kararları vermek çok kolay ama bu şartlarda çok zor. Kulüplerin gelirleri düştü. Bu tarz durumlar incelenecek ve hem kulüp için hem de oyuncu için en doğru karar verilecek.

"Tescil kararı vermek kolay değil"

Bizim liglerde tescil kararı vermek kolay değil. Hem zirve hem küme düşme potasında takımlar birbirlerine çok yakın. Nefes nefese oynanıyor. Tescil etsek, herkes 'Benim hakkım yendi' diyecek. Gelin hep beraber oynayalım ve kim hak ediyorsa o kazansın.

Kaynak: TRT SPOR

Fenerbahçe hocasını arıyor

Nenad Bjelica ile görüşmelerini sürdüren sarı lacivertli yönetimin, Hırvat çalıştırıcının alternatifi olarak Erol Bulut'u düşündüğü ifade edildi.

Fenerbahçe'de teknik direktörlük koltuğu için en önemli aday Nenad Bjelica.

48 yaşındaki teknik adam ile görüşmelerini sürdüren sarı lacivertliler, geçtiğimiz günlerde Hırvat çalıştırıcıya 1 artı 3 yıllık sözleşme önermişti.

Hem kulübün planları hem de bütçe ile ilgili görüşmeler devam ederken; Fenerbahçe yönetiminin Bjelica'dan gelecek bir olumsuz habere karşın alternatifini Süper Lig'den belirlediği öğrenildi.

Erol Bulut'u listesine alan sarı lacivertliler, 45 yaşındaki teknik adamın takımı Aytemiz Alanyaspor'un ligde ve kupada potansiyel bir rakip olması sebebiyle hassas davranmaya dikkat ediyor. 

Geçtiğimiz dönemlerde Aytemiz Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu'nun, Erol Bulut'un olası Fenerbahçe transferine yeşil ışık yakmasına rağmen, sarı lacivertliler bu konuda etik davranışın dışına çıkmayı düşünmüyor.

Henüz Bulut'a resmi teklif yapmayan Fenerbahçe, Bjelica ile birlikte 45 yaşındaki teknik adamı listesinin ilk iki sırasında tutuyor. 

Kaynak: TRT SPOR

"Galatasaray'a odaklanmış durumdayım"

Galatasaraylı Fernando Muslera, Boca Juniors'tan transfer teklifi almadığını açıkladı. Arjantin basınına konuşan tecrübeli kaleci, "Şu anda Galatasaray'a odaklanmış durumdayım" dedi.

Fernando Muslera, son dönemde hakkında çıkan transfer haberlerini değerlendirdi.

Arjantin basınına konuşan deneyimli eldiven, Boca Juniors ile görüştüğü şeklindeki yorumların gerçeği yansıtmadığını ifade etti.

Önümüzdeki sezon Galatasaray ile olan sözleşmesi sona erecek olan Uruguaylı file bekçisi, "Daha önce de söyledim. Boca Juniors'tan bana veya menajerime gelen bir teklif olmadı. Şu anda Galatasaray'ın oyuncusuyum ve sözleşmem var" cümlelerini kullandı.

Galatasaray'a odaklandığını belirten Muslera, "Boca Juniors haberleri sadece basının yazmasından ibaret. Açıkçası bu iddiaların neden bu kadar devam ettiğini de anlayamıyorum." dedi.

Geçtiğimiz günlerde ülkesi basınına da konuşan Uruguaylı kaleci, daha önce farklı takımlardan transfer teklifleri aldığını ancak Galatasaray'ın bu teklifleri kabul etmediğini açıklamıştı.

2011 yazında Lazio'dan Galatasaray'a transfer olan Muslera, geride kalan süre boyunca 5 Süper Lig, 4 Türkiye Kupası, 5 de Süper Kupa zaferi yaşadı. 

Kaynak: TRT SPOR

Aleksander Ceferin'den Avrupa kupaları açıklaması

UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ara verilen Avrupa kupalarını şimdilik iptal etme gibi bir düşüncelerinin olmadığını söyledi.

Yayıncı kuruluş beIN Sports'a açıklamada bulunan Ceferin, şu anda olumsuz senaryoları düşünmek istemediğini belirterek, "Her şey olabilir, işler iyi de kötü de gidebilir. Biz iyimser kalıp, durumun düzeleceğini umut ediyoruz. Avrupa kupalarını noktalamak için somut bir planımız var. Maçları seyircisiz oynayıp, sezonu tamamlayacağız. Avrupa kupalarını iptal etme gibi bir düşüncemiz şimdilik yok." ifadelerini kullandı.

Sloven futbol adamı, ağustos ayında sezonu tamamlama planlarına değinerek, şunları kaydetti:

"Dünyada sadece Kovid-19 zamanında değil her an her şey iptal edilebilir. Ben bir peygamber değilim. Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde neler olacağını bilemem. Ama durum şu anki gibi devam ederse bizim de planladığımız gibi ağustos ayı içerisinde sezonu noktalayacağımızdan eminim. Ulusal liglerin durumu ayrı. Onlar devam edip etmeyeceklerine kendileri karar verecek. Ancak daha önce de belirttiğim gibi yüzde 80'inin sezonu tamamlayacağına inanıyorum. Sezonu bitirmeyecek olanlar ise Avrupa kupalarında ön eleme oynayacak. Bunu göz önünde bulundurmaları gerekiyor."

"Beyaz sezon kararı acele bir karar oldu"

Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, basketbolda liglerin sonlandırılmasının ardından sessizliğini bozdu.

Deneyimli başantrenör, Türkiye Basketbol Federasyonu'nun (TBF) beyaz sezon ilan etme kararını acele alınmış bir karar olarak yorumladı.

Koronavirüs salgını nedeniyle her ülkede farklı sporlarla ilgili kararlar alınmaya başlandığına dikkat çeken Ataman, şu ifadeleri kullandı:

"Dünyada yaşanan COVID-19 salgını sonrasında birçok ülkede, farklı spor dallarına ilişkin kararlar alınmaya başlandı. Almanya, İspanya ve İsrail basketbol ligleri sezonları tamamlamak için ileriye dönük oynatma planlarını, gelişmeleri tekrar gözden geçirerek gerekirse revize etme şartıyla açıkladı. TBF’nin ülkemizde ligleri oynatmama ve beyaz sezon ilan etme kararını; bir plan üzerinde çalışılmadan acele alınmış bir karar olarak görüyorum. Bu noktada eleştirimin temeli, liglerin oynanmaması değil, bilakis herhangi bir stratejik planlama üzerinde çalışılmadan, süreç yönetiminin yapılmamış olmasınadır. TBF, Avrupa’daki bazı örnekler gibi ligleri tamamlamak için bir takvim açıklayabilir, o tarih yaklaştığında oluşan şartlara göre bunu tekrar gözden geçirebilirdi. Sezon boyunca yatırım yapan, hep daha iyi olmak için çabalayan kulüplerin, sezon ortasında yatırımı kesmiş olan kulüplerle aynı beyaz sayfada değerlendirilmesinin Türk basketbolu ve lig organizasyonunun geleceği açısından sıkıntı yaratacağını düşünmekteyim. Yine aynı dönemde EuroLeague organizasyonunun; insan sağlığını en üst noktada koruyan protokoller ve organizasyona talip ülkelerin devlet güvenceleriyle ve önceden detaylı çalışılmış bir plan dahilinde, ligin geri kalanını 4-26 Temmuz tarihlerinde oynatabileceğine inancım tamdır. İnsan sağlığının her türlü sportif sonuçtan daha önemli olduğunun altını bir kez daha çizerek; bu dönemde pandemiyi yenmek ve yarattığı olumsuz havayı azaltmak noktasında geri adım atmadan, gerekli tedbirleri alarak hayatın akışını sürdürmek için çalışmalarımıza her alanda tedbirle ve özgüvenle devam etmemiz gerektiği düşüncesindeyim."

Kaynak: DHA

15 Mayıs 2020 Cuma

Arjantin'de futbolcuların kontratları 6 ay uzatıldı

Arjantin'de, sözleşmeleri haziran ayında sona erecek futbolcuların kontratları 6 ay uzatıldı.

Arjantin Futbol Federasyonu'ndan (AFA) yapılan açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle oluşan istisnai durumdan dolayı Arjantin Futbolcular Birliği (FAA) ile haziran ayında sözleşmesi sona erecek futbolcuların kontratlarının 6 ay uzatılması konusunda anlaşmaya varıldığı duyuruldu.

FAA, bu karardan yaklaşık 2 bin oyuncunun etkileneceğini bildirdi.

Ülkede ligler mart ayında iptal edilmişti. AFA ayrıca 2022 yılına kadar hiçbir takımın küme düşmeyeceğini açıklamıştı.

Eskişehirspor'un gençlerine Süper Lig kulüpleri talip

Altyapısından son dönemde çıkardığı oyuncuları önemli takımlara yollama başarısı gösteren siyah kırmızılı ekipte Buğra Çağlıyan, Metehan Altunbaş, Mehmet Özcan ve Doğukan Ünal'ı hem süper lig hem de Avrupa'dan birçok kulüp takip ediyor.

Buğra Çağlıyan ve Metehan Altunbaş için Süper Lig'den Medipol Başakşehir, Trabzonspor, Galatasaray ve Fenerbahçe ile temas halinde olan Eskişehirspor, oyuncuları için henüz fiyat belirlemedi.

Gelen taleplere göre oyuncuların bonservis bedellerini belirleyecek olan Eskişehir ekibi, son olarak 500 bin euroya Cemali Sertel'in bonservisini Başakşehir'e satmıştı. Genç milli takımlarda da forma giyen Eskişehirspor'un genç isimleri için Avrupa'dan da birçok kulüp siyah kırmızılı ekibe ilgi mektubu yolladı ve oyuncular hakkında bilgi aldı.

A takımda bu sene forma şansı bulan Metehan Altunbaş siyah kırmızılı forma ile çıktığı 9 maçta 1 gol 1 asistlik bir katkı sağladı. Mehmet Özcan ise 25 maça çıktı ve 2231 dakika sahada kaldı. Altyapıda oynayan 15 yaşındaki Doğukan Ünal A Takımla TFF 1. Lig'de 1 maçta forma giydi. Buğra Çağlıyan ise A Takımda maç kadrolarında yer alsada yeşil sahaya çıkamadı.

Kaynak: TRT SPOR

Teniste takvim ağustosa sarktı

Profesyonel Tenisçiler Birliği (ATP), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle turnuvaları durdurma kararının 31 Temmuz'a kadar devam edeceğini duyurdu.

ATP'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, temmuz ayında yapılması planan Hamburg, Bastad, Newport, Los Cabos, Gstaad, Umag, Atlanta ve Kitzbühel turnuvalarının planlanan tarihlerde gerçekleştirilemeyeceği kaydedildi.

Bu süre boyunca yapılması planlanan bütün ATP Tur ve ATP Challenger turnuvalarının da askıya alındığı bildirildi.

Açıklamada, 1 Ağustos ve sonrasında başlayan turnuvaların yayınlanan programa göre devam etmesinin planlandığı, ATP Tur takviminin haziran ortasında güncelleneceği aktarıldı.

İngiltere Premier Lig'de futbolcu sözleşmeleriyle ilgili yeni karar

İngiltere Premier Lig ekipleri, sözleşmeleri 30 Haziran'da sona erecak futbolcuların kontratlarının sezon bitene kadar uzatılmasında anlaşmaya vardı.

İngiltere Premier Lig'in internet sitesinden yapılan açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından dolayı ertelenen liglerde kulüplerin, 30 Haziran'da sözleşmesi bitecek futbolcuların kontratlarını sezon tamamlanana kadar uzatabilmesine oy birliğiyle karar verildiği duyuruldu.

Açıklamada, hükümetin 1 Haziran'dan itibaren futbol müsabakalarının yapılmasına izin verdiği ve Premier Lig yöneticilerinin de maçların devam edebilmesi için çalıştığı vurgulandı.

Belçika'da Club Brugge şampiyon ilan edildi

Belçika'da 15 puan farkla lider durumda bulunan Club Brugge, şampiyon ilan edildi.

Belçika 1. Futbol Ligi'nde 2019-2020 sezonu tescil edilirken, lider Club Brugge'ün şampiyon olduğu duyuruldu. Club Brugge, lig ertelenmeden önce 70 puanla en yakın rakibi Gent'in 15 puan önündeydi.

Belçika Futbol Federasyonu, lig sonuncusu Waasland-Beveren'in küme düşürüldüğünü açıkladı.

Avrupa kupalarına katılacak takımların ligdeki mevcut sıralamayla belirleneceği belirtildi.

Almanya'da teknik direktörler için karar

Almanya Kulüpler Birliği'nin (DFL), yarın yeniden oynanmaya başlanacak 1. ve 2. futbol liglerinde teknik direktörlerin müsabaka sırasında maske takma zorunluluğunu kaldırdığı bildirildi.

DFL Direktörü Ansgar Schwenken, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, teknik direktörlerin maç sırasında sosyal mesafeye uyulmasını yeterli bulduklarını belirterek, ağız ve burun bölgesinin kapatılmasının talimat verme gibi görevleri sınırladığını ifade etti.

Schwenken, yedek kulübesinde oturan diğer kişilerin ise ağız ve burun bölgesini kapatması gerektiğini kaydetti.

Salgının yayılma hızının yavaşlamasıyla Kovid-19 önlemlerinin gevşetilmeye başlandığı Almanya'da, 1. ve 2. futbol ligleri yarın kaldığı yerden devam edecek.

Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu (Video)

Fenerbahçe Başkan Ali Koç, Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu (YDK) Olağan Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

Başkan Ali Koç'un konuşması şu şekilde:

“Değerli Yüksek Divan Kurulu Başkanımız, kıymetli üyelerimiz, yönetim kurulu arkadaşlarım, çalışan arkadaşlarımız, bizi televizyonlardan izleyen tüm Fenerbahçeliler, Fenerbahçeli olanlar olmayanlar, herkesi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Umuyorum ki sizler aileleriniz, sevdikleriniz hem güvendesiniz hem de sağlığınız yerindedir ve inşallah hep beraber bu sıkıntılı süreci minimum tahribatla aşarız. Vefa Bey’e özellikle teşekkür etmek istiyorum, bu sıra dışı, kalıplar dışı toplantı düzenini kabul ettiği için ona özellikle teşekkür etmek istiyorum. Bu bir çalışanımızın fikriydi. İptal etmektense, hiç yapmamaktansa bu şekilde yapmayı aramızda değerlendirdik. Vefa Bey’in de uygun görmesiyle böyle bir düzen yaptık.
 
Hepimiz olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Biraz evvel Genel Sekreterimiz, kulüp olarak neler yaptığımızı, bu süreci en iyi şekilde yürütebilmek için nasıl çalıştığımızı sizlere aktardı, sayıları, rakamları da aktardı. Bu arada kendisi de çok çalışırken virüse yakalandı. Geçen Pazar akşamı beni aradığında, ‘karı-koca öksürüyoruz’ dedi. Hemen test ayarladık, tomografisi iyi çıkmadı, testi iyi çıktı. Ama önemli olan tomografik görüntülerdi. Kendisi çok zinde hissetse de, hiçbir semptom olmasa da kendisini karantinaya almak zorunda kaldık. Camiamızın çatısı altında bu virüse yakalanan herkese, ülkemizdeki herkese de geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum.
 
Bu toplantıyı fiziken olmasa da teknolojinin nimetleri sayesinde hem Fenerbahçe Televizyonu’nda hem de YouTube kanalımızda izleyebiliyoruz. Öncelikle Dünyayı, mart ayında da ülkemizi ve milyonları etkisi altına alan bu salgın dolayısıyla değişik bir süreçten geçiyoruz. Aslında 100 yılda ilk defa başımıza geliyor ama bana sorarsanız bundan sonraki yüzyılda çok kez böyle bir olayla karşılaşacağımızı tahmin ediyorum. İster insan yapımı olsun, ister doğal olsun ama bu virüs olaylarına üzülerek tahmin ediyorum ki daha dirençli olacağız, daha alışacağız. İnşallah olmayız, inşallah yanılıyorumdur ama öyle gözüküyor. Ancak ülkemiz olarak baktığımızda hem devletimiz, hem ilgili kurumlarımız bu virüsten korunabilmek için bu süreçten en az hasarla çıkabilmemiz için 11 Mart’tan itibaren yeni bir sistem ve planlar çerçevesinde önlemler almaya, bizleri bilgilendirmeye, çağrılarda bulunmaya özen gösteriyorlar, dikkat ediyorlar. Sistematik bir şekilde bunu yapıyorlar, iyi de yapıyorlar. Bizler de vatandaşlar olarak mümkün oldukça bu kurallara uymaya çalışıyoruz, etrafımızda da bu kurallara uymaları için insanlara telkinde bulunuyoruz.
 
Şunun üzerine basarak söylemek istiyorum; buraya kadar geldik. Buraya kadar gelirken de çok çaba sarf ettik ve belli kazanımlarımız oldu. Dünya ile kıyasladığımız zaman daha iyi durumdayız. Büyük emeklerle bir yere kadar geldik, tünelin sonunda da ışık görüyor muyuz? Görüyoruz. Ama burada önemle yapmak istediğim hatırlatma; rahatlamayalım, rehavete kapılmayalım, çok korkmayalım ama korkumuz da tamamen geçmiş gibi davranmayalım ve ilk günkü gibi hassasiyetle konuya yaklaşmaya devam edelim ki bizim için çalışanlara, devletimize, sağlık çalışanlarına bu şekilde azami desteğimizi verelim. Aslında biz, bir ülke olarak adeta bir dayanışma ruhu içerisinde bir milli mücadele veriyoruz ve bugüne kadar da bu mücadeleyi iyi verdiğimizi söylemek istiyorum. Sağlık Bakanımıza bir parantez açmak istiyorum: kendisini tanımam ancak kendisinin tüm toplumumuzu, halkımızı her gün sistematik bir şekilde bilgilerle donatması, bunu yaparken herkesin anlayacağı dilden anlatması, güven telkin etmesi, bizleri rahatlatması, kapsayıcı ve katılımcı olması ve gerçek bir liderlik örneği sergilemesi bu sürecin, bu şekilde atlatılmasına da büyük katkı sağladığını düşündüğüm için onun da kendisine bir parantez açmak istedim. Ama tabii ki bu bir ekip işi, burada özellikle sağlık çalışanlarımıza, bu süreçte hepimiz için eşsiz bir fedakarlık yaparak, büyük riskler alarak herkesin sağlığına kavuşması için var gücüyle çalıştılar. Sağlık altyapımızın da ne kadar donanımlı olduğunu test ederek gördük ve başta doktorlarımız olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına Fenerbahçe camiası olarak şükranlarımızı, minnetlerimizi iletmek istiyorum. Tabii bunu yaparken de unutmamız lazım ki sağlık çalışanları ön cephede ama arka cephede de hayatın durmaması için bizler evlerimizdeyken hayatın nispeten mümkün olduğu kadar normal akışında gidebilmesi için çalışan diğer tüm ilgili sektörlerin emektarlarına da burada bir kez daha teşekkür ediyorum. Allah hepinizin yardımcısı olsun.
 
İfade ettiğim gibi birinci günden beri birlik ve beraberlik içinde, dayanışma ruhuyla bugünlere geldik. İnşallah Dünyaya örnek olan bu tutumumuz ve süreci yönetiş şeklimiz bundan sonra da bu şekilde devam eder. Tabii ki hepimizin temennisi en çabuk, en kısa sürede normal hayatımıza dönmek ama normal hayatımıza dönmek için de gerektiğinden fazla risk almamak ve bütün kurallara uymak ve inşallah en kısa zamanda da eski günlerimize dönmek. Bu vesileyle hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Ailelerine de sabır diliyorum.
 
Biraz önce Burak Bey de değindi. Van’dan acı haber aldık, şehitlerimiz var. İki vatandaşımız şehit oldu. Hem de yardım yapmak için yola çıkmışken bu hain saldırıyı kınıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, sevdiklerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
 
Evet, teknolojinin nimetlerinden yararlanarak böyle bir toplantı yapmaya karar kıldık, yaptık, yapıyoruz. İnşallah ilk ve son olur. İnşallah bir sonraki toplantımızı –temmuz- mümkün olan en normale uygun şartlarda yapma imkanını sağlarız. Bir de tabii Mali Genel Kurulumuz var. Nisanda yapmamız gereken bu toplantıyı 15 Mayıs’ta bu şekilde yapıyoruz. Ama hiç olmazsa yapıyoruz. Belki birbirimize sarılamıyoruz, dokunamıyoruz, dertleşemiyoruz ama ‘hiç yoktan iyidir’ diye en azından bu şekilde temasta kalmaya, sizlerin fikirlerini almaya ki bizler için her zaman çok önemli olan öneri, eleştiri ve fikirlerinizi almak bizler için çok önemli. Hiç olmazsa bu yolla alabildiğimiz için de bir nebze olsun özlem giderdik, giderebiliyoruz diyelim.
 
Bu toplantıyı iptal etmek içimize sinmedi. ‘Nasıl yaparız?’ diye düşündük, bu şekilde yaptık. Küçük bir oturma düzeni, katılabilen Yönetim Kurulu arkadaşlarımız, çalışma arkadaşlarımız da buradalar. Evinden de takip eden Yönetim Kurulu arkadaşlarıma da selam ve saygılarımı iletiyorum. Biz, ‘fikirleriniz önemli’ dedik. Mümkün olduğu kadar teknoloji kullanarak online, telefon, video şeklinde biraz sonra cevaplayacağım sorularınızı, fikirlerinizi aldık. 41 kişi katıldı, onlara da zahmet ettikleri için, fikirlerini, görüşlerini paylaştıkları için de ayrıca teşekkür ediyorum. Benim size anlatmak istediğim bazı konular zaten soruların içinde barınıyor. Sorular geldikçe oraya da değineceğiz.
 
Tabii gündemde pek çok konu var. Bunlardan bir tanesi önce erkek basketbol ile başlayalım. Obradovic, hocamız önümüzdeki sezon ne olacak? Tabii ki konuşulan gündem maddelerinden bir tanesi, bilhassa son dönemde. Bu konuya tabii ki açıklık getirmek istiyorum. Daha önce de birkaç kez ifade ettiğim gibi hocamız Fenerbahçe’nin yaşayan efsanelerindendir. Geçen sene EuroLeague Final-Four öncesi takım olarak müthiş bir performans yakaladık, camia olarak. Hem performans hem rakamlar hem havaya girdik. Dedik ki, ‘belki de en kolay Final-Four turnuvası’ olacak. Üç ayrı EuroLeague rekoruna imza atarak turnuvaya kaldık ancak ondan sonra müthiş başlayan sezon hiç beklemediğimiz, hocamızın da bize ifade ettiği gibi kariyerinde hiç yaşamadığı, tecrübe etmediği şekilde, eşi ve benzeri olmayan talihsiz sakatlıklar neticesinde sezonu hiç de arzu etmediğimiz, hiç de beklemediğimiz şekilde tamamladık. Yani muhteşem başlayan sezon, çok çok kötü bitti. Yeni sezon planlamasına başladık. Hocamızın istek ve beklentileri doğrultusunda çalışmalar yaptık. Bu çalışmaların içerisinde de Avrupa’da ses getiren transferlerle takımımızı güçlendirdik. Hatta hocamızın söylemine göre size aktarıyorum; ‘Fenerbahçe’de bulunduğu sezonlar içerisinde en iyi kadroyu kurduk’ dedi. Ancak geçen sezonun tam tersine bu sefer, bu sene sezon başlangıcımız hiç kimsenin inanamayacağı, tahmin edemeyeceği şekilde gerçekleşti. Bizler bile yaşadıklarımıza, gördüklerimize inanamıyorduk. Bilhassa kendi sahamızda rahat kazanmamız gerekirken son saniyelerde aldığımız mağlubiyetler vs. vs. diyelim ama sezon başlangıcı beklentimizin tam tersi oldu.
 
Buna rağmen; geçen senenin tam tersine çok kötü başlayan sezon haftalar içinde biraz kıpırdanmaya ve toparlanmaya başladı. Arkasından EuroLeague Play-off potasına girdik. Türkiye Kupası’nı aldık. Tam işler yoluna giriyor derken; iptaller, ertelemeler geldi. Şunu söylerken çok abartmış olmam. Geçen sene kimse sezon içinde yaşadıklarını gördüğünde sezon sonunda bu sonuçları tahmin edemezken; belki de bu sezon lig takvimi ve play-off takvimi devam edebilseydi kimsenin beklemediği şekilde sezonu bitirebilirdik. Belki tarihe geçecek bir ‘come back’ yapabilirdik. Belki diyorum, neden belki diyorum? Geçen sezon yaşadığımız müthiş performansın nasıl sonuçlandığını kimsenin tahmin edememesi gibi bu seneki kötü başlangıcın da sonu çok farklı olabilirdi. Bilemiyoruz. Hiçbir zaman da bilemeyeceğiz.
 
OBRADOVIC FENERBAHÇE’NİN YAŞAYAN EFSANESİDİR
 
Başantrenörümüz Zeljko Obradovic’e dönmek istiyorum. Ben kendisine de ifade
ettiğim gibi; bize yaşattığı eşsiz mutluluklar, eşsiz zaferler doğrultusunda sezon nasıl devam ederse etsin hem teknik kadronun hem de takımımızın bizlerin ve camiamızın nezdinde sonsuz kredisi olduğu yönündeydi. Birkaç kez kamuoyuna da ifade ettiği gibi; hocamız Fenerbahçe’nin yaşayan efsanesidir ve Fenerbahçe’de kalmak istediği müddetçe burası onun evidir. Bu düşüncemde değişiklik olmamıştır. Sezon içerisinde de kendisine bu düşüncelerimiz hem Semih Özsoy hem de şahsım tarafından iletilmiştir. Sezon içerisinde de birkaç defa kontrat uzatma niyetimizi iletmemize rağmen hocamız gidişattan dolayı sezon sonunda değerlendirme yapmamızın daha doğru olacağını ifade etmiştir. Türkiye Ligi iptal edildi. Cenk Renda’nın da belirttiği gibi; 25 Mayıs’ta EuroLeague toplantısında turnuvayla ilgili kararlar alınacaktır. Tam ne çıkacağını bilmiyorum ama en azından yaz aylarında oynanabileceğini sanmıyorum. Dolayısıyla biz de önümüzdeki günlerde hocamızla bıraktığımız yerden istişare edeceğiz. Kendisi bizimle kalmak istediği müddetçe, burası onun evidir.
 
BÜTÜN YAŞADIKLARIMIZDAN DERS ÇIKARMAMIZ LAZIM
 
Futbola dönelim. Geçen sene çok sıkıntılar yaşamıştık. Ersun Hoca’nın liderliğinde yeniden bir yapılandırma yaptık. İkinci yarının ikinci maçında Başakşehir’i evimizde 2-0 yendiğimiz maçta çok da iyi futbol oynamıştık. Belki de sezonun en iyi maçlarından biriydi. Liderin birkaç puan gerisindeydik. Şampiyonluk havası yakalamıştık. Şampiyonluğun en büyük adaylarından gösteriliyorduk. Ne olduysa 7 maçta 21 puanın 18’ini kaybettik. Şampiyonluk havası yakalamışken birden bire geçen sezonki tabloya dönmüş olduk. İyi oynarken, rakipleri domine ederken, liderlik potasındayken, bahis siteleri tarafından şampiyonluğun en kuvvetli adayı olarak gösterilirken de oyuncular, hoca, yönetim, tribündeki taraftar desteği ve şampiyonluk inancı aynıydı. En üst seviyede çok iyi bir kamp dönemi geçirdik. Hal böyle iken 7 haftada yaşadığımız korkunç düşüşün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu düşünüyorum. Bunun temel iki nedeni var. Biri bizlerle alakalı. Yani iç faktörler. Diğeri de dış faktörler. İç faktörlere baktığımız zaman; daha evvel de 1907 Tribünü’nde yaptığımız basın toplantısında ifade etmiştim. Sezon ilerledikçe ve sakatlıklar yaşandıkça bazı pozisyonlardaki eksik yapılanmanın olumsuz sonuçlarını yaşadık. Böyle olunca da hocamız çok istemese de saha içinde çok fazla rotasyon yapmak zorunda kaldı. Buna rağmen şampiyonluğa oynuyorduk. Devre arası geldi. Eksiklerimizi gidermek ve ihtiyaçlarımızı karşılamak için büyük bir fırsattı. Şampiyonluğun en büyük adayıydık. Bir diğer hatamız da puan kayıplarının yaşandığı haftalar itibarıyla gerek bizler gerek yönetim kurulu üyelerimiz olsun; gerek idari kadro gerekse de teknik kadronun yaşadığı konsantrasyon eksikliği, futbolcuların psikolojik düşüşüne ve şampiyonluk inançlarının zedelenmesine mani olamadı. Bir çare üretmedik. Arka arkaya gelen puan kayıpları da futbolcuların üzerinde çok olumsuz bir hava yarattı. Özgüvenimiz kayboldu. Diğer hatalarımızdan bir tanesini de önümüzdeki sezon kesinlikle gidermeliyiz. Gidereceğimize de inanıyorum. Futboldaki başarılarının en önemli unsurlarından birisi de takım içindeki rekabet ortamının en üst seviyede olmasıdır. Bu da her futbolcunun her an oynayabileceğine inanmasıdır. 11’de oynayan her futbolcunun da performansı düştüğü takdirde yerini bir başkasına kaybedebileceğine olan inancıdır. Ne yazık ki bu ortamı sağlamakta yeterli olamadık. Takım içi rekabeti bu noktaya getiremedik. Dış faktörlere baktığımızda da bunu anlatırken malum yerler hemen ‘mazeret arıyorlar, hakemlerle mazeret buluyorlar’ diyorlar. Ama hakkaniyetle ve vicdanla bakarsanız aleyhimize yapılan fahiş hakem hataları öyle bir boyuta geldi ki lig içerisindeki sıralamayı normal bir sezonun ortalamasını çok çok üzerinde etkiledi. Bunu mazeret olarak söylemiyorum. İyiye iyi, kötüye kötü diyen insanlarız.
 
Kendi hatalarımızı da hiç çekinmeden söyleyen insanlarız. Ancak bu hatalar öyle bir boyuta geldi ki en azılı Fenerbahçe karşıtı olan medya mensupları ‘Fenerbahçe doğranıyor’ yorumlarını yapacak durumda kaldılar. İş o boyutlara geldi. Psikolojiyi en çok etkileyen unsurlardan biri de buydu. Samandıra’da ‘ne yaparsak yapalım şampiyon olamayacağız, şampiyon yapmayacaklar’ havası hakim oldu. Yönetim olarak da belki biz hatalıyız. Belki bunun tersini savunmalıydık ama bunları yaşadık. Yabancı oyuncularımız ne olduğunu sordukları zaman Türkiye’nin doğasını bilmeyen, bilhassa yeni yabancı oyunculara bu gelişmeleri aktarmakta ciddi sıkıntılar yaşadık. Kadro eksiklerini, bilhassa sol bek eksikliğini gidermek için transfer penceresini kullanmak istedik. Takviye yapmak istedik. Transfer dönemini transfer yapmaktansa TFF Lisans Kurulu ile boşa geçirdik. Sürecin başladığı günden, transfer penceresinin son gününe kadar Lisans Kurulu’nun birbiriyle çelişen kararları attığımız her türlü finansal adımları boşa çıkaracak, harcama limitlerini transfer yapmamızı engelleyecek seviyede tuttular. Bir nevi ne yaparız da Fenerbahçe’ye transfer yaptırmayız mantığıyla işler yürüdü. Simon Falette’i bile Sadık’ın yaptığı büyük fedakarlık ve maaşında indirim kabul etmesiyle son dakikalarda halledebildik. Ligimizde transfer yapmak açısından baktığımızda mali durumu Fenerbahçe’den çok daha kötü olan takımlar da dahil olmak üzere Süper Lig’in her takımının transfer izni olmasına rağmen, yapabilme imkanı varken; sadece transfer yapamayan tek takım olarak Fenerbahçe belirlendi. Bütün bu hatalarımızdan ve yaşadıklarımızdan ders çıkarmamız lazım.
 
YERLİ VE YABANCI 3 FARKLI TEKNİK DİREKTÖRLE GÖRÜŞÜYORUZ
 
Önümüzdeki senenin planlarını yapıyoruz. Erteleme süreci de bu planları yapabilmek için bizlere daha fazla zaman sağladı. Birkaç konuya da açıklık getirmek istiyorum. Teknik direktör konusunda erteleme sürecinden önce de çalışmalarımız vardı. 3-4 hocayla beraber görüşmeleri götürüyorduk. Bir tanesiyle neredeyse anlaşmışken; EURO 2020’nin 2021’e atılmasıyla ne yazık ki bizim çalışmalarımız da sekteye uğradı. Şu anda yerli ve yabancı olmak üzere üç farklı teknik direktörle görüşüyoruz. Değişik kriterlere bakıyoruz. Kafamızdaki kriterlerin hepsini bir hocada bulmak da mümkün değil. Genç, aç, çok çalışan, disiplinli, profesyonel, ya Türkiye’yi iyi bilen ya da bu coğrafyada çalışması sıkıntı olmayacak, çabuk adapte olabilecek, 40-50 yaş arası, ekonomik imkanlarımıza uyabilecek ki şu an daha da sıkıntıya girdi, takım içinde rekabeti sağlayabilecek çoklu oyun anlayışı, çok değişik taktikleri deneyebilecek, cesur olacak ki gençleri daha çok çalıştırabilecek, daha iyi adapte edebilecek, gerekli rekabeti takım içinde oluşturabilecek türde bir hoca arıyoruz.  Önceliklerden bir tanesi sezon bitmeden önce gelebilmesiydi. Tabi bu herkes için geçerli değil ama görüşmelerimiz devam ediyor. Bildiğiniz bir isim olabilir, bilmediğiniz bir isim de olabilir ama hiçbir acelemiz yok. Üstüne basarak söylüyorum. Bu sezonu kurtaracağız diye gelecek sezonu da kaybetmek istemiyoruz. O yüzden buradaki çalışmalarımız devam ediyor. Herhalde bayram sonrası camiaya seslenişle tüm yapılanmamız hakkında bilgi vermek istiyorum. Keza transfer çalışmalarımız da gidiyor. Finansal Fair Play’den dolayı manevra alanımız dar, ne demek istiyorum. Sattığın kadar alabilirsin. Dolayısıyla bonservissiz ve kiralık oyuncular ön plana çıkıyor. Daha çok yerli piyasaya odaklanıyoruz. Yabancı oyuncuları bir nebze erteliyoruz. Virüs dolayısıyla FIFA’nın da uygulayacağı transfer penceresi farklı olacak. Herhalde ekim sonuna kadar bir transfer penceresi olacak, ağustosta başlayan. Bazı liglerin iptali, virüsün getirdiği ekonomik sıkıntılar, yabancı piyasada… O yüzden şu an yerlilere odaklanmış vaziyetteyiz.
 
ASIL SIKINTI ÖNÜMÜZDEKİ SEZON
 
Fenerbahçe Spor Kulübü 2019-20 sezonu için şubat ayı sonuna kadar bütün maaşları ödemiştir. Gazetelerde çıkan 3 ay geriden geliyorlar, söz konusu değildir. Futbolcularımıza herhangi maaş indirimi görüşmesi pazarlığı henüz başlamamıştır.  Çünkü önce borcumuzu ödeyelim, martta da zaten virüs dönemi başlıyor. Mart, nisan, mayıs. Bunların nasıl olacağını yapacağımız takımla görüşmeler, birebir görüşmeler, diğer takımların uygulayacağı modellerle geliştirmek istiyoruz. Herkes bu sezonu konuşuyor ama asıl sıkıntı önümüzdeki sezon. Bu sezon iyi ya da kötü 3/2’si ödendi. Bundan sonrası içinde illaki hepsi değil bir kısmı ödenecek. Acele etmiyoruz. Uluslararası kuruluşlarda bu konuda kulüplerin yanında. Anlayışlı davranıyorlar. Zaten çökük olan futbol ekonomisi önümüzdeki sezon daha da büyük sıkıntıya girecek. Kombine satabilecek miyiz? Maçlar seyircili mi başlayacak? Koltuklar arası boşluklar mı olacak? Bunların hiç birini bilmiyoruz. Yayıncı kuruluşun durumunu da bilmiyoruz. Federasyon ve Kulüpler Birliği toplantısı çerçevesinde mart ayı ödemesi alınmadı. Bu bizi o kadar etkilemiyor. Çünkü Fenerbahçe Spor Kulübü’nüntüm gelirleri temlikli. Biz kendi imkanlarımızla kulübü buraya kadar getirebildik ama Anadolu’daki kulüplerin can suyu, yayıncı kuruluştan gelen rakamlar. Geçen sene başında %15’lik indirim yapıldı. Bu sene ne ile gelecekler, onu da bilmiyoruz.
 
Sponsorlar ufak ufak başladı önümüzdeki sezon devam edemeyeceklerini, çekincelerini belirtmeye. Orada büyük resim tam olarak nasıl olacak, onu da bilmiyoruz. Futbolda yatırımlarımızın çoğu Euro ile. Kazancımız Türk Lirası ve TL ciddi değer kaybetti. Zaten sıkıntıda olan futbol sektörü çok daha büyük girdabın içine giriyor. Şu noktada futbol açısından baktığımızda tünelin sonundaki ışığı ya çok zor görüyorum yahut tam da göremiyorum, diyebilirim.
 
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün marta kadar olan bütün ödemeleri yapılmıştır.  Martta 5 maçın üçü oynanmıştır. Nisan’da hiç oynanmadı, mayısta da oynanmayacak. Bundan sonrasını gelişmelere ve futbolcularla yapacağımız müzakerelere göre kararını vereceğiz. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim artık eski maaşlar Türk futbolunda yok. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak 92 milyon eurodan 71’e indik. 50’lilere inmemiz gerekecek. Zaman alacaktır. Bu sezon bütün oyuncularımız 3 milyon euronun altında alıyor. Bu rakamları daha da aşağıya çekmemiz lazım. Çok yakın zamanda 2 milyon, 2.2 milyon bir iki oyuncu alacak en yüksek rakam o olacak. Gerisi çok çok altında alacak. Eskisi gibi maaşlar kesinlikle olmayacak.
 
Bir de bunun üzerine yeni vergiler var. Tüm kulüpler adına devletimize çağrıda bulunmak istiyorum. Futbolcularla anlaşmamızı net rakamlar üzerinden yapıyoruz. Ekstradan %20 vergi var. Total %40’a çıkıyor. Zaten zar zor ayakta duruyoruz. Kulüplerimizi çok daha zora sokacak. Bir nebze olsun, 1-2 sene erteleme olabilir. Devletin yardımına çok çok ihtiyacımız var.
 
ALTYAPIYA YÖNELME TEŞVİK EDİLMELİ
 
Burada birinci önerimiz, yapılandırma. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak devletimizin çok iyi niyetli başlattığı yapılandırma sürecine giremedik. Yani anlaşamadık ama anlaşmak zorundayız. Biz de zar zor buraya kadar getirdik. Borçsuzluk kağıdı aldık da, %80 gelir bize gelmeden direkt bankalara gidiyor. Bizler de yapılandırma yapmak zorundayız. Bizi ilgilendiren 4 ana bankayla görüşmelerimiz devam ediyor. Kendilerine yeni bir yapılanma planı sunduk. Şu gerçek var ki, Fenerbahçe Spor Kulübü sürecin başından itibaren bu yapılandırmanın yeterli olmadığını, çok yakında geçersiz olacağını, işlemeyeceğimi ve bunun en az 10 yıl olması gerektiğini ve diğer kulüpler de bilhassa büyük kulüpler henüz bir yıl olmadan 10 yıllık bir yapılandırma olmadan kolay kolay bu işin olmayacağını ifade ediyorlar. Biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Faizlerde ciddi anlamda düştü. Devletimizin uzattığı yardım eline sıkı sıkı sarılıp, artık eskisi gibi harcamalar yapmadan ama gerçekçi bir plan içerisinde bir yapılandırma yapmamız lazım. Bugünkü yapılandırmada bütün kaynaklar bankaya gidiyor ve banka isterse veriyor, isterse vermiyor. Bizlerde işlerin çevrilmesi için nakit ihtiyacı var. O yüzden kazan kazan yapıya girebileceğimizi düşünüyorum. Devletimizin yardımları içinde biz yararlanmasak da teşekkür ediyorum ama başka yerlerde devletten yararlanıyoruz. Kamusal borçlar, her kulübün devlete borcu var. Büyük kulüplerin daha büyük borçları var. Kamusal borçların da yapılanması gerekiyor. Kendi imkanlarımızla devlete gidiyoruz. Devletimiz ellerinden gelen desteği veriyor. Kriz öncesi gelir zaten çarkları çevirmiyordu, sadece gemiyi yüzdürmeye çalışıyorduk. Pandemi sonrası kulüpler faaliyetlerini sürdürmek için büyük sıkıntılarla karşı karşıya. İster tercihen, ister mecburen altyapılara kaymak zorundayız. Bizlerde geldiğimizden itibaren altyapıya önem veriyoruz ama ektiğiniz tohumlarım meyve vermesi zaman alıyor ve verecektir meyve. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak şu çağrıyı yapıyoruz. Altyapıya yönelme, yatırım teşvik edilmeli. Hep yabancı sayısını konuşuyoruz. Doğrusu ben tam doğru rakamı bilmiyorum. Yabancı sayısından daha çok kalitesi, aldığı maaşlar, yaptığı kontratlar daha da önemli. Şöyle bir önerimiz var. Zorunlu ve doğru dönüşümün teşvik edilmesi için altyapı yatırımlarına ağırlık verilmesi, biz nebze de fair play açısından bizim federasyon desin ki kulüplere ‘İlk 11’de en az iki oyuncu oynatma mecburiyeti getirilsin. Sonra da 3’e çıkabilir’ Yabancı sayısı şöyle yapalım böyle yapalım değil. Bu kuralı benimseyelim. Dönüşümü hızlandıralım, teşvik edelim.
 
Çok önerimiz var ama mali genel kurulda çok daha detaylı anlatacağız. Bahis konusu çok hassas. Gelir seviyesi düştükçe oynanan bahis oranının artığı söyleniyor. Türkiye Avrupa’ya göre bahis oynama yönünde çok önde. Avrupa’da ne oluyor? 5 büyük ligde yer alan takımların en önemli gelir kaynakları çeşitli bahis siteleriyle yaptıkları sponsorluk ve reklam anlaşmalarından geçiyor. Bahis faaliyeti ülkemizde son yıllarda kısmen düzenlendi. Yasal düzenleme içinde olmayan 6 firmanın dışında çeşitli yollardan reklamlar vererek mesela bizlerin yaptığı özel maçları seyredin, reklam panolarında Türkiye’de legal olmayan bahis şirketlerinin reklamları var. Bazen büyük maçlarda Türklere yönelik bahis reklamları var Avrupa liglerinde. Ancak bu bahis siteleri reklam yapıyorlar, vatandaşlarımız orada oynuyorlar ama kulüplerimiz kendi aralarındaki müsabakalar ile bu faaliyetlerin esas unsuru olmalarına rağmen oluşan gelirden hiç pay alamıyor. Avrupa ülkelerinin 2018-2019 sezonu toplam bahis gelirleri yaklaşık 30 milyar Euro. Ve bunun yüzde 43’ü spor bahisleri. Yani yaklaşık 12 milyar Euro’su. Bu pastadan kulüplere yüzde 10-15 düşüyormuş. Yani 1,2 ile 1,5 milyar Euro tahmin ediliyor. Ülkemizde ise yasal bahis faaliyetlerinden elde edilen ciro 2018-2019 için 12 milyar TL. Yani yaklaşık 1,5 milyar Euro.
 
Ancak yasal mercilerin, kamu yetkililerinin açıklamalarından görüyoruz ki oynanan yasal bahsin 5-6 misli büyüklüğünde 50 ile 60 milyar TL arası yasal düzenleme altında yürütülmeyen bahis operasyonları var. Bunun gelirleri ne devlete vergi olarak ne de kulüplere sponsorluk, reklam olarak kalmıyor. Bu yaşamakta olduğumuz pandemi zaten çok kötü koşullarda olan futbol ekonomimizi daha da zorlayacak. Pek çok gelirimiz azalacak ya da tamamen sona erecek. Bu yüzden bu durumu yetkililerimizin dikkatine getirmek istiyoruz. Biliyorum ki Spor Bakanlığımız özellikle bu sene çok yeni düzenlemeler yaptı bu sorunu önüne geçebilmek için. Ancak bu sistem bize göre Avrupa standartlarına getirilirse tüm kulüplerimiz için 5-6 milyar TL’lik – bu rakamlar değişebilir ama büyük resim değişmez, bir potansiyel- devletimize 10 milyar TL’lik vergi potansiyeli getireceğine inanıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, biz bahis özendirilsin demiyoruz. Zaten oynanan bahsin bir şekilde sisteme çekilmesini ve çok zorda olan kulüplere yardım etme, kaynak sağlama açısından fayda sağlayacağını düşündüğümüz için bunu korumak istiyoruz. Yabancı kulüpler bundan yararlanırken Türk kulüpleri bundan niye yararlanmasın. Bunu dikkatinize getirmek istedim.
 
Son ana konumuz liglerin oynanıp oynanmaması. Tarih yaklaştıkça bu konudaki tartışmalar artıyor, farklı görüşler oluşuyor. Öncelikle Beşiktaş, Galatasaray, Kasımpaşa, Ankaragücü, Erzurumspor, Sancaktepe, Giresun Belediyespor, Ümraniyespor’un gerek sporcularına gerek idarecilerine gerek yöneticilerine gerek profesyonel çalışanlarına hatta son olarak Sayın Ahmet Nur Çebi başkan nezdinde yakalanan herkese çok geçmiş olsun diyorum. Acil şifalar diliyorum. Sayın Ahmet Nur Çebi’yle görüştüm, iyi olduğunu söyledi. O da herhalde Burak gibi virüs var ama sağlığı yerinde. Ayrıca Sayın Mustafa Cengiz’e de geçirdiği ameliyat dolayısıyla çok geçmiş olsun diyorum. Dün kendisine moral vermeye gittik, moralin iyisini o bize verdi, sevindirdi. İnşallah o da kısa zamanda sağlığına kavuşup aramızda olur.
 
Ligler başlayacak dedikçe takımlarda koronavirüs hadiseleri çıkmaya başlıyor. Federasyonumuzun şimdilik yaklaşımına katılıyorum. Çünkü şimdilik bir şey söyleyebiliyorsunuz, 10 gün, 20 gün sonra ne olacağı belli değil. Bunun da en güzel ifadesini Avrupa’daki diğer ligler başladıkça göreceğiz. Onlar bizden biraz öndeler. Hem onlardan daha geç virüs salgını bizde problem oldu. Zor bir karar. İşin sağlık boyutu var, ekonomik boyutu var. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak biz ne demişiz bugüne kadar bu konuyla ilgili. Bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bu süreçte en az biz konuştuk. Mümkün oldukça görüş belirtmemeye özen gösterdik hatta mart ayında yapılan Kulüpler Birliği toplantısında telefonla yaptığımız görüşmede 17 Nisan tarihini ifade ederken demiştim ki her türlü alternatifi değerlendirin. Buna oynamamak da dahil. Çünkü ne olacağı belli değil. Ben mayıs başı diyordum o zaman. Her türlü sonuca hazırlıklı olmamız lazım demiştim. Biz 7 Mayıs’ta bir açıklama yaptık. Burada en önemli unsurun insan sağlığı olduğunu özellikle vurguladık ve verilecek her türlü karara da saygılı olduğumuzu ifade ettik. Bununla beraber liglerin devam ettirilmesi çabasını da anlayışla karşıladığımızı vurguladık ve devam etmesi durumunda ise bazı konulara da açıklık getirilmesi gerektiğini belirttik.
 
Ben Avrupa Kulüpler Birliği İcra Kurulu’nda toplantılarda gerek ekonomik gerekse sağlık açısından nasıl pek çok modeli karşılaştırdıklarını, pek çok senaryoya göre plan yaptıklarını, bütün paydaşlarla görüştüklerini, UEFA’nın bütün paydaşların görüşlerini alarak kararlar verdiğini yaşayarak görüyorum. Mesela Türkiye’de paydaşlar arasında futbolcular var. Futbolcuların a bu süreçte konuşması lazım, onlara da sorulması lazım.
 
Bu devam edecekse birkaç tane soru ortaya attık. Sonra gördük ki bu sorular daha fazla sorulmaya başlandı. Mesela liglerimizin başladığı hafta itibarıyla bir oyuncu, antrenör ya da takım idari kadrosuna dahil olan bir kişide virüse rastlanması halinde hangi adımlar atılacak? Mesela bizde geçen hafta 2 kişide çıktı, idmanları 1 hafta erteledik. Haftaya tekrar başlayacağız ama her hafta çıkarsa ne olacak? Maçlar başladıktan sonra çıkarsa ne olacak? Bu bağlamda herhangi bir şekilde virüsle enfekte olmuş sporcuların takımı ve o takımın son 2 haftada oynadığı tüm rakipleri 14 günlük karantina süresine dahil olacaklar mı? Bu süreçte ilgili takımların oynayacağı müsabakaların akıbeti ne olacak? Oynamaya başladık, sıralama değişiyor, 2 hafta sonra oynayamıyoruz ne olacak? Nasıl tescillenecek? Sağlık açısından uygulaması zor bazı önlemler bizlerle paylaşıldı ama her senaryoya göre ne yapılabileceği bizlere açık açık anlatılması lazım.
 
Bütün bunların yanı sıra maçların oynanmaya başladığı hafta itibarıyla bir sporcu ya da spor adamının virüsle enfekte olması halinde belki de kariyerini etkileyecek kalıcı hasarla karşı karşıya kalma ihtimali bulunmaktadır. Böyle bir durumun hukuki sorumluluğu hangi kurum ve kişilerde olacaktır? Bugün bir arkadaşım gösterdi, kuaföre gitmiş, kuaföre girmeden önce 7-8 maddelik rıza formu dolduruyor. Kuaförler Derneği bunu geliştirmiş. Futbolda nasıl olacak? Bunların bilinmesi lazım. Bütün hukuki sorumluluklar, alternatif senaryolar ligler başlamadan belirlenmeli. Bu soruları sorduktan sonra düşüncelerimiz aslında kamuoyunda birçok kişinin, kulübün ve medya mensubunun cevabını aradığı sorular olduğunu da gördük ve bir şeyin daha üstüne basarak söylemek istiyorum: Bütün takımlar en az haftada 1 test olmak durumunda. Bizim bilgilerimize göre bazı kulüpler antrenmanlara başladılar hiç test yapmadan. Premier League’den size örnek vereyim. 4 milyon Pound yatırım yapıyorlar ve her bir kulübün tesislerinde test istasyonları kuruyorlar. Bu parayı federasyon kulüplere ödeyecek. Kulüpler şu an kendi imkanlarıyla kuruyorlar ama bu 4 milyon Pound’luk yatırımı federasyon kulüplere ödeyecek. Şunu da ifade etmek istiyorum; futbol kulüpleri olarak devletimizin de sağladığı imkanlar sayesinde testlerimiz nispeten daha hızlı yürüyor. Onun da üstüne basmak istiyorum. Bu soruların cevabı bulunmalı.
 
AYNI TAKVİME GÖRE TÜRKİYE KUPASI ORİJİNAL PLANLANDIĞI ŞEKİLDE OYNANMALI
 
Biz kendimize has bir şey söyledik. Bu işin oldu bittiye gelmesini istemiyoruz. Ligler oynanacaksa aynı takvim üzerinden oynanmalı. Aynı takvime göre de Türkiye Kupası orijinal planlandığı şekilde oynanmalı. Bize bundan farklı bir senaryo lütfen diretmeyin. Buna karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Takvimin de bir an önce belirlenmesinde fayda var. Hızlandırılmış bir takvimden bahsediliyor. Hızlandırılmış takvim ne demek? Yayıncı kuruluşun ben ödemelerimi yapmıyorum ya da kısmen yapıyorum demesi için bir mazeret. O da haklı çünkü abonelikleri hafta hafta satıyor. Bunun artısı da eksisi de var. En iyi kararı federasyon verir.
 
Önümüzde böyle alternatifler var. Şahsen 2., 3. Liglerin ve Bölgesel Amatör Liglerin kesin oynanmaması gerekir. Bunların oynanması için hiçbir gerekçe göremiyorum. Uygulanması istenen şartları uygulamaları mümkün değil. Gelir açısından da baktığınız zaman da bir sıkıntı olmaz. Pek çok ülkede de erteleniyor.
 
Her türlü alternatif ve sonuca göre hazırlıklı olmalıyız ve bunlar önceden belirlenmeli. Ekonomik boyutla sağlık boyutunu iyi dengelememiz lazım. Çok zor bir karar. Ligler iptal edildiği taktirde, oynanmadığı taktirde ekonomik açıdan bilhassa da Anadolu kulüplerine sıkıntı yaratacaktır, hepimize sıkıntı yaratacaktır ama bilhassa onlara. Tabii ligler oynanamaz, devlet bir şekilde telafi eder, onu bilemem. Oynanacaksa askeri kamp mantığında bir yaklaşım olabilir. Ne demek istiyorum? Yani ligler başlamadan son iki hafta önce bilemediniz 3 hafta önce ki futbolcuları bu kadar uzun kampta tutmak zor. Onun üstüne bir de ligler gelecek. Yani başlamadan iki veya üç hafta önce askeri kamp gibi girecek oyuncular, hiçbir şekilde normal hayatla temasları olmayacak, sadece maçlar için gidip gelecekler. Ve her gidip gelmede de test olacaklar. Bugün gazetede biri yazmış, ‘Karantina Ligi’ diye. Karantina ligi mi dersiniz, askeri kamp mı dersiniz, bilemiyorum. Ama böyle bir yaklaşım olabilir. Tabii Avrupa’daki liglerin gidişatına göre bakmak durumundayız ama benim en büyük endişem bu seneyi kurtaracağız derken önümüzdeki seneden ciddi kayıplarımızın olması. Önümüzdeki sene zaten hali hazırda geç başlamak durumunda. Bütün değişik alternatifler, senaryolar değerlendirilmeli. Ona göre en iyi karar verilmeli. Ligler oynanmayacaksa da, o karar alınmadan önce oynanmadığı taktirde nasıl tescil edileceği, mevcut sıralamaya göre mi yapılacak? ‘Beyaz Sezon’ mu ilan edilecek? Ya da ‘beyaz sezon’ ilan edilirse Avrupa’ya nasıl takımlar yollanacak? Bunların hepsinin açık ve şeffaf ortamlarda konuşturulup, değerlendirilip kararın verilmesi gerek. Benim en çok üzüldüğüm nokta futbolun paydaşları, tüm paydaşları yeterince aynı ortamda olup, şeffaf bir ortamda konuşamıyoruz. Kulüpler Birliği olarak biz kendi aramızda konuşuyoruz, Federasyon Sağlık Bakanlığı’na, Spor Bakanlığı’na gidiyor, işin içinde futbolcular var, yayıncı kuruluş var. Bütün paydaşların beraber bu işi değerlendirmesi lazım ama dediğim gibi çok çok zor bir karar. Ekonomik ve sağlık boyutu var. Bunun iyi dengelenmesi lazım. Çünkü hiçbir şey insan sağlığından daha önemli değil. Bunu mesajımızda olduğu gibi bir kez daha söylemek istiyorum.
 
23 Nisan yani Meclisimizin 100.yılı bu seneydi. Bu şartlarda elimizden gelen en iyi şekilde, bu önemli yıla layık olabilecek şekilde bir şeyler yapmaya çalıştık. Yaptığımızın çok beğeni gördüğünü memnuniyetle yaşayarak tecrübe ettik. Aldığımız mesajlardan, telefonlardan bilhassa önem verdiğim Fenerbahçeli olmayanlardan aldığımız mesajlar. Vefa Beyin ve Burak Beyin de ifade ettiği gibi stadımızda, tarihinde asılmış en büyük pankartı asarak bir video yaptık. Bu öneri, bu resmi buraya asmak isminin verilmesini istemeyen bir arkadaşımızdan, taraftardan geldi. Bir video kurgusu da bizden geldi. Arkadaşlarımız da çok güzel bir iş çıkarttılar. 23 Nisan’ın 100. yıl dönümü olan günü kutladık. Akşam da bütün kulüplerle beraber saat 21.00’da stadımızda İstiklal Marşımızı okuduk. En azından bu semte marşımızın coşkusunu yayabildik. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. 7/24 son günlerde çalışan, sokağa çıkma yasağına rağmen izin aldık, çalıştırdık. Herkese çok çok teşekkür ediyorum. Posteri asan dağcılardan, stat güvenliğinden, Ayhan Bak’ın ekibinden, iletişim ekibi, Fenerbahçe TV, sosyal medyacılar, hepsinin çok emeği oldu. Fenerbahçe Koleji’nden gelen güzel iki kardeşimize de teşekkür ederiz. Gurur duyduk. 3 Mayıs da bizim için çok önemli. 23 Nisan ve 19 Mayıs arası bizim için çok önemli zamanlar. Kulübümüzün kuruluşu olarak sonradan belirlediğimiz, Atamızın kulübe olan ziyaretine, Atamız ile Fenerbahçe’nin bağına tarihsel olarak baktığımızda çok kuvvetli. Pek çok örneği var. Ama biz her zaman ‘Atamızın tuttuğu takım değil; hangi takımın Atamızın yolundan yürüdüğü önemlidir.’ diyoruz. Atamızın da bizim için kullandığı kıymetli, paha biçilmez sözler de her Fenerbahçeli için büyük bir övünç kaynadığıdır. Birkaç gün sonra Atamızın İtilaf Devletleri’nin işgaline karşı Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı ve Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız var. Orada da sokağa çıkma yasağı var. Ülkesi ve milleti için Atatürk sevgisi ve aidiyetiyle dolu, değerlerine saygılı, ilkelerle yaşayan gençler yetiştiren Fenerbahçe için tüm bayramlarda olduğu gibi bu bayram da çok özel. Pek çok insan bunu bilmez. Ülkemizdeki ilk 19 Mayıs kutlamaları bizim stadımızda yapıldı. O zaman ismi 19 Mayıs kutlamaları değildi, Atatürk Spor günü olarak kutlanıyordu. Bizim stadımızda yapılması da Atamızın Fenerbahçe’ye olan sıkı bağının da bir göstergesi olarak ifade ediyorum. Bu ulusal günler hepimiz için çok duygulu. Ay-yıldızlı al bayrağımız her zaman sonsuza dek dalgalansın. Fenerbahçemizin doğum günü kutlu olsun. Nice 100 yılları kutlu olsun. Sonsuza dek var olsun ve her daim bu ülkeye örnek olmaya, bu ülkenin aydınlık geleceğinde rol almaya, Türk gençliğine yatırım yapmaya ilelebet devam etsin. Fenerbahçemizin kurucuları olarak tarihe geçen Necip Okaner ve Ayetullah Bey ile Ziya Songülen başta olmak üzere, Fenerbahçe’nin bu günlere gelmesi için mesai harcayan, emek veren, gece gündüz çalışan başkanlara, yöneticilere, profesyonellere, formasını taşıyan sporcularına minnet ve saygılarımızı iletiyorum. Bugün aramızda olmayanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.
 
Pek çoğuna Burak bey teşekkür etti. Öncelikle çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Bazıları dönüşümlü bazıları her gün işler aksamasın diye buraya gelen herkese sonsuz teşekkür ediyorum.
 
Futbol takımımıza teşekkür ediyorum. İnisiyatif kullanarak, İstanbul Valiliğimizin Vefa Kolisi kampanyasına destek oldu. Onlar para topladı biz fikri gerçekleştirdik. 33 bin koli ihtiyaç sahiplerine teslim edilecek. Ramazan ayının son haftası ya da bir sonraki hafta koliler teslim edilecek.
 
Kulüp tarihinde ilk defa personelimiz sigortalandı. Kolay değil bu mali durumda. Türk sporunun yanında olan HDI sigorta, küçük büyük takım onlar için hiç önemli değil, birçok destekleri var. Bizimde sponsorlarımızdan. Personel sigorta konusunda bizimle iş birliği yaptılar. En iyi imkanları sundular. Hem Türk sporu hem de Fenerbahçe için yaptıkları için teşekkür ediyorum.
 
İnsan Kaynakları departmanımız insan sermayesine çok önemli yatırım yapıyor. Bunların neticeleri ileride çıkacak. Her zaman dedim bir kurum insan sermayesinin kalitesi ile fark yaratabilir. Maç sonuçlarını şu an etkilemiyor. Geleceğimiz için atılan tohumlar için insan kaynaklarına bu güzel çalışmaları için teşekkür ediyorum. 
 
Muzaffer Yıldırım’a teşekkür ediyorum. Bir konu daha öncü ve ilhan kaynağı olduk. Sokağa çıkma yasakları konuşulurken, hiçbir şey belli değilken, önlem aldık. Oyuncularımızı kendi evlerinde mümkün olduğu kadar yaptıkları egzersizlere en yakın ortamı sağlayabilmek için önlemler aldık. Bunlardan bir tanesi evlere fıtness araç gereçlerin dağıtılmasıydı. Sokağa çıkma yasağı ne zaman belli olacak bilmiyorduk. MACfit ve Life Fitness şirketlerine Muzaffer beyin öncülüğüyle çok teşekkür ediyorum. İki telefon görüşmesi ve 48 saat sonra ihtiyacımız olan bütün ekipmanlar futbolcularımızın evindeydi. O sayede çok iyi online idmanlar yapabildik. Sonradan öğrendim ki hem Beşiktaş hem de Galatasaray onların bu imkanlarından yararlanmışlar. Bizleri kırmadıkları için onlara çok teşekkür ediyorum. Dayanışma ruhu bu. Bunu bedelsiz yaptılar. Haftalarca kapalı olacak fitness şirketlerindeki aletleri hiç olmazsa sporculara kullandırttılar. Getir firmasına teşekkür ediyorum. Hem 65 yaş üstü üyelerimize ve kombine kart sahiplerimize hem çalışanlarımıza geliştirdikleri müthiş sistemle kolileri dağıttılar. Onlarla iş birliğimizin ileriye dönük büyümesini arzu ediyorum. Onlar bizi kırmadılar, her türlü isteğimizi yaptılar. Her türlü esnekliği gösterdiler. Son olarak Medical Park’a teşekkür ediyorum. Medical Park bu sıkıntılı dönemde gerek kendi tesislerine gerek bizim tesislerimizde ne zaman ihtiyacımız olduysa ne zaman rica ettiysek koşarak geldiler, testleri yaptılar. Sonuçları en kısa zamanda çıkarmaya çalıştılar. Bir dediğimizi iki etmediler. Onlara da teşekkür ediyorum.
 
Bu vesileyle bizi takip ettiğiniz için teşekkür ediyorum, bu programı organize edenlere teşekkür ediyorum. Vefa Bey’e onay verdiği, kabul ettiği için teşekkür ediyorum. İnşallah temmuzda yapacağımız toplantıda hep beraber olabiliriz eski günlerde olduğu gibi.
 
Umarım ailecek hayırlı bir Ramazan ayı geçiriyorsunuzdur. Bu süreç çok kötü bir süreç olmasına rağmen yanında getirdiği iyi unsurlar da var; kendimize vakit ayırma, ailelerimize vakit ayırma, bazı şeyleri sorgulama gibi. Bir akıntıya kapıldık gidiyoruz, yaşamımızı böyle sürdürüyoruz ama hiç olmazsa o akıntıdan biraz sıyrılıp insanların kendileriyle ilgili plan yapmasına vesile oldu. Tabii ailelerle kaynaşmaya sebep oldu. Ben şahsen aylardır çocuklarımla geçiremediğim vakti geçirdim. Umarım herkes için de böyledir. Önemli olan önce sağlık, kurallara uymak ve bu süreci bir an evvel atlatmak. Şimdiden herkesin Ramazan Bayramı’nı kutluyorum. Hep beraber nice bayramlar geçirmeyi diliyorum.”
Fenebahçe Başkanı Ali Koç konuşmasının ardından Yüksek Divan Kurulu Üyelerinin sorularını yanıtladı.