8 Aralık 2020 Salı

Ali Koç: ''Türkiye'de hakem krizi var'' (Video)

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Koç, Türkiye'de uzun zamandır hakem krizi var.'' dedi. Koç, "-Türkiye'de Şampiyonluklar saha içerisinde kazanılmıyor- olgusu var. Hakemler konusunda bir kriz var. MHK sorunu adreslendirsin. Bu böyle gitmez" dedi.

Ali Koç, Can Bartu Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Başkan'ın açıklamaları şöyle:
 
Konuşmuyoruz diye eleştiri alıyoruz. Ne kadar az konuşursak o kadar iyi. İşimizi yapmaya çalışıyoruz. Enteresan bir yaz dönemi geçirdik. Gerek limitler, gerek finansal fair play sınırları, gerekse finansal imkanlarımız çerçevesinde güzel bir yaz dönemi geçirdik. Burada Erol hocaya, Emre Belözoğlu’na, Selahattin Baki’ye, Mustafa Kemal Danabaş’a teşekkür ediyorum, gerçekleşen ve gerçekleşmeyen tüm transfer çalışmalarında gayet olumlu işler çıkardıklarını düşünüyorum. Tabi önemli olan sahadaki performans. Mümkün olduğu kadar biz polemiklerin, kavganın, tartışmaların, kısır çekişmelerin dışında kalmayı istiyoruz. Fenerbahçe ile ilgili yaşanan hakem sorunlarını kısır çekişme olarak görmüyorum. Hakemlik sorunlarını aşamamayı kısır çekişme olarak görüyorum.
 
SAHAYA ODAKLANMAK İSTİYORUZ AMA BİZİM DIŞIMIZDAKİ OLAYLAR BİZİ BU İŞLERİN İÇİNE ÇEKİYOR
 
Sahaya, işimize odaklanmaya çalışıyoruz ama bizim dışımızda gelişen olaylar, şartlar, hadiseler bizi bu işlerin içine çekiyor. Kaptanın dediği gibi biz bu işlerin içine girmek istemiyoruz, işimize odaklanmak istiyorum ama maalesef bu sene biraz daha erken başladı. Sayın Selahattin Baki’nin de dediği gibi Fenerbahçe’nin lehine, aleyhine verilen, rakiplerin lehine, aleyhine verilen hakem kararları, bize göre hakem hataları, bazılarını kasıtlı olarak gördüğümüz bazı gelişmeler bizi fazlasıyla endişelendiriyor. Biz belki sesimizi çıkarmıyoruz ama milyonlarca taraftarın sesini dinlerseniz, çoğunluğun düşüncesi geçerli diye bakarsak, ciddi bir sıkıntı var. Dediğim gibi bu sene erken başladı. Geçen sezon 20’inci haftada şampiyonluğun en büyük adayıydık bahis sitelerine göre. Ondan sonra 7 maçımızda, 21 puanın sadece 3’ünü alabildik. O maçlar yaşadıklarımızı da hepiniz biliyorsunuz. Sonra sezonun ilerleyen döneminde ne dediler? Belli takımlara yakın olan medya kuruluşları, “Önce Fenerbahçe’yi doğradılar, şimdi başkalarını doğruyorlar”.
 
HAKEM KARARLARINDA STANDARTSIZLIK VAR
 
Halbuki doğrandığımız zaman bunlar gündeme getirilse, çok daha isabetli olur, belki de bir nebze olumlu sonuçlar alınmasına, hakem hatalarının giderilmesi adına faydası olurdu. Bu seneye dönersek, kazanıyoruz, kazandığımız maçlar dahil olmak üzere bizi rahatsız eden bir standartsızlık var, yani hakem kararlarında lehte ve aleyhte, oynadığımız bazı takımlar için de söyleyebilirim, müthiş bir standartsızlık var. VAR kararlarında müthiş bir standartsızlık var. Bu sadece Fenerbahçe’ye özel bir durum da değil. Özellikle Antalyaspor, Sivasspor ve başka bazı kulüplerimiz de ciddi bir serzeniş içindeler. O yüzden bu konuda görüş belirtmenin faydalı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de bir hakem krizi var. Bu sezona has, bu federasyona has, bu MHK’ye has bir durum değil. Ne yazık ki Türkiye’de şu olgu yerleşmiş vaziyette. Keşke bu olguyu değiştirebilsek. O da ‘Türkiye’de şampiyonluklar sadece saha içinde kazanılmıyor’ olgusu. Bu çok acı bir durum aslında. Bunu kanıksadık. Çok insanlar inanıyor. Ben inanmak istemiyorum ama inanmak durumunda kalıyorum. Bu olguyu hep beraber, tüm paydaşlar değiştirmeliyiz. Değiştirmek için yapısal değişiklikler, reform derecesinde, devrim derecesinde adımlar atmamız lazım. Federasyonlar değişiyor, federasyon başkanları değişiyor, MHK değişiyor, MHK Başkanları değişiyor. Değişmeyen bir şey var: Kriz. Krizler değişmiyor. Hakemlerin yarattığı krizler, özellikle odağında Fenerbahçe’nin olduğu hakem krizlerinden Türk futbolunun kaosa sürüklendiğini görüyoruz. Evet hakemlik çok zor bir meslek.  Çok çok zor bir meslek. Zamanı geliyor biz bile televizyondan yavaş çekimden tam adını koyamadığımız pozisyonlar oluyor. Evet zor bir meslek ama bu kadar kötü yönetmek çok daha zor. Türk futbolundaki genel hakem performansına baktığınızda bu kadar düşük performans, bu kadar hata bence meslekten de daha zor. Bunun üzerine bir de VAR geldi. Çizgi teknolojisinden konuşalım. Bakılıyor, neredeyse yüzde yüz isabetli kararlar veriliyor. Tabi VAR çeşitli pozisyonlara baktığı için bu kadar net değil. Ama insanlar ne bekler VAR gelince? Sıfır hata kolay değil ama minimize edilmiş. İnsanın olduğu yerde her zaman hata olur. Bu teknoloji iyi kullanılırsa hata verir.
 
GEÇEN SEZONKİ KAYSERİ MAÇINDA VAR HAKEMİ KİMDİ? ORTA HAKEM KİMDİ?
 
Mesela geçen sezon Kayseri maçında, 3 penaltımızın verilmediği ve faulden gol verilip 1-0 yenildiğimiz maçta VAR hakemi kimdi? Orada VAR hakemi kimdi? Geçen hafta bizim Beşiktaş maçını yöneten hakem. Orta hakem kimdi? Arda Kardeşler. Bizim son maçımızda VAR odasında olan arkadaşımız. İnşallah bunlar tesadüftür, tesadüften öteye gitmez. Bizler, sizler Hakem hatasıyla kastı ayırt edecek durumdayız. Hiçbir şey gizli kalmıyor. Bilgi çağındayız, teknoloji çağındayız. Herşey şeffaf, herşey ortada. Ben maçlarda tek tek pozisyonlara girmek istemiyorum ama bilmek istiyorum. Açıklasınlar, desinler ki sizin futbolcunuz yalan söylüyor, hakeme hakaret etti, şu nedenle o sarı kartı gördü. Hakaret ettiyse zaten kırmızı kart görmesi lazım. Yani altlık yapılması olayı bizi rahatsız ediyor. Hakemin notunu açıklasınlar. Bu hakem 1 hafta mı maç almayacak? Geçen sene Kayseri maçından sonra maç aldılar. Bu hakem ne olacak? Ama büyük resme bakalım. Biz de genç hakemlerin atanmasını istiyoruz. Biz de yeni isimlerin çıkmasını istiyoruz. Biz zaten hakemlerin çoğunluğunun iyi niyetinin sorgulanmasını istemiyoruz. Ama hakemlik camiasında, değişik dengeler, değişik güç odakları, değişik beklentiler, değişik hesaplar, kitaplar olduğunu eski yeni birçok hakem söylüyor, televizyonlarda ifade ediliyor. Ben bunun bir yönetici olarak ne kadarı doğru, ne kadarı isabetli bilmiyorum. Ama ortada bir sıkıntı var. Geçen hafta bizim maçımıza genç bir hakem atandı. Cesur bir karar. Ama hakem üzerinde yaratılan spekülasyonlardan sonra hakem bu maçı katletti. Şu anlamda katletti. İki takımın da şikayeti var. Bizden belki bir-iki oyuncu atılmalıydı. Bize göre ikinci gol olmamalıydı. Öncesinde faul var. Josef de Souza’yı tanırım, iyi bir insandır. Kasten yaptığını düşünmek istemiyorum ama karate literatürüne girecek bir müdahaleyle sarı kartla geçiştirildi. O pozisyona kırmızı vermeyecek bir orta hakemin, o pozisyondan dolayı orta hakemi çağırmayacak bir VAR hakeminin artık bu işi yapmaması gerekir. Bu kadar net. Bu spekülasyona açık bir konu değil. Ama iki taraf da şikayetçiydi. Keşke hakeminiz çok daha başarılı bir maç çıkarsaydı, motivasyonu artsaydı, başka maçlara vermek için MHK’nin eli güçlenseydi, olmadı. Başka altında kaldı, kötü bir maç yönetti, belki kariyeri etkilendi. Yönetimler değişiyor, başkanlar değişiyor ama hatalar değişmiyor, artıyor teknoloji olmasına rağmen. Ben şimdi sormak istiyorum TFF Başkanımıza, ilgili arkadaşlara, MHK Başkanına ilgili arkadaşlara. Ortada bir kriz var mı yok mu? Adreslenmesi gereken sorunlar var mı yok mu? Etrafta dolaşan iddialar, dedikodular, yapılan hakem hataları, şikayetçi takım sayısı. Evet burada bir problem var. Biz bu problemi adresleyeceğiz, çalışacağız , kriz masası kuracağız, minimize etmek için herşeyi yapacağız denirse biz de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak destek vermekten başka bir yolumuz olmaz. Buna mukabil hiçbir sıkıntımız yok, problem yok, herşey yolunda, normal denirse biz de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak yolumuzu buna göre çizeceğiz.
 
ESKİ YÖNTEMLERLE SORUNLARI GİDERMEYİ BEKLEMEK HAYAL
 
Eski yöntemlerle, eski yaklaşımlarla, yeni eski yıllanmış hakem dünyasındaki kanaat önderleriyle yeni sonuçları almayı, sorunları gidermeyi beklemek son derece hayaldir. Biz her hakem kötü, art niyetli demiyoruz. Ama belli başlı isimlerle, ben yıllanmış hakemler diyorum, sıkıntı var. Görüyoruz ki MHK, taktik değiştirdi, genç hakemler kullanmak istiyor. Ne kadar çok genç hakem gelirse, ne kadar çok devir daim olursa bence Türk futbolu için o kadar faydalı olur. Dolayısıyla kriz var mı yok mu? Sayın Başkan Serdar Tatlı’nın çıkıp birkaç laf etmesi lazım. MHK Başkanı ne kadar iyi niyetli olursa olsun, ne kadar dürüst olursa olsun, ne kadar çabalarsa çabalasın bu tek kişinin yapacağı iş değil. Geçen sene de aynı şeyleri söyledik, benzer şeyler oldu. Altta neler dönüyor? Hakem atamaları nasıl yapılıyor? Notlar nasıl veriliyor? Bunları değiştirebilir miyiz? Bunları daha iyi, daha şeffaf yapabilir miyiz? Nasıl farklı yöntemler uygularsak, hakemler de nasıl daha dikkatli olurum, nasıl performans notum düşmez, nasıl bir daha maç alırım, bu benim geçim kaynağım, bu iyi bir endişedir, bu sağlıklı bir endişedir. Bunu yapmak için değişik yöntemler uygulamamız lazım. Hakem atamalarıyla ilgili geçen sene çok büyük rahatsızlıklarımız olduğunu ifade etmiştik. Sorduk nasıl hakem atamaları yapılıyor. Biz gözlemci var. Maçı seyrediyor. Ben bir maçta tesadüf bir gözlemcinin yanına düştüm. Bizim oturduğumuz yerden yedek kulübüleri ve taç çizgisi gözükmüyordu, kısıtlı bir görüş vardı. Maçta hafif olaylar yaşandı, insanlar ayağa kalktı etti. O da bir insan sonuçta. İki gözü var, ne kadarını görebilir. O da not vermiyor. Bir form dolduruyor. O form bilgisayara konuyor. Ortaya bir rakam çıkıyor. O rakama göre ertesi hafta maç alıp almayacağı kararlaştırılıyor. Atamayı demiyorum, maç alıp almayacağı. Hangi maçı alıp almayacağı başka türlü, o nasıl belirleniyor onu da bilmiyorum.
 
İKİ TANE GÖZLEMCİ OLSUN, HAKEM ATAMALARI ÇEKİLEREK BELİRLENSİN
 
Ben de diyorum ki 2 tane gözlemci olsun. Bir tanesi maçlar bitince kapalı bir odaya girsin, seyretsin, aynı formu doldursun, 2 form bilgisayara girsin, buradan çıkan rakamın averajı hakemin notu olsun. Bunlar şeffaf bir şekilde açıklansın. Bu açıklanırsa her hafta ahbab-çavuş ilişkisinin önüne geçeriz. Bunun açıklanmaması için hiçbir neden olamaz. Bu sadece fayda sağlar. Ben geçen sene de ilgili arkadaşlara bu öneriyi yapmıştım. Gerçekleşmedi. Tekrar kamuoyu önünde söyleyeyim. Biz bu konuyu aşacaksak devrimse reformlar yapmamız lazım. Bunlardan bir tanesini öneriyoruz. Hani hem şikayet ediyoruz hem çözüm önerisi veriyoruz. Bunlardan bir tanesi de hakem peformanslarının nasıl ölçüldüğü. Böyle bir sistem, şeffaf bir sistem getirin, ahbab-çavuş ilişkisinin önüne geçin. Hakem atamaları nasıl yapılıyor hiç bilmiyorum ama doğru yapılmadığına inanıyorum. O hafta maçlara vereceğiniz hakemleri, her hafta MHK-TFF önderliğinde bir milli piyango çekilişi gibi televizyonlarda çeksinler. Koyalım onları çekelim. Ne zararı olabilir bunun? Düşünmediğim zararları varsa MHK Başkanı çıksın desin ‘Fenerbahçe Spor Kulübü’nün öneriler oldu. Bu önerilerin şu sakıncası var, bu sakıncası var’. Bakın somut öneri getiriyoruz. Bu kaotik ortam böyle gitmez. Yapılan yatırımlara, sahada verilen çabaya, yöneticilerin çalışmalarına yazık. Türk futboluna yazık. Bu yöntemle, bu kafayla buraya kadar gideriz. Her sene geriye gidiyoruz. Ben her zaman söylüyordum. Sahada kora kor mücadele, dışarıda ortak sorunlarımızı çözmemiz lazım diyordum. Keşke Kulüpler Birliği olarak da bu sorunlara birazcık kafa yorabilsek. Bu sorunun adreslenmesi lazım. Türkiye’de Süper Lig’de şampiyon olacak takım sadece saha içi performansı ile değil, saha dışında da etkin olacak ki şampiyon olacak algısını yıkalım. Bunun kimseye faydası yok. Dolayısıyla MHK ve TFF’ye çağırım budur. Önerilerim budur. Özetlersek sıkıntı var mı, yok mu? Var diyorsanız gelin kriz masası kurun. Bizden destek alın, bize düşenleri yapalım. Şu sorunu minimize edelim. Teknolojinin imkanların olduğu yerde. Yok diyorsanız sıkıntı. Sorun yok diyorsanız, onu da bilelim. Bizde yolumuzu ona göre çizelim. Bu gidişat gidişat değil.
 
ALGI YARATIYORLAR
 
Algı, saha dışı unsurlardan bir tanesi de algı. Aslında benim demin dediğim saha dışında şampiyonluk kazanılır bir olgu haline gelmiş ama bazı algılar var. Geçen sene yaşadık. Zorlu algısı. Yok efendim MHK Başkanı Ali Koç’un işçisiymiş. Adamcağız 30 senedir Arçelik’in yüzlerce yan sanayisinden biri. Hayatımda iki kere gördüm. Öyle bir algı yaratıldı. Bu sene ne oldu? İki tane algı ile başladık. Rıdvan Dilmen sezonu. İkincisi de Fenerbahçe şampiyon olacak. Rıdvan Dilmen sezonu algısını yaratanlar geçen sene de aynı algıyı yaratanlar bunlar her sene bu işe sistematik şekilde yaklaşıyorlar. Bu nasıl bir olay ortaya çıkarıyor? Belki hakemler diyorlar ki, ‘Böyle bir algı var. Fenerbahçe lehine bir şey çalarsam sıkıntı olur. Bin kere düşüneyim.’ Adamın hiçbir art niyeti yok. Psikoloji. Sahaya çıktığı zaman belki diyecek ki ‘kardeşim böyle bir algı var, ben de bunu parçası olmayayım’. Böyle bir algı yarattılar.
 
Geçen haftanın hakemi. Yapı Kredi Bankası’nda üst düzey yönetici olduğu söylendi. Herhangi biriniz doğru mu diye araştırdı mı? Sosyal medyada deli saçması diye baktık, ben yine de araştırdım. Söz konusu şirkette çalışmıyor. Ne olur ne olmaz dedim. 74 bin kişinin içinde araştırdım. Orada da çıkmadı. Geçen sene böyle böyle yaptılar, bakalım yan saniyede, taşeronlarda bir şey var mı? 200-300 bin kişinin çalıştığı ortamda tek tek bakmak mümkün değil. Söz konusu hakemin bugüne kadar çalıştığı bütün yerleri çıkarttık. Kendisi muhasebeci. Bizimle hiçbir şekilde yakından uzaktan sınırından ilişkisi olan bir durumda değil. Bunu federasyona ifade ettik. Rica ettik. Ya hakemi değiştirin, ya da çıkın iki kelime edin. Bunlar doğru değildir, yanlıştır. Hakemleri baskı altına almayan. Bu şekilde algılar yaratmayın. Bir şeyler söyleyin. ‘tamam’ dediler. Cumartesi günü yapacaklardı, dediler ki, ‘Biz hakemle konuştuk, ettik. Gerek görülmedi’ Peki. Bence bu yanlış. Hataydı. Ondan sonra bir konferansta toplantıda resmi dilden dillendirildi. Yok efendim babası Fenerbahçe’de futbolcuymuş. Babası Malatya’da oynamış, Fenerbahçe ile yolu hiçbir zaman kesişmemiş. Yok Fenerbahçe ile ilişkilendirilen bir şirkette çalışıyormuş. Bizler, mışlı, muşlu bu seviyede algı yaratmamız lazım. Kazanmak için her şey mubahtır. Yaklaşımından uzak durmamız lazım. Düşünebiliyor musunuz, ben tenkit ediliyorum; iyi niyetliyim. Fazla centilmence davranıyorum. Yok efendim kavga etmiyormuşum. Masaya yumruğumu vurmuyormuşum. Masaya vuruluyor da ne oluyor, gördük. Bu şekilde gitmez. İyi insan olmak, iyi yaklaşımda bulunmak Türk futbolunda handikap, dezavantaj. Bunları speküle ettiler ama federasyonumuz veya MHK çıkıp, ‘Kardeşim kendinize gelin genç hakemler üzerinde baskı yaratmayın. Bunları hepsi hurafedir, aslı astarı yoktur demedi. Başka bir şey diyeyim. Daha da ciddi bir iddia. Geçen hafta hakem üzerinde bu algıyı oluşturan herkesi ayıplıyorum. Bu algının da bertaraf edilmesi için hamle yapmayanları da ayıplıyorum. 
 
Ahmet Çakar, faal bir FIFA hakemi diye bir iddia da bulundu. Doğru mu, aslı astarı var mı? Yanlış mı ben bilmiyorum. Anladığım kadarıyla kaynağı da verme konusunda bir sıkıntısı olmadığını anlıyorum. Çağırın sorun. Nedir bu? Kimdir? Bu sana nereden geldi? Çok ciddi iddiadır. Türk futboluna yara veren, hasar veren bir iddiadır. İddiası doğru ise üstüne gidin. Doğru değilse değin ki, Konuştuk ettik. Tamamen yalandır. Ki ben Ahmet Çakar’ın böyle bir konuda yalan söyleyeceğini hiç sanmıyorum. Yalansa onu da tespit edin. Ki bundan sonra Ahmet Çakar ya da herhangi bir yorumcu benzer yaklaşımlara teşebbüs etmesin. Bilecek ki bu iddiaların üzerine gidilecek.  Doğru değilse de kamuoyu doğru olmadığını bir kere yanlış iki kere yanlış; 10 kere yanlış yapmaz. Yine bir öneri veriyorum. Türk futbolunun sağlığı açısından. Biz rahatsızız. Kasıt, hata farkını görebilecek seviyedeyiz. Kötü oynadığımız günlerde olabilir, iyi oynadığımız günlerde olabilir. Kötü oynuyoruz diye hakem hatalarıyla maçı kazanamak, puan kaybetmek veya maçı kaybetmek. Hiçbir takım bunu hak etmiyor.  Tekrar ediyorum; içinde bulunduğumuz ortamı kaotik ortamı hakemlerin Türk futbolunu krize sürüklediği bu ortamı adreslemek, minimize etmek için ortamlar yollar var. Birkaç örneğini size verdim. Lütfen Sayın MHK Başkanı çıksın bazı açıklamalarda bulunsun. Kriz masası ise kriz masası kurulsun. Sorunun dibine inilsin. Bu böyle gitmez.
 
BAŞKAN ALİ KOÇ'TAN SORULARA CEVAPLAR
  
Başkan Ali Koç bir soru üzerine şöyle konuştu: “Endişe taşıyorum ki bunu adresliyorum. Bu sene ile geçen senenin farkı; bu sene çok daha kuvvetliyiz. Bu sene bu işler erken başladı.”
 
Yabancı hakemlerin görevlendirilmesiyle ilgili bir soru üzerine Başkan şu cevabı verdi:
 
“Bu soruyu bana geçen sene de daha çok yabancı hakem üzerinden sormuşlardı. Türk vatandaşı olarak ayıplarım ama ihtiyaç var. Ne yazık ki ihtiyaç var. Tercihen değil mecburen ihtiyaç var ama 80 milyon küsur insanın yaşadığı futbolla yatıp kalkan futbol aşkının bu kadar geniş olduğu, bu kadar geniş kitlelerin takip ettiği sporu doğru yönetmek için kendi içimizden insan kaynağı yaratamıyorsak; bu bizim ayıbımızdır. İnsan kaynağımız var. Sistem yanlış. Dengeler yanlış. Belki gençlik hamlelerini, hakemleri gençleştirme operasyonu burada hedef alınabilir. Belki burada konfor alnını genişletmiş eski yıllanmış marka isimleri   tepkileri hamleleri oluyor. Bu normal değil. Dolayısıyla hakemlerle ilgili daha fazla sorunuz yoksa diğer konulara geçelim.
Konulardan bir tanesi Fenerbahçe’nin şampiyon olacağı algısı. Bu algıları yapanlar kim? Onlara da bakın. Geçmişte yapanlar kim.Çeteresini tutarsanız bazı benzerlikler ortaya çıkacaktır. Hangi sezonu başında şampiyon olacağı söylenen takım kaç defa şampiyon olmuş. Bu Fenerbahçe’nin kırılgan yapısı da düşünülerek ilk tökezlemede ilk sıkıntı da Fenerbahçe’nin üstüne saldırmak için üstüne gelmek için yapılan altlıklar. Şampiyon olursa bak demiştik işte. Olmazsa da bu kadar iyi kadro, bunlar beceremiyorlar. Hocası, yönetimi, başkanı böyle demek için yapılan altlıklar. Bunlar niye başka takımlara olmuyor? Çoğunlukla niye bu tip şeyleri Fenerbahçe üzerinden yaşıyoruz. Sizler de bu değer zincirinin çok önemli paydaşlarısınız. Topyekun bu değişimi yapmamız lazım. Böyle bir şey başlattılar. Taraftarlara da seslendim. Ne olur bu tuzağa düşmeyin. Bu işlere kulak vermeyin. Görüyorum ki en küçük tökezleme de  hemen sosyal medyada taraftarlarımız da hassasiyetler gösteriyorlar. Kimin şampiyon olacağı son haftalarda belli olur. İnşallah biz ipi göğüsleyeceğiz. Hiçbir zaman iddialı konuşmadım. Büyük konuşmadım. Asarım keserim de demedim. Şampiyon olacağız demedim ama bu sene baktığım zaman işler istediğimiz gibi gidiyor.
 
 
Futbol performansı olarak bakarsak; bardağı yarı dolu görürsek, puanımız iyi. İlk 3  takım 23 puanda. Daha iyi olabilirdi, olmalıydı. 15 senedir görmediğimiz bir deplasman performansı var. Süper ama iç sahada hiç beklemediğimiz neticeler alıyoruz. İç saha problemini çözmemiz lazım. En çok gol atan takımız. Müthiş ki daha golcülerimizde tam devreye girmediler ama şampiyonluk adayları arasında en çok gol giyen takımlardan biriyiz. Derin bir kadromuz var. Derin kadromuzun kıymeti önemli, ocak ayında sonra üç günde dört günde bir maç yapacağımız dönemde daha iyi anlaşılacak. Orada bize rekabet avantajı yaratacağını ümit ediyorum. Tabi bir de covid belası var. Ondan da uzak durmamız lazım. Bunun için oyuncuların özel hayatlarından büyük fedakarlık yapmaları gerekiyor. Geneline baktığımız zaman daha iyi bir noktada olmalıydık. Umut vadeden son 20 yılın şu noktadaki şampiyonların topladığı puanlara bakarsanız umut vadeden bir noktadayız. Gol atma sıkıntımız yok. Daha az gol yemeliyiz. Bunu adreslememiz lazım. İyi oyuncularımız var. Karakter ve futbolcu kapasitesi olarak da. Hocamızdan memnunuz. Ne yapıldı? Fenerbahçe şampiyon olacak denildi, 12. hafta hocamız sorgulanmaya başladı. Bunlar klasik. Biz bunları yemiyoruz da ne yazık ki taraftarımız yiyorlar bu golleri. İlerleyen günlerde daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Hocamızdan teknik kadromuzdan sportif direktörümüzden, yardımcısından idari menajerimizden hizmet veren herkesten gayet memnunuz. Aile olarak bir yumak halinde çalışıyoruz. Rekabet ediyoruz. İnşallah uzun süredir beklediğimiz şampiyonluğu sezon sonunda taraftarlarımıza armağan edebilecek bir noktaya gelebiliriz.”
 
Transferle ilgili bir soru üzerine de Koç şu ifadeleri kullandı:
 
“Çok fazla transfer yapacak manevra alanımız yok. Devre arasında elden oyuncu çıkarmazsak. İhtiyacımız olan noktalar var. Mesut Özil Fener Ol’dan itibaren gündeme gelen bir konu. Mesut Özil çok iyi bir Fenerbahçeli’dir. Ekonomik şartlarla ilgili o zamanda söylemiştim. Bugün de söylüyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü, böyle ekonomik şartları kaldırabilecek konumda değil. Bizim için çok güzel bir rüya. Rüya gerçekleşirse ne ala ama gerçekleşmesi zor bir rüya.”
 



0 yorum :

Yorum Gönder