Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, geçmişte çok sayıda şampiyonluk sevinçleri yaşadığını, çok konvoylara katıldım ve çok korna patlattığı belirterek, "Başkan olarak yaşadığım şampiyonluğu tarif edemem, resmedemem" dedi.
Mustafa Cengiz, Doğan Haber Ajansı'nın (DHA) sorularını yanıtlarken, Fatih Terim'den UEFA nezdindeki duruma, mali yapıya ve birçok konuya açıklık getirdi.Bugüne kadar seçim çalışmaları yapamadığını bugünden sonra 26 Mayıs için ekibiyle hazırlanacağını da vurgulayan Mustafa Cengiz şu açıklamaları yaptı: "Şampiyonluğu taraftar olarak çok yaşadım. 20 kere yaşamasam da ömrüm açısından son yıllardaki 10-15 şampiyonluğu hatırlıyorum. Çok konvoylara katıldım, çok korna patlattım. İyi de bir taraftarım. Belli bir seviye ve düzeyde kutladık hep şampiyonlukları. Başkan olarak şampiyonluğu ilk defa kutluyorum. Bu da bana nasip oldu. Şartlar uygun geldi. Bunun için Galatasaraylı bir taraftar olarak çok mutluyum. Bu mutluluğu bana ifade et derseniz ben bunu çizemem, resmedemem çok zor. Şu kadar söyleyebilirim çok mutluyum. Bu mutluluğumu da rakiplere asla saygısızlık yaparak, onları 2'ncil, 3'üncül plana düşecek şekilde kutlamam, ifade etmem. Sadece onlara saygı içerisinde, onları rahatsız etmeyecek şekilde kutlarım. Onu da başkan olduğum için yine kendi içimde kutlamak durumundayım."
"Giydiğimiz ateşten gömlek hafif kaldı nar-ı cehennem gibi oldu"
Göreve gelmelerini ve 4 aylık hizmet süresinde adeta ateşten gömlek giydiklerini hatırlatan Başkan Cengiz, "Sanırım ateşten gömlek hafif kaldı Nar-ı Cehennem gibi oldu. Gerçekten Galatasaray'ın bugüne kadar biriken, ötelenen sorunları bir noktaya geldi. Buna enkaz da dememek gerek. Ciddi sorunlar yumağıydı, özellikle mali açıdan. Sportif sorunlar; doğru transferler yaparsanız, 3 aşağı 5 yukarı başarılı olursunuz. İdari açıdan belki yanlış personel tayinleri ya da yanlış işten çıkartmalar yaparsınız ama onu bir şekilde sağlıklı bir sistemiz varsa mutlaka yerine oturur sistem. Ama mali açıdan bir darboğaz, finans sarmalı içindeyseniz, faiz sarmalındaysanız giderek artan bu mali dar boğazla boğuşmak gerçekten ateşten gömlek olur.
"Uykuyu ve dinlenmeyi unuttuk"
Bu gömleği giydiğiniz anda da size uyku yoktur, uyumak yoktur. Biz yönetimimizdeki geçen bu 4 ayda, ki bu 4 ayı iş gününe getirdiğimizde çok kısa bir süre. Komprime olarak, sıkıştırılmış olarak çalıştık. Hemen hemen 24 saat çalıştık. Rüyalarımızı bile buna ayırdık. Gecenin 3'ünde, 4'ünde uyanıp mesajlar, raporlar yazdık. Çalışanlarımız bunu bilirler. Hangi saatte, nasıl uyanılıp nasıl çalışma olduğunu bilemedik. Çünkü bir sistemle karşılaşmadık. Belli bir sistemle, belli hücrelerin yok olması, işte o hücrelerin tamiri şeklinde bir şey değil. Kimse alınmasın bir önceki yönetim, onu da kastetmiyorum. Onlarda yıldan gelmiş bir sorunlar yumağı. Ülkenin içinde bulunduğu mali sorunlara bağlı faizlerin yüksekliğine bağlı bir sarmaldı. Bunun tümüyle halledilmesi belli bir zaman sürecek. Bu en az bu trendde gidersek yıllık 24 ay dolduğunda biz denk bütçeye ulaşacağımıza inanıyoruz. O zaman ateşten gömleği çıkartıp bahar gömleği giyeceğiz, mali açıdan konuşuyorum bunu. Sportif açıdan hep mutluluk gömleği giyelim ama mali açıdan ateşten gömleği çıkartacağımıza inanıyorum" dedi.
"Sorunlar halının altına süpürülmüş ama bu yükün altından kalkacağız"
Ötelenmiş sorunlarının çok olduğunu söyleyen Cengiz, "2015 yılından ötelenmiş, faiz değil bildiğiniz klasik ödememe emirleriyle karşılaştık. Haciz şeklinde hem de. Bin, 2 Bin, 10 Bin TL'lik onlarca şeyle karşılaştık. Bunu öneme almadık çok. Bu durum göreve geldiğimiz 3.5-4 aylık süreçte markaya daha doğrusu bize yapılacak olan mali desteklere köstek olurdu. Galatasaray'a zarar verirdi. Şu anda bile susma hakkımı kullanarak birçok şeyi söylemiyorum. Şunu anlatmak istiyorum. Ötelene ötelene bir öncekinden bugünlere gelmiş. Ben de aynı şekilde bunları ötelesem bir sonraki gelecek olan yönetimlerin önünden kalamayacak ciddi engeller teşkil eder. Kar topu gibidir, halının altına süpürdükçe o büyür ve ayağınıza takılıp öldürebilir bile. Bu nedenle biz bütün bunları tek tek temizliyoruz. Tek tek de temizlemeye devam ediyoruz. Fakat her an bir yerden bir şey gelebiliyor. Bir bakıyorsunuz, bir mail geliyor. Ekim ayında 650 bin Euro istenmiş üstüne faiz, hiç haberimiz yok. Bu bizim kayıtlarımıza girmemiş. Kasıt mı, kötü niyet mi bilmiyorum. Her şey iyi niyetli olarak görüyoruz ama 700 Bin Euro deyince geçemiyoruz. Bir profesörün yemek yemese ömrü boyunca biriktiremeyeceği bir para. Bütün bunlar bize yük, fakat Galatasaray bunun altından kalkacak güçte. Biz de yönetim olarak bunların altından kalkıyoruz ve camiaya layık bir şekilde mali durumu düzeltmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
"Riva ve Florya'yı elimizden çıkarttık"
Mustafa Cengiz, 'Galatasaray biliyorsunuz evini, barkını sattı amiyane tabirle' diyerek, "Riva ve Florya bizim en önemli aktiflerimizden 2'siydi. Biz bunları elimizden çıkarttık. Belli bir kısmını harcadık bitirdik, belli bir kısım geliri de bekliyoruz. Öyle çok yüksek bir gelir de bu şartlarda görünmüyor. Biz buna karşılık olarak Tekno Kent Projesi, Türkiye'de ilk defa bir spor kulübü tarafından uygulanan ve hükümet tarafından da kabul edilebilecek bir proje halinde. Resmi başvurumuzu yaptık. Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Bey ile de görüştük. Onun da tam desteğini aldık. Bu seçimler sürecinde biraz bekleyecek ama, finalize olacağına inanıyoruz. Bu proje nedir. Özellikle gelişmekte olan ülkemizin donanım ve yazılımında alt yapı hazırlayan kurumlara devletin desteğidir. Tekno parklar yaratılıyor. Bunlar bir anlamda silikon vadisi oluyor" dedi.
"Florya ve Riva'nın yerine mutlaka bizim aktifler koymamız gerekiyor"
Sportif başarıları mali olarak taçlandırmaları gerekteğini söyleyen Başkan Cengiz şöyle konuştu: "Camianın gücünü atıl kapasitesini hareke geçirmemiz gerekiyor. Bunlardan en önemli olarak bizim kaybettiğimiz bir aktifimiz var. Florya ve Riva. Florya ve Riva'nın yerine mutlaka bizim aktifler koymamız gerekiyor. Bunun için de biz, şu anda bir tekno kent projesi bir de Sancaktepe Projesi için çalışıyoruz. Tekno Kent Projesi çok yeni bir proje. Sayın Devlet Bakanımız da sahip çıktı. Kendisine Ankara'da anlattık. Türkiye'de alışılmadık bir proje."
"Teknokent ve Sancaktepe projeleri ile kaynak sağlayacağız"
Başkan Mustafa Cengiz, sarı-kırmızılı kulübe kaynak sağlamak adına Teknokent ve Sancaktepe projelerinin olduğunu, Mecidiyeköy'de ise 2 yılda bitirileceğinin ve yılda 5 milyon Dolar kazanılacak atıl halde bulunan otelin olduğunu ifade etti. Neredeyse 4 yıldır tamamlanamayan otel ve kapalı spor salonunu teknokent projesine alarak yılda 4 milyon Dolar'ın üzerinde gelir beklediklerini söyleyen Başkan Cengiz, "Otel olarak değil ama Teknokent projesine alacağız ve teknolojik firmalara oraları kiralayacağız. O firmalar da spor endüstrisi ile futbol topundan ayakkabıya, yazılıma alan neye uygunsa onu yapacaklar yazılım ve donanım anlamında. Burada kapalı spor salonu projemiz var. Kapalı spor salonunda bütün basket maçlarını 4'lü Final'e bile kalsanız 38 tane maç yapabiliyorsunuz. Geri kalan günler ölü gün. Bunu harekete geçirmeniz lazım. Daha önceden düşünülmüş alt katlarda galeri açalım otomobil satalım, bu da yetmez. Ulaşım açısından henüz burası istenilen seviyelerde değil. Yapısal olarak istenilen seviyelere geldi" dedi.
"Ali Sami Yen Kompleksi bulunduğu alan çevresinde 5 milyar dolara yakın bir cazibe merkezi oluşturuyor"
Ali Sami Yen Kompleksi'nin bulunduğu alan çevresinde 5 milyar Dolar'a yakın bir cazibe merkezi oluşturduğunu kaydeden Mustafa Cengiz, "Henüz istenilen popülasyonda alış veriş yürüme mesafeli şeyler oluşmadı. O zaman bunda yapılması gereken en önemli şey, basket maçları dışında Teknopark için kullanmak. Onu da inşallah kullanacağız. 16 bin 500 metrekare onun için oteldeki kapalı alanımız 30 bin metrekareye yakın. Bunu da yine kiraladığımızda, bittiğinde buradan minimum 3 milyon Dolar'a yakın bir gelir bekliyoruz. Biz yılda minimum 8 milyon Dolar bir geliri Teknoparktan elde edebiliyoruz. Sancaktepe'ye gelince. Bize bir arazi gerek. 1453 sporcumuz var ve olimpik sporlarda faaliyet gösteriyoruz. Türkiye'de Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi kulüpler bir misyon almış durumda bu misyonla da Türk gençlerini yetiştiriyorlar. Futbolda altyapıda akademilerden başlayan ve Şampiyonlar Ligi'ne giden takımımız var. Profesyonelleşiyor U17-18-19'dan itibaren. Fakat bizim bir basketbol, voleybol, yelken, su sporları, judo gibi dallarda bizim bir altyapımız var. Bu sadece tek branşta da değil. Hem kadınlar hem erkekler hem de belli yaş gruplarında. Bu 1650 sporcu yapıyor. Bu 1650 sporcunun 200-250 sporcusu profesyonel diye tabir ettiğimi. Geri kalan 1450-1453 tanesi amatör dallarda. Bu amatör dallara bizim kesinlikle bir kampüs, bir spor kompleksi yapmamız gerek. Şu anda bulunduğumuz yerde yelken hariç bütün bu dallara cevap verebilecek nitelik ve boyutta. Hem futbol sahası olarak hem tenis sahaları olarak hem basketbol ve voleybol sahaları olarak hem de bir otel ve yurt yapma alanı da kalıyor. Bunu da bakanlığımıza sunduk. Tarım ve Maliye Bakanlığımız bize gereken desteği sağlayacak Ankara'ya gidiş nedenlerimizden biri de bu. Sancaktepe Belediyesi de keza bize gereken desteği verecek çünkü Sancaktepe gelişen ve çok kaliteli bir kentleşme içinde. Bu kentleşme içinde bir spor kulübünün orada kendi cüssesi ile bulunması aynı zamanda Sancaktepe'ye de şehir gelişimine de İstanbul'a da bir değer katacak" diye konuştu.
"Şampiyonluk kutlamalarında 1.5 milyon TL net gelir elde ettik"
Başkan Cengiz, şampiyonluk katlamalarında geçtiğimiz yıllarda 2.5 milyon TL'ye yakın masraflar olduğunu ancak bu yıl kutlamalarda 1.5 milyon TL net gelir elde ettiklerini dile getirerek, "Bütün kutlama masrafların da sponsorlara ödettik. Sadece turnikelerden geçen seyirci sayısı kutlamalar için 37 bin 500. Benim gibi turnikeden geçmeyen görevli ve davetli sayısı binlerce. 40 bine yakın insanla biz şampiyonluk kutlaması yaptık. Tabii İzmir'de başladı kutlamalar bütün Türkiye neredeyse New York'tan Şikago'ya oradan Çin'e yapılan kutlamaların fotoğrafları bize geldi" dedi.
"Tünelin ucundaki ışığı görmüşler ki aday sayısı artmış"
Mustafa Cengiz, kendisi dışındaki diğer 3 başkan adayının tünelin ucundaki ışığı görmüş olduğunu ve sayının bu sebeple arttığını söyleyerek, "Demek ki durum kötüyken başarısızlık öksüz yetimdir. Başarılı olduğunuzda sahiplenen çok çıkar. Demek ki biz başarılı olmuşuz. Tünelin ucundaki ışığı görmüşler ki aday sayısı artmış. Bu aslında bizim ne keder başarılı ve doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Durum çok olup güneş aydınlanınca etrafta ne olur insanlar meydana çıkar. Demek ki adaylar da ortaya çıktı karanlık dağıldı, fırtınalara dinginleşmeye başladı. Bunu gördüler ve bu da bizi mutlu ediyor. Demek ki biz bu 4 ayda çok sıkı çalışarak bir noktaya getirmişiz bize nasip olmuş. Galatasaray tarihinde 4 ayda 340 milyon TL ödeyip 330 milyon harcama yapan ve artı 10 milyon görünen bir ara dönem var mı? Ben bunu merak ediyorum. Finalize eden var mı? Biz lig ikincisi olarak aldık 1 puan gerisindeydik liderin 3 puan önüne geçerek bitirdik. Aşağı doğru giden bir trendi aynı futbolcularla teknik direktör ve yönetim değişerek ki bunda taraftarın çok büyük katkısı var bir noktaya getirdik. Artı mali durumu düzelterek, yoksa biz katılamazdık. Göreve geldiğimiz anda üzerimizde transfer yasağı vardı ve 2 gün içinde ödememiz gereken 30 milyon TL'yi aşkın borcumuz vardı. Bunu 20 milyonu sigorta ve vergi borcuydu. Mecburduk onları halletmeye yoksa transfer yapamazdık. Nagatomo'yu alamazdık ve futbolcular serbest kalırdı. Futbolculara ödemeler yaptık ve UEFA lisanlar aldık. Bütün transfer edilen kulüpler ile sorunlarımız vardı. Hepsi ile ciddi mali sorunlarımız vardı. Dinamo Kiev, Manchester City, Sao Paulo, PAOK hepsi ile ciddi mahkemelik sorunlarımız vardı. Biz zaten bunları halletmeseydik UEFA'dan settlement egermentı da alamazdık. Çok detaya girmek istemiyorum ama bütün bunların ödemelerini yaptık. Tek tek futbolcu ödemelerini yaptık. CAS davalarındaki sorunları çözdük. Bizim davalık olmadığımız kimse yoktu. Geldiğimizde önümüzde muhtelif olmak üzere 300'ü aşkın hukuk davası vardı. Nerede çok hukuk davası varsa orada sistemsizlik ve sorun vardır. Biz bütün bunları temizlemeye çalıştık. En azından önümüzü temizledik. En azından belli kilometrede araziyi düz ettik, yol açtık. Şimdi daha da otobana kavuşturmak için mücadele ediyoruz ve UEFA'ya da söz verdiğimiz gibi bunu 24 ay içinde bu hızla yaparız. Hızımız kesilirse, camiadan gerekli desteği ve teveccühü görmezsek yürüyemeyiz. Çünkü bu yolda biz yalnız yürüyemeyiz. Biz bu yolda taraftarla, genel kurulla, camia ile birlikte yürümek zorundayız. Zaten biz onlardan ayrıldığımızı veya ayrıştığımızı, koptuğumuzu hissedersek biz görevi ehline teslim ederiz. Asla da durmayız" diye konuştu.
"Bu sevgiyi görmesem bu elektriği taraftardan almasam çok samimi söylüyorum burada bir saniye durmam"
Başkan Cengiz, taraftarın kendisini sevmediğini ve desteğini görmese bu görevde durmayacağını dile getirerek, "Seçim çalışmasında bir arkadaşım isim vermeyeceğim bir seçim çalışma demecini gördüm, gülümsedim. Şöyle diyor; Bu seçimde sevdiğinize değil sisteme oy verin' düşündüm ve beni kastediyor dedim ve üstüme alındım. Bu sevgiyi görmesen bu elektriği taraftardan almasam çok samimi söylüyorum burada bir saniye durmam. Daha eğil daha yapabilecek birinin gelmesini isterim. Neden? Önce ben bir taraftarım, ben bir Galatasaraylıyım. Burası siyasi parti değil, burası ekonomik savaş veren çok ortaklı bir şirket değil. Burası bir sosyal olgu. Bir gönül bir tutku. Siz gönül işinde zorla bir aşık olduğunu siz reddeden birinin peşinden gider misiniz? Gitmezsiniz. O sizi istemiyorsa sizde onu istemezsiniz. Bu lafım aslında birçok yere gidiyor, anlayana gidiyor. Fazla zorlamamak gerekiyor. Galatasaray sosyal bir olgu, bir ruh ve istek. Sevilmek iyi bir duygu bizim tek istediğimiz de o. Niye başkan ve yönetici olalım ki. Siz takdir edilmiyorsanız ve manen tatmin olmuyorsanız başkanlığın ne anlamı var ki" dedi.
"Abdurrahim Albayrak kötü söylemez ama ona zorla hiç bir şey yaptıramazsınız"
Abdurrahim Albayrak'a çok teşekkür eden Mustafa Cengiz, "Abdurrahim, öyle bir Anadolu insanı ki hatır için laf söyletemezsiniz. Kötü söylemez ama ona zorla hiç bir şey yaptıramazsınız. 5 kere geldi 5 yönetimle çalıştı 5 şampiyonluk yaşadı ve 5 başkan gördü. Bana sağ olsun teveccüh gösteriyor. Bende kendisine teşekkür ederim. Sermaye artırımı ile ilgili söylediği çok doğru. Biz yönetime geldiğimizde Sportif A.Ş.'de çok sevdiğim bir kardeşim vardı. İsmi Yusuf Günay. Kendisi devletin en yüksek makamlarında bulunmuş bir kardeşimiz. Ocak ayın 28'i ya da 30'uydu bana geldi ve ona Yusuf Bey durum ne dedim? Başkanım sermaye artırımı buzlukta durmuş vaziyette dedi. Çok kalabalık bir ortam vardı ve toplantı odasına geçtik ve konuya vaziyet aldık. Çok önemli. 11 Kasım'da başvuru yapılmış, biz 25 Ocak'ta göreve gelmişiz. Bu yaklaşık iki buçuk ay buzdolabında kalmış. Bilanço açıklaması ertelenmiş ve tabiri caizse ölmeye yatırılmış. SPK borsaya kote şirketlerin sermaye artırım taleplerini hızla yanıtlar. Herhangi bir spekülasyon ve tahtalarda oynama olmasın diye. Maksimum bir ayda yanıtlar. Bizimkisi iki buçuk ay olmuş bitmiş ve bilanço açıklaması da ertelenmiş. Biz yeniden 250 sayfa izah name hazırladık ve yeniden başvurduk. Ankara'ya gittik ve bakanlıklara başvuruda bulunduk. Ve Ankara'nın da desteğiyle, Yusuf Günay'ın büyük tecrübesi ve katkısıyla birlikte biz bunu 1 ay içerisinde hallettik. İkisini de aldık. Buradan gelmek istediğim nokta şu; Sermaye artırımı geçmiş yönetimler tarafından yapılan doğru hamlelerdi ama bunun realizasyonunun tümüyle biz yaptık. Zaten sermaye artarımı olsaydı eski yönetim neden secime gitsin ki. 150 milyon TL'ye yakın bir nakit girdisi eski yönetimin aktifine girdikten sonra neden seçime gitsin ki. Ayrıca bunu da sormak gerek. Durum bu. Bu bağlamda Abdurrahim Bey'in söylemini Yusuf Günay'ın desteğini kayıtlara geçmesi açısından teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"Benim fiziğim düzgün diye Galatasaray'a ceza verilmedi diye bir şey yok"
Başkan Cengiz eski yönetimlerle ilgili bir şey demek istemediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Ben kendime bakarım. UEFA bizden net bir şey istedi. Seçildiğimin 3'üncü gününde benimle tanışmak istediler. Benim fiziğim düzgün diye Galatasaray'a ceza verilmedi diye bir şey yok. Çok iyi monitoring ettiler. Her haftayı incelediler. UEFA adına bağımsız denetleyici kurul bizim hesaplarımızı her hafta inceledi. Bizden istenen üç şey; Şeffaflık, samimiyet ve doğruları söylemek. Üç buçuk ay sonunda aynı heyetle üç kez bir araya geldik. Bütün Türk takımlarını izliyorlar. Biz sizin açıklığınıza doğruluğunuza samimiyetinize inanıyoruz bu nedenle 140 milyon TL'lik açık olmasına rağmen 115 milyon TL'lik bir açığa rağmen yaklaşık olarak 4 kat çünkü bize söyleyene 3 yıl için 30 milyon Euro olarak belirlenmiş söylenenleri neredeyse 4 kat aşmış durumdayız. Bizim vaadimiz 3 yılda 30 milyon Euro'yu aşmayacağız şeklinde. Bırakın aşmayı 4 kat aşmışız. Bizim ekonomik anlamda UEFA'ya söyleyecek kelimemiz yok. UEFA Türk futbolundan umutlu. Türk futbolu kalkınmakta olan bir hamle. Yaklaşık 33 bin kişilik 30 adet stat 405 kapalı spor salonu yapıldı. Bunun sonuçları birden bire alınmaz. Türkiye bir futbol ülkesi. Türkiye futbolla yatıyor futbolla kalkıyor. Bizim coğrafyamız çok zorlu, iç sorunlarımız çok zorlu terör belası başımızda halkın tek kurtuluş ve rahatlama yolu spor, o da futbol. Biz bunu anlattık. Disiplin komitesine de bunu anlattık. Avrupa'nın en değerli hukukçularından oluşan 6 kişilik komiteye 3 saate yakın rapor verdik sunum yaptık. Ve sağlıklı bir sunum yaptık. İyi duruma, göre kötü, duruma göre ve mevcut duruma göre bir sunum yaptık. Ve şükürler olsun iyi senaryoya göre geldi ve Şampiyonlar Ligi'ne katıldık. Bu ne demek? Maksimum 2 yılda bizim artıya geçeceğimiz anlamına geliyor. İsrafı önleyerek, anlamsız ve boş transferler yapmayarak, ama hata olabilir, transferde hata yapabilirsiniz, çok iyi bir oyuncudur alırsınız ama burada oynayamaz. Çiçek bulunduğu yeri beğenmez ama doğru nokta transferler yaparak, israfı önleyerek, gelirleri arttırarak UEFA'nın asla çemberine, mali kısıtlamalarına ve zorlamalara düşmeyeceğimize inanıyoruz. Tabii ki bir takım cezalar gelecek. Bizim tümüyle gece gündüz çalışarak, tekrardan raporlar verdik, kesinlikle bir men cezası yoktur ve Galatasaray'ın katlanabileceği ve altından kalkabileceği cezalar gelecek. Bunu müjdeleyebilirim."
"Burak Elmas'ın yolu, bahtı açık olsun"
Burak Elmas'ın sportif A.Ş.'den istifa etmesi ile ilgili ise Mustafa Cengiz şu bilgileri verdi: "Gelmiyordu, tam katılamıyordu. Sorunları olabilir çocuğun. İnsanların eğitim sorunu olur, kişisel sorunları olabilir. Seçim çalışması yaptığını bilmiyordum. Kendisine hayırlar diliyorum. Hiçbir şey diyemem bu konuda. İnsan kader çizgisini bir anlamda kendisini çizdiğini inanırım. Size birçok yollar dinlenilir. Siz o yollardan birini seçersiniz. Ben de bunu çok zorlamak istemiyorum ama dünya bilmiyorum, bir sürü roman okuyoruz yani kelimeleri kullanmak istemiyorum bu konuda. Yolu, bahtı açık olsun. Herkes için diyorum bunu. Hem benim yönetimimde bulunan hem benim yönetimimde bulunup ayrılan kardeşlerime esenlikler diliyorum."
"Galatasaray'da başkanlık öyle rastgele yapılacak bir iş değil"
Hiçbir endişesi olmadığını dile getiren Mustafa Cengiz, "Ben bazen sabah kalktığımda durup düşünüyorum. Gerçekten Galatasaray'da başkanlık öyle rastgele yapılacak bir iş değil. 24 saatinizi, rüyalarınızı dahil bu işe vermezseniz hiç bu işe girmeyin. Bu işe girmekte yetmez. Eğer bu cüsse ve cesameti azıcık da olsa kaldırabilecek gücünüz yoksa girmeyiz. Ama buraya kişisel ün, kişisel servet, bilmiyorum kişisel bir amaçla giriyorsanız girmeyin. Dursun Başkanım gibi bir endişem asla yok. Onun ben psikolojisini bilemem ben tabii. Neden erken seçime gitti. Kaybettiğindeki psikolojisini bilemem. Fakat kendim için şunu söyleyebilirim. Ben bu konuda çok rahatım. Genel Kurul ve taraftar bana teveccüh göstermediği anda bizim Gaziantep'te bir atasözü var 'Ekmedim bostan, yemedim karpuz' derim saygılar sunar, teşekkür eder ve çekilirim" diye konuştu.
"Fatih Terim bizim gibi Galatasaray'ın kuruşunun peşine düşer"
Fatih Terim'in transfer çalışmalarında titiz davrandığını ifade eden Başkan Cengiz, "Hoca bizim gibi Galatasaray'ın kuruşunun peşine düşer. Biz boş, anlamsız, transfer yapmış olmak için transfer yapmayacağız. Nokta atışlar yapacağız. Hocam zaten bu konuya girmiştir. Futbol Şubesi tümüyle onun yönetimindedir. Biz profesyonelce düşünüyoruz. Hocamızı Wenger, Ferguson gibi düşünüyoruz. Onun kalıcı olmasını istiyoruz. Hocamız aynı zamanda divan üyesi. Çok iyi bir Galatasaraylı. Tümüyle ona bırakacağız. Tabii ki o da kulübün mali imkanlarını biliyor. O olanaklar içerisinde biz olabilenin en azamisini yapacağız. Biz Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmek için, bu kadroda iyi bir kadro ama bu kadronun Real Madrid, Bayern Münih ile kafa kafaya oynayacak hale gelmesi için mücadele edeceğiz. Tabii ki sevgili hocamızla ara ara yapıyoruz. Hoca ile tekrardan bir araya geleceğiz. Bir stratejik planlama yapacağız. Onun da kafasında var. Bizim zaten ara ara konuşmalarımız var. Tamamen senkronize olacağız. UEFA'dan gelecek karar biraz etkileyebilir ama çok fazla etkilemez stratejimizi" şeklinde konuştu.
"Nagatomo'nun bonservisini almayı düşünüyoruz"
Mustafa Cengiz, Nagatomo'nun bonservisinin alınması konusunda şu ifadeleri kullardı: "Kesinlikle düşünüyoruz ama İtalyanlardan da korkuyoruz. Talep olunca bilirsiniz artış olur. Kendileri tutup oynatmayı düşünmedikleri futbolcu, biz de aynı yerini bulup çiçek gibi açılınca tabii İtalyanlarda bonservisi yükseltmeyi düşünebilir. Haliyle iyi tüccarlar. Biz Nagatomo'yu insan olarak, karakter olarak almayı düşünüyoruz. Kesinlikle Japonya ile Türkiye arasındaki kültürel iş birliğinin de artışına büyük katkıda bulunuyor."
"İnsanlar UEFA'dan men cezası gelmemesine çok şaşırdı"
UEFA'ya net sözler verildiğini ve mali açıdan 30 milyon Euro'yu aşmamalarının gerektiğini söyleyen Başkan Cengiz şöyle konuştu: "140 Milyon Euro verdi eski taahhütte ve biz 115 milyon Euro aştık. Kesinlikle men cezası gelecekti. Zaten insanlar men cezası gelmemesine çok şaşırdı. Bugün medyada konuşulan bu. Herkesin açık ara söylediği bu. Çünkü mali raporlara baktığınız zaman kabak gibi meydanda. Peki biz bunu nasıl artıya çevirdik. Yönetim olarak biz bunu nasıl artıya çevirdik. 3 ayda yönetim ayağa kalktı. Storelerde 'Yellov Friday' iki kata yakın artış oldu. Seyirci sayısı 8 binlerden 42 bin ortalamaya gitti. Son Malatya maçı 47, Beşiktaş maçı 50 bin seyirci. Gelirler arttı. Loca, kombine ve VİP satışları. 70 tane loca boştu. Bir anda satıldı. 20 tane kaldı. 30 milyon TL gelir elde ettik. Bütün sermaye artışını yaptık. Biz yaptık. Bütün bunlar UEFA'yı çok etkiledi. 3 aylık süre içerinde onlarda şoka girdi. Bizim bu mali söylemlerimizin lafta kalmadığını gördü. Eğriyi gördü. Bizim 340 Milyon TL hasılat yaratıp, 330 harcadığımızı gördü. Kar değil o artı o. Bizim 3.5 aydaki mali açıdan eylemimiz, verdiğimiz sözleri tutma nedeniyle men cezasından kurtulduk. Bunu net olarak söyleyebilirim. Eğer biz sesimizi çıkartmasaydık, eski sistem gitseydik Galatasaray kesinlikle men alacaktı. Onun için zaten insanlar şaşırdı. Şunu gördü UEFA. Bu yönetim mali açıdan dibe doğru gitmekte olan bu uçağı tekrar havaya doğru kaldırdı. İstenen irtifaya geldik mi? Hayır gelmedik. Ama biz kanatlanmaktayız. Yere düşmedik onu gördü UEFA. Nasıl gördü. Kendi bağımsız denetçi kuruluşlarıyla gördü. Sırf lafla, edebiyatla görmedi. Olay bu net."
"İnşallah herkesin bir Fatih Terim'i olur"
Fatih Terim'in çok değişik bir insan olduğunu ifade eden Mustafa Cengiz, "Fatih hoca hırsını yitirmeyen bir insan. Şimdi çok daha sakin. Bütün bu süreçte bize de İster istemez hatalar oldu. Hakem hataları oldu, olaylar oldu. Hiçbirinde Fatih hoca kendini öne atmadı. Kameralara çıkmadı, söylemlerde bulunmadı. 1-2 defa belki söyledi ama bulunmadı. Bizde söylemedik. Bizde stratejik olarak rakibe saygı, kendine saygı ilkesini kural edindik. Asla rakibimizi kıracak, üzecek bir laf etmedik. Aleyhimize, bizde kendimize yapılan hataları görüyoruz. Biz bunlarda direkt reaksiyon göstermedik. Biz bunları kötü niyet değil, hata olarak gördük. İnşallah Türk futbolu da hem hakemler açısından hem yöneticiler açısından iyi düzeye gelir. İnşallah herkesin bir Fatih Terim'i olur" dedi.
"Genel Kurul'un Galatasaray'a sahip çıkmasını bekliyorum"
Mustafa Cengiz, yapılacak genel kurulda gergin bir hava beklemediğini ve katılımın yüksek olacağını düşündüğünü ifade ederek şunları söyledi: "Genel kurulun Galatasaray'a sahip çıkmasını bekliyorum. Bu Genel Kurul'da adayların Galatasaray'a yakışır kalite içerisinde hareket ederek, oylarını kullanmasını, oy verenleri beklemesini, Genel Kurul'un iradesini tecelli etmesini bekliyorum. Bu tecelliye de her türlü saygıyı duyarım."
0 yorum :
Yorum Gönder