Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Koç, Türkiye'de uzun zamandır hakem krizi var.'' dedi. Koç, "-Türkiye'de Şampiyonluklar saha içerisinde kazanılmıyor- olgusu var. Hakemler konusunda bir kriz var. MHK sorunu adreslendirsin. Bu böyle gitmez" dedi.
Ali Koç, Can Bartu Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek
gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Başkan'ın açıklamaları şöyle:
Konuşmuyoruz diye eleştiri alıyoruz. Ne kadar az konuşursak o kadar iyi.
İşimizi yapmaya çalışıyoruz. Enteresan bir yaz dönemi geçirdik. Gerek
limitler, gerek finansal fair play sınırları, gerekse finansal
imkanlarımız çerçevesinde güzel bir yaz dönemi geçirdik. Burada Erol
hocaya, Emre Belözoğlu’na, Selahattin Baki’ye, Mustafa Kemal Danabaş’a
teşekkür ediyorum, gerçekleşen ve gerçekleşmeyen tüm transfer
çalışmalarında gayet olumlu işler çıkardıklarını düşünüyorum. Tabi
önemli olan sahadaki performans. Mümkün olduğu kadar biz polemiklerin,
kavganın, tartışmaların, kısır çekişmelerin dışında kalmayı istiyoruz.
Fenerbahçe ile ilgili yaşanan hakem sorunlarını kısır çekişme olarak
görmüyorum. Hakemlik sorunlarını aşamamayı kısır çekişme olarak
görüyorum.
SAHAYA ODAKLANMAK İSTİYORUZ AMA BİZİM DIŞIMIZDAKİ OLAYLAR BİZİ BU İŞLERİN İÇİNE ÇEKİYOR
Sahaya, işimize odaklanmaya çalışıyoruz ama bizim dışımızda gelişen
olaylar, şartlar, hadiseler bizi bu işlerin içine çekiyor. Kaptanın
dediği gibi biz bu işlerin içine girmek istemiyoruz, işimize odaklanmak
istiyorum ama maalesef bu sene biraz daha erken başladı. Sayın
Selahattin Baki’nin de dediği gibi Fenerbahçe’nin lehine, aleyhine
verilen, rakiplerin lehine, aleyhine verilen hakem kararları, bize göre
hakem hataları, bazılarını kasıtlı olarak gördüğümüz bazı gelişmeler
bizi fazlasıyla endişelendiriyor. Biz belki sesimizi çıkarmıyoruz ama
milyonlarca taraftarın sesini dinlerseniz, çoğunluğun düşüncesi geçerli
diye bakarsak, ciddi bir sıkıntı var. Dediğim gibi bu sene erken
başladı. Geçen sezon 20’inci haftada şampiyonluğun en büyük adayıydık
bahis sitelerine göre. Ondan sonra 7 maçımızda, 21 puanın sadece 3’ünü
alabildik. O maçlar yaşadıklarımızı da hepiniz biliyorsunuz. Sonra
sezonun ilerleyen döneminde ne dediler? Belli takımlara yakın olan medya
kuruluşları, “Önce Fenerbahçe’yi doğradılar, şimdi başkalarını
doğruyorlar”.
HAKEM KARARLARINDA STANDARTSIZLIK VAR
Halbuki doğrandığımız zaman bunlar gündeme getirilse, çok daha isabetli
olur, belki de bir nebze olumlu sonuçlar alınmasına, hakem hatalarının
giderilmesi adına faydası olurdu. Bu seneye dönersek, kazanıyoruz,
kazandığımız maçlar dahil olmak üzere bizi rahatsız eden bir
standartsızlık var, yani hakem kararlarında lehte ve aleyhte,
oynadığımız bazı takımlar için de söyleyebilirim, müthiş bir
standartsızlık var. VAR kararlarında müthiş bir standartsızlık var. Bu
sadece Fenerbahçe’ye özel bir durum da değil. Özellikle Antalyaspor,
Sivasspor ve başka bazı kulüplerimiz de ciddi bir serzeniş içindeler. O
yüzden bu konuda görüş belirtmenin faydalı olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de bir hakem krizi var. Bu sezona has, bu federasyona has, bu
MHK’ye has bir durum değil. Ne yazık ki Türkiye’de şu olgu yerleşmiş
vaziyette. Keşke bu olguyu değiştirebilsek. O da ‘Türkiye’de
şampiyonluklar sadece saha içinde kazanılmıyor’ olgusu. Bu çok acı bir
durum aslında. Bunu kanıksadık. Çok insanlar inanıyor. Ben inanmak
istemiyorum ama inanmak durumunda kalıyorum. Bu olguyu hep beraber, tüm
paydaşlar değiştirmeliyiz. Değiştirmek için yapısal değişiklikler,
reform derecesinde, devrim derecesinde adımlar atmamız lazım.
Federasyonlar değişiyor, federasyon başkanları değişiyor, MHK değişiyor,
MHK Başkanları değişiyor. Değişmeyen bir şey var: Kriz. Krizler
değişmiyor. Hakemlerin yarattığı krizler, özellikle odağında
Fenerbahçe’nin olduğu hakem krizlerinden Türk futbolunun kaosa
sürüklendiğini görüyoruz. Evet hakemlik çok zor bir meslek. Çok çok zor
bir meslek. Zamanı geliyor biz bile televizyondan yavaş çekimden tam
adını koyamadığımız pozisyonlar oluyor. Evet zor bir meslek ama bu kadar
kötü yönetmek çok daha zor. Türk futbolundaki genel hakem performansına
baktığınızda bu kadar düşük performans, bu kadar hata bence meslekten
de daha zor. Bunun üzerine bir de VAR geldi. Çizgi teknolojisinden
konuşalım. Bakılıyor, neredeyse yüzde yüz isabetli kararlar veriliyor.
Tabi VAR çeşitli pozisyonlara baktığı için bu kadar net değil. Ama
insanlar ne bekler VAR gelince? Sıfır hata kolay değil ama minimize
edilmiş. İnsanın olduğu yerde her zaman hata olur. Bu teknoloji iyi
kullanılırsa hata verir.
GEÇEN SEZONKİ KAYSERİ MAÇINDA VAR HAKEMİ KİMDİ? ORTA HAKEM KİMDİ?
Mesela geçen sezon Kayseri maçında, 3 penaltımızın verilmediği ve
faulden gol verilip 1-0 yenildiğimiz maçta VAR hakemi kimdi? Orada VAR
hakemi kimdi? Geçen hafta bizim Beşiktaş maçını yöneten hakem. Orta
hakem kimdi? Arda Kardeşler. Bizim son maçımızda VAR odasında olan
arkadaşımız. İnşallah bunlar tesadüftür, tesadüften öteye gitmez.
Bizler, sizler Hakem hatasıyla kastı ayırt edecek durumdayız. Hiçbir şey
gizli kalmıyor. Bilgi çağındayız, teknoloji çağındayız. Herşey şeffaf,
herşey ortada. Ben maçlarda tek tek pozisyonlara girmek istemiyorum ama
bilmek istiyorum. Açıklasınlar, desinler ki sizin futbolcunuz yalan
söylüyor, hakeme hakaret etti, şu nedenle o sarı kartı gördü. Hakaret
ettiyse zaten kırmızı kart görmesi lazım. Yani altlık yapılması olayı
bizi rahatsız ediyor. Hakemin notunu açıklasınlar. Bu hakem 1 hafta mı
maç almayacak? Geçen sene Kayseri maçından sonra maç aldılar. Bu hakem
ne olacak? Ama büyük resme bakalım. Biz de genç hakemlerin atanmasını
istiyoruz. Biz de yeni isimlerin çıkmasını istiyoruz. Biz zaten
hakemlerin çoğunluğunun iyi niyetinin sorgulanmasını istemiyoruz. Ama
hakemlik camiasında, değişik dengeler, değişik güç odakları, değişik
beklentiler, değişik hesaplar, kitaplar olduğunu eski yeni birçok hakem
söylüyor, televizyonlarda ifade ediliyor. Ben bunun bir yönetici olarak
ne kadarı doğru, ne kadarı isabetli bilmiyorum. Ama ortada bir sıkıntı
var. Geçen hafta bizim maçımıza genç bir hakem atandı. Cesur bir karar.
Ama hakem üzerinde yaratılan spekülasyonlardan sonra hakem bu maçı
katletti. Şu anlamda katletti. İki takımın da şikayeti var. Bizden belki
bir-iki oyuncu atılmalıydı. Bize göre ikinci gol olmamalıydı. Öncesinde
faul var. Josef de Souza’yı tanırım, iyi bir insandır. Kasten yaptığını
düşünmek istemiyorum ama karate literatürüne girecek bir müdahaleyle
sarı kartla geçiştirildi. O pozisyona kırmızı vermeyecek bir orta
hakemin, o pozisyondan dolayı orta hakemi çağırmayacak bir VAR hakeminin
artık bu işi yapmaması gerekir. Bu kadar net. Bu spekülasyona açık bir
konu değil. Ama iki taraf da şikayetçiydi. Keşke hakeminiz çok daha
başarılı bir maç çıkarsaydı, motivasyonu artsaydı, başka maçlara vermek
için MHK’nin eli güçlenseydi, olmadı. Başka altında kaldı, kötü bir maç
yönetti, belki kariyeri etkilendi. Yönetimler değişiyor, başkanlar
değişiyor ama hatalar değişmiyor, artıyor teknoloji olmasına rağmen. Ben
şimdi sormak istiyorum TFF Başkanımıza, ilgili arkadaşlara, MHK
Başkanına ilgili arkadaşlara. Ortada bir kriz var mı yok mu?
Adreslenmesi gereken sorunlar var mı yok mu? Etrafta dolaşan iddialar,
dedikodular, yapılan hakem hataları, şikayetçi takım sayısı. Evet burada
bir problem var. Biz bu problemi adresleyeceğiz, çalışacağız , kriz
masası kuracağız, minimize etmek için herşeyi yapacağız denirse biz de
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak destek vermekten başka bir yolumuz olmaz.
Buna mukabil hiçbir sıkıntımız yok, problem yok, herşey yolunda, normal
denirse biz de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak yolumuzu buna göre
çizeceğiz.
ESKİ YÖNTEMLERLE SORUNLARI GİDERMEYİ BEKLEMEK HAYAL
Eski yöntemlerle, eski yaklaşımlarla, yeni eski yıllanmış hakem
dünyasındaki kanaat önderleriyle yeni sonuçları almayı, sorunları
gidermeyi beklemek son derece hayaldir. Biz her hakem kötü, art niyetli
demiyoruz. Ama belli başlı isimlerle, ben yıllanmış hakemler diyorum,
sıkıntı var. Görüyoruz ki MHK, taktik değiştirdi, genç hakemler
kullanmak istiyor. Ne kadar çok genç hakem gelirse, ne kadar çok devir
daim olursa bence Türk futbolu için o kadar faydalı olur. Dolayısıyla
kriz var mı yok mu? Sayın Başkan Serdar Tatlı’nın çıkıp birkaç laf
etmesi lazım. MHK Başkanı ne kadar iyi niyetli olursa olsun, ne kadar
dürüst olursa olsun, ne kadar çabalarsa çabalasın bu tek kişinin
yapacağı iş değil. Geçen sene de aynı şeyleri söyledik, benzer şeyler
oldu. Altta neler dönüyor? Hakem atamaları nasıl yapılıyor? Notlar nasıl
veriliyor? Bunları değiştirebilir miyiz? Bunları daha iyi, daha şeffaf
yapabilir miyiz? Nasıl farklı yöntemler uygularsak, hakemler de nasıl
daha dikkatli olurum, nasıl performans notum düşmez, nasıl bir daha maç
alırım, bu benim geçim kaynağım, bu iyi bir endişedir, bu sağlıklı bir
endişedir. Bunu yapmak için değişik yöntemler uygulamamız lazım. Hakem
atamalarıyla ilgili geçen sene çok büyük rahatsızlıklarımız olduğunu
ifade etmiştik. Sorduk nasıl hakem atamaları yapılıyor. Biz gözlemci
var. Maçı seyrediyor. Ben bir maçta tesadüf bir gözlemcinin yanına
düştüm. Bizim oturduğumuz yerden yedek kulübüleri ve taç çizgisi
gözükmüyordu, kısıtlı bir görüş vardı. Maçta hafif olaylar yaşandı,
insanlar ayağa kalktı etti. O da bir insan sonuçta. İki gözü var, ne
kadarını görebilir. O da not vermiyor. Bir form dolduruyor. O form
bilgisayara konuyor. Ortaya bir rakam çıkıyor. O rakama göre ertesi
hafta maç alıp almayacağı kararlaştırılıyor. Atamayı demiyorum, maç alıp
almayacağı. Hangi maçı alıp almayacağı başka türlü, o nasıl
belirleniyor onu da bilmiyorum.
İKİ TANE GÖZLEMCİ OLSUN, HAKEM ATAMALARI ÇEKİLEREK BELİRLENSİN
Ben de diyorum ki 2 tane gözlemci olsun. Bir tanesi maçlar bitince
kapalı bir odaya girsin, seyretsin, aynı formu doldursun, 2 form
bilgisayara girsin, buradan çıkan rakamın averajı hakemin notu olsun.
Bunlar şeffaf bir şekilde açıklansın. Bu açıklanırsa her hafta
ahbab-çavuş ilişkisinin önüne geçeriz. Bunun açıklanmaması için hiçbir
neden olamaz. Bu sadece fayda sağlar. Ben geçen sene de ilgili
arkadaşlara bu öneriyi yapmıştım. Gerçekleşmedi. Tekrar kamuoyu önünde
söyleyeyim. Biz bu konuyu aşacaksak devrimse reformlar yapmamız lazım.
Bunlardan bir tanesini öneriyoruz. Hani hem şikayet ediyoruz hem çözüm
önerisi veriyoruz. Bunlardan bir tanesi de hakem peformanslarının nasıl
ölçüldüğü. Böyle bir sistem, şeffaf bir sistem getirin, ahbab-çavuş
ilişkisinin önüne geçin. Hakem atamaları nasıl yapılıyor hiç bilmiyorum
ama doğru yapılmadığına inanıyorum. O hafta maçlara vereceğiniz
hakemleri, her hafta MHK-TFF önderliğinde bir milli piyango çekilişi
gibi televizyonlarda çeksinler. Koyalım onları çekelim. Ne zararı
olabilir bunun? Düşünmediğim zararları varsa MHK Başkanı çıksın desin
‘Fenerbahçe Spor Kulübü’nün öneriler oldu. Bu önerilerin şu sakıncası
var, bu sakıncası var’. Bakın somut öneri getiriyoruz. Bu kaotik ortam
böyle gitmez. Yapılan yatırımlara, sahada verilen çabaya, yöneticilerin
çalışmalarına yazık. Türk futboluna yazık. Bu yöntemle, bu kafayla
buraya kadar gideriz. Her sene geriye gidiyoruz. Ben her zaman
söylüyordum. Sahada kora kor mücadele, dışarıda ortak sorunlarımızı
çözmemiz lazım diyordum. Keşke Kulüpler Birliği olarak da bu sorunlara
birazcık kafa yorabilsek. Bu sorunun adreslenmesi lazım. Türkiye’de
Süper Lig’de şampiyon olacak takım sadece saha içi performansı ile
değil, saha dışında da etkin olacak ki şampiyon olacak algısını yıkalım.
Bunun kimseye faydası yok. Dolayısıyla MHK ve TFF’ye çağırım budur.
Önerilerim budur. Özetlersek sıkıntı var mı, yok mu? Var diyorsanız
gelin kriz masası kurun. Bizden destek alın, bize düşenleri yapalım. Şu
sorunu minimize edelim. Teknolojinin imkanların olduğu yerde. Yok
diyorsanız sıkıntı. Sorun yok diyorsanız, onu da bilelim. Bizde yolumuzu
ona göre çizelim. Bu gidişat gidişat değil.
ALGI YARATIYORLAR
Algı, saha dışı unsurlardan bir tanesi de algı. Aslında benim demin
dediğim saha dışında şampiyonluk kazanılır bir olgu haline gelmiş ama
bazı algılar var. Geçen sene yaşadık. Zorlu algısı. Yok efendim MHK
Başkanı Ali Koç’un işçisiymiş. Adamcağız 30 senedir Arçelik’in yüzlerce
yan sanayisinden biri. Hayatımda iki kere gördüm. Öyle bir algı
yaratıldı. Bu sene ne oldu? İki tane algı ile başladık. Rıdvan Dilmen
sezonu. İkincisi de Fenerbahçe şampiyon olacak. Rıdvan Dilmen sezonu
algısını yaratanlar geçen sene de aynı algıyı yaratanlar bunlar her sene
bu işe sistematik şekilde yaklaşıyorlar. Bu nasıl bir olay ortaya
çıkarıyor? Belki hakemler diyorlar ki, ‘Böyle bir algı var. Fenerbahçe
lehine bir şey çalarsam sıkıntı olur. Bin kere düşüneyim.’ Adamın hiçbir
art niyeti yok. Psikoloji. Sahaya çıktığı zaman belki diyecek ki
‘kardeşim böyle bir algı var, ben de bunu parçası olmayayım’. Böyle bir
algı yarattılar.
Geçen haftanın hakemi. Yapı Kredi Bankası’nda üst düzey yönetici olduğu
söylendi. Herhangi biriniz doğru mu diye araştırdı mı? Sosyal medyada
deli saçması diye baktık, ben yine de araştırdım. Söz konusu şirkette
çalışmıyor. Ne olur ne olmaz dedim. 74 bin kişinin içinde araştırdım.
Orada da çıkmadı. Geçen sene böyle böyle yaptılar, bakalım yan saniyede,
taşeronlarda bir şey var mı? 200-300 bin kişinin çalıştığı ortamda tek
tek bakmak mümkün değil. Söz konusu hakemin bugüne kadar çalıştığı bütün
yerleri çıkarttık. Kendisi muhasebeci. Bizimle hiçbir şekilde yakından
uzaktan sınırından ilişkisi olan bir durumda değil. Bunu federasyona
ifade ettik. Rica ettik. Ya hakemi değiştirin, ya da çıkın iki kelime
edin. Bunlar doğru değildir, yanlıştır. Hakemleri baskı altına almayan.
Bu şekilde algılar yaratmayın. Bir şeyler söyleyin. ‘tamam’ dediler.
Cumartesi günü yapacaklardı, dediler ki, ‘Biz hakemle konuştuk, ettik.
Gerek görülmedi’ Peki. Bence bu yanlış. Hataydı. Ondan sonra bir
konferansta toplantıda resmi dilden dillendirildi. Yok efendim babası
Fenerbahçe’de futbolcuymuş. Babası Malatya’da oynamış, Fenerbahçe ile
yolu hiçbir zaman kesişmemiş. Yok Fenerbahçe ile ilişkilendirilen bir
şirkette çalışıyormuş. Bizler, mışlı, muşlu bu seviyede algı yaratmamız
lazım. Kazanmak için her şey mubahtır. Yaklaşımından uzak durmamız
lazım. Düşünebiliyor musunuz, ben tenkit ediliyorum; iyi niyetliyim.
Fazla centilmence davranıyorum. Yok efendim kavga etmiyormuşum. Masaya
yumruğumu vurmuyormuşum. Masaya vuruluyor da ne oluyor, gördük. Bu
şekilde gitmez. İyi insan olmak, iyi yaklaşımda bulunmak Türk futbolunda
handikap, dezavantaj. Bunları speküle ettiler ama federasyonumuz veya
MHK çıkıp, ‘Kardeşim kendinize gelin genç hakemler üzerinde baskı
yaratmayın. Bunları hepsi hurafedir, aslı astarı yoktur demedi. Başka
bir şey diyeyim. Daha da ciddi bir iddia. Geçen hafta hakem üzerinde bu
algıyı oluşturan herkesi ayıplıyorum. Bu algının da bertaraf edilmesi
için hamle yapmayanları da ayıplıyorum.
Ahmet Çakar, faal bir FIFA hakemi diye bir iddia da bulundu. Doğru mu,
aslı astarı var mı? Yanlış mı ben bilmiyorum. Anladığım kadarıyla
kaynağı da verme konusunda bir sıkıntısı olmadığını anlıyorum. Çağırın
sorun. Nedir bu? Kimdir? Bu sana nereden geldi? Çok ciddi iddiadır. Türk
futboluna yara veren, hasar veren bir iddiadır. İddiası doğru ise
üstüne gidin. Doğru değilse değin ki, Konuştuk ettik. Tamamen yalandır.
Ki ben Ahmet Çakar’ın böyle bir konuda yalan söyleyeceğini hiç
sanmıyorum. Yalansa onu da tespit edin. Ki bundan sonra Ahmet Çakar ya
da herhangi bir yorumcu benzer yaklaşımlara teşebbüs etmesin. Bilecek ki
bu iddiaların üzerine gidilecek. Doğru değilse de kamuoyu doğru
olmadığını bir kere yanlış iki kere yanlış; 10 kere yanlış yapmaz. Yine
bir öneri veriyorum. Türk futbolunun sağlığı açısından. Biz rahatsızız.
Kasıt, hata farkını görebilecek seviyedeyiz. Kötü oynadığımız günlerde
olabilir, iyi oynadığımız günlerde olabilir. Kötü oynuyoruz diye hakem
hatalarıyla maçı kazanamak, puan kaybetmek veya maçı kaybetmek. Hiçbir
takım bunu hak etmiyor. Tekrar ediyorum; içinde bulunduğumuz ortamı
kaotik ortamı hakemlerin Türk futbolunu krize sürüklediği bu ortamı
adreslemek, minimize etmek için ortamlar yollar var. Birkaç örneğini
size verdim. Lütfen Sayın MHK Başkanı çıksın bazı açıklamalarda
bulunsun. Kriz masası ise kriz masası kurulsun. Sorunun dibine inilsin.
Bu böyle gitmez.
BAŞKAN ALİ KOÇ'TAN SORULARA CEVAPLAR
Başkan Ali Koç bir soru üzerine şöyle konuştu: “Endişe taşıyorum ki
bunu adresliyorum. Bu sene ile geçen senenin farkı; bu sene çok daha
kuvvetliyiz. Bu sene bu işler erken başladı.”
Yabancı hakemlerin görevlendirilmesiyle ilgili bir soru üzerine Başkan şu cevabı verdi:
“Bu soruyu bana geçen sene de daha çok yabancı hakem üzerinden
sormuşlardı. Türk vatandaşı olarak ayıplarım ama ihtiyaç var. Ne yazık
ki ihtiyaç var. Tercihen değil mecburen ihtiyaç var ama 80 milyon küsur
insanın yaşadığı futbolla yatıp kalkan futbol aşkının bu kadar geniş
olduğu, bu kadar geniş kitlelerin takip ettiği sporu doğru yönetmek için
kendi içimizden insan kaynağı yaratamıyorsak; bu bizim ayıbımızdır.
İnsan kaynağımız var. Sistem yanlış. Dengeler yanlış. Belki gençlik
hamlelerini, hakemleri gençleştirme operasyonu burada hedef alınabilir.
Belki burada konfor alnını genişletmiş eski yıllanmış marka isimleri
tepkileri hamleleri oluyor. Bu normal değil. Dolayısıyla hakemlerle
ilgili daha fazla sorunuz yoksa diğer konulara geçelim.
Konulardan bir tanesi Fenerbahçe’nin şampiyon olacağı algısı. Bu
algıları yapanlar kim? Onlara da bakın. Geçmişte yapanlar kim.Çeteresini
tutarsanız bazı benzerlikler ortaya çıkacaktır. Hangi sezonu başında
şampiyon olacağı söylenen takım kaç defa şampiyon olmuş. Bu
Fenerbahçe’nin kırılgan yapısı da düşünülerek ilk tökezlemede ilk
sıkıntı da Fenerbahçe’nin üstüne saldırmak için üstüne gelmek için
yapılan altlıklar. Şampiyon olursa bak demiştik işte. Olmazsa da bu
kadar iyi kadro, bunlar beceremiyorlar. Hocası, yönetimi, başkanı böyle
demek için yapılan altlıklar. Bunlar niye başka takımlara olmuyor?
Çoğunlukla niye bu tip şeyleri Fenerbahçe üzerinden yaşıyoruz. Sizler de
bu değer zincirinin çok önemli paydaşlarısınız. Topyekun bu değişimi
yapmamız lazım. Böyle bir şey başlattılar. Taraftarlara da seslendim. Ne
olur bu tuzağa düşmeyin. Bu işlere kulak vermeyin. Görüyorum ki en
küçük tökezleme de hemen sosyal medyada taraftarlarımız da
hassasiyetler gösteriyorlar. Kimin şampiyon olacağı son haftalarda belli
olur. İnşallah biz ipi göğüsleyeceğiz. Hiçbir zaman iddialı konuşmadım.
Büyük konuşmadım. Asarım keserim de demedim. Şampiyon olacağız demedim
ama bu sene baktığım zaman işler istediğimiz gibi gidiyor.
Futbol performansı olarak bakarsak; bardağı yarı dolu görürsek, puanımız
iyi. İlk 3 takım 23 puanda. Daha iyi olabilirdi, olmalıydı. 15 senedir
görmediğimiz bir deplasman performansı var. Süper ama iç sahada hiç
beklemediğimiz neticeler alıyoruz. İç saha problemini çözmemiz lazım. En
çok gol atan takımız. Müthiş ki daha golcülerimizde tam devreye
girmediler ama şampiyonluk adayları arasında en çok gol giyen
takımlardan biriyiz. Derin bir kadromuz var. Derin kadromuzun kıymeti
önemli, ocak ayında sonra üç günde dört günde bir maç yapacağımız
dönemde daha iyi anlaşılacak. Orada bize rekabet avantajı yaratacağını
ümit ediyorum. Tabi bir de covid belası var. Ondan da uzak durmamız
lazım. Bunun için oyuncuların özel hayatlarından büyük fedakarlık
yapmaları gerekiyor. Geneline baktığımız zaman daha iyi bir noktada
olmalıydık. Umut vadeden son 20 yılın şu noktadaki şampiyonların
topladığı puanlara bakarsanız umut vadeden bir noktadayız. Gol atma
sıkıntımız yok. Daha az gol yemeliyiz. Bunu adreslememiz lazım. İyi
oyuncularımız var. Karakter ve futbolcu kapasitesi olarak da. Hocamızdan
memnunuz. Ne yapıldı? Fenerbahçe şampiyon olacak denildi, 12. hafta
hocamız sorgulanmaya başladı. Bunlar klasik. Biz bunları yemiyoruz da ne
yazık ki taraftarımız yiyorlar bu golleri. İlerleyen günlerde daha iyi
olacağımızı düşünüyorum. Hocamızdan teknik kadromuzdan sportif
direktörümüzden, yardımcısından idari menajerimizden hizmet veren
herkesten gayet memnunuz. Aile olarak bir yumak halinde çalışıyoruz.
Rekabet ediyoruz. İnşallah uzun süredir beklediğimiz şampiyonluğu sezon
sonunda taraftarlarımıza armağan edebilecek bir noktaya gelebiliriz.”
Transferle ilgili bir soru üzerine de Koç şu ifadeleri kullandı:
“Çok fazla transfer yapacak manevra alanımız yok. Devre arasında elden
oyuncu çıkarmazsak. İhtiyacımız olan noktalar var. Mesut Özil Fener
Ol’dan itibaren gündeme gelen bir konu. Mesut Özil çok iyi bir
Fenerbahçeli’dir. Ekonomik şartlarla ilgili o zamanda söylemiştim. Bugün
de söylüyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü, böyle ekonomik şartları
kaldırabilecek konumda değil. Bizim için çok güzel bir rüya. Rüya
gerçekleşirse ne ala ama gerçekleşmesi zor bir rüya.”
0 yorum :
Yorum Gönder