Olimpiyatların neden bu kadar geniş kitlelere hitap ettiğini spora çok fazla ilgi duymayanlar bile düşünmüştür. Bunu düşünenler, olimpiyatların yalnızca bir spor organizasyonu olmadığının da farkında. Seçkin Renklibay yazdı.
Olimpiyat oyunlarının sporun sosyal etkileşime bu denli olumlu etkide
bulunması popüler olmasının nedeni olabilir mi? Sosyal, kültürel,
ekonomik açıdan bir etkileşimin olması ve ayrıca sporcu iseniz ülkenizi
temsil etmenin vermiş olduğu haz sanırım paha biçilemez.
Olimpiyat ve Olimpizim kavramlarını kısaca detaylandırırsak, olimpiyat
her kıtadan sporcuların katılım gösterdiği 4 yılda bir yapılın çoklu
spor organizasyonu olarak adlandırılırken her ne kadar bu yıl bu kural
salgın nedeniyle delinse de normal süreç bu şekilde olurken, olimpizim
ise her kıtadan sporcuların bir araya gelerek barış, saygı, kardeşlik
çoşkusunu doyasıya yaşadıkları bir etki alanıdır ve olimpiyat
oyunlarının felsefesidir.
Bu felsefe sosyal etkileşimin de anahtar faktörü diyebiliriz. Bizleri
etkileyen de budur işte. Bu yıl olimpiyat oyunlarının erteleme sürecinde
olunca hepimiz acaba daha önce erteleme oldu mu sorusuyla karşılaştık.
Modern olimpiyatların başladığı 1896 yılından bu yana gerçekleşen
oyunlar 3 kez yapılmadığını bunların da 1916 Berlin Savaş nedeniyle,
1940 yılından yine Tokyo Olimpiyat Oyunları yer değiştirerek Helsinki'ye
verilmesi, 1944 Londra Oyunları ise yine savaş nedeniyle yapılamamış
olmasını da hatırlatalım.
Kısa kısa olimpik bilgiler….
İlk olimpiyat oyunları 9 branşta yapıldı: Atletizm, Bisiklet, Cimnastik, Eskrim, Güreş, Atıcılık, Halter, Yüzme ve Tenis
Olimpiyat Marşı'nın 1958 yılında tescillendiğini, Olimpiyat logosunun
1912 yılında tasarlandığını, ilk modern olimpiyat oyunları'nın ise 1896
yılında Atina'da gerçekleştiğini ve 1896 yılından günümüze kadar uzanan
olimpiyat yolunun 16 Avrupa,7 Amerika,3 Asya,2 Avustralya kıtasında
oyunların yapıldığı bilgisini de vermek isterim.
Bugüne kadar oyunların 19 ülkenin toplam 23 kentinde
gerçekleştiğini,1904,1932,1984 ve 1996 yıllarında toplam 4 organizasyon
ile en fazla olimpiyat heyecanı yaşayan ülke A.B.D olduğunu, bu ülkeden
sonra İngiltere, Yunanistan, Fransa, Avustralya, Almanya gibi ülkeler en
fazla ev sahipliği yapan ülkeler oldu.
Bir detay olarak da en fazla ev sahipliği yapan kentin Londra olduğunu
da belirtelim. Ülkemiz ise olimpiyatları düzenleme konusunda 3 kez resmi
aday statüsü kazanmıştır. Özellikle ülkemizde son yıllarda yapılan çok
amaçlı akıllı stadyumlar, spor alanları ve yatırımlar ülkemizin spora
olan bakış açısıyla birleşince,olimpiyat oyunlarında birçok branşta
başarıları olan sporculara sahip ülkemizin ev sahipliği konusunda önemli
kriterlere yerine getirdiğini düşünüyorum.
İsviçre’nin Lozan şehrinde bulunan Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin
merkezine gidip merkezin içinde bulunan spor müzesini bizzat yaşayan
biri olarak spor severlerin o etkileyici atmosferi orada yaşamalarını
kesinlikle tavsiye ediyorum.
Daha hızlı,daha yüksek,daha güçlü…
Yüzme branşında Michael Phelps tüm zamanların en önemli olimpiyat
başarılarına imza atan bir yüzücü olduğunu hepimiz biliyoruz. 2008’deki
olimpiyat oyunları öncesinde o günlerde 13 yaşında olan Singapurlu
Joseph Schooling, idolü olan Michael Phelps ile birlikte anı fotoğrafı
çektirmesi ve tam 8 yıl sonra olimpiyatlardaki yüzme yarışlarına katılan
Schooling ‘in 100 metre kelebek yüzme finalinde idolünü geçerek altın
madalya almaya hak kazandı.Yarış sonrasında ise Schooling le birlikte bu
sefer ünlü yüzücü Phelps anı pozu vermek zorunda kalması ilginç değil
mi…?
1936 yılında yapılan Berlin Oyunları'nda Hitler Almanya'sında Jesse
Owens isimli atlet piste çıkıp 4 altın madalya alması atletizm branşında
başarılı olması kadar o dönemdeki ırkçılığı yenen isim olarak da
olimpiyat tarihinde geçmesine neden oldu.
Olimpiyat oyunları düzenleyen ülkeler bu ekonomik verilerle düzenlediklerine bin pişman gibi...
Her zaman söylerim bir spor organizasyonu demek sadece sahada olan kişilerden ibaret değildir.
Olimpiyatları spor ekonomisi açısından değerlendirme yaparsak Tokyo
Olimpiyat Oyunları için 2013 yılında adaylık başvuru değerlendirmesinde
7.3 milyar dolar maliyeti öngörülürken, günümüze kadar iptal sürecini
düşünürsek bir hayli maliyet artışı olduğu kesin.
Tokyo oyunları için organizasyonun yapılacağı ülke denetim kurullarının
raporlarına göre bu rakam 25 milyar dolara çoktan çıktı bile. 2008
Pekin Oyunları'nda 44 milyar dolar, İngiltere 2012 Londra Olimpiyat
Oyunları'na 10 milyar dolar, Brezilya Rio 2016'da ise 13 milyar dolar
harcama yapmıştı.
Olimpiyat oyunlarını düzenlemek sadece spor alanı olarak hazır olmak
değil, metro, alt yapı, ulaşım, konaklama alanlarında da büyük
yatırımlar gerektiriyor. Tokyo'da önümüzdeki yıl yapılması muhtemel
oyunlar öncesinde tedirginliğin bir diğer tarafı da sponsorluk anlamında
3 milyardan dolardan fazla yapılan anlaşmalar.
Ayrıca Amerikan şirketinin oyunların yayın hakları için 1.4 milyar
dolarlık ödeme yaptığını da hatırlatmakta fayda var. Yukarıda da
bahsettiğim üzere ev sahipliği yapan şehirlerde her alanda yatırımlar
organizasyonların ve ülkenin temsili konusunda çok önemli Tokyo'da
konaklama alanında yapılan restorasyon çalışmaları için harcanan rakam 1
milyar dolar civarında ve bu olası oyunların bir kez daha ertelenmesi
durumunda tabii ki spor turizmini de olumsuz etkileyecektir
Olimpiyat konusu çok kapsamlı ve derinlemesine irdelenmesi gereken bir
spor olayı. Olimpiyat oyunlarının beni en çok etkileyen tarafı ise spor
yoluyla sosyal etkileşimi sağlamasıdır. Bir gün neden olmasın…
0 yorum :
Yorum Gönder