Gianluigi Buffon bir gün İtalya formasını son kez sırtına geçirdi… Ondan emanet kalan eldivenler, Gianluigi Donnarumma’yı gök mavililerin yeni efsanesi yaptı.
1 Eylül 2016.
Gian Piero Ventura yönetimindeki İtalya, hazırlık maçında son Avrupa ikincisi Fransa’yı ağırladı.
İlk yarısı 1-1 eşitlikle noktalanan mücadelenin devre arasında Ventura, İtalyan futbolunda bir çağın kapanışını ve bir diğerinin açılışını resmedecek değişikliği yaptı.
38 yaşındaki Gianluigi Buffon, yerini 17 yaşındaki Gianluigi Donnarumma’ya bıraktı.
Buffon hegemonyası başlamadan önce İtalya futbol tarihinin tartışmasız en iyi kalecisi Dino Zoff’tu. Kariyerinin başına Avrupa, sonuna Dünya şampiyonluğu sığdıran Zoff’un yerini doldurmak yaklaşık 15 yıl sürdü.
Ekim 1997’de, Rusya ile oynanan bir maçta Pagliuca’nın sakatlığı sonrası kaleye 19 yaşında bir genç geçti. Çizme, yeni Dino Zoff’unu o gün buldu.
Buffon mavi beyazlı formayı ilk kez giydiğinde Donnarumma henüz dünyaya gelmemişti. 21 yıllık süreç, Buffon ve arkadaşlarına iki Avrupa Şampiyonası finali ve unutulmaz bir Dünya Kupası zaferi getirdi.
İtalya’nın kaderi bir ‘şok’ ile değişti
2017 yılı, İtalyanların yakın tarihlerinde yaşadıkları en büyük şoka sahne oldu.
Dünya Kupası Elemeleri’nde grubunu ikinci bitiren ve play-off’ta İsveç ile eşleşen ekip, ilk maçı 1-0 kaybetmiş, rövanş maçında doksan dakikayı gol atamadan noktalamış ve tam altmış yıl sonra turnuva bileti almaya hak kazanamamıştı.
O gece, Buffon’un milli takım formasını son kez bir resmi maçta terlettiği geceydi. O gece, Ventura birlikteliğinin son bulduğu, Avrupa şampiyonluğuyla taçlanacak Mancini dönemi için geri sayımın başladığı geceydi.
O geceden sonra İtalya’nın kalesi bir başka Gianluigi’ye emanet edilecekti.
Donnarumma: Ender bir yetenek mi, abartı mı?
16 yaşında Milan A Takımı’na çıktığı günden bu yana futbol kamuoyu, genç kaleci için soru işaretlerini kendi içinde değerlendirmeye başladı. Acaba Buffon’un yerini alabilecek kadar iyi miydi? Yoksa, yalnızca genç yaşında oynamaya başladığı için abartılıyor muydu?
Donnarumma, ilk büyük sınavını 2015 yılında verdi. Karşısında Serie A’nın en iyi takımı Juventus ve sahanın öbür ucunda ona bu sporu sevdiren Buffon vardı.
1-0’lık mağlubiyete rağmen yaptığı dört kurtarışla parlayan genç yıldız, idolünün de takdirini kazandı:
“Donnarumma, Milan gibi büyük bir takımda oynamasına rağmen, böyle büyük stadyumlara çıkmasına rağmen korkmuyor. Harika bir kişiliğe sahip ve hem teknik hem fiziksel olarak müthiş durumda. Kariyeri ve geleceği adına her şeyi doğru yapan bir gençten söz ediyoruz.”
Kalenin yeni sahibi
Genç yıldız, meziyetlerini sergilemek için hiç vakit tüketmedi.
Uluslar Ligi’nde oynanan Polonya müsabakasıyla beraber resmi maçlarda kaleyi teslim alan Donnarumma, milli forma altında hiçbir maçta 2 veya daha fazla gol yemedi.
Bu serüvende Mancini ile beraber İtalyan futbolu yeni bir heyecan kazanmış ve alışılagelmiş kültürünün dışına çıkarak keyifli bir futbol kimliği oturtmuştu.
Üstelik gök mavililer, yolculuğu taçlandıracak EURO 2020’nin ev sahipleri arasındalardı.
Şampiyonu belirleyen eldiven
Zafer yürüyüşü, Milli Takımımıza karşı alınan 3-0’lık galibiyetle başladı. Bu mücadeleyi İsviçre, Galler, Avusturya ve yıldız eldivenin parladığı Belçika maçları izledi. Büyük final öncesi son adımda, İspanya karşısında Çizme’nin kaderi penaltı vuruşlarına, kalecisinin ellerine kalmıştı.
Futbol, iyi bir oyuncuyu ‘büyük futbolcu’ya dönüştürecek hikayeleri böyle anlarda yazıyor. Donnarumma’nın efsaneye dönüşeceği öykünün o güne kadarki en keskin virajı da Morata’nın penaltısını kurtardığında aşıldı.
Kupaya sadece tek bir adım, tek bir engel vardı.
60 bin İngiliz önünde, son yılların en kaliteli ve zengin jenerasyonunu yakalayan İngiltere karşısındasınız. Henüz 2. dakikada kalenizde golü görmüşssünüz. 90 ve 120 dakika sonunda eşitlik bozulmamış ve bir kez daha emek verdiğiniz her şeyin ama her şeyin kaderi sizin ellerinize kalmış.
Bu gerilimle nasıl başa çıkabilirsiniz?
Gianluigi Donnarumma, önce Sancho’nun penaltısını kurtararak avantajı korudu, ardından Saka’ya izin vermeyerek şampiyonluğu getirdi. Sonrasında da hiçbir şey olmamış gibi sakince yürümeyi tercih etti.
‘Gianluigi efsanesi’
Buffon, tutkunu olduğu kalecilik kariyerine yeni bir rekor ekledikten sonra koruduğu filelere bir mektup yazmıştı:
“25 yıl önce bir yemin ettim… Seni korumaya, kollamaya söz verdim. Düşmanlarına karşı kalkan olmaya… Senin huzurunu hayatımın önüne koymaya…
Sevgili kalem, sana sırtımı döndüğümde 12 yaşındaydım. Bacaklarım, aklım ve yüreğim izin verdikçe bu sözümden dönmeyeceğim.”
Kale çizgisindeki müthiş meziyetlerinin yanında Buffon, mesleğine kendini 25 yılı aşkın süre boyunca motive edecek kadar büyük bir tutkuyla bağlıydı. Onun ardından gelmek, yerini almak büyük bir sorumluluktu.
EURO 2020 öncesinde Donnarumma’ya yüklenen pek çok misyon vardı. İyi bir turnuva oynamak, kalede güven vermek, Buffon esintileri sunmak ve en önemlisi; efsaneyi aratmamak.
Bir aylık periyot sonunda kendisi hakkında oluşan tüm beklentiler karşılık buldu. 22 yaşındaki file bekçisi, bu sabaha Avrupa şampiyonu apoleti ve turnuvanın en iyi oyuncusu unvanıyla uyandı.
İtalya, 53 yıllık Avrupa şampiyonluğu ve 15 yıllık kupa hasretini bitiren tarihi kurtarışla yepyeni bir ikona kavuştu.
Çizme’nin artık iki ‘Gianluigi efsanesi’ var.
Kaynak : Alperen Doğan / TRT SPOR
0 yorum :
Yorum Gönder