Sezona arzu ettiği neticelerle başlayamayan Manchester City, teknik direktörü Guardiola’nın “sihirli” dokunuşlarıyla üst üste 19. maçını kazanmayı başardı. Peki, bu sihrin altında ne yatıyor? Cevabını birlikte arayalım...
Geçen sezonu Liverpool’un gölgesinde bitiren, Devler Ligi’nde arzu ettiği başarıları yakalayamayan Manchester City, bu sezona da istediği gibi başlayamamıştı. Farklı Leicester mağlubiyeti, arka arkaya alınan beraberlikler, Tottenham yenilgisi derken artık “devrinin geçtiği” düşünülen Manchester City, üst üste 19. resmi maçını kazanmayı başardı.
Elbette ki, bu başarının üzerinde Pep Guardiola’nın sihirli parmakları bir numaralı etken...
Dönüşüm İlkay’la başladı
Kariyeri boyunca tercih ettiği gibi, bu sezon da özellikle Agüero’nun yokluğunda “forvetsiz” oyun sistemine sıklıkla başvuran Guardiola, arzu ettiği takım bütünlüğünü ve savunma katkısını alabilmesine karşın, oyununun hak ettiği neticeyi skora yansıtamıyor, çoğu maçta fileleri bulmakta zorlanıyordu.
Geçtiğimiz yıllarda, Fernandinho ve Rodri ile kurduğu ikililerle takımı gereğinden fazla “defansif” bir hüviyete bürüdüğü gerekçesiyle İngiliz medyası tarafından eleştirilen İlkay Gündoğan, Guardiola’nın şapkadan çıkardığı ilk tavşan oldu. Eskisine göre daha önde, zaman zaman kanatta konumlanan, “sahte 9” tiplemesiyle sıklıkla ceza sahası ve çevresinde vuruş imkanı yakalayan İlkay Gündoğan, attığı 13 golle hem takımın kanayan yarasına merhem oldu, hem de şimdiden kariyer sezonuna ulaştı.
Manchester City, İlkay’ın serisi başlamadan önce çıktığı son 11 lig maçının 9’unda, maç başı bir golü geçmeyi başaramamıştı.
Oyunun değişimi, savunma performansını zirveye taşıdı
Geçtiğimiz yılı, en az zaaf göstereceği şablonu arayarak geçiren Pep Guardiola, problemin ilk ayağını savunmada görerek yaz döneminde Ruben Dias’ın transferini istedi. Laporte, Stones ve Dias ile iyi bir hat yakalayan İspanyol teknik adam, “forvetsiz” oyunu neticesinde sahada sayısı artan orta saha karakterli oyuncularının da etkisiyle, topu eskisinden de hızlı kazanan ve pres gücü artmış bir takım oluşturdu.
Geçtiğimiz sezon, 25. hafta itibariyle kalesinde 26 gol gören ‘maviler’, bu sezon bu sayıyı 15’e düşürdü. Farklı Leicester mağlubiyeti göz ardı edilirse ekip, ligde maç başına yalnızca 0,41 gol yemiş oldu.
Devler Ligi’nde de 7 maça çıkan Manchester City, ilk dakikalarında geriye düşüp çevirdiği Porto maçı dışında kalesinde hiç gol görmedi. Guardiola’nın öğrencileri, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde tam 617 dakikadır gol yemiyor.
Birçok oyuncu rolüne tam oturdu
Manchester City’de pek çok isim, bu sezon kendisine biçilen rolün hakkını tam olarak vermeyi başardı.
Takımın sağ ve sol bekinde oynayan Cancelo, Guardiola’nın kullanım biçimi gereği, maç içerisinde sıklıkla orta saha oyuncusu gibi oynuyor. Şu ana dek sergilediği performansla beğeni toplayan Portekizli yıldız, son olarak Borussia Mönchengladbach deplasmanında galibiyeti getiren iki golde de kilit pası atan isim olmuştu. Cancelo, bu sezon 6 gole doğrudan katkı verdi.
Gabriel Jesus’tan 9 gol katkısı alabilen, Agüero’nun yalnızca 2 gol ile desteklediği ekip, kağıt üzerinde forvet hattının arkasında oynayan futbolculardan ‘skorer’ çıkarmaya devam ediyor. Toplam 21 gole doğrudan etki eden Raheem Sterling’e, 17 gol ile Phil Foden, 11 gol ile Ferran Torres ve 10 golle de Bernardo Silva destek veriyor.
Geçtiğimiz yıllarca, pasör kimliğinin yanında sıklıkla fileleri havalandırmasına alıştığımız Kevin de Bruyne, bu sezon yalnızca 3 gol atmasına rağmen, yaptığı 15 asistle bu sistemin en önemli dişlilerinden biri olmayı sürdürüyor. Servis yönünü daha ön planda kullanan Belçikalı yıldız, “maç başına asist" oranında da kariyer sezonunu yaşıyor.
UEFA Şampiyonlar Ligi kabusu sona erecek mi?
Pep Guardiola yönetiminde beşinci sezonunu yaşayan Manchester City, geride kalan dört sezonda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalin ötesini görememişti.
2016-2017 sezonunda son 16 takım arasına kalan ve Monaco’ya boyun eğen ekip, ertesi yıl Liverpool’a her iki maçta da mağlup olmuştu. 2018-2019 sezonunda, deplasman golü kuralıyla Tottenham’a elenen Guardiola’nın ekibi, geçen yıl da pandemi koşulları gereği tek maç üzerinden oynanan eşleşmede Lyon’un bileğini bükememişti.
Neredeyse tüm eşleşmelerde, topu hızlı taşıyan rakiplerine karşı savunmada problem yaşayan Manchester City, bu müsabakalarda kalesinde ortalama 2,5’in üzerinde gol görmüştü. Bu yıl, geride kalan sezonlara oranla çok daha iyi bir defansif grafik çizen ‘maviler’, hedeflediği UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını da müzesine götürmenin peşinde olacak.
Hep birlikte, Guardiola’nın haftalardır bileği bükülemeyen ekibinin, yolculuğunu hangi derecelerle sona erdireceğine şahit olacağız.
Kaynak : TRT SPOR
0 yorum :
Yorum Gönder