İngiltere'de İlkay Gündoğan fırtınası esiyor. Defansif orta sahadan forvete dönüşen ve Guardiola'nın ellerinde parlayan İlkay Gündoğan hikayesiyle de bir o kadar dikkat çekiyor...
İngiltere son haftalarda İlkay Gündoğan'ın performansını konuşuyor. İlkay, Guardiola'nın taktiksel hamleleri sonrası golcü bir orta sahaya dönüştü ve Ocak ayında çıktığı 7 maçta 5 gol atmayı başardı. Ardından İngiltere'de ayın futbolcusu seçildi. Gollerine Şubat ayında da durmadan devam ediyor, duracak gibi de değil. Gelin herkesin konuştuğu İlkay'ın hikayesine yakından bakalım...
24 Ekim 1990'da Almanya'da Gelsenkirchen'de dünyaya geldi İlkay. Balıkesir'den göç eden ailesi bölgedeki birçok göçmen gibi maden işçiliği yapıyordu. O da futbola çok küçük yaşta başlayanlardan oldu. Oturdukları evin bahçesindeki garaj kapısını kale yapıyorlar, mahallenin çocuklarıyla futbol oynuyorlardı. Maçların en küçüğü hep İlkay oluyordu. Aynı zamanda en yeteneklisi de...
Onun futbol aşkını gören ailesi henüz 3 yaşındayken Hesler Spor Okulu'na yazdırdı. Ardından Schalke ve Buer akademilerinde eğitim aldı. İlk ciddi adımını ise 15 yaşındayken Bochum U17 Takımına transfer olarak attı. Performansıyla kısa sürede dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. 17 yaşında Bochum U19 Takımıyla 24 maça çıkıp 14 gol attı ve bu performansı onu Nürnberg'e taşıyarak Bundesliga 2'de forma giymesini sağladı. İlkay 2009/10 sezonu itibariyle artık Bundesliga futbolcusu ve aynı zamanda da Almanya U20 Takımı'nın değişilmez ismiydi.
İlk Bundesliga golünü ve asistini Bayern'e karşı yapan İlkay'ın Nürnberg performansı, Almanya'da devlerin dikkatini çekmişti. İlkay büyüdüğü toprakların takımı olması nedeniyle Dortmund'u seçti ve 2011'de 5 buçuk milyon Euro karşılığında sarı siyahlı takıma katıldı. Jürgen Klopp hem ön libero hem merkez orta saha hem de 10 numara oynayabilen İlkay'ı ısrarla istemişti. İlkay transferi sayesinde Real'e giden Nuri Şahin'in boşluğunu doldurabilecekti. İlkay performansıyla bu boşluğu doldurmakla kalmadı, çok daha fazlasını yaptı...
İlk maçı bir Ruhr derbisiydi. Schalke ile oynanan Süper Kupa maçına 11'de başladı. Süper Kupa'yı kaybettiler ancak ilk sezonunda Almanya Kupasını ve daha da önemlisi Bundesliga'yı kazandı. Bunlar kariyerindeki ilk şampiyonluklardı ancak son olmayacaktı...
2013/14 sezonunu yaşadığı ciddi sakatlık nedeniyle neredeyse maç yapmadan kapayan İlkay bu durumun kariyerini olumsuz etkilemesine izin vermedi. Dünya Kupası'nı da kaçıran İlkay ertesi sezon formunu yeniden yakaladı ve 33 maçta Dortmund forması giydi. Bir sonraki yıl maç sayısını 40'a çıkardı ve Manchester City'nin radarına girdi. Onu isteyen; City'nin yeni menajeri Pep Guardiola'ydı. Bayern'de çalıştığı dönemde sık sık rakip olduğu İlkay'ın futboluna hayrandı. İstediğine sonunda ulaştı; İlkay yaklaşık 30 milyon Euro karşılığında City'nin yolunu tuttu. İlkay, Guardiola'nın Manchester City'ye yaptığı ilk transfer olarak tarihe geçmişti.
Ne yazık ki ilk senesinde çapraz bağ sakatlığı yaşayan İlkay ligin ikinci yarısını kaçırdı. Ama o, zorluklarla nasıl mücadele etmesi gerektiğini iyi biliyordu. İlkay, Manchester City'nin 100 puanla şampiyon olduğu 2017/18 sezonunda tam 49 maça çıktı ve takımına 6 gol, 7 asistlik katkıda bulundu. Devam eden sezonlarda da tablo değişmedi; City'nin en çok maça çıkan oyuncularından biriydi ve Pep'in oyun planlarında kritik görevler alıyordu...
İlkay da tıpkı Mesut Özil gibi her fırsatta Türkiye'ye geliyor ve memleketine yardımda bulunuyor. Balıkesir'in Dursunbey ilçesindeki hastaların tedavi masraflarını karşılayan İlkay bölgenin futbol takımlarına da malzeme yardımında bulunuyor.
İlkay şimdilerde Guardiola için vazgeçilmez bir isim. Sanki içindeki golcüyü bulmuş gibi. Çocukken evlerinin bahçesinde oynadığı gibi neşeyle oynuyor, sakatlık nedeniyle kaçırdığı maçların acısını çıkarıyor...
Kaynak : TRT SPOR
0 yorum :
Yorum Gönder