A Milli Basketbol Takımı ve Fenerbahçe Beko'nun genç yıldızı Tarık Biberovic'in yükselişini Akın Taş kaleme aldı.
Tarık'ın yükselişinin ve milli takımımızın altyapı başarısının altındaki formulasyonunu açıklamadan önce gayet yaygın bir soru işaretini cevaplamakta fayda var:
Tarık Biberovic daha önce hiçbir A Milli Takımda forma
giymemesine ve altyapıdan gelmesine rağmen neden Devşirme statüsünde
oynamakta?
Cevap : FİBA 'daki kural futboldakinin aksine; altyapılarda u-16' dan itibaren herhangi bir alt yapı milli takım forması giyen oyuncu başka bir milli takımda ancak devşirme statüsünde oynayabilir ve bu hak yalnızca 1 oyuncu için kullanılabilir.
U-16 Bosna Hersek forması giyen Tarık da bundan kaynaklı olarak milli takımda devşirme olarak forma giymekte. Ancak Tarık ile birlikte 2018'de Türkiye 'ye getirilen kardeşi Faruk Biberovic ise şu sıralar Fenerbahçe Beko altyapısında, bu kapsamın dışında ve yerli oyuncu statüsünde.
Hatırlayacağımız üzere bundan 1 hafta önce basketbol milli takımımız Dünya Kupası elemelerinde önce İtalya 'ya boyun eğmiş ardından da son saniye basketi ile İzlanda' yı mağlup etmeyi başarmıştı.
Dışarıdan bakıldığında oldukça normal görünen bu karşılaşmalar bizlere hiç de beklemediğimiz bir sürprizi tanıma fırsatı doğurdu. FİBA ile Euroleague arasındaki takvim sorunundan ötürü birçok ülkenin yıldız oyuncuları bu karşılaşmalarda forma giyemedi ve bu da doğal olarak milli takımlardaki genç oyuncular için kendini gösterme fırsatı anlamına geliyordu. Scottie Wilbekin ve Shane Larkin'in de koç Ergin Ataman ile olan mesafelerinden ötürü 'Devşirme Oyuncu' statüsü hakkını Tarık Biberovic'ten yana kullanan millilerimiz yaptığı bu tercih ile bizlere de bu sayede yeni bir yıldızın doğuşunu izletme fırsatı tanımış oldu.
2001 Bosna Hersek doğumlu genç oyuncu, ilk 2016-2017 sezonunda Spars takımıyla Adidas Next Generation Turnuvası’nda gösterdiği performans ile kendini kanıtladı ve 2018 yılında Fenerbahçe Beko altyapısına girdi. Bu tarihten itibaren çok da forma şansı bulamayan Tarık, İtoudis ile birkaç formda maç çıkarmasına rağmen ilk beşte yerini almakta uzun zaman sorun yaşadı.
Ergin Ataman'ın adeta Rus ruleti oynayarak topu ve takımın liderliğini emanet ettiği bu genç çocuk, önce İtalya karşısında sahanın en skoreri olduğu gibi, İzlanda karşısında bulduğu son saniye basketi ile millilerimize inanılmaz bir galibiyet hediye etmiş oldu.
Fenerbahçe Beko’da koç Saras Jasikevicius'un da takdirini kazanan Tarık Biberovic ;Litvanyalı koçtan da ilk beşi ve topu yönlendirme görevini yavaş yavaş devralmakta.
Geçtiğimiz yıllara nazaran orta seviye şut,rakibin ayağına yönelerek pota altına dribbling ve en önemlisi çok daha kuvvetli bir fiziğe bürünen milli oyuncumuz, Avrupa'da Clyburn tarzı yeni bir uzunun geldiğinin sinyallerini herkese vermeye başladı.Altyapılarda çok net başarılar elde eden bir milli takım jenerasyonumuz olmasına rağmen, bunu a takıma yansıtabilen çok az genç yetenek bulunmakta.
Bu anlamda modern basketbolda baskı ve sorumluluk karşısında sporcunun fundamental'ı da en az fiziksel gelişimi kadar önem kazanmakta. İşte tam bu noktada Tarık gerekeni yaptı ve gerek milli takımımızda gerekse Avrupa'da en elit 4 numara rotasyonlarından birine sahip olan Fenerbahçe Beko'da formayı kapmasını bildi.
Bu güzel gelişmenin arkasındaki mentaliteye de hakkını teslim etmezsek onlara da büyük haksızlık olacaktır. Şu bir gerçek ki, Türk basketbolunda Boşnak ve Balkan ekolü her zaman hayati bir öneme sahip oldu. Mirsad Türkcan'dan, Hidayet Türkoğlu'na, Emir Preldzic'ten Hüseyin Beşok'a, Cedi Osman 'dan Tarık Biberovic' e kadar Balkanlar'dan gelen geniş bir genetik havuza sahip olan millilerimiz, bu lider oyuncular sayesinde dünyada ve Avrupa da bayrağımızı daha yukarılara taşımayı başardı.
Yine aynı şekilde NCAA'de harika bir performans sergileyen Sudan kökenli Adem Bona da bu muhteşem organizasyon sayesinde çok küçük yaşlarda Türkiye' ye getirilerek Türk mentalitesi ile bizleri şu anda yurtdışında temsil etmekte.
Bu konuya eğilen, araştıran, Balkanlar'da ve tüm dünyada bu yetenekleri bizlere kazandıran scout ve antrenör ekibine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Halihazırda altyapıdan bahsetmişken de küçük bir parantezi de Fenerbahçe Beko altyapısındaki Ömer Ege Ziyaeddin için açmakta fayda var.
Tıpkı Luka Doncic'in ilk yıllarında olduğu gibi henüz 16 yaşında A takıma yükselmeyi başaran genç Ömer Ege, ligde oynadığı karşılaşmada çok kısa sürede 6 sayı kaydetmeyi başardı.Bu kadar küçük yaşlarda inanılmaz işler başaran bu çocuklar ile ne kadar gurur duysak yeridir.
Gerek kulüp gerekse milli takım antrenörlerinin onları A takıma entegre etmek adına göstermiş oldukları bu çabayı takdire şayan buluyorum.
Türkiye basketbolu için çok büyük umut vadeden bu genç yetenekler ile milli takımımızın çok ama çok açık olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Umarız ki 78 jenerasyonunda olduğu gibi 2000 sonrası millilerimiz de bu formanın hakkını vererek yeniden bizleri yeni finallere taşır.
Kaynak : Akın Taş / TRT SPOR
0 yorum :
Yorum Gönder