TV İZLE

Canlı TV'ler burada...

Aralıklı Oruç ve Spor: Sağlıklı Yaşamın Anahtarı

Aralıklı oruç ve spor, sağlıklı bir yaşam sürmek ve fiziksel kondisyonu artırmak isteyenler arasında giderek daha popüler hale gelen etkili bir kombinasyondur...

Karşılaştırma | Renault Clio Hybrid vs Elektrikli Opel Corsa e

Renault Clio Hybrid vs Elektrikli Opel Corsa e - Hangisi?

En Seksi Voleybol Frikikleri

Birbirinden seksi voleybolcular plajda ve salonlarda ter dökerken zaman zaman da verdikleri frikiklerle yürek hoplatıyorlar…

TV’de Spor Ekranı

TV’de Spor Ekranı ile TV'de canlı spor yayınları ve canlı maçlar hangi kanalda öğrenin.

4 Temmuz 2020 Cumartesi

Almanya Kupası'nda zafer 20. kez Bayern Münih'in

Bundesliga şampiyonu Bayern Münih, Almanya Kupası finalinde Bayer Leverkusen'i 4-2 yenerek kupayı 20. kez müzesine götürdü.

Almanya Kupası finalinde Bayern Münih ile Bayer Leverkusen, Berlin Olimpiyat Stadyumu'nda karşı karşıya geldi.
Karşılaşmayı Bundesliga'da sezonu şampiyon tamamlayan Bayern Münih, 4-2 kazanarak Almanya Kupası'nda 20. kez mutlu sona ulaştı.
Bayern Münih'e kupayı getiren golleri 16. dakikada David Alaba, 24. dakikada Serge Gnabry ve 59 ve 89. dakikalarda Robert Lewandowski kaydetti. Lewandowski'nin ilk golünde asisti kaleci Manuel Neuer yaptı. Bayern Münih'in Polonyalı golcüsü, bu sezon tüm kulvarlarda 51 gole ulaştı.
Bayer Leverkusen'in gollerini ise 63. dakikada Sven Bender ve 90+3'te penaltıdan Kai Havertz attı.
Almanya Kupası'nda mutlu sona ulaşan Bavyera ekibi, Bundesliga şampiyonluğundan sonra sezonun ikinci kupasını da müzesine götürdü.

Medipol Başakşehir'den şampiyonluk yolunda dev adım

Süper Lig'in 30. haftasında lider Medipol Başakşehir, deplasmanda Fraport TAV Antalyaspor'u 2-0 yenerek kritik bir galibiyet aldı. Turuncu-lacivertliler, bu sonuçla maç fazlasıyla takipçisi Trabzonspor'un 5 puan önüne geçti.

Zirveyi yakından ilgilendiren mücadelede Medipol Başakşehir hata yapmadı. Edin Visca, Aleksic ve Mahmut Tekdemir'den yoksun çıktığı zorlu Antalyaspor deplasmanından Demba Ba ve Eljero Elia'nın golleriyle 2-0 galip ayrılan Başakşehir, şampiyonluk yolunda dev bir adım attı.
Antalya Stadı'nda oynanan kritik maçın ilk yarısı golsüz tamamlandı.
Konuk Medipol Başakşehir, 71. dakikada Demba Ba'nın attığı golle Antalya deplasmanında 1-0 öne geçti. 90+6. dakikada Eljero Elia sahneye çıktı ve maçın skorunu tayin eden golü kaydetti: 0-2.
Karşılaşmada başka gol olmayınca turuncu-lacivertliler şampiyonluk yolunda kritik bir 3 puan elde etti.
Ev sahibi ekip Antalyaspor'un ligdeki 11 maçlık yenilmezlik serisi de son buldu. Bu sonuçla Başakşehir puanını 63'e yükseltirken, Antalyaspor 37 puanda kaldı. Turuncu-lacivertliler, bu sonuçla ligde Galatasaray'a konuk olacak Trabzonspor'un maç fazlasıyla 5 puan önüne geçti.
Bu arada Başakşehir'de maçın 38. dakikasında sarı kart gören Alexandru Epureanu cezalı duruma düştü. Moldovalı futbolcu haftaya oynanacak Başakşehir-Denizlispor maçında forma giyemeyecek.

MAÇTAN DAKİKALAR
9. dakikada Antalyaspor gole yaklaştı. Podolski'nin ceza sahası sol çaprazdan şutunda kaleci Mert Günok, meşin yuvarlağı yumrukla uzaklaştırmak istedi. Topu takip eden Sinan Gümüş'ün ceza sahası sağ çaprazdan şutunda meşin yuvarlak, araya giren Medipol Başakşehirli oyuncunun müdahalesiyle kornere çıktı.
30. dakikada ceza sahası dışında topla buluşan Demba Ba'nın şutunda top üstten auta gitti.
42. dakikada Crivelli'nin ceza sahası sol çaprazdan şutundan meşin yuvarlak yandan dışarıya çıktı.
45+4. dakikada gelişen pozisyonda topu ceza sahası içinde önünde bulan Jahovic'in sert şutundan top, yandan auta gitti.
Karşılaşmanın ilk yarısı golsüz sona erdi.
50. dakikada İrfan Can Kahveci'nin ceza yayı üzerinden sert şutunda kaleci Boffin, gole izin vermedi.
56. dakikada Clichy'nin sol kanattan pasında ceza sahası dışında topla buluşan Demba Ba'nın şutunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.
60. dakikada sağ kanattan kazanılan serbest vuruşu kullanan İrfan Can Kahveci'nin ortasında altıpas üzerinde Crivelli'nin kafayla şutunda top üstten dışarıya gitti.
GOL: 71. dakikada hava topu mücadelesinde ceza sahasında topu önünde bulan Demba Ba, kaleci Boffin'in solundan meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 0-1.
83. dakikada Ufuk Akyol'un ceza sahası dışından şutunda kaleci Mert Günok gole izin vermedi.
87. dakikada Clichy'nin ceza sahası sol çaprazdan şutunda kaleci Boffin, topu uzaklaştırdı.
90+4. dakikada Gökhan İnler'in sol çaprazdan pasında ceza sahasında topla buluşan Crivelli'nin şutunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.
GOL 90+6. dakikada Medipol Başakşehir farkı 2'ye çıkardı. Crivelli'nin ceza sahası sol çaprazdan pasında Elia, altıpas önünde topu ağlara gönderdi: 0-2.
Karşılaşma, Medipol Başakşehir'in 2-0 üstünlüğüyle tamamlandı.

Stat: Antalya
Hakemler: Yaşar Kemal Uğurlu, Erdinç Sezertam, Serkan Çimen
Fraport TAV Antalyaspor: Boffin, Bünyamin Balcı, Ersan Adem Gülüm (Dk. 57 Celustka), Veysel Sarı, Kudriashov, Fredy (Dk. 45+1 Chico), Ufuk Akyol, Sinan Gümüş, Amilton, Podolski (Dk. 72 Leschuk), Jahovic
Medipol Başakşehir: Mert Günok, Caiçara, Skrtel, Epureanu, Clichy, Mehmet Topal, İrfan Can Kahveci (Dk. 90 Ponck), Gulbrandsen (Dk. 59 Robinho), Berkay Özcan (Dk. 80 Gökhan İnler), Demba Ba (Dk. 90 Elia), Crivelli
Goller: Dk. 71 Demba Ba, 90+6 Elia (Medipol Başakşehir)
Sarı kartlar: Dk. 38 Epureanu, Dk. 51 Skrtel (Medipol Başakşehir), Dk. 90 Jahovic (Fraport TAV Antalyaspor)

Kadıköy'de Ferdi Kadıoğlu'nun gecesi

Fenerbahçe, Süper Lig'in 30. haftasında sahasında Göztepe'yi genç yıldızı Ferdi Kadıoğlu'nun attığı gollerle 2-1 mağlup etti. Kadıköy'deki son 3 maçını da kazanan sarı-lacivertliler, Avrupa kupalarına katılma şansını sürdürdü.

Ülker Stadı'nda oynanan mücadelenin ilk yarısını Fenerbahçe, genç yıldızı Ferdi Kadıoğlu'nun 25 ve 45+2. dakikalarda attığı iki güzel golle 2-0 önde tamamladı.
Konuk Göztepe 66. dakikada Soner Aydoğdu ile farkı 1'e indirdi: 2-1
Sarı-lacivertli ekipte kaleci Altay Bayındır'ın da kurtarışlarıyla ön plana çıktığı mücadeleden Fenerbahçe 2-1'lik galibiyetle ayrıldı.
Bu arada 90+3'te Serdar Aziz, ikinci sarıdan kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı.
Sahasında oynadığı son 3 karşılaşmayı da kazanan Fenerbahçe, puanını 49'a çıkardı ve Avrupa kupalarına katılma iddiasını devam ettirdi.
Koronavirüs arasından iyi dönemeyen ve galibet hasreti süren Göztepe, 38 puanda kaldı.

MAÇTAN DAKİKALAR
Karşılaşmanın ilk dakikasında Fenerbahçe gole çok yaklaştı. Soldan ceza sahası içine giren Muric, meşin yuvarlağı penaltı noktası civarında müsait durumdaki Deniz Türüç'e çıkardı. Deniz'in gelişine yerden vuruşunda kaleci Beto topu son anda kornere çeldi.4. dakikada Berkan Emir'in savunma arkasına pasını ceza sahası içinde göğsüyle kontrol eden Wilczek'in köşeye sert şutunda kaleci Altay Bayındır şık bir kurtarışla topu kornere yolladı.
9. dakikada Fenerbahçe gole çok yaklaştı. Tolgay Arslan'ın savunma arkasına pasıyla rakip yarı sahanın ortalarında topla buluşan ve meşin yuvarlağı ceza sahasına taşıyan Deniz Türüç, penaltı noktası civarında Muric'i gördü. Muric'in gelişine vuruşunda kaleci Beto topu son anda çeldi. Devamında Göztepe savunması topu uzaklaştırdı.
GOL: 25. dakikada Fenerbahçe öne geçti. Falette'nin kurduğu atakta sol kanatta Hasan Ali Kaldırım meşin yuvarlağı bekletmeden ceza sahası içinde Ferdi Kadıoğlu ile buluşturdu. Ferdi'nin kontrol ettikten sonra sol çaprazdan sert vuruşunda top ağlarla buluştu: 1-0.
36. dakikada hücum yönünün solundan kullanılan köşe vuruşunda ceza sahası içinde oluşan karambolde Muric, topu geride müsait durumda bulunan Ferdi Kadıoğlu'na çıkardı. Bu oyuncunun gelişine vuruşunda top direk dibinden auta gitti.
GOL: 45+2. dakikada Fenerbahçe farkı 2'ye çıkardı. Deniz Türüç'ün uzun pasıyla sol tarafta topla buluşan Ferdi, 2 rakibinden sıyrıldıktan sonra ceza sahası dışı sol çaprazdan etkili bir vuruşla kendisi ve takımı adına 2. golü kaydetti: 2-0.
İlk yarıda başka pozisyon olmadı ve Fenerbahçe soyunma odasına 2-0 üstün gitti.
64. dakikada Göztepe gole yaklaştı. Savunmadan atılan uzun pasa hareketlenen ve sağ tarafta topla buluşan Murat Paluli, içeriye yerden sert bir orta yaptı. Altıpasta Wilczek topun gelişine kontrollü bir vuruş gerçekleştiremedi ve top savunmada Serdar Aziz'in müdahalesinin ardından Fenerbahçe savunması tarafından uzaklaştırıldı.
GOL: 66. dakikada Göztepe farkı 1'e indirdi. Soldan topla hareketlenen ve ceza sahasına giren Napoleoni'nin yerden geriye çıkardığı pasın gelişine ceza sahası dışından Soner Aydoğdu'nun sert vuruşunda top filelerle buluştu: 2-1.
76. dakikada savunmadan Titi'nin uzun pasıyla savunma arkasına koşan Napoleoni, sıfıra indikten sonra topu geriye çıkardı. Sağ çaprazdan Murat Paluli'nin gelişine vuruşunda savunmada Serdar Aziz topu çizgiden çıkardı.
87. dakikada Göztepe gole çok yaklaştı. Sağ taraftan Mossoro'nun etkili ortasında altıpasta Wilczek'in kafa vuruşunu kaleci Altay çok iyi bir kurtarışla topu kornere çeldi.
90+5. dakikada kaleyi cepheden gören noktadan kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Berkan Emir'in vuruşunda top az farkla auta gitti.
Maçta başka pozisyon olmadı ve Fenerbahçe sahadan 2-1 galip ayrıldı.
Stat: Ülker
Hakemler: Bahattin Şimşek, İsmail Şencan, Mehmet Kısal
Fenerbahçe: Altay Bayındır, Dirar (Dk. 61 Zajc), Serdar Aziz, Falette, Hasan Ali Kaldırım, Gustavo, Tolgay Arslan (Dk. 61 Emre Belözoğlu), Ozan Tufan (Dk. 72 Murat Sağlam), Deniz Türüç, Ferdi Kadıoğlu (Dk. 78 Jailson), Muric
Göztepe: Beto, Gassama (Dk. 46 Murat Paluli), Alpaslan Öztürk, Titi, Berkan Emir, Soner Aydoğdu, Borges (Dk. 46 Yalçın Kayan), Serdar Gürler (Dk. 23 Napoleoni), Mossoro (Dk. 90 Ege Özkayımoğlu), Tripic (Dk. 80 Castro), Wilczek
Goller: Dk. 25 ve 45+2 Ferdi Kadıoğlu (Fenerbahçe), Dk. 66 Soner Aydoğdu (Göztepe)
Sarı kartlar: Dk. 49 Murat Paluli, Dk. 77 Alpaslan Öztürk (Göztepe)
Kırmızı kart: Dk. 90+3 Serdar Aziz (Fenerbahçe)

Arsenal üst üste üçüncü galibiyetini elde etti

Deplasmanda Wolverhampton'ı 2-0 mağlup eden Arsenal, İngiltere Premier Lig'de üst üste üçüncü galibiyetini elde etti. Arsenal üst üste kazandığı üç maçta da gol yemedi.

İngiltere Premier Lig'in 33. haftasında Arsenal, Wolverhampton deplasmanına konuk oldu.
Avrupa kupalarına katılma mücadelesi veren Arsenal, Şampiyonlar Ligi vizesi için şartları zorlayan Wolverhampton'ı deplasmanda devirmeyi başardı.
Karşılaşmada gol perdesi ilk yarının sonunda açıldı. 43. dakikada Arsenal'ın genç yıldız adayı Bukayo Saka takımını deplasmanda 1-0 öne geçirdi.
İlk yarı bu skorla sonuçlanırken 86. dakikada Alexandre Lacazette skoru belirleyen golü kaydetti ve Arsenal sahadan 2-0'lık galibiyetle ayrıldı.
Bu sonucun ardından Wolverhampton 52 puanda kalırken Arsenal ise puanını 49'a yükseltmeyi başardı. Ligde üst üste üçüncü galibiyetini alan Arsenal bu maçların tamamında kalesini gole kapatmayı başardı.

Aytemiz Alanyaspor, Ankaragücü'ne acımadı

Süper Lig'in 30. haftasında Aytemiz Alanyaspor, kümede kalma mücadelesi veren MKE Ankaragücü'nü deplasmanda 4-1 mağlup etti. Başkent ekibinin ilk yarıda bir penaltı atışından yararlanamadığı mücadelede tüm goller ikinci yarıda atıldı.

Eryaman Stadı'nda oynanan maçta ev sahibi MKE Ankaragücü, 44. dakikada büyük bir fırsat kaçırdı. Başkent ekibinde Orgill'in kullandığı penaltı vuruşunda kaleci Marafona, gole izin vermedi ve taraflar soyunma odasına golsüz berabere gitti.
Golcüsü Papiss Cisse ile 64. dakikada 1-0 öne geçen konuk Aytemiz Alanyaspor, 2 dakika sonra Onur Bulut ile farkı 2'ye çıkardı: 0-2
Antalya temsicisi, 78. dakikada Anastasios Bakasetas ile skoru 3-0 yaptı. Başkent ekibi 82'de Gelmin Rivas ile farkı yeniden 2'ye indirdi: 1-3
Maçın skorunu 90. dakikada Aytemiz Alanyaspor'dan Junior Fernandes ilan etti: 1-4
Teknik direktör Erol Bulut yönetiminde iyi bir sezon geçiren ve Ziraat Türkiye Kupası'nda final oynayacak Aytemiz Alanyaspor, bu galibiyetle puanını 48'e çıkardı.
Sahasında ağır bir mağlubiyet yaşayan MKE Ankaragücü ise 25 puanla ligin son sırasında kaldı ve kümede kalma umutlarını azalttı.

MAÇTAN DAKİKALAR
11. dakikada sağ kanattan aldığı topla hızlı bir şekilde ceza sahasına giren Kitsiou'nun zayıf vuruşunda top kaleci Marafona'da kaldı. 15. dakikada Juanfran'ın sağ çaprazdan yaklaşık 30 metre mesafeden çektiği sert şutta kaleci Friedrich, topu kornere tokatladı.
28. dakikada ceza sahasının solundaki Ceyhun Gülselam, topu penaltı noktasının gerisindeki Bakasetas'a çıkardı. Bekletmeden vuruşunu yapan Bakasetas'ın şutunda kaleci Friedrich, sağına uzanarak topu tokatladı. Kaleciden dönen topu MKE Ankaragücü savunması tehlikeli bölgeden uzaklaştırdı.
31. dakikada Bakasetas'ın ceza sahası dışının sağ çaprazından kullandığı serbest vuruşta top uzak direğin yanından az farkla auta gitti.
40. dakikada Aytemiz Alanyaspor savunmasının uzaklaştıramadığı topla ceza yayının üzerinde buluşan Kitsiou'nun şutunda meşin yuvarlak az farkla yandan auta çıktı.
42. dakikada Welinton'un Orgill'i ceza sahasında düşürmesiyle hakem Halil Umut Meler, penaltı noktasını gösterdi.
44. dakikada Orgill'in kullandığı penaltı vuruşunda kaleci Marafona, sağına uzanarak topu kurtardı. Penaltıdan sonra aynı dakikada gelişen konuk ekip atağında, Salih Uçan'ın pasına ceza sahasında gelişene vuran Efecan Karacan'ın şutunda kaleci Friedrich, soluna uzanarak topu tokatlayarak mutlak bir golü engelledi.
İlk yarı golsüz sona erdi.
GOL: 64. dakikada Aytemiz Alanyaspor öne geçti. N'Sakala'nın sol kanattan kale sahasının önüne yaptığı ortaya iyi yükselen Cisse'nin kafa vuruşunda top kaleci Friedrich'in sağından ağlara gitti: 0-1.
GOL: 66. dakikada konuk ekip farkı 2'ye çıkardı. Efecan Karaca'nın pasıyla ceza sahasının solunda topla buluşan N'Sakala, topu penaltı noktasının üzerindeki Onur Bulut'a çıkardı. Onur'un düzgün vuruşunda top filelerle buluştu: 0-2.
75. dakikada Atila Turan'ın soldan ceza sahasına yaptığı ortaya kale sahasının önünde İlhan Parlak'ın yaptığı kafa vuruşunu kaleci Marafona, soluna uzanarak kurtardı.
GOL: 77. dakikada Rivas'ın ceza sahası içinde Mustafa Pektemek'in formasından çekmesi sonucu hakem Halil Umut Meler penaltı noktasını gösterdi. 78. dakikada topun başına geçen Bakasetas, düzgün bir vuruşla sol direğin dibinden penaltıyı gole çevirdi: 0-3.
80. dakikada Kitsiou'nun ceza yayının üzerinden çektiği sert şutta kaleci Marafona, üzerine gelen topu kontrol etti.
GOL: 82. dakikada MKE Ankaragücü farkı 2'ye indirdi. Pinto'nun kendi yarı sahasından savunma arkasına attığı topu göğsüyle kontrol ederek ceza sahasına giren Rivas, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı ağlara yolladı: 1-3.
GOL: 90. dakikada fark tekrar 3'e çıktı. Kontra atakta Mustafa Pektemek sağdan ceza sahasına girerek kaleciyle karşı kaldı. Mustafa, solunda uygun durumdaki arkadaşı Fernandes'e topu çıkardı. Fernandes, meşin yuvarlağı boş ağlara gönderdi: 1-4.
Aytemiz Alanyaspor, sahadan 4-1 galibiyetle ayrıldı.

Stat: Eryaman
Hakemler: Halil Umut Meler, Cevdet Kömürcüoğlu, Samet Çiçek
MKE Ankaragücü: Friedrich, Pinto, Kulusic, Pazdan, Atila Turan, Faty (Dk. 71 İlhan Parlak), Kitsiou, Michalak (Dk. 57 Rivas), Lobjanidze (Dk. 71 Aydın Karabulut), Lukasik, Orgill
Aytemiz Alanyaspor: Marafona, Juanfran, Welinton, Caulker, N'Sakala, Ceyhun Gülselam, Salih Uçan (Dk. 58 Mustafa Pektemek), Efecan Karaca (Dk. 85 Emircan Altıntaş), Bakasetas (Dk. 85 Siopis), Onur Bulut (Dk. 67 Fernandes), Cisse (Dk. 85 Umut Güneş)
Goller: Dk. 64 Cisse, Dk. 66 Onur Bulut, Dk. 78 Bakasetas (Penaltıdan), Dk. 90 Fernandes (Aytemiz Alanyaspor), Dk. 82 Rivas (MKE Ankaragücü)
Sarı kartlar: Dk. 25 İbrahim Üzülmez (Teknik direktör), Dk. 57 Kitsiou (MKE Ankaragücü), Dk. 42 Welinton, Dk. 89 Emircan Altıntaş (Aytemiz Alanyaspor)

Malatya'da gol yok!

Süper Lig'in 30. haftasında alt sıraları yakından ilgilendiren maçta BtcTurk Yeni Malatyaspor, sahasında Gençlerbirliği ile golsüz berabere kaldı.

Yeni Malatya Stadı'nda oynanan Yeni Malatyaspor-Gençlerbirliği karşılaşması başladığı gibi golsüz sona erdi.
Bol pozisyonlu geçen maçta her iki takım da yakaladığı net fırsatları değerlendiremeyince taraflar sahadan birer puanla ayrıldı.
Bu sonuçla Yeni Malatyaspor puanını 29'a, başkent ekibi Gençlerbirliği ise 32'ye yükseltti.

MAÇTAN DAKİKALAR
7. dakikada BtcTurk Yeni Malatyasporlu Murat Yıldırım'ın sağ kanattan pasıyla topla buluşan Fofana ceza sahası içerisinde bekletmeden pasını Donald'a verdi. Bu oyuncunun vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Nordfeldt'nin sağından auta çıktı.
13. dakikada Ayite'nin ceza sahası dışından savunma arkasına gönderdiği topla buluşan Stancu'nun vuruşunda kaleci Farnolle meşin yuvarlağı kornere çeldi.
43. dakikada Ayite'nin sol kanattan verdiği pasla buluşan Halil İbrahim Pehlivan, topu ceza sahasına göndermek istedi. Araya giren Mina, meşin yuvarlağı kornere gönderdi.
Karşılaşmanın ilk yarısı golsüz sona erdi.
53. dakikada Erdem Özgenç'in kullandığı köşe vuruşuna ceza sahasında iyi yükselen Flavio'nun kafa vuruşunda direkten dönen top Ayite'nin önünde kaldı. Bu oyuncunun bekletmeden yaptığı kafa vuruşunda top kaleci Farnolle'nin sağından auta çıktı.
63. dakikada gelişen Yeni Malatyaspor atağında Robin Yalçın'ın savunma arkasına gönderdiği topla buluşan Donald'ın vuruşunda kaleci Nordfeldt'den dönen top Fofana'nın önünde kaldı. Bu oyuncunun bekletmeden yaptığı vuruşta meşin yuvarlak üst direkten döndü. Dönen topu savunma uzaklaştırdı.
Karşılaşma 0-0 sona erdi.

Stat: Yeni Malatya
Hakemler: Abdulkadir Bitigen, Volkan Ahmet Narinç, Mustafa Savranlar
BtcTurk Yeni Malatyaspor: Farnolle, Chebake, Mina, Hadebe, Karim Hafez, Donald (Dk. 87 Walter), Murat Yıldırım (Dk. 75 Kjartansson), Ndayishimiye (Dk. 46 Robin Yalçın), Acquah, Fofana (Dk. 87 Ahmed Ildız), Umut Bulut
Gençlerbirliği: Nordfeldt, Erdem Özgenç, Flavio, Toure, Halil İbrahim Pehlivan, Baiano, Berat Ayberk Özdemir (Dk. 90+6 Polomat), Sefa Yılmaz (Dk. 90 Sami Gökhan Altıparmak), Ayite (Dk. 76 Seuntjens), Candeias, Stancu
Sarı kartlar: Dk. 18 Ndayishimiye, Dk. 18 Murat Yıldırım, Dk. 57 Mina, Dk. 59 Umut Bulut, Dk. 63 Chebake (BtcTurk Yeni Malatyaspor), Dk. 60 Sefa Yılmaz, Dk. 90+1 Berat Ayberk Özdemir (Gençlerbirliği)

Torino derbisinde kazanan Juventus

İtalya Birinci Futbol Ligi'nde (Serie A) lider Juventus, Torino derbisinde ezeli rakibi Torino’yu evinde 4-1 mağlup ederek, şampiyonluk yolunda bir engeli daha aştı.

Juventus, ligin 30. hafta açılış maçında Allianz Stadı’nda Torino'yu ağırladı.
Ev sahibi ekip 3. dakikada Paulo Dybala ve 29. dakikada Juan Cuadrado'nun attığı gollerle 2-0 öne geçti. Torino 45+6. dakikada Andrea Belotti'nin penaltıdan attığı golle farkı 1'e indirdi ve ilk yarı Juventus'un 2-1 üstünlüğüyle sona erdi.
İkinci yarıda da üstünlüğünü koruyan Juventus, 61. dakikada Cristiano Ronaldo ile farkı tekrar 2'ye çıkarırken, Torinolu oyuncu Koffi Djidji 87. dakikada kendi kalesine attığı golle skoru belirledi:4-1
Bu sonuçla lider Juventus puanını 75'e çıkarırken, Torino 31 puanda kaldı.

Henry Onyekuru Galatasaray'a veda etti

Galatasaray'ın sezon başında Monaco'dan kiralık olarak kadrosuna kattığı Henry Onyekuru, teknik heyet ve takım arkadaşlarıyla vedalaşarak sarı-kırmızılı kulüpten ayrıldı.

Sarı-kırmızılı ekibin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Kiralık sözleşmesi biten Henry Onyekuru, teknik heyetimiz ve takım arkadaşlarıyla vedalaştı. Yolun açık olsun." ifadeleri kullanıldı.
Takımdan ayrılan Onyekuru'nun antrenmanda vedalaşması sırasında çekilen fotoğraflara da açıklamada yer verildi.
Yeni sezon için hazırlıklara başlayan Monaco, Galatasaray'ın ara transfer döneminde kiralık olarak kadrosuna kattığı 23 yaşındaki oyuncuyu, sözleşmesinin 30 Haziran'da bitmesi üzerine geri çağırmıştı.

Leicester City 3 puanı 3 golle aldı

İngiltere Premier Lig'de milli futbolcu Çağlar Söyüncü formasını giydiği Leicester City, sahasında Crystal Palace'ı 3-0 yenerek, koronavirüs arası sonrası ilk galibiyetini aldı. Leicester'ın golcüsü Jamie Vardy, Premier Lig'de 100 gol barajını aştı.

Leicester City, İngiltere Premier Lig'in 33. haftasında Crystal Palace'ı konuk etti. Sahadan 3-0 galip ayrılan Mavi-beyazlı ekip, hem koronavirüs sonrası ilk galibiyetini aldı, hem de Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansını artırdı.
King Power Stadyumu'nda oynanan maçın ilk yarısı golsüz sona erdi. Ev sahibi Leicester City, 49. dakikada Kelechi Iheanacho ile 1-0 öne geçti. 77'de Jamie Vardy ile farkı 2'ye çıkardı: 2-0
Vardy, bu golle Premier Lig'deki 100. golünü atmış oldu.
90+4. dakikada bir kez daha sahneye çıkan ve Premier Lig'deki 101. golünü atan Vardy, maçın skorunu ilan etti: 3-0
Leicester City'de ilk 11'de maça başlayan milli oyuncumuz Çağlar Söyüncü, 90 dakika sahada kaldı.
Bu sonuçla UEFA Şampiyonlar Ligi'ni hedefleyen Leicester City puanını 58'e çıkarırken Crystal Palace 42 puanda kaldı.

Manchester United 5 golle kazandı

İngiltere Premier Lig'i ilk dörtte bitirmeyi amaçlayan Manchester United, kümede kalma savaşı veren Bournemouth'u 5-2 mağlup etti.

İngiltere Premier Lig'in 33. hafta maçında Manchester United, Old Trafford'da Bournemouth'u konuk etti.
Sezonu ilk dörtte bitirip Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı amaçlayan Manchester United, kümede kalma mücadelesi veren rakibini farklı mağlup etti. Kırmızı Şeytanlar sahasında 5-2'lik gollü bir galibiyete imza attı.
Manchester United'ın golleri Mason Greenwood (2), Bruno Fernandes, Anthony Martial ve Marcus Rashford'dan geldi. 18 yaşındaki Mason Greenwood attığı gollerle dikkat çekerken frikikten ağları sarsan Bruno Fernandes ise yaptığı iki asistle de günün yıldızı oldu. Bournemouth'un golleri ise Junior Stanislas ve Joshua King'den geldi.
Manchester United bu galibiyetle birlikte 55 puana ulaşırken Bournemouth ise 27 puanda kaldı ve 19. sırada yer aldı.

Gianluigi Buffon Serie A tarihine geçti

Juventus'un 42 yaşındaki İtalyan kalecisi Gianluigi Buffon, 648. kez sahaya çıktığı Serie A'da, Paolo Maldini'yi geçerek en fazla forma giyen futbolcu oldu.

Juventus'un Torino'yu evinde ağırladığı lig mücadelesinde takımın kalesini koruyan tecrübeli kaleci, 647 kez forma giyerek rekoru elinde bulunduran Milan'ın efsanesi Paolo Maldini'yi geride bıraktı.
1995-2001 yılları arasında formasını giydiği Parma'da yıldızı parlayan Buffon, 2001'den 2018'e kadar kesintisiz şekilde Juventus formasını giymiş, 2018-2019 sezonunda Paris Saint Germain deneyiminden sonra bu sezon başında siyah-beyazlı kulübe dönmüştü. Buffon, Juventus formasıyla 9 İtalya Serie A, 4 İtalya Kupası, 5 İtalya Süper Kupası kazanmıştı.
Juventus, geçen hafta Buffon'un sözleşmesini 1 yıl uzatmıştı.

Fenerbahçe Beko, Igor Kokoskov'u açıkladı

Fenerbahçe Beko, Igor Kokoskov ile 3 yıllık anlaşmaya vardığını duyurdu.

Fenerbahçe Kulübü, Fenerbahçe Beko'nun yeni başantrenörünün Igor Kokoskov olduğunu açıkladı.
Sarı-lacivertli kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, "Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol takımımız, Avrupa'nın en değerli koçlarından biri olarak kabul edilen, Avrupa basketbolunu uzun süredir NBA'de temsil eden ve bu organizasyonda şampiyonluk yaşamanın yanı sıra birçok ilke imza atmış olan, aynı zamanda milli takım kariyerinde Avrupa şampiyonluğuna erişmiş başarılı koç Igor Kokoskov ile üç yıl için anlaşmaya varmıştır." denildi.
Igor Kokoskov kimdir? 
Slovenya'nın 2017 Avrupa Basketbol Şampyionası'nda gelen tarihi başarısının en büyük mimarlarının başında şüphesiz koç Igor Kokoskov geliyor. Slovenya tarihi adına bir ilke imza atan ve bir yenisine hazırlanan Kokoskov, bireysel olarak ise kariyerinde birçok ilki daha öncesinde yaşamış bir isim. Geçirdiği trafik kazası ve sakatlıklar nedeniyle basketbolda oyunculuk kariyeri çok erken yaşta sona eren Kokoskov, 24 yaşında başlayan antrenörlük kariyeri ile Yugoslavya basketbol tarihinin bu alandaki en genç ismi olmayı başarmıştı.
Son 17 yılını NBA'de geçiren Sırp antrenör, 2000 yılında Alvin Gentry'nin yardımcısı olarak Los Angeles Clippers teknik ekibine katıldığında Amerikalı olmayan ilk tam zamanlı asistan koç olmuştu.
2003'te Larry Brown'un teknik ekibine katıldı ve bu ekibin bir parçası olarak 2004 yılında Detroit Pistons ile şampiyonluk sevincini yaşadı. 2008'de Phoenix Suns teknik ekibine katıldığında bugünlerin temellerini atmaya başlamıştı. Çünkü dahil olduğu Suns, 2008-09 sezonu öncesi genç Sloven Goran Dragic'i kadrosuna kattı. Steve Nash'in de yer aldığı kadroda Kokoskov, genç Dragic'in gelişiminde önemli rol oynadı. Bugünlerde Goran Dragic milli takım ile en iyi dönemini geçirirken bir başka guard Luka Doncic de Kokoskov yönetiminde seviye atlamış durumda.
Daha sonraları NBA'de Cleveland Cavaliers ve Orlando Magic teknik ekiplerinde görev yapan Kokoskov, 2015 yazından beri Quin Snyder'ın yardımcılarından biri olarak Utah Jazz'da görev alıyor. Utah'ın görüntüsünde Kokoskov'un payı büyük. Çünkü takımın koçu Quin Snyder da CSKA Moskova teknik kadrosunda Avrupa'da yardımcı antrenör olarak görev yaparak deneyim kazanmış bir isim ve Avrupa basketboluna genel anlamda bir yakınlık söz konusu. Takımın bu yazki hamlelerinden Ricky Rubio da Kokoskov etkisiyle farklı bir düzeye çıkma ihtimali taşıyor.
17 yıldır NBA'de sürdürdüğü görevinin yanında Kokoskov, Avrupa'da bir başka efsane ile de çalışma fırsatı yakalamıştı. 2004 ve 2005'te Sırbistan-Karadağ Milli Takımı'nda Zeljko Obradovic'in yardımcısı olarak görev aldı.
2008'de baş antrenör olarak Gürcistan'ın başına geçen Kokoskov, 2011'de Gürcistan'ı ilk Avrupa Şampiyonası'na götürmeyi başardı.
2017'de ise Slovenya Milli Takımı ile birlikte Sırp koç yenilgisiz şekilde Avrupa Şampiyonası'nda finale ulaşmayı başardı ve bu Slovenya basketbol tarihinin en büyük başarısı konumunda. Şimdi hedef tarihlerinin ilk şampiyonluğu ki bu baş antrenör olarak görev yaptığı bir takımda Kokoskov'un da en büyük başarısı olacak.
Sırp koçun uzun kariyerine rağmen henüz 45 yaşında olduğu düşünülürse bugüne kadar elde ettiklerinin yanında çok daha fazlasını da elde edebileceğini söylemek mümkün.
Daha önce, "NBA tarihinin Avrupa'da doğup büyüyen ilk başantrenörü" unvanıyla bu ligde Phoenix Suns'ı çalıştıran Kokoskov; Los Angeles Clippers, Detroit Pistons, Orlando Magic ve Cleveland Cavaliers takımlarında da yardımcı antrenörlük yapmıştı.
Sırp teknik adam, Sacramento Kings'deki görevine NBA'de sezon bitene kadar devam edecek. Sezonun sona ermesinin ardından İstanbul'a gelerek sarı-lacivertli ekibin başına geçecek.

MLS'in açılış maçına erteleme

Yeniden başlaması planlanan MLS'te oynanacak açılış maçı Dallas FC'de çıkan pozitif testlerin ardından ertelendi.

Koronavirüs nedeniyle askıya alınan MLS'te sezonun yeniden başlaması planlanırken açılış maçına erteleme geldi.
NBA gibi Disney World'de oynanacak olan MLS, Dallas FC ile Vancouver Whitecaps arasında oynanacak maçla yeniden başlayacaktı. Ancak Dallas'ta çıkan 6 pozitif vakanın ardından mücadele ertelendi.
Ertelenen Dallas - Vancouver maçının ne zaman oynanacağına dair herhangi bir açıklama yapılmadı.

Formula 1'de sezonun ilk pole pozisyonu Bottas'ın

2020 Formula 1 Dünya Şampiyonası'nın Avusturya Grand Prix'sine, Mercedes takımının Fin pilotu Valtteri Bottas ilk sıradan başlayacak.

Spielberg kentindeki 4 bin 318 metrelik pistte yarın 71 tur üzerinden gerçekleştirilecek yarışın sıralama turlarında, 30 yaşındaki pilot Bottas 1.02.939'luk derecesiyle pole pozisyonunun sahibi oldu.
Mercedes'in Büyük Britanyalı pilotu Lewis Hamilton, takım arkadaşının 0,012 saniye gerisinde ikinciliği, Red Bull'un Hollandalı pilotu Max Verstappen de 0,538 saniye gerisinde üçünlüğü elde etti.
Mart ayında Avustralya'da başlaması beklenen ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle organizatörlerin birçok yarış için erteleme ve iptal kararı aldığı Formula 1'de sezonun ilk yarışı yarın TSİ 16.10'da koşulacak.



05 TEMMUZ 2020 PAZAR


16:00Formula 1Avusturya GPformula1lastikİdman TV

Fenerbahçe'den Simon Falette açıklaması

Fenerbahçe, kiralık olarak forma giyen Simon Falette ile ilgili açıklamada bulundu. 

Sarı lacivertli ekip, sezon sonuna kadar tecrübeli savunmacının takımda kalacağını bildirdi. Sarı lacivertli kulpten yapılan açıklamada, " Kiralık oyuncumuz Simon Falette ve kulübüyle yapılmış olan anlaşma gereğince oyuncumuzun sezon sonuna kadar takımımızda devam etmesi konusunda bir problem bulunmamaktadır." ifadelerine yer verildi.
Kaynak: TRT SPOR

Yukatel Denizlispor, Bülent Uygun'la yollarını ayırdı

Süper Lig ekiplerinden Yukatel Denizlispor, teknik direktör Bülent Uygun'la yollarını ayırdı. 

Süper Lig ekibi Denizlispor, Bülent Uygun ile olan sözleşmesini karşılıklı olarak anlaşmaya vararak sona erdirdi.

Denizlispor'dan yapılan yazılı açıklamada, " Kulübümüz teknik direktör Bülent Uygun ile olan sözleşmesini karşılıklı olarak anlaşmaya vararak sona erdirmiştir. Kulübümüze verdiği hizmetler için Bülent Uygun ve ekibine teşekkür eder, bundan sonraki kariyerlerinde başarılar dileriz" denildi.

Ermenistan futbolunda şike skandalı

Ermenistan Futbol Federasyonu, şike yapıldığı gerekçesiyle ülkenin ikinci futbol ligini askıya alırken, 45 kişiye futboldan ömür boyu men cezası verdi.

Federasyondan yapılan açıklamada, aralarında kulüp sahipleri, oyuncular ve antrenörlerin yer aldığı şike yaptığı tespit edilen 45 kişiye ömür boyu, 13 kişiye ise çeşitli dönem aralığında men cezaları verildiği belirtildi.
Ermenistan 2. Futbol Ligi maçları askıya alınırken, bu ligde mücadele eden Aragats, Torpedo, Masis, Lokomotiv ve Yerkan takımları, maçlarda aldığı şüpheli sonuçlar nedeniyle ligden diskalifiye edildi.
Konu üzerine açıklamalarda bulunan Ermenistan Futbol Federasyonu Başkanı Armen Melikbekyan, "Bu kararları, uluslararası futbol organizatörleri, UEFA ve ülkenin yargı organlarıyla yaptığımız görüşmelerin ardından almaya karar verdik. Şike yapıldığına ilişkin elimizde çok net kanıtlar bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ülke basınında yer alan haberlere göre, futboldan men cezası alanlar arasında Rus pasaportlu kulüp sahipleri, Rus, Ukraynalı, Letonyalı ve Belaruslu futbolcular da yer alıyor.

Abdullah Avcı ile 105'e 68'e dair derin bir muhabbet

Beğeneni de çok, beğenmeyeni de... Hakkında herkesin söyleyecek bir sözü var... O ise sadece saha içini konuşuyor. TRT Spor yorumcusu Serkan Akkoyun, Abdullah Avcı ile derin, detaylı ve değerli bir futbol sohbeti gerçekleştirdi.


Türkiye'de popüler bir figürseniz herkesin sizin hakkınızda mutlaka söyleyecek bir sözü vardır. Hele futbol dünyasında popüler bir figürseniz... Abdullah Avcı da onlardan bir tanesi. Kimilerine göre finalleri kazanamayan bir teknik direktör, aralarında benim de olduğum kimilerine göre ise oyunu değiştirebilecek idealizme sahip bir futbol adamı. Yaşadığı tüm iniş ve çıkışlara rağmen sadece 105'e 68'in içinde olanları konuşuyor. 'Biliyorum' demiyor, 'öğreniyorum' diyor. Hatalarında suçu başkalarına atmaktansa önce kendi öz eleştirisini yapıyor. Son birkaç yıldır ise, futbol dünyasının alışık olmadığı bir şekilde kişisel gelişimi için profesyonel bir kariyer yönetim ekibiyle çalışıyor. 105'e 68'in içinde en iyilerden biri olmak için dışında kalan sonsuz alanı, sınırsız kullanıyor.
Abdullah Avcı, hakkında herkesin mutlaka bir sözü olacağı, futbol dünyasının en önemli figürlerinden. Onunla derin, detaylı ve değerli bir futbol sohbeti gerçekleştirdik. Yazıyı okumaya devam edecekseniz uyarayım; bundan sonrası futbola dair önemli spoilerlar içeriyor. Keyifli okumalar...
"Kazanmak her şey değildir. Nasıl kazandığınızın da önemi vardır"
Hocam öncelikle sizin futbol gelişiminizi konuşarak başlamak istiyorum. Neredeyse 6 yılda 6-7 farklı sistem uyguladınız. Yakın dönemden ele alırsak ilk yıllarınızda genel olarak sahayı 4'te 1'lik bölümlerde kullanan, kaymalara dikkat eden ve kontra atak futbolu oynayan bir takım ortaya çıkardınız. Daha sonra Emre'nin gelmesiyle pas ve topa sahip olmalar başladı. Ofansif beklerin gelmesiyle Emre'nin uzun pas özelliğini de oyuna kattınız. Son seneleriniz de ise tamamen pas futbolu, 2 tane 10 numaralı ve İrfan gibi kreatif oyuncularla dominant bir futbol izledik. Buradan yola çıkarak şunu konuşmak istiyorum: Kendi futbol yolculuğunuzu nasıl anlatmak istersiniz? Başladığınız günlerle bugünler arasındaki farklar neler? Hangi noktalarda bu bahsettiğim değişimler yaşandı ya da bu tespitlerimde hatalı/farklı noktalar nelerdi?
Futbol antrenörlük hayatımda sürekli gelişmeyi kendime felsefe edinerek bu mesleği icra etmeye çalışıyorum. Tespitlerinize katılıyorum. Başakşehir’in ilk kurulduğu sene savunma gücü yüksek bir takım oluşturduk ve bu oyunla ligi 4. sırada bitirdik. Kendimizi tekrarlamak değil ilerlemek istiyorduk. Savunma oyununu sürdürülebilir hale getirmek için süreç içerisinde oyunumuza hücum gücünü ekledik. Son yıllarımızda mümkün oldukça fazla oyuncu ile hücum yapıp rakip savunmaların düzenini bozmayı amaçlayan bir hücum organizasyonu üzerinde çalışıp bu geçişleri yaptık. Geçiş süreçleri her zaman sancılıdır ve yenilikleri oyuncularınıza inandırmak zaman alabilir. Bu süreçlerde zaman zaman skor olarak kaybettiğimiz maçlar oldu fakat bizim için önemli bir öğrenme süreci oldu. Bunun için 'kaybettik' değil 'öğrendik' diyebilirim. Bu geçiş sürecinde takımınızdaki oyuncuların algı seviyesi yüksek ise geçiş sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Oyunu her zaman bir bütün olarak düşünüyorum. Topa sahipken alanı olabildiğince genişletip rakibinizi kendinizden uzaklaştırmalı, top rakipteyken oyun alanını mümkün olduğu kadar daraltıp rakibinize yakın olmalısınız. Hücum yaparken savunmayı, savunmaya yaparken hücumu düşünebilen oyuncu grupları oluşturmak üzerine çalışmalar yapıyoruz. Pas oyunun kendi içerisinde amaçları vardır. Sadece pas sayımızın yüksek olması oyuna hükmettiğiniz anlamına gelmez. Bütün hücum organizasyonlarımızda rakibin savunma yerleşimini nasıl bozarız bunun üzerine çalışmalar yapıyoruz. Takımların ve oyuncuların gelişimi gibi teknik adam olarak ben de kendimi ve ekibimi geliştirmekle yükümlü olduğum düşüncesi içerisindeyim ve her gün bir önceki günden daha iyi olmak için çalışıyorum. Futbol hatalar oyunudur denir hep, ben yaptığımız hataları analiz edip ders çıkarmaya ve sürekli neyi daha iyi yapabilirim düşüncesi ile hareket etmeye çalışıyorum. Kazanmak her şey değildir. Nasıl kazandığınızın da önemi vardır. Uzun süre Başakşehir’in ilk yıllarındaki gibi bir oyun oynamış olsaydık ne ben mutlu olurdum ne de oyuncu grubu mutlu olurdu. Sürdürülebilir başarılar için yaptığınız işten keyif almalı ve izleyenlere keyif vermelisiniz.

"Artık kalecilerin sadece kurtarış yapması yetmiyor"
Sizin gelişiminizi konuştuk. Bir de futbolun gelişimi var. Sürekli değişen, dönüşen bir oyun haline geldi futbol. Bu gelişmeleri muhakkak takip ediyorsunuz. Sizce futbol günümüzde nasıl bir oyun haline geldi? Siz kendinizi bu oyunun neresinde görüyorsunuz?
Futbol sürekli gelişim halinde devam ediyor. Günümüz futbolunu sadece hücum ya da savunma diye ayıramayız her ikisini de aynı anda yaparak oyununuzu planlamanız gerekiyor. Yani Hollandalıların Total Futbol olarak adlandırdığı bu 'birlikte hücum birlikte savunma' oyunu günümüzde en çok gördüğümüz oyun diyebiliriz. Bunun yanında günümüzde savunmaların daha fazla ön plana çıkmasından dolayı geçiş hücumlarının etkisi maçların belirleyicisi oluyor. Ben oyunun sürekli gelişmesinden dolayı dünya futbolundaki yenilikleri sahaya yansıtma çabası içerisindeyim. Günümüzde futbol sürekli gelişiyor, savunma ve hücumu birlikte yapan üst seviye takımlar görüyoruz. Bu üst seviyedeki takımlar, bizlere çok iyi örnek oluyorlar. Kendinizi geliştirmediğiniz sürece geriye gidiyorsunuz. Dünya futbolunu yakından takip edip, güncel oyunları repertuarımıza ekliyoruz ve uygulamaya çalışıyoruz.
Günümüz futbolunda kanat beklerinin öne çıkması, oyun kurucuların 'deep lying playmaker' haline gelmesi ya da sweeper kalecilerin kullanılması dikkat çekiyor. Artık liberolar, klasik 10 numaralar ya da pivot santrforlar demode oldu. Sizce futbolda başarılı olmuş akımları mı takip etmek doğru olur yoksa her takım kendi doğrusunu mu aramalıdır?
Futbolda öne çıkmış akımları takip etmek doğrudur bunun yanında içinde bulunduğunuz ülke gerçeklerini de unutmamanız ve buna göre hareket etmeniz gerekir. İçinde bulunduğunuz ülkede oyuncuların alışmış olduğu saha formasyonları ve oyun tarzları vardır. Bunları bir bütün olarak düşünüp oyuncularınıza basit ve net bir şekilde istediklerinizi anlatıp uygulamanız teoride planladıklarınızın sahaya yansımasını kolaylaştırır. Dünya futboluna öncülük eden takımların oyuncu yetenekleri sizinkinden çok farklı olabiliyor. Dünya futbolunu yakından takip edip size uygun olabilecek akımların bir bölümünü uygulamak daha gerçekçi ve sağlıklı olacaktır. Günümüz futbolunda gelişmiş savunmaları açmak gün geçtikçe zorlaşıyor ve siz de bunlara çözüm üretmek durumunda kalıyorsunuz. Bulduğunuz çözümleri sürekli güncellemek durumundasınız. Bu çözümleri sadece hücum oyuncuları ile bulamıyorsunuz. Rakibin savunmasını açmak için kalecinizi dahi oyunun içerisine kullanmanız gerekiyor. Nasıl savunma yaparken savunmayı forvet oyuncuları ile başlatıyorsanız hücum yaparken de hücumun ilk ayağını kaleciniz ile başlatmanız gerekiyor. Hücum yaparken tüm oyuncularınızı oyunun içine sokmak, mümkün olduğunca fazla oyuncu ile hücum yapma fırsatı sağlıyor. Günümüz futbolunda bunların örneklerini çok fazla görebiliyoruz. Artık kalecilerin sadece kurtarış yapması yetmiyor aynı zamanda oyunun içerisine katılması gerekiyor. Aynı durum savunma oyuncuları içinde geçerli; topu uzaklaştırmak yerine takım arkadaşlarına kazandırarak atak başlatması önemlidir. Güncel futbolda takımlar artık klasik 10 numaralar yerine iki tane 10 numara tarzındaki 8 numaralar ile oynuyor. Bu sayede bu orta saha özellikli oyuncuların hem savunma hem gücünden yararlanarak hücumda ve savunmada sayısal üstünlük sağlayabiliyorsunuz. Günümüz futbolunda tüm oyuncuların savunmaya ve hücuma katılması gerekiyor. Bir oyuncu bile saha içerisinde savunma organizasyonuna katılmadığında rakipler bu zaafları çok iyi şekilde kullanabiliyor ya da bir oyuncunuz hücum organizasyonlarında yeterli seviyede olmadığında oyununuz kilitlenebiliyor. Çalıştığım takımlarda top ayağında olmayan oyuncular top ayağında olan oyuncunun ne yapacağını bilmesini isterim. Johan Cruyff’un çok sevdiğimiz bir sözü vardır ‘’Topun nereye gideceğini top ayağında olan oyuncular değil topsuz oyuncuların yaptığı koşular veya aldığı pozisyon belirler’’ bu yüzden ‘’yardımcı koşu ‘’ olarak adlandırdığımız topsuz oyuncuların yapacakları koşular oyunumuzu belirlemede bize yardımcı oluyor. Saha içerisinde oyuncuların, saha kenarında bizlerin, tribündeki seyircilerin ve ekran başındakilerin keyif alacağı bir oyun anlayışı için sürekli çalışmaya, geliştirmeye devam edeceğiz.

"Felsefesinden en çok etkilendiğim oyun modelleri Johan Cruyff'unkiler"
Benim kişisel gözlemlerinden bir tanesi sizin biraz Atletico Madrid biraz Manchester City'nin dikte ettiği oyun modellerine benzemeye çalışmanızdı. Topa sahip olup, pasla çıkan ve oyunu rakip yarı sahada oynamak isteyen takımlar düşünüyordunuz. Ancak bence en önemli özelliğiniz savunmada iyiydiniz ve özellikle size karşı kullanılan duran toplarda alan savunması disiplinini kaybetmediniz. Sizden duymak isterim: Takip ettiğiniz bir futbol modeli var mı? Ya da beğendiğiniz teknik adamlar? Varsa bunu nasıl anlatabilirsiniz? Yoksa, futbolda her dönemde farklı modelleri mi denemek doğrudur?
Bahsettiğiniz sezon İstanbul Başakşehir’de duran toplardan 18 gol bulmuştuk ve bunların 17’si müsabakanın ya ilk golü ya da eşitliği bozan gollerdi ve bu maçların 16 tanesini kazandık. Ben oyunun her bölümünü planlamayı seviyorum ve bunu oyuncularıma anlatıp ikna etmeye çalışıyorum. Duran toplarda oyunun en önemli parçalarından biri. Benim takımlarımda akan oyunda olduğu gibi duran toplarda da alan savunmasını görebilirsiniz. Her oyuncuyu mümkün olduğunca kendi bölgesine göre alan savunmasında görev vermeye çalışıyorum. Duran toplarda her oyuncunun kendi bölgesinde pozisyon alması, pozisyonların devamında pozisyon geçişlerini kısa sürede yapmalarını sağlıyor. Duran toplardan atılan gollerin büyük bir kısmını duran topların devamından geldiğini biliyoruz ve bunlara karşı savunmada önlemler alıp hücumda rakiplerin zaafları üzerine çalışıyoruz. Johan Cruyff felsefesindeki oyun modelleri benim oyun anlayışımı en çok etkileyen felsefe ve biz de bunları uygulamaya çalışıyoruz. Sacchi, Sarri, Bielsa, Guardiola, Kloop, Favre gibi teknik direktörler dünya üzerinde felsefelerini çok beğendiğim ve oyunlarından etkilendiğim teknik adamlar. Hepsinin kendine özgü özellikleri var ve herbirinden kendinize bir şeyler katabiliyorsunuz.
"Teknik ekibimde beni tamamlayan profesyoneller çalışırım"
Milli takım döneminizde (2012) verdiğiniz bir röportajda aynen şu cümleleri söylemiştiniz: "Bugün dünyada taç atışlarını herkes çok küçümsüyor. Taç atışlarından atılan veya yenilen gollerin veya girilen pozisyonların haddi hesabı yok. Çünkü taç atışlarında top dışarıda olduğu için oyuncu pozisyonunu almakla ilgili sıkıntı yaşar." Sizin bu sözlerinizden 6 sene sonra dünya Liverpool'un taç antrenörünü konuşuyordu... O günden bugüne sizce biz nerede eksik kaldık?
Futbolda ayrıntılar çok önemlidir ve %1‘lik % 2'lik ayrıntılar bütün maçın belirleyicisi olabilir. Ayrıntılara hep dikkat etmiş ve üzerinde durmuşumdur. Küçük ayrıntılar büyük farkları oluşturuyor. Çalıştığım oyunculara sürekli topun oyun dışında olduğu bölümün ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Taçlar da topun oyun dışında olduğu önemli bölümlerin başında geliyor. Savunmadaki ve hücumdaki taç atışları oyun genelinin ciddi bir bölümünü etkiliyor. Ligimizde top oyunda ortalama 51-52 dakika civarında kalıyor. Maç başına ortalama 41 taç atışı kullanılıyor. Bu 41 taç atışında takımlar yerleşimlerini kaybediyorlar ve bu rakipler için fırsat oluyor. Taç atışlarının devamında topa sahip olma oranınız artıyor ya da azalabiliyor. Rakip taç atışlarında sahayı daraltıp doğru pozisyon almıyorsanız topun arkasında 2 dakika koşmanız gerekebiliyor. Bu yüzden 2-3 saniyelik reaksiyon vererek bu 2 dakikayı topa sahip olarak geçirebiliyorsunuz. Hücum yaparken de bunun tersini düşünebiliriz. Günümüzde her işi profesyoneller ile yapmak durumundasınız. Teknik ekibimde beni tamamlayan profesyoneller çalışırım. Çalıştığım antrenörlerin sürekli futbol düşünmelerini ve sürekli futboldan konuşmalarını isterim. Benim de maçtan sonra çıkıp sahanın içerisindekileri anlatmam bundandır.
"Ülkemizde çok fazla uzun vadeli sistematik çalışmalar yapılamıyor"
Futbol tarihinde dönemlere damga vuran takımlar vardır: 50'ler Macaristan, 60'lar Ajax, 70'ler Brezilya, yine 70'ler Hollanda (Ajax'ın devamı), 80'ler Milan, 90'lar İtalyan takımları, yine 90'lar Fransa, 2000'ler İspanya, Barcelona, Real Madrid ve yakın dönemlerde Atletico Madrid, Manchester City, Liverpool... Bu tarihte neden hiçbir Türk takımı yer alamadı sizce?
Tarihe damga vuran takımlar ya da ülkeler sistemli bir şekilde organizasyonlarını gerçekleştiriyorlar. Maalesef bizim ülkemizde çok fazla uzun vadeli sistematik çalışmalar yapılamıyor ve bunun karşılığını alamıyoruz. Bir ülkede veya takımda sistemin işler hale gelmesi binlerce saat teorik ve pratik antrenmanlar gerektiriyor. Bu sistemlerin oluşması sadece profesyonel takım ile olmuyor aynı zamanda öz kaynak düzeninizin en alt yaş kategorisinden başlayarak futbol felsefenizi ve kültürünüzü oyunculara anlatmalı ve uygulamalısınız.
Hocam soruyu biraz daha sert sormak istiyorum: Türk futbolunun ekolleşme sorunu, taktiksel geri kalmışlığının altında yatan nedenler neler olabilir? Bunda oyunu konuşmamak, saha içiyle ilgilenmemek ve en önemlisi futbol konuşurken olmuş bitmişle ilgili söz söylemekten başka, olması gerekene dair çözüm üretmemek ne kadar etkili?
Ben hep saha içerisinde kalarak sahanın içini konuşmaya çalıştım ve bu mesleği yaptığım sürece bildiklerimi ve planladıklarımı paylaşmaya devam edeceğim. Oyuncularımla taktiklerimizi konuşmayı, rakip taktikleri hakkında tartışmayı ve takım oyununu düşünmelerini isterim. Bunlar hem sizi hem oyuncularınızı geliştirip daha kısa sürede çözüm üretme konusunda size yardımcı oluyor. Çalıştığımız takımlarda video analizlerimizi interaktif biçimde yapma yolundayız. Ben her analiz toplantısında oyuncularımı “Planımız neydi?” “Bu planı nasıl uyguladık?” “Neleri daha iyi yapabilirdik?” gibi sorularla oyunu düşünmeye ve çözümler üretmeye zorluyorum. Oyuncularımdan ve ekibimden sürekli oyunu ve kendimizi sorgulamalarını istiyorum. Bu hem onları hem bizleri geliştiriyor. Bugünün oyuncuları yarının antrenörleri olacak ve onlar da oyuncularını geliştirecekler. Yeni nesil ile birlikte daha planlı oyunlar ve oyuncular ortaya çıkacak ve taktiksel gelişim günden güne daha önemli bir hal alacak.
"Almanya'da oyuncular A takıma gelene kadar 20.000 dakika süre alıyor, ülkemizde ise 5.000 dakika"
Türk futbolunun en büyük problemi her zaman söylendiği gibi altyapı. Siz altyapıda çalışmış, başarılı olmuş bunu Milli Takım düzeyine de taşımış bir teknik adam olarak altyapı konusunda neler söylemek istersiniz? Altyapı antrenörlüğü, eğitim müfredatı, çocukların topla olan ilişkisi, dünyadan modellerin Türkiye'de uygulanabilirliği gibi konularda nasıl üst seviyeye çıkabiliriz?
Altyapıdan gelen oyuncularımızın futbolun temellerini çok iyi bilmesi ve uygulayabilmesi gerekiyor. Bunu sadece oyuncu eğitimi ile sağlayamazsınız aynı zamanda antrenör, yönetici, spor adamları eğitimini de gerçekleştirmemiz gerekiyor ki oyuncu gelişimi hızlandırabilelim. Altyapıya olan yatırımlar sadece bir ya da iki kulüp ile yapıldığında sonuç alamayız, tüm takımların bu yatırımları yapması gerekir ki oyuncu gelişimi sağlansın. Sadece bir takım altyapı yatırımı yaptığında müsabakalarda çok farklı sonuçlar ortaya çıkabiliyor ve oyuncu gelişimi gerekli düzeylerde olmuyor. Alt yaş gruplarında rakiplerine üstünlük kuran oyuncular A takım seviyesine geldiklerinde aradaki fark ortadan kalkıyor. Bizim yapmamız gereken gerekli rekabet ortamını sağlayabilmek. Gerekli rekabet ortamını sağladığımızda oyuncularda sürekli bir gelişim olması oldukça muhtemel. Federasyon, altyapı takımları için kriterler koyup (saha, tesis, antrenör eğitimi vb.) bu kritere uygun olan takımları kendi aralarında yarıştırarak gerekli rekabet ortamını sağlamalıdır. Alt yaş gruplarında oyuncuların mümkün olduğunca fazla süre alarak A takıma gelmesi gerekmektedir. Örneğin Almanya'da oyuncular A takım seviyesine gelene kadar 20.000 dakika civarında süre alarak geliyor maalesef bu sayı ülkemizde 5.000 dakika civarında. Alt yaş kategorilerinde oyuncular 20-22 müsabakaya çıkarak sezonu bitirebiliyor. Alt yaş gruplarında müsabaka sayısını arttırmalı ve oyuncu gelişimini sürekli hale getirmeliyiz.
Ülkemizde PAF, U19, U21 vb. ligler yıllarca uygulandı fakat istediğimiz karşılığı hiçbir zaman alamadık ve uzun bir süre de alacak gibi bir durum gözükmüyor. Bu ligler yerine kurulabilecek olan Rezerv Lig ile oyuncuların daha fazla süre almasına olanak sağlayarak oyuncuların kontrol altında olması sağlanabilir. Altyapıdan gelen oyuncular 19 yaşına kadar A takım seviyesine geliyorsa bu oyuncular A takıma kazandırılabilir. 19 yaşından sonra A takıma uygun seviyeye gelmemiş oyuncular için 19-23 yaş aralığında bir Rezerv Lig kurarak bu oyunculara daha fazla süre tanıyabiliriz ve bu oyuncuları kontrolümüzde tutabiliriz. Dünyada ve ülkemizde bu tarz oyuncu örnekleri ile fazlası ile karşılaşmaktayız. Altyapıdan yetişen oyuncu 19 yaşında A takım seviyesine uygun olmadığı gerekçesi ile takımla ilişkisi kesiliyor ve alt lig takımlarına transfer oluyor. Burada 1-2 yıl yeterli şansı bulduktan sonra ciddi ücretler ödenerek farklı takımlara transfer olabiliyor. Rezerv Lig içerisine 2-3 kontenjan koyarak A takımda forma şansı bulamayan ya da sakatlık sonrası maç eksiğini kapatmak istediğiniz oyunculara burada şans verebilirsiniz.
"Futbolu aklınızla oynadığınızda daha az mesafe kat edip daha fazla iş yapabiliyorsunuz"
Diego Simeone ile çalışan futbolcular onun antrenmanlarından çok bahseder. Sizin için de aynı durum geçerli. Özellikle günümüz futbolunda antrenmanlar ne kadar önemli? Maçta yapılacak her şey daha önce planlanır mı? Örneğin duran top çalışmak şu anda elit takımların antrenmanlarında baya zaman alıyor. Siz futbolda antrenmancı mısınız yoksa 'en iyi antrenman maçtır' diyenlerden misiniz?
Hedef odaklı antrenmanlar üzerine çalışıyoruz. Müsabaka içerisinde karşılaşacağınız senaryoları antrenmanlarda canlandırma yapmanız oyuncuların maç performansını arttıracaktır. Bizim takımlarımızda antrenmanlar büyük bir bölümünü taktiksel çalışmalar oluşturuyor. Fiziksel antrenmanlarımızı dahi taktiksel olarak yapmak için ekibim çalışıyor ve uyguluyor. Oyuncular zaman zaman taktik çalışmalardan sıkılabiliyor fakat maç içerisinde karşılaştıkları sorunlar karşısında daha önceden çalışmış oldukları çözüm noktalarını sahada uyguladıklarında bundan çok keyif alıyorlar. Takımlarımızda haftada bir günümüzü duran top antrenmanlarına ayırıyoruz. Duran toplar atılan gollerin %30-35 civarına denk geliyor. Zaman zaman kilitlenmiş oyunda skoru değiştiren golü duran toptan bulup oyununun kontrolünü elinize alabiliyorsunuz. Antrenmanlarınız maç formatına en yakın şekilde olmalı ve maçı yansıtmalıdır. Oynadığınız oyun tarzı ile antrenmanlarınız benzerlik göstermelidir. Pas oyunu üzerine kurulu bir sisteminiz varsa antrenmanlarınız da bunları içermelidir. Müsabaka içerisinde topa tek dokunuş çok önemlidir fakat topa tek dokunuşta istediklerinizi yapabilmeniz için antrenmanlarda binlerce defa topa dokunmalısınız ki müsabaka içerisindeki topu dokunuşunuz kusursuz olsun. Antrenmanlarımızın çok büyük bir bölümü top ile geçiyor ve oyuncunuz her ne seviyede olursa olsun geliştiklerini gözlemleyebiliyorsunuz. Futbolu aklınızla oynadığınızda daha az mesafe kat edip daha fazla iş yapabiliyorsunuz.

"Galatasaray maçında attığımız ilk golü maçtan önce çalışmıştık"
Hocam teoriyi konuştuk ama biraz da pratik örneklerden yola çıkarak detaylandırmak istiyorum. Başakşehir'le Galatasaray'ı 5-1 yendiğiniz bir maç vardı. Benim tespitim şöyleydi o maçla ilgili: Mahmut ve Emre Belözoğlu yokken Galatasaray, size karşı Tolga-Belhanda-Fernando-Ndiaye orta sahası ile çıktı. Elia/Visca kanatlarını sadece beklerle karşıladılar. Zaman zaman 3'lüye döndüler hatta. Buna karşılık sizse bekleri içeri çektiniz, orta saha gibi oynattınız ve rakipten kalabalık oldunuz. Kanatları zorlayan rakip olmadığı için bol bol çizgiyi kullandınız...
Galatasaray o sezon Igor Tudor ile birlikte farklı formasyonları kullanıyordu. 1-3-5-2, 1-3-4-3, 1-4-3-3 gibi farklı formasyonları kullandı. Biz de antrenmanlarımızda bize karşı çıkabileceği tüm formasyonlara karşı planlarımıza çalıştık. Galatasaray o maçta 1-4-4-2 diamond formasyonu ile 2 çift forvet olarak çıkmıştı ve biz de bu formasyona karşı 1-4-2-3-1 formasyonu ile oynadık. Orta sahada Fernando, Tolga, Belhanda, Ndiaye ile oynuyorlardı ve merkezde bizim 3 oyuncumuza karşı 4 oyuncu ile orta sahada üstünlük kurabilirlerdi. Biz de beklerimizi iç koridora çekerek , Adebayor’u da sahte 9 numara olarak geri gelmesini istedik ve orta sahada zaman zaman 5v4 zaman zaman 6v4 sayısal üstünlüğü sağladık. Orta saha üstünlüğünü aldığımızda oyun kontrolü bizim elimize geçti ve hücumlarımızı kanatlardan gerçekleştirerek sonuca gittik. Bunun yanında şunu da söylemeliyim 5-1’lik maçta maçın ilk golünü müsabakadan önceki son antrenmanda çalıştığımız duran top organizasyonundan bulduk ve bu bizim sisteme ve oyuna olan inancımız arttırdı.
Buradan yola çıkarak şunu sormak istiyorum: Bir teknik adam olarak maça çıkmadan önce senaryoları nasıl çalışıyorsunuz? Rakip kadroya göre nasıl refleks alıyorsunuz? Bunların ne kadarı önceden planlanıyor, ne kadarına maç içinde karar veriliyor?
Oyun planlarımızın çok büyük bölümünü müsabaka öncesinde çalışıyoruz. Maç gününe kadar rakibin beklediğimiz savunma ve hücum organizasyonlarına karşı teorik ve pratik çalışmalarımızı yapıyoruz. Çalıştığımız oyuncu grubunun saha içerisinde problem çözme yeteneğini geliştirmek üzerine çalışmalar yapıyoruz. Antrenmanlarda maçlarda karşımıza çıkabilecek sorunlara karşı ne tür çözümler bulabiliriz onlar üzerine kafa yoruyoruz. Sorunlara en uygun çözüm hangisi ise onu uygulamak isterim. Rakipler zaman zaman formasyonlarını değiştirebiliyorlar. Antrenmanlarda maç içerisinde karşılaşabileceğimiz tüm olasılıkları kısa bir şekilde çalışıyoruz. Eğer oyuncu grubunuz algı seviyesi yüksek oyunculardan oluşuyorsa teorik olarak dahi çözümünü bulabiliyorsunuz. Bu tarz durumlarda animasyonları tablet ile maçtan önce oyuncularınıza göstererek müsabakada uygulamalarını istiyoruz. Maç esnasında yedek kulübesi ile analiz ekibi telsiz vasıtasıyla iletişim halinde oluyor ve sürekli bilgi akışlı sağlanıyor. İlk 45 dakikada yaşadığımız problemleri ve çözümünü devre arasında oyuncularımıza video ile gösteriyoruz ve isteklerimiz onlara iletiyoruz.
"Felsefeniz oturmamışsa hangi formasyonu kullandığınızın bir önemi olmayacaktır"
Bu konudan devam ederek şunu da tartışmak istiyorum hocam: Siz 4-2-3-1, 4-1-2-3 ve 2-3-2-3 yani farklı formasyonlar deneyen bir teknik adamsınız. Biz de bunları konuşmayı çok seviyoruz. Ancak biraz tersten konuşmak istiyorum. Bizde hep 'taktik-sitem' ve 'diziliş' birbirine karıştırılır. '4-4-2 taktiği ile oynadı' denir. Formasyonlar ile taktik arasındaki fark nedir ve önemli olan formasyon mudur, sizden dinleyebilir miyiz?
Sistem takımın bütün organizasyonu ve işleyişidir, formasyon ise sistemin içerisindeki bir araçtır. Formasyon sahaya sayısal dağılımdır diyebiliriz. Formasyondan çok kaç oyuncu ile hücum yapıp kaç oyuncu le savunma yaptığınız önemlidir. Avrupada Manchester City, Barcelona, Liverpool 4-3-3 formasyonu ile oynamaktalar ama bunun yanında hepsinin saha dizilimleri birbirinden çok farklı. Formasyonun içerisinde dahi değişiklikler olabilir. Farklı formasyonlar ile aynı taktiği uygulayabilirsiniz. Dortmund üzerinden bir örnek verirsek geçen sezon 4-2-3-1 oynuyorlardı bu sezon 3-4-3 formasyonun kullanıyorlar fakat taktiklerinde herhangi bir değişiklik gözlemlenmiyor. Felsefeniz formasyonun işleyişini kolaylaştırır. Felsefeniz tam anlamı ile oturmamışsa hangi formasyonu kullandığınızın bir önemi olmayacaktır.
"Oyunun anlarını doğru oynayabilmek çok önemlidir"
Beşiktaş'la oynadığınız bir Antalyaspor maçı da var. 2-1 kazandınız ancak iki yarı, iki farklı takım izlemiştik. İlk yarıda önde baskı kuran, doğru pas tercihleri kullanan ve kısa sürede skor avantajını yakalayan bir takım. Ancak aynı takım ikinci yarı üstünlüğü rakibe vermişti. Şunu sormak istiyorum: Oyunu 0-0 oynamak mı daha zordur yoksa erken 2-0 yapmak mı? (Çünkü o maçta 50'de 2-1 olunca takım da bir çözülme gözlenmişti.) Hep tartışılan bir konudur çünkü bu. Erken öne geçen takımın geri çekilmesi. Ve ihale teknik adama kalır. Gerçekten böyle midir yoksa oyuncu da skoru korumak için içgüdüsel olarak böyle davranır mı? Biraz teknik adam gözüyle oyuncu psikolojisini anlamak istiyorum açıkçası...
Oyunda skor değiştikten sonra rakip planları çok kısa süre içerisinde değişebiliyor. Müsabaka içerisinde oluşabilecek her türlü skora hazır olmalısınız ve takımınızı antrene etmelisiniz; özellikle Türkiye gibi skorun etkisi ile duygusal reaksiyon veren bir ülkede çalışıyorsanız... Aslında skoru bulunca geri çekilmek çoğu zaman sizin isteğiniz ile olmaz. Rakip takım skor olarak geri düşmüşse alabileceği tüm riskleri alıp oyunu önde oynamaya karar verir. Deplasmanda oynuyorsanız işin içerisine seyircinin dahil olması ile birlikte psikolojik faktörler sizi kendi kalenizin önüne itebilir. Bu durumlarda takımınız iyi savunma yapmayı bilmesi gerekir. Futbol içerisindeki çok fazla miktarda psikoloji barındırır. Bu tarz durumlarda saha içerisinde lider özellikli oyuncular oyunun belirleyici olurlar. Oyunun anlarını doğru oynayabilmek çok önemlidir. 90 dakika boyunca hücum yapmanız mümkün olmaz, bu tarz rakibin sayısal olarak fazla oyuncu ile hücum yaptığı durumları fırsata çevirebilirsiniz. Geçiş hücumlarında hücum oyuncularınızın ön alanda topu koruması ve arkadan gelen oyunculara servis yapması takımınızın hücuma çıkmasını kolaylaştıracak aynı zamanda savunma performansını arttıracaktır.
"Futbolun her alanında profesyonellere ihtiyaç var"
Sizin gibi birkaç kişi daha olmasına rağmen antrenörlük meselesinde yeterli seviyede değiliz bence. Özellikle TFF'nin lisans verme kriterleri, eski futbolcu değilseniz sizi çembere sokmamak üzerine. Bu da -uç örnek vererek dikkat çekmek istiyorum- bizden bir Sacchi, Sarri, Mourinho, Tedesco gibi isimlerin çıkmasını engelliyor olabilir. Sizce antrenörlük konusunda bu sistemde bir değişim yapılmalı mı?
Ülkemiz bu geçişi yapmak zorunda. Güncellenen futbolda genç beyinlere ve farklı görüşlere fazlasıyla ihtiyaç var. Antrenör kurslarına talep oldukça fazla oluyor ve federasyon bu talebi karşılamakta oldukça zorlanıyor. Son dönemlerde analiz antrenörlüğü, fiziksel performans antrenörlüğü, scout antrenörlüğü, psikolojik performans danışmanlığı vb. kurslar açarak teknik ekip içerisindeki eğitimleri vermeye çalışıyorlar. Bu kursların sayısını arttırılmalı, niteliği zenginleştirilmeli ve her kesime hitap ediyor olması sağlanmalı düşüncesindeyim. Futbolun her alanında profesyonellere ihtiyaç var. Ben her işi uzmanına yaptırıp maksimum fayda almayı amaçlarım.

"Ekibimi sürekli yurt dışına gönderiyor, güncel bilgileri toplamalarını ve bana raporlamalarını talep ediyorum"
Hocam siz profesyonel bir ekiple çalışıyorsunuz ve sürekli gelişmek için uğraşıyorsunuz. Futbolun dışında yabancı dil öğrenmek, dünyayı yakalamak, seminerlere katılmak vs. Bu çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Ayrıca son dönemde neler izliyorsunuz, neler okuyorsunuz, ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Benim hem saha içi için çalışan teknik bir ekibim, hem de saha dışı projeler ve gelişimler için çalışan bir kariyer ekibim var. İki ekip eş güdüm içerisinde ortak çalışıyorlar. Düzenli toplantılar yapıyoruz. Hem dünya futbolunu takip ediyor hem o gelişmelerden nasıl faydalanabileceğimizi planlıyoruz. Ekibimi sürekli yurt dışına gönderiyor, güncel bilgileri toplamalarını ve bana raporlamalarını talep ediyorum. Geçmiş yıllarda ekibimi Atletico Madrid, Barcelona, Manchester City Borussia Dortmund, Werder Bremen gibi takımlara gönderip sistemlerini incelemelerini istedim. Bu sistemlerden biz nasıl yararlanabiliriz hangilerini ülkemizde hayata geçirebiliriz bunları tartışıyoruz. Karantina sürecinde evde kaldığımız dönemde birçok spor filmi ve belgeseli izleme fırsatım oldu. Aynı zamanda kütüphanemde olan fakat okuma fırsatı bulamadığım birçok kitabı, özellikle futbol kitaplarını okudum. Kitaplarda, dizilerde ve filmlerde gördükleriniz, okuduklarınız yaşadıklarınız yaşadıklarınızla örtüştüğünü görüyorsunuz. Ekibim, takım çalıştırmadığımız bu süreçte oynanan maçların analizlerini yaptı. Online toplantılar düzenleyip hepsinin detaylı analizlerini yaptık. Pandemi öncesinde ekibim ile birlikte yurtdışı kulüp ziyareti ve maç izleme programları yapmıştık maalesef pandemiden dolayı bunları gerçekleştiremedik. Bunları önümüzdeki süreçte yapmayı planlıyoruz.
Kaynak: Serkan Akkoyun / TRT SPOR

NASCAR şampiyonu Jimmie Johnson koronavirüse yakalandı

Yedi kez NASCAR Kupası şampiyonu olan Jimmie Johnson, KOVID-19 testinin pozitif çıktığını açıkladı.

Hendrick Motorsports tarafından yapılan açıklamada 44 yaşındaki Johnson'ın koronavirüs testinin pozitif çıktığı duyuruldu.
Johnson ile birlikte eşi Chandra'da da alerji benzeri belirtiler tespit edildi.
Bu hafta sonu Brickyard 400 yarışında Johnson’ın yerini Justin Allgaier alacak.
Johnson yaptığı açıklamada , “Önceliğim sevdiklerimin ve takım arkadaşlarımın sağlığı ve güvenliği. Daha önce kupa kariyerimde hiçbir yarışı kaçırmamıştım . Her ne kadar bu durum hayal kırıklığı yaratıyor olsa da, yarışları kazanmaya hazır olacağım.” ifadelerini kullandı.
Önlem amaçlı olarak Johnson ile yakın teması nedeniyle bir takım üyesi daha karantinaya alındı.
Kaynak: TRT SPOR

Beşiktaş'ta stoper arayışı

Beşiktaş’ın transfer listesindeki isimler netleşmeye başladı. Siyah beyazlıların defanstaki önceliği, Aytemiz Alanyaspor’un Brezilyalı stoperi Welinton olacak.

Yeni sezon için transfer çalışmalarını sürdüren Beşiktaş’ta Sergen Yalçın, savunmaya takviye istiyor.
Deneyimli teknik adamın listenin 1 numarasında ise eski öğrencisi Aytemiz Alanyasporlu Welinton yer alıyor.
Hem geriden oyun kurma özelliği olan hem de hızıyla dikkat çeken 31 yaşındaki oyuncuyu takımında görmek isteyen Sergen Yalçın, yönetime bu isteğini bildirdi.
Beşiktaş yönetimi de Brezilyalı oyuncu için önümüzdeki günlerde harekete geçecek.
Beşiktaş’ı düşündüren konu ise, Welinton’un Aytemiz Alanyaspor ile 2023’e kadar olan sözleşmesi.
Yönetimin bonservis bedeli olarak Akdeniz temsilcisine 850 bin euro önereceği öğrenildi.
Welinton’un Beşiktaş’ta oynamaya sıcak bakması, yapılacak görüşmelerde siyah beyazlıların elini güçlendirmesi bekleniyor.
Aytemiz Alanyaspor’da 3’üncü sezonunu geçiren Welinton, 79 maça çıkarken bu karşılaşmalarda 8 gol attı.
Kaynak: TRT SPOR

FIFA'dan Arsenal'a yakın takip

FIFA, Arsenal'ın transfer politikalarını takibe aldığını açıkladı. İngiliz ekibi, 2018 yılında sattığı iki oyuncunun sözleşme maddelerinden dolayı 40 bin İsviçre frangı para cezası aldı. 

Dünya futbolunun yönetim organı, İngiliz devinin 2018 yılında sattığı iki oyuncusunun sözleşme çıkış maddeleriyle ilgili etik dışı davranış tespit etti.
Bu anlamda Chuba Akpom'un Yunan kulübü PAOK'a transferi sırasında sözleşmeye konulan "Bir İngiliz kulübüne satılırsa ücretin% 40'ı, başka bir takıma satılırsa % 30'u Arsenal'e ödenecek" maddesinin diğer kulüpler üzerinde etkili olduğu belirlendi.
Aynı şekilde Frosinone Calcio'ya transfer olan Joel Campbell için de başka bir İngiliz kulübüne satılmaması için teşvik edici maddeler konulduğu belirtildi.
FIFA, Arsenal'e bu tutumu nedeniyle 40 bin İsviçre frangı para cezası verdi.
FIFA, İngiliz ekibini, transfer sözleşmelerinin yakından takip edileceği konusunda da uyardı.
Kaynak: TRT SPOR

Victor Oladipo sezonun kalanında forma giymeyecek

Amerikan Basketbol Ligi (NBA) ekibi Indiana Pacers, all-star oyun kurucusu Victor Oladipo'nun sezonun kalanında forma giymeyeceğini açıkladı.

Indiana Pacers'ın internet sitesinden yapılan açıklamada, "Victor'un yüksek seviye maçlarda yaşayabileceği yeni sakatlıkları göz önünde bulundurarak sezonun kalanında oynamak istememesini saygıyla karşılıyoruz. Oyuncumuzun sağlığı bizim birinci önceliğimiz. Onu 2020-2021 sezonunda tam kapasiteyle aramızda görmek için sabırsızlanıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Skorer basketbolcu, Ocak 2019'da sağ dizinden yaşadığı sakatlık nedeniyle yaklaşık bir yıl sahalardan uzak kalmıştı. Bu yıl ocak ayında takıma dönen Oladipo, NBA sezonunun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ertelenmesinden önce 13 maça çıkmış ve 13,8 sayı, 3,2 ribaunt, 3 asist ortalamaları yakalamıştı.
NBA'de salgın nedeniyle askıya alınan 2019-2020 sezonunun, 31 Temmuz'dan itibaren Orlando'da 22 takımın mücadele edeceği maçlarla yeniden başlayacağı açıklanmıştı.

Nick Calathes ile Panathinaikos'un yolları ayrıldı

Yunanistan'ın Panathinaikos Basketbol Takımı, tecrübeli oyun kurucu Nick Calathes ile yolların ayrıldığını duyurdu.

Panathinaikos Kulübü, 31 yaşındaki Yunan basketbolcu Calathes'in 8 yıl görev yaptığı takımından ayrıldığını açıkladı.
Kariyerine Panathinaikos'ta başlayan Calathes, daha sonra Rusya'nın Lokomotiv Kuban ile Amerikan Basketbol Ligi'nin (NBA) Memphis Grizzlies takımlarında forma giymiş ve 2015'te Yunanistan ekibine dönmüştü.
THY Euroleague'de Panathinaikos ile 2011'de şampiyonluk yaşayan Calathes, 2018 ve 2019'da sezonun en iyi 5'ine seçilmişti. Calathes, 6 şampiyonluğa ulaştığı Yunanistan liginde ise 3 kez sezonun en değerli oyuncusu oldu.
İspanya ekibi Barcelona'ya transfer olacağı iddia edilen Calathes, THY Euroleague'de geçen sezon çıktığı 28 maçta 13,3 sayı, 9,1 asist, 4,9 ribaunt ortalamaları yakaladı.

MLB'de 38 kişide koronavirüse rastlandı

Amerikan Beyzbol Ligi'nde (MLB) 38 kişinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testi pozitif çıktı.

MLB'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, 3 bin 185 kişinin Kovid-19 testinden geçtiği ve 31'i oyuncu, 7'si takım çalışanı olmak üzere 38 pozitif vakaya rastlandığı belirtildi.
Bu arada 19 farklı kulüpte en az bir kişide koronavirüs tespit edildiği bildirildi.
Ligde 26 Mart'ta başlaması gereken ancak salgın sebebiyle ertelenen 2020 sezonunun 23 veya 24 Temmuz'da başlayacağı açıklanmıştı. Normal sezonun 162 maç yerine 60 maçta tamamlanacağı, ardından da play-off'lara geçileceği duyurulmuştu.

Yuto Nagatomo: "Burada inanılmaz yıllar geçirdim"

Yuto Nagatomo Türkiye'den ayrıldı, ayrılırken son röportajını ise TRT SPOR'a verdi. Nagatamo, "Burada inanılmaz yıllar geçirdik. Antrenmandan önce ağlamamak için kendime söz verdim ancak kendimi tutamadım" dedi.

Galatasaray ile sözleşmesi sonra eren Yuto Nagatomo, Türkiye'den ayrıldı.
Ayrılırken havaalanında son röportajını TRT SPOR'a veren Japon futbolcu, "Burada olmak beni inanılmaz onurlandırdı. Çok başarılı güzel seneler geçirdim. Şu anda çok mutluyum ama bir yandan da Türkiye'ye veda ettiğim için içim buruk. Türk insanını çok sevdik. Bu ülkeyi çok sevdik. Ayrılırken de hüzünlüyüm tabii ki. Fatih Terim'e, başkanımıza, taraftarlarımıza ve çalışanlarımıza çok teşekkür ediyorum." dedi.
"Antrenmandan önce kendi kendime söz vermiştim, 'güçlü olmam gerekiyor' dedim. Ancak o anda 2.5 senede yaşadığım anlar aklıma geldi ve Fatih Terim'in sözleri beni çok onore etti ve ağlamama sözümü tutamadım. Ağladım ve yapacak bir şey yok."
Nagatomo, geleceği ile ilgili ise, "Japonya'da menajerimle görüşeceğim. Kendimi iyi hissediyorum. Devam edeceğim. Ama nerede olacağı henüz belli değil." ifadesini kullandı.

Kaynak: TRT SPOR

3 Temmuz 2020 Cuma

Messi yeni sözleşme görüşmelerini durdurdu! Peki gider mi?

Barcelona'da işler iyi gitmiyor. Üst üste puan kayıplarıyla liderlik koltuğunu Real Madrid'e kaptıran Barça'da Messi de yeni sözleşme görüşmelerini durdurdu. Peki Messi gitmeyi düşünüyor mu? Avrupa basınından derledik.

İspanya'nın ünlü radyosu Cadena Ser, Lionel Messi'nin Barcelona yönetimiyle yeni sözleşme için yaptığı görüşmeleri durdurduğunu açıkladı.
Katalonya'da yayın yapan radyonun bu iddiası henüz yalanlanmış değil.
İspanyol medyasına göre ise Messi'nin görüşmeleri durdurmasının sebebi, neredeyse dünyanın her yerinde konuşulan, "Messi takımı yönetiyor" algısı. BBC'ye göre ise Messi, tüm bunlardan "bıktı" ve artık biraz dinlenmek istediğini ifade etti.
Belki de tarihin en büyük birlikteliklerinden biri olan Messi-Barcelona birlikteliği ise, düşük yüzdeli bile olsa tehlikeye girdi.
Radyoda yayınlanan El Larguero programı ise, iddiaları bir üst düzeye taşıdı ve Messi'nin gelecek sezon sonunda takımdan ayrılmak istediğini söyledi.
Messi'nin, Griezmann ile de ilişkilerinin kötü olduğu belirtiliyordu. Marca'ya göre ise, Messi bunu şiddetle yalanlıyor. Takım içinden gelen bilgiler de bunu doğrulamıyor. Messi, hiçbir zaman kimseyle arasının kötü olmamasına karşın bu tarz dedikodulardan rahatsız olduğunu da sık sık dile getiriyor.
Arjantinli yıldızın, teknik direktörleri kendi belirlediğine dair iddialar dolaşıyor. Bu iddialardan ilki, Tata Martino'yu Messi'nin kovduğuydu. Şimdi de Messi'nin, Setien'i getirdikten sonra beğenmediği için "zorluk" çıkardığı belirtiliyor. Ancak İspanyol medyası, hafta boyunca Messi'nin tüm bu konuşulanların yanlış olduğunu savunduğunu ifade ediyor.
Tüm bu olanlara Barcelona ve Katalonya için önemli bir isim olan Gerard Pique de dahil oldu. Pique, geçtiğimiz gün attığı tweette, birlik çağrısı yaptı.
Geçmişte de Messi'nin sözleşme görüşmelerinde pürüzler çıkmıştı. Hatta en son yapılan görüşmelerde Inter 150 milyon euroluk serbest kalma bedelini ödemeye yanaşmış, ancak Messi istememişti ve buzlar erimişti.
O görüşmelerden hemen sonra ise Pep Guardiola'nın henüz devraldığı Manchester City'e transferi gündeme gelmişti. Vergi kaçakçılığı davası yüzünden gitmeyi düşünen Messi, bir kez daha ikna edilmişti.
Peki bu kez ikna edilebilecek mi?
Bu sorunun cevabı net olmasa da, Messi'nin son zamanlardaki transfer politikalarından şikayetçi olduğu biliniyor. El Mundo Deportivo'ya göre ise Xavi'nin takımın başına geçme ihtimali, Arjantinli yıldızın kalma ihtimalini güçlendiriyor.
Kaynak: Alperen Delibaş / TRT SPOR

Gaziantep FK galibiyeti hatırladı

Süper Lig'de 30. haftanın açılış maçında Yukatel Denizlispor, Gaziantep FK'yı konuk etti.

Denizli Atatürk Stadı'nda oynanan karşılaşmayı konuk ekip 1-0 kazandı.
Gaziantep FK'ya galibiyeti getiren golü 24. dakikada Güray Vural attı.
Bu sonucun ardından ligde galibiyet hasreti 4 maça çıkan Yukatel Denizlispor 32 puanda kaldı.  3 puanı tek golle alan Gaziantep FK ise tam 7 maç sonra galip geldi ve puanını 38'e yükseltti.

MAÇTAN DAKİKALAR
14. dakikada rakip yarı alanda topla buluşan Zeki Yavru'nun ceza sahasındaki Recep Niyaz'a havadan ortaladığı topu, Djilobodji kornere attı.
25. dakikada konuk takım öne geçti. Maxim'in pasında topla buluşan Güray Vural, ceza sahası dışından yaptığı vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 0-1.
28. dakikada topla buluşan Rodellega'nın ceza sahası dışında uzak mesafeden şutunda, meşin yuvarlak auta gitti.
38. dakikada Yukatel Denizlispor gole yaklaştı. Recep Niyaz'ın ceza sahası dışından sert şutunda, top üst direğe çarparak auta çıktı.
Mücadelenin ilk yarısı Gaziantep FK'nin 1-0 üstünlüğü ile sona erdi.
63. dakikada faul sonucu kazanılan serbest vuruşu Güray Vural kullandı. Topla buluşan Kana Bıyık'ın şutunda meşin yuvarlak kaleci Tolgahan Acar'ın eline çarparak kornere gitti.
67. dakika Recep Niyaz'ın pasında topla buluşan Estupinan'ın ceza sahası sol çaprazdan şutunda, meşin yuvarlak az farkla auta gitti.
74. dakikada Kayode'nin ceza sahası içinden şutunda top yan direğe çarparken, Denizlispor savunması meşin yuvarlağı kornere göndererek tehlikeyi uzaklaştırdı.
90. dakikada Kenan Özer'in ceza sahası dışından şutunda, top kaleci Tolgahan Acar'da kaldı.
Gaziantep FK, müsabakayı 1-0'lık skorla kazandı.
Maçın sona ermesinin ardından Gaziantep FK'li oyuncuların sevinç gösterisi üzerine yaşanan gerginlikte, protokol tribününden sahaya plastik su şişesi atıldı.

Yukatel Denizlispor: 0 - Gaziantep FK: 1
Stat: Denizli Atatürk
Hakemler: Özgür Yankaya, Mehmet Salih Mazlum, Bilal Gölen
Yukatel Denizlispor: Tolgahan Acar, Lopes (Dk. 46 Özgür Çek), Mustafa Yumlu, Oğuz Yılmaz (Dk. 81 Sacko), Bergdich, Murawski (Dk. 66 Sedat Şahintürk), Aissati, Recep Niyaz (Dk. 86 Onazi), Zeki Yavru, Rodallega, Estupinan
Gaziantep FK: Günay Güvenç, Oğuz Ceylan, Kana Bıyık, Djilobodji, Toşca, Sousa, Kenan Özer (Dk. 90+2 Pawlowski), Morais, Maxim (Dk. 88 Furkan Soyalp), Güray Vural (Dk. 73 Jefferson), Kayode (Dk. 88 Muğdat Çelik)
Gol: Dk. 25 Güray Vural (Gaziantep FK)
Sarı kartlar: Dk. 17 Mustafa Yumlu, Dk. 53 Oğuz Yılmaz (Yukatel Denizlispor), Dk. 79 Kenan Özer (Gaziantep FK)

Formula 1, üç ülkede yapılamayabilir

Mercedes, Formula 1 Takımı Direktörü Toto Wolff, bu yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle Amerika kıtasındaki bazı yarışların iptal edilebileceğini söyledi. 

Sezonun ilk yarışı Avusturya Grand Prix'si öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Wolff, koronavirüs salgınıyla ilgili gelişmeler nedeniyle ekim ile kasım aylarında koşulması planlanan ABD, Meksika ve Brezilya ayaklarının yapılamayabileceğini kaydetti.
Formula 1 yönetimiyle sezonun takvimi için görüşmelerin devam ettiğini aktaran Wolff, "Şu anda bu ülkelere baktığınızda oraya gitmemizi düşünemezsiniz. Formula 1 Başkanı Chase Carey hiçbir kapıyı kapatmak istemiyor ancak oralara gidilecek gibi görünmüyor." ifadelerini kullandı.
Bu hafta sonu Avusturya'da başlayacak Formula 1'de sezonun ilk 8 yarışı Avrupa kıtasında koşulacak.

Khabib Nurmagomedov'un babası koronavirüsten hayatını kaybetti

Dağıstanlı karma dövüş sanatları sporcusu Khabib Nurmagomedov'un yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan babası ve antrenörü Abdulmanap Nurmagomedov, hayatını kaybetti. 

Koronavirüs tanısıyla mayıs ayında Rusya'nın başkenti Moskova'da hastaneye kaldırılan 57 yaşındaki Nurmagomedov'un vefatını sporcunun menajeri Ali Abdelaziz, sosyal medya hesabından duyurdu.
31 yaşındaki sporcu, mayıs ayında yaptığı paylaşımda, ailesinde 20'den fazla kişinin koronavirüs nedeniyle yoğun bakımda tedavi gördüğünü ve birçoğunun hayatını kaybettiğini dile getirmişti.