Fenerbahçe'de sportif direktör Emre Belözoğlu, kulüp televizyonu FB TV'de açıklamalarda bulundu. Son mağlubiyetten dolayı çok üzgün olduklarını ve taraftarlardan özür dilediklerini belirten Emre Belözoğlu, "Camiamız şunu bilsin ki, bizde bir panik havası yok." dedi.
Fenerbahçe Sportif Direktörü Emre Belözoğlu, FBTV’de yayınlanan Gündem Özel programına katıldı. Emre Belözoğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Öncelikle herkese sağlıklı günler diliyorum.Tüm dünya ile birlikte
zorlu bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Bizler cumartesi akşamı tüm
Fenerbahçelileri olduğu gibi bizleri de üzen bir sonuçla karşı karşıya
kaldık. Kadıköy’ün kendi gerçekleri var. Fenerbahçe’nin kendi iç saha
prensipleri var. Kendi evimizde üst üste 3 tane mağlubiyet almak bizde
açıkçası olmamış bir durum.Bundan dolayı öncelikle tüm camiamızdan ve
taraftarlarımızdan bizim ne kadar üzgün olduğumuzu bilmelerini
istiyorum.
Bu anlamda maçın ardından geçen 3 günde neler yaptığımızı, neler
konuştuğumuzu, futbol takımımızla neler paylaştığımızı açıklamamız
gerektiğine inandık. Sonda söylememiz gerekeni başta söyleyelim.
Camiamız şunu bilsin ki; Fenerbahçe Spor Kulübü, Ali Koç önderliğinde,
profesyonelleriyle –hocasıyla, sportif direktörüyle, futbolcusuyla-
bizde panik havası yok. Fenerbahçe’nin büyüklüğünün olduğu yerde her
zaman bir beklenti vardır ama bir panik havası varmış gibi lanse
edilmesinden de çok rahatsızım. Benim bulunduğum yerde, Sayın
Başkanımızın bulunduğu yerde panik havası olmayacak ve sonuna kadar da
böyle devam edecek.
Ancak söylememiz gereken gerçekler de var. Bugün de sezon içerisinde de
mutlaka camiamızla, Fenerbahçemize gönül vermiş tüm taraftarlarımızla
paylaşmamız gereken durumlar da ortaya çıkacak. Ben bunu geçmişte de
söyledim; mutlaka kayıplarımız olacak, her şeyin iyi gittiği, kazanılan
maçlardan sonra da bu sözlerimizi yineledik, kötü günlerin de olacağını,
skorların bizi birleştirdiği kadar bizi ayrıştıracağı zamanları da
yaşayacağımızı söylemiştim.
İşte o dönemlerde bizim devreye girmemiz gerekir. Camiamızın bu anlamda
bize destek vermesi gerekir diye de dile getirmiştim. Herkes bu
söylediklerimi hatırlayacaktır diye ümit ediyorum. Panik havasını
gerektirecek bir sonuçla karşı karşıya değiliz. Biz, camiamızı bu
anlamda ayakta tutmak adına elimizden gelen mücadeleyi sonuna kadar
vermeye devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Sayın
Başkanımızın önderliğinde, ben ve Erol Hoca, kurulmuş olan bu yapı
içerisinde biz bu paniğe müsaade etmeyeceğiz. Skorlar geldiği zaman da
bu söylediklerimizi inşallah hep birlikte hatırlayacağız. Biz bu 3
günlük zaman diliminde ne yaptık? Taraftarımızın bir ses duymaya
ihtiyacı var, onu dile getirmek de lazım. Burada öncelikle takımımıza ve
hocamıza güvendiğimizi söyleyerek başlayayım. Biz sahanın içinde olan
özellikle 3-0’lık mağlubiyetten sonra oluşan ortamı dağıtmak adına takım
arkadaşlarımızla toplantılar yaptık, oyuncular kendi aralarında
toplantılar yaptı, hocamız futbolcularla toplantılar yaptı. Aynı şekilde
benim de katıldığım bütün paydaşlarımızın –hocalarımız,
futbolcularımız- olduğu toplantılarımız oldu.
Eksilerimizi artılarımızı değerlendirdik. Bu maça dair aramızda farklı
görüşmelerimiz de oldu. Siz de anlayışla karşılarsınız ki bir
mahremiyeti var bunun, çok fazla neler konuşulduğunu paylaşmadan özetle
şunu söylemek istiyorum; öncelikle herkes çok üzgün. Bütün oyuncular
kendi duygularını net bir şekilde paylaştılar. Gerek birbirlerine olan
duygularını, hocanın futbolcularla olan duygularını paylaştılar.
Toplantımız çok samimi şekildeydi. Yapmamız gerekenin farkında, camianın
bizden beklentisinin farkında bir şekilde toplantıyı bitirdik. Ama şunu
da söylememiz gerekiyor. Ben bunu geçmişte de dile getirdim; ‘Skorlar
birleştirir, skorlar ayrıştırır.’
Bu anlamda bizi anlayabilecek, bize destek verebilecek yegane güç de
camiamız ve taraftarımızdır! Ben inanıyorum ki Fenerbahçe, bu 3 iç saha
maçını taraftarlı oynamış olsaydı bu maçları kazanırdı. Bizim en büyük
itici gücümüz, bizi burada ayağa kaldıracak yine en büyük gücümüzün
taraftarımız ve camiamız olduğunu düşünüyorum. Bizler elimizdeki bu gücü
her zaman taraftarımızdan ve camiamızdan aldığımızı dile getirdik,
oyuncular da şu an her zamankinden daha çok bu desteğe ve sevgiye
ihtiyaç duyuyorlar. Bizden de bu şekilde isteklerini dile getirdiler.
Ben de kulübün bana vermiş olduğu Sportif Direktörlük görevini elimden
geldiğince, benim için yeni bir görev olsa da yerine getirmek adına
gerek arkadaşlarımla, gerek hocalarımla bu toplantıları yaptık. Bunun
yansımalarını herkes görecek, inşallah olumlu olarak sahaya yansıyacak.
Ve inanıyorum ki taraftarımızın, camiamızın arkamızda durduğunu hisseden
bu takım çok önemli bir sürece girecek çünkü önümüzde kabul etmemiz
gerekiyor ki 84 puanlık bir süreç var. Sezon başında oluşturulan bu
havayı biz oluşturmadık. Sezon başında sanki 20-21 değil de 1 tane takım
varmış havasını oluşturmaya çalışanlar şu anda başka bir ortam
oluşturmaya çalışıyorlar. O yüzden camiamızdan, Fenerbahçe’ye tertemiz
duygularla bağlanmış herkesten ricam bu ortamı biz oluşturmadık, şu an
oluşturulan bu ortamı da yine biz oluşturmuyoruz. Bu suni gündem
oluşturanlar şu an yine aynı gündemi oluşturmak istiyorlar. Yani yine
olmayan bir gündemi oluşturmaya çalışıyorlar. Panik havası varmış gibi
bir gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Ben bunu biraz önce cevapladım diye
düşünüyorum. O yüzden söyleyebileceklerim şunlar: Fenerbahçe camiası
çok büyük bir camiadır. En büyük gücü de taraftarıdır. Bu camianın
dinamiklerini çok iyi bilen birisi olarak ben söylüyorum ki her türlü
sıkıntının içinde Fenerbahçe ayağa kalktıysa bu taraftarının vermiş
olduğu destekle olmuştur. Bizi ayrıştırmak isteyenlere bu fırsatı
vermeyelim. Neden vermeyelim? Zaten bir tane Fenerbahçemiz var. Sabah
uyandığımızda eğer ki bir mağlubiyet sonrası üzüntü varsa inanın en çok
bunu biz yaşıyoruz. Kazandığımızda da yine en çok biz seviniyoruz, çünkü
biz sevinmemizin yanında milyonları da sevindirmiş olarak sabahları
uyanıyoruz.
Bunu net bir şekilde söylüyorum, en ufacık bir mağlubiyette bu ortamı
hazırlamak istemeye devam edecekler, bizi bu şekilde yıpratmaya
çalışacaklar. Biz, skorlardan memnun olduğumuz süreler içinde de iyi
oynadığımız oyunlar olduğu kadar kötü oynadığımız oyunlar olduğunu dile
getirdik. Ve bu teşhisi, bu tespiti yaptık. O yüzden hocamıza
güveniyoruz ve takımımıza, mevcut kadromuza başta Başkanımız olmak üzere
biz gerçekten güveniyoruz. Yolumuza emin adımlarla devam edeceğimize
ben inanıyorum. Önümüzde zorlu bir hafta var. Önce kupa maçı, ardından
da Gaziantep maçımız var. Artık 3-4 günde bir maçlar oynanacak. En çok
ihtiyacımızın olduğu süreçlere giriyoruz. Bu oluşturulan havayı,
geçmişte de oluşturmuş olan kişiler zaten bu sıkı periyotu
bekliyorlardı. O yüzden biz buradan Allah’ın izniyle inşallah dimdik
çıkacağız. Ama burada da bizim en büyük destekçimiz taraftarımız ve
camiamız olacak diye inanıyorum.
Herkes çok basit bir şekilde futbolu yorumlayabiliyor. Herkes çok rahat
bir şekilde futbolu konuşabiliyor. Çok çabuk bilgilere ulaşıldığından
herkesin bir fikri var. Türkiye’deki şampiyon olmuş takımların puan
ortalamasına bakılırsa ve şu an önümüzde 84 puan gerçeği düşünüldüğünde
şu an mevcut puanımızın neye tekabül ettiğini çok net bir şekilde ortaya
koyabilirler. Benim buradan Fenerbahçelilerden ricam- mevcut puan
durumunda paniğe ya da bizi sıkıntılı bir ortamdaymışız, sıkıntılı bir
gündemdeymişiz gibi bir duruma itecek bir süreç yok. Türkiye’de son 2
senede 70 puanın altında takımlar şampiyon oldular. Bu sene takım sayısı
21’e çıktı. Otomatikman 84 puanı olan bir takım bu 84 puanın nereden
baksanız 50 ile 60 bandında bir arayı toplarsa ki şu anki mevcut ilk
3-4’te yer alan takımlardan bahsediyoruz, şampiyonluğunu ilan edecektir
diye düşünüyorum. Yanılma payı mutlaka olabilir çünkü futbolda
dinamikler her gün değişiyor, 2+2=4 etmiyor ama herkesin istatistiğe
düşkün olduğunu kabul edersek onları da mutlu edecek cevaplar olacağını
düşündüğümden ben kendi adıma Fenerbahçe’nin önünde 84 puanın hepsine
teker teker talip olduğu bir süreç olduğunu düşünüyorum. Takımımıza
güveniyorum, takımımıza da güvenen, samimi bir şekilde ve samimi
duygularla bağlanmış taraftarımız olduğunu da biliyorum. O anlamda bizi
daha çok şey bekliyor. Kaybedeceğimiz zamanlar yine olacak ama
inansınlar kazanacağımız çok daha maçlar olacak.
2010-11 sezonunun ilk devresi bittiğinde tevafuk yine Yeni Malatya
maçını kaybetmiş, ikinci yarıya öyle başlamıştık. 9 puan önümüzde
Trabzonspor vardı, sezonu şampiyon bitirdik. Geçmişte başarılı olmuş
kadrolara yakın bir kadro var şu an. Ben burada umut aşılayan, umut vaad
eden veya camiaya moral motivasyon sağlamaya çalışan biri değilim. Ben
onların içinden biriyim. Fenerbahçe mutluysa mutluyum, Fenerbahçe mutlu
değilse ben de mutlu değilim. O yüzden birbirimize çok ihtiyacımız
olduğu, her hafta artarak devam edecek süreçlerimiz olacak. Camiamızın
şu anda içinden geçmiş olduğu durum gayet nettir. Lig fikstürüne, puan
durumuna baktığınızda Fenerbahçe adına sıkıntılı bir şey yoktur. Üzgün
olduğumuz hep beraber mutlaka noktalar olacaktır. Bizi Fenerbahçe’nin iç
sahada üst üste 3 mağlubiyeti üzmüştür. Bunun bilinmesini istiyorum.
İç saha-dış saha performasıyla ilgili soru üzerine ise Emre Belözoğlu şöyle konuştu:
“Biz hocamızla değerlendirme yaptık. Sadece son haftaya özel değil,
hemen hemen her hafta yaptık. Biz bu değerlendirmelerimizi yapıyoruz,
raporlarımızı hazırlıyoruz. Bizden yönetimimiz bir şey beklediği zaman
onların önüne getirmek adına böyle bir sistematik çalışmamız var.
Hocamızın da zaten isteği bu şekilde. Fakat Fenerbahçe, iç sahadaki o
yenilmezlik serilerinin olduğu dönemlerde en büyük gücü tribündeki
taraftarlarından almıştır. Şu an oluşan pandemi sürecinden dolayı ben iç
saha-dış saha kavramının birazcık ortadan kalktığını düşünüyorum. Kendi
fikrim. Bu mağlubiyetlerimizin açıklaması mıdır? Ona da katılmıyorum.
Ne olursa olsun Fenerbahçe içerde dışarda ligde oynadığı her maçın
favorisidir. Biz bu 3 mağlubiyetin bize getirdiklerini – kaybederken de
kazanmak var hayatta, kaybederken bir şeyleri görmek adına çok büyük
fırsattır- biz bunları değerlendirebilecek miyizi bence iyi çalıştık.
Ciddi anlamda oyuncular, hocalarımız, bizler bu toplantıları yaptık.
Bundan sonra bu kayıpların en aza inmesi adına, çünkü yine kayıplar
olacaktır. Bu futbolun gerçeğidir. Bunları ortadan kaldırmak adına çok
verimli görüşmelerimizin olduğunu söyleyebilirim. Ama bizim iç sahadaki
galibiyet serimizin devam etmesinde en büyük destek taraftarımızdı.
Başka takımların kötü performanslarında ortaya çıkmayan kamuoyu
yoğunluğunun Fenerbahçe’ye karşı çıkmasıyla ilgili değerlendirme yapan
Emre Belözoğlu, “Benim yine geçmişten söylemlerime bakarsalar,
Fenerbahçe’nin büyüklüğü çok başka bir büyüklük, bazen şampiyonluk
yetmiyor, bunu söylemiştim. Fenerbahçe sezon başından beri oluşturulan
ortamın, algının içinde olmadı. Başkanımız, yöneticilerimiz, sportif
direktör, yardımcım, hocalarımız olmadık. Bu ortamı oluşturan kişiler,
bunun bir planını kendilerince yaptılar, şu an hala devam ettiklerini
zannetsinler, biz buna karşı koyacağız, karşılığını vereceğiz bunların,
öncelikle sahada tabii ki vereceğiz. Türkiye’de şu an lig sıralamasına
baktığınızda bizim arkamızda olan birçok takım, hala şampiyonluk
şarkıları, hala takımından, hocasından, camiasından memnun taraftar
kitleleriyle, böyle bir algı oluşturmaya çalışırken, biz aynı puanlarda
olmamıza rağmen ligden bu kadar uzaklaşmış bir portre çizilmiş
olmasından rahatsız olduğumuzu dile getirmek için bu programı yaptık.
Ben bunu Fenerbahçe’nin büyüklüğüne bağlıyorum bunu. Fenerbahçe’nin uzun
süredir gelmeyen şampiyonluğu var. 2010-11 sezonundan sonra camiamızın
yaşadığı çok zorlu süreçler var. Taraftarımızın da sabırsızlığını
anlıyorum. Onların beklentilerini de çok iyi anlıyorum. Ama bizden
bekleneni vermek adına mücadele eden ve onların ne istediğini bilen bir
yapı oluşturduğumuzu da çok iyi biliyorum. O yüzden müsterif olsunlar,
bu yapılan oyunların hepsini inşallah biz bozacağız. Tabii ki saha
içinde bozacağız. Saha içinde göstermemiz gerekenler var. Saha içinde
ben inanıyorum ivedilikle bunun karşılığını veren bir takım, daha sonra
da bizim yapacağımız gündeme dair açıklamalarla süreci doğru
yöneteceğimize inanıyorum. Bizim görevimiz bu. Biz zaten işler iyi
gittiğinde devreye girmek için burada olmadık, bazen işler kötü
gittiğinde devreye girmek için buradayız. Bundan kimsenin şüphesi
olmasın.
Herkes müsterih olsun. Yeter ki biz bir olalım, beraber olalım. Bu takım
iyi bir takım. Futbolcuların hepsi camianın, taraftarın onlardan ne
istediğini biliyor. Ancak aynı zamanda da bu desteği bekliyor. Kötü
günde bu desteği bekliyor. Ben camiamızın bu anlamda kötü günlerde
birçok desteği göstermiş bir taraftarı olduğunu biliyorum. Benim de kötü
oynadığım zamanlarda en büyük isteğim taraftarın bana destek olmasıydı.
Oyuncularımız da benimle yaptıkları konuşmalarda naçizane
taraftarımızın onların yanında olmasını bekliyorlar. Ben de
futbolcularımıza şunu söyledim. Bundan şüpheniz olmasın. En kötü günde
bile Fenerbahçe taraftarı oyuncusuna, hocasına sahip çıkacaktır. Ben çok
iyi bir takımımızın ve hocamızın olduğunu düşünüyorum. Tekrar bunu dile
de getiriyorum.
Kazanmada ve kaybetmede birliktelikler çok önemli. Kazandığın zaman
zaten birlikte olmak çok kolaydır. Kaybettiğinde birlikte olmak büyük
takımlara, hele Fenerbahçe gibi bu kadar sıkıntılara maruz kalmış
camialara daha çok yakışıyor. Ben Fenerbahçe’yi gerçekten çok seviyorum.
Fenerbahçe’nin her türlü sıkıntıda nasıl birleştiğine yıllarca şahit
oldum. O yüzden ortada bir panik, ortada bir sıkıntı gösterilmeye
çalışıldığı gibi olmasa dahi söyleyebileceğim gerçekten Fenerbahçe
takımı taraftarının bu takıma, hocasına sahip çıkmasıdır. O taraftarın
büyüklüğüne de zaten bu yakışır.
Biz her haftayı planlayarak, her hafta sonrası yaptıklarımızı
planlayarak toplantılar yapıyoruz. Yaptığımız görev icabıyla sadece
Fenerbahçe takımına transfer yapmak, oyuncu getirmek, bu planlamalarla
uğraşmak değil; bizim bundan çok daha önemli yaptığımız işlerimiz var.
Bir gün başka bir programda ne yaptığımızı, ne yapmadığımızı daha
detaylı anlatırız. Sanki görevimiz sadece Fenerbahçe’ye transfer
yapmakmış gibi bir algı olmasın. Biz Fenerbahçe için birçok sevgimizden
vazgeçtik, birçok duygumuzdan vazgeçtik. Hiçbir zaman gururumuzu
Fenerbahçe’nin önüne koymadık. Şu an mevcut çalışan futbolcularımız,
hocamız, ben ve Samandıra’da kim varsa Fenerbahçe bizim önceliğimiz.
Fenerbahçe bizim gururumuzun da önündedir. O yüzden elimizden geldiğince
Fenerbahçe’nin başarısı için mücadele etmeye çalışacağız. Mücadeleye
devam edeceğiz. Taraftarımızın takımımıza desteğe devam etmesi en büyük
arzum ve isteğim.
Takım içindeki son durum hakkındaki soruya ise Belözoğlu şöyle cevap verdi:
Biz de hakimiz, oyuncular da hakim. Denizli maçı öncesi 10-15 metrekare
bir odanın içinde 25 futbolcu takım adına toplantı yapabiliyorsa, kendi
adına herkes duygularını net bir şekilde ifade edebiliyorsa bu takım
zaten başaracak güçtedir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yeter ki bu
oluşturulan suni ortamı bizim yapmadığımızı, sanki şampiyon olmuş
havasını bizim yapmadığımızı ve şu an oluşturulan ortamı da bizim
yapmadığımızı fark eden bir camiamız ve taraftarımız olsun. Lütfen
samimi ve tertemiz duygularla Fenerbahçe’ye bağlanmış herkes
cümlelerimize önem versinler, değer versinler. Biz onların duygularına,
sevinçlerine ve üzüntülerine çok önem veriyoruz. Yapmamız gereken de bir
olmak, beraber olmaktır. Hepsinden rica ediyorum.
0 yorum :
Yorum Gönder