Bayern Münih'in özel ödemeler dahil RB Leipzig'e 25 milyon euroya çıkacak bir transfer ücreti vererek, gelecek sezon teknik direktörlük görevine getireceği 33 yaşındaki başarılı antrenör Julian Nagelsmann'ı, Tamer İnan kaleme aldı...
Futbolda masalların gerçekleştiği yer İngiltere; projelerin gerçekleştiği yer ise Almanya’dır desek yanlış olmaz. İngilizlerin futbolda sunduğu Leicester City rüyasına Almanların son cevabı Nagelsmann projesi oldu.. Karşınızda Bayern Münih’in müstakbel teknik direktörü: Julian Nagelsman..
Doğum tarihi: 23 Temmuz 1987…
Bir diğer ifadeyle Lionel Messi’den bir ay, Cristiano Ronaldo’dan ise tam iki yaş küçük…
Çocukluğundan beri tepeden tırnağa bir futbol tutkunu…
İlk kariyer kırılması fiziksel…
Yaşı ise henüz 19…
Augsburg için oynarken yaşadığı diz sakatlığı nedeniyle daha bu yaşta futbol kariyerini sona erdi.
Ve ikinci kırılma...
Bu kez daha zor...
Adeta ruhsal bir çöküş: yaşadığı baba kaybı.
Toparlama için ilk şans, aynı zamanda şanssızlığı olan kulübü Augsburg’dan..
Sözleşmesi devam eden genç isimden futbolcu olarak yararlanamayınca
teknik analize oldukça meraklı olan bu genç adama verilen rakip analizi
görevi.
Analizlerini sunduğu isim ise Thomas Tuchel...
Daha onun Jurgen Klopp - Thomas Tuchel zincirine eklenen son halka olacağından henüz kimsenin haberi yoktu...
6 ay sonra o analizlerden etkilenen bir kulüp 1860 Münih...
Ve bu yetenekli gencin alt yapı antrenörlüğüne getirilmesi.
Burada geçirdiği 2 yıl içinde Hoffenheim’ın radarına takılması iki projenin ortak kader yürüyüşü başlamıştı.
Ta o zaman gelen Bayern Münih’in alt yapıda çalışması için teklifini “şimdi değil” diyerek reddetmesi ise başka bir anektod.
Teklif gurur okşayıcı ancak vakitsizdi.
Ve o, zamanlamanın önemini çok erken yaşta anlamıştı.
9. ligden adım adım Bundesliga’ya çıkan bu takımda kalmayı daha doğru buldu.
1 yıl sonra Hoffenheim 28 yaşında hem takımın başında hem de Bundesliga
tarihinin en genç teknik direktörü olarak tarihe geçiyordu.
Her şeyini yakından bildiği Hoffenheim 9 maçta 1 galibiyet ile düşme hattındayken o elimde sihirli değnek var dedi.
Nagelsmann küçük sihirli dokunuşlarına kattığı belki biraz peri tozuyla 14 haftada 7 galibiyetle takımı ligde bıraktı.
Çoğu kendinden büyük futbolcularıyla ertesi yıl, Bundesliga’yı adeta
sallarken ligi dördüncü bitirip bu kasaba takımına Şampiyonlar Ligi
hediye etti.
Almanya’da yılın teknik direktörü seçilirken, saygınlığı da tescilleniyordu.
Hoffenheim onu daha fazla tutamayacağını biliyordu.
Bu projeden bir başka proje takımına Leipzig’e geçiş..
Hoffenheim’ı ligde 4. yapan genç deha yeni kulübünü geçen sezon 3.lük koltuğuna oturttu.
Bu sezonu ise 2. sırada bitirecek gibi.
Ve zirveye bir adım kala beklenen oldu.
10 yıl önce Bayern Münih’in yardımcı antrenörlüğüne hayır diyen o genç
adam hala genç ve bu kez Alman devinin teknik direktörlük teklifine evet
dedi.
Yarım kalan Leipzig projesine 25 milyon avroluk tarihi bir bonservis katkısı yaparak.
33 yaşında ve dahi bir taktisyen olarak niteleniyor.
Tüm takımı yeniden kuran genel teknik adam zihniyetine tepki olarak doğmuş durumda.
Takım içinde yaptığı küçük bir pozisyon ya da oyuncu değişikliği ile olanca dağınıklığı optimum dengeye ulaştırabiliyor.
Minimum enerji ve parayla maksimum verim bir ya da hurdadan teknoloji harikası bir Alman mühendisliğine geçiş...
Bunlara ek olarak oyuncularıyla kurduğu olağan üstü iletişim becerisi…
Evet nasıl Liverpool Klopp ile Chelsea ise Tuchell ile ne kadar önde
ise Bayern Münih de Jurgen Nagelsman ile büyük bir adım peşinde...
Artık bir Alman futbol projesi daha futbolun oyun kurucuları arasında yerini aldı. Kartlar yeniden dağıtılabilir…
Başladığında bebek Mourinho diyenler sonrasında genç Klopp demeye
başladı. O ise benzetmeye gerek kalmayacak şekilde adını başarılarıyla
harf harf zihnimize yazdı.
Nagelsmann’ın futbolda yaptıkları kadar yaşama karşı gösterdiği tavrıyla da alınacak çok ders var.
Belk genç yaşta olgunlaşmasını sağlayan bir takım acı olayların
ardından kaybettiği babası Kipling’in o meşhur şiiriyle dizeleriyle ona
şöyle seslenirdi...
çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
ikisine de vermeyebilirsen değer
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı-turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu
her saatin her dakkasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum adam oldun demektir...
Kaynak: Tamer İnan / TRT SPOR
0 yorum :
Yorum Gönder