Süper Lig'de en çok kullanılan formasyon 4-2-3-1. Geçen sezon 18 takımın 12'si maçlarının yarısından fazlasına 4-2-3-1 ile çıktı. Bu sezon da değişen bir şey yok. Peki bizim teknik direktörlerin kaç tanesi Juanma Lillo'yu tanıyordur?
Juanma Lillo, dünya futboluna 4-2-3-1 formasyonunu kazandıran teknik direktör. 2017'den bu yana ara verdiği Avrupa futboluna Manchester City ile geri dönüş yaptı. 2016/17 sezonunda Sevilla'da Jorge Sampaoli'nin yardımcılığını yapan Lillo, şimdi de City'de Guardiola'nın yardımcısı olacak. Guardiola için onun yeri ayrı. O konuya geleceğiz. Ama önce Lillo ve 4-2-3-1'in icadına değinelim.4-2-3-1'i keşfeden adam
Juanma Lillo, 1991/92 sezonunda İspanya İkinci Ligi'nde mücadele eden Cultural Leonesa takımını çalıştırıyordu. O sezon, 4-2-3-1 formasyonunu keşfetti. Lillo'nun Sid Lowe'a verdiği röportajda o günlere dair sözlerini, Türkiye'den Futbol Akademi ekibinin yaptığı çeviriyle dinleyelim:
"O zamanlar ne hissettiğimi hatırlayamıyorum ama topun önündeki futbolcuların daha mobilize olmalarını ve rakip kaleye daha yakın olmalarını istiyordum. Dört hücumcu ama rasyonel bir saha parselasyon içinde. Topu rakip kaleye yakın kazanabilmek için çok çok önde basardık. Temelde üç merkez orta saha istedim. Elimdeki oyuncuların niteliğinden etkilenerek iyi işleyecek alansal bir dağılım yaratmaya çalışıyordum. Ve senelerce herkes kullandı. İyi bir sistem olduğunu düşünüyorum. Asıl mesele şu aslında; etiketlemek ve 'şeylere' isimler uydurmakla ilgili bir takıntı var. Madem öyle ben de buna 4-2-3-1 adını verdim."
Pratisyenliği zayıf ama mükemmel bir teorisyen
Tahmin edeceğiniz gibi Lillo, karmaşık cümleler kurmayı seven birisi. Ve o 37 senelik kariyerinde hiç kupa kazanamamış bir teknik adam olarak pratisyenliği zayıf ama mükemmel bir teorisyen. Özellikle Sampoli ve Guardiola onun teorilerini sahaya doğru yansıtarak başarıya ulaştılar. Yine 4-2-3-1'i nasıl keşfettiğini anlattığı bir başka röportaja bakalım. Jonathan Wilson'ın harika 'Futbol Taktikleri Tarihi' kitabındaki sözleri aslında oyuna bakışını da anlamamızı sağlıyor:
"Niyetim baskı yapıp topu ileride kazanmaya çalışmaktı. 4 forvetle oynamanın, bulabildiğim en simetrik yolu buydu. En büyük avantajlarından biri, forvetleri ileride oynattığınız zaman orta saha ve savunmanızı da ileriye çıkarıyordunuz. Böylece bundan tüm takım faydalanıyordu. Ama bunun için doğru oyunculara sahip olmalısınız. Çok ama çok hareketli olmalılar. Ve topu aldıklarında onunla oynayabilmeliler. Pres yapmak için oynamak yerine, oynamak için pres yaptıklarını unutmamalılar."
Onu en iyi Guardiola anladı
Lillo'nun İspanya İkinci Ligi'ndeki bu düşünsel devrimi oyuncular tarafından hoş karşılanmamıştı. Aklındakileri oyuncularına anlattığında herkes sanki bir uzaylı görmüş gibi tepki vermişti. Belki oyuncuları onu anlayamadı ama aynı yıl Barcelona A takımı forması giymeye başlayan Guardiola onu en iyi anlayanlardan bir tanesi oldu.
Lillo'nun Leonesa'daki taktiksel keşfi onu Salamanca ile La Liga'ya taşıdı ve ülke tarihinin en genç teknik direktörü oldu. O da Mourinho gibi, Sacchi gibi, Sarri gibi profesyonel futbol kariyeri olmayan teknik adamlardandı. Futbola dair aklı, ayaklarından daha yetenekliydi. Sistem de buna müsade ettiği için yeteneklerini sergileme fırsatı buluyordu. Ülkemizde şu ana kadar olmayan, bundan sonra da olması çok zor bir durum. Çünkü bizim antrenör belgesi alma sistemimiz baştan aşağıya yanlış ve başka bir yazının konusu...
Hayatı Oviedo'da değişti
Salamanca'dan sonra Oviedo'yu çalıştıran Lillo'nun hayatı bu takımdayken değişti. Oviedo ile çıktığı maçların 18 tanesini kaybetmişti ama bir tanesi unutulmazlar arasına girdi. Eylül 1996'da, şans bu ya takımı ile çıktığı ilk maçta rakibi Barcelona oldu. Katalanlara 4-2 kaybettiler. Beklenen bir sonuçtu. Maçtan sonra ise enteresan bir teklif aldı. Lillo o günü şöyle anlatıyor:
"4-2 kaybetmiştik ama iyi oynadık. Maçtan sonra soyunma odasındayken kapı çaldı ve gelen Guardiola'ydı. Daha üstünü bile değiştirmemişti. Bana, 'Sizinle biraz sohbet edebilir miyiz' diye sordu. Dünyanın en iyi orta saha oyuncusu ile konuşmayı nasıl geri çevirebilirim? Bana takımımı bir araya getirme şeklimi çok sevdiğini söyledi ve irtibatta kalmak istedi. Profesyonel olarak başlayan bu ilişkimiz daha sonra bundan çok fazlasına dönüştü."
Rota: Meksika
Bu çok fazlasını açmamız lazım. Guardiola, Lillo için 'akıl hocam' 'idolüm' 'ustam' gibi ifadeler kullanıyor. Pep, 2005 yılında futbolu bırakıp 2006'da yeniden döndüğünde sözleşme imzaladığı takım Meksika'nın Dorados ekibiydi. Bilin bakalım Dorados'un teknik direktörü kimdi? Juanma Lillo'nun ta kendisi! Haziran 2007'de Dorados'tan ayrılan Pep, Temmuz 2007'de Barcelona B Takımı'na teknik direktör oldu. Resmi olmasa da Barcelona'da teknik direktörlük yaptığı ilk yıllarda Lillo'dan antrenman bilgileri alıyordu. Hatta 2003 yılındaki başkanlık seçimi sırasında adaylardan Lluis Bassat'in Sportif Direktör adayı Guardiola, teknik direktör adayı da Lillo'ydu. Aralarındaki ilişkinin Lillo cephesinden özeti ise çok basitti: "Pep'i mutlu eden her şey beni de mutlu eder..."
İlk kez resmen bir aradalar
Tanışmalarından bu yana 25 sene geçti ve Lillo, bir kez bile Pep'ten 'iş' istemedi. 1995'te başlayan dostlukları ilk defa 2020 yılında onları iş için 'resmen' bir araya getirdi. Bir süredir Klopp'tan ve Şampiyonlar Ligi'nden 'dayak' diyen Guardiola sonunda kavgaya abisini çağırdı. Kütüphanesinde 10 binden fazla futbol kitabı ve dergisi olan Lillo, o sayfalardan çıkaracaklarıyla Guardiola'yı yeniden zirveye ulaştırmaya çalışacak.
Kaynak: Serkan Akkoyun / TRTSPOR
0 yorum :
Yorum Gönder