Geçtiğimiz sezon şampiyonluğu son haftaya kadar kovalayan Medipol Başakşehir'in takım kaptanı Emre Belözoğlu, "Arda'nın sakatlıkları olmasaydı şampiyon olurduk." dedi.
Emre Belözoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arda Turan'ın her şeyden önce kardeşi gibi gördüğü bir isim olduğunu belirterek, "Arda'nın transferini çok büyük bir mutlulukla karşıladık. Arda adına talihsiz bir sene oldu. 6 ayda kariyerinde yaşamadığı sakatlıkları yaşadı. Eğer Arda, 6 ayda iki sakatlık yaşamasaydı bence biz şampiyon olurduk. Arda bize en az 8-9 puanlık fark yaptırırdı. 6-7 aylık oynamama döneminden gelip, üzerine iki sakatlık kolay değildir. Arda ile ilgili yapılan yorumlara çok fazla katılmıyorum. Hazır gelmemesine rağmen oynadığı 3-4 çok iyi maç olduğunu söyleyebilirim. Arda'nın sakatlıkları olmasaydı şampiyon olurduk." ifadelerini kullandı.Arda Turan'ın 16'dan 10 maça düşen cezasını da değerlendiren Emre, şöyle konuştu:
"Bu kadar yüksek bir cezanın verilmesini hakkaniyetli ve doğru bulmuyorum. Arda bir değerdir. Arda'nın hataları da vardır ama ülkemizde iyi futbolcu yetişmiyor. Büyük futbolcu hiç yetişmiyor. Çok fazla jenerasyonla oynadım, Arda'nın kıymetini bilmeliyiz. Arda'nın da herkese cevap vereceği yerin saha olacağını bilmesi gerekiyor. Arda'nın hatalar yaptığını ama ona da haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Arda gelecek sezon sahada herkese bu cevabı verecektir, eleştiriler de bitecektir. Sezon başında inşallah 4 Avrupa maçı oynayacağız. O 4 maçta Arda ses getirecek oyunlar oynarsa, 8 haftalık cezanın bitmesini iple çekeriz."
- "Hayatımda hiçbir hakemin, ben tekme yerken güldüğünü görmedim"
Emre Belözoğlu, "Şampiyonluğun kırılma maçı hangisiydi?" sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
"Özellikle deplasmandaki Galatasaray maçında çok iyi oynamadık. Burada Halil Umut Meler gerçeğini de söylememiz gerekiyor. İlk defa bu cümleleri kuracağım. Hayatımda hiçbir hakemin, ben tekme yerken güldüğünü görmedim. O günkü Halil Umut Meler'i hayatım boyunca unutmayacağım. O da bunu iyi bilsin. Bizi orda çok ezdirdi. Biz tekme yerken güldüğünü de gördük. Galatasaray galibiyeti haketti. Galatasaray maçı ve içerdeki Sivas beraberliğimiz şampiyonluğu belirledi. Oyuncu profili olarak rakiplerimize yakınız ama camia olarak gerideyiz. Hakem, taraftar, medya bunlar da şampiyonlukta etkin rol oynar. Bunları net hissetmedik. Her sene üstüne koyuyoruz. Gelecek sene bu zamanlarda belki bir röportaj yapıp, şampiyonluğun nasıl geldiğini konuşuruz."
- "Şampiyonlukla futbolu bırakırsam mükemmel bir veda olur"
Deneyimli futbolcu, kulüp başkan Göksel Gümüşdağ'ın "Emre'nin bırakmasını istiyorum" açıklamasından 2 gün sonra sözleşmesinin uzatılmasını ise "Sayın başkanımız, beni bazen benden fazla düşünen bir ağabeyimdir. Saha içindeki hal ve tavırlarımdan en başta o rahatsız oluyor. Aramızdaki hukuka binaen açıklamalar yaptı. Bırakmamı isteselerdi yine bu ailenin içinde kalacaktım. Başkanla bu konuyu hiç konuşmamıştık, görüşmemizden 1 gün önce televizyonda böyle bir bağlantı olunca bazı yanlış anlaşılmalar oldu." sözleriyle açıkladı.
Kendinde en az 1 sene daha futbol oynayabilecek gücü hissettiğini aktaran 37 yaşındaki futbolcu, "Doğru bir karar verdiğimizi düşünüyorum. Şampiyonlukla futbolu bırakırsam mükemmel bir veda olur. Bazı şeyleri tadında ve zirvede bırakmak önemli. Büyük konuşmak istemiyorum ama büyük ihtimalle bu sene son senem olur. 37-38'li yaşlarda futbol oynamak kolay değil. İki-üç yaş küçük arkadaşlarımı halı sahaya çağırıyorum, halı sahaya bile gelmiyorlar." şeklinde konuştu.
- "Hiçbir zaman derviş olduğumu iddia etmedim"
Emre Belözoğlu, "Saha içinde yaptığınız agresif hareketler tepki alıyor..." sözleri üzerine ise, şu ifadeleri kullandı:
"Tepki olacaktır. 12-13 yaşında neysem aynı devam ediyorum. Sahada duygularını kontrol edemeyen ama samimi biriyim. Bunu değiştirmeye çalıştığım çok zaman oldu. Performansıma olumsuz yansıdığı dönemler de oldu. Hatalarımdan dolayı da özür dilemekten hiç geri durmadım. Pişman olduğum çok şey oldu. Ama bu benim, insanız, başarıya giderken sırtınızda yük hissediyorsunuz, bazen doğru kararlar veremiyorsunuz. Hiçbir zaman derviş olduğumu iddia etmedim. Hataları bilinçli, birilerini acıtmak, üzmek, haksız bir kazanç elde etmek için yapıyorsak bunda sıkıntı var. Bu saydığım hiçbir şeyi hayatım boyunca yapmadım. Ben olduğum için yaptım."
"Hakkınızda en fazla yapılan yorumlar, 'Saha dışında tanısanız çok seversiniz' ve buna bağlantılı olarak 'Banane saha dışından, oturup birlikte sohbet mi edeceğiz.' Bu yorumlara katılıyor musunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Sahanın dışında da birisi bana arkadan tekme atsa, sırtıma tükürse aynı şeyler olabilir. Sahada bazen haketmediğiniz şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Sizden yaşça küçük hakemlerin tavırları olabiliyor. Sahanın içinde kimse kimseyi birbirinden üstün görmemeli. Hakem de dahil. 22. senem oldu kimseye üstten bakmadım, kimseyi de üstün görmedim. Emre Belözoğlu olduğu için başka karar verilmemeli. Emre olmayınca daha adil davranılmamalı. Özellikle son 5-6 haftada Başakşehir'de bunu hissettim. Bu da bende ciddi bir rahatsızlık oluşturdu. İnsanlar beni televizyon ve gazetelerden görüyorlar. Tasvip edilmeyen davranışlarım olduğunda insanların benimle alakalı olumsuz düşüncelerinin oluşması çok doğal."
- "Birçok kararın ben olduğum için verilmediğini düşünüyorum"
Medipol Başakşehir Kaptanı, "Emre Belözoğlu hakemler tarafından kollanıyor" iddiaları hakkında ise şu açıklamayı yaptı:
"Hakemlerle ne konuştuğumu çok iyi biliyorum. Hakemlerin rahatsız olduğu konuların da farkındayım. Hakemlerle konuşurken ağzımdan kesinlikle kötü bir şey çıkamaz. Çünkü federasyonun görevli kıldığı kişi o. Hakeme gidip hakaret edersen, kim olursanız olun sizi cezalandırır. Ben konuşurken mimiklerim öyle algılandığı için sanki hakemler beni koruyormuş gibi bir algı oluşabiliyor. Ben tamamen tersini düşünüyorum. Birçok kararın ben olduğum için verilmediğini, birçok kararın da ben olduğum için verildiğini düşünüyorum. O yüzden hayatımda ilk kez bir hakemin ismini verdim. Hayatım boyunca haketmediğim bir şey istemedim ama haketmediğim birçok şeye maruz kaldım. Çoğu hakeme sevgim var ama son 5-6 haftalık periyotta çok etkilendiler. Niyetlerinden gram şüphem yok ama kulübümüz üzerinde ben merkezli, Fenerbahçe'de olduğu gibi, bir algı oluşturuldu ve onlar da bundan etkilenmediler desem yalan olur."
- "Galatasaray şampiyonluğu haketti"
Sezonu da genel olarak değerlendiren Emre Belözoğlu, Galatasaray'ın hakettiği bir şampiyonluğu elde ettiğini söyledi.
Emre, "Galatasaray şampiyonluğu haketti. İçeride bütün rakiplerini yendi. Şampiyonluğu hak etmeyerek kazanamazsınız. Galatasaray'ı tebrik ediyorum. Galatasaray sezona çok iyi başladı ve bitirdi. Bunu iyi yapan takım şampiyon olur." dedi.
Eski takımı Fenerbahçe'nin performansını da değerlendiren deneyimli futbolcu, "Aykut Kocaman bu ligi çok iyi tanıyan bir teknik adam. Aykut Hoca rakiplerini yakalayabileceği durum olduğunu söylediğinde ya da Galatasaray'ın puan farkının suni olduğunu söylediğinde insanlar ne yazık ki olay gerçekleşmeden inanmak istemiyorlar. Bu sene hemen hemen her kadro birbirine yakındı. Fenerbahçe kendi sahasında bizim gibi çok puan kaybetti. Galatasaray bu hatayı yapmadı. Beşiktaş iki kulvarda gitti bu kolay değildir, bunun sıkıntılarını yaşadılar. En motive olan takım ipi göğüsledi." yorumunda bulundu.
Emre, sezona damga vuran futbolcuların ise Bafetimbi Gomis ile Edin Visca olduğunu aktardı.
Emre Belözoğlu, iki ön eleme oynayacakları UEFA Avrupa Ligi'nde başarılı olmayı hedeflediklerini vurgulayarak, "Gruplara kalmak gelecek takımlara da bağlı. Geçen sene Beşiktaş'ı ve diğer Türk takımlarını rahatlıkla elemiş Club Brugge'ü eledik. Sevilla'yı da eleyebiliyorduk. Bu takımlara diş geçirmek kolay değildi ama biz bunu başardık. Neredeyse Şampiyonlar Ligi'ne de kalıyorduk. Belki de Türk futbol tarihinde bu ilk kez olacaktı. İkinci olup Şampiyonlar Ligi'ne katılmak kolay bir şey değil. Bu sene hedefimiz Avrupa Ligi gruplarına katılmak." sözlerine yer verdi.
- "Milli takım en iyilerin olduğu yerdir"
Deneyimli futbolcu, "Milli takımda gençleştirme operasyonu" düşüncesine katılmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Milli takım en iyilerin olduğu yerdir. Bir oyuncu yalnızca genç diye milli takımda oynatılmaz, yaşlandı diye de oynatılmazsa o da doğru olmaz. Lucescu geçen sene beni 37 yaşında çağırdı, ben de elimden geleni yaptım. Milli takıma ait olma duygusunu tekrar kazanmamız gerekiyor. Maalesef iyi oyuncu yetiştiremiyoruz. Geçmişte Sergen, Oğuz, Tugay Abi vardı. Merkez orta saha diyebileceğimiz çok değerli oyuncular vardı. Bu kabiliyette oyuncumuz fazla yok. Geçmişte daha büyük oyuncular vardı."
- "Salah'ı çok sevdiğim için ona objektif bakamıyorum"
Emre Belözoğlu, dünya futbolunda son dönemde en beğendiği oyununun Liverpool forması giyen Mısırlı Muhammed Salah olduğunu söyleyerek, Şampiyonlar Ligi finalindeki sakatlığıyla ilgili olarak şöyle konuştu:
"Salah'ı çok sevdiğim için ona objektif bakamıyorum. Salah'ı çok seviyorum ve beğeniyorum. Salah'a sanki İslam dünyasını temsil ettiği için de ayrı bir sempatim var. Futbolun içinde bunlar var. Bazen büyük oyunculara karşı bu sertlikler yapılıyor. Ramos da zaten sert bir oyuncu. Bilerek Salah'ı sakatlamak için bu faulü yaptı demek çok hakkaniyetli olmaz. Bence Ramos bile Salah'ın sakatlanarak oyun dışında kalmasını istemezdi. Çok ters düştü, inşallah Dünya Kupası'na yetişir ve Salah'ı orada izleriz, Mısır'ın başarılarına Salah oynadığı için sevinelim."
Emre, Dünya Kupası'ndaki favorilerini ise "Almanya, Brezilya ağırlıklı ama fantezi olursa Belçika'yı işin içine katabilirim. Belçika'nın çok kaliteli kadrosu var, bireysel yeteneklerini takım oyununa yansıtırlarsa her takımı yenebilirler." sözleriyle açıkladı.
- "Kale almamam gereken futbolcuların oyununa düşüp, kırmızı kartlar gördüm"
Emre Belözoğlu, futbol kariyerinde en üzüldüğü anları ise "Fenerbahçe'de son dakikada, son maçta kaybettiğim şampiyonluklar, Başakşehir'de iki senedir kaybettiğimiz şampiyonluklar. Bireysel girdiğim diyaloglar, saha içinde gereksiz insanlara verdiğim değerler. Kale almamam gereken futbolcuların oyununa düşüp, kırmızı kartlar gördüm." sözleriyle anlattı.
Fenerbahçe Kongre üyesi olduğunu hatırlatan Emre, hafta sonunda yapılacak başkanlık seçiminde, her kongre üyesi gibi oyunu kullanacağını belirterek, "Ben her kongre üyesi gibi gidip oyumu kullanacağım. Fenerbahçe için en hayırlısı olduğunu düşündüğüm gibi davranacağım. Eşim de kongre üyesi o da oyunu kullanacak." şeklinde konuştu.
- "Eski iftarları, eski Ramazanları çok özlüyorum"
Ramazan ayını her Müslüman gibi elinden geldiğince dolu dolu yaşamaya çalıştığını dile getiren Emre, şu ifadeleri kullandı:
"Çocukluğum Yedikule'de İmrahor'da geçti. Daha sonra Zeytinburnu'na taşındık. Çocukluğumda sokaklarda masalarımız olurdu, komşuların kimisi börek yapardı, kimisi çorba, kimisi su, kimisi hurma getirirdi. Kalabalık içinde iftar yapmayı çok severdim. Keşke onları tekrar yaşayabilsem. Ara sıra akşamları Yedikule'ye gidiyorum, tanımadığım insanlar sokaklarda, başka bir jenerasyon ve insanlar gelmiş. Eski insanlar gitmişler. Zeytinburnu ve Yedikule ile alakalı çok güzel anılarım var. Eski iftarları, eski Ramazanları çok özlüyorum. Elimden geldiğince ruhumu Ramazan'da dingin tutmaya, motive olmaya çalışıyorum. Aile büyükleri ile iftarları ve sahurları yaparak Ramazan'ı her Müslüman gibi elimden geldiğince yaşamaya çalışıyorum."
- Emre Belözoğlu'nun en iyi 11'i
İtalya, İngiltere ve İspanya liglerinde de oynayan deneyimli futbolcu, birlikte oynadığı en iyi 11'i şöyle açıkladı:
"Kaleye Taffarel, sağ bek Zanetti, sol bek Roberto Carlos, stopere Cannavaro ve Godin'i koyarım. Orta sahaya Davids ve Seedorf olabilir. Sol tarafa Recoba, forvet arkasına Falcao, öne Ronaldo, sağ tarafa da Michael Owen'ı koyabilirim. Biraz forvet takımı oldu ama iç sahada iş yapar. Deplasmanda farklı bir takım koyarım. Bu benim iç saha takımım. Hagi'yi unuttuk. Onu da orta sahaya bir şekilde koyarız."
Emre Belözoğlu son olarak geçtiğimiz sezon başında Medipol Başakşehir'den Roma'ya transfer olan Cengiz Ünder'in başarısına şaşırmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Cengiz bizle ilk antrenmana çıktığında, potansiyelini gördüğümüzde, Cengiz'le alakalı hayallerim bunlardı. İnşallah bunun da ötesi var. Cengiz'e attığı gollerden sonra, 'Ne güzel gol attın' dediğimde, 'Bu golleri maçtan önce kalemle çiziyorum' demişti. Bir oyuncunun ne kadar kendini maça hazırladığını gösteren örnektir. Cengiz henüz hayal ettiğim noktaya gelmedi. İnşallah hep birlikte göreceğiz."
0 yorum :
Yorum Gönder