Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü Erol Bulut, birlik ve beraberlikle camianın hasret kaldığı şampiyonluğa ulaşmak istediklerini söyledi. Bulut, yeni transferler Gökhan Gönül, Mert Hakan Yandaş, Caner Erkin ve Filip Novak'ı da yorumladı.
Erol Bulut, yeni sezon ile ilgili planlarını Fenerbahçe Televizyonu’ndaki özel yayında anlattı.Selçuk Yula’nın aramızdan ayrılışının 7.yılı olması sebebiyle kendisine Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Erol Bulut, Fenerbahçemizle ilgili hislerini ve düşüncelerini şu şekilde ifade etti:
Benim bu camiaya gelmemde katkısı olan Başkanımız Ali Koç’a, Yönetim Kurulu’na çok teşekkür etmek istiyorum. Evet, Fenerbahçe’de futbol oynadığım dönemler çok güzeldi; 4 yıl içerisinde 4 kupa kazandım ve bunlardan bir tanesi Şampiyonluk, bir tanesi Cumhurbaşkanlığı Kupası, bir tanesi Başbakanlık Kupası, diğeri de TSYD Kupası’ydı. 100’ün üzerinde lig maçımız oldu, bildiğim kadarıyla 110 lig maçı oynadım ancak sarı lacivertli formayla toplamda 136 maç oynamış oldum. Tabii ki gururla o formayı taşıdık, bugün de onun gururunu ve heyecanını yaşıyorum. Bunu gerçekten anlatmak çok zor, kolay değil. Çünkü o mutluluk çok farklı bir şey. Şimdi de hedefimiz teknik direktör olarak futbolcularımız ve camiamızla birlikte başarmak.
ÖNEMLİ OLAN BU SENE FENERBAHÇEMİZ İLE NELER BAŞARACAĞIMIZDIR
Fenerbahçe gibi Türkiye’nin en büyük kulübünde teknik direktör olmanın kolay olmadığını, fakat Kulübün ve camianın da beklentilerinin farkında olduğunu ifade eden Erol Bulut, “3 senelik teknik direktörlük görevimde zorluklarla başlayan ama sonucu güzel biten bir süreç oldu. Biten dediğim Alanyaspor süreci olumlu bitti ve şimdi Fenerbahçe’ye gelmemiz. Tabii bir takıma yeni gidiyorsunuz ve yardımcı antrenör olarak başlayıp ‘teknik direktör’ olma kararını verdikten sonra zor bir süreç başlıyor, sizin için. Bu kararı vermek kolay değil ama teknik direktör olmak istiyorsanız bazı şeylere net bir şekilde karar vermeniz gerekiyor. Biz de o kararı doğru zamanda aldığımızı düşünüyoruz. Ekibimle birlikte güzel işler yaptık. Malatyaspor’da takımı 5.sıraya, Avrupa sıralamasına kadar getirme başarısı elde ettik. Ondan sonra Alanyaspor’daki sürecimiz başladı ve güzel bir başlangıç oldu. Sezonu kupayla tamamlamak isterdik ama maalesef bunu başaramadık. Ama güzel bir sezon yaşadık, inişli çıkışlı olan bir sezon. Orada da ilk 5’in içerisine girme başarısı elde ettik. Nitekim yine bir takımı Avrupa yoluna getirme başarısı elde etmiş olduk. Önemli olan bu sene Fenerbahçemiz ile neler başaracağımızdır. Burada da zaten hedefimiz belli; büyük bir camiada, Türkiye’nin büyük bir kulübünde teknik direktör olmak kolay değil ve bunun bilincindeyim. Ancak hedeflerimin de bilincindeyim. Kulübümün hedeflerinin ve camiamızın beklentilerinin bilincindeyim. İnşallah umduğumuz, istediğimiz ve yıllardır hasret kaldığımız şampiyonluğu bu sezon sonunda buraya kazandırma mutluluğunu yaşarız.” dedi.
RAKAMLAR VE İSTATİSTİKLER FUTBOL ANLAYIŞIMI ORTAYA KOYUYOR
Malatyaspor ve Alanyaspor’daki teknik direktörlük kariyeri süresince ortaya koyduğu rakamlar ve istatistiklerin sahip olduğu futbol anlayışına işaret ettiğini dile getiren Teknik Direktörümüz Erol Bulut, “Tabii ki rakamlar ve istatistikler çok önemli ama yorum yapanlar her konuştuklarında sürekli defans oynattığımı ifade ettiklerinde yanlış düşündüklerini sizin de söylediğiniz gibi istatistikler ortaya koyuyor. Nitekim rakamlardan ve istatistiklerden bunu net olarak görüyoruz. Zaten benim hiçbir zaman öyle bir tarzım olmadı, Malatya’da da aynı şekilde gerçekleşti. Orada da ikinci sezonda en çok gol atan 5., en az gol yiyen 5.takımdık. Yeni gittiğim takım Alanyaspor’la bunu daha da geliştirdik ve en az gol yiyen 2.takım ve en çok gol atan 3.takım olduk. Bu da zaten net ortada, hücum oynadığım bir teknik ekibim vardı. Sürekli o şekilde çalışmalarımızı sürdürdük. Rakibin birinci bölgesinde baskıyı kurup, topu hızlı bir şekilde kazanıp gol bulma yollarına girmeye çalıştık. Şükürler olsun bunu bu sene Alanyaspor'daki futbolcularımız iyi başardılar. Bu şekilde devam edecek. Benim felsefem bu; hücum futbolu oynatmak. Evet, topa sahip olmak bazen çok önemli ama her zaman bu değil. Çünkü her zaman topa sahip olup maç kazanacağım diye bir yol yok. Bazen topa az sahip olursunuz ama maçı kazanırsınız. Bunu iyi belirlemek, uygulamak gerekiyor. Çalışmak gerekiyor, en önemlisi o. Çalışma açısından zamanımız zaten kısa. 4 haftalık bir zamanımız olacak.
4 HAFTALIK YOĞUN BİR PROGRAMIMIZ OLACAK
Yeni sezon hazırlık programıyla ilgili bilgi veren Bulut, "8'inde başlıyoruz. 10 günlük sürecimiz İstanbul'da olacak, ondan sonra Topuk Yaylası'na gideceğiz. Orada 11 günlük bir periyot yaşayacağız. Ondan sonra İstanbul'a dönüp ufak bir turnuvamız olacak. Daha sonra lig haftasına girmiş olacağız. 4 haftalık yoğun bir program olacak. 4 haftada futbolcularımızla hücum anlamında, defans anlamında ne istiyoruz bunların çalışmaları olacak. Önemli olan futbolcularımıza bunları doğru aktarabilmek ve futbolcularımızın istediklerimizi sahada çabuk uygulamaları. İnşallah bunu başaracağımıza inanıyorum." dedi.
DURAN TOPLARIN ÖNEMİNİ BİLMEK GEREKİR
Çalıştırdığı takımlardaki istatistiklerle ilgili de değerlendirmeler yapan Teknik Direktörümüz Erol Bulut, "Herkesin analizi farklı doğrultuda. Nelere baktıklarını bilemiyorum. Benim ekibimde bu doğrultuda, aynı bu şekilde sezon boyunca hazırlattığımız bir grafik var. Siz de bu grafiği en iyi şekilde hazırlamışsınız. Her şey ortada. İnşallah bunun üzerine koyarak daha iyi bir sezon Fenerbahçe dönemimizde taraftarımıza, camiamıza yaşatırız. İstatistikleri gördüğümde şaşırmıyorum çünkü bunları sürekli çalışan bir ekiptik. Hafta içi hem hücum hem defans anlamında, duran toplarda bunlara sürekli çalışan bir ekiptik. Ne kadar önemli olduğu zaten buradan ortaya çıkıyor. Bazı takımlar hemen hemen hiç duran top çalışmıyor ama ne kadar önemli olduğunu bilmek gerekir. Dünya futbolunda bazen oyunun akışında gol bulamıyorsunuz ama duran toptan bir gol atarak maçı lehinize çevirme şansı buluyorsunuz. Duran top için 'önemli değil' denilmemesi lazım. Her pozisyonun çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Detaylar bazen şampiyonluğu belirliyor." şeklinde konuştu.
Pandemi süreciyle ilgili olarak ise, "Pandemi süreci tüm kulüplerimizi bayağı etkiledi. Ekonomik olarak etkiledi. Futbolcularımızı etkiledi. Mental olarak etkiledi. Futbolcular hiç tatil yapmadan 13 ay boyunca sürekli antrenman içinde oldu. Evden çalıştılar, gruplar şeklinde çalıştılar ama bir şekilde kendilerini her zaman hazır tutmak zorundaydılar. Ligin ne zaman başlayacağı belli değildi. Başladıktan sonra çok sakatlıklar oldu, adele sakatlıkları. Bu süreci biz iyi yönettik." dedi.
Kendi transfer sürecine de değinen Erol Bulut, "Kupa finali bitmeden bir şey yapmak doğru değildi. Ben de hem finale hem lige konsantre olmak zorundaydım çünkü ligde ilk 5'in içine girme hedefimiz vardı, kupada da kupayı kazanma hedefimiz vardı. Maalesef olmadı, Trabzonspor kupayı kazandı. Ondan sonraki süreç biraz daha hızlı gelişti, 2-3 gün içinde zaten transfer sürecini çözmüş olduk." dedi.
Erol Bulut daha sonra bugün açıklanan transferlerimizle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
MERT HAKAN SADECE GOLLERİ VE ASİSTLERİYLE DEĞİL OYUN İÇİ PERFORMANSI VE ÇALIŞKANLIĞIYLA DA ÖNE ÇIKIYOR
Mert Hakan Yandaş Sivasspor'da müthiş bir sezon geçirdi. Zaten Sivasspor onu alt ligden transfer etmişti yıllar önce. Bu sezon güzel bir çıkış yaptı attığı gollerle, yaptığı asistlerle. Sadece gol veya asist değil, oyunun içinde gösterdiği performansla, çalışkanlığıyla öne çıkan bir futbolcumuz. Fenerbahçe'yle anlaşması beni mutlu ediyor. İnşallah burada sistemimizin içinde çok katkı sağlayacak.
GÖKHAN 30’UN ÜZERİNDE MAÇ OYNAYAN BİR FUTBOLCUMUZ
Gökhan Gönül'ü anlatmaya gerek yok. Gökhan'ın Fenerbahçe'de gösterdiği başarılar ortada, Beşiktaş'ta güzel yılları oldu. Yine yuvasına döndü. Zaten Gökhan'ı izlediğimizde bazen kanat mı oynuyor, bek mi oynuyor düşünmemiz lazım. Hücumcu bek, bu önemli. Defans özelliklerini unutmayan bir bek. Yaşına kimse bakmasın çünkü Gökhan son yıllara baktığımızda hep 30'un üzerinde maç oynayan bir futbolcumuz. Ufak tefek sakatlıklar geçirse de takıma çok büyük katkısının olacağını düşünüyorum. Ona da hayırlı olsun Fenerbahçe'deki ikinci dönemi. Bize katkısı kesinlikle olacaktır.
CANER’İN BİZE ÇOK KATKISI OLACAK
Gökhan ile Caner aynı dönemde Fenerbahçe’de bir arada oynadılar. Caner, daha çok yaptığı asistlerle öne çıkan bir arkadaşımız. Hücum anlamında çok etkili olan, dikine pasları, ortaları… Diğer taraftan defansa biraz daha az önem veren bir kardeşimiz. Ama bu bizim açımızdan bir sorun olmayacak. Zaten oynattığımız futbol hücum futbolu olduğundan dolayı onun da bize çok katkısı olacak. Bazı konularda kendisini geliştirecektir. O da bizim çalışmalarımızla, antrenmanlarla olacaktır. Gökhan gibi bize büyük katkı sağlayacak.
NOVAK MÜTHİŞ BİR ÇIKIŞ YAPTI
Novak, Trabzon’da müthiş bir çıkış yaptı. Baktığımızda Trabzon’da genelde hücum futbolu oynayan sağ bekleri ortalıyor; Novak golleri atıyor. İyi bir ofansif futbol oynadılar. Novak bu sene attığı 10 golle kendisini ön plana çıkardı. O da Caner ile birlikte forma savaşına girecek. Hak eden sahada yerini bulacak. Bu her zaman bizde bu şekilde olacak. Formayı kim hak ediyorsa ona teslim edip o şekilde yürüyeceğiz.
TARAFTARIMIZA KELİMELER YETMEZ
Taraftarımıza kelimeler yetmez. Çünkü 12. güç olarak her zaman takımın arkasında olur Fenerbahçe taraftarı. Her yerde, nerede olursa olsun takımı en iyi şekilde destekleyen bir taraftarımız var. Bu formayı giyecek arkadaşlarımız ve biz teknik ekip olarak sezon sonunda şampiyonluğu Kulübümüze yaşatmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Onlardan da bir isteğimiz olacak. Maçlarımızda inişli çıkışlı bir grafik olabilir. Kaybettiğimiz maçlar da olur. İnşallah minimum olur. Onların desteğine ihtiyacımız var. O yüzden ne olursa olsun takımın arkasında olsunlar, futbolcuların arkasında olsunlar. Onlara inşallah güzel, hoş, hücumcu, baskılı futbolu bu sene en güzel şekilde yaşatmaya çalışacağız.
1996’DAKİ MAÇI SOKAKTA İNSANLAR HEP HATIRLATIYOR
95-96 sezonundaki Trabzon karşılaşması müthiş ve zor geçen bir maçtı. Futbolda genelde hep golü atanlar konuşulur. Ama şimdiki futbolda golü atan kadar asisti yapan futbolcu da çok önemli. Müthiş bir maçtı. O yüzden sokakta yürüdüğümde insanlar hep hatırlatıyor. Trabzonspor taraftarları da hep hatırlatıyor. Tabii onların pek hoşuna gitmeyen bir durum. Bizim açımızdan müthiş bir maçtı. İnşallah bu duyguyu sezon sonunda tekrar yaşarız.
BEN DEĞİL BİZ
Ekibimde hiçbir zaman ben olmadı. 3 sene boyunca teknik direktörlük yaptığım kulüplerde sadece biz kelimesini kullanarak yola çıktım. Taraftarımız, yönetimimiz, teknik ekip ve futbolcular olarak bunun üzerinde durmamız lazım. Biz birlikte her şeyi başarırız.
0 yorum :
Yorum Gönder