2005 yılını Avrupa şampiyonu ve Dünya dördüncüsü olarak tamamlayıp, Türk futbolunun gelecek umudu olan U17 Milli Takım oyuncularımız, şimdi neredeler?
2005 yılında, İtalya'da düzenlenen 17 yaş altı Avrupa Şampiyonası'na katılan millilerimiz, Abdullah Avcı önderliğinde turnuvaya iddialı şekilde hazırlanıyordu. 1988 doğumlu genç yıldızların ağırlıkta olduğu ay-yıldızlı ekibimiz, A Grubu'nda ev sahibi İtalya'nın yanı sıra, futbol devi İngiltere ve Belarus'la eşleşmişti.
Turnuvanın açılış akşamında, ev sahibi İtalya ile karşılaşan 17 yaş altı milli takımımız, şimdilerde Serie C'de Catania forması giyen orta saha oyuncusu Andrea Russotto'nun golüyle 1-0 mağlup olmuş, İngiltere ve Belarus karşılaşmalarını "kader maçı" haline getirmişti. İngiltere karşısında, dönemin kendi yaş grubundaki en önemli forvetlerinden Tevfik Köse'nin golleriyle 2 farklı üstünlüğü yakalayan milliler, şimdilerde Apoel formasını terleten Joe Garner'ın cevaplarına engel olamadı. Dakikalar 71'i gösterirken, belki de kadronun en büyük yıldızı Nuri Şahin'in kaydettiği gol, zaferimizi tescilledi. A milli seviyede gol atamadığımız İngiltere milli takımını, turnuvanın dışında bırakmamız için artık sadece Belarus engeli kalmıştı.
Finale giden yolda engelleri aştılar
8 Mayıs 2005 günü, Belarus karşısında fırtına gibi esen 17 yaş altı milli takımımız, Tevfik Köse'nin (3) ve Deniz Yılmaz'ın (2) golüyle rakibini 5-1 mağlup ederek yarı finale yükselme başarısı gösterdi. Yarı finalde rakibimiz, B Grubu'nda Hollanda, İsviçre ve İsrail'i geçerek liderlik koltuğuna oturan Hırvatistan'dı. Nikola Kalinic, Dejan Lovren, Milan Badelj gibi yıldızlarıya turnuvanın en iddialı takımlarından olan Hırvatlara karşı müthiş bir başlangıç yapan ekibimiz, Özgür Can Özcan'ın golleriyle 2 farklı üstünlüğe ulaşmıştı. Rados'un ağlara yolladığı topla umutlansa da Hırvatistan, Murat Duruer'in vuruşunda topu bir kez daha filelerinde gördü ve Abdullah Avcı'nın öğrencileri, finale çıkma başarısı gösterdi.
Finalde rakip, büyük bir futbol ekolü olduğu kadar, her dönem için futbol yıldızları üretebilen akademileriyle ünlü Hollanda'ydı. Tim Krul, Vurnon Anita, Ruud Vormer, Dirk Marcellis gibi önemli isimlerin yanında, Marvin Emnes ve Diego Biseswar gibi tanıdık yıldızların da bulunduğu Hollanda, yarı finalde İtalya'yı devirmiş ve namağlup olarak finale yükselmişti. 14 Mayıs 2005 akşamı, Pontedera'da oynanan finale millilerimiz şu 11 ile çıkmıştı:
Volkan Babacan, Serdar Kesçi, Erkan Ferin, Mehmet Yılmaz, Harun Karadaş, Özgür Can Özcan, Ferhat Bıkmaz, Nuri Şahin, Deniz Yılmaz, Caner Erkin, Tevfik Köse
Avrupa şampiyonluğu, bir futbol ekolünü devirerek geldi
İlk yarısında gol sesi çıkmayan mücadelede, ikinci yarının hemen başında sahneye çıkan Deniz Yılmaz, ay-yıldızlı ekibimizi 1-0'lık üstünlüğe taşıdı. Hollanda, bu golün şokunu atlamadan, çok kısa süre içerisinde Tevfik Köse ile farkı ikiye çıkaran milliler, kupanın bir ucundan tuttu. Abdullah Avcı'nın öğrencilerinin kontrolünde geçen kalan sürede başka gol olmayınca, Türk futbolunun son yıllardaki en umut dolu jenerasyonu, potansiyelini bir Avrupa şampiyonluğu apoletiyle taçlandırmayı başardı.
Dünya Kupası'nda da ay-yıldızı dalgalandırdılar
Milli takımımız, bu başarısından 4 ay sonra, Peru'da düzenlenen U17 Dünya Kupası'na katıldı. B Grubu'nda Meksika, Avustralya ve Uruguay'la eşleşen ekibimiz, Avrupa Şampiyonası'nda bıraktığı yerden devam etti. Avustralya'yı Nuri Şahin'in golüyle 1-0, Uruguay'ı Deniz Yılmaz, Özgür Can Özcan ve Tevfik Köse'nin golleriyle 3-2 ve Meksika'yı da yine Deniz Yılmaz ile, son dakikada Caner Erkin'in kaydettiği gollerle 2-1 mağlup ederek grubu lider tamamlayan milliler, çeyrek finalde Çin ile eşleşti.
Beklenenden çok daha rahat geçen Çin maçında, Tevfik (2), Caner (2) ve Nuri ile 5 gollü zaferi elde eden yıldızlarımızın karşısında artık Brezilya vardı. 3 yıl önce, ağabeylerinin Dünya Kupası yarı finalinde mağlup olduğu Brezilya'ya karşı, kendi yaş grubunun Dünya Kupası yarı finalinde eşleşen gençlerimiz, bir tarih daha yazarak şampiyonluk maçına çıkmak istiyordu.
Efsane geri dönüş hikayesi buruk bitti
Real Madrid'li Marcelo'nun başını çektiği yıldızlar karmasında, Sidnei, Anderson, Bruno Mezenga gibi tanıdık isimler de vardı. Mücadeleye harika başlayan ve ilk saniyelerde Celsinho ile öne geçen Sambacılar, devre bitmeden Anderson ve Marcelo'nun golleriyle 3 farklı üstünlüğü yakalamıştı. Bu kötü başlangıç yetmezmiş gibi milli takımımız, mücadeleyi 10 kişi bitirecekti.
İkinci yarıda futbolseverler, tarihi bir geri dönüş hikayesine tanıklık etti. Caner Erkin'le farkı 2'ye indiren ekibimiz, Tevfik Köse ile makası daralttı, Nuri Şahin'in harika golü ise skoru 3-3'e taşıdı. Statta bulunan 19.000 ve ekran başındaki milyonların tanıklık ettiği olağanüstü geri dönüş hikayesi bizler için buruk sonlandı... 90. dakikada sahne alan Igor, final hayallerimizi suya düşürmüş olsa da, bu iki turnuvanın ardından tüm Türkiye'nin emin olduğu bir gerçek vardı: Dünyaya kafa tutacak bir jenerasyon kazanmıştık...
Peki, bu jenerasyonun yıldızları şimdi neredeler?
Kaleciler Süper Lig'de kalıcı oldu
Avrupa şampiyonu U17 milli takımımız, Türk futboluna Süper Lig'in gediklisi olmuş 3 kaleci kazandırdı. O dönem Fenerbahçe forması giyen Volkan Babacan, sarı-lacivertli kulüpte geçirdiği uzun yılların ardından Manisaspor ve Medipol Başakşehir'de boy gösterdi. Halen turuncu-lacivertlilerin formasını giyen Babacan, Süper Lig'in son şampiyonu Başakşehir kadrosunun önemli üyelerinden biri konumunda bulunuyor.
Kadronun bir diğer file bekçisi Onur Kıvrak, genç yaşlarında oynadığı Karşıyaka'dan Trabzonspor'a gitmiş ve uzun yıllar kaptanlığını yapmıştı. Burada geçirdiği 11 sezonda iki kupa kazanan tecrübeli eldiven, 2019 yılında futbolu bıraktı. Ekibimizin diğer kalecisi Eray Birniçan ise, Samsunspor, Gaziantepspor, Çaykur Rizespor, Kasımpaşa ve Alanyaspor serüvenleri sığdırdığı kariyerine, şu sıralar Konyaspor'da devam ediyor.
Nuri ve Caner yıldızlarını parlatmayı başardılar
Jenerasyonun en kariyerli ismi, Borussia Dortmund formasıyla yükselen Nuri Şahin oldu. Şu sıralar Antalyaspor'da ter döken Nuri, Feyenoord, Real Madrid, Liverpool ve Werder Bremen gibi Avrupa devlerinin de forması giyerek toplamda 5 kupa kazandı.
2005'te hem Avrupa Şampiyonası, hem de Dünya Kupası'nda gösterdiği performansla isminden söz ettiren Caner Erkin, Türk futbolunun unutulmazları arasında şimdiden yerini aldı. CSKA Moskova ve Inter ile iki kez Avrupa liglerine transfer yapan Caner, Türkiye'de Manisaspor'un yanında 3 büyük İstanbul kulübünün formasını giydi. Şu sıralar Fenerbahçe'de top koşturan yıldız, kanat olarak başladığı ve bek pozisyonunda devam ettirdiği kariyerine 10 kupa sığdırdı.
U17 milli takımı, kalecileri ve öne çıkan yıldızları dışında Süper Lig'e 4 istikrarlı futbolcu daha vermeyi başardı. Uzun yıllar Galatasaray formasını terleten, yaşadığı sakatlıktan sonra Anadolu'da ve Çekya'da şansını deneyen Aydın Yılmaz'ın yanında, Deniz Yılmaz, Aykut Demir ve Murat Duruer, farklı takım formalarıyla yıllar boyunca ligimizde boy göstermeyi başardılar.
Büyük umutlar beslenen yıldızlar bekleneni veremedi
Kadronun gol ayağı ve dönemin kendi yaş grubunda en önemli forvetlerinden biri olan Tevfik Köse, hem Leverkusen altyapısındaki heyecan yaratan potansiyeliyle, hem de menajerlik oyunlarındaki ünü ile futbolseverlerin merakla beklediği isimlerden bir tanesiydi. Genç yaşta başkente gelen Tevfik, Süper Lig ve 1. Lig'de birçok takımda şansını denese de, Leverkusen U19 takımındaki grafiğine yaklaşamadı. En büyük istikrarını, o dönemki adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da gösteren Tevfik'in yanında, Galatasaray altyapısında yetişen Özgür Can Özcan için de beklentiler yüksekti. Sarı kırmızılı-ekipten farklı kulüplere kiralık olarak gönderildiği yılların sonunda Özgür Can, ağırlıklı olarak TFF 1. Lig'de geçen bir kariyer ile Türk futbolunda yer almaya devam etti.
Süper Lig ve 1. Lig'de uzun yıllar oynayan Anıl Taşdemir ve İsviçre Ligi'nde süren kariyerini üç yıl önce noktalayan Ergün Berisha dışında kadronun pek çok üyesi, profesyonel futbol yaşamlarına İkinci ve Üçüncü Lig seviyesi ile Amatör Küme'de devam ettiler. Cengiz Çoban, Emre Balak, Ferhat Bıkmaz, Muhammed Ali Atam, Erkan Ferin, Harun Karadaş, Mehmet Yılmaz, Umut Salgınoğlu gibi isimlerin önemli bir kısmı futbola devam ederken, bazıları halen alt liglerde boy göstermeyi sürdürüyor..
Galatasaray altyapısından yükseldikten sonra, yine alt liglerde sürdürdüğü kariyerine Maltepespor'da nokta koyan Serdar Keşçi ise, futbola 'maç analisti' olarak katkı sağlamaya devam ediyor. 2017-2019 yılları arasında Medipol Başakşehir'de, 2019 yazından 2020 yılının Ocak ayına kadar ise Beşiktaş'ta, Abdullah Avcı'nın ekibi içinde çalışan Keşçi, U17 Dünya Kupası yarı finalide oynanan Brezilya maçında kırmızı kartı gören isimdi.
Abdullah Avcı, serüvenine devam ediyor
Uzun yıllar unutulmayacak başarıların altına imzasını atan 2005 Türkiye 17 yaş altı milli takım kadrosu, A milli takıma 6 oyuncu ve 1 teknik direktör kazandırdı. Ekibin başında kariyerinin ilk kupa şampiyonluğunu yaşayan Abdullah Avcı, eski adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da, yeni adıyla Medipol Başakşehir'de geçen uzun yılların ardından Beşiktaş'ı çalıştırdı. Şu sıralar Trabzonspor'un başında görev yapan tecrübeli antrenör, 2011-2013 yılları arasında A milli takımımızda görev almıştı.
Tecrübeli antrenör, 2005 yılında kazandığı Avrupa şampiyonluğunun ardından ilk kupasını, Trabzonspor'un Medipol Başakşehir'i 2-1 mağlup ettiği Süper Kupa finalinde kazandı.
Kaynak : TRT SPOR
0 yorum :
Yorum Gönder