3 Kasım 2020 Salı

Olimpiyat Oyunları neden bu kadar önemli? -1

Olimpiyatların neden bu kadar geniş kitlelere hitap ettiğini spora çok fazla ilgi duymayanlar bile düşünmüştür. Bunu düşünenler, olimpiyatların yalnızca bir spor organizasyonu olmadığının da farkında. Seçkin Renklibay yazdı.

Olimpiyat oyunlarının sporun sosyal etkileşime bu denli olumlu etkide bulunması popüler olmasının nedeni olabilir mi? Sosyal, kültürel, ekonomik açıdan bir etkileşimin olması ve ayrıca sporcu iseniz ülkenizi temsil etmenin vermiş olduğu haz sanırım paha biçilemez.



Olimpiyat ve Olimpizim kavramlarını kısaca detaylandırırsak, olimpiyat her kıtadan sporcuların katılım gösterdiği 4 yılda bir yapılın çoklu spor organizasyonu olarak adlandırılırken her ne kadar bu yıl bu kural salgın nedeniyle delinse de normal süreç bu şekilde olurken, olimpizim ise her kıtadan sporcuların bir araya gelerek barış, saygı, kardeşlik çoşkusunu doyasıya yaşadıkları bir etki alanıdır ve olimpiyat oyunlarının felsefesidir.

Bu felsefe sosyal etkileşimin de anahtar faktörü diyebiliriz. Bizleri etkileyen de budur işte. Bu yıl olimpiyat oyunlarının erteleme sürecinde olunca hepimiz acaba daha önce erteleme oldu mu sorusuyla karşılaştık.

Modern olimpiyatların başladığı 1896 yılından bu yana gerçekleşen oyunlar 3 kez yapılmadığını bunların da 1916 Berlin Savaş nedeniyle, 1940 yılından yine Tokyo Olimpiyat Oyunları yer değiştirerek Helsinki'ye verilmesi, 1944 Londra Oyunları ise yine savaş nedeniyle yapılamamış olmasını da hatırlatalım.

Kısa kısa olimpik bilgiler….

İlk olimpiyat oyunları 9 branşta yapıldı: Atletizm, Bisiklet, Cimnastik, Eskrim, Güreş, Atıcılık, Halter, Yüzme ve Tenis

Olimpiyat Marşı'nın 1958 yılında tescillendiğini, Olimpiyat logosunun 1912 yılında tasarlandığını, ilk modern olimpiyat oyunları'nın ise 1896 yılında Atina'da gerçekleştiğini ve 1896 yılından günümüze kadar uzanan olimpiyat yolunun 16 Avrupa,7 Amerika,3 Asya,2 Avustralya kıtasında oyunların yapıldığı bilgisini de vermek isterim.

Bugüne kadar oyunların 19 ülkenin toplam 23 kentinde gerçekleştiğini,1904,1932,1984 ve 1996 yıllarında toplam 4 organizasyon ile en fazla olimpiyat heyecanı yaşayan ülke A.B.D olduğunu, bu ülkeden sonra İngiltere, Yunanistan, Fransa, Avustralya, Almanya gibi ülkeler en fazla ev sahipliği yapan ülkeler oldu.

Bir detay olarak da en fazla ev sahipliği yapan kentin Londra olduğunu da belirtelim. Ülkemiz ise olimpiyatları düzenleme konusunda 3 kez resmi aday statüsü kazanmıştır. Özellikle ülkemizde son yıllarda yapılan çok amaçlı akıllı stadyumlar, spor alanları ve yatırımlar ülkemizin spora olan bakış açısıyla birleşince,olimpiyat oyunlarında birçok branşta başarıları olan sporculara sahip ülkemizin ev sahipliği konusunda önemli kriterlere yerine getirdiğini düşünüyorum.


 

İsviçre’nin Lozan şehrinde bulunan Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin merkezine gidip merkezin içinde bulunan spor müzesini bizzat yaşayan biri olarak spor severlerin o etkileyici atmosferi orada yaşamalarını kesinlikle tavsiye ediyorum.

Daha hızlı,daha yüksek,daha güçlü…

Yüzme branşında Michael Phelps tüm zamanların en önemli olimpiyat başarılarına imza atan bir yüzücü olduğunu hepimiz biliyoruz. 2008’deki olimpiyat oyunları öncesinde o günlerde 13 yaşında olan Singapurlu Joseph Schooling, idolü olan Michael Phelps ile birlikte anı fotoğrafı çektirmesi ve tam 8 yıl sonra olimpiyatlardaki yüzme yarışlarına katılan Schooling ‘in 100 metre kelebek yüzme finalinde idolünü geçerek altın madalya almaya hak kazandı.Yarış sonrasında ise Schooling le birlikte bu sefer ünlü yüzücü Phelps anı pozu vermek zorunda kalması ilginç değil mi…?



1936 yılında yapılan Berlin Oyunları'nda Hitler Almanya'sında Jesse Owens isimli atlet piste çıkıp 4 altın madalya alması atletizm branşında başarılı olması kadar o dönemdeki ırkçılığı yenen isim olarak da olimpiyat tarihinde geçmesine neden oldu.

Olimpiyat oyunları düzenleyen ülkeler bu ekonomik verilerle düzenlediklerine bin pişman gibi...

Her zaman söylerim bir spor organizasyonu demek sadece sahada olan kişilerden ibaret değildir.

Olimpiyatları spor ekonomisi açısından değerlendirme yaparsak Tokyo Olimpiyat Oyunları için 2013 yılında adaylık başvuru değerlendirmesinde 7.3 milyar dolar maliyeti öngörülürken, günümüze kadar iptal sürecini düşünürsek bir hayli maliyet artışı olduğu kesin.

Tokyo oyunları için organizasyonun yapılacağı ülke denetim kurullarının raporlarına göre bu rakam 25 milyar dolara çoktan çıktı bile. 2008 Pekin Oyunları'nda 44 milyar dolar, İngiltere 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'na 10 milyar dolar, Brezilya Rio 2016'da ise 13 milyar dolar harcama yapmıştı.

Olimpiyat oyunlarını düzenlemek sadece spor alanı olarak hazır olmak değil, metro, alt yapı, ulaşım, konaklama alanlarında da büyük yatırımlar gerektiriyor. Tokyo'da önümüzdeki yıl yapılması muhtemel oyunlar öncesinde tedirginliğin bir diğer tarafı da sponsorluk anlamında 3 milyardan dolardan fazla yapılan anlaşmalar.

Ayrıca Amerikan şirketinin oyunların yayın hakları için 1.4 milyar dolarlık ödeme yaptığını da hatırlatmakta fayda var. Yukarıda da bahsettiğim üzere ev sahipliği yapan şehirlerde her alanda yatırımlar organizasyonların ve ülkenin temsili konusunda çok önemli Tokyo'da konaklama alanında yapılan restorasyon çalışmaları için harcanan rakam 1 milyar dolar civarında ve bu olası oyunların bir kez daha ertelenmesi durumunda tabii ki spor turizmini de olumsuz etkileyecektir

Olimpiyat konusu çok kapsamlı ve derinlemesine irdelenmesi gereken bir spor olayı. Olimpiyat oyunlarının beni en çok etkileyen tarafı ise spor yoluyla sosyal etkileşimi sağlamasıdır. Bir gün neden olmasın…

Kaynak : Seçkin Renklibay / TRT SPOR

0 yorum :

Yorum Gönder