Geçtiğimiz sezon Turkish Airlines Euroleague’de fırtına gibi esen yeni sezonda bekleneni bir türlü veremeyen temsilcimiz Anadolu Efes'te çift maç haftası adeta kabus gibi geçti.
Geçen sezon ligde fırtınalar estiren temsilcimiz yeni sezonu hala açamadı.
Evet geçen yıl Efes’in hakkı yendi, NBA, İspanya, Almanya örneklerinde olduğu gibi Euroleague de sezonu tamamlayabilirdi, ama yapmadılar ve temsilcimizin tarihi sezonu boşa gitmiş oldu.
Bu sezon başında takımın en önemli ismi Shane Larkin iki diz ameliyatı geçirdi ve sezon başı hazırlıklarına katılamadı. Yıldız oyuncu ardından bir de Covid-19 süreci yaşadı. Bunlara rağmen son 22 günde 10 resmi maça çıktı ve şu anda fiziksel ve zihinsel açıdan çok kötü durumda. Beyninin istediklerini vücudu yerine getiremiyor. Rakipler de ona karşı ekstra önlem alıyor ve Larkin’in bu durumu Efes’e ilk geldiği sezon başındaki halini hatırlatıyor. Ergin Ataman yıldız oyuncusunu kritik CSKA deplasmanında 16, Milano maçında ise 15 dakika sahada tutabildi ve Larkin gibi bir skorer iki maçta da sadece 4’er sayı atabildi.
Kısa rotasyonunda diğer oyuncularda da durum pek parlak değil. Beaubois, Simon, Micic, Buğrahan gibi oyuncular da sakatlık süreci geçirdiler ve geçen sezonun uzağındalar. Bu oyuncuların oyunu yönlendirmesi, ribauntlara olan katkıları da lacivert – beyazlı takım için çok önemli.
Geçen sezon 87,2 sayı ortalaması ile oynayan Efes, bu sezon sadece 76, 7 sayı ortalaması tutturabildi. Bunda da geçtiğimiz yıl topu çok iyi paylaşan, kısalarının yüksek formunun yanı sıra uzunlarını hem iyi besleyen, hem de onlardan şut katkısı alan takım kimyasından uzaklaşmaları büyük rol oynuyor. Efes şu anda bu durumdan takım halinde değil, bireysel performanslara bağlı bir şekilde çıkmaya çalışıyor ve bu durumda işleri çok zor.
Geçtiğimiz yıl bu takım üst üste 12 deplasman maçı kazanırken (CSKA, Barcelona, Real Madrid, Olympiakos, Fenerbahçe Beko dahil) bu dönemi Dunston’ın sakatlığında başarıyla geçmişti. Bu sezon ise Pleiss’ın sakatlığı ve Covid-19’a yakalanması pota altını olumsuz etkiledi. Geçen sezonun X faktörlerinden Sertaç Şanlı ise pek şans bulamıyor. Bu durumda bütün yük 35 yaşındaki Dunston’ın üzerine kalıyor. Dunston Milano maçında Hines, LeDay, Tarczewki gibi uzunlar karşısında büyük bir mücadele ortaya koysa da maçın sonunda yorgun düştü ve maçın kaybedilmesinde bu durum çok etkili oldu.
Eğer Efes yeniden geçtiğimiz sezonki yola girmek istiyorsa uzun rotasyonuna mutlaka bir çözüm bulunmalı. Nitekim takım maç başı 29,6 ribaund ile bu alanda ligde son sırada yer alıyor. Milano maçında Pleiss ayağından bir sakatlık daha yaşadı. Bu noktada ya Sertaç daha fazla sorumluluk alacak ya da atletik, ribaund katkısı yüksek, savunmada etkili bir uzun ile Efes’in pota altını takviye etmesi gerekecek.
Koç Ergin Ataman da geçen yılki formunu aratıyor. Geçtiğimiz sezon bütün oyuncularından katkı alan, çok motive gözüken ve hedefi Avrupa şampiyonluğu olarak belirleyen tecrübeli koç, bu sezon pek de iyi bir görüntü vermiyor. Takım neredeyse her hücumu tek bir oyuncunun elinde oynuyor ve fiziksel olarak kötü durumdalar. Bu durumda hoca rotasyonu daraltmak yerine tüm kadrodan verim almak zorunda. Bu noktada kendisine büyük iş düşüyor.
Belki de takımda son 2 sezondan kaynaklı bir doymuşluk var ancak şunu
bilmeliler ki ellerinde sadece 1 Türkiye Ligi ve 1 Cumhurbaşkanlığı
Kupası var. Ana hedef Euroleague şampiyonluğu ve bu kadronun belki de bu
sezon son şansı. Üstelik CSKA ve Barcelona gibi rakipler geçen sezona
göre çok daha güçlü.
Anadolu Efes 22 Aralık’ta Barcelona’yı, 29 Aralık’ta ise Real Madrid’i
konuk ederek Euroleague’de ilk yarıyı noktalayacak. Üst üste gelen
Baskonia, Valencia, CSKA ve Milano mağlubiyetleri Efes’i zirveden
uzaklaştırdı. Bu nedenle Barça ve Madrid maçları büyük önem kazandı.
Efes ya gücünü ispatlayarak “Zirve yolunda ben de varım” diyecek, ya da
bu sezonu ilk 8 hedefiyle sürdürecek.
Kaynak : Ejder Yasin Turhan / TRT SPOR
0 yorum :
Yorum Gönder