Formula 1'de Büyük Britanya GP ile beraber sprint yarışları dönemi başlıyor.
Peki bu format nasıl işliyor? Takımları nasıl etkileyecek? Asıl yarışın
heyecanını azaltacak mı? Formula 1 ruhuna uygun mu? Gelin hep beraber
yanıt arayalım.
Formula 1 sevenler için yarış hafta sonları uzun zamandır aynı şekilde
ilerliyor. Cuma günü iki antrenman seansı, cumartesi antrenman ve
sıralama turları ve pazar günü asıl heyecan. Bu gelenekselleşmiş formatı
değiştirmek 2019’dan beri gündemdeydi. Peki sprint yarışıyla neye
dönüştü?
Hafta sonu 1 saatlik bir antrenman seansıyla başlayacak. Cuma gününün
ilerleyen saatlerinde normalde cumartesi izlemeye alışık olduğumuz
sıralama turlarını konsept değişikliği olmadan yine Q1, Q2 ve Q3 olmak
üzere üç seansta izleyeceğiz. Sıralama turlarının sonucu sprint
yarışının grid dizilimini belirleyecek.
Cumartesi günü 1 saatlik ikinci antrenman turunun ardından ilerleyen
saatlerde pilotlar sprint yarışı için gridde yerlerini alacaklar.
Sprint yarışı, pazar günkü yarışın grid dizilimini belirlemek için
yapılacak. Normal grand prix’nin üçte biri kadar olacak 100 kilometrelik
bu yarışın ortalama 25-30 dakika sürmesi bekleniyor. Sprint yarışı için
tam anlamıyla bir grand prix’inin kısaltılmış versiyonu diyebiliriz.
Yarış direktörü Michael Masi, sprint yarışlarında FIA’nın normal grand
prix’lerde uyguladığı kuralların geçerli olacağını söyledi.
Bu mini yarışın sonucu bize pazar günkü grand prix’nin grid dizilimini
verecek. Damalı bayrağı ilk geçen pilot pole pozisyonunun sahibi olacak.
Sprint yarışını ilk üç sırada bitiren pilotlar sırasıyla 3, 2 ve 1
puanın sahibi olacak. Bu da sprint yarışının yalnızca grid dizilimine
değil, şampiyonluk yarışına doğrudan etki edeceği anlamına geliyor.
Sprint yarışının tamamlanmasıyla cumartesi gününü bitireceğiz. Geriye ana yemeğimizin tadını çıkarmak kalacak.
Antrenman turları P1: 16 Temmuz 2021 Cuma 16:30
Sıralama turları: 16 Temmuz 2021 Cuma 20:00
Antrenman turları P2: 17 Temmuz 2021 Cumartesi 14:00
Sprint yarışı:17 Temmuz 2021 Cumartesi 18:30
Yarış: 18 Temmuz 2021 Pazar 17:00
|
16 TEMMUZ 2021 CUMA
|
|
|
|
20:00
| Formula 1
| Büyük Britanya GP Sıralama Turları |
|
Türkmen Sport
|
20:00 | Formula 1 | Büyük Britanya GP Sıralama Turları |
|
İdman TV
|
|
17 TEMMUZ 2021 CUMARTESİ
|
|
|
|
18:30
| Formula 1
| Büyük Britanya GP Sprint Yarışı |
|
Türkmen Sport
|
18:30 | Formula 1 | Büyük Britanya GP Sprint Yarışı |
|
İdman TV
|
|
18 TEMMUZ 2021 PAZAR
|
|
|
|
17:00
| Formula 1
| Büyük Britanya GP |
|
Türkmen Sport
|
17:00 | Formula 1 | Büyük Britanya GP |
|
İdman TV |
Sprint yarışı deneyimini bu sezon 3 hafta sonu yaşayacağız. İlki
Silverstone’da gerçekleşecek olan formatın bir diğer durağının Monza
olması planlanıyor. Üçüncü denemenin nerede yapılacağı henüz belli
değil.
Yeni formatımızın kuralları biraz daha karışık. Parc ferme kuralları
sprint yarış haftalarında değişiyor. Kapalı park ilk antrenman seansının
hemen ardından başlıyor. Kapalı park halinde takımların büyük
değişiklikler yapmaya izni olmadığından birinci antrenman seansı
formlarını görebilmeleri için tek şansları olacak gibi duruyor. Red Bull
motor sporları danışmanı Helmut Marko’nun da dile getirdiği gibi cuma
günü bir hata yapılırsa, bütün hafta sonu mahvolabilir.
Lastik kuralları nasıl olacak?
Lastik kullanımı da sprint yarışıyla birlikte değişikliğe uğrayacak.
Takımlar ilk antrenman seansında 2 set lastik kullanabilecek. Sıralama
turlarında maksimum 5 set lastik kullanımına izin verilecek. Seans
boyunca yalnızca yumuşak lastik kullanılabilecek. 2. antrenman
turlarında ise lastik seçimi serbest. Takımlar sprint yarışı ve grand
prix’ye ise istedikleri lastiklerle başlayabilecekler. Sprint
yarışlarında pilotların pite girme zorunluluğu bulunmuyor.
Hafta sonunun başında 3 set yağmur, 4 set geçiş lastiği bulunacak. İlk
antrenman seansı veya sıralama turları yağmurlu geçerse, takımlar ekstra
bir set geçiş lastiği alabilecekler. Kullanılan geçiş lastiği, sprint
yarışı öncesi geri verilecek. Sprint yarışı yağmurlu geçerse, takımlar
bir set kullanılmış yağmur veya geçiş lastiği setini yeni bir set geçiş
lastiğiyle değiştirebilecek. Tüm bunlarla toplamda 9 set yağmur ve geçiş
lastiği olacak.
Sprint yarışının kazananı pole pozisyonunun sahibi olacak. Bir “yarış
galibi” sayılmayacak ancak hem 3 puanı cebine koyacak hem de grand prix
için büyük bir avantaj sağlamış olacak. Bu mini yarışın ardından bir
podyum seremonisi düzenlenmeyecek. Yarışın galibi, Pirelli’nin pole
pozisyonunu alan pilota verdiği lastikten kupaya benzer bir ödül alacak.
İlk üçe giren isim özel podyum çelenklerini boynuna geçirecek.
Sprint yarışında kaza olması durumunda...
Daha önce birçok kez pilotların sıralama turlarında kaza yaptığına
tanık olduk. Sprint yarışlarında da herhangi bir şekilde yarış dışı
kalan pilotlar, tıpkı grand prix’de olduğu gibi pazar gününde yarışın
sonunda yer aldıkları yerden başlayacaklar. Q1’de kaza yapan bir pilotun
yarışa son sırada başlaması gibi.
Yapılacak 3 sprint yarışı için takımlara bütçe sınırlamasına dahil
olmayan 500.000 dolarlık ek paket verilmesi kararlaştırıldı. Bu miktar
yalnızca sprint yarışı maliyetini karşılamak için kullanılabilecek.
Nereden çıktı bu yeni format?
Mevcut formatı değiştirmek uzun süredir FIA’nın gündemindeydi. Bu
değişimdeki asıl amaç yarış hafta sonlarında bütün etkinliklerin heyecan
vermesini ve izlenmesini sağlamak. İzlenirliğin, yarışa kıyasla
antrenman seanslarında ve sıralama turlarında çok daha az olduğu
biliniyor. Bütün hafta sonu bünyemizde aynı miktarda adrenalin
salgılanmadığı bir gerçek. FIA da bunun farkında olmalı ki aksiyonu
bütün seanslara yaymak amacıyla kolları sıvadı. Uzun süren toplantıların
sonucu olarak sprint yarış formatını kucağımızda bulduk.
Peki bu yenilik gerçekten gerekli miydi? Mevcut format yeterince
doyurucu değil mi? Bu konuda farklı fikirler var. Öncelikle antrenman
seansları bu sezon 90 dakikadan 60 dakikaya indirilmişti. Bu, ayarları
yapmayı biraz daha zor hale getirdi. Doğru ayarı bulamayan pilotların
zor durumda kaldıklarına bu sezon birçok yarışta tanık olduk. Sıralama
turları ise eleme sayısı, süresi, ilk 10’a giren pilotların Q2’de
kullandıkları lastiklerle yarışa başlamaları gibi küçük ve etkili
değişikliklerle oldukça heyecanlı hale geldi. Oturan sistemden memnun
olan pek çok seyirci var. Ancak Formula 1 yönetimi izlenme sayısından
memnun değil. Yeni formatla tüm hafta sonu etkinliklerine ilgiyi
arttırmayı hedefliyorlar.
Bu tür köklü bir yeniliğin takvim içerisinde yapılması eleştiri sebebi
olabilir. Ancak FIA’nın eski dönemlere kıyasla büyük bir tutum
değişikliğine gittiğini kabul etmek gerekir. Geçmişte bu tür köklü
değişiklikler keskin bir şekilde yapılıyordu. 2016’daki korkunç ‘elemeli
sıralama turları’ formatı gibi radikal ve itici bir değişim yerine,
ufak denemelerle nabız yoklayarak ilerlemek oldukça mantıklı görünüyor.
Bu sezon 3 denemeden de olumlu geri dönüş alınması halinde, gelecek
sezon 6 yarışta sprint formatının kullanılması gündemde. Formatın
takımlar, pilotlar ve seyirciler tarafından beğenilmesi durumunda dahi
bütün bir sezon boyunca her yarışta kullanılması planlanmıyor.
Sprint yarışlarıyla ilgili en büyük kafa karışıklığı Formula 1’in
gelenekselleşmiş düzenine ve ruhuna uygun olup olmaması ile ilgili. Bir
yarış hafta sonunun tek bir yıldızı olması gerektiğini düşünen
sporseverlerin sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Sprint yarışı ilgiyi
grand prix’nin payından mı çalacak, yoksa ek bir heyecan mı katacak? Bu
soruyu cevaplamak için üç sprint yarışının da tamamlanmasını beklemek en
doğrusu.
Bizi neler bekliyor?
Bu hafta sonu takımların nasıl reaksiyon göstereceği büyük merak
konusu. İlk kez deneyimleyecekleri bu formatta kendilerine avantaj ve
dezavantaj sağlayacak unsurları iyi belirlemek zorundalar.
Öncelikle kapalı park erken başlayacağından ilk antrenman seansını çok
iyi değerlendirmek şart. Her ne kadar sıralama turlarında tek bir lastik
cinsine izin verilse de strateji büyük rol oynuyor.
Red Bull şu anda her iki şampiyonaya da liderlik ediyor. Demir Adam Max
Verstappen bu sezon ortaya koyduğu müthiş performansla Hamilton’ın 32
puan önünde yer alıyor. Takımıyla yakaladığı müthiş uyumu, sıralamalarda
gösterdiği performans, harika kalkışları ve istikrarlı sürüşüyle
Hamilton zaferlerinden bir miktar uzaklaşmak isteyen izleyiciler için
bulunmaz bir velinimet. Yeni gözdemizin takım arkadaşı, lastik korumada
bir dünya markası Sergio Perez, bu özelliğini lehine kullanabilirse bize
oldukça güzel anlar izletebilir.
Diğer yandan son yıllarda Formula 1’i adeta domine eden Mercedes ve
Lewis Hamilton’ın bu sezon kendilerinden beklenmeyen bir performans
düşüşü yaşadığını görebiliyoruz. Verstappen ile farkın daha fazla
açılmaması adına bu hafta sonu Lewis Hamilton için kritik bir öneme
sahip. Kendi evinde yarışacak olan Sir, Euro2020 hayal kırıklığı üzerine
İngiliz taraftarın umutlarını şampiyona adına yeşertmeye çalışacaktır.
Kimsenin daha önce deneyimlemediği yepyeni şartlara 7 kez dünya
şampiyonu tecrübeli isimden başka kim en iyi şekilde reaksiyon
gösterebilir ki? Müzmin ikinci pilot Valtteri Bottas ise bu sezonki kötü
gidişata dur diyebilecek mi? Bekleyip göreceğiz.
McLaren’da Lando Norris hepimizin olduğu gibi geçtiğimiz grand prix’de
Orange Army’nin de gönlünü fethetmeyi başarmıştı. Bu sefer gerçekten
kendi evinde, kendi taraftarının önünde yarışacak olan genç pilot,
İngiltere-İtalya finalini Wembley’de takip etmiş, maç çıkışında gaspa
uğramıştı. Bu hafta sonunun yeni formatla birlikte bütün pilotlar için
mental anlamda zor geçeceğini düşünürsek, gridin sempatik ismi için
işler biraz daha zor görünüyor. Takım arkadaşı Daniel Ricciardo ise bu
sezon istediği performansa henüz ulaşamadı.
Ferrari’de Charles Leclerc yeni formatla birlikte fark
yaratabileceklerini düşünüyor. Ferrari bu sezon mevcut aracı daha iyi
anlamak için çaba sarf ediyor. Tifosilerin göz bebeği kısa sürede doğru
ayarları bulmanın avantaj yaratacağını düşünüyor. Carlos Sainz ile
birlikte mini yarış boyunca aracın sınırlarını zorlayabilecekler. İki
pilot da, Silverstone'da pist yapısından dolayı lastik aşınması sorunu
yaşayacaklarını düşünüyor.
Gridin 6. sırasının bu sezonki müdavimi Pierre Gasly sıralama
turlarındaki formunu sprint yarışlarında da koruyabilecek mi, merak
konusu. Bundan daha merak edilen bir konu varsa, o da Tsunoda’nın sprint
yarışındaki olası maceraları.
Aston Martin, Alpine ve Alfa Romeo’da ayaklı tecrübeler Vettel, Alonso
ve Raikkonen takım arkadaşlarıyla birlikte yeni formatta bir fark
yaratabilirler. Kaybedecek çok fazla şeyi bulunmayan pilotlardan
sürprizler beklemek sıra dışı olmaz.
George Russell, Hamilton ve Norris ile birlikte kendi evinde yarışacak
olan bir diğer pilot. İsmi sık sık Mercedes’le anılan sürücü, sprint
yarış formatının Williams için iyi olup olmayacağı konusunda kararsız.
Williams’ın sıralama temposu bu sezon yüzleri güldürüyor. Russell,
Avusturya GP sıralama turlarında son bölüme kalmayı başarmıştı. Russell
ve Latifi, sprint yarışı herkes için yeni bir format olduğundan şans
bulabilecekleri konusunda umutlu.
Mick Schumacher Formula 2’den bildiği sprint yarışlarıyla ilgili fazla
coşkulu değil. Takım arkadaşı Nikita Mazepin ise tüm pilotların birer
dilek hakkını harcamak konusunda bir uzman: “Lütfen spin’i benden uzakta
atsın!”
Sprint yarış formatı hepimiz için yeni bir heyecan, takımlar ve
pilotlar için yeni bir meydan okuma olacak. Şampiyonluk yarışında ön
sıralar için kritik bir eşik, her zaman öne çıkamayan takımlar için
avantaj olabilir. Minik bir hata bütün hafta sonunu etkileyebilir. Belki
yeni formatı bağrımıza basarız, belki de ölümüne nefret ederiz. Hafta
bitiminde göreceğiz.
Kaynak : Eylül Akbulut - TRT SPOR