2 Temmuz 2023 Pazar

Tenis Terimleri Sözlüğü

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUDAclu6emdOV43wGahwMuZm1a2IZKtX9XA0KcItus0ZCD3Iy_K8jJCs3A_Dds0G_E4Kebn-0r7TQ5A15JOOkEANbSpQcQgHKjTbp-xn2TTzpC6vjRzWqiYyX7iq47mjqRidmnDCsxPlFI/s1600/Eugenie-Bouchard-25572274550_67e9b135c3_b.jpg

Tenis, dünya genelinde popülerlik kazanan ve heyecan verici bir spor dalıdır. Tenis oyunu, kendine özgü terimleriyle dolu zengin bir dil ve kültüre sahiptir.

A

  1. Ace: Servis atışında topun karşı tarafın sahasına dokunmadan doğrudan sayı alması.
  2. Advantage: Bir oyuncunun, karşı tarafın bir puan önde olmasına rağmen oyunu kazanabilme avantajı.
  3. All-court player: Hem saha içinde hem de saha dışında her türlü oyun stiline uyum sağlayabilen oyuncu.
  4. Alley: Tekler maçında çiftlerin servis çizgileri arasında kalan dar alan.
  5. Approach shot: Rakibin fileye yakın bir pozisyonda olması durumunda, fileye yönelik vuruş yapma.
  6. ATP (Association of Tennis Professionals): Tenis profesyonellerinin organizasyonu.

B

  1. Backhand: Oyuncunun topa vuruşunu forehandunun tersi yönde gerçekleştirdiği vuruş şekli.
  2. Backspin: Topun dönüş yönünün saat yönünün tersine olması.
  3. Bagel: Bir sette bir oyuncunun rakibine sıfır sayı vermesi.
  4. Ball boy/girl: Topları toplayıp oyunculara servis yapma görevi olan çocuk.
  5. Baseline: Tenis kortunun arka sınırı.
  6. Break: Rakibin servis oyununda puan kaybetmesi.
  7. Break point: Servis atan oyuncunun oyunu kaybetme riski taşıdığı puan.

C

  1. Carve: Topa backspin veya topspin eklemek için raketiyle hareket yapma.
  2. Championship point: Bir oyuncunun maçı kazanabilmesi için gereken son puan.
  3. Clay court: Toprağa benzer yüzeydeki tenis kortu.
  4. Crosscourt: Topun sahanın karşı tarafına, köşeden köşeye hareket etmesi.
  5. Deuce: 40-40 eşitlik durumu.
  6. Double fault: Servis atan oyuncunun servis atışlarında iki kez hata yapması.
  7. Drop shot: Topu kısa mesafeye düşürerek rakibin koşu yapmasını sağlama.

D

  1. Deuce court: Oyuncuların eşitlik durumunda servis atışları yaptığı saha yarısı.
  2. Doubles: İkişer kişilik iki takım arasında oynanan maç.
  3. Drive: Raketin topa hızlı ve düz bir şekilde vurulması.
  4. Drop volley: Fileye yakın bir pozisyonda yapılan düşük vuruş.

E

  1. Exhibition match: Rekabetten ziyade eğlence amacıyla oynanan maç.
  2. Eye formation: Çiftler maçında filede iki oyuncunun karşılaştığı stratejik pozisyon.

F

  1. Fault: Servis atan oyuncunun topu fileye veya servis çizgisinin dışına göndermesi.
  2. Foot fault: Servis atan oyuncunun servis sırasında ayaklarını servis çizgisinin üzerine koyması.
  3. Forehand: Oyuncunun topa vuruşunu raketinin ön yüzüyle gerçekleştirdiği vuruş şekli.

G

  1. Game: Bir oyuncunun rakibine karşı 4 puanı kazanması.
  2. Grand Slam: Tenis sporunun en büyük dört turnuvası: Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon, Amerika Açık.
  3. Groundstroke: Topa sert vuruş yapma, genellikle forehand veya backhand.

H

  1. Half volley (Yarım vole): Topun havadayken raketin hemen üzerinde vurulması.
  2. Hard court: Sert yüzeyli tenis kortu.

I

  1. ITF (International Tennis Federation): Uluslararası Tenis Federasyonu.

L

  1. Let: Servis atışı sırasında topun fileye çarpması ve geçerli bir servis olarak kabul edilmemesi durumu.
  2. Lob: Topun rakibin başının üzerinden yüksek bir şekilde atılması.

M

  1. Match point: Bir oyuncunun maçı kazanabilmesi için gereken son puan.
  2. Mixed doubles: Bir erkek ve bir kadın oyuncunun aynı takımda çiftler maçında oynaması.
  3. Net: Tenis kortunun ortasındaki file.
  4. No man's land: Servis çizgisi ile şerit çizgisi arasındaki boş alan.

O

  1. Open stance: Oyuncunun vuruş yaparken vücudunun fileye paralel olduğu durum.
  2. Overhead: Topun havadayken yukarıdan aşağıya doğru sert bir şekilde vurulması.

P

  1. Passing shot: Rakibin fileye yakın bir pozisyonda olmasına rağmen topu onun yanından geçirerek sayı almak.
  2. Playtest: Tenis raketlerinin performansını test etmek için kullanılan deneme süreci.
  3. Poach: Çiftler maçında filede bekleyen oyuncunun rakibin vuruşunu karşılamak için hızla hareket etmesi.
  4. Pro set: Geleneksel set puanı sırasının kullanılmadığı, ilk oyuncunun belirli bir puanı kazandığında setin sona erdiği kısa set.

R

  1. Rally: Topun sürekli olarak iki oyuncu arasında değişerek vurulduğu oyun durumu.
  2. Return: Rakibin servis atışına karşı yapılan vuruş.

S

  1. Serve (Servis): Topu oyuna başlatmak için havaya atıp vurmak.
  2. Set: Oyuncunun rakibine karşı 6 oyunu kazanması.
  3. Slice: Topun raketle temas ettiği anda yanal bir şekilde kesilmesi.
  4. Smash: Topun yukarı havada iken güçlü bir şekilde aşağıya vurulması.
  5. Spin: Topun dönüş hareketi.

T

  1. Tennis elbow: Tenis oynarken veya raket sporlarıyla ilgilenirken aşırı kullanım nedeniyle ortaya çıkan dirsek ağrısı.
  2. Tiebreak: Set puanı 6-6 olduğunda oynanan kısa oyun.
  3. Topspin: Topun dönme hareketinin saat yönünde olması.

U

  1. Umpire: Maçı yöneten hakem.

V

  1. Volley (Vole): Topun havadayken düşürülmeden raketle vurulması.

W

  1. WTA (Women's Tennis Association): Kadın tenisçilerin organizasyonu.

Yukarıda sunulan alfabetik sıralı geniş tenis terimleri sözlüğü, tenis sporuyla ilgilenenlerin terimler hakkında daha fazla bilgi edinmelerine ve tenis deneyimlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamlı sözlük, tenis severlere geniş bir terim yelpazesi sunarak tenis oyununa daha derin bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir.

Tenisle ilgili daha spesifik veya ek terimler hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için ilgili tenis kaynaklarına başvurmanızı öneririm.

0 yorum :

Yorum Gönder